Sunday, August 27, 2023

Yer Sarsıldığında: İstanbul'da Yaklaşan Deprem

İstanbul'da beklenen depremin derinlemesine analizi, potansiyel etkisi ve hazırlık ve önlemleri 

İstanbul sakinleri, şehir planlamacıları, afet yönetimi yetkilileri ve deprem güvenliği ile ilgilenen herkes. İstanbul, Bizans'tan Konstantinopolis'e ve günümüzdeki evrimine uzanan zengin tarihiyle her zaman zamanın, direncin ve dönüşümün bir kanıtı olmuştur. Yine de bu şehrin büyüleyici sokaklarının altında ve Boğaz'ın nabız gibi atan ritminin yanı başında sessiz bir gerilim mayalanıyor. Sismik faaliyetler üzerine yapılan son çalışmalar, Türkiye'nin kültür başkentini yakında büyük bir depremin sarsabileceğini gösteriyor. Yaklaşmakta olan İstanbul depreminin inceliklerini anlamak sadece akademik bir egzersiz değil; milyonlarca sakini ve bu canlı metropolle bağlantısı olan herkes için hayati bir çaba. Fay hatları değiştikçe, farkındalığımız ve afete hazırlık stratejilerimiz de değişmelidir. Bilimi, olası sonuçları ve en önemlisi, ilgili her bireyin sarsıntılara karşı hazırlıklı olmak ve güvenliği sağlamak için atabileceği adımları keşfetmek için dalın.


Özet: Bu yayında, deprem uzmanı Profesör Doktor Ali Osman Öncel ile İzmir'deki 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından yaşananlar ve deprem süreçleri üzerine bir söyleşi gerçekleştiriliyor. Depremin aniden meydana gelip gelmediği, enerjinin birikimi ve deprem öncesi tespit edilebilirlik konuları ele alınıyor. Artçı sarsıntıların normal bir süreç olduğu, büyük depremlerin nasıl öngörülebileceği ve takip edilebileceği tartışılıyor. Ayrıca Marmara depremi konusunda tetiklemelerin etkisi ve deprem riskinin değerlendirilmesi üzerinde duruluyor. 


Profesör Doktor Öncel, depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların zaman içinde azalarak normale döneceğini belirtiyor. Büyük depremlerin ardından beklenen büyüklükte artçı sarsıntıların meydana gelebileceğini ve bu durumun bağımlı depremler olarak adlandırıldığını ifade ediyor. Ayrıca Kaliforniya bölgesindeki artçı depremlerin büyüklük ve zaman tahminlerine nasıl tabi tutulabileceğini açıklıyor. Marmara depreminin tetikleme etkileri ve deprem sonrası deprem aktivitesinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konularında bilgi veren Profesör Doktor Öncel, büyük depremlerin bölgesel depremsellik durumunu etkilediğini ve diğer bölgelerde de değişikliklere neden olabileceğini ifade ediyor. Özellikle 1999 İzmit depreminin Yunanistan'daki depremsellikteki değişikliklere etki ettiğini örneklerle açıklıyor. 


Son olarak, İstanbul'da beklenen büyük Marmara depreminin tahmini zamanlaması hakkında konuşan Profesör Doktor Öncel, tahminlerin olasılığa dayandığını ve kesin bir tarih vermenin mümkün olmadığını belirtiyor. Marmara Bölgesi'nde büyük deprem riskinin devam ettiğini ve bu riski minimize etmek için hazırlıklı olunması gerektiğini vurguluyor. Yayın, deprem riskinin önemini ve toplumun hazırlıklı olmasının ne kadar kritik olduğunu vurgulayarak son buluyor.


YAYIN KAYDI
2 KASIM 2020



Evet, sevgilisi izleyenlerimiz deprem uzmanı Profesör Doktor Ali Osman Öncel bizimle birlikte. Sevgili hocam, hoş geldiniz yayınımıza. Teşekkür ederiz. Şimdi, bir anda oldu diyoruz, yani deprem bir anda oldu. Gerçekten öyle midir? Bu deprem önceden tespit edilemez mi? Bir deprem olduktan sonra neredeyse bine yakın artçı sarsıntı var. Bütün bunlar normal mi? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

