Sunday, July 28, 2024

Marmara Depremleri

Beklenen İstanbul depremi olmamakla birlikte, Marmara Denizi'nde meydana gelmiş her bir deprem tekrar yaşandığında, bu İstanbul Depremi olarak kayda geçecektir, çünkü İstanbul'daki risk büyük ölçüde artmıştır. Nüfusun yükselmesi ve yapılaşmanın artmasıyla birlikte depreme karşı risk, Avrupa'daki diğer şehirlerden daha yüksektir. Depremin kaynağı olarak Marmara Denizi işaret edilebilir, ancak deprem riskinin kaynağı olarak İstanbul şehri üzerinde herhangi bir tartışma bulunmamaktadır. Depremin ne zaman meydana geleceği önceden bilinmez, bu nedenle öncesinde depremin olacağı tarihi tahmin etmek mümkün değildir. Bu durumda, daha rasyonel bir yaklaşım, depremin olacağı yıla odaklanmak yerine, depremin neden olacağı yıkıma ve risklere hazırlıklı olmaktır. 


 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Türkiye’de Önemli Depremler ve Bazı Deprem Hikayeleri

Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular

  • Kuzey Marmara Depremi
  • Adapazarı-Mudurnu suyu  Depremi
  • Doğu Marmara Depremi
  • Yenice-Gönen Depremi
  • Gelibolu-Saroz Depremi
  • Biga Depremi
  • Marmara Adaları Depremi
  • Manyas Depremi
  • Mürefte-Şarköy Depremi
  • Gediz Depremi  

Anahtar Kavramlar: Deprem Hikayeleri, Depremin Etkileri, Meydana Gelen Büyük Depremler, İstanbul’u Etkileyen Depremler

Türkiye'de Deprem Riskini Azaltma Stratejileri

Giriş

Türkiye deprem kuşağında yer almakta ve depremle yaşamamız gerektiği yıllardır vurgulanmaktadır. "Deprem öldürmez, binalar öldürür" ifadesi, yapı kaynaklı ihmallerin önemli depremlerde büyük hasar ve kayıplara neden olduğunu belirtir. Ülkemizin olası bir depremden en az hasarla çıkması için alınması gereken en etkili önlemler üzerinde yıllardır çalışılmaktadır. Amacımız, acı deprem hikayelerinin tekrar yaşanmaması ve ülkemizin depremlere karşı daha hazırlıklı olmasıdır. Bu nedenle alınması gereken önlemleri tartışmak oldukça önemlidir.

Marmara Bölgesi ve Deprem Riski

Marmara Denizi, dünyanın en fazla çalışılan bölgelerindendir. Tarihsel olarak Marmara ve çevresi, köklü medeniyetlerin merkezi olmuştur ve çok eskiye dayanan bir tarihi geçmişi vardır. Bu bölgede sık sık depremler meydana gelmektedir ve bu depremler zaman içinde Marmara çevresindeki tarihi eserlerde hasara ve insanlar üzerinde ölümlere neden olmuştur. Ancak tarihsel dönemde meydana gelen depremler hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Bu depremlerin yerleri ve büyüklükleriyle ilgili veriler eksik veya sınırlıdır. Bu nedenle, tarihi dönemdeki depremler hakkında tam bir bilgi sahibi olmak zordur (Drab et al., 2015).

Deprem Riskinin Azaltılması

Deprem hasarını azaltmak için birden fazla yöntem ve önlem bulunmaktadır. Aşağıda, deprem riskine karşı daha hazırlıklı olmamıza ve depremde meydana gelebilecek hasarı azaltmamıza yardımcı olacak önlemler sırasıyla açıklanacaktır:

Yer İnceleme ve Proje Standardizasyonu:
  • Yerbilimi Mühendisliği (Jeofizik Görüntüleme) Yöntemleri: Yer inceleme çalışmalarında, ASTM (Dünya Yer İnceleme) veya EUROCODE (Avrupa Yer İnceleme Standartları) kullanılabilir. 1 Ocak 2019'dan sonra, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Vs30 Sismolojisi temelli zemin sınıflandırmasına geçmiştir. Geriye dönük olarak inşa edilmiş binaların oturduğu zeminler için de Vs30 Sismolojisi temelli zemin durumu belirlenmelidir.
  • Zayıf ve Fay Sistemlerinin Belirlenmesi: Dere yatakları gibi zayıf ve fay sistemlerinin geçtiği kırıklı alanların hızla belirlenerek yapılaşma alanları olmaktan çıkarılması gerekmektedir. 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra meydana gelen pek çok bağımsız depremin kırıklarla ilişkili olmaması, diri kırık verilerinin eksik olduğunu göstermektedir. Uydu jeolojisi, jeofizik yansıma sismolojisi ve kuyu içi sismoloji istasyonlarının yaygınlaştırılması gereklidir.

