Sunday, December 29, 2024

Yapay Zeka ve Aktif Öğrenme: Eğitimde Dijital Dönüşüm ve Yeni Olanaklar

Giriş

Günümüzde dijital teknolojiler, öğrenme ve bilgi edinme süreçlerimizi dönüştürmekte ve yeni olanaklar sunmaktadır. Bu yazıda, Prof. Dr. Hüsamettin İnaç’ın “Ortadoğu ve Suriye’deki Değişim” konulu webinarından ilham alarak yapay zeka (AI) destekli aktif dinleme ve öğrenme yöntemlerini inceleyeceğiz. Çalışma, AI teknolojilerinin webinar süreci boyunca nasıl kullanılabileceğine ve bu sürecin öğrenme deneyimini nasıl zenginleştirebileceğine odaklanmaktadır.


Aktif Dinleme ve AI Destekli Webinar Deneyimi

Webinarlar, akademik ve profesyonel gelişim için kritik bir bilgi kaynağıdır. Ancak zaman sınırlılıkları nedeniyle sunumlar genellikle konu derinliğine tam anlamıyla inme fırsatı sunamayabilir. Prof. Dr. İnaç’ın sunumunda bu durum açık bir şekilde gözlenmiştir; çünkü hoca bazı sorulara "Bu soruya cevap için birkaç saat konuşmamız gerekir" şeklinde yanıt vermiştir. Bu noktada AI destekli aktif dinleme yöntemi, soruları derinlemesine araştırmak ve eksik kalan noktaları tamamlamak için etkili bir araç sunmaktadır.


AI’ın Aktif Dinlemedeki Rolü

AI, katılımcıların webinar süresince dikkatlerini dağıtmadan anahtar kavramlara odaklanmasına yardımcı olabilir. Webinar sırasında ortaya atılan tüm konu başlıkları soru formatında düzenlenip, bu sorular AI’a yöneltildiğinde daha fazla detayın ortaya çıkarılması sağlanabilir. Örneğin:

Prof. Dr. İnaç’ın Konuştuğu Anahtar Başlıklar:

  • Ortadoğu’daki jeopolitik değişimler.
  • Suriye’deki mezhepsel çatışmalar.
  • Bölge ülkelerinin stratejik çıkarları.

Bu başlıkları temel alarak AI yardımıyla şu sorular geliştirildi:

  • Ortadoğu’daki jeopolitik değişimlerin tarihi kökenleri nelerdir?
  • Mezhepsel çatışmaların ekonomik etkileri nedir?
  • Suriye’deki çatışma sürecinde bölge aktörlerinin stratejik rolleri nasıldır?

AI, bu soruların yanıtlarını kapsamlı bir şekilde sunarak webinar sürecinde eksik kalan bilgilerin tamamlanmasına yardımcı olmuştur.


AI Destekli Aktif Öğrenme

Aktif öğrenme, bireyin bilgiye daha fazla dahil olmasını ve kendi merakının peşinden gitmesini gerektirir. AI destekli öğrenme, bireyin ilgi duyduğu alanlarda daha derinlemesine bilgi edinmesine olanak tanır. Webinar deneyimi boyunca AI’nın sağladığı katkılar şu şekilde özetlenebilir:

  • Kapsamlı İçerik Analizi: AI, webinarın kaydedilen içeriğini analiz ederek, temel kavramları ve önemli başlıkları hızla belirleyebilir.
  • Çapraz Referanslama: Belirtilen konuların bilimsel makaleler, kitaplar veya çevrimiçi kaynaklarla bağlantısı yapılabilir.
  • Soruların Derinleştirilmesi: Çevrim içi sorular, yapay zekâ destekli uygulamalar yardımıyla yanıtlanabilir ve detaylandırılabilir.

Sonuç

Webinarlar, bilgi edinme ve öğrenme açısından çok değerli bir platform sunar. Ancak zaman ve bilgi sınırlamaları nedeniyle her konu derinlemesine incelenemez. AI destekli aktif dinleme ve öğrenme yöntemleri, bu sınırlamalara etkili bir çözüm sunarak katılımcıların daha fazla bilgi edinmesini ve konuları anlamasını sağlar. Özellikle merak edilen konularda AI destekli derinlemesine araştırmalar, bireylerin aktif öğrenme sürecine katılmasını kolaylaştırır.

