Friday, June 27, 2025

Dijital Direncin Kültürel Engelleri: Alışkanlıklar mı, İlerleme mi


Dijital Direncin Kültürel Engelleri: Alışkanlıklar mı, İlerleme mi

Türkiye gibi afet riski yüksek bir ülkede, dirençli toplum inşa etmek sadece altyapı güçlendirmesiyle değil; bilgiye erişim, işlem süreçlerinin hızı ve kurumsal reflekslerin esnekliği ile mümkündür. Bu nedenle dijitalleşme yalnızca teknolojik bir atılım değil, aynı zamanda afet yönetimi ve kamu verimliliği açısından bir zorunluluktur (Kapucu & Garayev, 2011). Buna karşın bazı kurumsal alışkanlıklar, bu dönüşümün önünde görünmeyen ama etkili bir set oluşturmaktadır.

Kurumsal Direnç: Islak İmzanın Kalıcılığı

Türkiye’de e-Devlet, e-imza ve çevrim içi belge yönetimi gibi altyapılar pandemi sonrasında ciddi bir ivme kazanmıştır. Pek çok üniversite ve kamu kurumu, ıslak imza zorunluluğunu kaldırarak dijital çözümleri günlük işleyişin parçası hâline getirmiştir. Ancak bazı kurumlarda, hâlen dijital platforma yüklenen belgelerin ıslak imzalı kopyalarının da istenmesi gibi uygulamalar devam etmektedir. Bu durum, dijital dönüşüm sürecinin teknik değil zihinsel bir dirençle karşılaştığını göstermektedir (Yıldız, 2020).

Dijitalleşmenin Gecikmesinin Sonuçları

Bu alışkanlıkların sürdürülmesi, sadece işlem sürelerini uzatmakla kalmaz; aynı zamanda ekolojik, ekonomik ve yönetişimsel maliyetler üretir:

  • ⏳ İş gücü ve zaman israfı
  • 📄 Gereksiz kırtasiye ve fiziksel belge kullanımı
  • 🧠 Dijital süreçlere duyulan güvenin zedelenmesi
  • 🌍 Afet anlarında karar alma süreçlerinde esneklik kaybı

Uluslararası örnekler bu farkı daha da görünür kılmaktadır. 1999–2010 yılları arasında görev yaptığım Kanada, Japonya ve Suudi Arabistan’daki kurumlarda, başvuru ve işe alım süreçlerinden kurum içi belge, izin ve iletişim işlemlerine kadar hiçbir aşamada ıslak imza talebiyle karşılaşmadım. Bu ülkelerde dijital süreçler yalnızca bir kolaylık değil, kurumsal kültürün temel bir parçasıydı. Eğer o dönem bu sistemlerde ıslak imza zorunluluğu olsaydı, yurtdışından başvuru yapmak ve bu kurumlarda göreve başlamak, pratikte mümkün olmayabilirdi. Buradaki temel fark yalnızca teknolojik donanım değil; dijital süreçlere duyulan toplumsal ve kurumsal güvendir (Kettunen & Kallio, 2020).

Sonuç: Afetlere Direnç Dijital Kültürle Başlar

E-imzanın olduğu ortamda ıslak imzayı talep etmek artık teknik bir gerekçeye değil, kültürel bir alışkanlığa dayanır. Dirençli toplumun temeli yalnızca bina sağlamlığına değil, bilgi sistemlerinin hızına, kurumların karar alma reflekslerine ve dijital güven ortamına bağlıdır. Kurumsal zihniyet dönüşümü bu anlamda yalnızca verimliliği değil, aynı zamanda afetlere karşı kırılganlığı da doğrudan etkileyen bir faktördür.


Kaynakça

Kapucu, N., & Garayev, V. (2011). Collaborative decision-making in emergency and disaster management. International Journal of Public Administration, 34(6), 366–375. https://doi.org/10.1080/01900692.2011.561477

Kettunen, P., & Kallio, J. (2020). Digital transformation of local public administrations: A systematic literature review. Government Information Quarterly, 37(4), 101485. https://doi.org/10.1016/j.giq.2020.101485

Yıldız, M. (2020). Kamu yönetiminde dijitalleşme: Zorluklar ve fırsatlar. Kamu Politikaları ve Yerel Yönetimler Dergisi, 3(1), 15–26.


2020 Manisa Depremi Uyardı: Senaryo Ne Söylüyor?

 

Depremin Önlenebilir Hasarı: Bilimin Yön Verdiği Dayanıklı Gelecek

Saturday, June 21, 2025

Sismoloji Mühendisliği: Türkiye’de Neden Bağımsız Bir Disiplin Olmalı?

