Sunday, September 24, 2023

İstanbul'da Deprem Riski ve Geleceğe Yönelik Çözüm Önerileri

İstanbul, tarihsel olarak birçok depreme tanıklık etmiş bir şehir. Her sarsıntı, bu büyülü şehrin hem tarihine hem de geleceğine bir iz bırakıyor. Fakat bu izler sadece tarihi yapılarla ya da kent dokusuyla sınırlı değil. Depremler, özellikle son yıllarda, kent sakinlerinin jeofizik risklere ne kadar hazır olduğunu sorgulamasına neden oluyor. Deprem enerjisi ve jeofizik risk verilerinin toplanmasından, kentsel dönüşüm süreçlerine kadar birçok kritik başlık altında, şehirde yaşayanların daha bilinçli ve hazırlıklı olması gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Bu yazıda, depremlerden alınması gereken derslere, binaların deprem enerjisi tepkilerine, jeofizik zemin sağlığına dair bilgilere ve daha birçok konuya değineceğiz. İstanbul'un yarınları için bugünden önlem almak, bu şehrin her bireyinin sorumluluğunda. Eğer siz de "Deprem sonrasında ne yapmalı?", "Jeofizik zemin ve yapı sağlığı nedir?" ya da "İstanbul'da hangi bölgeler daha riskli?" gibi sorulara cevap arıyorsanız, doğru yerdesiniz.


Şekil 1.
 26 Eylül 2019, M5.8 depreminin etkileri.
İstanbul'un Uyarısı: İstanbul'un Güneyindeki Depremlerin Tarihsel Mirası

İstanbul, tarih boyunca birçok depreme tanıklık etmiştir. Bu doğal olaylar, sadece yapılarımızı değil, toplumsal belleğimizi de sarsmıştır. Yeniden, İstanbul'un güneyinde, Marmara Denizi'nde 24 Eylül 2019 tarihinde Mw=4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, ve sonrasında önemli şiddet dağılımına neden olan M5.8 büyüklüğünde bir deprem 26 Eylül tarihinde oluştu (Şekil 1). Bu, geçmişte yaşadığımız büyük depremleri hatırlatan bir uyarı niteliğinde. Ancak bu sadece bir olay mı, yoksa daha büyük bir tehlikenin habercisi mi?

Şekil 2.
EMSC Vatandaş deprem ihbar verileri.
İstanbul'un güneyinde Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun kuzey kolunun ortasında meydana gelen orta büyüklükte ki depremlerin olması çok normaldir. Çünkü, Marmara Denizi içindeki Kuzey Anadolu Fay Zonu boyunca tarih boyunca meydana gelen çok büyük depremler, fay zonu enerji kapasitesini gelecekte de çok büyük depremler meydana getirebileceği beklentisi bilimsel çalışmalarda sıkça tartışılan bir konudur. Orta büyüklükte ki depremle ortaya çıkan 'Deprem Enerjisi' ile 'Jeofizik Risk Verisi' hızla 'Depremi Hisseden Binaların' mahalle ölçekli sorumlu 'Muhtarlar' tarafından sisteme girilmesiyle toplanması gerekir. Yıkıcı olmayan fakat deprem riskli alanların belirlenmesinde 'Katkı Sağlayacak Deprem Enerjisine Binaların Şiddet Tepkisi', büyük depremler öncesi 'Jeofizik Risk Merkezli Kentsel Dönüşüme' katkı sağlayacaktır.

İstanbul, tarihinin her döneminde farklı deneyimler yaşayan büyülü bir şehirdir. Ancak son zamanlarda, İstanbul'un güneyinde, Marmara Denizi'nde meydana gelen orta büyüklükteki depremler, kent sakinleri için endişe kaynağı olmuştur. Ancak bu depremler, kentsel dönüşüm ve şehrin geleceğine dair fırsatları da beraberinde getiriyor. Bina ve site yönetimleri, deprem sonrası jeofizik şiddetin değişimini raporlamak adına yerel yönetimler ve EMSC (Şekil 2) ile yakın işbirliği yapmalıdır. Şehirdeki jeofizik riskin kaynağının belirlenmesi, İstanbul'un daha güvenli bir geleceğe adım atmasını sağlayacaktır.

