Sunday, July 16, 2023

Deprem Öncesi ve Sonrası Planlama

Bilim insanları olarak, konferanslara katılmak ve bilgimizi paylaşmak bizim için önemlidir. Ancak, eğer bu konferans konuşmaları kayıt altına alınmazsa, geriye dönük bir veri oluşmaz ve paylaşılan bilgiler sadece o anlık kalır. Son katıldığım konferansta katılım gerçekten etkileyiciydi. Ancak, konuşmamın kaydedilmeyeceğini öğrendiğimde endişelendim. Çünkü kaydedilmediği takdirde, konuşmamın YouTube üzerinden paylaşılmasına olanak olmayacaktı.

Konferansı düzenleyen yetkililere durumu açıkladım ve konuşmamın, YouTube kanalıma yükleyebilmem için telefonumdan kaydedilmesini talep ettim. Görevlendirilen genç bir öğrenci yardımıyla, konuşmam Instagram üzerinden canlı yayın olarak kaydedildi. Daha sonra bu kaydı YouTube kanalıma yükledim.
Bugün, YouTube üzerinden konuşmamın kaydını inceledim, otomatik alt yazıyı düzenledim ve konuşmamın başına 200 kelimelik bir özet ekledim. Ayrıca konuşmanın sonuna da sonuç ve öneriler bölümünü ekledim.
Sonuç olarak, kaydedilmeyen konferans konuşmalarınız yalnızca hoş bir anı bırakır. Ancak, eğer kaydedilirse, bu konuşmalar geleceğe miras olarak kalabilir ve sürekli olarak erişilebilir olur. Bu nedenle, konuşmalarınızın kaydedilmesini ve paylaşılmasını sağlamak önemlidir.


Deprem ve Afet Tıbbı sempozyumunu düzenleyen öğrenci arkadaşlarımızın takım çalışması, iletişim kalitesi ve ortaya koydukları muhteşem sempozyumdan oldukça etkilendim. Bugün toplantı resimlerini elime ulaştıktan sonra bir kez daha paylaşım tekrarının ne kadar gerekli olduğunu düşündüm.

2019-2023 yılları arasında Tıp Fakültesi ve Sağlık Fakültesi öğrencilerine "Hastanelerin Deprem Riskinin Azaltılması" dersini verdim ve bu nedenle birçok TIP ve SAĞLIK eğitimi alan öğrencim oldu. Ancak ilk defa "Deprem ve Afet Tıbbı Sempozyumu" kapsamında konuşma yapma fırsatı buldum.

Deprem ve Afet Tıbbı lisansüstü programları nerede açılırsa, Tıp Fakültesi öğrencilerine yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Sempozyum oldukça başarılıydı, ancak sunumların kaydedilmediği için güzel bir anı olarak kaldı. Bu nedenle, kaydedilen sempozyumlarla öğrenci arkadaşlarımızın emeklerini daha da ileriye taşıyacaklarına inanıyorum.

Ayrıca, sempozyuma 5 farklı ülkeden konuşmacı katıldığında "Uluslararası Sempozyum" özelliği kazanacak, bu yüzden katılımcıların ülke çeşitliliğini en azından 5 ülkeye çıkarmalarını öneririm. Bütçe kapsamında dışarıdan davet etmek zor olabilir, ancak uzaktan eğitim teknolojisi kullanılarak dışarıdan "Keynote Speaker" davetleri gerçekleştirilebilir. Özellikle Erasmus öğrencileriyle birlikte çok uluslu uluslararası öğrenci kongreleri düzenlemek konusunda öncü olabilirler. Başarılar dilerim.

ÖZET

Bu konuşmada, depremler ve bununla başa çıkma yolları üzerinde durulmaktadır. Türkiye'nin coğrafyası nedeniyle deprem tehlikesinin yüksek olduğu ve bu durumun değiştirilemez bir gerçek olduğu belirtilmiştir. Ancak bu durum karşısında alınabilecek önlemler olduğu ve özellikle binaların güçlendirilmesi ve insanların deprem öncesi ve sonrası için eğitilmesinin önemi vurgulanmıştır. Depremden sonra yapılması gerekenler, deprem çantasının nasıl hazırlanacağı ve deprem sonrası hayatı kolaylaştıracak bir plan yapılmasının gerekliliği konusunda bilgiler verilmiştir. Zeminin deprem hasarlarında önemli bir faktör olduğu ve bu nedenle de zemin sağlığına dikkat etmenin gerekliliği üzerinde durulmuştur. Ayrıca, afet sonrası müdahale ve kurtarma konusunda Türkiye'nin dünyada önde olduğu, ancak asıl önemli olanın, afet öncesi alınacak önlemlerle hayat kayıplarını en aza indirmek olduğu belirtilmiştir. Bunun için de risk azaltma yol haritası oluşturulması gerektiği ifade edilmiştir.

