Balıkesir AFAD Müdürü Sayın Bayram Şahin
öncelikle hoş geldiniz diyorum.
Müdürüm öncelikle bizi kurmayıp geldiğiniz
için teşekkürler, hoş geldiniz. - Sn. Müdürüm Bayram Şahin kimdir?
- Kendinizden
kısaca bahseder misiniz?
Bayram Şahin;
bendeniz öncelikle Balıkesirliyim. Kepsutluyum Kepsut ilçeminde Karagöz
köyündenim. İlkokulu köyümde zor şartlarda okudum. Köy ilkokullarında yetiştik
5 sınıftan sonra 1 sene ara verdim. Daha sonra Ortaokul ve liseyi Balıkesir’de
İmam Hatip Lisesi'nde tamamladım. Sonrasında Anadolu Üniversitesi İktisat
Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü bitirdim. Yüksek lisansını yine burada
Balıkesir Üniversitemizde İşletme bölümünde tamamladım. Tabii ki evliyim. İki
çocuk babasıyım. Çocuklarımızın bir tanesi üniversitede bir tanesi lise 11.
Sınıfta okuyor. Hayata böyle devam ediyoruz. Biz 6 kardeşiz. Nüfus olarak
fazlayız. Hepimiz köyden ayrılmış durumdayız. Hepimiz farklı bir ilde farklı
bir yerde yaşıyoruz. Kırsal mahalleden olduğumuz için okumak zorundaydık veya
çalışmak durumunda kaldık. Bu anlamda ben de Balıkesir'e 1991 yılında hemen
göreve başladım. Diyanet teşkilatının çeşitli bölümlerinde İmam Hatip, daha
sonra müftülük birimlerindeki görevler yaptım. Daha sonra kurum değişikliği
yaparak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü bünyesinde Sicil katibi olarak Tapu sicil
Müdürlüğünde Balıkesir'de başladım. Yani en küçük kademeden başladım.
Sonrasında sicil memuru, veri hazırlama kontrol işletmeni, tapu müdür
vekilliği, Tapu Müdürlüğü derken 2011
yılına kadar Tapu müdürlüklerinde çalıştım. Daha sonrasında 2011 yılı 2009
arasında Belediye başkan yardımcılığı görevinde bulundum. Daha sonrasında da
Afet yönetimi Başkanlığının birimi olan Balıkesir'de Şube müdürü olarak göreve
başladım. Dört yıl bu görevi yaptıktan sonra İl müdürü olarak atandım. 2016
Kasım yılında ve bu yıldan sonra 2016'dan bu yana Balıkesir AFAD il müdürü
olarak çalışıyorum. Balıkesir 20 ilçemizde her biriminde hizmet vermeye devam
ediyorum.
Çok farklı yerlerden Balıkesir’e bakma şansınız olmuş, bu çok önemli.
- İkinci sorum AFAD nedir?
- Ne yapar? Tanıtır
mısınız?
AFAD deyince
aklımıza gelen şunlar; Ben köyde yaşarken ilkokuldayken zelzele denirdi, AFAD
denirdi, sel denirdi. Yani biz tarlada
çalışırken büyüklerimizden şunu duyardık; “Allah büyük afatlar vermesin.
Devletimize zeval vermesin. Milletimiz daim olsun.” Böyle sözcükleri duyarak
yetiştik. Zelzele; deyince de sarsıntı, yıkıntı bu anlamları ifade ediyor.
Sivil Savunma Genel Müdürlükleri tabii kapatılınca 2009’da Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı kuruluyor. Sonrasında da 81 ilde İl Müdürlükleri Valiliğe bağlı
Özel İdare bünyesinde kuruluyor. Daha sonra Afet Yönetimi Başkanlığına
bağlanıyor. 2018’de İçişleri Bakanlığımıza bağlandıktan sonra İllerde
görevlerimizi devam ettiriyoruz. AFAD Müdürlükleri afet ve acil durumlarla
ilgili afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası olmak üzere ayrılıyor. Afet
öncesi hazırlıklar, afet sırası müdahale hizmetleri, afet sonrasında da
iyileştirme çalışmaları olarak üç bölümde afatın görevleri devam ediyor. Yani bu görevlerde tabii öncesi çok büyük
hazırlık gerekiyor. Bunlar; bina hazırlığı, yerleşim hazırlığı, imar hazırlığı,
müdahale anlamında da zaten nerede bir afet lokal olduğu zaman kendi kendimize
yetebiliyoruz. Yetemediğimiz zaman illerdeki TAMP kapsamındaki destek çözüm
ortaklarımızla beraber müdahale ediyoruz. Daha da yetemezsek sorumlu
illerimizden, bölgesel illerimizden ve Türkiye genelinden olaylara müdahale
ediyoruz. Sonrasında da tabi yaşamış olduğumuz afetlerden sonra iyileştirme
çalışmalarını sürdürüyoruz.
- Balıkesir'de hangi tür afet riskleri
vardır?
- Hangi tür afetlerle daha sık karşılaşıyorsunuz?
Balıkesir deyince;
Balıkesir ilimiz tabii ki deprem kuşağında yer almaktadır, Türkiye'de olduğu
gibi. Tabii ki bizim Edremit Körfezimiz, Balıkesir merkez ilçemiz, Gönen Yenice
fay hattımız aklımıza gelen ilk afet riski deprem oluyor bu alanlarda afet
çeşitleri dediğimizde. İrap kapsamında bu yıl bir çalışma başlattık ilerleyen
aşamalarda ayrıntılı olarak vereceğim. Balıkesir ilimizde özellikle deprem
birinci sırada yer alıyor daha sonra sel ve taşkınlar, üçüncüsü yangın ve
yangınlar, heyelan, kaya düşmesi bir diğeri de kimyasal olarak endüstriyel
kazalar olarak bizim afetlerimiz sınıflandırıldı. Tabii bunun yanında diğer
afetler yok mu, elbette var. Yani bu koronavirüs de bir afet çeşidi. Bununla da
mücadele ediyoruz. Şu anda 2020/2021 yılı Balıkesir AFAD olarak kamu kurum
kuruluşlarımız olarak bu afetler neden mücadele ediyoruz Türkiye'nin ve
dünyanın tamamında olduğu gibi biz de bunlarla da mücadele ediyoruz. Ama önceliğimiz
deprem, deprem zelzele.
Balıkesir’de 1990’lardan sonra 5 ve üzeri büyüklükte yıkıcı depremler nelerdir?
