Depremler, yaşanılan yerde büyük yıkımlara sebep olabilir. Ancak bu yıkımların büyüklüğünü veya sıklığını tahmin edebilmek her zaman kolay olmaz. Türkiye, coğrafi konumu itibariyle deprem tehlikesi altında bulunan bir ülke. Peki, Türkiye'nin güncel deprem tehlikesi nedir ve ülkemizin deprem haritası gerçekte ne anlatıyor?
Deprem Tehlikesi Haritasının sunduğu renk cümbüşü, ilk bakışta Türkiye'nin neredeyse tamamının yüksek riskli olduğunu gösteriyor. Ancak bu haritanın gerçek durumu tam olarak yansıtmadığını söylemek mümkün. "Kaya" olarak genel bir kabulle oluşturulan bu haritanın arkasında çok daha karmaşık gerçekler yatıyor.
Son dönemde yaşanan depremlerin beklenenden büyük olması, planlarımızın ve tahminlerimizin ne kadar gerçekçi olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Tarih boyunca bu bölgedeki en büyük depremin 7.4 büyüklüğünde olduğunu düşünüyorduk, fakat son ölçümler bu tahminin altını çiziyor. Aynı şekilde, bazı bölgelerde uzun süre deprem yaşanmamış olması, bu bölgelerde büyük bir deprem ihtimalini artırıyor. Özellikle Bingöl ve Karlıova arasındaki sessizlik dikkat çekici.
Bu yazıda, Türkiye'nin deprem tehlikesi ve güncel durumu hakkında önemli bilgileri derinlemesine ele alacağız. Depremlerle ilgili merak ettiklerinizi ve ülkemizin deprem haritasındaki sorunları, gerçek büyüklük tahminleri ve parçalı kırılma gibi faktörleri inceleyeceğiz.
YAYIN METNİ
Bir deprem tehlikesi söz konusu. Peki, tehlike haritasında ne var? Görüyoruz ki kırmızılar ve sarılar hakim. Peki, niye böyle? Aslında, buradaki renk tonlaması hiç değişmiyor. Çünkü bu harita yapılırken Türkiye'nin tamamı 'Kaya' olarak kabul edilmiş. Ancak son depremlerde gördük ki, hiçbir yer tam olarak 'Kaya' değil. Aksine, her yer birbiriyle karışık anlamda. Bu da demek oluyor ki bu harita aslında gerçek görüntüyü göstermiyor. Fakat Türkiye'nin tamamını 'Kaya' olarak kabul ettiğimizde bu şekilde bir görüntü ortaya çıkıyor. Ancak, bunun değişmesi gerekiyor.
Yapılan deprem tehlikesi değerlendirmelerinde bu bölgede 7.9 veya 7.8 büyüklüğünde bir deprem olması beklenmiyordu. Yapılan tahminler daha çok 7.4 büyüklüğüne göre yapılmıştı. İlave olarak, ikinci meydana gelen depremde, ilk deprem burada meydana geldi ve ikincisi hiç öngörülmemişti. İlginç olan şu; bu depremden önce burada herhangi bir deprem etkinliği de yoktu.
Deprem hazırlıkları, 7.5 büyüklüğündeki Maraş depremine göre, Maraş İl AFAD Müdürlüğü tarafından yapıldı. İdris azaltma programı ve planları hazırlandı. Ancak bu noktada meydana gelen deprem, hem daha büyük oldu hem de beklenenin dışında daha büyük bir deprem meydana geldi. Bu nedenle tüm planların gerçekte tutmadığını gördük. Bu aslında kestiremediğimiz bir depremdi.
Burada meydana gelen deprem aslında parçalı bir kırılmayla meydana gelecek depremdi. Ancak, tarihsel verilere baktığımızda, 3 parçalı kırılmış depremin tek parçada kırılarak hiç görmediğimiz büyüklükte bir depreme enerji sağladığını görebiliriz. Depremlerin yıkımlarının bir nedeni de bu olabilir.
Bununla birlikte, bu bölgeye yakın olan alanlarda, 2020'de Elazığ'da bir kırılma meydana geldi. 2023 depremi ile 2020 Elazığ depremi arasında bir boşluk var. Yıllardır Bingöl ve Karlıova arasında kırılmamış 7 Su segmenti var. Orada 1784'te bir deprem olmuştu ve hala orada depremden sonra ihtimalin yükseldiği söyleniyor.
Son olarak, tarihsel verilere baktığımızda, bu bölgedeki maksimum depremin büyüklüğü 7.4'tü. Ancak, meydana gelen deprem son düzeltmelerle birlikte 7.9 olarak kaydedildi. Bu da demek oluyor ki, eğer bir yerde 7.2'lik bir deprem bekleniyorsa, orada 7.6 büyüklüğünde de bir deprem meydana gelebilir.
No comments:
Post a Comment