Deprem Tehlike Haritalarının Güncellenmesi:

  • Ülkemizdeki deprem tehlike haritasının eski, eksik ve hatalı olduğu belirtilmektedir. Deprem risk parametrelerinin doğru belirlenmesi için ulusal ve yerel tehlike haritalarının düzenli aralıklarla güncellenmesi önemlidir. 1 Ocak 2019'da Ulusal Deprem Tehlike Haritaları güncellenmiştir. Ancak, 2019 öncesi deprem haritalarına dayalı olarak yapılmış binaların güncel deprem tehlike haritasına göre tehlike durumunda güncellenmesi ve iyileştirilmesi gereklidir. 2019 deprem tehlike haritasının ivedi bir şekilde güncellenmesi gereklidir.
Yapılaşma Yönetmeliklerinin Düzenlenmesi:
  • Yüksek yapılaşma yönetmeliği kontrolsüz şekilde artan yüksek yapıların büyük riskler doğurabileceğini gösterir. Mevcut yapıların güvenliğini değerlendirmek ve uygun düzenlemeleri yapmak için çalışmalar yapılmalıdır.

Kentsel Dönüşüm Süreci

Şekil. 1894 depreminin İstanbul'da
etkileri ve yıkımlar.
Kentsel dönüşüm, depremlerin etkisini azaltma çabalarında önemli bir yer tutar. Türkiye'de kentsel dönüşüm, yasal dayanağı olan ve pilot çalışmalarla devam eden bir sosyal güvenlik projesidir. Amacı, insan hayatını kurtarmak ve yapı güvenliği açısından yaşanan eşitsizliği ortadan kaldırmaktır.

Kentsel dönüşüm projelerinde Yerbilimi Mühendislerinin daha fazla istihdam edilmesi gereklidir. Kentsel Dönüşüm Projelerini kontrol edecek en az bir Jeofizik Mühendisi olması şartı getirilmelidir.

Marmara'yı Etkileyen Depremler

Marmara bölgesindeki depremlerle ilgili bilgiler, İstanbul'un önemli bir deprem riski altında olduğunu göstermektedir. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 1912-1999 yılları arasında enerjisi boşalmış olan yaklaşık 1200 km uzunluğundaki sistem içerisinde sismik boşluklar oluşmuştur. Bu alanlardan en önemlisi, İstanbul'da adaların önünden başlayarak Tekirdağ'a kadar uzanan bölgedir. İstanbul'un en riskli bölgesi, Kuzey Anadolu Fayının Marmara Denizi içerisinden geçen kuzey koludur.

Tablo 1. 1912-2011 tarihleri arasında Türkiye'de meydana gelen depremler.

Gün

Ay

Yıl

YER

BÜYÜKLÜK

9

Ağustos

1912

Tekirdağ, Mürefte

7.3

7

Mayıs

1930

Türk-İran sınırı

7.2

27

Aralık

1939

Erzincan

7.9

20

Aralık

1942

Tokat , Erbaa

7.0

27

Kasım

1943

Samsun, Ladik

7.2

1

Şubat

1944

Bolu, Gerede-Çerkeş

7.2

18

Mart

1953

Çanakkale, Yenice

7.0

25

Nisan

1957

Muğla, Fethiye-Rodos

7.1

26

Mayıs

1957

Bolu, Abant

7.1

6

Ekim

1964

Balıkesir, Manyas

7.0

19

Ağustos

1966

Muş, Varto

6.9

22

Temmuz

1967

Adapazarı, Mudurnu

7.3

28

Mart

1970

Kütahya, Gediz

7.2

6

Eylül

1975

Diyarbakır, Lice

6.6

24

Kasım

1976

Van, Muradiye

7.5

17

Ağustos

1999

Kocaeli, Gölcük

7.8

12

Kasım

1999

Düzce

7.5

3

Şubat

2002

Afyon, Sultandağı

6.4

1

Mayıs

2003

Bingöl

6.4

23

Ekim

2011

Van

7.2

 

24 Nisan 1988 Kuzey Marmara Depremi

24 Nisan 1988'de Kuzey Marmara Depremi meydana geldi. ISC deprem kataloğuna göre, depremin derinliği 11 km olarak belirlendi. Depremin merkez noktası koordinatları 40.8920 enlem ve 28.3240 boylam olarak kaydedildi. Deprem, saat 20:49'da gerçekleşti ve büyüklüğü MS=5.1 olarak tespit edildi.

