Zamanın sessizce akışını en iyi ne belirtir? Belki de, bir yılın daha ardımızda bıraktığımızı fark ettiğimiz o özel gün: Doğum günümüz. Çoğumuz için bu gün, sadece pastalar, mumlar veya hediyelerle değil, aynı zamanda hayatımızın nereye gittiğini, hangi anıların iz bıraktığını ve geleceğin neler getireceğini düşündüğümüz derin bir iç hesaplaşmayla da öne çıkar. Çocukluğumda doğum günü kutlamalarına aşina olmasam da, zamanla hayatımda önemli bir yer edindi. Yaş aldıkça, geçmişteki deneyimlerimin değerini daha iyi anlıyor ve bu özel günde ne kadar özel olduğumu hatırlıyorum. Doğum günlerim, sadece bana değil, çevremdeki herkese yaşamın hızla nasıl geçtiğini hatırlatan özel anlardır. Bu blog yazısında, doğum günlerinin bireysel ve kültürel anlamını, hayatımdaki yerini ve bu özel günlerin zamanla nasıl değiştiğini ele alacağım.
Bugün benim doğum günüm. İlk defa ne zaman kutladığımı bilmiyorum, fakat evlendikten sonra kutlamaya başladım. Özellikle ailem doğum günümde küçük bir pasta alır ve kutlamaya başlar. Evlenmeden önce doğum günü kutladığımı hatırlamıyorum, çünkü yetiştiğim ortam ve çevrede doğum günü kutlamalarına pek rastlamadım. Bugün annemle konuştum, kendisine ne zaman doğduğumu sordum, "sabah ezanı doğduğunu söylediler" diye cevap verdi. Kendisinin ne zaman doğduğunu sordum, "üzüm zamanı doğmuşum" dedi. Tarih olarak kendisi de farkında değil ve bu nedenle doğum günü kutlamaları insanlara doğduğu günü hatırlatıyor.
Bunun devamında burçlar ve karakter tahlilleri ile devam ediyor. Beni en çok etkileyen doğum günlerinden birini hatırlıyorum: Bir öğrencim elinde saksıda bir çiçekle gelmişti ve "doğum gününüz kutlu olsun" diyerek kutlama yapmıştı. Üzerimizde emeğiniz çok, demişti. Doğum günleri ile ilgili olarak, kendi dışımda evlendikten sonra ailem içinde her çocuğumun doğum gününü günler öncesinden hatırlamak ve onların doğduğu günlerdi. Bir pasta ile birlikte "sen özelsin" mesajı vermekle devam etti. Gerçekten, ebeveyn olduktan sonra her bir çocuğun doğması özel bir anıya sahip. Ve bunu bu günlerde birlikte yaşarken hatırlamak güzel. Doğum günü, sevdiğim arkadaşlarım ve ailem tarafından özel hissettirildiğim için önemli bir gündür.
Doğum günleri, yılların ne kadar hızla geçtiğini hatırlatıyor. Yaşadığım süreç, film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gidiyor. Aldığımız yaşlarla birlikte yaşadığımız inişler, çıkışlar; sağlıklı kalma çabalarımız, mücadelelerimiz deprem sinyaline benzer sarsıntılı, sıkıntılı ve aynı zamanda keyifli anlara dönüşüyor. Günümüz teknolojisiyle en hızla tükettiğimiz şey zaman; ancak bu süreçte bilginin hızla yayıldığı, paylaşım sınırlarının kalmadığı, birebir iletişimin yerini sosyal ortamların aldığı bir çağda yaşıyoruz.
Kendimden önceki neslin giderek azaldığını, sonraki jenerasyonun büyüdüğünü ve hayatın sorumluluklarını almaya başladığını görüyorum. "Yolun sonu görünüyor" düşüncesi zamanla daha sık aklımdan geçiyor. Özellikle Facebook kullanıldığında geriye dönük doğum günü mesajlarına baktığımda, hayatıma giren ve çıkan kişilerin ne kadar değişken olduğunu görüyorum. Bugün, yüzünü hiç görmediğim farklı ülkelerden sosyal medya arkadaşlarımdan mesaj almak beni özel hissettiriyor. Bu vesileyle onlara cevap yazma, hatır sorma ve potansiyel işbirlikleri için fırsat arayışım da devam ediyor. Uzun yıllardır görmediğim sınıf arkadaşlarımın ve akrabalarımın beni hatırlaması da doğum günüme ayrı bir anlam katıyor.
Doğum günümde yaşadığım özel anlar sürekli değişiyor. Bulunduğum konuma bağlı olarak bir anda karşımda pasta ile beliren öğrencilerimi görebiliyor ve doğum günümün hatırlandığını fark edebiliyorum. Zamanın su gibi aktığını, geriye kalan yılların giden yıllardan daha az olduğunu hissettiğimde, "önemli olanın geride hoş bir seda bırakmak" olduğunu düşünüyorum. Hakkını yemeden ve hakkını yedirmeden onurlu bir yaşam sürdürmenin verdiği emek ve mücadeleyle geride bıraktığınız izlerin anlamlı olduğunu hissederek mutluluk arayışım devam ediyor.