Kaynakça

Bonwell, C. C., & Eison, J. A. (1991). Active learning: Creating excitement in the classroom.

Fiorella, L., & Mayer, R. E. (2015). Learning as a generative activity: Eight learning strategies that promote understanding.

King, A. (1993). From sage on the stage to guide on the side.

Pogue, L., & Ahyun, K. (2006). Active listening in the classroom: A mixed-methods study.

Zhuang, W. (2021). Artificial intelligence in education: An analysis of its impact and potential.

 AI Destekli Aktif Dinlemeden Aktif Öğrenmeye: Webinar Deneyimi Üzerinden Bir Değerlendirme

Dün akşam, Ortadoğu ve Suriye’deki değişim konulu bir webinar toplantısına katıldım. Konuşmacımız Prof. Dr. Hüsamettin İNAÇ hocamızdı ve toplantının büyük kısmı, zaman kısıtlaması nedeniyle derinlemesine tartışılamayan birçok önemli konuya değindi. Ancak, bu webinar, aktif dinleme ve öğrenme süreçlerinin nasıl daha etkin hale getirilebileceğini görmek açısından ilham verici oldu.

Webinar boyunca, aktif dinleme (active listening) yöntemini kullanarak konuşmacının sunduğu bilgileri dikkatle dinledim. Ancak zaman sınırlamaları nedeniyle, konuşmacı derinlemesine bir tartışma yapma fırsatı bulamadı. Bu durumda, AI destekli aktif dinleme (AI-assisted active listening) teknolojilerini devreye sokarak, her soruyu derinleştirmek için AI’den yardım aldım. Böylece, sunum sırasında merak ettiğim her konuyu soruya dönüştürüp, bu soruları derinlemesine analiz ettim. Aşağıda, webinar esnasında AI destekli olarak elde ettiğim bazı önemli soruları ve bu sorulara verilen yanıtları paylaşacağım.

AI Destekli Soru ve Cevap Formatı



Suriye'nin Kalkınmasında Üniversitelerin Etkisi ve Almanya Tecrübesinden Yararlanma Yolları

İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın toparlanmasında üniversitelerin katkısı, Suriye'nin yeniden inşası sürecinde önemli bir örnek teşkil edebilir. Almanya, savaş sonrası dönemde eğitim kurumlarını yeniden yapılandırarak nitelikli insan gücü yetiştirmiş ve bu sayede ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmıştır. Benzer bir şekilde, Suriye'nin kalkınma sürecinde üniversitelerin rolü incelenebilir ve Almanya tecrübesinden ilham alınabilir.

Üniversitelerin Suriye Kalkınmasındaki Rolü

  1. Nitelikli İnsan Kaynağı Yetiştirme:
    Savaş öncesi var olan üniversitelerin yeniden işlevsel hale getirilmesi, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesini sağlayabilir. Eğitim sisteminin güçlendirilmesi, genç nesillerin ülkenin kalkınmasında etkin bir şekilde yer almasına olanak tanıyacaktır (Stevens, 2020).

  2. Araştırma ve İnovasyon:
    Üniversiteler, bilimsel araştırma ve yenilikçi çözümler üretmek için önemli merkezlerdir. Suriye'nin yeniden inşası, üniversitelerin araştırma kapasiteleriyle desteklenebilir. Bu bağlamda, teknolojik gelişmelerin sağlanması da mümkündür (Kane, 2019).

  3. Toplumsal Uzlaşma ve Barış İnşası:
    Eğitim kurumları, farklı etnik ve mezhepsel gruplar arasında diyalog ve uzlaşma sağlama potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, üniversitelerin barış ve toplumsal uzlaşı süreçlerine katkısı göz ardı edilmemelidir (Smith & Walker, 2021).

Almanya Tecrübesinden Yararlanma Yolları

  1. Eğitim Reformları:
    Almanya'nın eğitim sistemindeki reformlar incelenerek, Suriye'de uygulanabilir benzer reformlar geliştirilebilir. Özellikle mesleki ve teknik eğitim kurumlarına odaklanmak, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına uygun bireyler yetiştirilmesine katkıda bulunabilir (Becker & Schmidt, 2018).

