Wednesday, December 13, 2023

Deprem Riskini Azaltma Rehberi - 09

12 Kasım 1999 Düzce Depremi, Türkiye'nin hafızasında derin izler bırakan bir felaketti. O gün, Düzce ve Adapazarı'nı sarsan deprem, büyük hasar ve kayıplara yol açtı. Bu doğal felaket, deprem riskinin ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Ben de o gün, İstanbul'un Sefaköy semtinde, depremi ilk defa yaşadım. Yer dalgalandı, binalar sallandı. Depremin kuvvetini, binanın içinde olmadan sokakta gözlemledim. O andan itibaren deprem korkusu hayatımın bir parçası oldu.

Bu korku, özellikle Japonya'da yaşadığım dönemde daha da derinleşti. Japonya'da her ay depremlerle uyanmak, bu doğal felakete alışık olmayan biri için büyük bir sınavdı.

İstanbul'da yaşayan yakınlarımı da etkileyen Düzce Depremi, deprem korkusunu güçlendirdi. Deprem anlarında ulaşamadığım yakınlarımın güvenli olduğunu bilmek için endişelendiğim anlar oldu.

Bugün, deprem korkusunu azaltmanın yolunun, deprem konusunda bilgi sahibi olmak, hazırlıklı olmak ve güvenli bölgelerde yapılaşmayı teşvik etmek olduğuna inanıyorum. Depremin etkilerini minimize etmek, bilinçli şehir planlaması ve doğru risk yönetimiyle mümkündür.


PROJE 365 SORULARI


Deprem Ölçümlerindeki Değer Farklılıkları: Analiz ve Açıklamalar. 23 Kasım 2022 tarihinde Düzce'de meydana gelen depremle ilgili ilk açıklamada, depremin büyüklüğü 6, derinliği ise 7 km olarak belirlenmiştir. Ancak daha sonraki güncellemede sismologlar tarafından yapılan açıklamada, depremin büyüklüğü 6.1'e yükseltilmiş ve derinliği 11 km olarak belirtilmiştir. Bu iki açıklamada neden farklı değerlere ulaşılmıştır? @asldogan4051


Fay Kırıkları ve Deprem Senaryoları: Bilgi Kirliliğini Önleme Yolları. Fay kırıkları haritaları kullanılarak oluşturulan deprem senaryoları, zaman zaman şişirilmiş ve gerçek olmayan kaynaklara dayanarak büyük bir bilgi kirliliği oluşturabilmektedir. Bu durum, insanların stres düzeylerini etkileyerek hastalığa yakalanma riskini arttırabilir. Peki, bu bilgi kirliliğinin önüne nasıl geçilebilir? @tugbadogan3150


YOUTUBE VİDEOSU KONUŞMA METNİ

12 Kasım 1999 Düzce Depremi, Türkiye'nin en büyük depremlerinden biridir. Deprem, Düzce ve Adapazarı'nda büyük hasara ve can kaybına yol açmıştır. Deprem, Türkiye'de deprem riskinin yüksek olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Deprem Korkusu

Deprem korkusu, depreme maruz kalan kişilerde yaygın olarak görülen bir duygudur. Deprem korkusu, depremin neden olduğu fiziksel ve psikolojik etkilerin bir sonucudur.

12 Kasım 1999 Düzce Depremi'ni sokakta yaşamıştım. İstanbul'da, Sefaköy'de bekliyordum. Otobüs bekliyordum. Yer dalga dalga gelirken ilk defa bir depremi gördüm. Allah'tan sokaktaydım. Binalardaki bu depremin şiddeti kütle ile çarpıldığı için ne oluyor, büyüyor yani yerin meme büyüklüğünü nasıl değiştiğini gördüm. Dalga dalga tabii ki kütle ile çarpıldığı için binanın içinde ne yapacaksın? Deprem kuvvetini yaşayacaksınız?

Bugüne kadar Türkiye'de büyük bir depremi şiddetli yaşamadım. Ancak Japonya'da her ay bu tür depremlerin yaşıyordum. Her ay bir depremle uyanıyordum. Yani gece bir deprem mi genellikle oluyordu orada ve depremle uyandığım oluyordu.

İstanbul'da da yakınlarımın özellikle Düzce'de meydana gelen depremde ya da deprem sonrasında sabah 4'te uyandırıldı. Depremle uyandırdığını İstanbul'da uyanmadı. Kimse kalmadığını hemen hemen öğrendim. Genellikle baktım deprem uzmanları sabah 5 gibi açıklama yapmışlar. Tabii ki İstanbul'da yaşıyorlar. Demek ki uyanmış olmalı ki normalde bu saatte herkesin uyandığı bir saat değil.