Balıkesir merkezimizde yaşamış olduğumuz çok büyük bir deprem yok. Takii ne zaman var; ölçümü olmadan önce deprem deyince Balıkesir'de yani 123 yıl önce yaşanmış bir deprem var. Biz bunu tarihimize baktığımızda Balıkesir Zağnus Paşa Camiimiz var. Oradaki ilk yerleşim yeri olan Balıkesir'in Karesi dediğimiz şu andaki Karesi ilçemizdeki yerleşim alanları, yerleşim yerleri zarar görmüş. Ama bunun yanında ilçelerimizde yaşadığımız depremler var. Mesela 1935 Erdek Körfezi'nde yaşanan bir deprem 6.4 büyüklüğündedir. 1942 yılında yaşamış olduğumuz 6.1 büyüklüğünde Bigadiç depremi var. 1944'te Ayvalık depremi yaşanmış 6.8 büyüklüğünde. 1958’de Gönen Depremi yaşanmış 7.2 büyüklüğünde. Daha sonra 1964'te Manyas Yenice fay hattı dediğimiz bu fay hattı üzerinde gerçekleşen Manyas depremi var 7.7 büyüklüğünde bir depremdir. Bunun yanında 5 ve daha altında depremler ve üzerinde yaralanmalı ciddi boyutta hasar veren ölümle sonuçlanan depremlerdir. Merkezimizde ifade ettiğim gibi yaşanmış büyük bir deprem yok. Balıkesir merkezimiz için AFAD olarak her an yarın deprem olacakmış gibi bir saat sonra olacakmış gibi hazırlıklıyız. Balıkesir'de deprem olma ihtimalini göz önünde bulunduruyoruz. Balıkesir AFAD olarak her yıl yapmış olduğumuz tatbikatlarda bizim tatbikatın ana teması Balıkesir merkezde Yaşanacak bir deprem beklenebilecek bir depreme karşı senaryo oluşturuyoruz başkanlığımız gönderiyor. Buna göre hazırlıklarımızı yapıyoruz. Tabii buna ek olarak Gönen’de yaptığımız bir tatbikat var. Ulusal ve uluslararası oldu ve ilk defa AYDES’i kullandık. Afet yönetim karar destek sistemi burada ev sahipliğini Gönen arama kurtarma derneği AFAD koordinasyonunda program etti. Burada ulusal ve uluslararası ilk defa bir tatbikat yaptık Balıkesir'de Mail üzerinden verileri envanterleri paylaştık Ankara'yla. Buna göre bir tatbikat yaptık. Gerçekten bu bizim için büyük bir tecrübe oldu.
Tatbikatların önemi çok büyük gerçekten. Balıkesir ili özelinde heyelan ile ilgili çalışmalarınız nelerdir?
Şöyle özetlemek gerekirse Balıkesir ilimizde çok büyük çaplı heyelanlarımız yok. Bir Karadeniz gibi değil ya da başka iller gibi değil Yani Balıkesir ilimizde heyelan ile ilgili bugüne kadar yaşanmış heyelanlarımız var. Bugüne kadar arşivlerimizde araştırdığımızda 450 Taşınması gereken konut mevcut ve taşınmış. Bundan sonrasında Mesela bizim Balıkesir ilimizde Gönen çobanhamidiye şu anda devam eden bir tane yerleşim yeri var önceden de taşınmış yerlerimiz var. Ama asıl önemli olan Balıkesir ilimiz için Havran Çakmak mahallemiz var. Havran Çakmak Mahallesinde heyelan devam etmiş, afete maruz kararı alınmış. Burası kesinlikle yerleşim alanı çok büyük ve büyük bir nüfusü var. Daha sonra Çevre Şehircilik Bakanlığımız daha önce Bayındırlık Bakanlığıydı zamanında çalışma yapmış. Birkaç ev yapılmış. Nakli yapılmış Yakın yerlere daha sonra yangınlar sonucunda tekrar hak sahipliği çalışması yapılmış. Bu böyle devam etmiş aralıklı olarak ta ki 2018 yılına kadar. 2018 yılında yeni bir heyelan oldu Havran Çakmak'ta. Bu da idarelerdeki dairelerdeki masa büyüklüğünde Kaya yuvarlanmasından sonra evin üzerine ahırların üzerine doğru heyelan oluyor. Buradan biz harekete geçiyoruz. Buradan hemen buraya konteyner talebinde bulunduk. Afete maruz kararını yeniledik. Hak sahipliği çalışmalarına başladık. Burada 149 tane hanemizi için hak sahibinin çalışması başladı. Tabii bunlar bir kısmı hak sahibi olamadı. Hak sahibi sayısı seksen dokuza düştü. Sebep şu yerleşim yeri alanın dışında ilçesinde 2. Evi olan hak sahibi olamıyordu. İkinci bir evi olan hak sahibi bu sayısı seksen dokuza düşürdü. Yer seçimi çalışmalarına başladık. Bu seksen dokuz hane için Havran Çakmak’ın yakınında bir köye gittik. Burada Taşarası Mahallesi'nde bir yer bulduk 302 dönüm. Daha başka taşınacak yer yoktu. Burada çalışmaya başladık. Ama iki köy arasında yani kararsızlıklar oldu. Taşarası Mahallesi'ndeki köylüler Kaymakamlığa Dilekçede bulundu. Gelmesin bu köylüler hayvanlarımızı otlatmak bakımından sıkıntı dediler. Buna rağmen 2 köyün yönetimini buluşturdu. Azalarını, muhtarlarını, Havran Kaymakamımızı, Belediye başkanımızı, hatta köylüleri gece topladık. Çakmak Mahallesi'ndeki insanları ikna etmek için çok mücadele verdik. Bunlar köyümüzü bırakıp gitmek istemiyoruz dediler. Sonrasında da ikna ettikten sonra Taşarası Mahallesi biz bu köyleri kabul etmiyoruz dediler. Buna rağmen seksen dokuz haneyi ikna ettik. Karşı tarafı da şu anda mera komisyonuna gönderdik mera komisyonundan olumsuz cevap geldi. Olumsuz cevap gelmesine rağmen tekrar köyleri buluşturduk ikna ettik. Tekrar Mera komisyonuna yazdık. Sayın valimiz de takip ediyor. 302 dönüm alanın 140 dönümünü seçtik. Burada çalışmalara başlayacağız inşallah bu köylülerimizin en kısa zamanda heyelandan kurtarmış olmayacağız. Yani en büyük de Havran Çakmak tabii bu arada Burhaniye'de, Kurucuoluk’ta var. Etüt çalışmalarımız devam ediyor. Heyelan köyün tamamını mı etkiliyor bireysel mi lokal mı diye çalışmalar devam ediyor. Onunda jeolojik etüdleri devam ediyor. Tüm bunlar sonuçlanınca kararımızı vereceğiz.
Doğal afetler olduktan sonra kurtarma
çalışması için belirlenen bir planımız var? Varsa plandan bahsedebilir miyiz?
