Introduction Recent
seismic events in Turkey, particularly within the Marmara region, have
heightened public concern about the tectonic activity in this densely populated
area. As a leading expert in seismology, Prof. Dr. Ali Osman Öncel offers
insights into the implications of these earthquakes and underscores the
necessity of citizen engagement in earthquake preparedness efforts.
Tectonic Activity and Its
Implications The Marmara region lies along the North Anatolian Fault Zone
(NAFZ), a seismically active area prone to frequent tectonic stress. Prof.
Öncel emphasizes that the recent earthquakes should not be seen as isolated
incidents but as part of an ongoing pattern of tectonic movement.
Key observations include:
- Increased seismicity: The active tectonic
stress system can trigger minor tremors, which, although not catastrophic,
provoke significant anxiety among residents due to the high population
density and historical seismic disasters in the region.
- Potential precursors: While some smaller
earthquakes may precede larger seismic events, the evidence for a
consistent predictive pattern remains inconclusive. Nonetheless, these
smaller events highlight the need for vigilance and preparedness.
Case Example: The 1999 İzmit
earthquake, which caused widespread destruction, followed a series of smaller
tremors. Retrospective analysis revealed precursors, emphasizing the importance
of monitoring subtle seismic changes.
Importance of Citizen
Reporting Citizen engagement plays a vital role in seismic research and
preparedness. Applications such as those developed by the European
Seismological Agency enable individuals to report their earthquake experiences,
providing valuable grassroots data.
Prof. Öncel advocates for:
- National data collection platforms:
Developing a Turkish national application for earthquake reporting could
amplify data collection efforts significantly, enhancing real-time seismic
monitoring capabilities.
- Empowered citizens: Encouraging public
participation in earthquake preparedness fosters a culture of safety and
awareness, making individuals active contributors to disaster response
strategies.
Utilizing Data for Future
Preparedness The integration of citizen-reported data with scientific
research allows for a more comprehensive understanding of seismic risk. Key
applications include:
- Mapping high-risk areas: Data-driven
approaches enable the identification of vulnerable zones, aiding urban
planners in designing resilient infrastructure.
- Policy development: Insights from seismic
data inform proactive measures, such as enforcing stricter building codes
and relocating populations from high-risk areas.
Example: After the 1995 Dinar
earthquake, data mapping revealed structural vulnerabilities that guided
subsequent urban planning initiatives.
The Concept of Forewarning
Earthquakes The idea of precursor earthquakes remains a topic of debate in
seismology. While some minor tremors may foreshadow significant seismic events,
Prof. Öncel cautions against oversimplification:
- Scientific rigor: Labeling every small quake
as a precursor can lead to misinformation. Comprehensive analysis is
necessary to determine whether such events indicate an impending disaster.
- Historical lessons: Instances like the 1995
Dinar earthquake demonstrate that some precursors can be identified
post-event. However, predicting them in real-time remains a challenge.
Identifying High-Risk Areas
Prof. Öncel identifies four critical zones within the Marmara Sea as
particularly susceptible to significant seismic activity. Dedicated research
teams are essential for monitoring these areas, using advanced tools like GPS
strain measurements and seismotectonic analysis.
Conclusion: Collective Efforts
for Earthquake Preparedness Earthquake preparedness requires a
collaborative approach involving scientists, citizens, and policymakers. Prof.
Öncel highlights the following priorities:
- Enhanced data collection: Expanding citizen
reporting mechanisms.
- Proactive urban planning: Strengthening
infrastructure and enforcing building regulations.
- Public education: Raising awareness about
earthquake safety.
By integrating grassroots data
into scientific research, communities can better equip themselves against
potential disasters, fostering resilience and saving lives.
References
- Öncel, A. O., & Wilson, T. (2007). Anomalous
seismicity preceding the 1999 İzmit event, NW Turkey. Geophysical
Journal International, 169(1), 259-270.
https://doi.org/10.1111/j.1365-246X.2006.03233.x
- Öncel, A. O., & Wilson, T. (2006). Evaluation
of earthquake potential along the Northern Anatolian Fault Zone in the
Marmara Sea using comparisons of GPS strain and seismotectonic parameters.
Tectonophysics, 418, 205-218.
https://doi.org/10.1016/j.tecto.2006.01.014
Marmara Bölgesi'ndeki
Son Deprem Aktivitesini Anlamak
Giriş
Son dönemlerde Türkiye'nin Marmara bölgesinde meydana gelen sismik olaylar, bu
yoğun nüfuslu bölgede tektonik faaliyetlere yönelik kamu endişesini
artırmıştır. Prof. Dr. Ali Osman Öncel, bir jeofizik uzmanı olarak, bu
depremlerin sonuçları hakkında önemli bilgiler sunmakta ve vatandaşların deprem
hazırlığı konusundaki rolünün altını çizmektedir.