İstanbul'a yakın meydana gelen depremler özellikle İstanbul üzerinde etkili olmuştur (Şekil 1). Genellikle, İstanbul'u etkileyecek depremler Marmara Denizi içerisinde beklenir. 1988 depremi ise İstanbul içerisinde meydana gelmesi nedeniyle uyarıcı bir anlam taşır

. Depremle ilgili olarak oluşturulan şiddet verisi (Şekil 1), 5-7 şiddetinde hasar gözlendiğini açıklıyor.

Yapılaşma ve Kırık Sistemleri

Deprem odaklı yapılaşma açısından, İstanbul ve çevresindeki kırık sistemlerinin deprem üretme potansiyellerinin incelenmesi önemlidir. Bu tür analizler, yapılaşma süreçlerinde daha dikkatli adımlar atılmasına ve depremlere karşı daha hazırlıklı olunmasına yardımcı olabilir.

Hasar durumuna bakıldığında, İstanbul'un batı yakasında hasar olduğu, ancak Asya yakasında hasar olmadığı görülmektedir.

Özellikle, Karadeniz'e sınır olan bir alanda gözlenen deprem şiddetinin Marmara Denizi kıyısında gözlenen deprem şiddet büyüklükleri ile aynı olduğu (VII) raporlanmıştır. Bu durum, denize yakın jeofizik direnci düşük zeminlerde depremin kuvvetini artırdığını açıklamaktadır.

Şekil 1. 24 Nisan 1988
Kuzey Marmara Depremi.

1967 Mw=7.3 Adapazarı Depremi


Şekil 2A. 1967 M6.8 Adapazarı depremi.




Adapazarı depremi, Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde 22 Temmuz 1967 yılında meydana gelmiş, USGS verilerine göre büyüklüğü Mw=7.3 olarak verilen bir depremdir. Bu deprem, 1999 yılında yaşanan İzmit depremiyle ilişkili olarak Kuzey Anadolu Fayı üzerinde gerçekleşmiştir. Depremde 173 kişi hayatını kaybetmiş, 183 kişi yaralanmış ve 3,701 ev yıkılmış ya da yaşanmaz hale gelmiştir. En çok etkilenen iller Sakarya, Hendek ve Akyazı olmuştur.

Deprem, Mudurnu Vadisi'nde bulunan Bolu-Abant fayının uzantısında meydana gelmiştir. 30 Temmuz'da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki bir artçı sarsıntı ise 40 kişiyi yaralamış ve iki kişinin daha hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Ek olarak, ekstra hasarlar da meydana gelmiştir (Kaynak: USGS).

Ana şok sonrası artçı sarsıntılar, ana şok episantrının batısında kalmıştır. Bu artçı sarsıntılar geniş bir alana yayılmıştır, bu alanlar arasında doğuda Dokurcan, batıda İzmit, kuzeyde Kandıra ve güneyde Bilecik yer almaktadır.

Depremin eş şiddet verisi, grid formatında USGS tarafından herkese açık ortamda sağlanmıştır. Bu veri kullanılarak, kriging enterpolasyon tekniği ile birlikte profesyonel yazılım kullanılarak şiddet dağılımı haritası hazırlanmıştır. 2012 yılında güncellenen MTA diri fay haritasıyla birleştirildiğinde, deprem şiddetinin yükseldiği alanların deprem kırıklarının üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Adapazarı şehri, depremin meydana geldiği diri kırık üzerine kurulduğu için, depremin yıkım gücünün gözlenen şiddet verileri kırıklar üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Yapısal Hasar ve Yapı Türleri

Depremde meydana gelen yapısal hasarlar incelenmiştir ve yapıların depreme dayanıklılığına göre beş gruba ayrılmıştır (Güçlü, 1969):

  1. Ahşap Yapılar: Orman içi veya kenarındaki köylerde bulunan, kaba işlenmemiş keresteden yapılmış iki ya da üç katlı yapılar ciddi hasar görmüş ve birinci katları tamamen yıkılmıştır.