 

Deprem Mühendisliğinde Ölçüm Standartları, Yetkinlik ve Denetim Süreçleri ile Tapu Kayıtlarına Entegrasyonun Önemi

Siyasi Fay Hatları: Jeofizikten Siyasete Disiplinlerarası Bir Yorum Denemesi

Şili'nin Depreme Uyumlu Kentsel Dönüşümü: Bilim Temelli Bir Uygulama Örneği


Şili'nin Depreme Uyumlu Kentsel Dönüşümü: Bilim Temelli Bir Uygulama Örneği

1. Giriş

Depremler, yüksek sismik tehlike bölgelerinde yaşayan toplumlar için sadece doğal afetler değil; aynı zamanda mühendislik, sosyal politika ve ekonomik açıdan ciddi sınavlardır. Şili, Pasifik Ateş Çemberi üzerinde bulunan ve tarih boyunca çok sayıda yıkıcı deprem yaşamış bir ülkedir. Bu deneyimler, Şili’nin deprem risklerini azaltmak, yapısal dayanıklılığı artırmak ve toplumsal direnci geliştirmek amacıyla öncü politikalar ve uygulamalar geliştirmesine olanak sağlamıştır. Bu çalışma, Şili'nin deprem uyumlu dönüşümünde bilimsel prensiplerin ve mühendislik uygulamalarının nasıl entegre edildiğini ele almaktadır.


2. Anahtar Kavramlar ve Teorik Arka Plan

2.1. Zemin Sınıflandırması

Zemin Sınıflandırması, zeminlerin dinamik davranışlarına göre kategorize edilmesi işlemidir. Deprem mühendisliğinde, zemin tipi yapıların maruz kalacağı sismik etkilerin belirlenmesinde kritik bir parametredir. Örneğin, NEHRP standartlarında zeminler Tip A’dan Tip E’ye kadar sınıflandırılır; Tip C orta sert zemin, Tip D yumuşak zemin olarak kabul edilir (NEHRP, 2020). Yumuşak zeminlerde yer hareketleri büyür, dolayısıyla bu bölgelerde yapıların özel tasarım önlemleri gerekir.

2.2. Maksimum Yer İvmesi (PGA - Peak Ground Acceleration)

PGA, bir deprem sırasında yer yüzeyinde ölçülen en yüksek ivmedir. Deprem etkilerinin değerlendirilmesinde ve yapı tasarımında başlangıç parametresi olarak kullanılır. Yüksek PGA değerleri, yapıların hasar görme olasılığını artırır (Bozorgnia & Bertero, 2004).

2.3. Spektral İvme (Sa - Spectral Acceleration)

Spektral İvme, belirli bir titreşim periyotlu yapının deprem sırasında maruz kalabileceği maksimum ivmedir. Tasarımcılar için, farklı yapı periyotlarında (kısa, orta, uzun) yapının dinamik performansını anlamak ve uygun dayanıklılığı sağlamak için önemlidir (Chopra, 2017).


Bilgi Kutucuğu 1: Önemli Uluslararası Deprem Yönetmelikleri

Standart Kapsam Kullanım Alanı
NEHRP (2020) Zemin sınıflandırması, tasarım spektrumları ABD, akademik çalışmalar
Eurocode 8 Avrupa ülkeleri için yapısal tasarım standartları Avrupa
ASCE 7-22 Yapı yük kombinasyonları ve deprem tasarım ilkeleri ABD

Önerilen Şekiller ve Tablolar

  • Şekil 1: Şili’nin Deprem Tehlike Haritası (PGA dağılımı ile birlikte).

  • Şekil 2: Zemin Tiplerine göre spektral ivme karşılaştırmaları.

  • Tablo 1: NEHRP Zemin Tipleri ve mekanik özellikleri.


Soru Kutucuğu – Bölüm 2

  1. Zemin Tipi C ile Tipi D arasındaki temel fark nedir ve bu fark yapı tasarımını nasıl etkiler?

  2. Spektral İvme kavramı, yapıların hangi periyotlarında daha kritik hale gelir?

  3. PGA’nın yüksek olduğu bir bölgede mühendislik tasarımında hangi önlemler alınmalıdır?


3. Uygulamalar: Şili Örneği

3.1. Tarihsel Deprem Vaka İncelemeleri ve Alınan Dersler

1960 Valdivia Depremi (Mw 9.5)
Kaydedilen en büyük deprem olan bu sarsıntı, Şili’nin deprem risk yönetimi yaklaşımında önemli kırılma noktasıdır. Kıyı yerleşimlerinin boşaltılması, afet sonrası yeniden yapılandırmada sağlam zeminlere öncelik verilmesi ve yeni düzenlemeler geliştirilmiştir (Keller & Blodgett, 2012).