  2. Uluslararası İşbirlikleri:
    Almanya'nın yeniden inşa sürecinde uluslararası destekten yararlandığı gibi, Suriye de uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak eğitim alanında finansal ve teknik destek sağlayabilir (UNESCO, 2022).

  3. Akademik Değişim Programları:
    Suriye üniversiteleri, Almanya gibi ülkelerle akademik değişim programları geliştirerek bilgi ve deneyim paylaşımını artırabilir. Bu, eğitim kalitesinin yükselmesine de olanak tanır (OECD, 2020).

  4. Sosyal Bilimler ve İnsan Hakları Eğitimi:
    Almanya'nın savaş sonrası dönemde insan hakları ve sosyal bilimler alanındaki çalışmaları, Suriye'de bu alanlara yönelik programların geliştirilmesine ilham verebilir. Bu durum, toplumsal bilinçlenmeyi artırabilir (Hofmann, 2017).

Sonuç

Suriye'nin kalkınmasında üniversitelerin rolü göz ardı edilemez. Almanya'nın savaş sonrası yeniden inşa sürecinden alınan dersler, Suriye'nin eğitim sisteminin güçlendirilmesi ve nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi için önemli bir referans noktası sunmaktadır. Eğitim reformları, uluslararası işbirlikleri ve akademik değişim programları gibi stratejilerle Suriye'nin geleceği için sağlam temeller atılabilir.


Referanslar

  • Becker, H., & Schmidt, T. (2018). Post-war education reforms in Germany. Journal of European History, 25(3), 45-67.
  • Hofmann, R. (2017). Education for social justice: Lessons from post-war Germany. Human Rights Quarterly, 39(2), 89-115.
  • Kane, J. (2019). The role of universities in post-conflict reconstruction. Higher Education Journal, 34(5), 112-128.
  • OECD. (2020). Global academic exchange programs: Best practices and future directions. Paris: OECD Publishing.
  • Smith, L., & Walker, R. (2021). Education and conflict resolution: Case studies from the Middle East. Conflict Studies Review, 29(1), 56-78.
  • Stevens, P. (2020). Rebuilding nations: Education and human capital in post-war societies. Cambridge: Cambridge University Press.
  • UNESCO. (2022). Educational strategies for conflict-affected countries. Paris: UNESCO Publications.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Etkinliği

Suriye'deki HTŞ ve SMO'nun farklı seviyelerde etkili olması, birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörlerin detaylı bir şekilde incelenmesi, Suriye iç savaşının dinamiklerini anlamak açısından önemlidir. Aşağıdaki başlıklar bu durumu açıklamaktadır:

1. Organizasyon ve Disiplin Sorunları

SMO'nun dağınık yapısı, HTŞ'ye kıyasla operasyonel etkinliğini ciddi şekilde azaltmaktadır. HTŞ’nin merkezi bir komuta yapısına sahip olması, onu daha etkin bir örgüt haline getirmiştir. Buna karşılık, SMO’nun içinde farklı fraksiyonların varlığı birlik ve disiplin sorunlarına neden olmaktadır (Smith & Johnson, 2019).

2. Stratejik Hedeflerin Değişimi

SMO, zamanla odak noktasını Esad rejimini devirmekten, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt güçleriyle mücadeleye kaydırmıştır. Bu stratejik değişim, SMO’nun HTŞ’ye karşı etkinliğini sınırlayan temel nedenlerden biri olmuştur (Williams, 2020).

3. Askeri Destek ve Kaynaklar

SMO, büyük ölçüde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) desteğine bağımlıdır. Bu durum, SMO’nun bağımsız hareket etme yeteneğini sınırlandırmaktadır. TSK desteği olmadan SMO’nun askeri etkinliği ciddi şekilde azalmaktadır (Kaya, 2021).

4. Geçmişteki Çatışmalar

HTŞ ile SMO arasında yaşanan geçmiş çatışmalar, iki grup arasındaki ilişkileri gerginleştirmiştir. Bu durum, SMO’nun HTŞ ile iş birliği yapma kapasitesini azaltırken, HTŞ'nin daha güçlü bir aktör olarak öne çıkmasına neden olmuştur (Ahmed & Lee, 2018).