Türkiye genelinde
olduğu gibi elbette planlarımız var AFAD Başkanlığımızın Türkiye afet müdahale
planı var. Doğruyu söylemek gerekirse 2014 yılında başlayan Türkiye afet
müdahale planı ilk günlerde verimli olamadı. Sivil Savunma planlarından
kaynaklı olarak. Öncelikle Sivil Savunma Genel Müdürlüğü zamanında Sivil
Savunma planları yapmış. Dosyalar hazırlanmış. Raflara kaldırılmış, fakat bu
planlar uygulanabilir değildi. Ama şu anda gerçekten ifade etmek gerekirse Van
depreminde, Elazığ depreminde, yakın tarihte yaşamış olduğumuz İzmir
depreminde, Ayvacık’ta yaşamış olduğumuz depremde TAMP gerçekten uygulamaya
alındı. Balıkesir ilinde de bizim Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında BAMP
(Balıkesir Afet Müdahale Planı) mevcut. Bu hizmet grupları gerçekten
görevlerini çok iyi çalışıyor. Yılda 2 defa koordinasyon kurulumuzu valimiz
başkanlığında topluyoruz. Tatbikatımızı yapıyoruz. Görev dağılımını yapıyoruz.
Haberleşme hizmet grubu çalışma grubu, arama kurtarma çalışma grubu, müdahale
hizmet grubu, muhasebe grubu, tüm bu çalışma grupları her biri görevini
biliyor. AFAD olarak mesela biz arama kurtarma hizmet grubuyuz. Bizim
yetmediğimiz durumlarda Bize destek çözüm ortağımız, Büyükşehir Belediyesi
Itfaiyesi arama kurtarmaya çıkıyor. Jandarma ekiplerimiz destek çözüm ortağımız
bunun yanında emniyet destek çözüm ortağımız. Bunun yanında arama kurtarma
STK’larımız var AFAD gönüllerimiz var. Biz bunları devreye koyarak hızlı bir
şekilde hareket edip, olayı tanımlayıp, AYDES sistemine verileri yüklüyoruz.
Mesela bir hasar oluştu diyelim, Fırtına oldu yakında Ayvalık'ta yaşadık. Daha
öncesinde Ayvalık Sarımsaklı'da yaşamış olduğumuz bir hortum olayı vardı. Biz
olayı tanımladık, kurtarma ekiplerimiz gitti. Destek çözüm ortaklarımız gitti.
Bu olayı biz tanımladıktan sonra AYDES veri sisteminden arkadaşlara ilgili
görevlilere telefonuna mesaj düşüyor. Hemen olay yerine intikal mesela
iyileştirme çalışmaları anlamında hasar tespitlerini yapmak üzere Çevre
Şehircilik müdürlüğümüz bize destek ana çözüm ortağı olarak devam ediyor. Bunun
yanında mesela hasar tespitinin yanında eşya hasarı varsa zarar tespiti varsa
Mal müdürlüklerimiz harekete geçiyor. Kısa zamanda altyapı ile ilgili bir sorun
varsa İller Bankası (İlbank) harekete geçiyor. Hasar tespitleri aynı gün içinde
kısa bir zamanında hızlı bir şekilde yapılıyor. Biz Afet Başkanlığımızdan acil
yardım ödeneği talebinde bulunuyoruz. Bu ev yangınları için de geçerli, heyelan
için de geçerli, sel ve taşkınlar için geçerli, deprem olduğunda yine geçerli.
Her türlü afetten mesela pandemi döneminde bile yurtdışından ilk etapta gelen
uçaklarımızla öğrencilerimiz oldu. İngiltere'den öğrencilerimiz, Azerbaycan'dan
öğrencilerimiz, Kazakistan'dan işçilerimiz geldi. Onların sesleri olduk.
Kontrolleri yapılarak hemen KYK yurtlarına yerleştirdi. Buradaki AFAD
görevlilerimiz tarafından bizim koordinasyonumuzda KYK ile birlikte Kızılay
beslenme grubu tarafından yiyecekleri karşılandı. Onların bütün temizlik
ihtiyaçları dezenfektanı ne varsa AFAD müdürlüğümüzce temin edildi. Hatta 14
günlük Karantina sureleri sonrası biz onları illerine araçlar kiralayarak
Mardin'deki ilinin ilçesinin köyüne kadar ulaştırdık. Yani gerçekten bu da afet
olarak bizim için büyük bir hizmeti gerçekten sevinerek yaptık, seve seve
yaptık. Tüm bu çalışma TAMP kapsamında yapıldı.
Afetlere karşı şehrin direncini yükseltecek il risk azaltma çalışmaları 7 ilde tamamlanmış. Balıkesir’in şu an durumu nedir?
İRAP deyince Bütün kamu kurum kuruluşlarımızın katılımı 2021 yılında 7 pilot ilimiz tamamladı. Her bölgeden Koordinatör 1 ilimiz var. Bunlar tamamladı 2021 yılına geldiğimizde geriye kalan diğer iller tamamı İRAP kapsamında İl Afet risk azaltma planına başladı. Biz Balıkesir olarak ilk önce sekreteryamızı AFAD koordinasyonunda oluşturduk. Planlama zarar azaltma şubemiz tarafından bütün mühendislerimiz bu Sekreterya da görevli. Yani il Sekreteryamızı oluştuk. Daha sonra Sayın valimizin katılımıyla üst düzey toplantıda İRAP’ı tanıttık. Önce İRAP (İl risk azaltma planı ) nedir? Sayın valimiz, Büyükşehir belediye başkanımız, Kaymakamlarımız, Kamu kurum kuruluşlarının yöneticileri, Üniversite rektörlerimiz, Üniversitede ilgili jeoloji, yerbilimci hocalarımız, profesörlerimiz, akademisyenlerimiz, Çevre şehircilik ve ilgi alanına göre itfaiyeden, Baski’den, bütün kamu kuruluşlarının katılımı ile önce İRAP’ın Tanıtımını yaptık. Konferans anlamında yapalım çok istiyorduk. Ama bu pandemi koşulları sebebiyle video konferans yöntemiyle yapıldı. Bunun da başında Sayın valimiz vardı. Çok da büyük destek oldu. Şu anda üst düzey toplantıdan sonra tekrar kamu kurumlarından uzman personelleri seçtik. Bu seçilen uzman personeller toplantımıza katıldı. Daha sonrasında tekrar bir anket çalışması yapıldı. Bu uzman personeller tarafından Balıkesir'imizdeki tehlikelerimiz nelerdir? Risklerimiz nelerdir? Soruları soruldu. Anket sonucunda riskleri belirledik. Daha sonrasında bu 5 tehlikenin; Birincisi deprem, ikincisi sel ve taşkınlar, üçüncüsü yangın ve yangınlar, dördüncüsü heyelan kütle hareketleri, bir diğer beşincisi kimyasal endüstriyel kazalar olmak üzere riskler belirlendi. Ve bunların üzerinde çalışmaya başladık. Biz geçtiğimiz ayın sonunda da Balıkesir ilimizde bütün kamu kurum kuruluşlarımızın katılımıyla üniversitemizden değerli hocalarımızın moderatörlüğünde beş masa oluşturduk. Bu seçtiğimiz alanlarda bu 5 masa olarak çalıştayımızı yüz yüze yaptık. Biraz geciktik çünkü biz koronavirüs bitsin yüzyüze yapalım diye bekledik. İkinci çalıştığınıza daha büyük katılım İnşallah yapacağız. Çalıştığımızdan sonra 2 taneden modülünü oluşturduk. Ikinci çalışta ve 3, 4, 5 modüller tamamlanarak. 30 eylül 2021 tarihi ile Balıkesir İRAP tamamlanmış olacak. İRAP deyince aklıma şu geldi Arapça'dan “La Mahalle Minel İrap” Yani sadece Balıkesir AFAD değil, Bütün kamu kurum kuruluşlarının desteği, katılımı, arşivlerindeki bilgilerin araştırması sonucunda, bütün kamu kurum kuruluşları mihrapta görevli alacak. Yarın bu eser, bu plan 5 yıl geçerli olmak üzere güncellenecek. Tabii zamanla bu bir eser olarak bir plan olarak Balıkesir mi 20 ilçemize kazandırılmış olacağız inşallah.
