Saturday, October 19, 2024

Earthquake Whispers: Can We Hear Them Better in Türkiye?

Earthquake Whispers: Can We Hear Them Better in Türkiye? 🇹🇷

Imagine a powerful force deep within the Earth, shifting and shaking—that’s an earthquake. In a country like Turkey, located on major fault lines, these tremors are a reality. However, pinpointing exactly where these quakes start (the epicenter) isn’t always easy.

The Seismic Detective Work 🕵️‍♀️

Scientists are like detectives trying to solve an underground mystery. They use seismic stations—listening posts—to capture the tremors and piece together the earthquake’s origin. In recent years, the increasing number of seismic stations may have reduced the error margin in determining both surface and deep earthquakes. However, uncertainties still remain.

In Türkiye, the error in determining the surface epicenter of earthquakes is around 5 km, while for the hypocenter (depth), it is approximately 10 km. One of the main reasons for these depth errors is the lack of a crustal velocity model specific to the location where the earthquake occurs. When using generalized regional models for initial assessments, depth estimates can vary. For instance, the depth of the October 19, 2012, earthquake in Buyukçekmece was reported as 13 km by Kandilli Observatory, whereas AFAD reported a depth of approximately 6.5 km. These discrepancies highlight the need for caution when interpreting depth values, as they are based on available standard models.

Buyukçekmece Earthquake: A Suspicious Tremor ⚠️

The Buyukçekmece earthquake raised suspicions as it occurred along an unmapped fault line. According to Kandilli Observatory, there was no known active fault in the region, but minor fractures could cause small-scale tremors. However, in a major city like Istanbul, the fact that such an earthquake occurred without any prior seismic activity and that no aftershocks followed continues to raise questions.

If this earthquake occurred on a fault system not shown on the detailed Istanbul Geological Map, it suggests that the current maps may lack sufficient detail. This points to the fact that the identification of urban faults and fracture systems without in-well microseismic monitoring may be incomplete. It is urgent to investigate the presence of unmarked fault systems in Istanbul and its vicinity using in-well monitoring methods.


References


Deprem Fısıldamaları: 
Türkiye'de Daha İyi İşitebilir Miyiz? 🇹🇷

Dünyanın derinliklerinde güçlü bir kuvvetin hareket ettiğini düşünün; bu bir deprem. Türkiye gibi büyük fay hatları üzerinde yer alan bir ülkede bu sarsıntılar bir gerçeklik. Ancak bu depremlerin tam olarak nerede başladığını (merkez üssü) tespit etmek her zaman kolay olmuyor.

Sismik Dedektiflik 🕵️‍♀️

Bilim insanları, yer altında meydana gelen bu gizemi çözmeye çalışan dedektifler gibidir. Sarsıntıları yakalayıp depremin kaynağını ortaya çıkarmak için sismik istasyonları, yani bir tür "dinleme noktaları" kullanırlar. Son yıllarda artan sismik istasyon sayısı, yüzeyde ve derinde meydana gelen depremlerin belirlenmesinde hata payını azaltmış olabilir. Ancak hala belirli belirsizlikler mevcut.

Türkiye'deki depremlerin dış merkez (yüzeyde) belirlemelerindeki hatalar yaklaşık 5 km, iç merkez (derinlik) hataları ise ortalama 10 km olarak verilmektedir. Özellikle derinlik hatalarının başlıca nedenlerinden biri, depremin meydana geldiği yere özel kabuk hız modelinin kullanılmamasıdır. İlksel belirlemelerde standart bölgesel modeller kullanıldığında, derinlik tahminleri farklılık gösterebilir. Örneğin, 19 Ekim 2012 tarihinde Büyükçekmece'de meydana gelen 3.8 büyüklüğündeki depremin derinliği, Kandilli Rasathanesi tarafından 13 km olarak verilmişken, AFAD aynı depremin derinliğini yaklaşık 6.5 km olarak raporlamıştır. Bu tür farklılıklar, yorum yaparken dikkat edilmesi gereken unsurlardır, çünkü verilen derinlikler mevcut standart modellerle yapılmış tahminlere dayanır.

Büyükçekmece Depremi: Şüphe Uyandıran Sarsıntı ⚠️

Büyükçekmece depremi, tespit edilmemiş bir fay hattında meydana geldiği için şüphe uyandırdı. Kandilli Rasathanesi'nden yapılan açıklamada bölgede aktif bir fay hattının bulunmadığı, ancak küçük kırılmaların küçük çaplı depremler meydana getirebileceği belirtildi. Ancak, İstanbul gibi büyük bir şehirde böyle bir depremin öncesinde hiçbir sismik aktivitenin olmaması ve devamında başka bir sarsıntının meydana gelmemesi, hala birçok soru işareti bırakıyor.

Eğer bu deprem, İstanbul İl Jeoloji Haritası'nda gösterilmeyen bir fay sistemi üzerinde gerçekleşmişse, bu mevcut haritaların yeterli detayda olmadığını ve eksiklikler içerdiğini gösterir. Bu da kentsel fayların ve kırık sistemlerinin kuyu içi mikro-sismik izleme yapılmadan belirlenmesinin eksik olacağını işaret eder. İstanbul ve çevresinde, kuyu içine yerleştirilmiş izleme yöntemleri ile işaretlenmemiş kırık sistemlerinin var olup olmadığının acilen incelenmesi gerektiği açıktır.


No comments:

Post a Comment