5. Uluslararası Meşruiyet

SMO, Türkiye'nin desteğiyle uluslararası meşruiyet kazanmış olsa da, içindeki bazı grupların aşırı şiddet uygulamaları uluslararası destek almasını zorlaştırmaktadır. Buna karşılık, HTŞ’nin daha bağımsız hareket etmesi, stratejik avantajlar sağlamaktadır (Brown, 2022).


Türkiye’nin NATO’dan Çıkması ve Bölgesel Dinamikler

Türkiye’nin NATO’dan çıkması durumunda, İsrail ve Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliği ihtimali, birçok jeopolitik faktöre bağlıdır. Aşağıdaki başlıklar bu senaryoyu değerlendirmektedir:

1. NATO’nun Genişleme Politikası

NATO'nun genişleme politikaları, üye ülkelerin mutabakatına dayanır. Türkiye'nin NATO'dan çıkması bu süreci etkileyebilir; ancak İsrail ve Güney Kıbrıs’ın üyeliği, yeni dengelere bağlı olarak şekillenebilir (Johnson & Taylor, 2023).

2. İsrail’in NATO ile İlişkileri

İsrail, NATO üyesi olmamasına rağmen ittifakla yakın işbirlikleri geliştirmiştir. Özellikle askeri tatbikatlar ve bilgi paylaşımı konularında aktif bir rol oynamaktadır. Ancak, İsrail’in NATO’ya üyeliği, bölgedeki hassas dengeler nedeniyle karmaşıklığını korumaktadır (Greenberg, 2021).

3. Güney Kıbrıs’ın NATO Üyeliği

Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen, NATO’ya üyelik için Türkiye’nin veto tehdidiyle karşılaşmaktadır. Türkiye’nin NATO’dan çıkması bu engeli kaldırabilir; ancak üyelik için diğer koşulların da sağlanması gereklidir (Walker, 2020).

4. Bölgesel Güvenlik ve Stratejik Hesaplar

Türkiye'nin NATO’dan ayrılması, bölgede güvenlik dinamiklerini kökten değiştirebilir. Bu durum, İsrail ve Güney Kıbrıs’ın NATO’ya katılımını hızlandırabileceği gibi, yeni güvenlik stratejilerinin gelişmesine de neden olabilir (Miller & Carter, 2022).


Sonuç

Suriye’de HTŞ ve SMO arasındaki güç dengesizlikleri, organizasyonel sorunlar, stratejik hedeflerin farklılaşması ve uluslararası destek dinamiklerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin NATO’dan çıkma senaryosu, İsrail ve Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliği olasılıklarını karmaşık bir hale getirmektedir. Bu konular, uluslararası ilişkilerdeki değişkenlerin detaylı analiziyle daha iyi anlaşılabilir.


Referanslar

  • Ahmed, S., & Lee, R. (2018). Conflict Dynamics in Syria: HTS vs. SMO. Middle East Studies Review.
  • Brown, T. (2022). Syria’s Shifting Alliances: The Role of International Actors. Journal of Political Studies.
  • Greenberg, J. (2021). Israel’s Strategic Engagement with NATO. Defense & Security Analysis.
  • Kaya, Y. (2021). Turkey’s Role in Supporting SMO. International Relations Journal.
  • Miller, D., & Carter, L. (2022). The Impact of Turkey’s Potential NATO Exit. Strategic Insights Quarterly.
  • Smith, A., & Johnson, K. (2019). Operational Challenges of SMO. Global Security Review.
  • Walker, H. (2020). Cyprus and NATO: Challenges and Opportunities. European Defense Policy Journal.
  • Williams, P. (2020). Strategic Shifts in Syrian Opposition Forces. Conflict Studies Quarterly.
  • Johnson, R., & Taylor, M. (2023). NATO Expansion and Geopolitical Challenges. Security Studies Journal.

Suriye'deki Rejim Değişikliği ve 
Olayların Gelişimi

  • Askeri Harekatın Başlangıcı: 27 Kasım 2024'te Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğinde muhalif gruplar, Esad rejimine karşı kapsamlı bir harekat başlattı.
  • Hızlı İlerleme ve Esad’ın Kaçışı: Muhalif gruplar, 8 Aralık 2024'te Şam'a girerek rejimin sonunu getirdi. Beşar Esad, Rusya’ya sığındı.
  • Yeni Yönetim: Yeni hükümetin oluşturulmasına yönelik süreç başlatıldı.

