Sunday, December 22, 2024

İstanbul'un Deprem Riskine Karşı Hazırlığımızı Artırmalıyız!

2024 yılının 21 Aralık günü saat 17:31:28 UTC’de, Batı Türkiye’de, 40.952°N ve 28.741°E koordinatlarında, 14 km derinlikte 2.8 büyüklüğünde küçük bir deprem meydana gelmiştir. Depremin episantırı, yaklaşık 14.8 milyonluk nüfusuyla yoğun bir yerleşim alanı olan İstanbul’un 19 km batı-güneybatısında, Bağcılar ilçesinin ise 14 km güneybatısında yer almaktadır. Bu sarsıntı, bölgedeki süregelen tektonik aktiviteleri bir kez daha gözler önüne sermiş ve Marmara Denizi bölgesinin sismik dinamiklerine dair önemli ipuçları sunmuştur (Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi [EMSC], 2024).

Tektonik Bağlam 

Deprem, Bird (2003) tarafından detaylandırılan Marmara Denizi’nden geçen tektonik fayın en kuzey segmentinde meydana gelmiştir. Yerel jeolojik haritaların analizi, episantırın Marmara Denizi içinde yer alan bir çukur alanın hemen kuzeyinde ve Esenyurt gibi yoğun nüfuslu bir bölgeye yakın olduğunu göstermektedir. Bu episantırın kent merkezlerine yakınlığı, İstanbul için depremler sırasında karşılaşılabilecek ciddi riskleri vurgulamakta ve hazırlık stratejilerinin önemini ortaya koymaktadır.

Tarihsel Sismisite 

2004 ile 2024 yılları arasında meydana gelen depremlerin odak mekanizmalarına dair bir inceleme, bu bölgede iyi tanımlanmış fay mekanizmalarına sahip anlamlı bir sismik veri bulunmadığını göstermektedir. Ancak mevcut literatür, Marmara Denizi’nin kuzeyinde yatay ve düşey gerilmelerin hâkim olduğu trans-tansiyonel bir stres rejimi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu stres rejimi, bölgenin tektonik yapısını anlamak açısından kritik olup, hem doğrultu atımlı hem de normal faylanma olaylarının meydana gelme olasılığına işaret etmektedir (BGS, 2024).

Şiddet Dağılımı ve Gözlemler 

EMSC’nin LastQuake uygulamasından elde edilen, topluluk tarafından bildirilen veriler, depremin hem İstanbul’un Avrupa hem de Asya yakasında hissedildiğini göstermektedir. Özellikle Esenyurt ve çevresinden gelen en yüksek şiddet raporları dikkat çekmektedir. Buna karşın, episantıra daha yakın olan Büyükçekmece, Beylikdüzü ve Silivri gibi sahil ilçelerinden daha az his bildirilmiştir. Bu farklılık, sismik dalgaların yayılımını etkileyen yerel jeolojik koşulların daha fazla incelenmesini gerektirebilir.

Hissedilen Şiddet ve Mesafe 

Şiddet-mesafe dağılımına dair analizler, hissedilir sarsıntıların episantırdan yaklaşık 7 km sonra başladığını ortaya koymaktadır. Şiddet seviyeleri şu şekilde sınıflandırılmıştır:

  • 7-10 km: II-III (zayıf)

  • 10-17 km: II

  • 17-40 km: I-II arasında azalma Bu bulgular, bu büyüklükte bir deprem için beklenen zayıflama kalıplarıyla uyumludur (BGS, 2024).

Büyüklük Ölçeklendirme ve Etkileri 

Depremin büyüklüğü 3.8 olsaydı, yaklaşık 32 kat daha fazla enerji açığa çıkaracak ve şiddet seviyeleri şu şekilde artacaktı:

  • 7-10 km: Şiddet II-III yerine III-IV olabilirdi.

  • 10-17 km: Şiddet III seviyesine yükselebilirdi.

  • 17 km ve ötesi: Hissedilebilirlik daha belirgin hâle gelebilirdi. Bu durum, özellikle aktif faylara yakın kentsel alanlarda risk azaltıcı stratejilerin önemini bir kez daha vurgulamaktadır (SCEC, 2024).

Öneriler

  1. Gelişmiş İzleme: Esenyurt ve çevresindeki ilçelerde ek sismik istasyonlar kurularak, gerçek zamanlı izleme ve veri doğruluğu artırılmalıdır.

  2. Halk Bilinci: Bölge halkını sismik riskler ve hazırlık stratejileri konusunda bilgilendiren eğitim kampanyaları düzenlenmelidir.

  3. Kentsel Planlama: Sismik risk değerlendirmelerini kentsel gelişim planlarına entegre ederek, eski yapıların güçlendirilmesi ve sıkı inşaat yönetmeliklerinin uygulanması sağlanmalıdır.

  4. İşbirlikçi Araştırma: Marmara Denizi bölgesinde trans-tansiyonel rejimin sismisite üzerindeki etkilerine odaklanan disiplinler arası çalışmalar teşvik edilmelidir.

Sonuç 

21 Aralık 2024 tarihinde meydana gelen bu deprem, İstanbul’un sismik tehlikelere karşı kırılganlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Her ne kadar bu olay küçük ölçekli olsa da, sürekli izleme, halkı hazırlık konusunda bilinçlendirme ve kapsamlı araştırmaların önemini hatırlatan bir uyarı niteliğindedir. Bu ihtiyaçların proaktif bir şekilde ele alınması, gelecekteki sismik olaylara karşı dayanıklılığı artıracaktır.