  2. Ahşap Karkas veya Tuğla Dolgu ile Yapılmış Evler: İlçe ve bucak merkezlerinde yaygın olan bu yapılar, ahşap dikmelerin eğilmesi ve tuğla dolguların çerçevelerinden dışarı fırlaması gibi hasarlara maruz kalmıştır.

  3. Bağdadi Yapılar: Bu yapılar, köşe dikmeleri arasında kısa mesafelerle çok sayıda dikme kullanılarak yapılır ve toprak veya horasan harcı ile sıvanır. Depremde eğilmiş, bacakları yıkılmış ve bazıları temel üzerinde yatay hareketle burkulmuştur.

  4. Tuğla Yığma Yapılar: Bu tür yapılar yaygın değildir ancak hatıllar kopmuş ve duvarlar yıkılmıştır.

  5. Betonarme Karkas Yapılar: Sakarya il merkezi ile Sapanca ve Akyazı ilçe merkezlerinde bu tür yapılar bulunmaktadır. Fay izi üzerine rastlayan bazı betonarme yapılar yıkılmamıştır.

Yapısal Dayanıklılık ve Jeofizik Direnç

Şehirleşmede diri kırıklara olan mesafe, depremin şiddetini azaltan bir faktördür, ancak bu tek başına depremin hasar boyutunu açıklamada yeterli değildir. Depremin yıkım gücünü artıran diğer bir faktör, yerin fiziki direnci yani "jeofizik direnç" durumundaki değişimdir.

Ayrıca, yapıların depreme karşı dirençlilik tasarımı da çok önemli bir faktördür ve deprem etkisini önemli ölçüde etkileyebilir.

Şekil 2B. 1967 M6.8 USGS Şiddet verisi kullanılarak,bu çalışma
kapsamında 
hazırlanmış yeni şiddet haritası.

 

18 Eylül 1963 Doğu Marmara Depremi

18 Eylül 1963'te, Marmara Denizi içerisinde Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun güney kolunda meydana gelen Doğu Marmara Depremi, özellikle İstanbul'da büyük bir korku yaratmıştır. Bu depremle ilgili olarak basında yer alan haberlere göre, ana şok sonrası artçı sarsıntılar ilk gün 150 sayısına ulaşmıştır.

Şekil 3. 18 Eylül 1963 Doğu
Marmara Depremi

Depremin şiddet dağılımı şu şekildedir:

  • Kıyı şeridinde Yalova'dan Armutlu kaplıcasına kadar uzanan bölgelerde: Şiddet I=VIII
  • Karamürsel, Kılıç, Gemlik, Armutlu ve Mudanya: Şiddet VII

Bölgedeki yapı tipleri ağırlıklı olarak taş ve ahşap yapıdadır. Deprem sırasında hasar, özellikle yontulmamış taşlardan yapılmış ve kevgir yapılarda yoğunlaşmıştır. Ahşap evlerin dolgu bölümleri yıkılmış, kevgir yapılarda ise duvar çatlamaları ve yamulmaları gözlenmiştir.

Yapısal Hasarlar ve Deprem Dayanıklılığı

Yapısal hasarlar incelendiğinde, fazla hasarın yontulmamış taşlardan yapılmış yapılar arasında görüldüğü ve ahşap evlerin dolgu bölümlerinin yıkıldığı tespit edilmiştir. Kevgir yapılarda ise duvar çatlamaları ve yamulmaları gözlenmiştir.

Depremin etkisini ve yapısal hasarları daha iyi anlamak için yapıların türlerine göre değerlendirilmesi önemlidir. Taş yapılar, özellikle yontulmamış taşlardan yapılanlar, depremde ciddi hasar almıştır. Ahşap yapıların ise dolgu bölümleri yıkılmıştır.

1953 Yenice-Gönen Depremi

1953 yılında, Yenice-Gönen fay zonunda meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, sağ yönlü doğrultu atımlı bir fay üzerinde gerçekleşmiştir. Bu özelliğiyle Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun en güney kolunda yer alır.

Şekil 4. 1953 Yenice-Gönen depremi.

