Monday, September 26, 2022

Deprem 101 I Ali Osman ÖNCEL

 

Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Evet ‘şu anda İstanbul'da en büyük ivme büyüklüğü nasıl değişmiştir?’ sorusu var, ama ne zaman değişmiştir. İşte 17 Ağustos 1999 İzmit depreminden sonra İstanbul'da belli ilçelerde yıkımlar oldu, riskli ilçelerde ölümler oldu acaba bu ölümler ve yıkımlar zıt olduğu yerlerdeki ölçülen en büyük ivme büyüklüğü nasıldır? Acaba bunları ilişkisi var mıdır sorusunun bir cevabını bu durumda bu soruda aramaya çalışıyoruz bir cevap vermeye çalışacak buyurun.
Caner Tan: 17 Ağustos 1999 İzmit depreminde yıkılan bina ve ölen insanların olduğu depremde en şiddetli hissedilen İstanbul da Avcılar ilçesinde en büyük yer ivme haritasına bakıldığında, zeminlerde farklılıklar göstermekle birlikte Alüvyon zeminlerde en büyük ivmelenme değerine sahiptir. İzmit-İstanbul arası yaklaşık 150-200 km civarında burada en fazla etkilenecek olan alanlar İstanbul’un sahil kenarlarındaki ilçeleri Avcılar Büyükçekmece ve Küçükçekmece gibi olan yerlerin daha fazla etkileneceği öngörülmektedir. 99 depreminde yıkımın en fazla beklendiği ve en çok hasar olan yerlerde buralarda oldu. İzmit depreminde İstanbul'a olan en büyük yer ivmesi buralarda ölçüldüğü kadarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin de yaptırdığı hemen deprem sonrası çalışmalarda 0.25 g gibi bir değerler çıkıyor. Her ne kadar burada geriye doğru gidildiğinde ivme değerlerinin düştüğü görülse de olası depremde en çok etkilenecek alanların zeminin en zayıf olan alanların büyütme etkisiyle en çok etkilenen alanlar olacağı görülmektedir. Teşekkürler.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Tabii burada bir etkilenmeden bahsedemiyoruz değil mi? Bu beklenen bir büyük İstanbul depreminden sonraki bu büyük İstanbul depreminin meydana getirecek faylar Marmara Denizi'nin içerisinden geçen deprem fayları Kuzey Anadolu Fay zonu olarak kabul ediliyor. Ve görüldüğü gibi Kuzey Anadolu Fay zonu yakınlıkla uzaklıkla orantılı olarak ivme değerleri sarıdan yeşile doğru azalıyor. Yani burada demek ki eşit mesafede Adalar’ın önünde ya da Büyükçekmece önünde bir deprem olduğu zaman demek ki İstanbul'un batı tarafı daha fazla hissedecek. İşte İstanbul'un doğu tarafı yani Asya İstanbul'da az hissedilecek yani şimdi biz bunu tabii ki beklenen en büyük deprem ivme haritası olarak varsaydığımızı düşünelim ve diyelim ki bu harita 1999 depreminden önce yapıldı. 99 depreminden sonra yapıldığını biliyoruz. Çünkü 99 depreminden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bu tür çalışmalar Japonya'nın desteği ile Japonya'nın ve JICA Ajansı'nın desteğiyle bu tür çalışmalar yapıldı. Büyük deprem simülasyonları hazırlandı. Ve bu çalışmalardan birini de arkadaşımız burada koymuş. Bu tabii ki son işte 1 Ocak 2019 yılındaki en büyük ivme haritası ile karşılaştırmak gerekebilir. İleride ya işte belediyenin JICA destekli yapmış olduğu İstanbul için beklenen ivme haritası ile, işte ne bileyim ülkemizin ulusal deprem tehlike haritasında beklenen büyük ivme haritası arasında bir karşılaştırma yapalım der denirse, karşılaştırma için iyi bir referanstır. Acaba değişen bir şey var mı yok mu diye, böyle bir çalışma da kullanılabilir. Çünkü bu çalışmayı yapan iki farklı kurum bir tanesi demek ki bu çalışmanın yapılmasında Japon uzmanlar kullanıldı. 