Sonuç. Deprem korkusu, depreme maruz kalan kişilerde yaygın olarak görülen bir duygudur. Deprem korkusu, depremin neden olduğu fiziksel ve psikolojik etkilerin bir sonucudur. Deprem korkusunu azaltmak için deprem konusunda bilgi edinmek, deprem anında neler yapılması gerektiğini bilmek ve depreme hazırlıklı olmak önemlidir.

 Sismolojik Verilere Dayalı Risk Değerlendirmesi

Evet, arkadaşlar, bir deprem tehlikesiyle karşı karşıyayız, bu durumu gösteriyor. Gerçeği asla unutmamalıyız. Eğer ilgileniyorsanız, bu depremle ilgili bilgilere bir göz atalım. İşte depremle ilgili güncel bilgiler:

Bu deprem sabah 4.8'de meydana geldi ve o zamandan beri bilgiler güncellendi. İlk başta depremin derinliği 7 km olarak belirlenmişti. Ancak, sismologlar daha sonra bu bilgiyi güncelledi ve depremin büyüklüğünü moment büyüklüğü (Mw) olarak 6.1, derinliği ise 11 km olarak düzelttiler.

Depremin moment büyüklüğü, evrensel bir deprem büyüklüğü ölçü birimidir. Bu, depremin gerçek potansiyelini daha hassas bir şekilde yansıtır. Bu nedenle, Mw değeri, depremin şiddeti hakkında daha güvenilir bir bilgi sağlar.

Bilgilerin sürekli güncellendiğini unutmamak önemlidir. Doğru ve güncel bilgilere erişim, deprem hazırlıkları yaparken toplum olarak daha güvende olmamıza yardımcı olacaktır. Kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için bu bilgileri takip etmeye devam edelim.

Gerçekten, beklemeniz gereken şey, depremin moment büyüklük değeridir. Anladığım kadarıyla, sabah saat 4.8'de meydana gelen depremle ilgili bu tür bir açıklama yapılmış.

Daha sonra bu açıklama güncelleniyor. Avrupa Deprem Merkezi tarafından yapılan inceleme, depremin merkezi ve derinliği konusunda bilgi veriyor.

Başlangıçta 6 olarak belirlenen deprem büyüklüğü, daha sonra güncelleniyor ve bu durumun nasıl gerçekleştiğini anlamak önemlidir. Altı numaralı depremin büyüklüğü siliniyor, yerine bir nokta konuyor, bu da güncelleme yapıldığına işaret ediyor.

Peki, neden güncelleniyor? Çünkü depremin gerçek büyüklüğünü bilmek önemlidir. Fiziksel olarak depremi anlamak için derinlik bilgisi de önemlidir. İlk açıklamada derinlik 7 km olarak belirlenmişti, ancak güncelleme yapıldığında derinlik 11 km'ye çıkarıldı.

Bu noktada, "İncelendi" (Reviewed) ifadesi önemlidir. Bu, sismologların depremin verilerini tekrar gözden geçirdiği ve güncellenmiş bilgileri sağladığı anlamına gelir.

Sonuç olarak, depremin gerçek büyüklüğü 6.1 ve derinliği 11 km olarak güncellenmiş durumda. Bu tür düzeltmeleri fark etmek ve takip etmek, doğru bilgilere erişimimizi ve depremle ilgili daha iyi anlayışımızı artırır.

Elbette, burada sunulan bilgiler, özellikle Düzce ile ilgili detayları içermektedir. Raporda, Düzce'ye olan mesafe 15 km olarak belirtiliyor ve şehrin nüfusu 57,000 olarak veriliyor. Ayrıca, Adapazarı'na uzaklık da paylaşılmış ve bu şehrin nüfusunun 286,000 olduğu belirtilmiş. Bu bilgiler, depremin etkilerini anlamak ve olası risklere karşı hazırlıklı olmak için önemli parametrelerdir.

Uzaklık, depremin şiddetini artıran bir faktördür. Ayrıca, nüfus yoğunluğu, yani 'population' olarak adlandırılan parametre, depremin etkilerini değerlendirmek için kritik bir unsurdur. Bu veriler, deprem öncesi, deprem anı ve sonrasında alınacak önlemlerle birlikte toplumun genel güvenliğini artırmak adına önemli bir rol oynar.