2010 Maule Depremi (Mw 8.8)
Bu deprem sonrası, şehirlerin zemin iyileştirme uygulamaları, yapı denetimi ve deprem yönetmeliklerinde önemli güncellemeler yapılmıştır. Özellikle Concepción şehri’nde yapılan zemin iyileştirmeleri, hasar oranını anlamlı şekilde düşürmüştür (Aránguiz et al., 2018).

2014 Iquique Depremi (Mw 8.2)
İquique’de önceden belirlenen tahliye planları başarıyla uygulanmış, can kaybı düşük tutulmuştur. Bu, risk azaltım planlarının etkinliğini göstermektedir (Aránguiz et al., 2018).

3.2. Mühendislik ve Bilimsel Yaklaşımlar

  • Mikrobölgeleme Çalışmaları: Ülke genelinde yapılan ayrıntılı zemin analizleri ile riskli bölgeler net olarak belirlenmiştir. Mikrobölgeleme haritaları, şehir planlamasına doğrudan entegre edilmiştir (Martínez et al., 2017).

  • Tasarım Spektrumlarının Güncellenmesi: Deprem verileri, sahadan toplanan ivme kayıtları kullanılarak tasarım spektrumları kalibre edilmiştir. Bu sayede yapılar, sahadaki gerçek sismik davranışa uygun olarak tasarlanmaktadır.

  • Erken Uyarı Sistemleri ve Teknoloji: Geniş sismometre ağları ve yapay zeka destekli analiz sistemleriyle hızlı ve etkili erken uyarı sağlanmaktadır. Bu teknolojiler, acil durum yönetiminde kritik rol oynamaktadır.

  • Kapsayıcı Afet Politikaları: Teknik önlemlerin yanı sıra toplumun bilinçlendirilmesi, afet eğitimleri ve dayanışma ağları oluşturulmuştur.

3.3. Mühendislik Hesap Örneği: Basit PGA Kullanarak Statik Deprem Yükü Hesabı

Bir yapı için deprem yükü aşağıdaki basit formülle hesaplanabilir:
F=m×PGAF = m \times PGA
Burada,

  • FF = Depremden kaynaklanan yatay kuvvet (kN),

  • mm = Yapının kütlesi (kN.s²/m),

  • PGAPGA = Maksimum yer ivmesi (g cinsinden).

Örnek: 10,000 kN kütlesinde bir yapı, PGA=0.3g olan bir bölgede bulunuyor ise, deprem yükü:
F=10,000×0.3=3,000kNF = 10,000 \times 0.3 = 3,000 \, \text{kN}

Bu basit yaklaşım, daha karmaşık dinamik analizlerin temelidir.


Bilgi Kutucuğu 2: AFAD (Türkiye) ve Şili Deprem Yönetimi Karşılaştırması

Özellik AFAD (Türkiye) Şili Deprem Yönetimi
Mikrobölgeleme Gelişmekte, yaygınlaştırılıyor Ulusal ölçekte tamamlanmış
Yapı Envanteri Kısmi dijitalleşme Tam dijitalleşme
Afet Senaryoları Gelişmekte Güncel, gerçek zamanlı izleme var
Erken Uyarı Sistemleri Gelişiyor İleri teknoloji entegrasyonu

Soru Kutucuğu – Bölüm 3

  1. Mikrobölgeleme çalışmalarının şehir planlamasında kullanım avantajları nelerdir?

  2. Şili’nin tasarım spektrumlarını güncellerken hangi saha verileri kullanılmıştır?

  3. Deprem erken uyarı sistemlerinin mühendislik ve afet yönetimindeki rolü nedir?


4. Özet ve Değerlendirme

Şili, tarih boyunca yaşadığı büyük depremlerden öğrenerek, bilimsel prensiplerle desteklenmiş bütüncül bir deprem uyumlu kentsel dönüşüm gerçekleştirmiştir. Bu dönüşüm; zemin analizleri, yapı tasarım standartları, erken uyarı sistemleri ve toplumun bilinçlendirilmesini kapsayan entegrasyon sayesinde mümkün olmuştur. Şili’nin bu başarısı, benzer sismik risk taşıyan ülkeler için değerli bir model oluşturmaktadır. Ayrıca, deprem mühendisliği çalışmalarında sadece yapısal analizlerin değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve teknolojik faktörlerin birlikte değerlendirilmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.