Deprem sonrası yapılan araştırmalara göre tahribat oldukça yüksek olmuş ve artçı sarsıntılar aralıklarla devam etmiştir. 30,000 km²'lik bir alanda hasar meydana gelmiş, 8,000'den fazla yapı yıkılmış ve birçok yapı ağır hasar görmüştür. Yıkılan binalar arasında 211 okul, 176 resmi bina ve 27 cami bulunmaktadır. Toplamda 250 kişi yaşamını yitirmiştir.

Depremin etkileri şu şekilde özetlenebilir:

  • Yenice: Fay zonuna yakın ve bir çakıl konisi üzerinde kurulu olduğu için hasar çok şiddetli olmuştur. 450 evden 420'si ağır hasar görmüş ve 1700 kişi yaşamını yitirmiştir.
  • Gönen: 16 kişi ölmüş, 2,449 yapıdan 738'i ağır hasara uğramış veya önemli hasar almış ve 570 evde az hasar gözlenmiştir.

Şekil 5A. 1953 Yenice-Gönen
depremiyle
 ilgili gözlenen saha verileri.

USGS sayfasında yer alan bilgilere göre, bu deprem Yenice'de 998, Gönen'de 50, Çan'da 20 ve Manyas'ta 3 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Toplamda 1070 kişi ölmüştür. Tahmini maddi hasar ise 3,570,000 dolar olarak belirlenmiştir. Sakarya (Adapazarı), Bursa, Edirne, İstanbul ve İzmir'de deprem şiddeti VI (altı) olarak hissedilmiştir. Yunanistan anakarası ile Ege Adaları ve Bulgaristan'da da hissedilen depremde, Yenice'nin doğusunda 50 km (30 mil) yüzeyde faylanma gözlenmiş ve 4.3 m (14 fit) yatay kayma tespit edilmiştir.

Depremin etkileri büyük boyutlarda olmuş ve birçok yerleşim birimi ciddi şekilde zarar görmüştür.

Yapısal Hasarlar ve Deprem Dayanıklılığı

Depremin etkisiyle, özellikle yontulmamış taşlardan yapılmış yapılar ve ahşap evlerde ciddi hasarlar meydana gelmiştir. Yenice'de 450 evden 420'si ağır hasar görmüş ve 1700 kişi yaşamını yitirmiştir. Gönen'de ise 16 kişi ölmüş ve birçok yapı ağır hasar görmüştür.


Şekil 5A. 1953 Yenice-Gönen
depremi şiddet haritası



Şekil 6. 27 Mart 1975 M6.5
Gelibolu-Saroz Depremi.

27 Mart 1975 Gelibolu-Saroz Depremi

1975 yılında Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun batısında meydana gelen Gelibolu-Saroz depremi, orta şiddetli bir deprem olarak değerlendirilmiştir (Şekil 6). Deprem sonrası yapılan incelemelerde sahada tansiyon çatlağı, fay ve heyelan gibi olgular gözlenmemiştir (Güçlü ve diğerleri, 1986). Depreme ait eş şiddet haritası Şekil 6'da verilmiştir.

Depremin etkileri ve hasarlar aşağıda özetlenmiştir:

  • Tekirdağ'a bağlı Şarköy, Hoşköy, Sofuköy, Şenköy ve Terziköy köylerinde yapılar ağır hasar görmüştür. Bu köylerdeki okul, cami ve evlerde hasarlar meydana gelmiştir.
  • Karlıköy'de sağlık ocağında duvarlar çatlamış ve Kocatepe (Yeşilköy) köyünde 18 ev ve cami hasar görmüştür. Bacaların yıkıldığı ve kiremitlerin düştüğü belirtilmiştir.
  • Tekirdağ il merkezine bağlı Büyükdoğanca, Dişbudak, Çeltikköy, Mecidiyeköy, Beyköy, Erikli ve Karaincirli (Enez) köylerinde duvar çatlamaları ve hafif hasarlar oluşmuştur. Ayrıca Çavuşköy okulu ve Işıklı köyünde de hasarlar tespit edilmiştir.
  • Enez'in Vakıf köyünde eski bir cami yıkılmış ve Kadıköy (Evrese) bucağının Kocaçesme köyünde minarenin iç kısmında hafif çatlama ve bazı bacaların devrilmesi olmuştur.
  • Ortaköy'de, askeri alay yapılarında dolgu ile betonarme karkas yapılar arasında çatlaklar meydana gelmiştir. Ayakta duran yapılar yere düşmüş, pavyonlarda fanuslar düşmüş ve pencere camları kırılmıştır.
  • Bolyır, Yeniköy ve Ocaklı köylerinde hasar yokken, Güneyli köyünde cami ve 75 ev, Ilgar Dere köyünde 17 yapı, Pazarlı'da 30 ev yıkılmıştır.

