Monday, August 21, 2023

Çanakkale'de Spontane Bir Etkinlik: 17 Ağustos'un Hatırası


Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nde çalışmaya başlamıştım ve bu yüzden Çanakkale’nin Kepez ilçesinde bir ev kiralamıştım. Evin su ile ilgili sorunları için Kepez Belediyesi’ne gitmiştim. Her zaman yaptığım gibi, belediye başkanını ziyaret etmeye karar verdim. Yeni seçilmişti ve ziyaretime şaşırmıştı. “Kamu kurumlarından kimse tebrik için ziyaretime gelmedi,” demesi dikkatimi çekti. Kamu kurumunda çalışıyor olmama rağmen, geçmişte TMMOB Jeofizik İstanbul Şube Başkanlığı yapmıştım, bu yüzden belediye başkanlarını ziyaret etme alışkanlığım devam ediyordu.

Belediye ve Üniversite İşbirliği

Ziyaretim öncesinde, Çanakkale Belediyesi yardımcısını da ziyaret etmiştim. Belediye başkanına “İsterseniz deprem semineri verebilirim ya da 17 Ağustos’a özel bir açıklama yapabilirim. Kültür etkinliği olarak paylaşabilirsiniz,” dedim. Bu önerim, 17 Ağustos 2021 tarihine denk geliyordu.

Spontane Bir Etkinlik

Önerim kabul edildi ve hemen stüdyoya geçtim. Arkamda, Çanakkale’yi simgeleyen güzel bir duvar resmi vardı. Bu resim, şehirle ilgili kültürel bir bağ kurarak konuşmama hoş bir arka plan oluşturuyordu. 17 Ağustos depreminin anısına yönelik kısa bir konuşma yaptım. Depremin önemini ve binaların dayanıklılığı konusundaki bilgileri paylaştım.

Sosyal Medyada Paylaşım

Konuşma, anlık bir gelişme olarak düzenlenmişti ve belediyenin sosyal medya hesaplarında yayımlandı. Bu spontane etkinlik, 17 Ağustos’un yıldönümünde önemli bir kültürel hatıra olarak kaydedilmiş ve toplumun deprem konusundaki bilinçlenmesine katkıda bulunmuştu. Bu olay, topluma olan bağlılığımı ve afet yönetimi konusundaki bilgiyi paylaşma arzumun güzel bir örneği oldu.

İzmit Depreminden Öğrendiklerimiz: 

Binalar Nasıl Güvenli Hale Gelir?



Kişisel Deneyim

Prof. Dr. Ali Osman Öncel, 17 Ağustos 1999 İzmit Depremi'nde hayatta kalan biri olarak kişisel deneyimlerini paylaşıyor. Bu trajik olayın etkileri ve hatırlatmaları üzerine düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Yerleşim Farklılıkları

İstanbul’un Asya yakasında binaların neden hayatta kaldığını, Avrupa yakasında ise neden yıkıldığını açıklıyor. Bu farklar, farklı jeofizik zemin koşullarından kaynaklanıyor.

Jeofizik Anlayış

Deprem bölgelerinde jeofizik zemin türlerini anlamanın ve bu türlerin dayanıklılığını değerlendirmenin önemine vurgu yapıyor. Bu bilgi, binaların depreme karşı dirençli olabilmesi için kritik.

2019 Sonrası Gereksinimler

2019’dan itibaren, zemin dayanıklılığını 30 metreye kadar değerlendirme zorunluluğunun getirildiğini belirtiyor. Bu gereksinim, deprem risklerini daha doğru bir şekilde değerlendirebilmek için önemlidir.

İnşaat Uygulamaları

Binaların jeofizik koşullara uygun şekilde inşa edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşımla, deprem risklerini azaltmak mümkün olabilir.

Japonya’dan Öğrenilenler

Japonya’nın sismik izolasyon tekniklerini benimsemeyi öneriyor. Bu yöntemler, binaların depremler sırasında yıkılmasını önlemeye yardımcı olabilir.

İstatistiksel İçgörüler

Türkiye’deki depremlerin %4’ünün can kaybına ve bina yıkımına yol açtığını belirtiyor. Bu oran, mimari iyileştirmelere olan ihtiyacı gösteriyor.

İnsan Faktörleri

Depremlerin kendisinin öldürmediğini, mühendislik hataları ve denetim eksikliklerinin can kaybına neden olduğunu öne sürüyor. Bu durum, mühendislik standartlarının önemini vurguluyor.

Mühendislik Sorumluluğu

Uygun bina düzenlemeleri ve yetkin mühendislerin eksikliğini eleştiriyor. Bu eksiklikler, bina yıkımlarına yol açıyor ve bu sorunların çözülmesi gerektiğini savunuyor.

Önleyici Önlemler

Toplumun, değerlendirme ve hazırlık yaparak riskleri azaltması gerektiğini vurguluyor. İzmit depreminin tekrar yaşanmaması için farkındalık ve önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.


No comments:

Post a Comment