Sunday, September 24, 2023

Jeofizik Zeminler ve Deprem Şiddeti: Neden Bazı Bölgeler Daha Şiddetli Sarsılıyor?

Hiç depremlerin aynı büyüklükte olduğu durumlarda bile bazı bölgelerde daha yoğun hissedebildiklerini düşündünüz mü? Bu soru birçok insanı meraklandırmıştır ve bugün, jeofizik zeminlerin ve deprem şiddeti arasındaki ilginç ilişkiyi çözmek için derinlemesine bir dünyaya dalıyoruz.

Depremler, herhangi bir yerde meydana gelebilen doğal olaylardır, ancak binaları ve içindekileri nasıl etkilediklerini belirleyen faktör, yalnızca büyüklükleri değildir. Bunun yerine, yer yüzeyinin altında yatan - jeofizik zemin bileşimi.

Şöyle düşünün: Bir deprem gerçekleştiğinde, sismik dalgalar dünyanın içinde farklı hızlarda seyahat etmeye başlar. Bu dalgalar yüzeye ulaştığında, saniyelerden dakikalara kadar sürebilen titreşimler üretirler. Belirli bir konumda bu titreşimlerin süresi ve şiddeti, depremin büyüklüğü, kaynağından uzaklığı, dalgaların geçtiği ortamın fiziksel özellikleri ve, önemli olan, yerin altındaki karakteristiklere bağlıdır.

Jeofizik zeminler sismik dalgalar için bir filtre görevi görerek bu dalgaları benzersiz şekillerde etkiler. Bazı sismik dalga frekansları bu zeminlerde sönümlenirken, diğerleri büyütülür. Sismik dalgaların bu zeminlerin farklı katmanlarından geçerken geçirdiği değişikliklere "zemin etkisi" denir. Bu zemin etkisi, bir deprem sırasında yer hareketini belirlemede önemli bir rol oynar.

Peki, işte milyon dolarlık soru: Neden bazı bölgelerde depremin etkisi daha fazla hissedilirken diğerlerinde daha az hissediliyor ve bunun sebebi jeofizik zeminlerin farklılığı mıdır? Temelde jeofizik zeminlerin çeşitlenmesi deprem şiddetinin değişkenliğine mi neden oluyor?

Bu soruları yanıtlamak için jeofizik mühendisliği, yer dinamiği ve jeolojik verilere dalmamız gerekiyor. Ayaklarımızın altındaki toprakların jeofizik yapısını anlamak, felaket hazırlığı ve dayanıklılık konusunda büyük fark yaratabilir.

Ancak işte ilginç olan şu: Bu önemli bilgilere erişim her zaman kolay değil. Jeofizik zemin verilerinin kullanılabilirliği bölgeden bölgeye değişebilir. Bazı belediyeler titizlikle jeofizik zemin haritalarını derler ve halkın nerede yaşayıp inşaat yapacağına dair bilinçli kararlar almasını sağlar. Diğerleri maalesef bu felaket önleme alanındaki kritik konuda geri kalır.

Jeofizik zeminler ve deprem şiddeti hakkındaki gerçeği ortaya çıkarmak için bu yolculuğumuza katılın. Ayrıca Vs30 haritalarının önemini ve bu bilgilere erişme hakkının önemini ele alacağız. Çünkü sismik riskler karşısında, jeofizik zeminleri anlamak, savunmasızlık ile dayanıklılık arasındaki farkı belirlemenin bir yoludur.

Bu nedenle, bir ev sahibi, potansiyel bir ev alıcısı veya yalnızca ayaklarınızın altındaki zemin hakkında meraklıysanız, jeofizik zeminlerin sırlarını ve deprem şiddeti üzerindeki etkilerini keşfetmek için bizimle kalın. Unutmayın, bilgi güçtür ve sismik riskler karşısında, kendimizi ve toplumumuzu koruma gücümüzdür.

Bu keşifte bize katıldığınız için teşekkür ederiz.

Anahtar Kelimeler: Arkadaşlar, sorularımızla öğrenmeye ve sorunlarımıza düşünmeye devam ediyoruz. Şu anda jeofizik zeminlerden bahsedeceğiz. Jeofizik zeminler ve deprem şiddeti arasındaki ilginç ilişkiyi açığa çıkarmak için derinlemesine bir yolculuğa çıkıyoruz.

YAYIN KAYDI
31 MAYIS 2020



Jeofizik Zeminlerin Sarsıcı Gerçeği: Depremlerde Neden Farklı Şiddetler Hissedilir?


Arkadaşlar, öğrenmeye ve düşünmeye devam ediyoruz. Bu kez gündemimizde jeofizik zeminler var. Depremler, her yerde beklenen doğal olaylardır ve bu olayların belirli bir büyüklüğü bulunmaktadır. Ancak, farklı şehirlerde, binaların yapısal dayanıklılığına göre depremin yarattığı sarsıntıları farklı şiddetlerde hissedebiliriz.

