Bu yazıda, yalnızca depremlerle ilgili akademik bir serüveni değil, aynı zamanda bir bilim insanının, bir öğrenciyi nasıl şekillendirebileceğini, bilgeliği ve enerjisiyle ona nasıl ışık tutabileceğini keşfedeceksiniz. Bu hikaye, bilimin ne kadar ilham verici olabileceğini ve derin bir dostluğun nasıl geliştiğini anlatıyor. Kariyerinizde ve hayatınızda böyle anlamlı karşılaşmalar yaşamayı umuyorsanız, bu yazı tam size göre.
Simav Bargu hocamın izinden gittiğim bu unutulmaz bilimsel yolculuğa siz de katılın ve bilimin gücünü bir kez daha hissedin.
1987 yılının serin bir sonbahar sabahıydı. İstanbul Üniversitesi'nin geniş koridorlarında yankılanan ayak sesleri arasında, genç bir akademisyen olan Ali Osman, Simav Bargu hocasıyla ilk kez karşılaşmıştı. O zamanlar, Ali Osman henüz üniversitede yeni bir araştırma görevlisiydi. Tektonik dersinin uygulama çalışmalarında, Bargu hocasının derin bilgisi ve engin tecrübesi, genç Ali Osman'ı hemen etkilemişti.
1999: İzmit Depremi ve Bir Keşfin Öyküsü
Yıllar geçti, Ali Osman Japonya'da eğitim aldı, bilim yolculuğunda yeni kapılar açtı. 1999 yılının yazında, Japonya'dan döndüğünde, üzerinde çalıştığı proje bitmişti. Bu proje, İzmit'te yaşanacak büyük bir depremin habercisiydi. Ali Osman, çalışmasını büyük bir titizlikle hazırlamış, depremin olası yerini aylar öncesinden belirlemişti. Ancak o günlerde kimse bu projeye gereken önemi vermemişti.
Simav Bargu hocasıyla yolları bir kez daha kesiştiğinde, Ali Osman'ın çalışmaları yeniden gündeme geldi. Bir arkadaşları, Ali Osman'ın deprem araştırmalarını Simav Bargu'ya anlattı. Bargu hoca, bu çalışmanın önemini hemen kavradı ve bunu televizyon programlarında paylaşmak istedi. O günlerde Bargu hoca, 1999 İzmit Depremi sonrasında sık sık televizyona davet ediliyordu. Ali Osman'ın çalışmasını da izleyicilere anlatmak için izin istedi. Ali Osman, gururla izin verdi ve Bargu hoca, bu çalışmayı referans göstererek kamuoyuyla paylaştı.
2010: Yeniden Bir Araya Geliş
Yıllar sonra, 2010'da Ali Osman, İstanbul Üniversitesi'ne profesör olarak döndüğünde, Bargu hoca ile yeniden bir araya geldi. Üniversitenin yemekhanesinde sık sık karşılaşır, bilimsel tartışmalara dalarlardı. Her öğle yemeği, adeta bir beyin fırtınası oturumuna dönüşürdü; değinilmeyen konu kalmazdı. Simav Bargu'nun enerjisi ve esprili kişiliği, her görüşmeyi unutulmaz kılardı.
2012: Kuzey Anadolu Fay Zonu'nda Teknik Gezi
2012 yılında, Ali Osman İstanbul'da Jeofizik Mühendisleri Odası’nın Şube Başkanı olduğunda, toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla Kuzey Anadolu Fay Zonu'nda bir teknik gezi düzenledi. Bu gezinin teknik sorumlusu ise Prof. Dr. Simav Bargu oldu. Şarköy-Mürefte 1912 Deprem Kırığı boyunca yapılan bu gezide, Bargu hoca, yılların birikimi olan akademik bilgilerini katılımcılarla paylaştı. Gezi sırasında yaşananlar, aslında bir belge niteliğinde olabilirdi; keşke kayıt altına alınmış olsaydı.
Ancak şimdi, Bargu hoca aramızda değil. Onun bilgeliği ve enerjisi, yalnızca hatıralarımızda ve gönüllerimizde yaşıyor. Ruhu şad olsun.
12 Ağustos 2013 Tarihli Sosyal Medya Davet Duyurusu
17 Ağustos Deprem Yürüyüşü Etkinliği: Güvenli ve Yaşanabilir Şehirler İçin Adım Atıyoruz
Bu yıl, ülkemizde ilk kez Deprem Yürüyüşü düzenleniyor! Bu etkinlikte, bir depremde yürüyemez hale gelmemek için güvenli ve yaşanabilir kentleşmenin önemine dikkat çekeceğiz. Kentsel risk bilincini artırmak ve daha güvenli şehirler inşa etmek için hep birlikte yürüyeceğiz.
Ücretsiz Katılım Fırsatı
Bu anlamlı yürüyüşe katılmak isteyenler için sınırlı kontenjan kaldı. Katılım ücretsizdir ve yerinizi ayırtmak için JFMO İstanbul Şube Sekreterliği ile iletişime geçebilirsiniz.