Tektonik Aktivite ve Sonuçları
Marmara Bölgesi, Kuzey Anadolu
Fay Hattı (KAFZ) üzerinde yer alması nedeniyle sık sık tektonik gerilimlere
maruz kalan bir bölgedir. Prof. Öncel, son depremlerin bağımsız olaylar olarak
değil, devam eden bir tektonik hareket modelinin parçası olarak
değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Öne Çıkan Gözlemler:
- Artan Sismisite: Aktif tektonik gerilim
sistemi, küçük çaplı sarsıntılara yol açabilir. Bu tür sarsıntılar, yıkıcı
olmasalar da bölgedeki yoğun nüfus ve geçmişte yaşanan büyük depremler
nedeniyle önemli bir endişe kaynağıdır.
- Olası Öncü Depremler: Daha küçük depremler
bazen daha büyük sismik olayların habercisi olabilir, ancak tutarlı bir
öngörü modeli oluşturmak henüz mümkün değildir. Bununla birlikte, bu küçük
depremler, dikkat ve hazırlığın önemini vurgular.
Örnek Olay:
1999 İzmit Depremi öncesinde bir
dizi küçük sarsıntı yaşanmış, bu depremler sonrası yapılan retrospektif
analizlerde öncü işaretlerin olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, küçük sismik
değişimlerin izlenmesinin önemini ortaya koymaktadır.
Vatandaş Katılımının Önemi
Sismik araştırmalar ve hazırlık
süreçlerinde vatandaş katılımı hayati bir rol oynamaktadır. Avrupa Sismoloji
Ajansı tarafından geliştirilen uygulamalar, bireylerin deprem deneyimlerini
raporlamasına olanak tanıyarak, değerli veri akışı sağlar.
Prof. Öncel'in Önerileri:
- Ulusal Veri Toplama Platformları: Türkiye
için özel bir deprem raporlama uygulaması geliştirilmesi, veri toplama
çabalarını önemli ölçüde artırabilir ve gerçek zamanlı sismik izleme
yeteneklerini güçlendirebilir.
- Güçlendirilmiş Vatandaşlar: Halkın deprem
hazırlığına aktif katılımı, güvenlik ve farkındalık kültürünü pekiştirir
ve bireyleri afet müdahale stratejilerinin aktif birer parçası haline
getirir.
Verilerin Gelecek Hazırlıkları
İçin Kullanımı
Vatandaşlar tarafından sağlanan
verilerin bilimsel araştırmalarla entegre edilmesi, sismik risklerin daha
kapsamlı anlaşılmasını sağlar.
Ana Uygulamalar:
- Riskli Bölgelerin Haritalanması: Veri odaklı
yaklaşımlar, savunmasız alanların belirlenmesine olanak tanıyarak şehir
planlamacılarının dayanıklı altyapılar tasarlamasına yardımcı olur.
- Politika Geliştirme: Sismik verilerden elde
edilen bilgiler, daha katı yapı yönetmeliklerinin uygulanması ve yüksek
riskli bölgelerden nüfusun taşınması gibi proaktif önlemlere rehberlik
eder.
Örnek Olay:
1995 Dinar Depremi sonrası
yapılan veri haritalamaları, yapısal zayıflıkları ortaya koymuş ve bu bulgular
kentsel planlama girişimlerine rehberlik etmiştir.
Öncü Deprem Kavramı
Öncü depremler fikri, jeofizik
alanında tartışmalı bir konu olmaya devam etmektedir. Bazı küçük sarsıntılar
önemli depremleri öngörebilirken, Prof. Öncel bu konuda bilimsel titizliğin
önemini vurgulamaktadır.
İki Önemli Nokta:
- Bilimsel Analiz: Her küçük depremin öncü
olarak sınıflandırılması yanlış bilgilendirmeye yol açabilir. Bu tür
olayların bir felaketin habercisi olup olmadığını belirlemek için kapsamlı
analizler gereklidir.
- Tarihten Dersler: 1995 Dinar Depremi gibi
olaylar, bazı öncü işaretlerin olay sonrası belirlenebildiğini
göstermiştir. Ancak, bu tür olayları gerçek zamanlı olarak tahmin etmek
hâlâ zorlu bir görevdir.
Yüksek Riskli Bölgelerin
Belirlenmesi
Prof. Öncel, Marmara Denizi
içinde özellikle önemli sismik aktivite riski taşıyan dört kritik bölgeyi
işaret etmektedir. Bu bölgelerde, GPS gerilim ölçümleri ve sismotektonik
analizler gibi ileri araçlar kullanılarak araştırmalar yürütülmelidir.
