Sunday, August 27, 2023

Dayanıklılığın Güçlendirilmesi: Türkiye'nin Depreme Hazırlık ve Bina Güvenliği Taahhüdü

Konu: Türkiye, jeolojik aktiviteleriyle bilinen bir bölgede, depreme hazırlık ve bina güvenliği zorunluluğunu benimsemiş bir ülkenin en iyi örneğidir. Avrupa ve Asya'nın kesişme noktasında yer alan Türkiye'nin eşsiz coğrafyası, onu sismik bir sıcak noktaya yerleştirmekte ve farklı büyüklükteki depremlere karşı savunmasız hale getirmektedir. Bununla birlikte, ülkenin afet riskini azaltmaya yönelik proaktif yaklaşımı, yenilikçi teknolojilere yaptığı yatırımlar ve toplum direncini artırmaya

yönelik kararlılığı, keşfedilmeye değer kapsamlı bir depreme hazırlık stratejisinin önünü açmıştır.

Hedef kitle: Bu blog yazısı afet yönetimi, inşaat mühendisliği, şehir planlama ve kamu güvenliği ile ilgilenen geniş bir kitleye yöneliktir. Türkiye gibi depreme yatkın bir ülkenin hazırlıklı olma, vatandaşlarını koruma ve doğanın öngörülemeyen güçlerine karşı altyapısını güçlendirme stratejilerini nasıl geliştirdiğini anlamak isteyen kişilere hitap edecektir. İster öğrenci, ister bu alanda çalışan bir profesyonel ya da ilgili bir vatandaş olun, bu yazı Türkiye'nin sismik zorluklar karşısında dayanıklılık yolculuğuna dair değerli bilgiler sağlayacaktır.

Özet: 24 yıl sonra Marmara depremi üzerine yapılan bir programda, konuklar ve stüdyo katılımcıları, depremin etkilerini ve hazırlıkları tartıştılar. Programda, Marmara depreminde hayatını kaybeden ve yaralanan insan sayılarına dikkat çekildi. Aynı zamanda, İstanbul'un önemi ve deprem riskleri vurgulandı. Profesyoneller, kentsel dönüşümün önemi, ancak yavaş ilerlemesi ve halkın duyarlılığının gerekliliği üzerinde durdular. Yeni yapıların dayanıklılığını artırmak için önlemlerin ve denetimlerin önemine vurgu yapıldı. Katılımcılar, depremin ne zaman olacağını tahmin edememekle birlikte, bilimsel çalışmaların riskleri ve olasılıkları incelediğini belirttiler. Kentsel dönüşüm yasasının zorlukları ve yapıların uygun malzemelerle inşa edilmesi gerekliliği üzerine de konuşuldu. Program, deprem farkındalığını artırma ve riskleri azaltma gerekliliğine odaklandı.

YAYIN KAYDI
18 Ağustos 2023



24 yıl geçti ve Marmara depreminin üzerinden bu süre zarfında, resmi rakamlara göre, 17.480 kişi hayatını kaybetti ve 43 bini aşkın yaralı var. 24 yıl sonra ne kadar hazırız sorusu sıkça soruluyor. Bugün Marmara depreminin yıl dönümünde bu konuyu konuşmak istiyoruz. Stüdyoda ve uzaktan konuklarımız var. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Osman Öncel'i ve Yüksek Mimar Kamuran Akbay'ı ağırlıyoruz.


Şekil 1:
Türkiye, aktif sismik bölgede bulunarak büyük deprem riski taşıyan bir 
ülke olup geçmişte birçok büyük deprem deneyimi yaşamıştır
Ali Osman ÖncelTokyo havalimanında olduğum bir sırada Avcılar'da deprem meydana geldiğini öğrendim. Bu haber beni derinden üzdü çünkü ailemle Avcılar'da yaşıyorduk. Avcılar, depremin en yoğun hissedildiği bölgeler arasındaydı ve birçok yapı bu felakette zarar gördü. Oturduğumuz binanın hemen yanındaki yapı çöktü ve kardeşimin aracı enkazın altında kaldı. Bu olayın ardından üniversite kampüsümüzde de büyük zararlar oldu.