12 Ağustos 2013 Tarihli Sosyal Medya Sonuç Duyurusu
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda Başarılı Bir Teknik Gezi
Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca, 1912 Deprem Kırığı üzerinde başarılı bir teknik gezi gerçekleştirdik. Bu bölge, 100 yılı aşkın süredir tektonik stresin biriktiği bir alan. Gelecekte, diğer kurumlarla işbirliği yaparak benzer geziler düzenlemeyi planlıyoruz.
1912 Depremi: Yıkımın İzleri
Deprem, sabaha karşı 03:30'da meydana geldi ve 565.800 kişinin yaşadığı büyük bir bölgeyi etkiledi. Toplamda 12.600 ev tamamen yıkıldı, 12.100 ev kullanılamaz hale geldi ve 15.400 evde ciddi hasar meydana geldi. Bu yıkımda 2.800 kişi hayatını kaybetti ve 7.000 kişi yaralandı. Şiddetli sarsıntının yanı sıra, deprem sonrası çıkan yangınlar da bu hasarın artmasına neden oldu.
Bu gezinin ardından, gelecekteki çalışmalara ışık tutacak önemli verilere ulaştık. Yeni projeler için işbirliklerine açığız ve diğer kurumlarla ortak çalışmalar yürütmeyi dört gözle bekliyoruz.
İzmit Depremi ve Kuzey Anadolu Fay Zonu
Hakkında Önerilen YouTube Videoları
Kuzey Anadolu Fay
Hattı'ndaki Hareketlilik
Son bir ayda, Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca birçok 4'ün üzerinde deprem meydana geldi. Bu depremler, fay hattında belirgin bir hareketlenmenin olduğunu gösteriyor.
Geçmiş Depremler ve Zemin Hareketleri
Batıya Doğru Hareket ve Kırılmalar
Bu yukarı yönlü hareket eden blok, aynı zamanda batıya doğru kayma yapıyor. Bu kayma, Orta Anadolu'ya doğru etkiler yaratarak fay hattında yeni kırılmalara yol açabilir.
Sorunlu Bölgeler
Şu anda Tokat, Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş gibi bölgeler, hareketlilik açısından sorunlu görünüyor. Aslında, fay hattının tamamı şu an için problemli bir durumda.
Gelecek Deprem Tahminleri
Önümüzdeki 10 yıl içinde, bu bölgelerde 7 ile 7,5 şiddetinde bir depremin olma olasılığı %190 olarak ifade ediliyor. Bu rakamlar, bölgenin yüksek bir deprem riski altında olduğunu vurguluyor.
Kuzey Anadolu Fayı:
Türkiye'nin En Büyük Tehlikesi
Kuzey Anadolu Fayı, Türkiye'nin en büyük ve en tehlikeli fay hattıdır. Avrasya ve Anadolu levhaları arasında sınır oluşturan bu fay hattı, yaklaşık 1600 kilometre uzunluğundadır ve İzmir'den Bingöl'e kadar uzanır. Sağ yönlü doğrultu atımlı olan bu fay, Amerika'daki San Andreas Fayı ile benzerlik gösterir. Türkiye'deki büyük depremlerin çoğu, işte bu fay sistemi tarafından üretilir.
Doğu Anadolu Fayı: İkinci Büyük Tehdit
Doğu Anadolu Fayı, Türkiye'nin ikinci büyük fay hattıdır ve Karlıova'dan Hatay'a kadar uzanır. 6 Şubat'ta yaşanan büyük depremler, bu fay hattında meydana gelmiştir. Türkiye'deki en büyük depremler, genellikle bu iki büyük fay hattı boyunca gerçekleşir.
Deprem Beklentileri ve Riskler
Anadolu levhası içinde de birçok fay ve kırık bulunmaktadır. Özellikle Erzincan-Karlıova arasında büyük depremler beklenmektedir. 1784'teki büyük depremden sonra bu bölgede 7 ve üzeri büyüklükte depremler olabileceği tahmin ediliyor. Henüz kırılmamış fayların varlığı, bu riskleri daha da artırmaktadır.
Bilimsel Uyarılar ve Toplumun Sorumluluğu
Bilim insanları olarak, halkı deprem tehlikesi konusunda uyarmak bizim görevimizdir. Ancak, bu uyarıların ciddiye alınmaması durumunda, büyük kayıplar yaşanabilir. Türkiye'de son yıllarda büyük depremler sonucu 60.000'den fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin ve halkın can güvenliğini ciddiye alması büyük önem taşımaktadır. Deprem dirençli yerlerde yaşama talebi, siyaseti de etkileyebilir.
Bu özet, Türkiye'nin en büyük fay hatları hakkında temel bilgiler sunarken, gelecekteki depremler ve bu depremlerden korunma konusunda toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
No comments:
Post a Comment