Bu bilgilerin paylaşılması, toplumun depreme karşı bilinçlenmesine ve gerekli güvenlik tedbirlerini almasına yardımcı olabilir. Deprem konusunda doğru ve detaylı bilgilere erişim, afet durumlarına karşı daha etkili bir hazırlık sağlar.

Deprem Riski, Adlandırma Stratejileri ve Bölgesel Etkiler

Depremin riski, büyük bir tehdit oluşturur. Bu bağlamda, Sakarya, 286,000 nüfusuyla en riskli bölgelerden biridir ve Düzce gibi daha yakın alanlarla olan mesafesi, riski artırır (15 km uzaklıkta). Ancak, bu depremin adı genellikle dış merkezi en yakın şehre dayanarak belirlenir. Bu durumda, depremin Düzce'ye yakın olmasından dolayı "Düzce Depremi" olarak adlandırılmasının bir nedeni vardır.

Ancak, "DüzceDepremi" adlandırılmasının nedeni belirsizdir. Bu adlandırma muhtemelen nüfus ve yerleşim yerlerini içeren belirli kriterlere dayanmaktadır. Nüfusun rolü, depremin etkilerini ve acil durum yönetimini değerlendirmede kritik bir faktördür.

Sonraki slayta geçildiğinde, bölgede bir dizi depremin yaşandığı görülmektedir. Bu durum, deprem riskinin yüksek olduğu bir ülkede beklenen bir durumdur. Ancak, bu ülkelerde deprem hazırlığı konusundaki yavaşlık şaşırtıcı olabilir.

Son 7 gün içinde meydana gelen depremleri gösteren bilgiler incelendiğinde, bu bölgede sık sık depremler meydana geldiği ortaya çıkar. Bu durum, depremle ilgili risklerin sürekli var olduğunu gösterir.

Depremlerin etkilerini değerlendirmek için kullanılan bir başka önemli bilgi, depremin hangi alanlarda hissedildiğidir. Bu veriler, depremin merkezi olan bölgede maksimum şiddetin yaşanmadığını, ancak daha uzak bölgelerde, örneğin İstanbul'da, daha fazla etki yarattığını gösterir. Bu durum, depremin etkilerinin sadece epicenter yakınında değil, geniş bir bölgede hissedildiğini gösterir.

Özetle, bu veriler, deprem riskinin varlığını ve etkilerini değerlendirmek adına önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilgiler, acil durum planlaması ve deprem hazırlığı konularında dikkate alınmalıdır.

Depremin Hissedilme Mekanizması

Yani, depremi neden hissediyoruz? Bu ders boyunca, depremle ilgili riskleri ve etkileyen faktörleri tartıştık. Görüldüğü üzere, bu depremi 400 km çapındaki bir alan boyunca herkes hissetti. Çanakkale'de bile hissedenler olduğunu duydum. Bu sabah, Çanakkale'de depremi hissedenler olduğunu duydum. Demek ki, nereden bakarsanız bakın, 400 kilometrelik mesafede, Çanakkale ile Düzce arasında bile bu depremi hissedenler var. Belki içimizden bu depremi hissedenler de olmuş olabilir.

Fakat ben hissetmedim, belki hissedenler olduğunu duydum. Şiddetin anlarında neler yaşandığını duydum.

Şimdi baktığımızda, bu depremin tabii ki dış merkezi. Yatay eksen nedir, uzaklık nedir?

Bakın, işte deprem burada oldu. Sanatın merkezi her zaman saldırmaktır. Bu deprem meydana geldikten sonra, bu depremi hissettiğini söyleyerek 400 km çapında raporlar veren insanlar var. Bakın, depremin şiddeti görüldüğü üzere.

Ek 20 km uzaklıkta, şiddet 7 büyüklüğüne kadar varıyor.

İşte 40 km'ye geldiğimizde, depremin şiddeti artıyor.

Görüldüğü üzere.

150 km'ye geldiğimizde, depremin şiddeti 4'e düşüyor. Demek ki depremin şiddeti ne oluyor?

Bakalım, uzaklıkla azalıyor. Neden uzattık? Depremin meydana geldiği yer neresiydi, deprem nerede olmuştu? Düzce'de olmuştu, işte 11 km derinlikte olmuş. Uzattıkça ne oluyor? Azalıyor.

Ancak buradaki durum ilginç, bakın burası.

3 km uzaklıkta.