Yapıların çoğu taş ve tuğladan yığma olarak yapılmıştır ve deprem bu bölgelerde ciddi hasarlara neden olmuştur.

1983 Biga Depremi

1983 yılında Biga'da meydana gelen deprem, bölgedeki çeşitli yerleşim birimlerini farklı şiddetlerde etkilemiştir. Depremin şiddet haritasına göre:

  • Biga'da I=V-VI
  • Egridere'de I=VI-VII
  • Gümüşçay'da VI-VII
    Şekil 7. 5 Temmuz 1983
    M6.1 Biga depremi.
  • Çınarköprü'de I=VI-VII
  • Kaldırımbaşı, İskender, Gemicikiri, Sarısavat ve Akyaprak köylerinde ise I=V şiddetinde sarsıntılar yaşanmıştır (Şekil 7).

Deprem sonrası yapılar üzerindeki etkiler, Bayülke ve diğerleri (1983) tarafından incelenmiştir. Rapora göre, depremin etkilediği alan genellikle Neojen dönemine ait formasyonlarla kaplıdır. Biga ile Gönen arasında, konglomera, kumtaşı ve killerden oluşan kalın bir seri uzanmakta olup bu tabakanın altında andezit bulunmaktadır. Depremden etkilenen yerleşim birimleri arasında Biga ilçesi başta olmak üzere Egridere, Gümüşçay, Çınarköprü, Kaldırımbaşı, İskender, Gemicikiri, Sarısavat, Akyaprak köyleri ve Kocaçay köprüsü bulunmaktadır.

Hasar ve Yapısal Etkiler

Biga'da meydana gelen hasarlar genellikle:

  • Baca kapaklarının düşmesi
  • Betonarme duvarlarda dolgu ile çerçeve arasında hafif çatlaklar şeklindedir.
  • Halk Bankası binasında özellikle zemin katta ciddi hasarlar meydana gelmiştir.

Köylerdeki hasarlar ise genellikle farklı malzemelerle yapılmış evlerde (örneğin kerpiç ve tuğla gibi) duvar köşelerinde ayrılmalar, minarelerde eğilmeler ve duvarlarda çapraz çatlaklar şeklinde olmuştur. Kocaçay köprüsünün tabliyesi dolguya çarparak hasar görmüş ve bir miktar malzeme dereye çökmüştür. Köprünün batı ucunda ise az eğimli bir kıvrımla, ırmak kenarına paralel uzanan kırıklar oluşmuştur. Bu depremde 5 kişi hayatını kaybetmiş ve 25 kişi yaralanmıştır.

1935 Manyas Depremi

1935 Manyas Depremi, Pınar ve Lahn (1952) tarafından rapor edilen bilgilere göre, Marmara Adaları ve Erdek'te meydana gelen yıkıcı nitelikte bir depremdir. Depremle birlikte üç şiddetli artçı sarsıntı olmuştur. Deprem, İstanbul, Edirne ve İzmir'de kuvvetlice hissedilmiştir.

Marmara Adası'nda:

  • Şekil 8. 1935 M7.4
    Manyas depremi.
    Gündoğdu, Çınarlı ve Asmalı köyleri tamamen, Marmara bucak merkezi ise yer yer yıkılmıştır.
  • Avşa Adası'nda Türkeli köyünde 128 ev ile Yiğitler köyünde tüm evler yıkılmıştır.
  • Paşalimanı Adası'ndaki Poyraz ve Harmanlı köyleri tamamen, Paşalimanı ile Balıklı köyünün bir bölümü ise ağır hasara uğramıştır.

Marmara Adası'ndaki Çınarlı köyünün karşısındaki Hayırsız Adası'nın ortasından yarıldığı şeklinde söylentiler dolaşmaktadır, bu da depremin büyüklüğünü göstermesi bakımından ilginçtir. Hayırsız Adası'ndaki fener yıkılmıştır, ancak Marmara Denizi'ni geçen telefon kablosu zarar görmemiştir. Kapıdağ Yarımadası'nda Narlı, Ocaklar ve Avşa dolaylarında çeşmeler kurumuş ve gürültüler duyulmuştur. Deprem gündüz olduğundan can kaybı az olmuştur; toplamda 5 kişi hayatını kaybetmiş ve 30 kişi yaralanmıştır. Artçı sarsıntılar 7 Mart 1935'e kadar devam etmiştir.