Kaynakça

Strengthening Earthquake 

Preparedness for Istanbul


Introduction

On December 21, 2024, at 17:31:28 UTC, a minor earthquake measuring magnitude 2.8 struck western Turkey, specifically at coordinates 40.952°N and 28.741°E, with a depth of 14 km. The epicenter was approximately 19 km west-southwest of Istanbul, a densely populated metropolitan area housing over 14.8 million residents. Additionally, the epicenter was located 14 km southwest of Bağcılar, a district with a population of approximately 749,000. While this earthquake was minor, its occurrence highlights the importance of understanding seismic activity in this geologically active region. Events like these provide critical insights into the tectonic dynamics of the Marmara Sea area (European-Mediterranean Seismological Centre [EMSC], 2024).


Tectonic Context

This earthquake occurred near the northernmost segment of a tectonic fault traversing the Marmara Sea, as outlined in Bird’s (2003) updated digital model of plate boundaries. A detailed analysis of local geological maps indicates that the epicenter was situated just north of a depression area within the Marmara Sea. Proximity to urban centers such as Esenyurt underscores significant risks posed to Istanbul’s infrastructure during seismic events.

Trans-Tensional Stress Regime: The northern Marmara Sea region is characterized by a trans-tensional stress regime. This phenomenon combines horizontal and vertical stress-induced faulting and is extensively documented in the scientific literature. Such faulting mechanisms suggest the likelihood of both strike-slip and normal faulting events, emphasizing the complexity of tectonic dynamics in the area (British Geological Survey [BGS], 2024).


Historical Seismicity

A review of seismic data from the EMSC database (2004–2024) reveals limited seismic events with well-defined fault mechanisms in the earthquake’s vicinity. However, prior studies indicate frequent seismic activity along the Marmara Sea's northern boundary, primarily driven by tectonic forces within a trans-tensional stress regime.

For instance, the 1999 Izmit earthquake (Mw 7.6) serves as a stark reminder of the catastrophic potential within this region. Although this recent 2.8 magnitude event was significantly smaller, it shares a tectonic context that underscores Istanbul's vulnerability to larger, potentially devastating earthquakes.


Intensity Distribution and Observations

Data derived from the EMSC LastQuake application reveals that the earthquake was felt across Istanbul's European and Asian sides. The majority of reports were concentrated in Esenyurt, with fewer reports from coastal districts such as Büyükçekmece, Beylikdüzü, and Silivri, despite their closer proximity to the epicenter. This observation suggests that local geological conditions may significantly influence the propagation of seismic waves.

Intensity Analysis:

  • Shaking perceptibility began approximately 7 km from the epicenter.
  • Intensity levels were categorized as:
    • II–III (weak) within 7–10 km
    • II at 10–17 km
    • I–II between 17–40 km

Such patterns align with expected attenuation models for an earthquake of this magnitude. Notably, local site conditions, including soil type and urban density, may have contributed to variations in perceived shaking intensity.


Implications of Magnitude Scaling

Hypothetically, if the earthquake’s magnitude had increased to 3.8, representing an approximate 32-fold increase in energy release, the following changes in intensity distribution could be expected:

  • 7–10 km radius: Intensity could rise from II–III to III–IV.
  • 10–17 km radius: Intensity might increase to III.
  • Beyond 17 km: Shaking would become more perceptible over a wider area.

Such scaling demonstrates the critical need for risk reduction measures, particularly in densely populated districts like Esenyurt, Büyükçekmece, and Beylikdüzü. Urban centers situated along active fault zones must prioritize earthquake preparedness and resilience strategies (Statewide California Earthquake Center [SCEC], 2024).


Recommendations

  1. Enhanced Monitoring: Establish additional seismic stations in Esenyurt and neighboring districts to improve real-time earthquake detection and data accuracy.
  2. Public Awareness: Initiate educational campaigns to inform residents about seismic risks and preparedness strategies.
  3. Urban Planning: Incorporate seismic risk assessments into urban development projects, focusing on retrofitting older buildings and enforcing stringent construction standards.
  4. Collaborative Research: Foster interdisciplinary studies to explore the relationship between trans-tensional regimes and seismicity in the Marmara Sea region.

Conclusion

The December 21, 2024, earthquake serves as a reminder of Istanbul’s ongoing vulnerability to seismic hazards. Although minor, this event underscores the importance of continuous monitoring, proactive risk reduction efforts, and community preparedness. Addressing these challenges requires collaboration between scientists, policymakers, and urban planners to build resilience against future seismic events.


References

  • Bird, P. (2003). An updated digital model of plate boundaries. Geochemistry, Geophysics, Geosystems, 4(3). https://doi.org/10.1029/2001GC000252
  • European-Mediterranean Seismological Centre (EMSC). (2024). Earthquake data and intensity distribution. Retrieved from https://www.emsc-csem.org/
  • British Geological Survey (BGS). (2024). Earthquakes and seismology research. Retrieved from https://www.bgs.ac.uk/geology-projects/earthquake-seismology/
  • Statewide California Earthquake Center (SCEC). (2024). Earthquake system science. Retrieved from https://www.scec.org/science/

SeismicPortal - Detail of Event

m.emsc.eu/#earthquake Earthquake maps
EFEHR Risk Maps -
European Seismic Risk Index Viewer





No comments:

Post a Comment