Saturday, November 25, 2023

Çocuklara Verebileceğimiz En Güzel Şeyler

 
Çocuğa zaman verin, küçük şeylerden zevk almasını öğretin, iyi bir örnek olun, mutluluğu onunla paylaşın.


Çocuklar, hayatımızın en büyük mucizeleridir. Onların varlığı, dünyamızı daha güzel ve anlamlı hale getirir. Çocuklar, sevgi, neşe, heyecan ve umudun kaynağıdır.

Çocuğa verilebilecek en güzel şey zamandır

Çocuklara verilebilecek en güzel şey zamandır. Onlarla kaliteli vakit geçirmek, onların gelişimi için çok önemlidir. Çocuklar, sevgi ve ilgi görmek isterler. Onlarla birlikte oynamak, onlarla sohbet etmek, onlara hikayeler anlatmak, onların mutluluğunu ve gelişimini sağlar.

Çocuğa küçük şeylerden zevk almasını öğreten, ona büyük bir servet bırakmış olur

Çocuklara küçük şeylerden zevk almasını öğretmek, onlara büyük bir servet bırakmaktır. Çocuklar, her şeyi yeni keşfederler. Onların için küçük bir şey, büyük bir mutluluk kaynağı olabilir. Çocuklara küçük şeylerin değerini öğretmek, onların mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmesine yardımcı olur.

Çocukların, nasihatten çok iyi örneğe ihtiyaçları vardır

Çocuklar, nasihatleri dinlemekten çok, iyi örnekleri takip ederler. Anne babalar, çocuklarına iyi birer örnek olmalıdır. Onların davranışları, çocuklarının davranışlarını şekillendirir. Anne babalar, çocuklarına sevgi, saygı, sorumluluk, empati gibi değerleri aşılamalıdır.

Çocuk, dünyanın en büyük mutluluğudur

Çocuklar, dünyanın en büyük mutluluğudur. Onlarla birlikte olmak, hayatımızı daha anlamlı hale getirir. Çocuklarımızın mutluluğu, bizim mutluluğumuzdur. Çocuklarımızı mutlu etmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.

Bu özlü sözler, çocukların önemini ve onlara nasıl davranmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor. Çocuklarımızı mutlu ve sağlıklı bir şekilde yetiştirmek, hepimizin görevidir.

Trafik Afet Riski

Her yıl binlerce insan, denetim, eğitim ve cezalardaki yetersizliklere bağlı olarak meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybediyor.

Trafik kazasında ölen insanlar

Trafik kazaları, ülkemizin en önemli sorunlarından biridir. Bu kazaların önüne geçmek için denetimlerin artırılması, sürücülerin ve yolcuların eğitimlerinin iyileştirilmesi ve cezaların caydırıcı hale getirilmesi gerekmektedir.

Denetimlerin Artırılması

Denetimlerin artırılması, trafik kazalarının önlenmesinde en önemli unsurlardan biridir. Yetkililer, trafikte kurallara uymayan sürücüleri daha sıkı bir şekilde denetlemelidir. Bu sayede, sürücülerin kurallara uyma bilinci artırılacaktır.

Eğitimin İyileştirilmesi

Sürücülerin ve yolcuların trafik kuralları ve güvenli sürüş teknikleri konusunda daha iyi eğitilmesi de trafik kazalarının önlenmesi için önemlidir. Bu amaçla, okullarda trafik eğitimi verilmelidir. Ayrıca, sürücü kurslarında verilen eğitimlerin kalitesi artırılmalıdır.

Cezaların Caydırıcı Hale Getirilmesi

Trafik kurallarına uymayan sürücülere verilen cezaların caydırıcı olması da önemlidir. Cezaların caydırıcı olması, sürücülerin kurallara uyma olasılığını artıracaktır.

Bu konuda hepimizin sorumluluk alması gerekiyor. Trafik kurallarına uyalım, trafikte dikkatli olalım ve başkalarını da uyaralım.


#trafikkazası #trafikafeti #denetim #eğitim #ceza #güvenlisürüş

Friday, November 24, 2023

Öğretmenler Günü: Ülkemizin Geleceği ve Toplumun Gelişimi

Öğretmenler Günü, her yıl 24 Kasım'da kutlanan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenleri onurlandıran bir gündür. Bu önemli günde, öğretmenlerin ülkemizin geleceğini şekillendirmede ve toplumu bilgilendirmede oynadıkları kritik rolü hatırlamak ve onlara minnettarlığımızı ifade etmek için bir fırsat buluyoruz.