200 km uzaklıkta, depremi neredeyse 9 şiddetinde hissettim diyenler var ve depremi hiç hissetmedim diyenler var.

Depremin Şiddetini Etkileyen Faktörler

Görüldüğü üzere, hissetmedim diyenlerle depremi hissettim diyenler arasındaki şiddet farkı neredeyse 8.

Hissetmedim diyenler 200 km uzaklıkta ve depremi çok şiddetli hissettim diyenler gene 200 km uzaklıkta olduğunu burada görebilir. Demek ki depremin şiddetini etkileyen büyüten farklar var. Belki burası gerçekten çok sağlıklı bir zemindeydi. Burası çok sağlıksız bir zeminde olduğu için depremin şiddetini etkiledi.

Zemin olarak baktığımızda, üstündeki yapıda kütle olarak deprem kuvvetini büyüten bir faktör olduğu için o yapıda ne yaptığını depremin şiddetini ve büyüklüğünü gördük.

Genel olarak depremin şiddeti mesafe ile azalıyor. Burası Düzce ve burası da mesafe olarak depremin şiddetini nasıl değiştiğini görüyoruz. Tabii ki bu aralık burada verilen değer bunun ortalaması. Burada vatandaşların raporlarından gelen büyük Türk ya da şiddet ortalaması. Bu eğride buraya ne yapılıyor.

İşlenmiş oluyor, ama sapma özellikle 200 km sapma çok ilginç.

Yani, 200 km uzaklık hesaplama oldukça geniş ve ilginç olarak ortaya çıkıyor.

Şimdi bu depremi hissedenler yalnız hissettiğim demiyorlar. Bu siteye, yani Avrupa Deprem Merkezi sitesine bakın, görüntülü olarak nasıl hissettikleri ile videolar ve fotoğraflar yolluyorlar. İşte Düzce'de bir deprem, İstanbul'da nasıl bir hasar meydana getirir? Sonumu verisinin bakın burada görüntülü.

Resim olarak ya da video olarak ne yapıyorlar? Gerçekten rapor ediyorlar, insanlar niye rapor eder?

Düzce'de bir depremi buradaki insan şiddetli hissettiği ise. İnsanın korkusu şudur, ya acaba beklenen İstanbul depremi 20 km yakında olacak. Bir depremi ben acaba hissedebilecek miyim?

Depremin Etkisi ve Algılanma Mekanizmaları

Yoksa ben ölecek miyim ya bu depremi hissedebiliyorum. 200 km uzakta veya 20 km uzakta. Bu deprem meydana geldiği zaman buradaki insanlar acaba hissedebilecekler mi? Deprem sonrası hayatta kalabileceklerini, esas telaş bu ve korkunun verdiği bir telaşlı insanlar diyorlar ki 200 km'deki bir deprem bizim evimizde bir korkuya, bir şiddete neden oldu. Bizim bundan sonraki endişemiz.

Acaba bu deprem İstanbul'da ki? Beklenen Marmara Denizi'ndeki depremi tetikler mi? Bu deprem meydana gelirse bizim durumumuz ne olur? Bana da telefonla arayanlar soranlar hep bunu soruyor. Televizyon açıklamalarını evet insanlar demek ki bu şekilde ne yapıyorlar bir.

Afet muhabirliği, bir afet, sismolog, bir smog vatandaş olarak bu tür verileri sağlar. Nereye saldırılar? Avrupa'ya sağlar, çünkü Avrupa Birliği bu tür verilerin yollanması için bir ortam sağlamış. Bakın bu depremin kırılma fiziği çok önemli. Bu depremin kırılma fiziği ile ilgili bir sürü merkez bakın çalışıyor. Bakın, Almanya merkezli ERDEA fat Amerikan deprem merkezi okan nedir bilmiyorum nova.

İşte Amerika'da bir merkez, Kandilli ve Fransa'da bir merkez. Bunun ne olduğunu da bilmiyorum. Görüyorsunuz, hepsi depremin büyüklüğünü ve derinliğinin ne yapıyorlar?

Hesaplıyorlar. Çünkü deprem global bir tehlike olduğu için dünyadaki bütün merkezlerde bu depremin büyüklüğünü hesaplıyorlar. Baktığımız zaman depremin büyüklüğü 6 ile 6000 arasında değişiyor. Ama depremin derinliği baktığınız zaman 8 ile 19 kilometre arasında değişiyor. En küçük depremlerinde 8 km, en büyük depremlerinden 19 km olarak değişiyor.

