Wednesday, January 1, 2025

Earthquake Science and Risk Assessment: A Comprehensive Overview



Understanding earthquake science is a cornerstone for mitigating the devastating effects of seismic events. This field integrates the principles of seismology, plate tectonics, and risk assessment to prepare for, and respond to, the challenges posed by earthquakes, particularly in high-risk and densely populated areas.

1. Fundamentals of Seismology and Plate Tectonics

Seismology delves into the study of earthquakes and the propagation of elastic waves through the Earth. It is deeply rooted in the theory of plate tectonics, which explains that most earthquakes occur along active plate boundaries. These boundaries exhibit three primary interactions:

  • Convergent boundaries, where plates collide.
  • Divergent boundaries, where plates move apart.
  • Transform boundaries, where plates slide past each other.

Case Studies

Two notable examples underline the importance of understanding these dynamics:

  • The 2004 Indian Ocean Earthquake, which triggered a devastating tsunami, caused over 230,000 fatalities across 14 countries.
  • The 2023 Turkey Earthquake, which demonstrated how densely populated regions amplify the catastrophic impacts of seismic events due to inadequate infrastructure and response systems.

2. Population Density and Earthquake Risk

Earthquake risk escalates with population density. Urban areas not only amplify ground motion but also suffer from complex evacuation challenges. For example:

  • The 2023 earthquake in Turkey caused significant casualties, as cities like Gaziantep and Kahramanmaraş struggled to manage the impact.

Actionable Insights:

  • Urban centers must prioritize structural resilience.
  • Emergency response frameworks need regular drills and updates.

3. Evaluating Earthquakes: Tools and Techniques

Seismic Data Analysis

Modern tools empower researchers to evaluate earthquakes with precision:

  • Seismic Data Analysis: Identifies event magnitude, depth, and epicenter.
  • VS30 Measurements: Gauge local soil and rock properties up to 30 meters deep. These measurements are critical, particularly in countries like Turkey, where a 1:1 relationship between VS30 and earthquake intensity is observed.

4. Earthquake Mechanics and Prediction

Earthquake prediction relies on understanding plate boundary interactions:

  • Seismic Gap Theory: Identifies areas at risk by highlighting regions without seismic activity for extended periods, often exceeding 250 years.
  • Aftershock Monitoring: Post-major earthquakes, aftershocks can persist for decades, necessitating consistent vigilance and structural reinforcement.

5. Urban Planning and Preparedness

Reducing Earthquake Risks in Cities

To minimize damage:

  • Reduce population density in earthquake-prone cities like Istanbul.
  • Implement strict building codes designed to withstand maximum ground acceleration.

Proactive Risk Assessment

Governments must prioritize:

  • Risk assessments before earthquakes.
  • Strengthening critical infrastructure like hospitals and schools.

6. Academic Integrity in Earthquake Research

Maintaining scientific rigor is essential in earthquake research:

  • Tools like Turnitin detect plagiarism, fostering academic honesty.
  • Reliance on AI without comprehension undermines research depth.

Conclusion

Earthquake science bridges academic theory and practical application, enabling communities to better understand, prepare for, and mitigate seismic risks. From analyzing past events to employing modern predictive tools, the field equips societies with the knowledge to adapt and thrive in the face of natural disasters.


References


Deprem Bilimi ve Risk Değerlendirmesi: Kapsamlı Bir Bakış


Deprem bilimi, sismoloji, levha tektoniği ve depremle ilgili risk değerlendirmelerini içeren bir disiplindir. Bu alan, depremlerin oluşum mekanizmalarını, nüfus yoğunluğu üzerindeki etkilerini ve hazırlık ile risk azaltma önlemlerini anlamak için kritik öneme sahiptir.


1. Sismoloji ve Levha Tektoniğinin Temelleri

Sismoloji, depremlerin ve elastik dalgaların Dünya içinde yayılımının incelendiği bilim dalıdır. Levha tektoniği teorisi, depremlerin çoğunlukla aktif levha sınırlarında meydana geldiğini açıklamaktadır. Bu sınırlar üç şekilde etkileşime girer:

  • Yakınsayan sınırlar: Levhalar çarpışır.
  • Uzaklaşan sınırlar: Levhalar birbirinden ayrılır.
  • Dönüşüm sınırları: Levhalar birbirinin yanından kayarak geçer.

Önemli Örnek Olaylar

İki önemli olay, bu dinamiklerin anlaşılmasının önemini vurgular:

  • 2004 Hint Okyanusu Depremi: 230.000’den fazla kişinin ölümüne neden olan bu deprem, devasa bir tsunamiye yol açmıştır.
  • 2023 Türkiye Depremleri: Yoğun nüfuslu bölgelerdeki altyapı eksiklikleri, depremin yıkıcı etkilerini artırmıştır.

2. Nüfus Yoğunluğu ve Deprem Riski

Deprem riski, nüfus yoğunluğu ile doğrudan ilişkilidir. Kentsel alanlar, sadece yer hareketlerini artırmakla kalmaz, aynı zamanda tahliye ve müdahale süreçlerini de karmaşıklaştırır. Örneğin:

  • 2023 Türkiye Depremleri, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi şehirlerdeki yüksek nüfus yoğunluğu nedeniyle ağır can ve mal kayıplarına yol açmıştır.

Alınacak Önlemler

  • Kentsel alanlarda yapısal dayanıklılığın artırılması.
  • Acil durum müdahale sistemlerinin düzenli olarak test edilmesi ve güncellenmesi.

3. Deprem Değerlendirme Teknikleri ve Araçları

Sismik Veri Analizi

Günümüz araçları, deprem değerlendirmesinde yüksek doğruluk sağlar:

  • Sismik Veri Analizi: Depremin büyüklüğü, derinliği ve merkez üssünün belirlenmesi.
  • VS30 Ölçümleri: 30 metre derinliğe kadar yerel zemin ve kaya özelliklerini değerlendirir. Türkiye’de, VS30 ölçümleri ile deprem şiddeti arasında birebir bir ilişki olduğu bilinmektedir.

4. Deprem Mekanikleri ve Tahmin

Depremleri tahmin etmek, levha sınırlarındaki etkileşimleri anlamayı gerektirir:

  • Sismik Boşluk Teorisi: Uzun süre (genellikle 250 yılı aşan) sismik aktivite yaşanmayan bölgelerdeki riskleri belirler.
  • Artçı Sarsıntılar: Büyük bir deprem sonrası, artçılar on yıllar boyunca devam edebilir ve bu durum sürekli izleme ve yapısal güçlendirme gerektirir.

5. Kentsel Planlama ve Hazırlık

Şehirlerde Deprem Riskini Azaltmak

Hasarı en aza indirmek için:

  • İstanbul gibi yüksek riskli şehirlerde nüfus yoğunluğunu azaltmak.
  • Maksimum yer ivmesine dayanıklı bina yönetmeliklerini uygulamak.

Proaktif Risk Değerlendirmesi

Hükümetlerin öncelik vermesi gerekenler:

  • Deprem öncesi kapsamlı risk değerlendirmeleri yapmak.
  • Hastane ve okul gibi kritik altyapıları güçlendirmek.