Saturday, November 11, 2023

Yüksek Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı: Başarıya Giden Yol Haritası

Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlere, etkili insanların yaşamlarına yön veren ve başarılarını şekillendiren yedi güçlü alışkanlığı tanıtmak istiyorum. Bu alışkanlıklar, ünlü yazar Stephen R. Covey'in

"The 7 Habits of Highly Effective People" kitabında detaylı bir şekilde ele alınıyor.

1. İnisiyatif Al (Be Proactive): Etkili insanlar, kendi yaşamlarının sorumluluğunu üstlenirler. Olaylara tepki vermek yerine önceden plan yaparak, davranışlarını kontrol etmeye odaklanırlar.

2. İlk Önce Sonu Hedefle (Begin with the End in Mind): Bu alışkanlık, etkili insanların belirledikleri net hedeflere odaklanmalarını sağlar. Hedefleri belirleyerek, yaşamlarını anlamlı ve etkili bir şekilde yönlendirirler.

3. İlk Şeyleri İlk Sıraya Koy (Put First Things First): Öncelikli işlere odaklanma alışkanlığı, etkili insanların uzun vadeli hedeflere ulaşmalarını sağlar.

4. Kazan/Kazan Düşün (Think Win/Win): İşbirliğine dayalı düşünce tarzını benimseme alışkanlığıyla, etkili insanlar, karşılıklı kazanç prensibiyle hareket ederler ve diğerlerinin başarısını kendi başarıları olarak görürler.

5. Anlamaya İlk Önce Anlaşılmak İçin Çaba Göster (Seek First to Understand, Then to Be Understood): Empati kurma ve etkili iletişim alışkanlığı sayesinde, etkili insanlar önce karşılarındakini anlamaya çalışır ve sonra kendilerini anlatırlar.

6. Sinerji Yarat (Synergize): İşbirliği ve takım çalışması alışkanlığıyla farklı perspektifleri birleştirerek daha güçlü çözümler bulmaya çalışırlar.

7. Testiyi Bileyerek Kes (Sharpen the Saw): Denge ve kişisel bakım alışkanlığı, etkili insanların beden, zihin, ruh ve sosyal yaşamları arasında denge kurmalarına yardımcı olur.

Bu alışkanlıkları benimseyen bireyler, sadece bireysel başarı elde etmekle kalmaz, aynı zamanda liderlik yeteneklerini geliştirir ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimserler. Bu etkili alışkanlıkları hayatımıza entegre etmek, başarı ve doyum dolu bir geleceğin temelini atmamıza yardımcı olabilir. Unutmayın, küçük adımlar büyük değişimlere dönüşebilir! 🌟 #Etkiliİnsan #BaşarıAlışkanlıkları #StephenRCovey

Friday, November 10, 2023

Doğal Afetlerin Toplumsal Etkileri: Deprem Örneği

Doğal afetler, insanların hayatını ve yaşam koşullarını ciddi şekilde etkileyebilir. Deprem, özellikle dünya genelinde sıkça görülen bir doğal afettir ve insanların hayatını ciddi şekilde etkileyebilir. Deprem öncesi ve sonrası hazırlıklar, afet haberciliği, risk yönetimi, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma gibi konular, deprem gibi doğal afetlerin etkilerini azaltmak için önemlidir.

Öğretmenler, deprem ve toplumsal etkileri hakkında bir röportaj yapmışlardır. Bu röportajda, öğretmenlerin deneyimleri ve gözlemleri paylaşılmıştır. Konuşulan konular arasında, afet haberciliği, risk yönetimi, deprem öncesi ve sonrası hazırlıklar, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma gibi konular yer almıştır. Öğretmenler, deprem gibi doğal afetlerin etkilerini azaltmak için neler yapılabileceği konusunda önerilerde bulunmuşlardır.

Deprem öncesi hazırlıklar, deprem sırasında ve sonrasında insanların hayatını kurtarabilir. Deprem öncesi hazırlıklar arasında, acil durum çantası hazırlamak, evinizi güçlendirmek, yangın söndürücü, el feneri, radyo gibi malzemeleri hazırlamak yer alabilir. Deprem sırasında ise, güvenli bir yere sığınmak, kapı ve pencere gibi açıklıkları kapatmak, asansör kullanmamak gibi önlemler alınabilir.