İzmir açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremi, aslında bir anda olması için uzun yıllar enerjinin birikmesi gerekiyor. Uzun yıllar biriken bu enerji, depremin meydana gelmesi için oradaki yerdeki fayın direncini yenebilir. Enerji bırakıldığı zaman deprem enerjisi ya tamamını ya da bir kısmını açığa çıkarır. Hadi, 6.6 büyüklüğünde AFAD kurumunun vermış olduğu gibi, zaten bir halde 6.9 büyüklüğünde devasa bir deprem 25 saniye içinde meydana gelir. Daha önceden tespit edebilir miyiz? Aslında daha önceden tespit edebiliriz. Bu büyük depremleri nasıl tespit ediyoruz? Büyük deprem oluşacak fay sistemlerinin yerini tespit ederiz. Bu yerlerdeki fay sistemleri üzerinde ne yapabiliriz? Depremi takip etmeye başlarız. Gerçekten bir büyük deprem öncesinde de, yüzbinlerce ya da milyonlarca deprem öncesinde meydana geliyor. Bu depremler hakkında bilgiler verildi. Daha önceden tespit etmek mümkün değil. Fakat bizim 1999 İzmit depreminden önce yaptığımız çalışmalar, İzmir'de büyük deprem öncesi küçük deprem aktivitelerinden iki buçuk yıl öncesinde deprem aktivitesi artışını gösteriyor. O nedenle her fayın özel olarak incelenmesi, gözlem altına alınması ve gerçekten önceki yıllara bakıldığında bir artış varsa, yakın dönemde depremleri önceden tespit edebiliriz.

Evet, peki artçı sarsıntılar kaç gün daha, ne kadar daha devam edebilir hocam? Çünkü bölge insanı şu anda evlerine girmekte zorlanıyor, korkuyor. Ne zaman normale dönebilir bu sarsıntılar? Ne zaman son bulur?

Bu konuda rehberlerin bir yazısı var. Video ekranında, Omori yasasına  göre bu deprem yapısına göre artçı sarsıntılar her gün sayıları azalarak, deprem öncesindeki normal düzene döner. Bu sarsıntıları yaşıyoruz ve buna tepki veriyoruz. Yaklaşık bu büyüklükteki bir depremin artçı sarsıntı süresi, pencere yöntemine göre uzunluğu gün mertebesinde verilebilir. Yani bir yüz günlük süreçte bu bölgedeki sarsıntılar meydana geliyor. Ancak bu büyüklükteki bir depremden sonra en büyük artçı sarsıntı nedir? Örneğin, 5.9 büyüklüğünde büyük artçı depremler beklenebilir. Bu büyük artçı sarsıntılar ya da onunla bağlantılı depremler diğer ismiyle bağımlı depremlerdir. Zaman ve büyüklük olarak bu depremlerin olasılıkları tespit edilebilir.

Özellikle Kaliforniya bölgesinde, son 24 saat içerisinde artçı depremin oluşum olasılığı belirtiliyor ve bu olasılıkları büyüklük ve zaman olarak tahmin edebiliriz. Günlük deprem tahmin algoritması uygulayarak, bu depremin nerede ve hangi dağılımda olabileceği belirlenebilir. 24 saat içinde hangi bölgede depremin olma olasılığı nedir, bu videoda bağımlı depremlerin durumunu ele alarak bu sorunun cevabını bulabiliriz.

Evet, peki hocam, size belki son iki gündür yüzlerce kez sorulmuştur ama biz bir kez daha sormak istiyoruz. Çünkü hakikaten bu bizi çok tedirgin ediyor ve endişelendiriyor. O da Marmara depremi. Yani İstanbul için yıkıcı etkisi olduğu düşünülen - inşallah öyle bir şey olmaz ama - bu depremi tetikler mi? Şu anda Marmara'daki son durum nasıl? Siz incelemeleriniz, araştırmalarınız neyi ortaya koyuyor?

Tetikleme konusunda yakın etkiler ve uzun etkiler var. Öncelikle bu depremin olduğu yere yakın bir yerde etkiler görmemiz gerekiyor. Fakat dünyada bununla ilgili çalışan gruplar var. Yüklenen enerji ve bu enerjinin tespit edilen bölgelerde ne kadar etkili olduğu konusunda daha hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu değerlendirmeleri modelleyerek yapıyoruz. Eğer Marmara bölgesinde bu depremden sonra artan bir deprem etkinliği gözlüyorsak, bu, Marmara Bölgesi'nin tetiklenmiş olduğunu gösterir. Genel olarak, büyük bir deprem öncesi ve sonrasında bölgede meydana gelen deprem sayısındaki değişiklikleri inceliyoruz.