19 kilometrede olan var. Mesela bugün bana gelen soru da acaba depremin bu kadar şiddetli hissedilmesine deni çok sığ olması mıydı? Çünkü ilk deprem derinliği ile ilgili verilen bilgi 7 km idi. Şu anda görüldüğü üzere 11 km olarak düzeltildi ve görüldüğü üzere bu depremin büyüklük ve derinlik olarak sağlamasını birçok farklı merkezlerden gelen verilerle ne yapıyoruz, yapabiliyoruz. Demek ki şu anda depremin büyüklüğü minimum altında.

Depremin derinliği maksimum 19 km olduğunu, bu verilerle görebiliyorsun. Tabii depremin diğer bir fiziği de buradan baktığımız zaman kırılma yönü. Acaba kırılma yönü bu tarafta mı yoksa bu tarafta mı? Yani deprem bu yönde mi yatay gelişti yoksa bu yönde mi gelişti diye.

Diğer bir kırılma fiziği de önemli. Çünkü bu kırılma yönüne göre etkiliyor. Aslında bu sağ yönlü bir fay bu tarafa gidiyor. Üstteki bu da aşağı doğru gidiyor. Bu da ne yapıyor? Yıkımı ve hasarı ne yapıyor? Değiştiriyor.

Evet, baktığımız zaman bu depremi biraz yakından baktığımız zaman bu harita nereden alınmış? Yani birimleri portalından alınmış. Bir defa referans çok önemli. Bu veri nereden geliyor?

Bu veri demek ki Maden Teknik Araştırma Resmi Kurum sitesinden bugün itibarıyla benim aldığım veri son 24 saatteki depremleri işaretledim. Burada sarı renkli olanlar kırılan kırıkları gösteriyor. Yani 20. yüzyılda kırılan kırıklar sarı renkle gösteriliyor. Kırılmayı bekleyen kırıklarda kırmızı renkte gösteriliyor. Şimdi bakın