Deprem sonrasında ise, yaralılara yardım etmek, su, gıda, ilaç gibi malzemeleri temin etmek, hasar tespiti yapmak gibi önemli adımlar atılabilir. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma da deprem sonrasında önemlidir. İnsanlar, birbirlerine destek olmalı ve yardımlaşmalıdır.

Afet haberciliği ve risk yönetimi deprem gibi doğal afetlerin etkilerini azaltmak için önemlidir. Afet haberciliği, doğal afetlerin önceden tahmin edilmesi ve insanların uygun şekilde hazırlanması anlamına gelir. Risk yönetimi ise, doğal afetlerin etkilerini azaltmak için alınacak önlemleri belirlemek ve uygulamak anlamına gelir.

Öğretmenlerin deneyimleri ve önerileri, deprem gibi doğal afetlerin etkilerini azaltmak için önemli bir kaynak olabilir. Deprem öncesi ve sonrası hazırlıklar, afet haberciliği, risk yönetimi, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma gibi konular, insanların hayatını ve yaşam koşullarını ciddi şekilde etkileyen doğal afetlerin etkilerini azaltmak için önemlidir.

Wednesday, November 8, 2023

Depremler ve Marmara Bölgesi: Yerel Hassasiyet ve Beklenen Büyük Depremin Etkileri

Marmara Bölgesi, özellikle İstanbul'da büyük bir deprem beklentisi bulunmaktadır. Bu depremler, Marmara Denizi'nin kuzey veya güney kolunda meydana gelebilir. Bölgenin depreme karşı hassaslığı ve kırılganlığı, vatandaşların dikkatle takip etmeleri gereken bir konudur. Depremin etkileri, yerel zemin koşullarına bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle deprem hazırlıkları önemlidir ve yaşadığınız binanın oturduğu zemin sınıfını bilmek, zemin koşullarına bağlı riskleri anlamak açısından önemlidir. Türkiye'de deprem beklentisi, özellikle Marmara bölgesinde yoğundur ve son yaşanan depremler bu konudaki tartışmaları artırmıştır. Bu bağlamda, bölgede yaşayan kişilerin depremi hissetme deneyimleri ve depremin etkileri üzerine detaylı bilgiler sunulmaktadır.

Saturday, November 4, 2023

Depremlerin Önemi ve Depremlerden Alınan Dersler

Depremler, dünya genelinde yıllık olarak milyonlarca insanı etkileyen doğal afetler arasında yer almaktadır. Bu doğal olaylar, yaşanılan bölgelerde ciddi yıkımlara, can kayıplarına ve ekonomik kayıplara neden olabilirler. Depremler sırasında meydana gelen toprak kaymaları, bina yıkılmaları ve tsunamiler gibi etkiler, insan hayatı üzerinde derin izler bırakabilir.


Bu nedenle, depremler ve afet haberciliği konuları son derece önemlidir. Depremlerin doğası ve etkileri hakkında bilgi sahibi olmak, önleyici önlemler almayı ve afet anında nasıl davranılacağını anlamayı kolaylaştırır. Ayrıca, geçmiş depremlerden alınan dersler, gelecekteki hazırlıklar için büyük bir rol oynamaktadır.

Depremler, insanların dayanışmasını ve yardımlaşmasını da teşvik eder. Deprem sonrası toplumun bir araya gelip yardımlaşması, afetzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılamak ve felaket sonrası iyileşme sürecine destek olmak için kritik bir öneme sahiptir.

Özellikle depremi yaşamış bireyler, bu tür afetlerin ciddiyetini ve hayatlarını nasıl etkileyebileceğini daha iyi anlarlar. Deprem anı ve sonrasını deneyimlemiş olanlar, bu konuda daha fazla farkındalık yaratmak ve bilinçli davranmak için önemli bir rol oynarlar.

Depremler hakkında bilgi sahibi olmak ve afet haberciliği konularına ilgi göstermek, toplumların daha güvenli ve hazırlıklı olmalarına katkı sağlar. Bu nedenle, depremlerin önemi ve depremlerden alınan dersler, herkesin üzerinde düşünmesi gereken konulardır.