Eğer büyük bir depremden önce günlük deprem sayısı 50 ise ve bu sayı büyük depremden sonra 60 ya da 70'e çıktıysa, bu bölgeyi tetiklenmiş olarak değerlendiriyoruz. Bu tür değerlendirmeler, depremden sonra yapılması gerekiyor. Dinamik tetiklenen bölgelerle ilgili araştırmalar yapıyoruz. Bu tür tetiklemelerin belirlenmesi için araştırma gruplarının kurulması ve bu bölgelerin hızla tespit edilmesi gerekiyor.

Evet, halk arasında da bu konuyla ilgili birçok konuşma var, hepimizin duyduğu düşünceler ve yorumlar bulunmaktadır. Tabii, siz konunun uzmanı olarak, bu konuda ne düşünüyorsunuz değerli hocam? Geçen yıl, 26 Eylül'de İstanbul'da 5.8 büyüklüğünde bir deprem yaşanmıştı. Halk arasında her on yılda, 20 yılda bir toprağın altında biriken enerjinin açığa çıkarak yeraltını rahatlatması ve böylece önümüzdeki on veya yirmi yıl içinde İstanbul'da büyük bir deprem olmayacağına dair yorumlar yapılıyor. Bunlar doğru olabilir mi? Geçen sene yaşadığımız 26 Eylül 2019 5.8 büyüklüğündeki depremle yeraltında bir rahatlama oldu mu? Bu tür yorumlar nasıl değerlendirilmeli?

Şekil 1
Ambraseys ve Jackson (2000) 

Şimdi, İstanbul'da beklenen depremin büyüklüğüne bakıldığında, Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek tarihsel depremleri 1509 yılından günümüze kadar incelediğimizde (Şekil 1), en büyük depremin 7.2 büyüklüğünde olduğunu görüyoruz. Yani, 7.2 büyüklüğünde bir depremi bekliyoruz. Ancak, bu büyüklükte bir depremin gerçekleşebilmesi için bir hazırlık süreci gerekmekte. Örneğin, 7.2 büyüklüğünde bir deprem için en az on tane 6.2 büyüklüğünde, yüz tane 5.2 büyüklüğünde ve binlerce 4.2 büyüklüğünde depremin meydana gelmiş olması gerekiyor. Yani, her büyük depremden önce daha küçük depremlerle bu büyük depreme adım adım yaklaşıyoruz.

Bu durumu vatandaşlar arasında sürekli yanlış bilinenlerle karıştırmamak gerekiyor. Yani, bir deprem yaşandı diye bu, büyük bir depremin yakın zamanda olmayacağı anlamına gelmez. Meğerse, tam tersi bir durum söz konusu olabilir.

Bunu anlamış olduk, hocam. Daha önceki yayınlarda yapmış olduğunuz açıklamalara da değinmek istiyorum. Deprem tehlike durumunun nasıl değiştiğini söylediniz. Bu konudaki görüşlerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Şimdi, elbette deprem tehlike durumu her büyük sarsıntıdan sonra değişiyor. Şu an yaşanan deprem, bazı bölgelerde biriken enerjiyi serbest bırakmış olabilir, fakat bu aynı zamanda diğer bölgelerde daha büyük bir depremin oluşumunu tetikleyebilir. Özellikle bu depremin enerjisini serbest bıraktığı alanlarda yakın zamanda başka bir depremin meydana gelme ihtimali artmış olabilir. Ancak bu, aynı zamanda diğer bölgelerde de değişikliklere yol açar. Bir bölgede meydana gelen bir deprem, başka bir bölgedeki enerji dengesini de etkileyebilir.

Daha önce de bahsettiğim gibi, her büyük deprem bölgedeki depremsellik durumunu değiştirir. Bu, sadece yakın bölgeler için değil, uzak bölgeler için de geçerlidir. Bir bölgedeki deprem, başka bir bölgede de enerji birikimini etkileyebilir, bu da o bölgedeki deprem riskini artırabilir veya azaltabilir.

Örneğin, 1999 İzmit depremi sonrasında Yunanistan'daki depremsellikte de değişiklikler gözlemlenmiştir ve 7 Eylül 1999 tarihinde M5.9 büyüklüğünde depremin tetiklendiği tartışılmaktadır. Bu tür büyük depremler, hem yakın hem de uzak bölgelerdeki depremsellik durumunu etkileyebilir. Bu nedenle, bölgeler arası etkileşimleri dikkate alarak çalışma grupları oluşturmak ve bu gruplarla sürekli araştırmalar yapmak son derece önemlidir.

Peki, sayın hocam, son olarak bir konuya değinmek istiyorum. İstanbul'da yaşanacak ve büyük Marmara depremini bekliyoruz. Bu tetiklemeler, olaylar ve diğer etkenleri göz önünde bulundurduğumuzda, bu deprem için belirli bir tarih öngörebilir miyiz? Yani, "şu kadar yıl içinde bu deprem gerçekleşir" gibi net bir ifade kullanabilir miyiz? Ya da daha spesifik bir tahminde bulunabilir miyiz?