6. Deprem Araştırmalarında Akademik Dürüstlük

Deprem araştırmalarında bilimsel bütünlüğü korumak esastır:

  • Turnitin gibi araçlar, intihali tespit ederek akademik dürüstlüğü teşvik eder.
  • Konuları derinlemesine anlamadan yapay zekaya bağımlı olmak, araştırmanın derinliğini zedeler.

Sonuç

Deprem bilimi, akademik teori ile pratik uygulamaları birleştirerek toplulukların deprem risklerini daha iyi anlamasına, hazırlık yapmasına ve etkilerini azaltmasına olanak tanır. Geçmiş olayların analizi, modern tahmin araçlarının kullanımı ve etkili stratejilerin uygulanması, toplumların doğal afetlere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.


Kaynaklar

  • Soyluk, S., & Harmankaya, A. (2012). Türkiye’de Sismik Tasarım Yönetmeliklerinin Tarihi: Geçmiş Depremlerden Alınan Dersler. Frontiers in Earth Science. https://doi.org/10.3389/feart.2024.1376924
  • AFAD. (2021). Yer Bilimsel Verilerin Mekânsal Planlamaya Entegrasyonu: Türkiye’de Deprem Tehlikesinin Değerlendirilmesi. AFAD Resmi Sitesi
  • Joffe, H., & Menzies, P. (2013). Deprem Algısı ve Hazırlık Durumu: Türk Halkı Üzerine Bir Çalışma. DergiPark. https://doi.org/10.1007/s11069-012-0203-0

VİDEO TRANSKRİPTİ


Ali Osman Öncel: Yeni Yıl Mesajı ve Eğitim Yaklaşımları

Herkese merhaba ve hoş geldiniz. Yeni yılın hepimiz için hayırlara vesile olmasını, barış, kardeşlik ve mutluluk getirmesini diliyorum. Bugün uzaktan eğitim teknolojisini kullanarak tatilde bile ders yapıyoruz. Üniversite tatilde ve fiziksel olarak kampüste olamasak da, derslerimize çevrim içi devam ediyoruz. Öğrencilerimiz ders yapılmasını istedikçe biz de buna uyum sağlıyoruz.

Eğitimde Farkındalık ve Sorumluluk
Üniversite öğrencisi olmak, bir yandan derslere erişim sağlamak, diğer yandan da bilinçli bir öğrenci olmayı gerektiriyor. Bu bağlamda, verilen derslerin önemi, içeriği ve öğrenci üzerindeki etkisini değerlendirmek istiyorum. Eğitim sadece sınıfta değil, dijital ortamda da devam ediyor.

Ders Notları ve Erişilebilirlik
Derslerimiz sırasında her hafta hazırlanan notlar, blog sayfasında paylaşıldı. Öğrencilerimiz bu notlara diledikleri zaman erişebiliyor. Ayrıca, derslerin kayıtları YouTube’a yüklendi. Burada öğrenciler, hızını yavaşlatarak veya altyazıları kullanarak dersleri tekrar dinleme imkânına sahip. Özellikle yabancı öğrenciler için bu büyük bir kolaylık sağlıyor.

Uluslararası Standartlara Uygunluk
Normalde bir dönem boyunca 14 hafta ders yapılması gerekiyor. Ancak bu dönemde bazı aksaklıklar nedeniyle 8 haftalık bir ders programı tamamlanabildi. Her ne kadar %70 devam zorunluluğu sağlanamamış olsa da, ders materyalleri ve çevrim içi kaynaklarla bu açığı kapatmaya çalıştık.

Dil Seçenekleri ve Çeviri Desteği
Öğrencilerimiz için ders notları Türkçe’nin yanı sıra İngilizce ve Arapça gibi dillere çevrilebilir formatlarda sunuldu. Bu, özellikle Türkçe’ye yabancı olan öğrencilerin dersleri daha iyi anlamalarına yardımcı oldu. Blogger gibi platformlar, öğrencilerin ana dilde ders materyallerine erişimini kolaylaştırıyor.

Eğitimde Şeffaflık ve Kalite
Ders materyallerinin açık bir şekilde paylaşılması, ders içeriğinin bilimsel doğruluğunu da gösterebilmemize olanak sağlıyor. Eğer ders içeriği çağın gerekliliklerinin altında bir düzeyde olsaydı, bu açık erişim sayesinde eleştiriler ve iyileştirme önerileri alabilirdik.

Sonuç
Bu ders, yalnızca akademik bir zorunluluk olarak değil, aynı zamanda öğrencilerin gelecekteki başarılarına katkı sağlamak amacıyla tasarlandı. Dönem bittiğinde, öğrencilerin ellerinde hem yazılı materyaller hem de video kayıtları gibi kaynaklar bulunuyor. Bu, dersin sadece bir anlık değil, sürekli erişilebilir bir öğrenme deneyimi sunmasını sağlıyor.

Deprem Bilimi ve Eğitim Yaklaşımları Üzerine Konuşma

Merhaba arkadaşlar,
Hepiniz hoş geldiniz. Bugün sizlere dersimizle ilgili birkaç noktaya değinmek ve konunun önemini vurgulamak istiyorum.

Levha Tektoniği ve Deprem Analizleri
Dersimiz kapsamında, her yıl güncel notlarla ders içeriğimizi oluşturduk. Örneğin, levha tektoniğine genel bir bakış yaparken, 2004 Hint Okyanusu depremi gibi önemli vaka çalışmalarını ele aldık. Bu dersin temel amacı, sismoloji ve levha tektoniği alanında derinlemesine bilgi sahibi olmanızı sağlamak.

Bu ders, sizden şu beklentileri içeriyor: Örneğin, bir mülakata çağrıldınız ve sizden 2004 Hint Okyanusu depremi ya da San Andreas Fayı hakkında bir sunum yapmanız istendi. Burada, sismoloji ve levha tektoniği disiplinine uygun olarak, bilgilerinizi hem yazılı hem de görsel materyallerle desteklemeniz beklenir. İşte bu ders, sizi böyle bir duruma hazırlamak için tasarlandı.

Güncel Depremler ve Ders İçeriği
Ders kapsamında, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri gibi yakın zamanda gerçekleşen olayları da ele aldık. Bu depremlerin karakteristik özelliklerini analiz ettik ve nasıl değerlendirilmesi gerektiğini tartıştık. Depremler her zaman meydana gelecek. Bizim görevimiz, bu olayları doğru şekilde yorumlamak ve değerlendirmek.

Bu noktada şunu vurgulamak istiyorum: Depremler sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde oluyor. Kuzey Kaliforniya'daki San Andreas Fayı ve Kuzey Anadolu Fayı’nın birbirine benzer kırık sistemleri olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, Kaliforniya’da meydana gelen bir depremi anlamak, Türkiye’deki depremleri anlamaya da katkı sağlar.

Deprem Verilerinin Analizi ve Kullanımı
Güncel depremleri analiz etmek, riskleri değerlendirmek ve teknik raporlar hazırlamak, dersimizin önemli bir parçası. Örneğin, Kaliforniya’da 7 büyüklüğünde bir deprem olduysa, bu depremle ilgili teknik bir rapor nasıl hazırlanır? Dersimizde, bu süreci detaylarıyla ele aldık.