6 Şubat Maraş depremi sonrası, ülkemizin depreme ne kadar hazırlıklı olduğu konusu tekrar gündeme geldi. Kuzey Anadolu Fayı'nda yapılan çalışmalar sonucu yeni yasalar oluşturuldu, bunlardan biri de Kentsel Dönüşüm Yasasıydı. Ancak bu yasa altında başlatılan projeler henüz tamamlanmadı. İstanbul'da depreme dayanıksız olarak tespit edilen binaların dönüşümü için çalışmalara hız kazandırılması gerektiği belirtiliyor.



Şekil 2:
Türkiye, deprem hazırlığını güçlendirmek için bina
yönetmeliklerini uygulamış ve erken uyarı sistemleriyle
eğitim kampanyalarına yatırım yapmıştır.
Beklenen olası deprem senaryoları endişe verici. İstanbul sadece bizim için değil, dünya için de önemli bir merkez. Bu nedenle yurtdışında, özellikle Avrupa'da, İstanbul'da meydana gelebilecek bir depremin etkileri üzerine detaylı çalışmalar yapılıyor. İstanbul, Los Angeles ve Tokyo gibi büyük metropoller potansiyel deprem tehdidi altında.

Depremlerin ne zaman gerçekleşeceğini kesin olarak bilemeyiz, fakat bilimsel veri ve araştırmalarla riskleri ve olasılıkları anlamaya çalışıyoruz. Türkiye'nin sahip olduğu tarihsel deprem verileri, potansiyel depremlerin sıklığını ve şiddetini daha iyi tahmin etmemizde önemli bir role sahip.

Kamuran Akbay, 24 yılın ardından daha hızlı adımlar atılabileceğini belirtti. Ancak şu anda da iyi adımların atıldığına inanıyor. Hem 1999 Marmara depreminde hem de 2023 Şubat Maraş depreminde büyük acılar yaşandı. Ancak bugüne kadar daha hızlı adım atılabilirdi. Fakat şu an da iyi bir şekilde adımlar atıldığına inanıyor.


Kamuran Akbay
Şekil 3:
Türkiye, güvenliği sağlamak için sıkı bina yönetmelikleri
benimsemiş ve mevcut binaların sismik güçlendirilmesi
ile yeni inşaat teknolojilerine yatırım yapmıştır.
Vatandaşlarımızın kentsel dönüşüm konusunda daha bilinçli olmaları esastır. Eğer bu kanun, 15 yıl önce yürürlüğe girmiş olsaydı, dönüşüm süreci daha hızlı ilerlerdi. Genel olarak dönüşüm sürecinde iyi bir noktada olsak da, İstanbul'da halen dönüşüm bekleyen binaların %70'i bulunmaktadır. Bilim insanları Marmara bölgesinde ciddi bir deprem riskinin olduğunu vurguluyor. Bu riskle başa çıkabilmek için inşaat firmaları bilim insanlarıyla birlikte hareket etmelidir. Doğru uygulamalarla deprem riski azaltılabilir. Kentsel dönüşümde evlerin boyutlarının küçülmesi konusundaki endişeler vatandaşlar arasında yaygındır, ancak can güvenliği her şeyden önce gelmelidir.

Kentsel dönüşüm konusundaki yasa, üçte iki çoğunluğun onayını gerektiriyor, bu da süreci zorlaştırıyor. Eğer bu oran %50'ye düşürülürse, süreç daha hızlı ilerleyebilir. Ancak bu, sadece devletin değil, aynı zamanda vatandaşların da bilinçlenmesiyle mümkün olabilir. Özellikle son depremden sonra bilinçlenme arttı, fakat bu bilinci sürekli taze tutmalıyız.

Bu yasa gereklilikleri nedeniyle birçok firma, imza toplama sürecinin uzunluğu sebebiyle kentsel dönüşümden kaçınıyor. Ancak yasa %50 onayını kabul ederse, daha çok firma bu sürece dahil olabilir.