KONFERANS VİDEO KAYDI

10 HAZİRAN 2023


KONFERANS METNİ

Profesör Doktor Ali Osman, aynı yıl içerisinde yüksek lisans eğitimine başladı. Doktora çalışmasının bir kısmını yurt dışında misafir araştırmacı olarak tamamladı. Kendisi, uluslararası aramalarda çok sayıda ödüle layık görülmüştür ve birçok derneğin aktif üyesi olarak Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nde çalışmaktadır. Deprem nedir ve deprem öncesi hazırlıklar nelerdir konulu bir konuşma yapmak üzere sahneye davet edilmiştir.




Değerli hocalar ve arkadaşlar, hepinize hoş geldiniz diyor ve gerçekten önemli bir toplantıyı organize eden genç arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Gerçekten önemli bir deprem yaşadık, bu deprem milenyumun depremiydi. Bu deprem sonrasında eksikliklerimizi gördük ve bununla ilgili olarak yapılması gereken çalışmaları hep birlikte televizyon kanallarında ve düzenlenen kongrelerde konuşuyor ve tartışıyoruz.

Deprem nedir ve deprem öncesi alınması gereken önlemler konusunda eğitimler verilmekte ve bu eğitimler, bu sene özellikle Türkiye'de yaygınlaştırılmıştır. Ancak öncelikle, "Deprem nedir?" sorusuna bir bakış atalım.

Deprem sonrası gerekli olabilecek para, belge ve iyileştirme ile ilgili yapılması gerekenleri güvence altına almak için bir plan yapmamız gerekiyor. Deprem oldu ve çok zamanımız yok. Bir anda dışarı çıkmamız gerekiyor ve hazır bir deprem planımızın olması gerekiyor.

Deprem sonrası insanlar bir bardak suya muhtaç olabiliyorlar, kredi kartları geçmiyor ve bu nedenle nakit paranın önemi artıyor. Deprem sonrası bizi en az 72 saat hayatta tutacak yiyecek ve su gibi masraflarımızı karşılamamız gerekiyor.

Deprem bitti ve taşınma olabilir. Bu durumla ilgili olarak ne yapmamız gerektiği genel olarak 7 adımda özetlenmiştir.

Deprem nedir sorusunun cevabını bulmamız gerekiyor. Bir tehlike var ve bu tehlikeyi değiştiremiyoruz. Türkiye, özellikle bulunduğu coğrafya ve Avrupa coğrafyası içerisinde deprem tehlikesi oldukça yüksek bir ülkedir.

Avrupa içerisinde deprem tehlikesi en yüksek ülke Türkiye'dir. Bu tehlikeye karşı yapacağımız tek şey, savunma gücümüzü arttırmak, hastaneleri depreme karşı güçlendirmek ve savunma gücünü arttırmaktır.

Sonuç olarak, deprem sonrası yıkılan binaların yerine yeni binalar yapıyoruz. Eğer depremden önce yıkılacak binaları yıksak, buna hazırlık deriz. Bu hazırlık, insanların yaşamlarını korumamızı ve 100 milyar dolarlık bir kentsel dönüşümü gerçekleştirmemizi sağlar.

Afet sonrası müdahale ve kurtarma önemli ve Türkiye bu konuda dünyada bir numara. Ancak önemli olan insanların hayatta kalmasını sağlamaktır. Bu nedenle, risk azaltma yol haritası oluşturmamız gerekiyor.

Bilim insanları, deprem olmadan önce sonuçlarını tahmin edebiliyoruz. Tehlike sadece depremden ibaret değil, zemin değişimine de bakıyoruz. Biz jeoloji mühendisleri olarak zeminin sağlık ve sağlamlık durumuna bakarız ve evimizin oturmuş olduğu zeminin sağlık ve sağlamlık durumunu bize belirtebiliriz. Ancak zeminlerin sağlıklılığı ve sağlamlığı da değişkenlik gösterir ve zamanla değişebilir.

Depremde hissedilen sarsıntıyı 13 milyon kişi etkilendi ancak bu kişilerin hepsi hayatını kaybetmedi. Bu sayı, potansiyel etkilenme sayısıdır. Son depremde 300 bina yıkıldı, bu da potansiyel hasar görebilecek bina sayısıdır.