Bilimsel Bakış Açısı ve Eğitim Dinamikleri
Bu ders, dinamik bir yapıya sahiptir. Sürekli olarak güncel verilerle desteklenir. Amacımız, sizlere sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda bu bilgiyi kullanarak bilimsel bir bakış açısı kazandırmaktır. Örneğin, 1939’dan 1999’a kadar Kuzey Anadolu Fayı’nda 900 kilometrelik bir kırılma meydana geldi. Şimdi, bu bilgiyi kullanarak San Andreas Fayı’nda beklenen kırılmayı nasıl öngörebileceğimizi tartışıyoruz.

Sonuç ve Mesaj
Sonuç olarak, bu ders sizlere sadece teorik bilgi değil, aynı zamanda bu bilgiyi nasıl uygulayacağınızı öğretiyor. Eğer bu dersi başarıyla tamamladıysanız, bir depremin sismolojik ve levha tektoniği açısından analizini yapabilecek, raporlayabilecek ve bu bilgiyi etkili bir şekilde aktarabilecek kapasiteye ulaşmışsınız demektir.

Teşekkür ederim.

Aşağıda verdiğiniz metin, konuşma formatına uygun şekilde düzenlenmiş, sadeleştirilmiş ve anlaşılabilirliği artırılmıştır:


Türkiye ve Dünyada Deprem Riskleri: Çalışmalar ve Eğitim Modelleri

Merhaba değerli arkadaşlar,
Bugün sizlere deprem bilimi, risk analizleri ve uluslararası eğitim programları üzerine bazı önemli konuları anlatmak istiyorum.


Türkiye’de Deprem Riskleri ve Şehirlerin Hazırlık Durumu

Türkiye, aktif bir deprem kuşağında yer aldığı için kırık mekaniği, levha tektoniği ve sismoloji bilimi açısından incelenmesi gereken önemli bir coğrafyadır. Geçmişte yaşanan büyük depremlerden öğrendiğimiz en önemli şey, deprem sonrası oluşan zararı azaltmak için önceden alınan önlemlerin ne kadar kritik olduğudur.

Kaliforniya gibi depreme karşı hazırlıklı bölgelerde, deprem mekanizması detaylı olarak incelenmekte ve bilgi transferi yoluyla farklı ülkelerde de risk azaltma yöntemleri uygulanmaktadır. Bu bilgi, hem yüzeydeki kırık sistemlerini hem de derin fay hatlarının etkilerini anlamaya dayanır. Örneğin, bir deprem sonrası yüzeydeki kırıkların geometrisi ve dizilimi bize o fay hattının karakteri hakkında önemli bilgiler verir.


Deprem Biliminin Eğitime Aktarımı

Deprem riskiyle başa çıkabilmek için, jeofizik tehlikeler konusunda eğitimli bireylere ihtiyaç vardır. Londra’daki University College London (UCL) gibi uluslararası eğitim kurumları, bu alanda uzman yetiştirmek için kapsamlı programlar sunuyor.

UCL’de sunulan “Jeofizik Tehlikeler” programı, öğrencilerin sismoloji ve levha tektoniği konularında derinlemesine bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Bu tür programlar kapsamında, deprem kaynak fonksiyonları, kırılma mekaniği ve risk analizleri gibi temel konular ele alınıyor. Türkiye’de alınan derslerle bu programlar kıyaslandığında, biz de benzer müfredatları geliştirmeye çalışıyoruz.


Uluslararası Eğitim Programlarının Önemi

Bu programların bir diğer önemli özelliği, bilgiye erişimin ücretli ve modüler bir yapıda olmasıdır. Örneğin, UCL’nin “Jeofizik Tehlikeler” programına katılmak için yıllık yaklaşık 15.000 £ gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Bu ücret, programa erişim sağladıktan sonra ders notları, videolar ve interaktif modüller gibi kaynaklara ulaşma imkanı tanıyor.

Programı başarıyla tamamlayan bir öğrenci, hem teorik bilgileri hem de bu bilgileri uygulamalı şekilde kullanabilme becerisini kazanıyor. Özellikle büyük deprem riski taşıyan bölgelerde, bu bilgiler hayati bir öneme sahip.


Sonuç: Eğitim ve Bilgi Transferinin Önemi

Depremler, yalnızca bir ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyen bir gerçekliktir. Bu nedenle, farklı bölgelerdeki bilgi ve deneyimlerin paylaşılması, küresel deprem riskinin azaltılmasında önemli bir rol oynar.

Eğitimli bireyler yetiştirerek, hem Türkiye hem de dünya genelinde, depremlerin neden olduğu zararları azaltmak mümkün olacaktır. Unutmayalım, doğru bilgi ve hazırlık, insan hayatını kurtarmak için en güçlü araçlarımızdır.

Jeofizik Tehlikeler ve Yüksek Lisans Eğitimi: Düşünceler ve Öneriler

Jeofizik tehlikelerle ilgili eğitim, öğrencilerin akademik gelişimlerini desteklemek ve uygulamalı alan çalışmalarını güçlendirmek amacıyla önemli bir disiplindir. Bu alandaki başarı, özenle hazırlanmış ders içeriklerine ve kapsamına bağlıdır. Aşağıda bu eğitim alanına yönelik önemli noktalar incelenmiştir.

Arazi Çalışmalarının Rolü

Jeofizik tehlikelerle ilgili eğitimde, arazi çalışmaları teorik bilgilerin uygulamalı öğrenilmesine olanak tanır. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı gibi kritik bölgelerde yapılan arazi çalışmaları, deprem mekaniğinin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Bu etkinlikler, sismometre kurma ve veri toplama çalışmaları ile desteklenebilir.

Ders İçeriklerinin Kapsamı

Jeofizik eğitiminin başarılı olabilmesi için ders içeriklerinin zengin ve güncel olması şarttır. Sismoloji ve Levha Tektoniği gibi derslerde, öğrencilerin haftalık bireysel çalışma sürelerinin 12-15 saat arasında olması önerilir. Bu planlama, öğrencilerin dersi başarıyla tamamlama ihtimallerini artırır. Aynı zamanda, öğretim üyelerinin ders planlamasında sistematik bir yaklaşım izlemesi gerekmektedir.

Uluslararası Standartlarda Değerlendirme

Sınavların uluslararası standartlara uygun olarak tasarlanması, öğrencilerin bilgi ve analiz yeteneklerini gerçekçi bir şekilde ölçmeye olanak tanır. Yapay zeka destekli ortamlar, yoruma dayalı soruların öğrencilere sunulması için kullanılabilir. Bu sayede öğrenciler, karmaşık problemleri çözme becerilerini geliştirirken daha derinlemesine bir öğrenme deneyimi yaşarlar.