Şekil 4:
Deprem hazırlığı, hayatları ve mülkleri korur; doğru inşa
edilmiş binalar zararı azaltır ve erken uyarı sistemleri
zararları minimize eder.
Ali Osman Öncel: 1999 depremi sırasında Avcılar, zemin yapısının dayanıksız olması nedeniyle büyük hasar aldı. O dönemde zemin yapısına dair haritalarımız olsaydı, bu bölgelerde yapılaşma olmazdı. Ancak bu bilgilere ancak deprem sonrası sahip olundu. Avcılar'da kentsel dönüşüm çalışmaları henüz başlamış değil, bu da maliyetlerin yüksek olmasından kaynaklanıyor. Japonya, kötü zemin üzerine yapılaşma konusunda bizden daha bilinçli. Ahşap yapılar, binaların ağırlığını azaltarak depremin etkisini azaltabilir.

Zeminin doğru analiz edilmesi ve uygun inşaat tekniklerinin kullanılması, depremlere karşı daha dayanıklı yapılar inşa etmemize olanak tanır. Ancak bu, ekstra maliyet getirebilir.

Bir evin sağlam olması için temelinin doğru bir şekilde temel kayasına bağlanması gerekir. Bu, maliyetli bir işlem olabilir ve bazı projelerde göz ardı edilebilir. Ancak deprem bölgelerinde bu bağlantı kritik öneme sahiptir.


Bir yapının temel bağlantısının gücü hakkında genellikle yeterli bilgi yoktur, aynı şekilde inşaat malzemeleri ve yöntemlerinin kalitesi hakkında da. Bu, yapıların depreme karşı dayanıklılığı konusundaki belirsizlikleri artırır.

Son yıllarda İstanbul'da yaşanan depremler, yeni binaların da nasıl zarar görebileceğini ortaya koydu. Yapılan yönetmelik değişiklikleri, binaların hangi standartlara göre inşa edildiği konusundaki endişeleri artırmıştır.

Kamuran Akbay: 
Şekil 5:
Türkiye, deprem hazırlığı ve bina güvenliğinde önemli
ilerlemeler kaydederek, erken uyarı sistemleri
ve eğitim kampanyalarına yatırım yapmıştır.
Yeni binaların depremlerde yıkılmasının ana sebebi, kullanılan malzemelerin kalitesizliği veya yanlış inşaat tekniklerinin uygulanması olabilir. Bu gibi sorunları önlemek adına, inşaatların sıkı bir denetimden geçirilmesi şarttır.

Bir binanın depremdeki dayanıklılığı büyük ölçüde kullanılan betonun kalitesine bağlıdır. Kalitesiz beton veya hatalı beton uygulamaları, binanın deprem sırasında zarar görmesine neden olabilir.

Özetle, binaların depreme dayanıklı olmalarını sağlamak için denetim mekanizmalarını güçlendirmeli ve inşaat süreçlerini dikkatlice planlamalıyız. Kullanılan malzeme ve yöntemlerin kalitesi, bu süreçte kritik bir rol oynamaktadır.

Betonun özelliklerini korumak için belirli adımlar atılmalıdır. Beton dökülürken alınan örneklerle kalitesini denetlemeli ve betona gereksiz katkı maddeleri eklenmemelidir. Betonun esnekliği artırılmalı ve betonun kuruma süreci boyunca düzenli olarak sulanmalıdır. Mevcut deprem yönetmelikleri bu konuları kapsamlı bir şekilde ele alsa da, bilim insanlarının öneri ve görüşleri de oldukça değerlidir.

Ali Osman Öncel: 
Şekil  6:
Türkiye, depremlere karşı direncini artırmaya kararlı olup,
bina yönetmelikleri, erken uyarı sistemleri ve eğitim
kampanyalarıyla daha güvenli bir gelecek inşa ediyor.
Marmara bölgesiyle ilgili deprem araştırmaları sürekli güncelleniyor. Deprem olaylarının sıklığı arttıkça, yapılan hesaplamalar da daha doğru hale geliyor. Alman uzmanlara göre, Marmara daha çok küçük ölçekli depremlerle karşılaşıyor ve bazı analizlere göre bölgede sismik bir boşluk olduğu düşünülüyor, bu da olumlu bir gelişme olarak kabul ediliyor. 