- AFAD’ın Balıkesir özelinde yaptığı
çalışmalar nelerdir?
Balıkesir ilimiz,
20 ilçemiz, nüfus olarak büyük bir iliz aslında. Yani nüfus sayısı bakımından
Türkiye'de 17. , coğrafi sınırı olarak da 11. büyük iliyiz. Bir tarafımız Kütahya'ya dayanıyor Dursunbey
ilçemizle. Bir tarafımız Marmara Adası'nda
Tekirdağ ile komşu. Bir milyon iki yüz seksen beş bin nüfusumuz var. 20 ilçe, 1132 de mahallemiz var. Bu 1132 mahalleye,
AFAD olarak hizmet etmek durumundayız. Yani yerelde olan afetlerde biz
Balıkesir ilimizde kendiniz bu yereldeki olayları çözüyoruz. İtfaiyemiz,
Jandarmamız, emniyetimiz, STK’larımız ile beraber çalışıyoruz. 2020 yılı
Afetlere hazırlık yılı ilan edildi. 2021 yılı Afet eğitim yılı ilan edildi.
Daha sonrasında 2021 yılı Afet koordinasyon merkezlerinin kurum yılı ilan
edildi. Nüfusu 50.000 ve üzeri olan ilçelerimiz de var. Bu ilçelerimizde
Ayvalık yazın nüfus patlaması olan ilçelerimizden bir tanesi Sarımsaklı, Cunda
Adası daha sonra Burhaniye daha sonra Edremit daha sonra Gönen, Daha sonra
Bandırmadır. Bir 6. İlçe belirleyecektik, Bigadiç öğrenci az olduğu için
belirlenmedi. Altıeylül ve Karesi ilçemiz var iki yüz bine dayanmakta nüfusu.
BAKOM var Balıkesir afet Koordinasyon Merkezi İtfaiye Daire Başkanlığımıza
bağlı. Balıkesir'de afet yönetim merkezimiz var. 112 Çağrı merkezimiz,
GAMER’imiz de Balıkesir yerleşimimizde hizmet vermektedir. Nerede küçük bir
olay, nerede bir en ufak bir kayıp alzeimer hastası, Nerede bir ağaçta keçi
kalmış, onu indirmek için 7/24 olay özelinde yapmış olduğumuz çalışmalara devam
ediyoruz. Her nereden bir ihbar gelirse bize ve 112 Çağrı merkezimize bunları
en iyi şekilde değerlendiriyoruz.
- Toplanma ve barınma alanı hakkında
Balıkesir özelinde bilgi verebilir misiniz?
Toplanma ve barınma
alanları konusunda biraz uzun durmak istiyorum. Kayıtlarımı da aldım. Balıkesir
gerçekten toplanma ve barınma olarak bizzat kendi önemli bir yere sahip.
Toplanma alanı:
afetlerden sonra ilk buluşacağımız, ilk 24 saat hatta 72 saat vaktimizi
geçirebileceğimiz kimin kayıp, kimimiz enkaz altında veya ailemizle
buluşacağımız yerler. Toplanma alanları burada barınmaları falan olmayacak,
çadır kurulmayacak yani burada yemek gelmeyecek belki su gelir ayakta
kalabilmek için toplanma alanı ailemizle konu komşumuzla afetlerden sonra afet
ve acil durumlardan sonra ilk buluşacağımız yerlerdir. Burada biz toplanma
alanlarımızı bizzat benim başkanlığımda belirlendi. Hangi ilçemize gitmişsek
mutlaka Kaymakamımız, Belediye başkanımız, Belediyemizde çalışanları, Teknik
personeller, AFAD müdürlüğümüzdeki şehir plancımız, Harita mühendisimiz ile
beraber bizzat yerinde giderek toplanma alanlarını belirledik. Belediyelerimiz
de bu toplanma alanlarına tabelalarını çaktı. Sayı vermek istiyorum. Abartı
falan değil sayımız mart ayı itibarıyla 2021'de 1453’idi. Ama bu toplanma alanı
ben burada kalır diye düşünüyordum. İstanbul'un fethi olarak kalsın aklımızda
da. Fakat ilçelerimiz daha fazla çalıştı. Belediyelerimiz; Edremit Belediyemiz, Gönen Belediyemiz,
Bandırma Belediyemiz buralar riskli alanlar olduğu için Manyas Sındırgı,
Dursunbey, yani bütün ilçelerimiz tehlikeli olduğu için toplanma alanlarına
gerçekten çok önem verdiler. Bizde koordine ettik. Şu anda Balıkesir’de 1132
mahallemiz dahil 1585 toplanma alanımız var. Türkiye genelini söylüyorum;
Türkiye genelinde şu anda Afet yönetim karar destek sistemine girilmiş 20378
toplanma alanı var. Nüfusa orantılarsınız Balıkesir'in cidden oldukça iyi
durumda. Ayvalık'taki olaylarla ilgili giderken yollarda gerçekten toplanma
alanlarını görebiliyoruz. Ayvalık belediyemize de teşekkür ediyorum. Burhaniye,
Edremit bütün belediyelerimizin teşekkür ediyorum. E-devlet şifrelerimizi
girerek en yakın 3 tane toplanma alanımızı belirleyebiliyor. Bu toplanma
alanlarımız Türkiye oranına göre çok yüksek. Türkiye de ilk illerden bir
tanesi. Her gittiğimiz ilçede tabelaları görebiliyoruz. Barkodunu okutup
yerini, konumunu ayarlayabiliyoruz.