Eğitimde Rekabetçi Yaklaşımlar

Jeofizik tehlikeler alanında uluslararası çapta rekabetçi bir eğitim ortamı yaratmak, öğrencilerin profesyonel gelişimini destekler. Türkiye’de eğitim maliyetlerinin daha uygun olması, yerel öğrenciler için avantaj sağlamaktadır. Ancak bu rekabet ortamında başarılı olmak için, ders içeriklerinin dolu ve öğretim üyelerinin aktif katılımı kritik bir rol oynar.

Sonuç ve Öneriler

  • Dersler, arazi çalışmaları ve güncel bilgilerle zenginleştirilmelidir.

  • Öğrencilerin bireysel çalışma süreleri iyi planlanmalı ve dersler sistematik bir yaklaşımla yürütülmelidir.

  • Sınav sistemleri, bilgi ve analiz yeteneklerini adil bir şekilde ölçmelidir.

  • Uzaktan eğitim teknolojileri, derslerin erişilebilirliğini artırmak için etkinleştirilmelidir.

Bu stratejilerin uygulanması, jeofizik tehlikeler alanında daha nitelikli uzmanların yetişmesine katkı sağlayacaktır.

Ödev ve Sorumluluk Bilinci

Ödevlerin amacı, öğrencilerin öğrenmesini desteklemek ve akademik becerilerini geliştirmektir. Ancak, yalnızca kısa bir metin yazmakla sınırlı kalan ödevlerin öğrencilere katkısı tartışmalı olabilir. Yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla, öğrencilerin özgün bir şekilde düşünmeleri ve üretmeleri daha da önemli hale gelmiştir. Eğer bir öğretim görevlisi, yalnızca kısa ve yüzeysel ödevlerle öğrencilerini değerlendiriyorsa, bu durum hem öğrencilere, hem kendisine, hem de üniversitenin itibarına zarar verebilir.

Sınav Hazırlığının Önemi

Bir öğretim üyesi olarak, sınav sorularını hazırlamak için ciddi bir çalışma yapılması gerektiğine inanıyorum. Bu dersin sınav sorularını hazırlamak için yaklaşık 30 saatlik bir çalışma yaptım. İlk kez verdiğim bu dersin sınav sorularını oluştururken, geçmişteki soruları kullanmadım. Bunun yerine, öğrencilerin konuyu gerçekten anlamalarını sağlayacak sorular hazırlamaya özen gösterdim.

Temel Sismoloji Soruları

İlk bölümde, öğrencilerin temel bilgilerini ölçen sorular yer aldı. Örneğin:

  • "Paralellik ne demektir?" sorusuna verilen cevapta, bunun "strike-slip" terimiyle ilişkilendirilmesi gerekir.
  • "Deprem dalgalarının yayılma sırası nedir?" sorusunda, "P dalgalarının (Primary waves) ilk yayılma gösterdiği" bilgisi beklenir.

Bu sorular, temel bilgilerin hızlı bir şekilde hatırlanmasını gerektirir. Örneğin, depremin büyüklüğü ile şiddeti arasındaki fark:

  • Büyüklük (Magnitude): Depremin enerjisiyle ilgilidir.
  • Şiddet (Intensity): Depremin yeryüzünde oluşturduğu etkidir.

Yüzey ve Cisim Dalgaları

Öğrencilerin ayrıca, sismik dalgaları ayırt edebilmesi gerekir:

  • Cisim dalgaları (Body Waves): Yerin içinden yayılır.
  • Yüzey dalgaları (Surface Waves): Yalnızca yüzeyde yayılır ve genellikle daha fazla yıkıma neden olur.

Yoruma Dayalı Sorular

Sınavın ikinci bölümünde, öğrencilerin bilgilerini analiz ederek yorum yapmalarını gerektiren sorular yer aldı:

  • Levha Tektoniği ve Depremler Arasındaki İlişki: Levha sınırlarının türüne göre depremlerin farklı özellikler gösterebileceğini açıklamak gerekiyor. Örneğin:
    • Açılmaya bağlı levhalarda: Daha küçük ve sığ depremler görülür.
    • Çarpışmaya bağlı levhalarda: Daha büyük ve derin depremler oluşur.

Türkiye ve Diğer Bölgelerden Örnekler

Türkiye'deki depremler, Arabistan ve Afrika levhalarının Avrasya levhasına doğru hareketi nedeniyle oluşmaktadır. Eğer bu levhalar hareket etmeseydi, Türkiye’de deprem tehlikesi de olmayacaktı. Buna ek olarak:

  • Japonya: Pasifik levhasının aktif marjinlerindeki hareketleri nedeniyle yüksek sismik aktiviteye sahiptir.
  • Atlantik: Daha sakin bir sismik aktivite alanı olarak bilinir.

Sonuç

Sınav sorularının ve ödevlerin tasarlanması, yalnızca bilgiyi ölçmeyi değil, aynı zamanda öğrencilerin öğrenmesini ve analiz becerilerini geliştirmeyi amaçlamalıdır. Basit görünen sorular, aslında öğrencilerin temel bilgileri hızla hatırlamasını ve derinlemesine yorum yapabilmesini gerektirir. Bu yaklaşım, hem öğrenciye hem de akademik topluluğa fayda sağlayacaktır.

Sismik Dalga Yayılımı ve Levha Hareketleri

Sismik dalgaların yayılımı ve levha hareketleri, yer kabuğunun fiziksel özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterir. Malzemenin sıcaklığı, dalga hızını etkileyen temel faktörlerden biridir. Sıcak bölgelerde dalgalar daha yavaş, soğuk bölgelerde ise daha hızlı ilerler. Bu nedenle, levhaların fiziksel özelliklerini ve sıcaklık farklılıklarını dikkate almak önemlidir.


Deprem Yorumlama Süreci

Bir deprem meydana geldiğinde, değerlendirme sırasında dikkate alınan temel unsurlar şunlardır:

  1. Depremin büyüklüğü
  2. Kırılma mekanizması
  3. Kırık sisteminin uzunluğu ve geçmişteki faaliyetleri

Bu faktörler, sismik olayların anlaşılmasını ve yorumlanmasını kolaylaştırır.


Tehlike ve Risk Arasındaki Fark

Deprem biliminde tehlike ve risk kavramları farklı anlamlara gelir:

  • Tehlike, depremin büyüklüğü gibi doğal bir olayın şiddetiyle ilgilidir.
  • Risk, insan yaşamı ve yapılar üzerindeki olası etkileri ifade eder.

Örneğin, nüfus yoğunluğunun sıfır olduğu okyanus ortasında meydana gelen büyük bir deprem (9.3 büyüklüğünde), ciddi bir tehlike oluştururken, risk minimum düzeydedir. Ancak yoğun nüfuslu bir şehirde aynı büyüklükteki bir deprem, yüksek risk taşır.


Kentsel Büyüme ve Sismik Risk

Nüfus yoğunluğu, sismik riskin artmasında kritik bir rol oynar. İstanbul örneğinde:

  • 1509 Depremi: Şehir nüfusu yaklaşık 100.000 iken, 5.000-10.000 kişi hayatını kaybetmiştir.
  • Günümüz İstanbul’u: Nüfus 15 milyon civarındadır. Aynı ölüm oranıyla, potansiyel kayıplar 1 milyon kişiye ulaşabilir.