1 Ocak 2019 yılından sonraki ulusal deprem tehlike haritasının hazırlanmasında Türk uzmanlar kullanıldı. Demek ki Japon uzman çalışması ile Türk uzman çalışması ile birlikte ortaya çıkan bu deprem tehlike haritası en büyük beklenen ivme olarak bu haritalar arasında acaba nasıl bir fark var diye bakılabilir. O açıdan da ilginç olabilir Japon uzman çalışmasıyla Türk uzman çalışması sonucunda ki bu çalışmalar arasında ki farkın değerlendirilmesi özellikle İstanbul'da beklenen deprem tehlikesinin araştırılması ile ilgili bir akademik çalışma yapacak olan birisi için oldukça ilginç olabilir. Bu harita neyi gösteriyor? Bu harita bildiğimiz yani ivme uzaklık arasındaki ilişkiyi gösterir. Görüldüğü gibi deprem tabii ki bu harita hazırlanırken depremin nerde olacağı yada nerde olduğu da önemli deprem acaba nerede olursa bu harita geçerli. Herhalde bu hazırlandığı ne göre kabuk şudur. İşte Marmara bölgesi içerisinde ki depremin beklendiği ya da geçmişte olan depremlerin olduğu yerlerdeki noktalarda tekrar depremin meydana gelmesi durumunda tüm tehlikeler dikkate alınarak bu haritalar hazırlanmış. Demek ki Kuzeye doğru gittiğimiz zaman Karadeniz’e doğru gittiğimiz zaman bize neyi gösteriyor? Karadeniz’e doğru sırtımızı ne kadar çok yaslarsak haritaya göre insan o kadar depremin şiddetinden depremin etkisinden kendinizi koruyabilirsiniz. Demek ki deprem tehlikesinin riske dönüşmesini azaltan birinci unsur deprem fayına uzaklık demek ki nasıl uzaklaşıyor? Buradaki İstanbullu Karadeniz'e yaklaştıkça uzaklaşıyor. O nedenle demek ki uzaklık kriterine göre bizlerin deprem tehlikesinden korkumuz olan bizlerin kendimizi Karadeniz'e doğru yaklaştırması gerekiyor. Yani şehir plancısı olarak bu harika bize diyor ki kardeşim sen şehri Karadeniz'e doğru taşı yani şehirler Marmara Denizi'ne bakmasın Karadeniz'e baksın. Karadeniz'e bakarsa niye çünkü Karadeniz'e bakacak şekilde İstanbul'da şehirleşme kurulursa oradaki beklenen ivme değeri daha düşük olduğu için burada yeşille gösterilmiş. O zaman ne yapabiliriz biz İstanbul'da beklenen deprem tehlikesinin azaltabiliriz. Ama sen illaki diyorsan ben Marmara kıyısına Nazır bir şehirleşme yapacağım ya nüfusu Marmara kıyısına taşıyacağım, kalabalık indeksini Marmara Denizi boyunca artıracağım diyorsan, o zaman bu harita diyor ki ya öyle yaparsan bak beklenen şiddet burada büyük depremin beklenen şiddetini ve bu şiddete bağlı kayıp riskini sen büyütüyorsun. Demek ki bizler ne yapabiliriz? Bizler beklenen deprem tehlike haritası ile ya da en büyük ivme haritası ile ne yapabiliyoruz? Ülkeyi aslında değiştirmekle ya da tehlike kapasitesinin azaltmakla sorumlu olan yöneticilere bir kolaylık tanıyoruz. Yani beni yönetici yapsanız dedim ki kardeşim bundan sonra Marmara Denizi'ne değil Karadeniz'e doğru şey yapacağız, nüfusu yoğunlaştıracak çalışmalar yazar şehirleşme projeleri geliştireceğiz. Çünkü Karadeniz'e yaklaştıkça beklenen İstanbul depremi eskisi azalacak diye ben ne yapabilirim yani böyle bir yönetici pozisyonum olsa belki karar alabilirim. Çünkü tehlike Marmara içerisinde, Karadeniz'e büyük deprem falan beklenmiyor Karadeniz meydana gelmemiş Karadeniz en sakin en güvenli yer, o zaman ne yapmak lazım? Madem biz İstanbul'a yaşayacağız taşı toprağı İstanbul diyorsan o zaman yapmamız gereken şey, Marmara denizinden uzaklaşmak Karadeniz'e yakın bir şehirleşme cazibesini artırmak olarak ortaya çıkabilir. Benim kısa olarak yorumum tabii ki 17 Ağustos İzmit depreminden sonraki ilçelere göre beklenen ivme değerinin nasıl değiştiği ile ilgili bir harita olmadığı için, ben onunla ilgili yorum yapmadım. Fakat bu harita kullanılarak bu harita kullanılarak şehirleşmenin nüfus göçünün neden nüfus ya da yapılaşma ya da kalabalıklaşma büyüklüğünün, nerelere doğru transfer edilebileceğini bir yönetici gözünden nasıl yorumlanabileceğini ve yorumlanması gerektiğini burada açıklamaya çalıştım. Evet, ben teşekkür ediyorum arkadaşımıza.

No comments:

Post a Comment

Yaşam Bilimi ve İlimlerin Önemi: Geçmişten Günümüze

ARZIN YARATILIŞ SÜRESİ