Deprem Güvenli Yapılaşma Standartlarının Uluslararası Uyarlaması

Bir Jeofizik profesörü olarak Türkiye'de Saha Sismolojisi dersini ilk açan ve yıllarca Deprem Güvenli Yapılaşma Standartlarını geliştirmek için çalışan bir akademisyenim. TMMOB Jeofizik Mühendisleri 12. Dönem İstanbul Şube Başkanlığı görevimi yürütürken bu konuya önem verdim. Ayrıca Türkiye Standartlar Enstitüsü'nü ziyaret ettim ve bir sivil toplum kuruluşunun dergisinde 'Standartlı Mühendislik' hakkında bir yazı yazdım. Ancak tüm bu çabalarıma rağmen, katkı sağlayıp sağlamadığımı tam olarak bilemiyorum.

Beklenen İstanbul depremi öncesi birçok yeni inşa edilen gayrimenkul projesini ziyaret ettim ve depreme karşı daha güvenli yapılar inşa etmek için Jeofizik Raporları talep ettim. Ancak dünya genelinde kabul edilen mühendislik standartlarına uygun bir rapor bulamadım. Gayrimenkul satış yöneticileri ve müteahhitler, "Belediye onay verdi!" diyerek taleplerimi sıklıkla reddettiler.

Aslında sorun, Jeofizik Mühendisleri ve bu talepleri yerine getirmeye istekli Jeofizik Mühendislerinde değil. Sorun, dünyanın en büyük deprem riski altında olan İstanbul gibi yerel yönetimlerde, uluslararası mühendislik standartlarını talep etmeyen veya bu standartları anlayacak bilgiye sahip olmayan deneyimli Jeofizik Mühendislerini istihdam etmeyen yerel yönetimlerde.

Ne olursa olsun, büyük bir deprem sonrası tüm yıkım ve kayıpların baş sorumlusu yerel yöneticiler olacaktır. Birçok Jeofizik Mühendisliği bölümünün olduğu bir ülkede, uluslararası standartlara uygun Jeofizik Mühendisliği için gereken şartnameleri hazırlamayan bu yönetimler sorumludur.

Katar'da, Amerika'da, Japonya'da ve Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi İnşaat Jeofiziği standartları aynıdır. Bu standartlar şunları gerektirir:

  1. Yetkin Mühendisler: En az 20 yıl saha deneyimine sahip uzman mühendisler.
  2. Yetkin Ekipman: En az 48 kanallı Jeofizik ekipmanı.
  3. Yetkin Kalibrasyon: Tüm sensörlerin güncel kalibrasyon test belgelerini isteme.
  4. Yetkin Yöntemler: Sismik kırılma için uzun 240 metrelik bir profil ve MASW çalışmaları için kısa 120 metrelik bir profil gereksinimi.
  5. Yetkin Enerji: En az 800 Joule enerji üreten bir kaynak kullanımı.
  6. Yetkin Jeofonlar: Sismik kırılma için 8Hz, Sismik MASW için 4.5 Hz jeofon gerekliliği.
  7. Yetkin Çözünürlük: Jeofonlar arası en fazla 5 metre açıklık gerekliliği Sismik kırılma için, Sismik MASW için ise en fazla 2.5 metre açıklık gerekliliği.
  8. Yetkin Vuruş Sayısı: En az 11 vuruş gerekliliği Sismik MASW için.
  9. Kuyu İçi 3 Jeofonlu Sismik: Yüzey sismolojisi ile karşılaştırmalar yapmak ve yüzeyden tahmin edilen sismik hız sapmalarını düzeltmek amacıyla.
  10. Deneme Çalışması: Profil boyunca bir günlük deneme çalışması yapılması ve sonuçların kurum içi mühendis onayından geçtikten sonra "Profil Boyunca Sismoloji" çalışmalarına başlama gerekliliği
NOT: 4 Kasım 2019 tarihli yazı yeniden düzenlendi.

Friday, November 3, 2023

Depremler ve Okullar: Eğitim Kurumlarının Dayanıklılığı

Merhaba değerli öğrencilerim, bugün afet haberciliği dersinde özellikle depremler ve binaların bu depremlere karşı dayanıklılığını ele alacağız. Gelin ilk olarak 6 Şubat 2023 tarihli büyük depremler sonrasında hastanelerin durumunu inceleyelim. Amerika'dan gelen bilim insanları, dünyada ilk defa bu büyüklükteki depremlere karşı şehir hastanelerinin ayakta kalabilmesi üzerine incelemelerde bulunmuşlardır. Bu incelemeler sonucunda, Türkiye'nin şehir hastaneleri tam not almıştır. Peki, bu başarının arkasında ne yatıyor?