Bu durum, büyük şehirlerdeki nüfus artışının risk yönetimini zorlaştırdığını açıkça göstermektedir.


Kısa ve Uzun Vadeli Kriz Yönetimi

Depremlerden sonra uygulanması gereken kriz yönetimi planları şu unsurları içermelidir:

  1. Ekipler ve Kaynak Yönetimi: Afet müdahale ekiplerinin koordinasyonu.
  2. Acil Durum İletişimi: Halkın bilgilendirilmesi ve güvenli alanlara yönlendirilmesi.
  3. Halk Eğitimi: Depreme hazırlık bilincinin artırılması.

Bu planlama, hem kısa vadeli kriz yönetimini hem de uzun vadeli iyileştirme süreçlerini kapsamalıdır.


Sosyal ve Etik Düşünceler

Toplum bilincini artırmak ve vatandaşların sismik birer gözlemci olmasını sağlamak, risk yönetiminde önemli bir adımdır. Vatandaşların, yaşadıkları bölgelerdeki hasar ve tehlike raporlamaları, olası yıkılma riski taşıyan alanların belirlenmesine katkı sağlayabilir.

Deprem Dinamikleri ve Etkileyen Faktörler

Depremler, çeşitli dinamik süreçlerden kaynaklanır. Depremin sıklığı, büyüklüğü ve artçı şoklar, depremin oluşumunu etkileyen ana faktörlerdendir. Ayrıca, insan faaliyetlerinin depremlerin dinamiklerine olan etkisi göz ardı edilmemelidir. Kültürel algılar, tektonik levhaların etkileşimi, eski fay hatları ve bunların gizli faylar olarak tanımlanması da önemli faktörlerdendir. Örneğin, 1971 yılında gerçekleşen San Fernando Depremi aslında gizli bir fay hattı üzerinde meydana gelmiştir. Bu fay hattı, beklenmedik şekilde büyük bir deprem üretmiş ve yeni yapılmış bir hastane bile bu deprem karşısında dayanamayarak yıkılmıştır. Bu örnek, fay hattı verilerinin eksik olmasının deprem güvenliği açısından ne kadar büyük riskler taşıdığını göstermektedir.

Volkanik Aktivite ve Tektonik Hareketler

Volkanik aktiviteler ve tektonik hareketler genellikle levhaların etkileşiminden doğar. Volkanizma, iki levhanın interplate bölgesinde temasa geçerek meydana gelir. Bu temasa bağlı olarak volkanik dağlar oluşur ve bu süreç, levhaların nasıl hareket ettiğini ve etkileştiğini anlamamıza yardımcı olur.

Sismik Boşluklar ve Deprem Üretimi

Sismik boşluklar, belirli bir zaman diliminde deprem üretmeyen alanlardır. Örneğin, Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Marmara Boşluğu, son 250 yılda büyük depremler üretmemiştir. Bu durum, sismik boşluk teorisi ile açıklanır ve bu teori, gelecekte büyük depremlerin hangi alanlarda meydana gelebileceğine dair öngörülerde bulunmamıza olanak sağlar. Ancak, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminin ardından bu teorinin her zaman geçerli olmadığı ortaya çıkmıştır. Marmara Boşluğu'nda beklenen bir deprem, daha önce kırılmayan fayların etkisiyle 7.5 büyüklüğünde bir depremle sonuçlanmıştır. Bu, her zaman teorilerin işlemediğini gösteren bir örnektir.

Deprem Sonrası Şehir Planlaması ve Erken Uyarı Sistemleri

Deprem sonrası şehir planlaması, depremlere karşı dayanıklı yapılar inşa edilmesi için kritik öneme sahiptir. Ayrıca, erken uyarı sistemleri, depremlerin yıkıcı dalgalarından önce P dalgalarını (uyarıcı dalgalar) tespit ederek toplumu uyarabilir. Bu, yıkıcı dalgalar gelmeden önce alınacak tedbirlerle can ve mal kaybını azaltmak açısından büyük önem taşır.

Fay Hattı Özellikleri ve Deprem Üretme Potansiyeli

Fay hatlarının özellikleri, hangi fay hattının büyük deprem üretmeye daha yakın olduğunu belirlemede önemli rol oynar. Fay hatları, depremin şiddeti ve sıklığını belirleyen etkenlerden biridir. Sismik boşluk ve fay hattı analizleri, depremin meydana geldiği bölgedeki riskleri belirlememize yardımcı olur. Ancak, bu analizlerin her zaman doğru sonuçlar vermediği, son depremlerle ortaya çıkmıştır.

Depremin Dinamikleri ve Artçı Şoklar

Depremler, farklı levhaların hareketleriyle oluşur. Örneğin, Türkiye'de Afrika Levhası, Batı Anadolu'nun altına dalarak büyük deprem tehlikesi yaratmaktadır. Ayrıca, Anadolu Levhası da bu tehlikeye katkı sağlar. Bu durum, Türkiye'de doğu Akdeniz bölgesinde levhaların birbirine girişim yaptığı sınırda büyük deprem riskini artırmaktadır.

Deprem Şiddeti ve Dinamikleri

Deprem şiddeti, büyüklüğün yanı sıra derinlik ile de ilişkilidir. Örneğin, Japonya'daki 8 büyüklüğündeki bir depremle, Maraş'taki 7.8 büyüklüğündeki bir depremin etkileri farklı olabilir. Bunun nedeni, Japonya'daki depremin derinliğinin daha fazla olması ve bu nedenle yüzeydeki etki alanının daralmasıdır. Derinlik, depremin etkilerini belirleyen önemli bir faktördür.

Ana Şoklar ve Artçı Şoklar

Ana şok ve artçı şoklar arasındaki farklar oldukça önemlidir. Ana şok, büyük bir depremi tetiklerken, artçı şoklar bu enerjinin yayılma alanlarını gösterir. Artçı şoklar, enerji transferi gibi bir özellik taşır ve bu enerjiyi başka bölgelerde yayarak yeni kırılmalar oluşturabilir. Bu, artçı şokların bir bulaşıcılık özelliği taşıması anlamına gelir. Artçı şokların izlenmesi, kırılma bölgelerinin belirlenmesi açısından önemlidir.

Deprem Sonrası Hasar ve Güçlendirme İhtiyacı

Büyük bir deprem sonrası, artçı şoklar yıllarca devam edebilir. Örneğin, Maraş depremi sonrası artçı şoklar 35 yıl sürebilir. Bu durum, depremin etkilerinin ne zaman ve nerede hissedileceğinin tahmin edilememesini sağlar. Artçı şokların etkisi, bir binanın zaten hasar görmüş bölgelerinde daha büyük yıkımlara yol açabilir. Bu nedenle, depremler sonrası binaların güçlendirilmesi önemlidir. Artçı şoklar zamanla azalsa da, büyük artçı şokların meydana gelmeyeceği garantisi yoktur.

Psikolojik Etkiler ve Deprem Deneyimi

Deprem deneyimi, insanların psikolojisi üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir. Örneğin, 1999 depremini yaşamış bir kişi, ufak bir sarsıntıda bile korku yaşayabilir. Bu tür travmaların iyileşmesi zaman alabilir. Büyük deprem sonrası insanların yaşadığı korku ve endişeler, günlük yaşamlarında da etkili olabilir. Bu, büyük depremlerden sonra iyileşme sürecinin zor olduğunu gösterir.