Barınma alanı deyince
de; bizim şu anda barınma alanı sayınız 46.
Sayı az değil. Barınma alanı deyince toplanma alanlarından sonra, yani
biz baktık binamız yıkıldı. Binamızda yaralımız yok. AFAD personellerince ya da
ilgili personellerce artık burada beklemenize gerek yok olarak belirlendikten
sonra ilk 72 saate kadar olabilir, ayakta kalmış daha sonra biz hayatımızı
devam ettireceğiz yerlerdir. Hasarlı evimize giremediğimizde gitmemiz gerek
yerler barınma alanlarıdır. Barınma alanı nedir? Barınma alanının tarifi şu; en
az 50 dönümden fazla, illa sınırı da 50 dönüm kapatmıyoruz ama yer yoksa bu
kriteri aşıyoruz. Bu alanlar belirlenirken binalara uzak bu yerleri, BASKİ
tarafından su alınabilirliği, UEDAŞ tarafından elektrik çekilebilir hatlarının
olabilmesi, %30’dan daha fazla eğime sahip olmayan yerler özellikle Kamu
alanlarını seçiyoruz. Birincisi hazine yerlerinin seçiyoruz. Daha sonra
belediyeye ait yerler varsa ikincisi, üçüncüsü Mera alanlarını da
belirleyebiliyoruz. Bu 50 dönümden yukarı olan yerler Barınma alanları olarak
belirleniyor. Allah korusun yaşayacağımız ileride doğal bir afette
İstanbul'umuz gibi komşu illerde büyük afetler yaşandığı takdirde Balıkesir
ilimizde bile barınma alanı sayısı yetmezse Balıkesir ve komşu illerimize
yetecek kadar altyapısıyla, ulaşımıyla her yönüyle hazırlanmış şu anda 46 tane
dronla da tespit edilmiş barınma alanları mevcuttur. Bizzat yerini giderek
gördük. Yani bu barınma alanında nerede çadır kurulacak, çadırlardan sonra
konteynırların kuruluş şekli, düzeni, hatta Orada insanlar uzun süre evleri
oluncaya kadar kalacak, yeni binalar oluncaya dek kalmaları için burada park
yeri, ibadet yeri, yemek yeri, ortak kullanacağı alanlarına dair varıncaya
kadar şehir plancımız ve BASKİ büyükşehir, tarafından her şey Ortak kararla
belirlendi. Şu anda Balıkesir ilimizde toplanma ve barınma alanı olarak
gerçekten her türlü afetlere karşı hazırız. Bunlar sistemimize de kayıtlı,
adres sistemimizde E-devlet sisteminden de görünüyor. Bu anlamda ben gerçekten
bütün ilçe belediyelerimiz e-kamu çalışanlarımıza personelimize gerçekten
teşekkür ediyorum. Balıkesir olarak hazırız.
- İzmir depreminde Balıkesir AFAD olarak
neler yaptınız?
30 Ekim 2020 bir
cuma günüydü. Çok iyi hatırlıyorum, 6.6
büyüklüğünde Seferihisar açıklarında yaşandı. Tsunami de oluştu. Yani bu
deprem, akşam üzeri olduğu için, aslında bizim depremlerden sonra afetlerden
sonra tam planına göre 4 seviyemiz var. Kendi imkanlarımızla biz yerelde o
Afeti idare edecek durumdayız. Ikinci seviye verilirse başkanlığımız da seviye
2 ise komşu illerimiz mesela Balıkesir hemşehrimiz çanakkale-bursa,
Izmir-manisa, Kütahya bize Yardıma geliyor. talimat beklemeksizin. Yerindeki
valisine o ildeki AFAD müdürümüz ve ilgili birimler yolda Sayın valim şurada
Afet var biz yoldayız O kadar. 3. Seviye
olursa bölge illerimiz bize yakın bölgelerdeki illerimiz 2 derece illerimiz
desteğe geliyor. Seviye 4 olunca bizim Türkiye'deki bütün illerimiz bu afet
yerine hareket etmek durumunda. İzmir depremi akşam toz bulutlarla birlikte
yaşandı. Görüntüler çok felaketti. Belki seviye 4 verilmeyebilirdi Ama verildi
iyi oldu. Burada bütün illerimizden personel seferberliği başlatıldı. Bizde
Balıkesir ilimizden ilk etapta daha hemen olay duyulur duyulmaz İtfaiye Daire
başkanlığımız harekete geçti. Tabii ki ben İzmir'e şahsen gitmedim. Balıkesir
ayağa da boş kalamazdı. Buralarda da Yaşanacak bir afetler için zaten komşu
ilde yaşanan bir afete komşu İl Müdürlüğünün gitmesi uygun değil. Diğer illerin
gitmesin hatta daha uzaktaki ilinde gitmesi uygun değil. Van depremine de gitmedim.
Batıda da olabilecek bir afette burayı boş bırakmamak için. Batı Cephesi, Doğu
cephesi, Kuzey Güney boş bırakılmamalıydı. Bu arada bize de görev verilmedi ama
personellerimiz hemen seferber oldu. Bu arada Balıkesir ilimizden çok iyi
hatırlıyorum bunlar sadece AFAD değil, arama-kurtarma personelimiz, Balıkesir'e
bile yetmez, ama böyle durumda itfaiye, Jandarma, Emniyetten hatta ve hatta
Ayvalık'tan sahil Güvenlikten Tsunami olmuştu ya burada görevde bulundular.
Sahil güvenlik ekipleri, daha sonra Balıkesir müdürlüğümüze, Gönen arama
kurtarma talebi, Dursunbey arama kurtarma talep etti, Erdek arama kurtarma,
Gönüllü derneklerimiz vardı. Hazır kıta bekleyen Bandırma Arama Kurtarma
Derneği, İHA’mız, Kızılayı’mız bize burada kayıtlarını yaptılar. Görevlerini hemen
ellerine verdik. Giden kişilerin kaydı var. Onlar direkt gittiğimde İzmir bizim
birliğimize gittiler kayıtlarını yaptılar. Kim çalışacaksa yeri belirlendi.
Çalışma alanı, hangi grup nerede, kayıt yapılarak her enkazda farklı gruplar
olmak üzere 218 kişi İzmir depreminde müdahale anlamına gönderdik. Daha sonra
iyileştirme çalışmaları anlamında harita mühendisliği, inşaat mühendisi, diğer
idari personellerimiz de, Acil yardım ödeneği çalışmaları konusunda muhasebe
birimizden, her konuda Balıkesir AFAD müdürlüğümüzden takviye personeller
gönderdik. Ne yazık ki burada can kaybınız yaşandı, keşke yaşanmasaydı. Ne
yazık ki binaların sağlam değil fakat Balıkesir AFAD olarak her yönüyle
hazırız. Binalarımız hazır mı bilmiyoruz. Binalarımız ekonomik ömrünü tamamlamış.
