Merhaba sevgili okuyucular! Bugün sizlere 9 Ocak 2024 tarihinde TRT Radyo Haber Güne Bakış programında gerçekleşen özel bir anı paylaşmak istiyorum. Programın konuğu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Osman Öncel, uzmanlığıyla deprem riski ve kentsel dönüşüm üzerine önemli bilgileri dinleyicilerle paylaştı.
Program boyunca, Prof.Dr. Ali Osman Öncel'in anlatımıyla deprem riskini azaltma stratejilerinden, kentsel dönüşüm sürecine, sismik izolatör teknolojilerinden ev alırken dikkat edilmesi gerekenlere kadar pek çok konu ele alındı. Özellikle sismik izolatör teknolojisinin deprem riskini önemli ölçüde azaltabileceği vurgulanarak, dinamik bir sohbet gerçekleşti.
Deprem gerçeğiyle yüzleşmek ve kentsel dönüşüme katkı sağlamak adına bu özel programı kaçırmamanızı öneririm. Prof.Dr. Ali Osman Öncel'in deneyim dolu anları ve değerli bilgileriyle dolu bu sohbeti sizlere aktarmaktan mutluluk duyuyorum. Daha fazlası için sayfamızı takip edin, sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz!
Ankara'dan merhaba sevgili dinleyenlerimiz, TRT Radyo Haber stüdyolarından canlı olarak sunduğumuz "Güne Bakış" programı başladı. Program yapımcımız Hacer Çalışkan'ın teknik yönetiminde Engin Erkan'ın mikrofonda ben Havva Emel Yayla'nın olduğu bu bölümde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Osman Öncel ile yaklaşık bir saat boyunca radyolarınızda olacağız.
Yalıtım teknolojileri, sismik izolatör teknolojileri kullanmak mümkün. 6/2/2020 yılında sismik literatürü şehir hastaneleri ayakta kaldı. Bu teknoloji 100 yıl önce Japonya'da kullanılmaya başlandı. 1923 yılında Japonya'da büyük Tokyo otelinde simülasyonu bu yapı 75.000 kişinin öldüğü bu depremde ayakta kaldı ve insanlar o binada kendini kurtardı.
Güne Bakış, devam ediyor. Bir Türkiye gerçeği, deprem, diyoruz sergilendiğini, ülkemizin en önemli gerçeklerinden biri deprem riskini azaltmak için alınan önlemlerin en başında kentsel dönüşüm geliyor. Elbette son zamanlarda daha sık konuşmaya başladık. Programımızın bu bölümünde kentsel dönüşümün deprem riskini azaltmasındaki rolü nedir? Amaçları, hedefleri nedir? Ev alırken yaşayacağımız bölgeyi seçerken nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Tüm bunları konuşacağız. Ayrıntılarıyla Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Osman Öncel, hattımızda.
Merhaba iyi akşamlar Ali Osman Öncel. Merhabalar Havva hanım, iyi akşamlar dilerim, sağ olunuz.
Şimdi süremizi oldukça verimli kullanmak isteriz. Alanında uzman bir isimsiniz aslında, sıklıkla sizi takip ediyoruz. Şimdi öncelikle kentsel dönüşümün, yani amacı hedefi nedir bunu dinleyelim, sizden sonra devam edelim.
Dönüşümün amacı deprem riskini azaltacak, depreme dirençli, dayanıklı yapıları o yapıların hasar almayacak şekilde inşa edilmesini sağlamak. Deprem kuvvetine çok fazla maruz kalmayacak, uygun yerleşime uygun zeminlerde yapılması, uygun olmayan zeminlerdeki yapıların uygun olan zeminlere taşınarak daha güvenli şehirlerin planlanması. Tabii ki insan hayatının kurtarılması, ülkenin geleceğinin garanti altına alınması hedeflenmekte. Evet, şimdi kentsel dönüşümü daha sık konuşur olduk. Neredeyse bir yıl olacak 6/2 depremleri, diyelim. Yani çok büyük bir hasar söz konusu elbette. Sonrasında sıcağı sıcağına, işte o riski azaltmak için hasarlı bir bina varsa ya da depreme dayanıksız bir bina için bir harekete geçilse de şuna da tanıklık edebiliyoruz. Yani o sürece hiç kalkışmamış insanlar var. Ne yazık ki, var bu şekilde. Yani risk azaltmak adına bu noktada neler söylersiniz? Yani bu durumun önemini.