Coulomb hesabı, M 5.7 odak mekanizması ve dikey eğimli,
sağ yanlı Marmara Fayı vrsayımına dayanır. 1999 ve 1912
depremleri kaynak alınırken, fay haritası Armijo'dan
(Toda and Stein,2019).
Son Depremin Ardındaki Sır: Asperite Alanının Açılması: 26 Eylül 2019 tarihli meydana gelen deprem, Oncel and Wyss (2000) tarafından tespit edilen kilitlenmiş "Asperite Alan" üzerinde depremin meydana geldiği çok doğru! Esas sorun, kilitlenen "Asperite" alanın bugün meydana gelen M5.7 depremiyle ne kadar açıldığıyla ilgilidir! Yoksa, kilitin açılışı böyle bir depremle başlamış, ve 30 kat enerjisi yüksek fakat daha derin odaklı beklenen M6.7'den daha büyük depremlerin habercisi midir? Meydana gelen deprem Düşey Gerilmeli olduğu için depremin tetikleme yönü düşey olabilir. Aynı noktada, daha derin odaklı başka bir fayı tetikleyebilir. Şimdi yapılması gereken, düşey yönde ve daha derin odaklı bir başka fay üzerinde yeni bir depremi başlatıp başlatmayacağıdır! Bu nedenle, Coulomb Gerilme Haritası ile meydana gelen depremin modellenmesi, daha derinlere "JeoFizik Enerji" transferinin olup olmadığının araştırılmasıdır.

Deprem Sonrası Bilinç: Ne Yapmalıyız?

İstanbul, tarihsel olarak sıkça depremlerle sarsılmış bir şehirdir. Ancak Marmara Denizi'nin derinliklerinde, İstanbul'un güneyinde meydana gelen son deprem sonrasında, birçok kişinin aklına ilk gelen soru oldukça basit ama önemliydi: "Deprem oldu, ne yapmalıyım? İçeride mi kalmalı, dışarıya mı çıkmalıyım?" Bu sorular, birçok insanın oturduğu yapıların deprem direnci ve zeminlerin jeofizik direnci hakkında ne kadar az bilgiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle Japonya gibi depremlerin sık yaşandığı ülkelerde, insanlar neden evlerinden çıkmazlar? Çünkü oturdukları yapıların deprem performansı hakkında bilgilidirler.

Gizli Tehlikeyi Ortaya Çıkarmak: İstanbul'daki Sismik Enerji Boşluğu 

İstanbul, bu tarihi metropol, depremlerin yaklaşan tehdidini yakından tanıyor. Marmara Denizi'nin güney sahillerine yerleşmiş olan şehir, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın tam üzerinde, jeolojik bir zaman bombasıyla yaşamaktadır. Son M4.5 depremi ile beklenen M7.5 büyüklüğündeki "büyük deprem" arasındaki sismik enerji boşluğunu göz önünde bulundurmalıyız. İstanbul'u sarsan M4.5 depremi, büyük bir M7.5 depremin gerektirdiği enerji açısından oldukça küçük. Bu durum, İstanbul'daki deprem hazırlığı konusundaki aciliyeti ortaya koyuyor.

Marmara'da Deprem Tehlikesi: Önlem Alınmalı!


Marmara bölgesi, deprem tarihiyle dikkat çeken, riskli bir bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tehlikeyi göz ardı etmek, büyük bir hata olurdu. Marmara'nın Büyük Deprem Geçmişi, geleceğin tehlikelerini işaret ediyor. Jeofizik açıdan zayıf zeminler üzerine inşa edilmiş riskli yapılar bu tehdidi artırıyor. "1 Önerim VAR!" sloganıyla, sizden de öneriler bekliyoruz. Bilinçlenirken çözüm üretmek de bizim elimizde. Siz de depreme karşı önerilerinizi paylaşın ve farkındalığı artırın.