Köylerimizde Binalarımız var. Bu anlamda hazırız diyemeyiz ama müdahale
ekiplerimiz olarak kapsamında İzmir depreminde de Aydes Afet yönetim karar
destek sistemine işlenerek Bütün personellerimizin ve biz de beraber çalışan
STK’larımızı görevlendirdik. Buradan teşekkür ediyoruz arkadaşlarımıza. Ben
İzmir'imize de Tekrar geçmiş olsun diliyorum. Rabbim bir daha böyle afetlerle
bizleri karşılaştırmasın diyorum.
- Ayvacık
depreminde Balıkesir AFAD olarak neler yaptınız?
Ayvacık depremi sabah 7:35 veya 7:00’dı. Türkiye'de 26 tane Lojistik depo var. Afetlerden sonra çadır, battaniye, gıda maddesi hariç ne gerekiyorsa tedarik eden Lojistik Destek sağlayan depolar Bursa ile beraber 27'ye çıktı şu anda Türkiye'de çok şükür bir tanesi de Balıkesir ilimizde. Lojistik depo bu bölgemizde olacak herhangi bir afete karşı hazırlıklı dayanıklı insanların ihtiyacı çok önemli öncelikle hayatta kalmak için gıda, barınma daha sonra geliyor. Barınma ihtiyacı İzmir'de de yaşamış olduğumuz deprem tabii ki ilk etapta Sayın Valimize aradı. Sayın valim Lojistik Depodan hemen tırlar yarım saat içinde tırlar sarılıp forklift hareket etmek durumunda. Afet durumunda sözleşmemiz böyle. Şu anda yapılan sözleşme anlaşmalar şirketler değişti PTT Kargo bu işi aldı. Devam ediyor, olası bir afette daha önceki firma tarafından çalışan işçiler tarafından köylere yarım saat içinde Emin olunuz saat 7.35 den sonra biz arama-kurtarma ben de hatta yıkım falan yoktu. Bir şey de yoktu. Böyle takım elbise olduğum gibi çıktım. Akşama döneriz düşüncesi ile çıktım. Ama bir gittim 24 Hatta 26 köyde hasar var. Depremin büyüklüğü yani küçük küçük, Hatta orada ben Yukarıköy, Tuzla, daha sonra Çamköy, Taşarası, Gürpınar, Yukarıköy, Çamkalabak köylerinde çalıştım. Duvar çatlağı insanlar evine giremiyor artçı sarsıntılar devam ediyor. Burada biz akşam kararmadan Yukarıköyde çadırlarımızı kurduk. Tabi burada AFAD Balıkesir yalnız değildi. Bursa Birlik Müdürlüğümüzden takviye ekipler vardı. Çadır kurmak için Havalar soğuk ve orada biz gerçekten Balıkesir Lojistik depomuzdan bütün imkanları karşıladık. Bizzat 10 günde oradaydım, 26 köyde çalıştım. Çok önemli bir konu; Ayvacık ilçemizin kırsal köylerinde gerçekten Zor şartlarda geçimini sürdüren o insanlar nasıl biliyor bir çadırda 4 tane yatak veriyor. Hatta hava soğuk olmasına rağmen yanlış hatırlamıyorsam Çamkalabak köyünde bir teyzemden işittiğim hatta tüylerim ürperiyor. Onun duygusal yani gerçekten içten olarak davranmasına biz hava soğuk olmasına rağmen, benim kim olduğumu da bilmiyor “Bir tane battaniye yeter, diğer çadırlarda battaniyesi olmayan insanlar var. Onu götür onlara ver.” demesi bizi çok duygulandırdı. Hatta çadıra da gerek yok bir battaniye ver sırtıma ayakta kalayım yeter diyen insanları duyduk. Yani burada Kızılay tarafından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından her şey yapıldı. O insanlara yemek dağıtılıyor insanlar gerçekten hiçbir görgüsüzlük yapmadan kendine yetecek kadar su, yetecek kadar battaniye alarak ayakta kaldı. Ben gerçekten o insanları kendilerinden fedakarlık duygusal davranmalarını ve gerçekten fakir olmasına rağmen ihtiyacı olmasına rağmen gönder demesi beni çok duygulandırdı. İzmir'den bir tane zengin bir arkadaşım kendisi gıda üzerine çalışıyor. Eşiyle beraber İzmir'den bir araç dolusu şeker, pirinç, çay, salça, peynir doldurmuş getirmiş. Köy köy gezmiş kimse o yardımları kabul etmemiş. Adamcağız sonra bizi buldu. Hayırdır abi dedim: “Ya müdürüm dedi, bu yardımları veremiyorum ne yapacağım? İnsanlar yardım almak istemiyor.” Dedi. Biz onları okulun bahçesinde gece kimse görmeden paketledik. Yani kimse görmeden onların evlerine tek tek dağıttık. Bu da böyle bir anım.
- Yaşadığınız ilginç ve sizi etkileyen arama
Kurtarma anınız var mı?
- Ya da içinde yer
aldığınız böyle bir olay var mı?
AFAD müdürlüğümüzde
10 yılı aştı. Gerçekten AFAD fedakarlık isteyen bir kurum. Emin olunuz gece
başucumda. Birisi AFAD kurumsal, bunu insanlara vermiyorum. Kurumsal gelecek
telefon diye. Sadece 81 ilimiz AFAD Başkanlığı, Sayın valimiz, kaymakamlarımız,
bunlar ararsa, ayırayım diye. Akrabam eşime dostuma bile bu numarayı vermem.
Ama 1995'ten bu yana kullandığım değişmeyen tek telefonum var. Bu Telefonumu
herkese veriyorum. Gece gündüz başucumda duruyor. Emin olun diğer müdürlerimiz
de mutlaka öyledir bir AFAD çalışanlarımız yani bizde en ufak bir azeimer
hastası o benim annem olabilir, benim teyzem olabilir. Dursunbey'in en son
köyünde Sındırgı'nın en son mahrumiyet köyünde teyzem yalnız kalmaz.
Garibanlıktan çoluk çocuğu Köyü terk etmiş. Yalnız yaşarken yaştan ötürü
alzaymır hastalığına yakalanmış. Kaybolmuş bu insanların kayıp ihbarı gelince
nasıl uyuyabiliriz. Bu insanlara hizmet etmek bizim en güzel görevimiz. Hatta
çok dikkatimi çeken bir tane olay anlatmak istiyorum. Yani Balıkesir bizim
Ziyaretli mahallemiz Ziyaretli mahallemizde bir tane Çoban amcanın koyunu
kuyuya düşmüş. İtfaiye çağırmış. Onlar hazırlıklı gelmemiş. Başka malzemelerle
gelmiş onlar da kuyudan kuyruk oyunu çıkaramayınca, Jandarmayı aramışlar.