Tabii ki, Marmara bölgesi için yapılan tahminlere göre, her 30 yılda bir büyük sismik aktivite bekleniyor. Ancak, bu sadece bir tahmindir. 2045 yılında büyük bir depremin olması bekleniyordu, ancak bu tamamen bilimsel bir tahmine dayanıyor. Depremlerin zamanlaması ve büyüklüğü konusundaki tahminler olasılıkla yapılır, kesin bir tarih vermek mümkün değildir. 1999 İzmit depreminden sonra, beklenen büyük Marmara depreminin olasılığı zamanla artmıştır. Ancak, bu konuda güncellenmiş çalışmalar yapılmadığı için bu olasılıklar sürekli değişkenlik gösterebilir. Marmara Bölgesi'nde beklenen büyük deprem riski devam ediyor ve bu riski minimize etmek için hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Hocam, aktardığınız bilgiler için çok teşekkür ederim. Bu önemli konuda bizi aydınlattığınız için minnettarız. Sağ olun.


SONUÇLAR


  1. İzmir'deki 6.6 büyüklüğündeki deprem, biriken enerji nedeniyle aniden meydana gelmiştir.
  2. Büyük depremler önceden belirli bir olasılıkla tespit edilebilir.
  3. İzmir'deki büyük deprem öncesinde küçük deprem aktiviteleri artış göstermiştir.
  4. Artçı sarsıntılar, bir deprem sonrasında belirli bir süre devam edebilir ve bu normal bir süreçtir.
  5. Deprem tehlike durumu, her büyük sarsıntıdan sonra değişir.
  6. 1999 İzmit depreminden sonra, Marmara bölgesindeki deprem olasılığı artmıştır.
  7. Deprem tahminleri kesin bir tarih vermek yerine olasılıklarla ifade edilir.

ÖNERİLER


  1. Fay hatlarının özel olarak incelenmesi ve gözlem altında tutulması gerekir.
  2. Bölgesel depremsellik durumu sürekli olarak güncellenmeli ve tetiklenen bölgeler hızla tespit edilmelidir.
  3. Vatandaşların yanıltıcı bilgilere kapılmaması için bilinçlendirilmesi önemlidir.
  4. Bölgeler arası etkileşimleri dikkate alarak, sürekli araştırmalar yapılmalıdır.
  5. Özellikle risk altındaki bölgelerde depreme hazırlıklı olunmalıdır.
  6. Toplumun deprem bilincini artıracak eğitimler düzenlenmelidir.


ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR


Profesör Doktor Ali Osman Öncel'in uzmanlık alanı nedir?
a) Meteoroloji
b) Jeoloji
c) Deprem Bilimi
d) Fizik

İzmir açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğü ne kadardır?
a) 5.8
b) 6.6
c) 7.2
d) 6.9

Büyük deprem oluşacak fay sistemlerini tespit ettikten sonra ne yapılır?
a) Depremi göz ardı ederiz.
b) Depremi takip etmeye başlarız.
c) Deprem enerjisini hesaplarız.
d) Fayın derinliğini ölçeriz.

Omori yasasına göre, artçı sarsıntılar ne zaman normal düzene döner?
a) Her gün sayıları artarak
b) Bir hafta içinde
c) Her gün sayıları azalarak
d) Artçı sarsıntılar asla normal düzene dönmez.

1999 İzmit depremi sonrasında hangi ülkede depremsellikte değişiklikler gözlemlenmiştir?
a) İtalya
b) Yunanistan
c) Japonya
d) ABD

Marmara Bölgesi'nde hangi büyüklükte bir depremin olmasını bekliyoruz?
a) 6.9
b) 7.2
c) 6.6
d) 5.8

Marmara bölgesi için yapılan tahminlere göre, büyük sismik aktivite kaç yılda bir bekleniyor?
a) 20 yıl
b) 10 yıl
c) 50 yıl
d) 30 yıl

Profesör Doktor Ali Osman Öncel, 2045 yılında büyük bir depremin olması konusunda hangi ifadeyi kullanmıştır?
a) Kesin olacak.
b) Muhtemel.
c) Bilimsel bir tahmine dayanıyor.
d) Yüksek olasılıkla.

Cevap Anahtarı:
  1. c
  2. b
  3. b
  4. c
  5. b
  6. b
  7. d
  8. c

No comments:

Post a Comment