Fakat bu bilgilere rağmen, bireylerin aşırı endişelenmesi, psikolojik olarak olumsuz etkilere yol açabilir. Alman araştırmacılar ve diğer uzmanlar, sürekli güncellendikçe daha doğru bilgilere ulaşarak çalışmalarını devam ettiriyorlar. Marmara'da büyük bir depremin ne zaman olacağını tahmin etmek net değil.


İnşaatlarda betonun kalitesini korumak için doğru uygulamalar esastır. Döküm sırasında beton örnekleri alınmalı, ekstra katkı maddesi eklenmemeli ve beton düzenli olarak sulanmalıdır. Bu tedbirler, depreme dayanıklı binaların inşası için kritiktir.

Mevcut deprem yönetmelikleri bölge için iyi hazırlanmıştır. Bu yönetmeliklere uygun olarak inşa edilen yapılar, daha dayanıklıdır. Ancak her zaman en kötü senaryolara karşı da hazırlıklı olmalıyız.

Kısacası, Alman ve diğer uzmanların Marmara bölgesi hakkında yaptığı araştırmalar, bölgedeki deprem riskini daha iyi anlamamızı sağlıyor ve bu bilgiler sürekli olarak yenileniyor.


Kamuran Akbay: Deprem yönetmeliklerine uygun projeler, bilim insanlarının denetimiyle daha güvenli hale getirilebilir. Kontroller ve denetimler, binaların güvenliği için çok önemlidir.

Depremler konusunda kesin tahminler zor olsa da, sürekli yapılan araştırmalarla daha doğru sonuçlara ulaşabiliriz. Önlem almak ve bilinçlenmek çok önemlidir.

Depremlere karşı dayanıklı yapılar inşa etmek için doğru malzeme ve yöntemleri seçmek esastır. Bu, depremin zararlarını en aza indirebilir.

Dengeli bir yaklaşım benimsemek, gereksiz korkuları önlemek için önemlidir. Deprem çalışmaları sürekli olarak güncelleniyor.

Deprem riski taşıyan bölgelerde yapılan çalışmalar, sismoloji alanında sürekli güncellenmektedir. Bu, depremlerin daha doğru tahmin edilmesine olanak tanır.


Teşekkür ederim, Prof. Dr. Ali Osman Öncel. Katıldığınız için minnettarım. İyi yayınlar dilerim. Ekonominin Notlarıyla Bülten, Halkbank'ın destekleriyle sona eriyor.



SONUÇLAR


  1. Yeni binaların depremlerde yıkılma nedeni, kullanılan malzemenin kalitesizliği veya yanlış inşaat tekniklerinin uygulanmasıdır.
  2. Avcılar gibi bazı bölgeler, zemin yapısının dayanıksız olması nedeniyle depremlerde büyük hasar alabilir.
  3. İstanbul ve Marmara bölgesi, tarihi verilere ve güncel araştırmalara göre büyük bir deprem riski altındadır.
  4. Mevcut deprem yönetmelikleri, binaların deprem direncini artırmak için oluşturulmuştur, fakat tam anlamıyla uygulamada eksiklikler bulunabilir.
  5. Depremler konusundaki kesin tahminler zordur, ancak sürekli araştırma ve bilimsel çalışmalarla riskler daha iyi anlaşılabilir.


ÖNERİLER



  1. Binaların deprem direncini artırmak için kaliteli malzeme kullanılmalı ve doğru inşaat teknikleri benimsenmelidir.
  2. Depreme dayanıklı yapı inşası için detaylı zemin analizleri yapılmalıdır.
  3. Binaların depreme dayanıklılığını artırmak için sıkı denetimler ve kontroller yapılmalıdır.