Depremin Eş Şiddet Haritası

Depremin eş şiddet haritası Şekil 8'de verilmektedir. Bu depremde Manyas ve köylerinde 23 kişi hayatını kaybetmiş, birçok kişi yaralanmıştır. Toplamda 10.048 yapı hasar görmüş, bunlardan 5.523'ü ağır hasarlıdır. Deprem özellikle Marmara Denizi'nin güney kıyıları yakınındaki yerleşim bölgelerini etkilemiş, bazı yerlerde toprakta yarıklar açılmış ve yer altı suları fışkırmıştır. Deprem, Yunanistan ve Bulgaristan'da da hissedilmiştir. Deprem esnasında, alüvyon zeminde bir sıra açık çatlaklar meydana gelmiştir. Özellikle Manyas Gölü güneyindeki geniş düzlükler üzerinde ve depremin episantral sahasında bulunan Salur, Bölceağaç-Kızılca çevresinde bu yarık ve çatlaklar çok sayıda gözlenmiştir (KETİN, MTA 2012).



Şekil 9A. 1964 M6.9 Manyas Depremi.

1912 Mürefte Depremi

1912 yılında Marmara Denizi'nin en batısında meydana gelen büyük Mürefte Depremi, etkileri açısından çok yıkıcı olmuştur. Depremin üzerinden neredeyse 100 yıl geçmiş olmasına rağmen, bölge hala gerilmeli bir kırık zonu olarak deprem üretme potansiyeline sahiptir.

Tarihi Perspektif: Mihailoviç (1927, 1933) tarafından yapılan detaylı çalışmalara göre, bölgede M.Ö. 279 ile M.S. 1912 yılına kadar geçen 2190 yıl boyunca 94 tane yıkıcı deprem yaşanmıştır.

Hasar ve Etkiler: 1912 depreminde:

  • Trakya kesiminde binaların %73.6'sı, Anadolu kesiminde ise %42.7'si yıkılmıştır.
  • Trakya'da nüfusun %42.1'i, Anadolu'da ise %12.8'i evsiz kalmıştır. Bu yüksek oranların sebeplerinden biri de depremden sonra çıkan yangınlar olmuştur.
  • Bursa ve Çanakkale de hasar gören yerler arasındadır.
  • Mürefte ve Şarköy'de binaların %80'inin yıkıldığı, %20'sinin ise oturulamayacak duruma geldiği belirtilmiştir (Pınar ve Lahn, 1952).

Ölümler ve Yaralanmalar: Ambraseys ve Finkel (1987 a, b)'e göre:

  • Trakya'da toplam olarak 2,836 kişi ölmüş, 7,353 kişi yaralanmış, 24,980 yapı yıkılmış ve ağır hasara uğramış, 15,000'den fazla yapı da hasar görmüştür.

Öztin (1987)'nin Doktor Yüzbaşı Sadi'nin anılarına dayanarak verdiği bilgilere göre:

  • 1,115 kişi yaşamını yitirmiştir.
  • Tekirdağ'da Gümrük Camii'si tümüyle çökmüştür.
  • Gelibolu'da hükümet konağı, saat kuleleri ve birçok ev tümüyle yıkılmıştır.

USGS Bilgileri:

  • 25,000 ev yıkıldı ve 15,000 ev de zarar gördü.
  • 580'den fazla kasaba ve köyü etkiledi ve 2,800 kişi hayatını kaybetti.
  • 80,000'den fazla insan evsiz kaldı.
  • Gelibolu Yarımadası'nın kuzey ucunda, Saros Körfezi'nden Marmara Denizi'ne kadar olan yaklaşık 50 km'lik bir alan boyunca, 3 m'ye (9 ft) kadar olan fay hatları oluştu.
  • Depremin merkez üssünden 200 km (125 mil) uzaklığa kadar olan bölgelerde bile yer sarsıntısı gözlemlendi.
    Şekil 9B. USGS şiddet dağılımı.