Deprem riski haritası oluşturmak için çeşitli parametreler kullanılıyoruz. Bu harita, deprem olduğunda kaç kişinin öleceğini, nerede ölümlerin en çok olacağını gösterir. Deprem mühendisliği açısından, bu tür verilere dayanarak, deprem olmadan önce yapılması gereken önlemleri planlıyoruz.

Son depremin şiddet dağılımı, tahmin edilen dağılımla aynı çıktı, çünkü bu beklenen bir durumdur. Türkiye'deki fay hatları en az bir kez deprem yaşamıştır. Bu faylar üzerinde yapılan tahminler, gerçekte oluşan hasar ile benzerlik göstermektedir.

Deprem sonrası yapılacak müdahaleler, afet sonrası normale dönüş sürecini hızlandırabilir. Ancak önemli olan, deprem öncesi yapılacak çalışmalarla deprem sonrası kayıplardan korunmaktır. Türkiye'nin deprem gerçeği, coğrafi konumundan kaynaklanıyor. Türkiye, deprem kuşakları arasında sıkışmış durumda ve Arabistan ve Afrika levhalarının baskısı altında. Bu baskı sonucunda Anadolu coğrafyası kırılıyor ve bu kırılmalar, Kuzey ve Doğu Anadolu fay hattı üzerinden kaydediliyor ve deprem olarak yaşanıyor.

Depremler sadece ana şokla bitmiyor, artçı şokları 3-5 yıl sürebiliyor. Bu nedenle depremin en fazla hasar vereceği yerlerden korunmaya başlamak en mantıklı yol olacaktır. Türkiye'nin 81 ilinde depreme karşı yapılaşma gerçekleştirmek mümkün, ancak eğer kaynaklar yetersizse, en çok yıkılma potansiyeli olan yerlerden başlamak en rasyonel çözüm olacaktır.

Deprem ve heyelan riskli alanlarda yapılaşmanın felaketlere yol açtığını biliyoruz. İkinci bir felaket riskini önlemek için, heyelan veya toprak kaymasına meyilli alanların belirlenmesi önemli. Artık bu tür krizleri uzaydan gözlemleyebiliyoruz. Yıkılan her şeyi uydu görüntülerinden tespit edebiliyoruz. Depremlerin yanı sıra, ikincil etkilerin de yıkımlara yol açtığını görebiliyoruz.

Depremlerde yıkılan binaların sebeplerini anlamak için, deprem sonrası ortaya çıkan hasarların zemine bağlı olduğunu biliyoruz. Zeminin farklı olduğu her yerde, binanın yüklediği deprem kuvveti de farklı olacaktır. Zemin her yerde değişken olduğu için, aynı yerdeki binaların yıkılma durumları da birbirinden farklı olabilir.

Depremlerden sonra yapılan incelemelerde, zayıf zeminler üzerindeki binaların daha çok hasar gördüğünü görüyoruz. Bu durum, yamaçlara yapılan binalarda daha az hasar oluştuğunu gösteriyor. Depremlerin tehlikesi ve kayıplarının büyüklüğü, depremin büyüklüğü, zemin türü ve zemin direncine bağlı olarak değişiyor.






Anadolu Fay Hattı ve Kaliforniya Fay Hattı benzer özelliklere sahip olduğu için, Amerikalılar Türkiye'den, bizler de Amerika'dan öğrenmeye çalışıyoruz. Deprem sonrası yıkılan binaların ve yıkımların altında yatan sebepleri araştırıyoruz. Yerel sağlığı ölçmek ve yerin sağlık ve sağlamlık haritasını çıkarmak, depremlere daha eksiksiz ve tam olarak yanıt vermemizi sağlar.

Bir depremden sonra yapılması gereken en önemli işlerden biri, heyelan riski olan alanlarda yapılaşma izni vermemektir. Sadece bu şekilde depremden korunabiliriz. Diğer bir önemli sorun ise binaların batıp batmayacağıdır.
Deprem meydana geldiği zaman, binalar yükselebilir. Ancak sağlam olmayan binalar, deprem sonrası yıkılabilir. Depremin derinliği de oldukça önemli. Mesela Japonya'da deprem olur ama genellikle çok fazla can kaybına sebep olmaz çünkü depremler genellikle derinlikte oluyor.


Evlerimizi, iş yerlerimizi ve hastanelerimizi depremlere karşı daha güvenli hale getirmeliyiz. Bu, eşyalarımızı sabitlemek anlamına geliyor. Kendimizi güvende hissetmek için bu önlemi almalıyız. Kimlerin eşyalarını sabitlediğini veya kimlerin sabitlendiğini bilmek için veri tabanı oluşturmamız gerekiyor.