Deprem Riski ve Şehir Planlaması: Düzce Örneği

Kırılan kırıklar kadar kırılmayan kırıklar da bu haritada, yani bu bölgede mevcut. Şimdi ben diyebilir miyim ben? Olacak. Depremlerin nerede olacağını biliyorum diyebilir miyim? Dememe gerek yok zaten bu harita devletin resmi kurumu tarafından yayınlanan bu harita, buraların kırılacağını gösterir. Buralarda depremlerin beklendiği ne yapıyor gösteriyor işte. Ben de depremin olacağını bildim. Daha önceden haber verdim diyenler var ya bakın, bu kırmızılar depremini bekleyen alanları gösteriyor, sarılar da. 20. yüzyılda kırılan alanları gösteriyor. Demek ki bugün meydana gelen depremlerde meydana geldi. Şurada meydana geldi. Demek ki bu daha önce kırılmıştı. Daha önce kırılan 1999 depremi ile kırılan Düzce kırığı buydu. Demek ki bu bir ana kırık. Bana kıra görüldüğü üzere belli açıyla giden 2 kırıklardan biri bugün kırıldı. Demek ki benzer olayı biz San Fernando depreminde ne yaptık? Gözledik. San Fernando depreminde herkes gözünü neye dikmişti? Ankara'ya dikmişti. Ve bu Ankara'daki beklenen depreme göre hastanenin tasarımı yapılmış projesi yapılmıştı. Ve deprem işte benzer olarak bugün için meydana gelen tali 2 bir fayda meydana gelmişti. Ve bu. Meydana gelen deprem kırığına daha yakın yapılan bir hastane olarak Olive Hastanesi, tabii ki yakınlık mesafesi olarak ne yapıyor? Depremin kuvvetini büyüten bir faktör olduğu için daha önceki slaytta da açıkladığımız üzere Olive Hastanesi, açıldıktan bir ay sonra büyük hasarlara kapanmıştı. Şimdi baktığımız zaman biraz daha yakından bakalım işte buralar, insanların yaşadığı yerler mi diye bakın. Buralar depremin olduğu yer burası. Bakın, burada şehirleşme var. Düzce bir sürü şehirlerin adı var, yerler var, görüyorsunuz. Demek ki insanlar yaşamış olduğu bir alanda bu deprem meydana geldi. Biraz daha yakından bakarsak, bu depremin meydana geldiği yere bakın, tekrar 1999 yılında meydana gelen 12 Kasım 1999 Düzce depremi kırığı. Buralardan geçiyor. Ve bugün itibarıyla, az önce de söylemiştim, insanlar şunu düşünüyor ve televizyon haberinde de Düzce'de 99 yılında deprem meydana geldi ve bir daha burada deprem meydana gelmez. Burada deprem karşı en güvenli Türkiye'de alanlardan, şehirlerden biridir denildiği için ben Düzce'ye taşındım diyordum. Bakın, artışla ana fayda deprem olmuş olabilir ama ana faya görüldüğü üzere belli açılarla. Belli açılarla Avrupa'yı kesen bu Türk ikincil faylar da meydana gelen depremler yıkıma neden olabilir. Aynı San Fernando depreminde olduğu gibi bakın burada insanlar ne yapıyor yaşam alanları ve burada insanların yaşamış olduğu yerleri görebiliyoruz. Evet, bir sonraki slayta baktığımız zaman deprem neden şiddetini büyütüyor? Bakın bu sarı alanlar. Zemin direnci, zemin sağlığı, zemin sağlamlığı düşük alanlar. Sizler hastanemizi bu alanlara yaparsanız. Alanların fiziksel direnci düşük olduğu için depremin maksimum beklenen ivmesi büyük olacağı için buradaki hastane tipi yapılar tabii ki depremde büyük hasar alacaktır. Ama sizler hastanelerimizi daha sağlıklı. Bakın bu yeşiller daha sağlıklı, daha sağlam yerleri gösterir, biraz daha yüksek ama daha sağlam yerleri gösteriyor. Demek ki öncelikle. Hastaneye uygun yer seçimine doğru yaparsak, yani depremin kuvvetini büyütecek bu alanlar yerine, depremin kuvvetini büyümeyecek daha sağlıklı, sağlam yerler yüksek olabilir. Ama güvenli olan yerlere yaparsak, başta hastaneler olmak üzere daha sonra kamu binaları olmak üzere, daha sonra insanların yaşam mekanları olmak üzere ne yapabiliriz? Depremde ayakta kalabiliriz. Demek ki bu bir VS30 haritası, bu harita Amerika'daki deprem merkezi tarafından açıklandı. Bugün için indirdim ve şunu söyledim. Genellikle depremleri önceden haber veriyor musunuz diye sorarlar. Depremleri önceden haber veremiyor olabiliriz, ama bir depremin forvetini önceden nerede büyüteceğini, bu büyümeye bağlı olarak yıkımların, ölümlerin nerede gerçekleşeceğini önceden nasıl haber verebiliyoruz? Bakın, zemin sağlık haritasına göre zemin sağlamlık haritasına göre önceden haber verebiliyoruz. İşte bu, aslında risk yönetimi için bir deprem meydana gelmeden önce riski azaltmak için şehir planlayıcıları tarafından dikkate alınması gereken en önemli verilerden biridir. Bu nedenle özellikle zemin direnci zayıf alanlarda yapılaşmayı sınırlamak mı gerekiyor? Zemin direnci yüksek bu alanlarda yapılaşmayı teşvik etmemiz mi gerekiyor? Aksi takdirde depremin kuvvetini bizler önceden nerede büyüteceğini biliyoruz. Depremin kuvvet olarak büyüdüğü yerlerde insanların öleceğini.

Deprem ve Hemşirelik: 

Etkili Müdahale İçin Farkındalık Oluşturma

Bu etkinlik, hemşirelik öğrencilerinin deprem konusundaki farkındalıklarını artırmayı ve depreme karşı hazırlıklı olmalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Etkinlik, deprem korkusu, deprem riski değerlendirmesi, depremin şiddetini etkileyen faktörler ve depreme karşı şehir planlaması gibi konuları kapsamaktadır.

  • 1999 Düzce Depremi'ni yaşayan bir hemşire olarak, depremi nasıl hissettiğini ve bu deneyiminin ardından depreme karşı hissettiği korkuyu paylaşabilir misin?

  • Japonya'da sık sık depremlerle karşılaşan birisinin perspektifiyle, deprem korkusunun zamanla nasıl değiştiğini düşünüyorsun?

  • İstanbul'da yaşayan hemşirelerin depremle ilgili farkındalıklarını artırmak adına neler yapılabilir?















No comments:

Post a Comment

Sınıflardan Kariyer Zirvelerine: Jeofizik Eğitimiyle Dolu Yolculuğum

Her bireyin hayatında, kariyerini şekillendiren dönüm noktaları vardır. Bu noktalar, bazen bir hocayla yapılan bir sohbet, bazen bir seyahat...