Tektonik ve İnsan Kaynaklı Depremler

Tektonik depremler, doğal olarak levhaların hareketiyle meydana gelirken, insan kaynaklı depremler ise madencilik veya baraj yapımı gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanabilir. Örneğin, Çin’deki büyük bir baraj kaynaklı deprem, barajdaki su seviyesinin artmasıyla meydana gelmiştir. Barajların üzerindeki su, yer altındaki kırılma potansiyelini etkiler ve bu da depreme yol açabilir. Bu durum, insanların faaliyetlerinin depremlere yol açabileceğini gösterir.

Sonuç

Bu dersin amacı, depremin dinamiklerini anlamak, artçı şokların etkilerini ve insan kaynaklı depremlerin nasıl oluştuğunu daha iyi kavrayabilmektir. Deprem dinamikleri, yalnızca büyüklükle değil, derinlik ve kırılma özellikleriyle de ilgilidir. Artçı şoklar, ana şokların etkilerini daha da şiddetlendirebilir. Bu nedenle, deprem sonrası binaların güçlendirilmesi ve psikolojik etkilerin önlenmesi gereklidir.

Anlamadan Geçmeyin

Bu derste amaç, öğrencilerin sadece bilgi edinmelerini sağlamak değil, aynı zamanda yorumlama kapasitesini geliştirmektir. Artık bilgi kitaplarda yer alıyor ve yapay zeka sayesinde erişilebiliyor. Önemli olan, öğrencilerin bu bilgileri nasıl yorumlayıp uygulayacaklarını öğrenmeleridir. Ezberden ziyade yorum yapabilme becerisi bekleniyor. Eğer bir öğrenci, belirli bir soruyu ya da konuyu anlayamıyorsa, çalışma notlarında bu sorulara işaret ederek ders öncesinde öğretmeninden yardım alabilir.

Sınav öncesinde, öğrenciler anlamadıkları her konuda öğretmenlerine başvurabilirler. Ancak ders tamamlandığında, bu tür yardım ihtiyaçları olmayacaktır. Bu yüzden öğrencilere anlamadan geçmeme tavsiyesi verilir. Gerçekten dersin amaçlarını ve hedeflerini kazandıktan sonra başarı elde etmek, her zaman faydalıdır.

Yerel Jeoloji ve Deprem Şiddeti İlişkisi

Özellikle deprem şiddeti ve yerel jeoloji arasındaki ilişki önemlidir. Jeoloji haritaları ve deprem büyüklükleri arasındaki bağlantılar, yerel jeofizik verilerle analiz edilebilir. Maraş depremi örneğinde olduğu gibi, yerel jeofizik parametreler, zeminin ilk 30 metreye kadar olan ortalama direnç özelliklerini verir. VS30 gibi parametrelerle yerel jeofizik veriler ve deprem şiddetleri arasındaki ilişkiyi analiz edebiliriz.

Yerel Şiddet ve Jeofizik İlişkisi

Yerel jeofizik ve yerel şiddet arasında doğrudan bir ilişki bulunur. Türkiye'deki çok sayıda istasyon, yerel şiddetle maksimum yer ivmesi arasındaki bağlantıyı ölçer. Depremin büyüklüğüne yakın bölgelerde, yer ivmesi değerlerinin arttığı gözlemlenirken, daha uzak yerlerde bu değerlerin azaldığı görülebilir. Ancak bu ilişki her zaman doğrusal değildir. Binaların yıkılmasına neden olan faktörler sadece zemin özellikleri olmayabilir; yapıların sağlamlıkları da büyük rol oynar.

Ford Direkt Tweeti ve Deprem Yönleri

Deprem dalgalarının farklı yönlerdeki maksimum ivme değerleri, binanın hangi yönde yıkılmasına neden oldu? Bu tür bir analiz, binanın daha dayanıklı yapılıp yapılmayacağına karar vermek için oldukça önemli olabilir. Eğer doğu-batı yönündeki ivme değerleri, kuzey-güney yönündeki ivme değerlerinden daha büyükse, o bölgede doğu-batı yönüne yönelik bina yapısının güçlendirilmesi gerekebilir. Bu tür analizler, depremden ders çıkarma sürecinin bir parçasıdır.

Strateji Geliştirme ve Çözüm Odaklı Yaklaşımlar

Deprem şiddetini azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmek büyük önem taşır. Deprem dalgasının yönüne göre, binaların yapısal güçlendirilmesi ve yerel jeoloji analizleriyle birlikte çözüm önerileri oluşturulabilir. Türkiye ve dünyada, sorun odaklı çözüm geliştirebilen mühendis ve araştırmacılara ihtiyaç vardır. Bu tür bireylerin katkıları, deprem risklerini hafifletmek için uygulanacak stratejilerin oluşturulmasında kritik rol oynamaktadır.

Deprem Sonrası Belediyelerdeki İlanlar ve Mülakat Süreçleri

Depremin ardından, 11 ildeki belediyeler ve Çevre ve Şehircilik müdürlükleri, yerel deprem şiddetini azaltacak çalışmalar için ilanlar yayınladı. Bu ilanlar, jeoloji ve jeofizik mühendisleri ile yer mühendislerini hedef alıyor. Mülakatlarda sorulacak sorular, başvuracak adayların bu alandaki bilgi ve donanımlarını ölçmeye yönelik olacak. Eğer bu sorulara doğru cevap verebiliyorsanız, o zaman gerçekten bu işin gereksinimlerini anlayarak katkı sağlayabileceksiniz.

İş Bulma Zorlukları ve Eğitim Sistemi

İş bulmak zorlu bir süreç olabilir. Ancak, çoğu zaman aldığınız dersler doğrudan işe yarar bir bilgi sağlamayabilir. Mülakatlarda, "Şu dersi geçtim" veya "Bu diplomayı aldım" gibi standart açıklamalar, genellikle işe yaramaz. Önemli olan, mülakatta sorulan sorulara ne kadar donanımlı ve çözüm odaklı bir şekilde cevap verebileceğinizdir.

İklim Değişikliği ve Deprem İlişkisi

İklim değişikliği ile deprem aktivitesi arasında şaşırtıcı bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, yağış miktarının deprem aktivitesine etkisi üzerine yapılan çalışmalar bulunuyor. Bu konuda yapılan araştırmalarda, yıllık ve günlük yağış miktarları ile günlük deprem aktivitesi arasında bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bu, iklim değişikliğinin bölgedeki deprem riski ve tehlikesini artırabileceğini gösteriyor.

İklim Değişikliği ve Depremler Üzerindeki Etkileri

İklim değişikliği ile birlikte, yağış miktarında artışlar yaşanmakta ve bu durum sel riskini artırmaktadır. Aynı zamanda bu artan yağışlar, deprem riski üzerinde de etkili olabilir. Bu gibi olaylara dikkat ederek, iklim değişikliği ve deprem ilişkisinin daha derinlemesine analiz edilmesi gerektiği söylenebilir.

