Saturday, September 2, 2023

Deprem öldürmez, yer öldürür!

Depremler, doğanın öngörülemez güçlerinden biri olarak bilinse de aslında onların bize ne zaman ve ne şekilde zarar vereceğini tahmin edebiliriz. Peki, gerçekten depremler mi ölüm getiriyor? Yoksa sorumluluk biz insanların mı? "Deprem öldürmez, yer öldürür!" başlığıyla ele aldığımız bu yazıda, gerçek tehlikenin yer hareketlerinden değil, insanların bu hareketlere karşı hazırlıksızlığından kaynaklandığını gösteriyoruz.


"Deprem değil, binalar öldürür" söylemi, bilimsel bir gerçeği vurgular. Ancak bu sadece yanlış inşaat teknikleri nedeniyle değil, aynı zamanda yer seçimi, yer mühendisliği, modern jeofizik yöntemlerin uygulanmaması gibi birçok nedenden dolayıdır. Bu yazımızda, binaların neden ölümcül olduğunu detaylı olarak ele alıyoruz: Fay üzerine yapıdan, gevşek zemin üzerine dikmeye, bataklıkta yükseltmeden, deprem tehlike haritalarını güncellememeye kadar birçok başlıkta...

Her başlık, bir yanılgının ya da ihmalkarlığın acı bir sonucu. Ve ne yazık ki, bu sonuçlar, hayatımızın masal olmaktan çıkıp, kabus olmasına neden oluyor.

Biz, toplum olarak, depremlerin bize zarar vermesini engelleyemeyiz. Ancak binaların bu zararı artırmasına ya da azaltmasına karar verebiliriz. "Deprem öldürmez, yer öldürür!" başlıklı yazımızda, bu kararın nasıl verilmesi gerektiğini ele alıyoruz. Umarız, bu yazıyla birlikte birçok insanın gözü açılır ve masaldan uyanır.

Keywords: Deprem, İnşaat Teknikleri, Jeofizik Araştırmalar.

Dünya sallandığında, bu genellikle yıkım izleri bırakan korkunç bir doğa gücüdür. Bununla birlikte, yaygın olarak kabul edilen bir yanlış kanı vardır: en fazla zarara neden olan depremin kendisi değil, yapılarımızdaki ve zeminlerimizdeki dayanıklılık eksikliğidir. Aşağıdaki görüşler bu olguya ilişkin anlayışımızı derinleştirmeyi ve daha iyi bir hazırlık için ilham vermeyi amaçlamaktadır.