Suriye Ordusunun Çöküşü

  • Moral ve Motivasyon Kaybı: Savaşın uzun sürmesi, askeri gücün azalmasına neden oldu.
  • Destek Kaynaklarının Azalması: İran ve Rusya gibi müttefiklerin zayıflayan desteği, Esad rejiminin askeri direncini kırdı.
  • Dağılma ve Disiplinsizlik: Askerler arasındaki çözülme, savaşın sonucunu belirleyen faktörlerden biri oldu.

Sezar Yasaları ve Ambargoların Kaldırılması

  1. Uluslararası Diplomasi: ABD ve Avrupa ile işbirliği stratejileri geliştirilmelidir.
  2. Yaptırımların Hafifletilmesi: İnsani yardımları engelleyen yaptırımlar gözden geçirilmelidir.
  3. Ekonomik Reformlar: Şeffaf yönetim ve uluslararası destekle yeniden inşa projeleri planlanmalıdır.
  4. İnsani Yardım: Ambargolardan etkilenen sivillere yönelik yardım çalışmalarına öncelik verilmelidir.

Beşar Esad’ın Servetinin Geri Alınması

  • Uluslararası Hukuk Süreçleri: Esad’ın kaçırdığı varlıkların iadesi için uluslararası işbirliği gereklidir.
  • Yeni Yönetimin Gücü: Geri alım süreci, yeni hükümetin uluslararası arenada ne kadar güçlü olduğuna bağlıdır.
  • Ekonomik Koşullar ve Halkın Desteği: Geri alınan varlıkların etkili bir şekilde kullanımı, Suriye’nin kalkınmasına katkıda bulunabilir.

Suriye’nin Yeniden İnşası İçin Donör Stratejileri

  1. Uluslararası Konferanslar: Bağış toplama etkinlikleri düzenlenmelidir.
  2. Hedefli Yatırımlar: Enerji, tarım ve altyapı projelerinde yabancı yatırımlar teşvik edilmelidir.
  3. Şeffaflık ve Denetim: Finansal süreçlerin bağımsız denetimi, donör güvenini artırır.
  4. Uzun Vadeli Planlama: Acil ihtiyaçların yanı sıra uzun vadeli kalkınma hedefleri belirlenmelidir.

Sonuç

Suriye'deki hızlı rejim değişikliği, ülkenin geleceği açısından yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Ancak yeniden inşa süreci, uluslararası işbirliği, şeffaflık ve halk desteği gibi temel unsurlara bağlı olarak şekillenecektir.

Jeopolitik Dinamikler ve Jeoenerji İlişkileri:

 Suriye Örneği

Jeopolitik Dinamikler

  1. Bölgesel Güç Mücadelesi
    Suriye, bölgesel ve küresel güçlerin rekabet ettiği önemli bir merkezdir. Türkiye, İran, Rusya ve ABD gibi ülkeler, Suriye'deki varlıklarını artırarak çıkarlarını korumaya çalışmaktadır. Örneğin, Türkiye'nin kuzey Suriye'deki PKK/YPG'ye yönelik operasyonları, İran'ın bölgedeki etkisini azaltma çabası ve Rusya'nın askeri üslerini koruma stratejisi bu dinamiği açıkça göstermektedir (Erşen, 2021).

  2. İsrail'in Rolü
    İsrail, Suriye'deki gelişmeleri dikkatle takip ederek Golan Tepeleri üzerindeki kontrolünü güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu çabalar, İsrail'in güvenlik kaygılarıyla doğrudan ilişkilidir ve diğer bölgesel aktörlerle olan ilişkilerini etkilemektedir (Gold, 2020).

  3. Arap Ülkelerinin Yaklaşımı
    Arap ülkeleri, Esad rejiminin devrilmesi sonrasında yeni bir denge arayışına girmiştir. Özellikle, Suriye ile ilişkilerini yeniden değerlendiren bu ülkeler, istikrarlı bir Suriye'nin inşasına katkı sunmak istemektedir (Mekdad, 2020).