Doğum günlerinin kültürel öneminden bahsederken, dini ve milli kahramanların doğum günlerinin kutlanması, bu kişilerin bize bırakmış olduğu mirasla ilgili bilgi paylaşımlarının önemi göz ardı edilemez. Doğum günleri, farklı ülkelerde çeşitli şekillerde kutlanıyor. Özellikle Kanada'da yaşadığım dönemde çocuğumun doğum gününde sınıf arkadaşları evimize gelip birlikte doğum günü partisi düzenlemişlerdi. Benzer şekillerde, doğum günleri üzerinden çocuklar arasında etkileşim oluşuyor. Özellikle çok kültürlü bir ortam olan Kanada'da, farklı ülkelerden gelen göçmen ailelerin çocukları arasında kaynaşmayı teşvik eden bir süreçtir. Japonya'da ise, öğrencilere, bilim insanlarına ve akademisyenlere Japonca dil eğitimi verilirken doğum günü kutlamalarına dair bölümler de dahil edilir. Çünkü doğum günü, genel olarak iyi dileklerin sunulduğu ve hoş zamanların geçirildiği bir kültürel etkinliktir. Farklı kültürlerde bu kutlamaların farklı yönleri olabilir, ancak bu konunun derinlemesine araştırılması gereken bir alan olduğu için şu an daha fazla detaya girmeyeceğim.
Doğum günleri, çocukluğumda bulunduğum ortamda yaygın bir kutlama nedeni değildi ve ailemde doğum günü kutlayan kimseyi hatırlamıyorum. Ancak evlendikten sonra, evlilik yıl dönümü ve doğum günleri gibi hayatta önemli kilometre taşları sayılabilecek günlerin anılmaya başlandığını gözlemledim. Sosyal medyanın yaygınlaşması ve özellikle Facebook'un geniş yaş aralığındaki kişiler tarafından kullanılıyor olmasıyla, doğum günü hatırlatmaları sayesinde birbirinin doğum gününü kutlayan insan sayısında ciddi bir artış oldu. Sanal ortamda, genç-yaşlı demeden birçok kişi doğum günü kutlamasına şahit olunabiliyor.
Yaş ilerledikçe, doğum günleri daha anlamlı hale geliyor. Zira yaşlandıkça, insanın geçmişe, bugüne ve geleceğe dönük değerlendirmeleri artıyor. Doğum günleri, kutlanan kişinin hatırlanmasının ötesinde, onun doğduğu yıldan bugüne kadar geçirdiği süreçleri de gündeme getiriyor ve bu, kişi hakkında bilgilendirme sürecine büyük katkıda bulunuyor.
Doğum günleri, yaş alma ve yaşamın devamını simgeler. Bu özel anlar, geçmişteki deneyimlerimizi hatırlamamıza ve insanlık mirası olarak neleri bırakabildiğimizi düşünmemize fırsat verir. Bu günler, duygusal bir deneyimle birlikte yaşamın sürekliliğiyle ilgili endişeleri bir araya getiren özel günlerden biridir.
Doğum günümde, yeni bir yaşa adım atmış olmanın getirdiği heyecanla gelecek yıl için belirlediğim hedeflerin başında, blog yazılarımı kitaplaştırmak ve gelecek nesillere referans olabilecek eserler sunmak geliyor. Bu amaçla, daha önce dağınık bir şekilde yazdığım yazıları ve kısa mesajları düzenlemeye, derlemeye ve kitap formatında sunmaya çalışıyorum. Blog yazarlığına bu yıl başladım ve günlük yazma alışkanlığımı geliştirmeye çalışıyorum. Ayrıca, pandemi sonrası YouTube'da paylaştığım derslerimin metinlerini iyileştirmek ve yazılı formatına dönüştürmek gibi hedeflerim var. Yaklaşık on farklı ders başlığı altında YouTube'a yüklediğim derslerin yazılı halini düzenleyip, Google Çeviri desteğiyle daha geniş bir okuyucu kitlesiyle paylaşmayı amaçlıyorum. Hedeflerimi bu yazıyla burada paylaşarak kendime bir taahhütte bulunmuş oldum. Umarım yeni yaş dönemimde bu hedeflere ulaşabilirim.
Doğum günümde yanımda olan aileme ve sosyal medya ile telefon üzerinden mesajlarını ileten herkese teşekkür etmek istiyorum. Doğum gününde herkesten mesaj almak mümkün olmayabilir, çünkü her gün doğum günü mesajı yazmıyoruz. Bu özel günde zaman ayırıp mesaj gönderen herkese teşekkür etmek için kısa geri dönüşler yapmanız, eğer henüz tanışmadıysanız bir gün tanışmayı umduğunuzu belirtmeniz veya uzun zamandır görüşmediyseniz ne kadar uzun bir süre geçtiğini hatırlatmanız, şükranlarınızı iletmek için etkili olacaktır.
Doğum günü mesajlarını her yıl gönderen ve sizi düşünen insanları fark etmek mutlu edici bir deneyim olabilir. Özellikle, aldığınız doğum günü mesajlarının istatistiksel bir değerlendirmesi ve kimlerden geldiği gibi verileri Facebook gibi platformlar üzerinden geriye dönük olarak değerlendirme fırsatınız olabilir. Geçmişte sizi hatırlayanlar kadar, gelecekte yeni insanlarla tanışma fırsatının da olduğunu düşünmek, doğum gününüzü daha da özel kılabilir.
No comments:
Post a Comment