Depremlerin Büyüklüğü: Nasıl Ölçülür ve Hangi Magnitüd Daha Güvenilir?
Depremler, doğanın en etkileyici ve tahrip edici güçlerinden biridir. Ancak bu devasa doğa olaylarını ölçmek ve anlamak için kullandığımız yöntemler nelerdir? Depremlerin büyüklüğü, genellikle bir magnitüd değeriyle temsil edilir. Ancak, depremlerin büyüklüğünü ölçmek için kullandığımız bu yöntemlerin her biri, belirli bir magnitüd aralığında en doğru sonuçları vermek üzere tasarlanmıştır. Bu yazıda, AFAD'ın Ml ölçümünü neden tercih ettiğini, Kandilli Rasathanesi'nin Mw ölçümünü neden en güvenilir olarak kabul ettiğini ve büyük depremlerin enerji sınırlarını keşfedeceğiz. Türkiye'deki resmi açıklamalar, AFAD tarafından yapılsa da, Kandilli Rasathanesi'nin bölgedeki önemi de göz ardı edilmemelidir. Özellikle, deprem büyüklüğünü ölçmede kullanılan farklı yöntemlerin ne zaman ve neden kullanılması gerektiğini anlamak, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşabilmek için kritiktir. Bu blogda, bu konuda sismoloji uzmanlarına derinlemesine bir bakış atacağız ve depremlerin etkileyici enerjisinin nasıl ölçüldüğüne dair daha net bir anlayış kazanacağız.
YAYIN TARİHİ 31 MAYIS 2020
Deprem büyüklüğünü temsil eden en güvenilir deprem magnitüdü nedir? Nasıl ve kimler tarafından belirlenir? Bu sorunun yanıtını arkadaşımız nasıl verir, gözlemleyelim.
Depremlerin Büyüklüğü: Yöntemler, Farklar ve Güvenilirlik
Deprem büyüklüğünü temsil eden en güvenilir magnitüd değeri, farklı büyüklüklerdeki depremler için farklı hesaplamaların gerektiği bir konudur. Ülkemizde, AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) Ml (Yerel Magnitüd) ölçümünü kullanırken, Kandilli Rasathanesi ise Mw (Moment Magnitüd) ölçümünü tercih eder ve bu değeri en güvenilir olarak kabul eder. Dünya genelinde ise genellikle Mw kullanılmaktadır. Kandilli Rasathanesi'nin farklı ölçüm yöntemi tercih etme nedeni, belirli bir büyüklük aralığı ve belirli bir uzaklık için daha uygun olan ölçüm yöntemlerini kullanmaktır. Bu nedenle, daha büyük ve daha uzak depremler için farklı hesaplamaların geçerli olduğunu göz önünde bulundurur. Hatta aynı deprem için farklı yöntemler kullanılsa bile farklı sonuçlar elde edileceği bilinmektedir. Ancak, her durum için en güvenilir sonucu elde etmek için o büyüklük ve uzaklık için en uygun yöntemin tercih edilmesi gerekmektedir. Ülkemizde ve dünya genelinde en yaygın olarak tercih edilen yöntem Mw ölçümüdür. Grafikte görülen sönümlenme aralığı da bu yöntemle hesaplanmaktadır.
Büyük Depremlerin Enerji Sınırları
Depremin büyüklüğü, kaynağından salınan enerjiyi yansıtan bir ölçüttür. Tek bir deprem dalgası, yani cisim dalgası, kullanılarak tüm depremlerin büyüklüklerinin hesaplanmasını amaçlarsak, cisim dalgasının belirli bir sınırı olduğunu görebiliriz. Bu sınır, Mb ile ifade edilir ve yaklaşık olarak 8.5 olarak gösterilir. Ancak 8.5 magnitüdü üzerindeki depremlerin enerjileri bu yöntemle doğru bir şekilde elde edilemez. Her dalganın belirli bir sınırı bulunmaktadır, bu da demektir ki her dalga tek başına depremlerin enerjisini tam olarak açıklamaya yetmez. Yüzey dalgası magnitüdünü bu kategori dışında tutarsak, Ml olarak ifade edilen lokal magnitüd 7.5 magnitüdü sonrasında bir plato oluşturur.
Depremin büyüklüğünün belirlenmesi konusunda genellikle Mw tahminleri, büyük depremler için sismoloji uzmanları tarafından yapılır. USGS bu değerleri yayınlar. Deprem meydana geldikten birkaç saat sonra USGS, Moment Magnitüd (Mw) değerini açıklar ve daha sonra detaylı analizlerini paylaşır. Ancak, EMSC genellikle cisim dalgası magnitüdlerini sunar. Doğu Akdeniz'deki birçok ülke sismik verilerini bu merkeze iletmektedir. Bölgesel istasyonlara sahip olan Ml ve Mb değerleri, bölgesel deprem merkezleri tarafından sağlanır, bu da genellikle Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından yapılır. Ancak unutulmamalıdır ki, Türkiye'deki deprem büyüklüklerini resmi olarak açıklama sorumluluğu AFAD'a aittir. Kandilli Rasathanesi aynı zamanda Doğu Akdeniz Tsunami Erken Uyarı Merkezi olarak hizmet vermektedir. Diğer yandan, Potsdam gibi sismoloji merkezleri otomatik algoritmalara dayalı çözümler sunmaktadır.
Sonuç olarak, deprem büyüklüğünü temsil eden dalgaların bir plato değeri olduğunu ve bu plato değerinden sonraki değerlerin güvenilmez olduğunu bilinmelidir. Bu bilgiye sahip olmak, bölgesel ya da şehir odaklı sismolojik çalışmalar için kritiktir. Kandilli'den elde edilen sadece ML veya MB büyüklük değerlerinin belirli bir büyüklükten sonra depremin enerjisini tam olarak yansıtmayacağını göz önünde bulundurarak bu verilerle deprem tehlikesi analizlerini yapmak, birtakım eksikliklere yol açabilir.
No comments:
Post a Comment