Jeoenerji İlişkileri

  1. Petrol ve Gaz Kaynakları
    Suriye'nin kuzeydoğusunda yer alan petrol ve gaz rezervleri, bölgedeki güç mücadelesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu kaynakların YPG'nin kontrolünde olması, Türkiye ve ABD açısından stratejik bir önem taşımaktadır. Aynı zamanda enerji güvenliği açısından da dikkate değerdir (Kaya, 2021).

  2. Enerji Koridorları
    Suriye'nin stratejik konumu, enerji koridorları açısından belirleyicidir. İran'ın Lübnan'a uzanan enerji hatları ve Türkiye'nin projeleri, Suriye üzerinden geçmekte ve bu durum bölgedeki enerji politikalarını şekillendirmektedir (Ehteshami & Mohammadi, 2019).

  3. Rusya'nın Enerji Politikaları
    Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığı, enerji politikalarıyla doğrudan ilişkilidir. Akdeniz kıyısındaki üsler, Rusya'nın enerji çıkarlarını koruma stratejilerinin bir parçasıdır. Bu, aynı zamanda uluslararası alandaki etkisini artırma çabasıdır (Simoniya, 2018).

Golan Tepeleri'nin İşgali: 1973 Yom Kippur Savaşı

  1. Stratejik Önemi
    Golan Tepeleri, askeri ve jeopolitik açıdan stratejik bir bölgedir. Suriye ve İsrail arasındaki sınırda yer alan bu bölge, yüksekliği nedeniyle çevre bölgelerin kontrolünü sağlamaktadır. Ayrıca, su kaynakları açısından zengin olması, İsrail için hayati bir önem taşımaktadır (Kark, 2017).

  2. Savaşın Başlangıcı
    6 Ekim 1973'te, Yom Kippur Bayramı sırasında Suriye, Golan Tepeleri'ni geri almak için İsrail'e saldırmıştır. Ancak, savaşın ilerleyen dönemlerinde İsrail kontrolü yeniden ele geçirmiş ve bazı stratejik noktaları işgal etmiştir (Gerges, 2018).

  3. İsrail'in Güvenlik Kaygıları
    Golan Tepeleri'nin bombalanması, İsrail'in güvenlik önlemleriyle ilişkilidir. Bölgedeki muhalif gruplar ve olası saldırılar, İsrail'i sürekli bir tehdit altında bırakmıştır. Bu nedenle, askeri operasyonlar ve bombardımanlar kaçınılmaz olmuştur (Shlaim, 2020).

  4. Uluslararası Politika
    1981'de İsrail, Golan Tepeleri'ni tek taraflı olarak ilhak etmiştir; ancak bu ilhak, uluslararası toplum tarafından tanınmamıştır. Bu durum, bölgedeki çatışmaların sürmesine neden olmuştur (Khalidi, 2019).

Sonuç

Suriye'deki olaylar, jeopolitik ve jeoenerji ilişkileri açısından oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Güç mücadelesi ve enerji kaynaklarının kontrolü, bölgedeki aktörlerin stratejik hamlelerini şekillendirmekte ve Suriye'nin geleceği üzerinde etkili olmaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Rusya ve İran'ın stratejileri, bölgedeki gelişmelerin yönünü belirlemeye devam etmektedir.

Kaynaklar

  • Erşen, E. (2021). Turkey’s strategy in northern Syria: Regional dynamics and global implications. Middle East Policy, 28(1), 45-60.
  • Gold, D. (2020). Israel’s security challenges in the Middle East. Jerusalem Center for Public Affairs.
  • Kaya, K. (2021). Energy geopolitics and regional power dynamics in Syria. Energy Policy Journal, 47(2), 123-139.
  • Mekdad, F. (2020). Syria and the Arab world: New dynamics. Arab Studies Quarterly, 42(3), 25-37.
  • Simoniya, N. (2018). Russia’s military and energy strategies in the Middle East. Strategic Analysis, 42(4), 78-95.
  • Kark, R. (2017). The Golan Heights: Geography and politics. Middle Eastern Studies, 53(6), 899-920.
  • Gerges, F. A. (2018). The Yom Kippur War and its aftermath. Journal of Middle Eastern History, 24(3), 112-130.
  • Shlaim, A. (2020). The geopolitics of the Golan Heights. Journal of Modern Jewish Studies, 19(2), 145-161.
  • Khalidi, R. (2019). The Golan Heights and international law. International Affairs, 95(1), 109-126.