Tabii ki depreme karşı risk azaltma ile ilgili olarak en önemli örneklerin başında Japonya geliyor. Yılın ilk gününde 76 nokta büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ölen insan sayısı yüzü bulmadı. O nedenle tabii ki günümüzde artık depreme dayanıklı yapılar depreme dirençli zeminler üzerinde yapılması mümkün değilse bile deprem riskini %80 oranında azaltacak.
Benzer durum 100 yıl sonra, 6/2/2023 yılında, gene 11 ile etkileyen depremde etkilenmeyen şeyi hastaneler olarak dimdik ayakta kaldı. Demek ki yüzyıl önce Japonya'da insan hayatını kurtaran, yüzyıl sonra 11 ilimizi etkileyen 60 madde depreminde hastanelerimizi ayakta tuttu ve kurtardı. Demek ki elimizde böyle bir teknoloji var. Bu teknolojiyi kullanmamız gerekir. Yalıtımsız sismik izolatör, düz yapılaşmaya son vermemiz gerekir ve bu şekilde deprem riskini azaltma %80 oranında azaltma imkanı elimizde. Yalnızca %3 maliyeti arttırıyoruz, %80 deprem riskini azaltıyoruz. Bu yüzyıl önce Japonya'da başlayan teknoloji Türkiye'nin yeni bir projesi olarak muhakkak gündemimize alınmalıdır.
Şimdi sismik izolatör çok önemli. Yani bunu biraz daha parantez açmak isteriz. Şu an işte değindik elbette, ama dayanıksız bir bina var. Örneğin, olası İstanbul depremi konuşuluyor. Orada bir mal bir çalışma var. Aslında bir mücadele var diyebiliriz buna dair. Yani bir dayanıksız bir bina işte yıkılıyor. Yeniden kentsel dönüşüme uğrarken burada da sismik izolatörler kullanılmaya başlandı mı? Kullanılmasa da dayanıklı olabilir mi, nasıl olabilir? Burada tabii zemin faktörü de devreye giriyor, ama sizden dinleyelim. Özellikle sismik izolatör sadece maddi olarak mali olarak diyorsunuz, sadece yüzde üçlük bir fazlalık oluşturuyor dediniz.
Evet, bilmek biraz önemli sanırım. Evet, kötü ortamda %3 bir maliyet meydana getiriyor. Fakat ülkemiz üretmiş olduğu sismik izolatörlerin %95'ni Türkiye dışına ihraç ediyor. Çünkü Türkiye içinde müteahhitler kullanmaktan kaçınırsa kınıyor. Bu nedenle de Türkiye'de yerli üretim, sismik izolatör şehir hastanelerinin yapılması ile birlikte büyük bir hız kazandı. Fakat insanlarımızın yaşadığı insanlarımızın hayatını.
Deprem riskinden kurtaracağız. Bu teknoloji maalesef zorunlu olmadığı için kullanılır. Zorunlu olmadığı için kullanılmıyor. Müteahhitler de derler ya kişi bilmediğinin düşmanıdır. Bu teknolojiyi bilmedikleri için bir zorunluluk da olmadıkları için maalesef kullanmıyorlar. Bu nereden geliyor bu düşünce? Çünkü ismi literatür teknoloji üreten firma sahibi maalesef Türkiye'de satamıyoruz. %95'i yurt dışına satmak durumunda kalıyoruz diyerek bu acı gerçeği de İfade etmişti. Benim bulunduğum bir toplantı. Peki bu sismik izolatör olmadan nasıl dayanıklı hale gelir? Kentsel boyutun ve de bu tarafını konuşalım.
Yani şimdi ev sahiplerine bakınca bir süreç var. Kentsel dönüşüm süreci buna başlayanlar da var. Nasıl bir süreçten geçiyorlar? Nelere bakılıyor, dönüşümde?