Sonuç: Deprem Hazırlığı İçin
Ortak Çaba
Deprem hazırlığı, bilim
insanları, vatandaşlar ve politika yapıcıların ortak çabalarını gerektirir. Prof.
Öncel'in öncelikli önerileri şunlardır:
- Veri Toplamanın Geliştirilmesi: Vatandaş
raporlama mekanizmalarının genişletilmesi.
- Proaktif Kentsel Planlama: Altyapının
güçlendirilmesi ve yapı yönetmeliklerinin uygulanması.
- Halk Eğitimi: Deprem güvenliği hakkında
farkındalığın artırılması.
Vatandaş tabanlı verilerin
bilimsel araştırmalarla entegre edilmesi, toplulukların olası felaketlere
karşı daha donanımlı hale gelmesini sağlayarak dayanıklılık oluşturur ve hayat
kurtarır.
Kaynakça
Öncel, A. O., & Wilson, T.
(2007). Anomalous seismicity preceding the 1999 İzmit event, NW Turkey. Geophysical
Journal International, 169(1), 259-270. https://doi.org/10.1111/j.1365-246X.2006.03233.x
Öncel, A. O., & Wilson, T.
(2006). Evaluation of earthquake potential along the Northern Anatolian Fault
Zone in the Marmara Sea using comparisons of GPS strain and seismotectonic
parameters. Tectonophysics, 418, 205-218. https://doi.org/10.1016/j.tecto.2006.01.014
Deprem Gerçeği ve Hazırlık Önerileri:
TVNET Röportaj
Çiğdem Hanım: Sayın
Profesör Doktor Ali Osman Öncel, yayınımıza hoş geldiniz.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel:
Hoş bulduk, Çiğdem Hanım. Öncelikle geçmiş olsun diyelim.
Çiğdem Hanım:
İzleyicilerimiz için bu son depremler ne anlam ifade ediyor? Buradan başlayarak
değerlendirebilir misiniz?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel:
Elbette. Son depremler, bulunduğumuz coğrafyada meydana gelen tektonik
hareketlerin tesadüf olmadığını bir kez daha gösteriyor. Bu bölgedeki tektonik
gerilme sistemi aktif durumda ve güncelliğini koruyor.
Depremler küçük ya da orta
büyüklükte olsa bile, yoğun nüfusun bulunduğu bölgelerde hissedilmesi endişe
yaratıyor. Marmara bölgesinde bu tür depremlerin hissedilmesi ve korkunun
yaygın olması, büyük depremler öncesinde bir uyarı anlamına geliyor.
Vatandaş Bildirimlerinin Önemi
Bu tür depremler sonrası, yıkıcı
bir hasar olmasa da insanlar hissettiklerini rapor ediyor. Şu an önümde, Avrupa
Deprem Ajansı’nın kullandığı bir aplikasyonun raporu bulunuyor. Bu uygulama
sayesinde vatandaşlar, "Ben bu depremi hissettim" diyerek bildirim
yapıyor.
Marmara bölgesinde nüfusun
yoğun olduğu yerlerden gelen bu bildirimler, çok önemli bir duyum ve ihbar
ağı oluşturuyor. Eğer böyle bir uygulama ülkemizde ulusal çapta
kullanılabilse, Avrupa Deprem Ajansı tarafından toplanan veriler en az 10
kat artabilir.
Ulusal Aplikasyonun Faydaları
Çiğdem Hanım: Bu veriler
nasıl kullanılabilir?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel:
Bu veriler, gelecekteki yıkımların büyük olacağı bölgeleri tespit etmek
için kritik bir öneme sahip.
- Şehirlerin risk ve afet durumu zayıf olan
bölgeleri daha net belirlenebilir.
- Bu bilgiler, karar vericilere şehri depreme
hazırlama sürecinde güçlü bir rehberlik sağlar.
Çiğdem Hanım: Son olarak
eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Prof. Dr. Ali Osman Öncel:
Deprem hazırlığı bir ekip işidir. Vatandaşların bireysel olarak
hissettikleri depremleri rapor etmesi, alınacak önlemlerin başarısında önemli
bir role sahiptir. Ulusal çapta bir aplikasyon, sadece bilim insanlarına değil,
karar alıcılara ve topluma da katkı sağlar. Herkesin bu sürece dahil olması
gerekiyor.
Çiğdem Hanım: Değerli
bilgileriniz için teşekkür ederiz, sayın Öncel.
Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Ben teşekkür ederim.
Öncü Deprem İfadesi Kullanılabilir mi?
Evet, şimdi öncü deprem
ifadesini kullanmak doğru mu? Bu depremler Marmara’daki gerilim birikiyor
mu? Böyle bir yorum yapılabilir mi?
Marmara için öncü deprem tabirini
kullanmak mümkün değil. Öncü depremin tanımına göre, büyük bir depremin
hemen öncesinde oluşması ve sonrasında büyük bir ana depremin meydana gelmesi
gerekir.