İnteraktif Öğrenme Önerileri

  • Deprem Tehlike Haritaları üzerinde interaktif inceleme için USGS Earthquake Hazards Program adresi önerilir.

  • Tasarım spektrumlarının dinamik etkilerini simüle eden ücretsiz web tabanlı araçlar ve mobil uygulamalar (örneğin, OpenSees Navigator).

  • Erken uyarı sistemleri ile ilgili eğitim videoları ve saha uygulama örnekleri YouTube’da mevcuttur.


Kaynakça (APA 7 Formatında)

Aránguiz, R., Contreras-Labrador, A., González, M., & Medina, M. (2018). Tsunami evacuation modeling based on the 2010 Chile tsunami. Natural Hazards, 90(3), 1423–1448. https://doi.org/10.1007/s11069-017-3097-9

Bozorgnia, Y., & Bertero, V. V. (2004). Earthquake Engineering: From Engineering Seismology to Performance-Based Engineering. CRC Press.

Chopra, A. K. (2017). Dynamics of Structures: Theory and Applications to Earthquake Engineering (5th ed.). Pearson.

Keller, E. A., & Blodgett, R. H. (2012). Natural Hazards: Earth’s Processes as Hazards, Disasters, and Catastrophes (3rd ed.). Prentice Hall.

Martínez, F., Moreno, M., & Prieto, J. (2017). Seismic microzonation of Chilean cities: methods and results. Soil Dynamics and Earthquake Engineering, 98, 198–210. https://doi.org/10.1016/j.soildyn.2017.04.014

NEHRP. (2020). NEHRP Recommended Seismic Provisions for New Buildings and Other Structures (FEMA P-2082). National Institute of Building Sciences. https://www.nibs.org/page/nehrp









Monday, June 16, 2025

Doğa ve Deprem Bilimi 101 Seminerleri: Bilimin Işığında Depreme Hazırlık

 


🌍 Doğa ve Deprem Bilimi 101 Seminerleri: Bilimsel Temeller, Uzman Görüşleri ve Tartışma Soruları

Depremler, sadece yer kabuğunu değil, kentleri, ekonomileri ve toplumları da derinden etkiler. Bilimsel bilgiye dayalı bilinç oluşturmak amacıyla düzenlenen “Doğa ve Deprem Bilimi 101 Seminerleri”, afet riskini azaltmaya yönelik farklı disiplinlerden akademisyen ve uzmanları bir araya getiriyor.

Bu seminer dizisi, yalnızca bilgilendirmeyi değil, aynı zamanda sorgulamayı, çözüm üretmeyi ve toplumsal dayanıklılığı artırmayı hedefliyor.


🌍 1. Depremlerin Oluşumu ve Jeofizik Temeller

Depremler, levha tektoniği, fay hatları ve sismik dalgalar gibi jeofiziksel süreçlerin sonucudur. Temel bilgiler olmadan riskleri anlamak ve yönetmek mümkün değildir.

Potansiyel Konuşmacılar:

  • Prof. Dr. Masumi Yamada – Kyoto Üniversitesi, Japonya

  • Prof. Dr. Richard M. Allen – UC Berkeley, ABD

  • Prof. Dr. Oğuz Gündoğdu – İstanbul Üniversitesi

  • Prof. Dr. Ziyadin Çakır – İstanbul Teknik Üniversitesi

Tartışma Soruları:

  1. Levha tektoniği teorisiyle günümüz depremleri arasındaki ilişki nasıl açıklanabilir?

  2. Türkiye’deki aktif fay sistemleri hangi riskleri barındırıyor?

  3. Deprem odağı ve büyüklüğü arasındaki farkı nasıl anlamalıyız?

  4. Yüzey kırığı yaratan depremler neden daha yıkıcı olur?


🏗️ 2. Depreme Dayanıklı Yapılar ve Kentsel Dönüşüm Politikaları

Deprem güvenli yapılar, sağlam mühendislik kadar etkin denetim ve doğru planlamayla mümkün olur. Kentsel dönüşüm süreçlerinde bu bilgilerin uygulanması hayati önem taşır.

