Wednesday, February 12, 2025

Türkiye’de Geotechnical and Seismic Hazard Assessment Modeline Geçiş Önerisi


Türkiye'de mevcut zemin etüdü uygulamaları yerine, Amerika ve Japonya'da başarıyla uygulanan Geotechnical and Seismic Hazard Assessment (Geoteknik ve Sismik Tehlike Değerlendirmesi) modeline geçilmesi önerilmektedir. Bu model, yapıların güvenliğini artırmak ve depreme daha dirençli kentleşme sağlamak amacıyla daha kapsamlı bir yaklaşım sunmaktadır. Mevcut sistemde müteahhitlerin doğrudan zemin etüdü firmalarını belirlemesi ve bağımsız bir denetim mekanizmasının olmaması, ciddi güvenlik riskleri oluşturmaktadır.

Geotechnical and Seismic Hazard Assessment Nedir?

Geotechnical and Seismic Hazard Assessment modeli, parsel bazlı zemin etüdünün ötesine geçerek aşağıdaki unsurları içerir:

  • Bölgesel Jeodinamik Analizler: Fay hatlarının, aktif tektonik yapının ve bölgesel sismik hareketlerin modellenmesi.

  • Mikro-Bölgeleme Çalışmaları: Zemin yapısına ve sismik dalga yayılımına göre farklı bölgelere özel risk değerlendirmesi yapılması.

  • Jeoteknik Modelleme: Zemin davranışının mühendislik yapıları üzerindeki etkisinin simüle edilmesi.

  • Sismik Tehlike Değerlendirmesi: Binaların maruz kalabileceği deprem dalgalarının modellenmesi ve dayanıklılık hesaplamalarının yapılması.

Bu model, deprem riskini azaltma çalışmalarında zemin ve temel etütlerinin önemini vurgulayarak, yerleşim alanlarının kullanıma açılmadan önce parsel bazında zemin etütlerinin yapılmasını zorunlu kılar. Zemin etütlerinin eksik veya hatalı yapılması yapı güvenliği açısından risk oluştururken, doğru ve standartlara uygun raporlar hazırlanması gereklidir.


Türkiye’de Terminoloji Sorunu ve Kafa Karışıklığı

Türkiye'de "jeoteknik" teriminin farklı disiplinler tarafından farklı bağlamlarda kullanılması, bu modelin uygulanmasını zorlaştırabilir. İnşaat mühendisleri jeotekniği mühendislik tasarımına yönelik zemin özellikleriyle ilişkilendirirken, yer bilimciler yer altı yapılarının fiziksel ve mekanik özelliklerinin belirlenmesiyle ilişkilendirmektedir. Bu nedenle, jeoteknik disiplininin net bir şekilde tanımlanması ve modelin bütüncül bir yaklaşımla uygulanması önemlidir.


Türkiye’de Nasıl Uygulanabilir?

  • Bağımsız Denetim Mekanizması: Zemin etüdü raporlarının bağımsız bir denetim mekanizmasına tabi tutulması ve bu sürecin merkezi bir sistem tarafından yönetilmesi gereklidir.

  • Merkezi Atama Sistemi: Yapı denetim sistemine benzer şekilde, Geotechnical and Seismic Hazard Assessment süreci de merkezi bir sistem üzerinden yürütülmelidir.

  • Bütüncül Yapı ve Yer Denetimi: Yapı denetim süreçleri, yer fiziği, jeoteknik ve sismik risk analizlerini zorunlu hale getiren entegre bir model oluşturulmalıdır.


Amerika ve Japonya’dan Örnekler

  • Amerika: Büyük ölçekli projelerde Geotechnical and Seismic Hazard Assessment raporu zorunludur. Bu raporlar, bölgesel sismik tehlike analizleri, yerel jeoloji raporları ve mikro-bölgeleme verileri içermektedir (City of Santee, 2021).

  • Japonya: Deprem riski yüksek bölgelerde binaların tasarımı öncesinde yer fiziği ve jeoteknik analizlerin ulusal denetim standartlarına uygunluğu kontrol edilir (RINA, n.d.).


Sonuç ve Öneriler

  • Türkiye’de zemin etüdü kavramı yerine Geotechnical and Seismic Hazard Assessment modeline geçilmelidir.

  • Bağımsız ve merkezi bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır.

  • Mühendislik ve yer bilimleri disiplinlerinin yetki ve sorumluluk alanları net bir şekilde tanımlanmalıdır.

Bu model, sadece bireysel bina ölçeğinde değil, bölgesel ölçekte de deprem güvenliğinin artırılmasını sağlayacaktır.


Referanslar


No comments:

Post a Comment