Radyo Röportajı: Türkiye'de Deprem Gerçeği ve Riskler
Sunucu: Sayın Prof. Dr. Ali Osman Öncel, yayınımıza hoş geldiniz.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Hoş bulduk, teşekkür ederim.
Türkiye'nin Deprem Risk Alanları:
Ana Fay Hatları ve Hassas Bölgelerin Değerlendirilmesi
Sunucu: Ülkemizde mevcut fay hatlarını değerlendirdiğimizde en riskli bölgeler ve şehirler hangileridir?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Tehlikeli bölge ile riskli bölgeyi birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu'daki açılma zonları en riskli alanlardır. Arabistan Levhası'nın kuzeye hareketi ve Anadolu Levhası'nın batıya kayması, bu bölgelerde yüksek depremler üretmektedir. Ege Bölgesi'nde Menderes ve Küçük Menderes fayları önemli deprem riski taşımaktadır.
Türkiye'de Yeni Fay Hatları Tespit Ediliyor:
Deprem Haritalarındaki Gelişmeler
Sunucu: Deprem haritalarına göre yeni fay hatları tespit ediliyor mu?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Evet, 2012'ye kadar fay bilgimiz sınırlıydı ancak son yıllarda yapılan araştırmalarla bilinen fay sayısı 486'ya çıktı. Ancak bu, tüm fayların keşfedildiği anlamına gelmez. Yeni fay hatlarının belirlenmesi, riskleri azaltmak için çok önemlidir.
Deprem Riskine Karşı Etkili Korunma Yöntemleri: Sağlam Yapılar ve Zemin Analizinin Önemi
Sunucu: Peki, deprem riskine karşı en etkili korunma yöntemleri nelerdir?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: En etkili yöntem, binaların sağlam zemin üzerine ve uygun malzemelerle inşa edilmesidir.
Yapı denetimi süreci, yalnızca bina tasarımını değil, zemin analizlerini de kapsamalıdır.
Tüm binalarda zemin etüt raporları zorunlu hale getirilmelidir.
Belediyelerde jeofizik mühendislerinin istihdamı sağlanmalıdır.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Haritalar belirli varsayımlara dayanarak hazırlanıyor. Ancak mevcut haritalar, tüm zeminleri "kaya" kabul ettiği için gerçek tehlikeyi tam olarak yansıtmıyor. 6 Şubat 2023 depremlerinde beklenen maksimum yer ivmesi 0.6 iken, gerçekte 1.8-2 civarında gerçekleşti. Bunun sebebi, zemin farklılıklarının yeterince dikkate alınmamasıdır.
Depreme Dayanıklı Yapılar İçin Hangi Malzemeler Kullanılmalı? Çelik ve Betonarme Sistemlerin Avantajları
Sunucu: Depreme dayanıklı yapılar için hangi malzemeler kullanılmalı?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Betonarme yerine çelik-betonarme sistemlere geçiş yapılmalıdır. Japonya'daki deneyimler, tamamen çelik yapıların depremde yıkılmadığını, ancak yangın riskine karşı ek önlemler gerektirdiğini göstermiştir. 1999 depreminde, yıkılan binaların %50’si korozyon nedeniyle zarar görmüştür.
Denizaltı Deprem Tehlikesi:
Ege, Akdeniz ve Karadeniz'deki Fay Hatlarının Önemi
Sunucu: Denizlerdeki deprem tehlikesi hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Denizaltı fay hatları yeterince incelenmemiştir. Örneğin, 30 Ekim 2020 Sisam depremi, denizde meydana gelmesine rağmen İzmir'de büyük hasarlara yol açmıştır. Karadaki faylar kadar, Ege, Akdeniz ve Karadeniz'deki faylar da detaylı incelenmeli ve deprem senaryoları buna göre oluşturulmalıdır.
Bireysel Önlemler: Deprem Riskine
Karşı Alınması Gereken Tedbirler
Sunucu: Son olarak, bireysel olarak vatandaşlar hangi önlemleri almalıdır?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Vatandaşlar, yaşayacakları binanın Yapı Denetim Belgesi olup olmadığını sorgulamalıdır.
Bina kimlik kartı uygulaması yaygınlaştırılmalı, binaların güvenilirliği şeffaf hale getirilmelidir.
Deprem risk analizleri, bina sakinlerinin onayına bırakılmadan zorunlu hale getirilmelidir.
Sunucu: Deprem bölgesinde yaşamak riskli midir? Bu bölgelerde alınabilecek önlemler nelerdir?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Bir bölge deprem bölgesi diye oradan kaçmak yerine, zemine uygun ve sağlam yapılaşmayı tercih etmek daha güvenli bir yöntemdir. Deprem riski yüksek alanlarda yapılaşma konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, binaların doğru mühendislik ve sağlam malzemelerle inşa edilmesidir.