Sağlık Bakanlığımız, 2012 yılında bir kararla, 100 yatak kapasitesinden fazla olan tüm hastanelerde sismik izolatör kullanımını zorunlu hale getirdi. Sismik izolatör, depremin kuvvetini zeminden binalara geçişi sırasında büyük oranda filtreleyerek yapıların deprem etkilerini daha az hissetmesini sağlar. Özellikle şehir hastanelerimiz bu sistemi kullanarak, deprem sırasında operasyonlarını bile kesmeden çalışmalarını sürdürebilmiştir. Ancak, ne yazık ki bazı eski hastanelerimizde hasarlar gözlemlendi.

Bir diğer önemli konu ise okullar. Deprem yönetmeliklerimize göre hastane ve okul gibi kamu binalarının, normal konutlara göre %50 daha güçlü yapılmak zorunda olduğunu belirtmeliyim. Ancak ne yazık ki bu yönetmeliklere rağmen bazı okullarımızda eksiklikler veya uyumsuzluklar gözlemlendi. Örnek vermek gerekirse, son deprem sonrasında İstanbul'da 73 okul, riskli olduğu gerekçesiyle boşaltıldı. Bu durum, deprem yönetmeliklerimizin ne kadar mükemmel olursa olsun, denetimin ve uygulamanın da bir o kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, depremler karşısında binalarımızın dayanıklılığı, sadece yönetmeliklerle değil, bu yönetmeliklerin doğru uygulanmasıyla mümkündür. Yapı mühendislerimiz, yönetmeliklere uygun projeler geliştirirken, denetim mekanizmalarımızın da bu projelerin doğru bir şekilde hayata geçirilmesini sağlaması gerekiyor. Depremler ve binaların dayanıklılığı konusu sadece inşaat sektörünü değil, toplumun genel güvenliğini de ilgilendiren bir konu olup, bu dersimizde bu kritik meseleyi daha yakından inceleyeceğiz.





Çanakkale AFAD İl Müdürüyle Afet Yönetimine Dair Özel Röportaj

Afetlerin doğal döngülerde kaçınılmaz bir parça olmasına rağmen, onlara nasıl yanıt verdiğimiz ve toplumlarımızı nasıl daha dirençli hale getirdiğimiz konusunda büyük bir fark yaratabiliriz. Bu çerçevede, afet yönetimi üzerine olan bilgimizi ve deneyimlerimizi paylaşmak amacıyla Çanakkale AFAD İl Müdürü ile derinlemesine bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajın odağında, afet yönetiminin dinamiklerine, kurumsal yapı değişikliklerine, hazırlık süreçlerine ve Çanakkale gibi özel coğrafi konumda olan bir ilin afet yönetimindeki özgün deneyimlerine dikkat çekiyoruz.

Günümüzde, özellikle depremler gibi doğal afetlerin sıkça gündeme gelmesiyle birlikte, bu tür felaketlere karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuz ve toplum olarak nasıl bir bilinç seviyesine sahip olduğumuz soruları daha fazla önem kazanmıştır. Çanakkale, hem tarihsel deprem faaliyetleriyle hem de coğrafi konumuyla afet yönetiminin öne çıktığı bölgelerden biridir. Bu nedenle, Çanakkale AFAD İl Müdürü'nün perspektifi, bu alandaki bilgi birikimimizi ve pratiğimizi geliştirmek için benzersiz bir fırsat sunmaktadır.

Bu özel röportajda, afet yönetiminin kapsamından deprem sonrası koordinasyona, arama-kurtarma eğitimlerinden afete dirençli kent planlamasına kadar birçok konuda derinlemesine bilgiler edinme fırsatı bulacaksınız. Ayrıca, gönüllülük ve eğitim programlarından uluslararası işbirliğine kadar olan süreçlerde Çanakkale'nin özgün deneyimlerini de öğrenme fırsatınız olacak.

Özetle, afet yönetimi alanında uzun yıllardır deneyim kazanmış olan Çanakkale AFAD İl Müdürü'nün vizyonu ve deneyimleri, bu röportaj aracılığıyla sizlerle buluşuyor. Afetlere karşı daha bilinçli ve hazırlıklı bir toplum yaratma amacıyla paylaşılan bu bilgilerin, hem bireyler için hem de toplum için kritik öneme sahip olduğuna inanıyoruz.