Sonuç ve Öneriler

İstanbul, tarih boyunca depremlerle şekillenen bir şehir olmuştur. Jeofizik verilere dayanarak, bu muhteşem şehrin deprem riski ve hazırlığına dikkat çekmek esastır. Depremlerin kaçınılmaz olduğunu bilmekle birlikte, alacağımız tedbirlerle bu riskleri en aza indirebiliriz. İstanbul'daki binaların ve altyapının sismik dayanıklılığının artırılması, halkın eğitilmesi, bilimsel verilere erişim ve bu verilerin doğru analizi, şehrin geleceğini güvence altına alacak adımlardandır.

Anahtar kelime olarak 'jeofizik risk' üzerine odaklandığımızda, bu riskin İstanbul için ne kadar ciddi olduğunu anlamak ve bu konuda ne yapabileceğimizi öğrenmek esastır. Deprem sonrası hareket planları, yapıların dayanıklılığı ve toplumun bilinçlenmesi bu süreçte kritik öneme sahiptir.

Okuduklarınızı sadece bilgi olarak saklamak yerine, İstanbul'un deprem hazırlığına aktif olarak katkıda bulunmanızı öneriyoruz. Yerel yönetimlerle işbirliği yaparak, yaşadığınız bölgenin jeofizik sağlığını öğrenin ve bu konuda farkındalığı artırma çalışmalarına destek olun. İstanbul'un deprem riskine karşı daha bilinçli ve hazırlıklı bir geleceğe adım atmasında sizin de rolünüz olabilir. Öneriler aşağıda liste olarak verilmiştir.

  1. Deprem Enerjisi ve Jeofizik Risk Verilerinin Toplanması:
    • Orta büyüklükteki depremlerin hemen ardından, depremi hisseden binaların mahalle ölçeğinde sorumlu muhtarlar tarafından sisteme girilmesi gerekir.
    • Yıkıcı olmayan fakat deprem riskli alanların belirlenmesinde "Katkı Sağlayacak Deprem Enerjisine Binaların Şiddet Tepkisi" değerlendirmeleri yapılmalıdır.
  2. Jeofizik Merkezli Kentsel Dönüşüm:
    • Bina ve site yönetimleri, deprem sonrası jeofizik şiddetin değişimini raporlamak adına yerel yönetimler ve EMSC ile işbirliği yapmalıdır.
    • Şehirdeki jeofizik riskin kaynağının belirlenmesi, İstanbul'un daha güvenli bir geleceğe adım atmasını sağlayacaktır.
  3. Deprem Sonrası Bilinçlenme ve Eğitim:
    • İnsanlar, deprem sonrasında ne yapılması gerektiği konusunda eğitilmelidir.
    • Yer Bilimleri ve Yapı Bilimleri konusunda uzmanlardan 'Jeofizik Zemin Sağlığı' ve 'Jeofizik Yapı Sağlığı' hakkında bilgi alınmalıdır.
    • Bilimsel raporlar olmadan doğru karar vermek zordur, bu yüzden uzman tavsiyelerine başvurulmalıdır.
  4. Küçükten Büyüğe Deprem Tahminleri:
    • Bağımsız küçük depremlerin analizi, büyük ve yıkıcı depremlerin nerede ve ne zaman olabileceği konusunda işaretler sunabilir.
    • Potansiyel deprem bölgeleri ve bu bölgelerdeki riskler konusunda bilgi sağlayabilir.
  5. Sismik Enerji Boşluğu ve Büyük Deprem Hazırlığı:
    • İstanbul'da yaşayanlar, sismik enerji uçurumu hakkında bilinçlenmelidir.
    • Büyük bir M7.5 depremin ne kadar ciddi bir tehdit oluşturabileceği anlaşılmalıdır.
    • Deprem tahmin ve hazırlık için verilerin toplanması ve paylaşılması önemlidir.
  6. Deprem Tehlikesine Karşı Önlem Alınmalı:
    • Jeofizik açıdan zayıf zeminler üzerine inşa edilmiş riskli yapılar gözden geçirilmeli ve güçlendirilmelidir.
    • Toplum üyeleri, depreme karşı daha güvenli bir Marmara için önerilerini paylaşmalı ve farkındalığı artırmalıdır.








No comments:

Post a Comment