28 Mart 1970 Gediz Depremi

Batı Anadolu'da meydana gelen en büyük depremlerden biri olan 1970 Gediz Depremi, jeoloji ve tektonik açıdan kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Abdüsselamoğlu (1977) ve Ambraseys ve Tchalenko (1972) tarafından yapılan çalışmalar, Gediz ve çevresinin jeolojik yapısını detaylı olarak ele almıştır. Deprem sonrasında toplam 40 km uzunluğunda bir fay oluşmuş ve bu fay üzerinde ölçülen maksimum yer değiştirme 225 cm olarak tespit edilmiştir.

Tektonik Bilgiler

Şekil 10. 28 Mart 1970
M7.2 Gediz Depremi
Erinç ve diğerleri (1970), bölgenin tektoniği hakkında şu bilgileri vermiştir:

  • Bölgenin batı kesiminde Simav depresyonu, kademeli faylarla çökmüştür.
  • Depresyonun kuzey kesiminde, Hamzabey Boğazı yörelerinde KKD-GGB doğrultusunda faylar bulunmaktadır.

Hasar ve Etkiler

USGS verilerine göre:

  • Deprem, 12,000'den fazla evin yıkılmasına veya ciddi şekilde zarar görmesine neden oldu.
  • Bu bölgede bulunan 53 köyün yarısından fazlasındaki binalar hasar gördü.
  • Depremin neden olduğu toprak kaymaları ve yangınlar büyük ölçüde zarara yol açtı.
  • Deprem, Ankara, İstanbul, İzmir ve hatta Erzincan'a kadar hissedildi.
  • Ayrıca, Yunanistan'ın Chios (Khios) ve Lesvos adalarında da hissedildi.
  • Şiddetli artçı sarsıntılar önemli ek zararlara yol açtı.
    Şekil 10 B. Gediz depremi USGS
    verilerinden şiddet haritası.

Fay ve Yüzey Değişimleri

Gediz bölgesinde, toplamda 61 km (38 mil) boyunca çoğunlukla normal (dikey, gerilmeli veya "yandan açılan") faylar görüldü ve Ayıkayası Fayı'nda maksimum 275 cm (9 fit) ötelenme oldu. Fayın büyük bir kısmının depremden sonra zamanla yavaşça kayması, depremden dolayı oluşan ötelenmelerin ana nedeni olabilir. Depremin merkez üssü olan bölgede birçok toprak kayması ve termal kaynaklarda değişimler meydana geldi.


Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti

Türkiye'de 1912-2011 arasında meydana gelen depremler listesi verilmiş ve bu listeden İstanbul'u etkileyen depremler seçilerek deprem sonrasında yaşanan kayıplar ve acılar açıklanmıştır. Deprem hikayeleri için görsel bilgiler gazete arşivlerinden toplanmış ve şiddet haritalarıyla birleştirilerek bütünleşik deprem etkileri açıklanmıştır. Ayrıca, deprem şiddet haritası görsel olarak sunulmuş ve kayıplarla ilişkili açıklamalarla desteklenmiştir.



































Bölüm Soruları

1. Tsunami

a. Marmara Adaları

b. Binaların kayması

c. Doğu Marmara

d. Depremde Su Basması

2. 1953

a. Gediz

b. Ganos Fayı

c. Yenice Gönen

d. Biga

3. Sıvılaşma

a. Adapazarı

b. Gaziköy Segmenti

c. Binaların kayması

d. Binaların devrilmesi

4. 1912

a. Mürefte-Şarköy Depremi

b. Marmara Adaları

c. Çekiçleme etkisi

d. Gaziköy Segmenti

5. Yapışık yapılaşma

a. Gelibolu-Saroz

b. Gaziköy Segmenti

c. Çekiçleme etkisi

d. Yenice Gönen

6. 1975

a. Gediz

b. Gelibolu-Saroz

c. Adapazarı

d. Ganos Fayı

7. 1912

a. Adapazarı

b. Ganos Fayı

c. Manyas

d. Gediz

8. 1963

a. Adapazarı

b. Doğu Marmara

c. Manyas

d. Kuzey Marmara

9. Düşey gerilmeli

a. Depremde Su Basması

b. Binaların kayması

c. Manyas depremi mekanizması

d. Marmara Adaları

10. 1970

a. Biga

b. Gediz

c. Adapazarı

d. Manyas

Cevaplar

1)    d, 2) c  3) d, 4) a, 5) c, 6) b, 7) b, 8) b, 9) c, 10 b

No comments:

Post a Comment

Yaşam Bilimi ve İlimlerin Önemi: Geçmişten Günümüze

ARZIN YARATILIŞ SÜRESİ