Potansiyel Konuşmacılar:

  • Prof. Dr. Bahar Bıyıklar – İstanbul Teknik Üniversitesi

  • Dr. Alper Cumhur – Boğaziçi Üniversitesi

  • Prof. Dr. Michael Bruneau – SUNY Buffalo, ABD

  • Prof. Dr. Helen Crowley – GEM Foundation, İsviçre

Tartışma Soruları:

  1. Türkiye’de yürütülen kentsel dönüşüm projeleri yeterince deprem odaklı mı?

  2. Yapı denetimi süreçleri neden hâlâ aksak işliyor?

  3. Betonarme yapılarda hangi tasarım unsurları hayati önem taşır?

  4. Deprem mühendisliği ile şehir planlaması ne kadar entegre çalışıyor?


📡 3. Deprem Erken Uyarı Sistemleri ve Teknolojik Uygulamalar

Birkaç saniyelik erken uyarı bile hayat kurtarabilir. Bu sistemler sismik ağlar, yapay zekâ ve IoT teknolojileri ile geliştirilmektedir.

Potansiyel Konuşmacılar:

  • Prof. Dr. Richard M. Allen – UC Berkeley, ABD

  • Prof. Dr. Masumi Yamada – Kyoto Üniversitesi, Japonya

  • Dr. Haluk Özener – Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi

  • Prof. Dr. Melda Kınay – ODTÜ Jeodezi Mühendisliği

Tartışma Soruları:

  1. Türkiye'de erken uyarı sistemlerinin kapsamı nedir, kimler yararlanabiliyor?

  2. Birkaç saniyelik uyarı hayat kurtarabilir mi, nasıl?

  3. Yapay zekâ deprem tahmininde ne ölçüde umut vadediyor?

  4. Bu sistemler yerel yönetimlere ve bireylere nasıl entegre edilmeli?


🧭 4. Jeofizik Yöntemler ve Saha Çalışmaları

Yeraltının yapısını anlamadan güvenli yapılaşma mümkün değildir. Gravite, manyetik ve elektriksel yöntemler jeofizik mühendisliğinin temel araçlarıdır.

Potansiyel Konuşmacılar:

  • Prof. Dr. Adil Özdemir – İstanbul Teknik Üniversitesi

  • Dr. Yıldıray Palabıyık – İstanbul Üniversitesi

  • Prof. Dr. Ian Main – University of Edinburgh, UK

  • Prof. Dr. Mark Zoback – Stanford Üniversitesi, ABD

Tartışma Soruları:

  1. Jeofizik yöntemlerle yer altı yapılarını nasıl "görselleştiriyoruz"?

  2. Saha verilerinin doğruluğu hangi faktörlere bağlı?

  3. Şehirlerde mikro-bölgeleme çalışmaları neden bu kadar önemli?

  4. Jeofizik veriler, yapı mühendisliğine nasıl rehberlik eder?


📊 5. Deprem Risk Haritaları ve Tehlike Analizi

Tehlike analizleri, zemin özellikleri, fay özellikleri ve tekrarlanma olasılıklarına göre yapılır. Şehir planlamaları bu analizlere göre şekillendirilmelidir.

Potansiyel Konuşmacılar:

  • Mustafa Genç – ODTÜ Jeoloji Mühendisliği

  • Doç. Dr. Bülent Özmen – Gazi Üniversitesi

  • Prof. Dr. Stefano Parolai – GFZ Potsdam, Almanya

  • Prof. Dr. David Wald – USGS, ABD

Tartışma Soruları:

  1. Türkiye'nin deprem tehlike haritaları ne sıklıkla güncellenmeli?

  2. Yerel zemin koşulları neden risk analizinde öne çıkar?

  3. Deterministik ve olasılıksal tehlike analizleri arasındaki fark nedir?

  4. Tehlike haritaları belediye planlamalarında ne derece etkili?


🧠 6. Afet Psikolojisi ve Toplumsal Hazırlık

Deprem yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir afettir. Toplumların ruhsal dayanıklılığı, afet sonrası toparlanmayı doğrudan etkiler.

Potansiyel Konuşmacılar:

  • Prof. Dr. A. Nuray Karancı – Orta Doğu Teknik Üniversitesi

  • Ezgi Atalay – İstanbul Üniversitesi

  • Prof. Dr. Erica Frydenberg – Melbourne Üniversitesi

  • Prof. Dr. Nancy R. Gee – Virginia Commonwealth University, ABD

Tartışma Soruları:

  1. Deprem sonrası travmanın en yaygın belirtileri nelerdir?

  2. Afet öncesi psikolojik hazırlık mümkün mü?

  3. Toplumsal dayanıklılığı artırmak için neler yapılmalı?

  4. Psikolojik ilk yardım eğitimleri neden yaygınlaştırılmalı?

Dijital Direncin Kültürel Engelleri: Alışkanlıklar mı, İlerleme mi

Dijital Direncin Kültürel Engelleri: Alışkanlıklar mı, İlerleme mi Türkiye gibi afet riski yüksek bir ülkede, dirençli toplum inşa etmek ...