  1. Depremleri Anlamak:
    • Depremin Tanımı: Basitçe ifade etmek gerekirse deprem, Dünya'nın litosferinden enerji salınımının neden olduğu, Dünya yüzeyinin tektonik gerilme enerjisiyle ani sarsılması veya yayılan deprem dalgalarıyla birlikte yerin direnç farklılığına bağlı olarak farklı şiddetlere karşılık gelen büyüklüklerde titremesidir.
    • Deprem Türleri: Tektonik, volkanik ve çökme olmak üzere başlıca üç türü vardır. Tektonik depremler en yaygın olanıdır ve Dünya'nın plakalarının birbirine karşı hareket etmesinden kaynaklanır. Türkiye'de Afrika ve Arabistan levhalarının sürekli yaklaşık olarak kuzey yönlü hareketi buna örnek olarak gösterilecek en belirgin örnektir.
    • Depremlerin Nedenleri: Temel olarak, tektonik plakaların hareketi nedeniyle biriken strestir. Bu stres aniden serbest kaldığında, yerin sallanmasına neden olur. Biriken stress tamamı açığa çıktığında beklenen en büyük depreme, bir kısmı açığa çıktığında ise büyük depremlere neden olur.  Tamamının açığa çıkmasına örnek olarak, 6 Şubat 2023 Kahraman Maraş depremleri örnek verilebilir, çünkü öncesinde bu büyüklükte depremler meydana gelmemişti.
  2. Deprem Sarsıntılarının Sonuçları:
    • Yer Sarsıntısı: Bu, depremlerin birincil etkisidir. Sarsıntının şiddeti "veya farklı bir ifadeyle yerin maksimum ivme değeri zemin direncine bağlı olarak değişebilir" ve yapıların çökmesinden sorumludur.
    • Heyelanlar: Tepelik veya dağlık bölgelerde depremler büyük toprak kaymalarını tetikleyebilir ve genellikle tüm toplulukları gömebilir. 6 Şubat 2023 depremleriyle tetiklenen heyelan noktaları, depremin şiddetini heyelan nitelikli yapılaşmaya uygun olmayan zeminler olduğu gözlenmiştir.
    • Tsunamiler: Denizaltı depremleri tsunami olarak bilinen dev dalgalara yol açabilir ve bu dalgalar kıyı bölgelerini harap edebilir. 30 Ekim 2023 Sisam M7.0 depremleriyle ilk defa Türkiye'de heyelan gözlendi ve buna bağlı bir kişide öldü.
    • Yangınlar: Gaz hatları kopabilir ve elektrik hatları kısa devre yaparak deprem sonrasında yangınlara yol açabilir. Kıyamet-Sugra olarak bilinen 10 Eylül 1509 depreminde yapılar depreme karşı esnek olan ahşap yapılardan oluşuyordu, fakat yangınlardan ölen çok olmuştu.  Benzer durum, Kobe depreminde de gözlendi.  Özellikle, 26 Aralık 1939 Erzincan depreminde de yangına bağlı ölümler rapor edilmiştir.
  3. Dayanıklılık Oluşturma:
    • Bina Yönetmelikleri: Sismik aktiviteyi hesaba katan sıkı bina yönetmeliklerine bağlı kalınarak yapılar depreme karşı daha dayanıklı hale getirilebilir. TDBY-2018 olarak güncellenen yönetmelik en güncel yönetmeliklerden birisidir, fakat 2018 öncesi yönetmeliklere göre yapılan binalarda güçlendirme yeni bina yönetmeliğine göre yapılmadığı için 2018 öncesi binalarda risk yüksektir.
    • Sismik Güçlendirme: Modern kurallara göre inşa edilmemiş eski binalar depreme dayanacak şekilde güçlendirilebilir. Depremlerin ekonomik zararı özellikle, 6 Şubat 2023 depremleri için yaklaşık 100 milyar dolar olarak açıklanmıştır, tamamını yıkıp yeniden yapmak hem ekonomik maliyet hem de süre açısından zaman alacağı bilim insanları tarafından tartışılmaktadır.  Hızlı ve yaygın güçlendirme önerisi tartışılan bir konu olarak Türkiye'de gündem de olan bir konudur.
    • Acil Durum Hazırlığı: Bir plana sahip olmak, su, yiyecek ve temel malzemeleri depolamak, deprem sonrası yaşam ve ölüm arasındaki fark anlamına gelebilir.
  4. Proaktif Önlemler:
    • Erken Uyarı Sistemleri: Bu sistemler depremleri, insanlara güvenlik arayışına girmeleri için zaman kazandıracak kadar erken tespit edebilir.
    • Risk Azaltma Stratejileri: İmar yasaları yüksek riskli alanlarda inşaat yapılmasını önleyebilir.
    • Halk Eğitimi: Halkın riskler ve güvenlik önlemleri hakkında bilgilendirilmesi sayısız hayat kurtarabilir.
  5. Deprem Sonrası Önlemler:
    • Arama ve Kurtarma: Deprem sonrası derhal harekete geçilmesi mahsur kalan mağdurları kurtarabilir.
    • Hasar Tespiti: Yıkımın boyutunu değerlendirmek, kurtarma çabalarına öncelik verilmesine yardımcı olur.
    • Toplulukların Yeniden İnşası: Dayanıklılık göz önünde bulundurularak yeniden yapılanma, gelecekteki can kayıplarını önler.
Özetle, depremler gerçekten de güçlü doğa olayları olsa da, çoğu zaman büyük yıkımlara yol açan şey hazırlık ve dayanıklılık eksikliğidir. Depremlerin doğasını anlayıp saygı duyarak ve aktif bir şekilde dayanıklılığı teşvik ederek, yol açtıkları tahribatı önemli ölçüde azaltabiliriz. Unutmayın, mesele sadece depreme dayanmak değil, aynı zamanda daha güçlü bir şekilde geri dönmektir!

No comments:

Post a Comment

Deprem Tehlikesine Karşı Dikkat: Dünyamız Neden Hareket Ediyor?

Dünya’nın Sürekli Hareket Eden Yapbozu Dünyamız, dev bir yapboz gibi birbirine geçmiş plakalardan oluşan bir dış katmana sahip. Bu plakalar,...