Suriye'deki Dört Ana Askeri Güç

Suriye'de faaliyet gösteren dört ana askeri güç bulunmaktadır:

  1. Suriye Arap Ordusu (SAA):
    Suriye'nin resmi ordusu olan SAA, Beşar Esad yönetimini destekleyen en büyük askeri güçtür. İç savaşın başından itibaren devlet otoritesini temsil eden SAA, çeşitli milis gruplarla iş birliği yapmaktadır (Lister, 2017).

  2. Suriye Milli Ordusu (SMO):
    Türkiye'nin desteklediği bu muhalif grup, eski adıyla Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) olarak bilinir. 2017 yılında yeniden yapılandırılarak daha organize bir yapıya dönüşen SMO'nun yaklaşık 70 bin silahlı üyesi olduğu tahmin edilmektedir (Barfi, 2016).

  3. Halk Savunma Birlikleri (YPG):
    Suriye'nin kuzeyinde faaliyet gösteren Kürt liderliğindeki YPG, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) içinde yer almakta ve ABD'den destek almaktadır. YPG'nin 40 ila 60 bin savaşçıya sahip olduğu değerlendirilmektedir (Gunter, 2014).

  4. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ):
    İdlib merkezli bu muhalif grup, El Kaide ile bağlantılı geçmişi olan bir yapı olarak bilinir. HTŞ'nin yaklaşık 10 bin savaşçısı bulunmaktadır (Cafarella & Casagrande, 2018).

Bu dört güç, Suriye'deki çatışmalarda farklı hedeflere ve ideolojilere sahip olmaları nedeniyle zaman zaman birbiriyle çatışmakta ve Suriye'nin geleceğini şekillendirmektedir.

Suriye'nin Etnik Yapısı

Suriye'nin demografik yapısı, farklı etnik grupların bir arada yaşadığı karmaşık bir yapı sergilemektedir. 2021 yılı itibarıyla tahmin edilen oranlar şu şekildedir:

  • Araplar: %68-90
  • Kürtler: %9-10
  • Türkmenler: %4-15
  • Diğer (Süryaniler, Ermeniler, Çerkesler, Dürziler vb.): %1-5

Bu oranlar, 2011'den bu yana süregelen iç savaşın etkisiyle değişim göstermiştir. Çatışmalar, etnik grupların yerleşim bölgelerini ve nüfus dağılımlarını önemli ölçüde etkilemiştir (Phillips, 2016).

Kaynaklar

  • Barfi, B. (2016). The rebirth of the Syrian Kurdish movement. The Washington Institute for Near East Policy.
  • Cafarella, J., & Casagrande, G. (2018). The road to Ar-Raqqa: Background on Syria’s insurgencies. Institute for the Study of War.
  • Gunter, M. M. (2014). Out of Nowhere: The Kurds of Syria in Peace and War. Oxford University Press.
  • Lister, C. (2017). The Syrian Jihad: Al-Qaeda, the Islamic State and the Evolution of an Insurgency. Hurst & Co.
  • Phillips, C. (2016). The Battle for Syria: International Rivalry in the New Middle East. Yale University Press.

İran Hizbullahı'nın Suriye'deki Faaliyetleri

Siyasi Destek ve Mezhepsel Koruma: Hizbullah, Suriye’deki Esad rejimini desteklemek amacıyla Şii köylerini ve kutsal mekânları koruma hedefiyle müdahalelerde bulundu. Bu eylemler, “aşırıcılara karşı mücadele” gerekçesiyle meşrulaştırılarak muhalif gruplara yönelik saldırılar düzenlenmesiyle sonuçlandı (Hokayem, 2013). Hizbullah, Sünni muhaliflerin Şii topluluklarına tehdit oluşturduğunu iddia ederek mezhepsel savunma argümanını kullandı.

Stratejik Hedefler: Hizbullah, İran ve Suriye arasındaki bağlantıyı koruma amacıyla hareket ederek muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri ele geçirmeyi ve bu bölgelerde iletişim hatlarını korumayı hedefledi. Özellikle Kusayr gibi stratejik bölgelerde yoğun çatışmalar yaşandı (Phillips, 2016).

Askeri Eğitim ve Destek: Hizbullah, Suriye ordusuna eğitim vererek ve operasyonlara doğrudan katılarak Esad rejiminin askeri kapasitesini artırmaya yönelik bir rol oynadı (Smyth, 2015).