Bu şiddet farklılığının arkasında yatan nedenlerden bazıları yapısal özelliklere bağlıyken, bazıları ise doğrudan jeofizik zeminle ilgilidir. Peki, bu bağlamda, beklenen büyük depremler sırasında en şiddetli sarsıntıyı hangi jeofizik zeminlerin hissedeceğini merak ediyor musunuz? Diğer bir deyişle, 'jeofizik zeminlerin özellikleri, depremin şiddetini nasıl etkiler?' sorusuna dair cevapları derinlemesine araştırıyoruz.

Bunu daha iyi anlamak için arkadaşımızın uzmanlığına başvurduk. Kendisi bu konuda derinlemesine bilgiye sahip ve sorumuza aydınlatıcı yanıtlar verecektir. Buyurun, söz sizde arkadaşım.


Jeofizik Zeminler ve Depremler: Zemin Etkisi ve Yıkıcı Şiddet Arasındaki İlişki


Depremler oluştuğunda, sismik dalgalar kaynağın çevresinde yerin altında farklı hızlarda yayılmaya başlar. Bu dalgalar, yeryüzüne ulaştıklarında, saniyelerden dakikalara kadar süren titreşimler oluştururlar. Belirli bir bölgedeki bu titreşimlerin süresi ve şiddeti, depremin büyüklüğüne, kaynağından uzaklığına, dalgaların geçtiği ortamın fiziksel özelliklerine ve yerin zemin özelliklerine bağlı olarak değişir. Sismik dalgalar, yolculuklarının önemli bir kısmını yer kabuğunu oluşturan sert ana kayada yaparlar. Ancak seyahatin son aşaması, özellikle ana kayaya göre oldukça farklı olan gevşek bağlı zemin tabakalarında gerçekleşir ve bu zemin tabakalarının fiziksel özellikleri, yüzeyde hissedilen titreşimin özelliklerini büyük ölçüde şekillendirir. Zemin tabakaları, sismik dalgaları adeta bir süzgeç gibi işlev görerek bazı frekanstaki dalgaların sönümlenmesine neden olurken diğerlerini büyütür. Sismik dalgaların zemin tabakalarında geçirdiği bu değişikliklere "zemin etkisi" denir. Bu zemin etkisi genellikle bir büyütme süreci olarak görülür.


Bu bağlamda, beklenen büyük depremlerde en fazla etkilenen zemin türü, yapıların özelliklerini göz ardı edersek, gevşek zeminlerdir. Gevşek zeminler, olası depremlerde en büyük etkiyi ve yıkıcı etkiyi üretme eğilimindedir. Depremler büyüklük ve şiddet açısından iki ana kategoriye ayrılırken, büyük büyüklükteki depremler, zemin etkisi açısından özellikle gevşek zeminlerde yoğunlaşır.


Vs30 haritaları gibi kaynaklardan elde edilen veriler, olası depremlerin karakteristiklerini ve bu depremlerin yapılar üzerindeki olası etkilerini gözlemlememize yardımcı olur. Bu nedenle, deprem riski taşıyan bölgelerde zemin özelliklerinin anlaşılması ve değerlendirilmesi büyük bir öneme sahiptir. Bu konuda verileri incelemeye ve anlamaya devam ederek, deprem hazırlığı ve yapıların güvenliği konularında daha bilinçli kararlar alabiliriz. Teşekkür ederim.


Deprem Riskini Azaltmak İçin Jeofizik Zemini Anlamak: Ev Alma, Zemin Al!


Evet, ben de teşekkür ederim. Şimdi tabii ki genellikle sloganımız nedir: 'Ev alma, zemin al.' Bir defa gerçekten hangi zemin üzerinde yaşadığımızı bizler ne yapabiliyoruz, seçebiliyoruz. Tabii ki zemin ile ilgili bilgi fiziksel olarak jeofizik mühendisleri tarafından hazırlanmış haritalarla oluşturuluyor.


Bunu hazırlatan belediyeler var, hazırlatmayan belediyeler var. Mesela Beylikdüzü Belediyesi'nin böyle bir haritası yok, kendilerine dilekçeyle hazırlatılması istemiştim. Büyükçekmece Belediyesi'nin böyle bir haritası yok. Yoksa insan nasıl bir şey yapacak, ev almayacak, zemin alacak çünkü bir zemin bilgisi yok.


İnsanlara sizler, bir jeofizik mühendisliğinin sunmuş olduğu ve bu tür bir harita ile bilgilenme hakkını vermiyorsunuz. İnsanlar afet riskini büyüten şekilde verildiği gibi, sağ alt köşedeki şekilde verdiği gibi mavi renkli zeminsel alanları ya da afet riskini büyüten kırmızı renkli zeminsel alanları göremiyor. İnsanlar göremediği için ne yapamıyor, kendi tehlikesini seçemiyor.


İnsanlara bir seçme hakkı verilmesi için 'Jeofizik Mühendisliği uluslararası Jeofizik Mühendisliği standartları' ki bu Euro Code standartları, ve 1 Ocak 2019 yılından sonra Vs30 zorunlu hale getirildi. Bu tür haritaların her ilçede yapılması gerekiyor.