Eğitim ve Turnitin Kullanımı

Eğitimde, öğrencilere verilen ödevler ve sınavlar çok önemlidir. Benim eğitim deneyimime göre, Turnitin gibi programlarla yapılan kontrol işlemleri, ödevlerdeki kopya durumlarını tespit etmede oldukça etkili olmaktadır. Yapay zekanın, öğrencilerin ödevlerini yazarken kullandığı referanslar bazen geçersiz olabiliyor ve bu durum ödevin doğruluğunu sorgulatabiliyor. Bu nedenle, öğrencilerin doğru ve özgün içerik üretmeleri, eğitimde başarılı olabilmeleri için kritik öneme sahiptir.

Sonuç ve Tavsiyeler

Öğrencilere önerim, eğitimde kolay yolu tercih etmemeleri ve derslerin içeriğini gerçek anlamda öğrenmeye çalışmalarının daha faydalı olacağıdır. Ayrıca, sınavlarda sadece ezber yapmaktansa, konuya hâkim olarak soruları anlamlı bir şekilde yanıtlamaya odaklanmalılar. Gerçekten öğrenilen bilgiler, öğrencilerin gelecekteki kariyerlerinde büyük fayda sağlayacaktır.

Akademik Çalışmalarda Dürüstlük ve Referansların Önemi

Uluslararası deneyime sahip bir öğretim üyesi olarak akademik dürüstlük ve kaynak kullanımı konularına büyük önem veriyorum. Bu konuda bazı önemli noktaları vurgulamak istiyorum.

Bir öğrencim, 2007 yılında Teksas Üniversitesi'nden lisansını tamamlamıştı. O dönemde yapay zeka veya Turnitin gibi araçlar yoktu. Bir gün, öğrencilere verdiğim yüksek lisans dersinin final ödevini teslim ettiğinde, ödevin ne kadar mükemmel olduğunu fark ettim. Ancak, mükemmel bir ödevin şüphe uyandırabileceğini de biliyorum. Yardımcı asistanım, şu anda Kanada'da doktora yapıyor, ona ödevi araştırmasını söyledim. Sonuçta, öğrencimin, Amerika'daki bir çalışmadan tam anlamıyla alıntı yaptığı ortaya çıktı.

Bu tür durumlar, ciddi akademik sonuçlar doğurabilir. Eğer bu durum, Teksas Üniversitesi'nde ortaya çıksaydı, öğrencinin üniversiteyle ilişkisi kesilirdi. Bu, akademik dünyada karşılaşılmaması gereken bir durumdur.

Akademik Dürüstlük ve Alıntı Kuralları

Bir başka örneği de doçentlik sınavında yaşadım. Bir öğretim üyesi, doktora tezini tuvaletten geçirmişti ve %42 alıntı yapmıştı. Bu tür durumlar, akademik dünyada asla kabul edilemez. Genç akademisyenlere tavsiyem, akademik çalışmalarda her zaman kendi emeğinizle ilerlemenizdir. "Akademik çalışma nasıl yapılır?" sorusuna yanıt arayarak sağlam bir temel oluşturun.

Akademik Çalışmaların Güvenilirliği ve Referanslar

Son dönemde bir öğrenci, tezinde 16 sayfa alıntı yaptığı için şikayetçi oldu. Bu, akademik dünyada güven kaybına yol açabilir. Bu yüzden akademik çalışmalarda alıntı yaparken dikkatli olunmalıdır. Eğer bir öğrenci derslerde başarıyla ilerlerse, ileride referans alırken de başarılı olacaktır.

Sınavlar ve Bütünleme

Sınav tarihleri açıklandığında, öğrencilerime bütünleme sınavlarını öneriyorum, çünkü bütünleme sonrası bir hafta daha zamanınız olur ve bu süre, öğrencinin konuyu daha iyi kavrayıp sindirmesini sağlar. Sınavdan önce, dersin notlarını, soruları ve notlarındaki eksiklikleri anlamadığınız bir şey varsa bana sorabilirsiniz. Bu sorulara her zaman yanıt alabilirsiniz.

Akademik Çalışmaların Güvencesi: Referanslar

Referanslar çok önemlidir. Özellikle Amerika ve Avrupa'da yüksek lisans sonrası doktora başvuruları için iyi referanslar almak, akademik kariyerinizin güvencesidir. Referansınızı güçlü tutmak için akademik çalışmalarınıza özen göstermeniz, hocalarla iyi ilişkiler kurmanız, geleceğiniz açısından çok faydalı olacaktır.

Bu çerçevede akademik dürüstlük ve çalışmalara yaklaşım hakkında söylemek istediklerim bunlardır.

Memet Güzel: Hocam merhabalar, emeğinize sağlık.

Ali Osman Öncel: Merhaba.

Memet Güzel: Harika şeyler anlattınız. Ben jeofizik mühendisiyim. Yüksek lisansım jeoloji üzerine ama doktora çalışmam mikro gölgeleme üzerineydi. Rahmetli Ferhat hocamla birlikte çalıştım.

Ali Osman Öncel: Öyle mi? Ne güzel! Çok iyi! Vallahi rahmet etsin.

Memet Güzel: Serbest çalışan bir jeofizikçi olarak Adana bölgesinde çalışıyorum. Atatürk Barajı’nı yapanlardanım. Türkiye'de birçok hidroelektrik santraline, elektrik santrallerine imza atmıştım. Ayrıca rüzgar enerji santrallerinde de çalışmalarım oldu.

Ali Osman Öncel: Ya Adana bölgesi… Ne kadar güzel! Ne güzel, çok iyi! Doktora yapmışsınız, değil mi?

Memet Güzel: Evet, doktora yaptım.

Ali Osman Öncel: Ne kadar güzel! İnşallah bir davet de gönderelim. Şu anda dersimiz yok ama bir sonraki dönem sizi dinlemeyi çok isterim. Yakından çalışmalarınızı da öğrenmiş oluruz.

Memet Güzel: İnşallah, inşallah. Altmışlı yaşlarımda hocam, ama bazı şeyler daha farklı gözüküyor.

Ali Osman Öncel: Öyle mi? Az sesiniz geliyor, bayağı genç geliyorsunuz. Sesiniz genç geliyor, dedim herhalde.

Memet Güzel: Evet, tabii. Bana kalırsa gencim, ama doğum tarihime göre öyle demiyorlar.

Ali Osman Öncel: Evet, sesiniz genç, motivasyonunuz da yüksek. Geceye genç arkadaşlarımıza öneriniz nedir? Biz de biraz önerilerde bulunduk ama değerli bir öğrencimiz Seza, Filistinli ve Türkiye’de jeofizik mühendisi olarak çalışmak istiyor. Ne tavsiyelerde bulunursunuz?

Memet Güzel: Evet, çok teşekkür ederim. Şimdi, harika bir iş yapıyorsunuz. Gelecekte başarılar diliyorum ve gerçekten genç arkadaşlara her zaman azimle çalışmalarını, özverili olmalarını ve karşılaştıkları engelleri aşmalarını öneriyorum. Gerçekten çok harika işler yapılabiliyor.