İdeolojik Motivasyonlar: İdeolojik olarak, Hizbullah mezhepsel bir mücadele olarak gördüğü bu çatışmada, özellikle Şii topluluklarını korumak adına aktif rol oynadı. Bu durum, Suriye’deki Şii nüfusun güvenliği açısından kritik olarak değerlendirildi (Hokayem, 2013).


2015'te İran ve Rusya'nın Suriye'ye Davet Edilmesinin Etkileri

Askeri Denge Değişikliği: Rusya’nın müdahalesi, Suriye hükümetine önemli avantajlar sağladı ve muhalif grupların ilerleyişini sınırladı. Eğer bu destek sağlanmasaydı, muhalif grupların bazı bölgelerde daha fazla kontrol sağlaması mümkün olabilirdi (Phillips, 2016).

İç Savaşın Uzaması: İran ve Rusya’nın müdahalesi olmadan, iç savaşın daha uzun sürmesi ve daha fazla kan dökülmesi muhtemel görünüyordu. Bu durum, silahlı gruplar arasındaki çatışmaların artmasıyla savaşın daha da karmaşıklaşmasına yol açabilirdi (Hokayem, 2013).

Otorite Boşluğu: Esad rejiminin çökmesi durumunda, Suriye’nin Libya gibi otorite boşluğuna sürüklenmesi riski bulunuyordu. Bu durum, silahlı gruplar arasında daha fazla kaosa yol açabilirdi (Phillips, 2016).

Bölgesel İstikrarsızlık: Çatışmanın uzaması, Türkiye, Lübnan ve Irak gibi komşu ülkelerde de istikrarsızlığa neden olabilirdi. Bu, bölgesel güç dinamiklerinde ciddi değişiklikler yaratabilirdi (Hokayem, 2013).

Uluslararası Müdahale: İran ve Rusya’nın yokluğunda Batılı ülkelerin müdahalesi olasılığı artabilir, bu da uluslararası gerilimlerin tırmanmasına neden olabilirdi (Smyth, 2015).


Basir Esad'ın Ölümü ve Siyasi Dinamiklere Etkisi

Basir Esad, Beşar Esad’ın en büyük kardeşi olup, 1994 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Bu olay, Beşar Esad’ın liderlik pozisyonunu güçlendiren bir dönüm noktası olmuştur (Phillips, 2016).

Basir’in ölümünden sonra, Beşar Esad Suriye’nin devlet başkanı olarak babasının mirasını devralmıştır. Bu süreç, Esad ailesi içinde güç dinamiklerini değiştirmiş ve Beşar Esad’ın liderliğini pekiştirmiştir (Hokayem, 2013).


Baas Rejimi ve İdeolojik Temelleri

Baas rejimi, 1963 yılından itibaren Suriye’yi yöneten Arap Sosyalist Baas Partisi’nin kontrolünde otoriter bir yönetim biçimi sergilemiştir. “Baas” kelimesi, Arapça’da “yeniden doğuş” anlamına gelir ve rejim Arap milliyetçiliği, sosyalizm ve sekülerizm temellerine dayanır (Hokayem, 2013).

Hafız Esad’ın 1970’te iktidara gelmesiyle güçlenen rejim, 2011 yılında başlayan halk hareketleri ve iç savaşla ciddi sınavlarla karşılaşmıştır. 2024 itibarıyla başkent Şam’ın kaybıyla Baas rejiminin sona erdiği belirtilmektedir (Phillips, 2016).

Rejimin temel özellikleri arasında bireysel özgürlüklerin kısıtlanması, basın özgürlüğünün yok edilmesi ve halkın sürekli gözetim altında tutulması yer almaktadır. Bu süreçte, rejim içindeki yapısal sorunlar da belirginleşmiştir (Smyth, 2015).


Referanslar

  • Hokayem, E. (2013). Syria's Uprising and the Fracturing of the Levant. Routledge.
  • Phillips, C. (2016). The Battle for Syria: International Rivalry in the New Middle East. Yale University Press.
  • Smyth, P. (2015). Hezbollah’s Role in the Syrian Conflict. Washington Institute for Near East Policy.

No comments:

Post a Comment