Türkiye'de Yapı Güvenliği ve Uzman Mühendislik:
Mevcut Durum ve Gereksinimler
Sunucu: Peki, yapı güvenliği açısından uzman mühendislerden destek almak yeterli midir? Gerekli hukuki altyapılar mevcut mu?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Türkiye’de uzman mühendislik kavramı tam anlamıyla uygulanmıyor. Japonya ve Kuzey Amerika’da, mühendislerin uzmanlaşabilmesi için en az 5 yıl deneyim kazanmaları ve sınavlardan geçmeleri gerekiyor. Ancak ülkemizde bu tür bir zorunluluk yakın zamana kadar bulunmuyordu. 6 Şubat 2023 depreminin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, inşaat mühendisleri için deneyime dayalı sınırlamalar getirdi. Ancak jeofizik mühendisliği için benzer bir düzenleme hâlâ yapılmadı.
İnşaat Projelerinde Jeofizik Mühendislerinin Kullanımı:
Zemin Etüdlerinin Önemi
Sunucu: İnşaat projelerinde jeofizik mühendislerinden yeterince faydalanılıyor mu?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Ne yazık ki yeterince faydalanılmıyor. 2012 yılında çıkan Yapı Denetim Kanunu, sadece bina mühendisliğini denetliyor ancak zemin etütlerini kapsayan bir düzenleme içermiyor. Oysa, bazı yıkılan binaların zemin etüdü raporu olmadığı tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki hem yapı mühendisliği hem de zemin mühendisliği birlikte ele alınmalıdır.
Sunucu: Belediyelerde jeofizik mühendislerinin istihdamı zorunlu hale getirilmeli mi?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Kesinlikle evet. Jeofizik mühendisleri belediyelerde istihdam edilmediği için birçok yapılaşma süreci eksik bilgilerle yürütülüyor. Oda başkanlığı yaptığım dönemde, her belediyede en az bir jeofizik mühendisinin bulunması gerektiğini savunduk. 2013-2014 yıllarında yapılan bir ankete göre, İstanbul’daki ilçe belediyelerinin %55’inde jeofizik mühendisi bulunmadığı tespit edildi. Bu oran değişmiş olabilir ancak hâlâ ciddi bir eksiklik var.
Sunucu: Peki, jeofizik mühendisliği neden yeterince talep görmüyor?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Bunun temel sebebi istihdam eksikliği. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeofizik Mühendisliği bölümü bu yıl tam kontenjan doldurdu ancak diğer üniversitelerde öğrenci talebi oldukça düşük. Deprem riski yüksek bir ülkede, jeofizik mühendisliğinin belediyelerde ve kamu kurumlarında daha fazla yer bulması gerekiyor.
Sunucu: Son olarak, denetim süreçlerinde en büyük eksiklik nedir?
Radyo Röportajı: Deprem Güvenliği, Yapı Malzemeleri ve Denizlerdeki Deprem Riski
Sunucu: Hocam, iş güvenliği yasalarına benzer şekilde, belirli sayıda konut veya fabrika üretimi yapan firmalar için jeofizik mühendisi istihdam etme zorunluluğu getirilmesi mümkün mü?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Evet, benzer bir düzenleme mümkündür ve gereklidir. İş güvenliği nasıl çalışma alanlarında zorunlu hale geldiyse, barınma güvenliği açısından da jeofizik mühendislerinin zorunlu tutulması önemlidir. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinde sadece bina denetimi değil, o yapının zemini de incelenmelidir.
Sunucu: Yapıların oturduğu zeminlerin değerlendirilmesi yeterince yapılıyor mu?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Ne yazık ki pek çok eski bina için bu inceleme yapılmamıştır. Örneğin, 1999 depreminden sonra jeofizik incelemeler zorunlu hale geldi ancak daha önce inşa edilmiş binaların zemin durumları bilinmiyor. Bu nedenle, geçmişte zemin etüdü yapılmamış binaların mutlaka incelenmesi gerekir. Böylece, hem yeni hem de eski binaların deprem güvenliği doğru şekilde belirlenebilir.
Sunucu: Deprem riskini azaltmak için kullanılan yapı malzemeleri konusunda ne düşünüyorsunuz? Çelik yapılar gerçekten çözüm olabilir mi?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Çelik yapılar, betonarme binalara kıyasla daha hafif olduğu için deprem sırasında daha az yük oluşturur. Ancak yalnızca çelik kullanımı yeterli değildir; zeminin de uygun olması gerekir. Örneğin, 1995 Kobe depreminde çelik binalar ayakta kalmış, ancak devrilmiştir. Bunun nedeni zemin faktörünün göz ardı edilmesidir.