Jandarma sonra bizi arıyorlar, arkadaşlar gidiyor. Tabii suda yok hayvancağız
orada duruyor. Bizim arama kurtarma ekibimiz kuyuya iniyor. Kuyudan koyunu
çıkarıyor. O amca telaş içinde: “Yavrum ücretimiz ne kadar diye” diye soruyor.
Para teklif etmiş heyecanla, sevinçle. Aslında koyun çok para edecek bir şey
değil ama onun için mal canın yongası. O dertle, çalışan bir devlet görevlisi
olarak da görmeyip, dışarıdan bir vatandaş vardı ücretimiz ne diyor. O da diyor
ki “Dua edin yeter, görevimizdir.”
Bir dağın başında
Kayalıkta keçi kalıyor. Bunu Kurtarmak bile insanlar için çok önemli. Nerede
bir vatandaşımızdan ihbar geldiyse onu değerlendiriyoruz, çalışıyoruz. Hatta bu yıl yaşamış olduğumuz Balıkesir'de
kar yağışı oldu, yollarımız kapandı. Gecenin üçünde Balıkesir AFAD’a ihbar
geldi. Her yer kapalı, yolu kontrol ettim. Bursa yolunu kontrol ederken tüm
yollar kapanmış. 112 Çağrı merkezine gelen ihbarla Sındırgı'ya cenazeye gelmiş
bir aile hatta 3 erkek 2 bayan var çocukları var ve aracın üzeri kar kaplanmış.
İhbar sonucunda gecenin üçünden beni aradılar. Ben de onlara yakındım. Karda
gide gide gerçekten çift bölünmüş yolda onları kurtarıp aldık. Yani bunlar
gerçekten çok duygusal, aklımızda kalacak hatıralar.
- AFAD gönüllüsü kimdir?
- 2021 yılı afet eğitim yılı yaptığınız çalışmalardan kısaca bahsedebilir miyiz?
Herkes AFAD
gönüllüsü olabilir. Fakat 18 yaş şartı vardı 15'e düştü. Yani gönüllü değince
hiçbir menfaat beklemeksizin hiçbir çıkar gözetmeksizin yani insanlara yardım
etmekte baskı zorlama olmadan, insanlara faydalı olabilen kişiye biz AFAD
gönüllüsü diyoruz. Yani bu ormanda da daha başka gençlik gönüllülüğü her yerde
var bu her kurumda var. 7/24 de bir afet
olacak diye burada boşu boşuna personel bekletmenin bir anlamı yok. B izim
şubelerimiz bu şubelerde çalışan teknik şubemiz var planlama zarar azaltma
eğitim şubemiz var. İdari şubemiz var afet yönetim merkezindeki bulunan
müdahale Şube Müdürlüğü görevlilerince dolu dolu şubeler. Başlatılan bu AFAD
gönüllüsü kapsamında Van'da AFAD gönüllüsü olabilecek her kişi; Emekli komutan,
Emekli asker, emekli polis, öğretmen herkes AFAD gönüllüsü olan hatta e-devlet
sistemine girdiği zaman gönüllü olmak isteyen herkes olabilir. Ama menfaat
beklemeyin. Gönüllü olduktan sonra eğitimlerini alacak temel afet bilinci ne?
Ve diğer eğitimlerini alacak. Yangındır, ilk yardımdır bu eğitimlerden geçecek.
Destek AFAD gönüllüsü, uzman AFAD gönüllüsü olabilecek durumlara
gelebilecekler. Ya da sıradan AFAD gönüllüsü de olunabilir. AFAD gönüllüsü
olurum sisteme girerim eğitimleri mi alırım kendi aileme ve kendime faydam bu da
bir seçenek. Ama benim daha çalışacağım diyorsan bunun için belli eğitim
kuralları var. Yani sırasıyla yapılacak eğitimler var. Sistem üzerinden,
sonrasında da Türkiye üzerinden girilen sistemden şu anda 3580 insan var her
gün artıyor. Bizim şu anda 320 civarında bu eğitimleri bitirmiş olan AFAD
gönüllümüz var. Balıkesir ilimizde de muvaffak gönüllerimize, eğitimlere
başlıyor. Bunlarla beraber eğitimlerimizi yapacağız. Bunları kayıt altına alıp
AFAD gönüllü kimliği vereceğiz. Belgelerini vereceğiz. Daha sonra İhtiyaç
halinde Balıkesir'imizdeki bir afet durumunda bu afet gönüllüleri ile beraber
çalışacağız. İçişleri bakanlığımız tarafından Türkiye afet eğitim yılı ilan
eden daha önce bu eğitimler yok muydu? 2013 yılında başladım. “Afete Hazır
Türkiye” projesi kapsamında Afete hazır birey Afete hazır işyeri, Afete hazır
Okul, Afete hazır gönüllü gençler, Afete hazır Kamu kurumları, Afete hazır
Balıkesir kısacası biz 2013 yılında eğitimlerimizi başlamıştık. Ama 2020
yılında yaşamış olduğumuz afetler gerçekten küçümsenmeyecek kadar önemli.
Elazığ Depremi, Van depremi, daha sonrasında yakında yaşamış olduğumuz İzmir
depremi, daha sonra bizim Balıkesir'de yaşamış olduğumuz yine bir deprem, yine
İstanbul depremi, İstanbul depremi tatbikat alanında genel bir tatbikatımız
vardı, 25 Eylül 2019 depremi yaşandı ve binalarda hasarlar oluştu. Bu da
toplanma ve barınma alanlarını hızlandırmaya daha çok yaygınlaştırmaya sebep
oldu.
Bundan sonra da bu
yaşanan 2020 yılı afete hazırlık yılı, 2021 yılı İRAP yılı. Daha sonra afet
yönetim merkezlerinin 50.000 nüfusu olan ilçelerde kurulması yılı. Daha sonra
2021 yılı Afete hazır Türkiye projesi kapsamında Afete hazır Balıkesir olarak
eğitim yılına başladık. Şu ana kadar bu eğitimlere Ankara üzerinden video
konferanslarla 81 il Valimize bu afet bilinci eğitimi verildi. Daha sonrasında
Vali Yardımcısı, Kaymakamlarımıza, daha sonra Balıkesir genelinde, Balıkesir
AFAD olarak bizzat bende katılarak il müdürü olarak, Sayın valimizin katılımı,
kamu kurumlarımızın katılımı, bütün üst düzey yöneticilerimizin katılımlarını
ile yüz yüze yapamadık video konferans yöntemiyle Afet farkındalık eğitimleri
verdi. Daha sonra Kamu kurumları Deyince aklımıza Jandarması emniyete güvenlik
görevlisi, daha sonra okullarımızdaki öğrenciler, Yine müftüler, imamlar,
müezzinler, köylerdeki muhtarlar ve azalar olmak üzere, yüz yüze eğitimlerimizi
başladık. Daha sonra Ayvalık'a geldi sıra baktık ki virüs vakaları arttı video
konferanslarla orayı tamamladık. Maden ocağında çalışan işçimize, daha sonra
balyada bulunan işçimize, bütün kamu kurum kuruluşlarımıza eğitimler verdik.