Yani bir defa bulunmuş olduğunuz yerde bizlerin bu haritaları ilçe belediyemizden istemeniz gerekiyor. Sormanız gereken şey, yaşamış olduğu ilçe sınırları içerisinde Vs30 büyüklüğüne göre deprem riskini artıran ve deprem riskini azaltan 'Jeofizik zemine bağlı deprem risk değişimini gösteren' haritalanmış bir veri var mı, diye sormanız gerekiyor. Bunu tabii ki bilgi edinme yasası ile sormanız gerekiyor. Yoksa aslında orada afete hazırlık yok, çünkü sizler afeti büyüten Jeofizik zemine bağlı afeti büyüten işte o kırmızı alanları görme imkanınız yok. Yüksekliğine bağlı afeti büyüten işte o kırmızı alanları görme imkanımız yok, afetin riskini küçülten o mavi alanları görmenizi imkanı yok, görüldüğü gibi mavi alanlar verilen örnek haritada oldukça az. Genellikle orta dirençli jeofizik zeminler yeşil renkli alanlar olarak görünüyor.


Hiç olmazsa insanlar ne yapabilir, kendi hür iradeleriyle evlerini, iş yerlerini, ya da çocuklarının okullarını ne yapabilir? Afet riskinin düşük olduğu Jeofizik zemin Vs30 haritasına göre olduğu yerleri seçebilir, tercih edebilir. O nedenle de bu tür 'Jeofizik Mikrobölgeleme' çalışmalarının yapılmadığı yerlerde insanlar ancak bir deprem sonrasında, işte bina yıkılıyor, bina yıkılmıyor, büyük resimde denildiği gibi ve depremden sonra insanlar anlıyor ki bina yıkılmadığı alanda Jeofizik Zemin mavi renkte, yani 760 metre/saniye üstünde bir kaya nitelikte zeminde yapılmış. Ama binanın hasar aldığı zeminde burada görüldüğü gibi işte kırmızıya ya da sarı renge yakın Jeofizik Vs30 verisine göre kötü nitelikte bir zeminde olduğu bilgisine ulaşıyor.


Yani insanlar bir binada yaşarken ya da bir bina alırken ya da bir binada yaşamaya karar vermeden önce zemin gerçekten tehlikeyi büyüten bir zemin mi? Zemin gerçekten tehlikeyi küçülten bir zemin mi? Bilme hakkı var. Bunu nasıl bilebilirler, bunu şöyle bilebilirler.


Yapı denetim belgesi özellikle son beş yıl öncesine kadar bir geçmişi var. Yapı denetim firmaları kuruldu, her bina özellikleri ruhsatlı bina ya da imar affına girmemiş bina bir yapı denetimden geçiyor ve her bir bina için bir yapı denetim belgesi hazırlanıyor. Yapı denetim belgesini özellikle ev alacaksanız, ben ev alacaklar için bu bilgiyi vermek istiyorum, tabii ki 'Emlak Danışmanlığı Lisansı' olan bir kişi olarak bu bilgiyi vermek istiyorum.


Yapı denetim belgesinde zeminin durumu ile ilgili bir köşe var, zeminin durumu ile bölgede Z ile başlayan açıklama var. Z'den sonra a ve b geliyorsa o bina aslında iyi bir zeminde, jeofizik ölçmelere bağlı olarak iyi bir zeminde yapılmış bina. Ama d ve e olarak, yani Zd ve Ze olarak işaretlenen bir zeminde ki haritada görüldüğü gibi kırmızı ve sarıya denk geliyor, orada gerçekten kötü ve çok kötü bir zeminde yapılmış bir bina olduğunu anlayabilirler.


O nedenle burada ki jeofizik zeminde ki bir zemin bilgisi olmayan bir binadan kendinize bir ev alma durumunuz varsa almayınız, çünkü bu binanın jeofizik risk durumu, jeofizik tehlike durumu bilinmiyor. Kiralama durumunuz varsa kiralamayınız. Çünkü buradaki binanın yine jeofizik risk durumu tehlike durumu bilinmiyor.


O ne denli yeni ev tutacaklar ya da yeni ev alacaklar için önerim yapı denetim belgesinde jeofizik zemin kalitesi gerçekten Za ya da zb olarak gösterilen zeminler ki bu zeminler burada neye denk geliyor. İşte mavi renkli alanlara denk geliyor ya da kısmen yeşil renkli alanlara denk geliyor seçmelidir.


Bizlerin aslında seçme hakkımız var, tehlikeyi seçme hakkımız var, fakat bu tehlikeyi seçerken de bizlere yardımcı olacak yapı denetim belgesini görme hakkımız var. Göstermiyorlarsa görmek sizin en büyük hakkınızdır. Çünkü bir deprem ülkesinde yaşıyoruz ve bu deprem riskinin görüldüğü gibi zemine göre binalara etkisini büyük şekilde gösterdiği gibi bizler bir depremde yaşıyoruz. O nedenle gerçekten jeofizik zemin hayat kurtarır ama bu zeminle ilgili bilgiyi doğru bilirseniz, doğru kullanım noktasında bilgi sahibi iseniz.


Evet, kısaca bu şekilde yorumlamak istiyorum. Hepinizi sağlıcakla kalınız, diyorum

No comments:

Post a Comment