Şeza:
Hocam, ben şu an çalışıyorum, Tevfik Mühendisi olarak.

Ali Osman Öncel:
Ama iş bulamıyorsun, değil mi? Jeofizik mühendisi olarak çalışmak istiyorsun, doğru mu?

Şeza:
Hayır, hocam. Ben şu anda jeofizik mühendisi olarak çalışıyorum.

Memet Güzel:
Harika, tamam o zaman sorun yok.

Şeza:
Evet, çalışıyorum.

Memet Güzel:
Gerçekten çok güzel şeyler söylediniz. Gönül isterdi ki bu söyledikleriniz daha geniş kitlelere ulaşsın. Özellikle bu alıntılar konusu çok önemli. Bu bizim mesleğimizin, maalesef, kanayan bir yarası. Özellikle serbest çalışma alanlarında, emek harcamadan yapılan, copy-paste tarzı çalışmalar…

Ali Osman Öncel:
Evet, maalesef. Bu sabun raporları değil mi?

Memet Güzel:
Evet, maalesef. Bu tarz çalışmalar ne yapıyor biliyor musunuz? İşi ucuzlatıyor, ama bu ucuzluk işin değerini de düşürüyor. Özellikle zemin çalışmaları gibi kritik alanlarda, işler ne kadar ucuzsa, o kadar değersizleşiyor. Ayrıca, içine konan bilgiler de zamanla geçersiz hale geliyor.

Ali Osman Öncel:
Evet, haklısınız.

Memet Güzel:
Bunu yıllardır dile getiriyorum: Lütfen, dolu dolu içerik koyun, böylece yaptığınız çalışmayı gururla savunabilirsiniz. Ben son dönemde inşaat işleri de yaptım, yani kendi fiili olarak binalar inşa ettim. Eğer kaliteli işler yaparsanız, üstüne kaliteli projeler gelişir. Bizim bugün binalarımızın yıkılması, insanlarımızın hayatını kaybetmesi gibi sorunların azalması buna bağlıdır. Ülkemizin gerçekleriyle yüzleşmemiz gerek. Biz, jeoloji ve jeofizik alanlarında çok avantajlıyız, çünkü ölçüm aletlerimiz ve parametreleri sağlıklı bir şekilde elde etme şansımız var. Yeter ki bunları doğru yorumlayalım.

Ali Osman Öncel:
Vallahi teşekkür ederim. Bu açık derslerin faydası işte böyle oluyor. Doğa ve Deprem Bilimi Platformu da bu tür faydalı konuşmalar için önemli bir fırsat sağlıyor.

Memet Güzel:
Harika, özellikle de sizden aldığım bilgiler çok değerli. Ben şimdi sayfanıza baktım, grup davetiyle katıldım. Gerçekten çok etkileyici bir bilimsel çalışma yapıyorsunuz. Çalışmalarınızı fırsat buldukça gözden geçiriyorum. Yaptığınız çevrimli içeriklere, özellikle YouTube’daki videolara bayıldım. Farklı dillerde ulaşılabiliyor olması, gerçekten çok harika bir şey. Bu tür imkanlar benim yüksek lisans ve doktora dönemimle kıyaslandığında büyük bir nimet. Gerçekten emekleriniz için tebrik ediyorum, harika işler yapıyorsunuz.

Ali Osman Öncel: Ben de tebrik ediyorum. Gerçekten çok sağ olun, bunu İngiltere’de parayla satıyorlar, 15.000 £ alıyorlar. Ama biz bunu parasız yapıyoruz.

Memet Güzel: Evet, bunlar çok değerli veriler, çok değerli notlar, gerçekten harika işler. Yabancı dil ve yayınlar konusunda da deneyimlerim var ve takipçilerim de var. Dolayısıyla, parasız hiçbir şeye ulaşmak mümkün değil. Yine de, bilgi paylaştıkça değer kazanır, kıymetli hale gelir. Umarım bu çabaların karşılığı bir gün anlaşılır. Ali Osman hocam, gerçekten emeğiniz büyük.

Ali Osman Öncel: Evet, inşallah. Bilgi orada duruyor, umarım ihtiyacı olanlar ulaşır. Meslektaşlarımızla bu bilgileri paylaşmaya çalışıyoruz ama bazen ne kadar gücümüz yetiyor, o da bir sorun.

Memet Güzel: Kesinlikle. Bizim camianın elindeki bu tür çalışmalar gerçekten çok değerli. Ferhat hocanın hazırladığı Excel tabanlı çalışma, Türkiye’deki ilk mikro belgeleme çalışmasından biri. Yani mühendislik fakültesinden mezun olanlar mühendis olamıyor, bu konuda ciddi bir çaba gerekiyor. Özellikle jeolojik verilerin ve raporların harmanlanması oldukça zorlu bir süreç. Sizleri tebrik ediyorum, gerçekten harika işler yapıyorsunuz.

Ali Osman Öncel: Teşekkür ederim. Bilim yayıldıkça, değer kazanır. Her zaman çaba sarf etmek gerek.

Memet Güzel: Evet, bilim paylaşıldıkça değerlenir. Sizi tebrik ediyorum, çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz.

Ali Osman Öncel: Teşekkür ederim. İnşallah bir sonraki fırsatlarda görüşmek dileğiyle. İstanbul’a da beklerim.

Memet Güzel: İnşallah. İstanbul’da mısınız hocam?

Ali Osman Öncel: Evet, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’da görev yapıyorum.

Memet Güzel: Ferhat hocanın olduğu bölüme değil mi?

Ali Osman Öncel: Evet, bir sene oldu o bölüme geçeli.

Memet Güzel: Ferhat hocanın kaybı beni çok üzüyor. Benim doktora çalışmamda onunla proje yapmıştım. Türkiye’deki ilk mikro belgeleme tezi benim çalışmamdır.

Ali Osman Öncel: Allah rahmet etsin.

Memet Güzel: İnşallah sizi ziyaret edelim. Ali Osman hocam, bu arada Adana’ya da gelirseniz Melih Bey’i görürüz, o da bizim mesleğin duayenlerinden.

Ali Osman Öncel: Evet, Melih Bey sürekli paylaşımlar yapar ve beğenir, gerçekten takdir ediyorum.

Memet Güzel: Bilim paylaştıkça çoğalır, teşvik edildikçe daha değerli hale gelir. Ali Osman hocam, sizi de tebrik ediyorum.

Ali Osman Öncel: Evet, bilim yayıldıkça değerlenir.

Memet Güzel: Kesinlikle. Sizi Adana’da misafir etmek isterim, lütfen gelin.

Ali Osman Öncel: İnşallah, Adana bir gastronomi şehri. O yüzden bir fırsat bulursak, orada da görüşmek iyi olur.

Memet Güzel: Evet, kesinlikle. Ali Osman hocam, çok teşekkür ederim. Allah’a emanet olun.

Ali Osman Öncel: Teşekkür ederim. İyi günler.

Memet Güzel: Sevgiler, kolaylıklar dilerim.

Ali Osman Öncel: Görüşmek üzere, iyi günler.

No comments:

Post a Comment