Ancak geçmişte, örneğin 1995 Dinar Depremi öncesinde, öncü niteliğinde sayılabilecek sarsıntılar tespit edildi. Bu küçük depremler, halkı uyarmış ve önlemler alınmasını sağlamıştı. O dönemde, uzmanlar bu depremleri “olağan” olarak değerlendirmiş olsa da, bu depremlerin büyük bir deprem öncesi uyarı niteliği taşıdığı sonradan anlaşıldı.
Öncel ve ark., 1998. Dinar depremleri |
Marmara Bölgesindeki Durum
Son yaşanan 4. büyüklüğündeki
depreme öncü diyemiyoruz, ancak bu bir uyarıcı depremdir. Marmara Bölgesi
oldukça kompleks bir yapıya sahip olduğu için, bu bölgede deprem davranışlarını
incelemek ve öncü işaretleri takip etmek kritik önem taşır.
Marmara’yı 20 farklı parçaya
ayırarak inceledim ve her bir parçanın kendine has özellikler taşıdığını
gördüm. Bu nedenle:
- Her bir parça için ayrı bir çalışma grubunun
oluşturulması gerekiyor.
- Bu gruplar, özellikle Marmara Denizi’nde büyük
deprem üretebilecek alanları izlemeli.
Büyük Deprem Riski Taşıyan 4
Bölge
Marmara Denizi’nde büyük deprem üretebilecek dört ana bölge tespit edilmiştir.
- Çınarcık Çukurluğu, bu alanlardan biridir ve
son deprem bu bölgeye yakın bir noktada meydana gelmiştir.
Yüksek Dirençli Yapılar ve
Marmara’daki Durum
İzmit Depremi’nden sonra,
Marmara’da büyük depremi durduran yüksek dirençli bir yapının varlığı dikkat
çekiyor. Bu yapı:
- Büyük depremlerin ilerlemesini yavaşlatıcı bir
etkiye sahiptir.
- Ancak bu yapı da bir kırılma ile büyük bir
depreme yol açabilir.
Bu nedenle, Marmara’daki deprem
riskine her zaman hazırlıklı olmalıyız.
Öncel ve Wilson (2006) Marmara Sismik Zonları |
Deprem Öncesinde Risk Yönetimi Nasıl Yapılmalı?
Güncel Deprem Risk Haritası
Türkiye genelinde, özellikle Maraş Depremi sonrasında etkilenen 11 ilde,
yerlerin jeofizik direncinde azalmalar ve yapıların projeye uygun yapılmadığı
durumlar gözlemlendi.
- Riskli bölgelerdeki vatandaşların, düşük riskli
alanlara taşınması sağlanabilir.
- Bu çalışmalar, depremden sonra değil, deprem
öncesinde yapılmalıdır.
İstanbul ve Diğer İller İçin
Öneriler
- Büyük deprem öncesinde, riskli alanlar hızlı bir
şekilde tespit edilmeli.
- Vatandaşların da katkı sağlayacağı bir sistemle, bilgiler
toplanarak önlem alınabilir.
- Marmara’da beklenen büyük deprem öncesinde
yapılacak her bir hazırlık, can kaybını ve yaralanmaları engellemede
etkili olacaktır.
Sonuç: Deprem Öncesinde Ne
Yapmalıyız?
Deprem sonrası yapılan yer
değişimleri ve yapılaşma, can kaybını önlemede etkili olsa da, önemli olan
bu hazırlıkların büyük deprem öncesinde yapılmasıdır.
- Riskli bölgelerdeki yapıların güçlendirilmesi,
- Riskli bölgelerdeki vatandaşların daha güvenli
alanlara taşınması,
- Ve bu süreçlerin maliyetini azaltmak için proaktif
önlemler alınması gereklidir.
Depreme hazırlık, vatandaşlar
ve bilim insanlarının ortak çabalarıyla sağlanabilir. Herkesin bu sürece
katkı sağlaması, hem maliyetleri düşürür hem de hayat kurtarır.
Deprem Öncesi Çalışmaların Önemi
Risk azaltıcı çalışmaları yaparsak, ülkemiz ekonomik
olarak deprem sonrası depremin etkilerinden kurtulabilir.
- Hem
insanlarımız ölmekten kurtulur,
- Hem
de şehirlerimizin geleceği garanti altına alınabilir.
Teşekkür Mesajı
Peki, teşekkür ederiz. Yayınımıza katkısından dolayı sağ
olun, teşekkür ederim.
Efendim, iyi günler, saygılar.
Profesör Doktor Ali Osman Öncel, bizimleydi, deprem
gerçeğini konuştuk.
Earthquake maps |
Earthquake maps |
Earthquake maps |
No comments:
Post a Comment