Yeni bir yasa çıktı artık salt çoğunluk 51 olarak olması durumuna geçildi. Bir kişinin bile şikayetçi olması durumunda o bina özellikle depreme karşı dayanamaz raporu alınırsa o kişi tarafından o bina 3 ay içerisinde boşaltılmak durumunda. Bu nedenle de insanlarımızın hep birlikte hareket etmesi. Bir kentsel dönüşüm öncesinde tamamen yıkılıp yapılması süreçleri oldukça uzun ve maliyetli bir süreç gerektiriyor. Belki de güçlendirme ile iyileştirme ile binalarını kurtulabilirler. O nedenle de kat maliklerinin binalarını gözden geçirmesi, binaları da yapılabilecek iyileştirme çalışmaları varsa bunu önceden yaptırması. Çünkü depremin ne zaman geleceğini bilemiyoruz ki kentsel dönüşümün başladıktab sonra ne zaman biteceğini de değiştiremiyoruz. Çünkü 3 ay sonra yıkılacak o 3 aydan sonra e tabii ki o kentsel dönüşüme gelen binada ekonomik durumu olanlar dışında ekonomik durumu olmayanlar da evlerini kaybetmiş olacak arsa payları. Satışa çıkartılacak ve insanlar mağdur olmuş olacak. Bu nedenle de sıkıntılı bir süreç iyileştirme ve güçlendirme alternatiflerini de kullanılması, gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Bu taraftan bakalım ev almak isteyenler olabilir işte fay hatlarının yani deprem riskinin olduğu yerlerde diyelim orada zemini nasıl öğrenecekler? Binayla ilgili işte dayanıklı ve dayanıksız mı? Bu kontrolleri nasıl yapacaklar? Biraz da bunları konuşalım.
Tabii ki bu dedenin çok önemli. Şu anda artık uydu teknolojisi ile 1 km hassasiyette yerin her bir noktası da noktasında zeminin direnç durumu gözlenebiliyor. Bu teknoloji elimizde mevcut. Özellikle VS30 Global Map yazdıklarında yeryüzünün direnç haritasını görebilirler. O direnç haritasında dünyadaki direnç durumu kendi ülkelerindeki direnç durumu.
Kendi bulunmuş oldukları illerdeki direnç durumu çok rahatlıkla görebilirler. Tabii ki direnci düşük bir yerde bulunuyorlarsa direnci büyük ya da yüksek bir yerde yaşamayı tercih edebilirler. Tabii kentsel dönüşüm özellikle 6/2 depreminden sonra yıkılan binaların yerine nerede yapılacak? Sorusuna da çok hızlı bir şekilde bu doğal direnç jeofizik haritası üzerinden ulaşmak mümkün ve bu şekilde de depremin risk büyütecek. Depremin kuvvetini büyütecek bu zeminlerden hem birey olarak kendimizi hem de yöneticiler olarak sorumlu olduğumuz illerdeki vatandaşlarımızı korumak kollamak gerekir. Bununla ilgili eğitim verilmesi noktasında bir üniversite akademisyenleri her zaman yardımcı olmak isteriz ama maalesef bugüne kadar yardım isteyen olmadı.
Ayrı bir başlık dediğiniz üzere ama sizi takip ettiğimiz kadarıyla sık sık aslında uyguluyorsunuz. Çok kurtarıcı, çok önemli. Sismik izolatör aslında ayrı da bir program konusu diyebiliriz. Sismik izolatörü ama süremizin de sonundayız. Ali Osman Öncel çok teşekkür ediyoruz. Değerli katkılarınızdan dolayı.
Ben de teşekkür ediyorum, iyi günler diliyorum, sağ olun.
Sevgili dinleyicilerimiz, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Osman Öncel, telefon hattımızdaydı. Ülkemizin önemli gerçeklerinden biri olan deprem üzerine konuştuk. Kentsel dönüşümün önemi ve zorunlu olması gerekliliğini vurguladı. Konuğumuz, sismik izolatörlerin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti ve biz de burada programımızı noktalıyoruz. Güne Bakışı Radyo Haber'den canlı olarak sunduğumuz.
Program yapımcımız Hacer Çalışkan, teknik yönetimde Engin Ertan, mikrofonda ben Havva Emel Yayla ile yarın 18 haberlerinin ardından yeniden görüşmek dileğiyle iyi akşamlar dileriz.
This comment has been removed by the author.
ReplyDeleteIf you are looking for AI tools hub then visit aitoolstoknow
ReplyDelete