Deprem sonrasında telefonlar çalışmayabilir, internete ulaşım olmayabilir. Bu yüzden deprem sonrası ne yapmamız gerektiği ile ilgili bir plan yapmamız gerekiyor. Bu planı evde hazırlamalı ve doldurmalıyız. Deprem çantası hazırlamalı ve bunu kontrol etmeliyiz. Kaç öğrencinin deprem çantası hazırladığını bilmeliyiz. Bu eğitim sertifikalı olmalı ve eğitimden sonra deprem çantasının hazırlanıp hazırlanmadığını kontrol etmeliyiz.

Evlerimizi güçlendirmek ve kendimizi toparlamak
için para gerekiyor. Depremin bölgesel tehlike ve riskini tahmin edebiliriz ancak depreme karşı bireysel hazırlıklarımızı yapmalıyız. Bu şekilde kendimizi depreme karşı daha iyi koruyabiliriz. Teşekkür ederim.

SONUÇ VE ÖNERİLER

  1. Depremler ve bununla başa çıkma yolları konusunda eğitimler verilmeli, bu eğitimler yaygınlaştırılmalıdır.
  2. Deprem sonrası gerekli olabilecek vergi, hastane ve emir ile ilgili yapılması gerekenler planlanmalıdır.
  3. Deprem sonrası bizi en az 72 saat hayatta tutacak yiyecek ve su gibi masraflarımızı karşılayacak şekilde hazırlıklı olunmalıdır.
  4. Deprem bittiğinde olabilecek taşınma durumuna karşı önlem alınmalıdır.
  5. Türkiye, bulunduğu coğrafya ve Avrupa coğrafyası içerisinde deprem tehlikesi oldukça yüksek bir ülke olduğundan, savunma gücü arttırılmalı ve hastaneler depreme karşı güçlendirilmelidir.
  6. Deprem sonrası yıkılan binaların yerine yeni binalar yapılırken, yıkılma riski olan binaların önceden tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
  7. Afet sonrası müdahale ve kurtarma çalışmaları önemlidir, ancak asıl hedef insanların hayatta kalmasını sağlamak olmalıdır.
  8. Zemin değişimleri ve zeminin sağlık ve sağlamlık durumu göz önünde bulundurulmalıdır.
  9. Deprem riski haritası oluşturularak, deprem olduğunda kaç kişinin öleceği ve nerede ölümlerin en çok olacağı tahmin edilebilir.
  10. Deprem sonrası yapılacak müdahaleler planlanmalı ve afet sonrası normale dönüş süreci hızlandırılmalıdır.
  11. Deprem ve heyelan riskli alanlarda yapılaşmanın felaketlere yol açtığı göz önünde bulundurulmalı, bu tür alanlarda yapılaşma izni verilmemelidir.
  12. Evler, iş yerleri ve hastaneler depremlere karşı daha güvenli hale getirilmeli, eşyalar sabitlenmeli ve deprem sonrası planlar yapılmalıdır.
  13. Bireysel deprem hazırlıkları yapılmalı ve bu şekilde kendimizi depreme karşı daha iyi koruyabiliriz.


SORULAR

Türkiye'de yaşanan deprem hangi özelliği ile dikkat çekmektedir?
a) 20. yüzyılın depremi olması
b) Milenyumun depremi olması
c) Yılda bir defa gerçekleşmesi
d) Sadece Batı Anadolu'da görülmesi

Deprem sonrası hayatta kalmak için en az kaç saatlik yiyecek ve suyun hazır olması gerekmektedir?
a) 24 saat
b) 48 saat
c) 72 saat
d) 96 saat

Deprem riski haritası hangi bilgileri göstermektedir?
a) Deprem sonrası müdahale planını
b) Hangi binaların yıkıldığını
c) Deprem anında kaç kişinin hayatını kaybedeceğini
d) Hangi bölgelerin depreme karşı daha hassas olduğunu


Deprem sonrası yapılacak müdahalelerin amacı nedir?
a) Hasar gören binaları onarmak
b) Yeni binalar inşa etmek
c) İnsanların hayatta kalmasını sağlamak
d) Mülkiyet haklarını korumak

Deprem sonrası telefon ve internet gibi iletişim araçları çalışmayabilir, bu nedenle ne yapılması önerilir?
a) Evde beklemek
b) Acil durum planı yapmak
c) Deprem çantası hazırlamak
d) Televizyon izlemek


SUNUM SLAYTLARI






















KONFERANS RESİMLERİ






















 Test Soruları Cevapları: 1 - b, 2 - c, 3 - c, 4 - c, 5 - b

No comments:

Post a Comment