Ayrıca, çelik yerine kullanılan demirin korozyona uğraması büyük bir risktir. 1999 depreminde yıkılan binaların %50’sinin korozyon nedeniyle zarar gördüğü tespit edilmiştir. Bu yüzden, çelik ve betonarme sistemlerin birlikte kullanılması gerekmektedir. Japonya’da çelik destekli betonarme binalar yaygındır ve biz de bu sisteme geçmeliyiz.
Sunucu: Peki, çelik binaların yangın riski taşıdığı doğru mu?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Evet, yüksek sıcaklıkta çelik eriyebilir ve bina çökebilir. Kobe depreminde pek çok kişi yangın nedeniyle hayatını kaybetti. Bu nedenle, yangın riski de göz önünde bulundurulmalı ve binalara entegre yangın alarm sistemleri eklenmelidir. Örneğin, Kanada’da ufak bir duman algılandığında bile güvenlik ekipleri hemen müdahale ediyor. Türkiye’de de yangın güvenlik sistemleri zorunlu hale getirilmelidir.
Sunucu: Denizlerdeki fay hatlarını yeterince inceleyebiliyor muyuz?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Maalesef denizlerdeki fay hatları hakkında elimizde yeterli veri yok. Türkiye’nin deprem haritaları genellikle kara üzerindeki faylara odaklanıyor. Ancak 30 Ekim 2020 Sisam depremi, denizde meydana gelmesine rağmen İzmir’de büyük yıkıma neden oldu. Bu da gösteriyor ki Ege, Akdeniz ve Karadeniz’deki fay hatlarının detaylı şekilde incelenmesi gerekiyor.
Sunucu: Son olarak, deprem güvenliği için en önemli adımlar nelerdir?
Radyo Röportajı: Depreme Karşı Bireysel Önlemler ve Yapı Güvenliği
Sunucu: Hocam, vatandaşlarımız bireysel olarak depreme karşı hangi önlemleri alabilir?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Depreme karşı en önemli önlem bilinçli olmaktır. Örneğin, bir ev kiralamadan veya satın almadan önce, yapı denetim belgesi olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.
Sunucu: Yapı denetim belgesi nasıl kontrol edilebilir?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Bazı belediyelerde bina kimlik kartı sistemi bulunmaktadır. Örneğin, Beylikdüzü'nde bazı binaların girişinde bina kimlik kartları yer almakta ve barkod okutularak binanın yaşı ve yapı denetim bilgileri öğrenilebilmektedir. Ancak bu uygulama tüm binalar için zorunlu olmalıdır.
Sunucu: Bina kimlik kartlarının yaygınlaştırılması neden önemli?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Bazı binalar sadece dış cephe boyası ile yenilenmiş gibi gösteriliyor. Oysa binaların gerçek yapısal durumu ancak detaylı denetimle anlaşılabilir. Eğer bina kimlik kartı olmayan binalarda yaşamayı reddedersek, mal sahipleri ve yöneticiler zorunlu olarak bu denetimleri yaptıracaktır.
Sunucu: Binaların denetimi yetersiz mi kalıyor?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Evet, maalesef bazı binaların risk durumu bilinmiyor. Örneğin, deprem risk analizi yaptırmak için bina yönetiminin çoğunluk oyu gerekiyor ve bazı malikler buna karşı çıkabiliyor. Oysa bu süreç bireylerin inisiyatifine bırakılmadan belli bir takvime bağlanarak tüm binaların deprem güvenliği kontrol edilmelidir.
Sunucu: Binaları yıkıp yeniden yapmak yerine güçlendirme seçenekleri değerlendirilebilir mi?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Kesinlikle. Mevcut binaların yıkılıp yeniden yapılması yerine güçlendirme çalışmaları daha ekonomik ve hızlı bir çözümdür. Ancak bunun için binaların risk durumlarının net bir şekilde belirlenmesi ve gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması gerekir.
Sunucu: Deprem öncesi alınacak önlemler gerçekten büyük kayıpları önleyebilir mi?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Kesinlikle evet. Deprem öncesi yapılacak her önlem, afet sonrası maddi ve manevi kayıpları en az sekiz kat azaltır. Küçük maliyetlerle yapılacak bir denetim, ileride büyük felaketlerin önüne geçebilir.
Sunucu: Çok teşekkür ederiz hocam, değerli bilgileriniz için.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Ben teşekkür ederim, iyi günler dilerim.
No comments:
Post a Comment