  4. Bilim insanları ve inşaat sektörü, depreme karşı daha dayanıklı yapılar inşa etmek için birlikte çalışmalıdır.
  5. Vatandaşların kentsel dönüşüm ve deprem bilinci konusunda eğitilmesi ve bilgilendirilmesi gerekmektedir.
  6. Deprem yönetmelikleri düzenli olarak güncellenmeli ve pratiğe daha etkili bir şekilde adapte edilmelidir.
  7. Yapı denetim süreçleri sıklaştırılmalı ve standartların yüksek tutulması için gerekli adımlar atılmalıdır.

ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR


Metinde hangi üniversiteden bir öğretim üyesi görüşlerini paylaşıyor?
a) Boğaziçi Üniversitesi
b) İstanbul Teknik Üniversitesi
c) Çanakkale 18 Mart Üniversitesi
d) Koç Üniversitesi

Metinde belirtilen deprem tarihi hangi olaya işaret ediyor?
a) 1999 Marmara Depremi
b) 2003 Bingöl Depremi
c) 2011 Van Depremi
d) 2020 Elazığ Depremi

Kamuran Akbay, neden kentsel dönüşümün önemine vurgu yapıyor?
a) Evlerin boyutlarını artırmak için
b) Maliyetleri düşürmek için
c) Can güvenliğini sağlamak için
d) Kentlerin görünümünü güzelleştirmek için

Metinde, yeni binaların depreme dayanıklı olmamasının sebepleri nelerdir?
a) Uygun inşaat tekniklerinin kullanılması ve kaliteli malzeme eksikliği
b) Fazla beton kullanımı ve ağır yapılar
c) Uygun zemin yapısının olmaması ve az katkı maddesi kullanılması
d) İyi denetim yapılmasının zorluğu ve maliyet sorunları

Hangi uzman, Marmara bölgesinde yapılan deprem araştırmalarını değerlendiriyor?
a) Prof. Dr. Ali Osman Öncel
b) Yüksek Mimar Kamuran Akbay
c) Alman uzmanlar
d) İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri

Kamuran Akbay, kentsel dönüşüm konusundaki yasanın hangi yönünü eleştiriyor?
a) Dönüşüm projelerinin hızlı tamamlanması için gerekliliğini
b) Dönüşüm onayı için gereken çoğunluk oranını
c) Dönüşüm sürecinde ev boyutlarının küçülmesini
d) Dönüşüm projelerinin maliyetini düşürme çabalarını

Metinde hangi ülkeler, deprem tehdidi altında olan diğer büyük metropoller olarak örnek veriliyor?
a) Tokyo ve Paris
b) Los Angeles ve Londra
c) İstanbul ve Tokyo
d) New York ve Moskova

Ali Osman Öncel, deprem risklerini tahmin etmek için neler kullanıldığını açıklarken hangi faktörü vurguluyor?
a) Bilimsel veri ve araştırmaların önemini
b) Rastgele tahminlerin yapılabileceğini
c) İnsanların tahminlerinin güvenirliğini
d) Medyanın deprem hakkındaki haberlerini

Kamuran Akbay, yeni binaların dayanıklılığını artırmak için neler yapılması gerektiğini belirtirken hangi maddenin önemine değiniyor?
a) Yeraltı suyunun kontrol edilmesi
b) Binanın yüksekliğinin artırılması
c) Betonun kalitesini korumanın yolları
d) Daha fazla pencere açıklığı yapılması

Metinde hangi noktaya dikkat çekilerek deprem riskini azaltmanın mümkün olduğu ifade ediliyor?
a) Deprem sonrası hasar tespiti yapmanın zorluğuna
b) Yapı malzemelerinin maliyetlerine
c) Temel bağlantısının yapının dayanıklılığına etkisine
d) Depremin ne zaman gerçekleşeceğine

Cevaplar: 1-c, 2-a, 3-c, 4-a, 5-c, 6-b, 7-c, 8-a, 9-c, 10-c


No comments:

Post a Comment

Yaşam Bilimi ve İlimlerin Önemi: Geçmişten Günümüze

ARZIN YARATILIŞ SÜRESİ