Başlangıç Noktası: 28 Şubat 2024
Soğuk bir kış günüydü. Buz gibi bir hava, içime işleyen soğuğu ile her adımımda yüzüme çarpıyordu. Ama içimdeki ateş, bu soğuğa meydan okuyordu. Uzun ve zorlu bir hukuki mücadeleden sonra, haksızlık ve hukuksuzlukla uzaklaştırıldığım Aldebaran Üniversitesi’ne geri dönmüştüm. Geri dönüşüm, adaletin küçük bir zaferi gibiydi. Yeniden başlamak için hazırım, ama karşılaşacağım zorluklardan habersizdim.
Yeni Başlangıç
Bana verilen ofis, başka bir profesörle ortaklaşa kullanacağımız bir odaydı. Kendime ait 2012 model bilgisayarımı çıkardım ve masama yerleştirdim. Ofiste internet bağlantısı yoktu, bu yüzden kendi ödediğim internetimi kullanmak zorunda kaldım. Dilekçeler yazıp, bağlantı sorunlarıyla uğraşırken, yaklaşık bir ay sonra ofis internetine bağlanmayı başardım. Ancak, ofis bilgisayarı talebim fakülte dekanlığı tarafından reddedilmişti.
Bilgisayarın Macerası
Bilgisayar ihtiyacım için Teknolojik Destek Birimi’ne başvurdum. Uzun süre cevap alamadım. Görev ihmali nedeniyle Rektörlüğe dilekçe yazmayı düşündüm. Tam bu sırada, bölüm sekreterliğinden mesaj geldi: Bilgisayar teslim edilmişti. Ancak, teslim alınacak bilgisayar yeni değildi, kullanılmıştı.
2012 model bilgisayarımın bile bellek ve hard diskini yenilemiştim. Bu yüzden teslim edilen bilgisayarın da iyileştirilmiş olabileceğini düşündüm. Teknolojik Destek Birimi’ni arayıp, bilgisayarı test edip etmediklerini sordum. Hayır cevabını aldım. Bilgisayarı alıp ofisime götürdüm.
Bilgisayarın Gerçek Yüzü
Bilgisayar eski, çok kullanılmış bir durumdaydı. Test etmeden iade etmenin doğru olmayacağını düşündüm. Bağlantıları yaptım, ancak ekranın arka kısmındaki dişli yerleştirilemiyordu. Yan ofisteki mesai arkadaşımı çağırdım, o da dişliyi yerleştiremedi. "Sana ezik bilgisayar vermişler" dedi. Bilgisayarı çalıştıramadım.
Eski Bir Dostla Karşılaşma
O sırada karşıdan birisi geliyordu. Yürüyüşü tanıdıktı. Gerçekten de 8 yıldır görmediğim bir arkadaşımdı. Selamlaştık, “Hafif bir zarar gördün, sonunda döndün” dedi. “Hafif denemeyecek kadar ağırdı, aldığım nefese şükürler olsun,” dedim. Daha sonra, bilgisayar almaya geldiğimi fakat bilgisayarın eski olduğundan bahsettim. Kendisi, bölümlerine de bilgisayar verilmediğini, ancak birkaç yıl önce ilk 18,000 arasında öğrenci alan bölüm oldukları için öğrenci laboratuvarındaki bilgisayarların yenilendiğinden bahsetti.
Kendisine, bilişim sektöründe çok büyük firmalar olduğunu ve sponsor olarak rahatlıkla bu bilgisayarların temin edilebileceğinden bahsettim. Bölümlerin markalaşmasında, tanıtımın önemli olduğunu, tanınmış bölümlerin iş dünyası ile bağlantı kurmasının kolay olduğunu belirttim. İlave olarak, hala bölüm başkanı olup olmadığını sordum. “Evet,” dedi, “hala bölüm başkanıyım.”
Kendisine, “8 sene önce de bölüm başkanıydın, hala bölüm başkanısın, garip değil mi? İnsanın enerjisi, motivasyonu bittiyse, bulunduğu makam ve mevki iş yapma motivasyonundaki düşüş nedeniyle kamu zararına neden oluyorsa, bırakması gerekmez mi? Bulunduğum bölümde de, ayrılırken bölüm başkanı olan kişi, döndüğümde gene başkanı, garip değil mi? Bölüm yönetiminde rotasyon gerekmez mi?” diye sordum.
“Bölüm başkanlığı hamallık, kimse almak istemiyor,” dedi. “O zaman sen neden alasın?” diye sordum. “Bırakın bu hamallığı herkes paylaşsın. Siz istemezseniz, kimse size hamallığı yükleyebilir mi ki?” dedim. Üniversite yönetimi, uyumlu çalışacak kişiler istiyor,” dedi. “Sorun uyumlu çalışacak kişiler değil, sorun bulunduğu bölümü büyütecek enerjisi olan insanlara yerlerin bırakılması,” dedim. “Değişmesi gereken çok şey var,” dedi. “Kim değiştirecek? Gökten birilerinin inmesini mi bekliyoruz? Değişimi talep edecek ve getirecek bizleriz,” dedim. Bu arada telefonu çaldı ve ayrılmak zorunda kaldı.
Sonuçsuz Çabalar
Teknolojik Destek Merkezi’nde herkese ulaşmaya çalıştım, aradıklarım başka numaralara yönlendirdi. En sonunda bir teknik elemana ulaştım. Ofisimin Quendil’de olduğunu düşündüğü için gelemeyeceğini söyledi. Kendisine ofisime ulaşabilecek birini yönlendirmesini rica ettim.
Sonuç
Durumu dilekçe ile Teknolojik Destek Birimi’ne yazdım. 28 Şubat 2024 tarihinde göreve başlamış, 14 yıllık profesör deneyimli bir akademisyenin, 18 Temmuz 2024 tarihinde yaşadığı bu macera, bana tekrar ne kadar güçlü ve sabırlı olmam gerektiğini hatırlattı. Aldebaran Üniversitesi’ne geri dönmenin sevinci, zorluklarla harmanlanmıştı. Ancak, bu zorluklar beni daha da güçlendirdi.
No comments:
Post a Comment