Tüm ilçelerimizden
verilecek eğitimler sonucunda; hedefimiz belli. Türkiye'de toplam olarak 51
milyon, 52 milyona yaklaşan bir hedef var. Bizde nüfusumuzun orantılı olarak şu
anda bizzat giderek Garnizon komutanımız Çadır kurma eğitimiz, Yangın ve yangın
tatbikatı eğitimi, Daha sonra diğer birimlerdeki eğitimlerimiz olmak üzere,
bütün ulaşabildiğimiz her yerdeki eğitimlerimize devam ediyoruz. Şuanda vermiş
olduğumuz eğitim sayısı; geçen hafta itibariyle 59.425. Bu hafta sonunda yine
toparlanacak, sayacımız var. Yani önümüz hafta 75 binlere ulaşmayı planlıyoruz.
Binalarımız sağlam değilse yapacak bir şey yok ama afet eğitimleri alan
kişiler; enkaz altındaki davranış şekilleri, deprem anında, sel anında, yangın
anında daha bilinçli oluyor. Farkındalık oluşuyor. Çadırlarda bile, devam
edeceğiz. Durmak yok, eğitimlerimize devam. Afet risklerini azaltmak için devam
edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa, gece gündüz demeden çalışacağız.
- Sn. Müdürüm ben tekrardan teşekkür ederim.
Sorularım bitti. Sözü Ali Osman hocama bırakıyorum.
Sn Müdürüm mükemmel bir sunum yaptınız. Ben bile heyecanlandım. Herhalde Türkiye'nin en hazır AFAD’ı olarak Balıkesir diyebilirim. Balıkesir benim kurum stajı yaptığım yer. 1987 kurum Stajın Balıkesir'de yaptım, 25. DSİ Dairesinde, Kız öğrenci yurdunda kaldım. Höşmerimi yedim. Akademik kariyerine başladığı ilk yer diyebilirim. Balıkesir, Türkiye afete hazır olmalı. Türkiye'de Afet hazırlayacak bölümlerin başında jeofizik Mühendisliği bölümleri geliyor. Biz bu bölümlere öğrenci bulamıyoruz. Artık öğrenciler diyor ki deprem ile ilgili Anabilim Dalını bulunmuş olduğu Jeofizik Bölümünden iş bulamıyoruz. O yüzden tercih ermiyorlar. Biz neredeyse kapanma durumuna geldik. Yani sizler afete hazırlanırken, bizler de bu hazırlanma durumunda size yardımcı olacak öğrenci bulamıyoruz.
- Onunla ilgili bilemiyorum nasıl bir çözüm olabilir?
Tabii ki eleman çok önemli ama elemanlarında, mimarlığında, mühendisinde, profesyonel olanı çok önemli. İlk haber çalışmamızı Japon mimarla yaptık. Japonya'da Affet haberciliği başlığı altında. Kendisi dedi ki: “Türkiye'nin toprak olarak yarısı kadarız. Nüfus olarak Türkiye'nin 2 katı kadarız. Deprem olduğu zaman biz nerede toplanırız? Okullarda toplanırız. Okullar Son yıkılacak yerlerdir.
- Bizler okulları son yıkılacak kale haline getirerek Japonya standardına nasıl gelebiliriz?
Bir deprem olduğu yerde barınma alanına mı gideceğim, toplanma alanına mı gideceğim demeden herkes bulunmuş olduğu, çocuğunu yollamış olduğu okulda toplanacak.
- 3 gün ya da 72 saat yemesi ve iaşe’si ile ilgili tüm destekler alacak bu sisteme nasıl evrilebiliriz?
- İstanbul Valiliği 99 yılı öncesi yapılan okulların %97’sini güçlendirilmiş. %3’ünü de 2023 yılına kadar güçlendirecek? Sizdeki okulların durumu nedir?
- 99 yılı öncesine siz nasıl bakıyorsunuz?
- Hiç mi aklı başında Mimar yoktu? Mühendis yoktu? Müteahhit yoktu? Toptan hepsi nasıl kötü denebilir?
- Afete hazır olan bir ülkede bu toptancı anlayış bizi gerçekten afete hazır bir hale getirebilir mi?
Değerli hocam;
gerçekten Balıkesir'e gelmeniz, Balıkesir'de Devlet Su İşleri'nde çalışmanız,
bizim öğrenci yurdunda kalmanız, bizlere daha fazla yakınlık hissettirdi. Yani
Balıkesir'i biliyorsunuz. Balıkesir'in bizde kaldığınız yurda, müdürlüğümüz yerleşkemiz
30 dönüm alanda gerçekten helikopter pistimiz, Lojistik Depomuz, 112 Çağrı
Merkezimiz hepsi bir arada. Biz çok iyi bir konuya değildiniz Hocam. Gerçekten
Balıkesir anlamında şu andaki Antalya valimiz Ersin Yazıcı 2 yıl önceki dönemde
bir Jet hızı ile karar aldı, okullarımız ile ilgili. Dediniz ya örnek
verdiğiniz Japonya'dan ya da başka ülkelerde en sağlam yerler okullar, çok kişi
barındırıyor. Bu anlamda bütün siyasilerin, bütün zenginlerin, iş adamları,
bütün halkın, öğrenci ve velilerin diretmesine karşı. Hatta belki hatırlarsınız
Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi, Türkiye'de sayılı liselerden biri ve 52 tane
dahil okul bu okullarımız çürük olduğu için, dayanıksız olduğu için, bir gece
kararıyla gerçekten yıkım kararı alındı. Daha sonra her yere şikayetler gitti.
Üst birimlere Sayın valimiz burada dirençli durdu. Gerçekten dik durdu. Şu anda
önümüzdeki Eylül'e bu 52 okulun tamamı demeyeyim ama yüzde sekseni hazır hale
geliyor. Yeni okullarla Balıkesir tanışıyor. Yani eski şu anda dayanıksız okul
kalmayacak derecede önemli. Bu 52 okul gerçekten bizim için öğrencilerimiz için
Allah korusun gündüzlerde bir deprem olsa yani şu anda da yaşanabilecek
afetlerden sonra barınabilecek yerler diye söyleyebilirim. 52 okulumuz tabi 99
yılından sonra daha çok okulumuz var sağlam ama bunun yanında yıkılması gereken
okullarımızda var. İnşallah bunlar da en kısa zamanda yıkılır yenileri yapılır.
Balıkesir için 52 okul bu 2 yıl içinde kazandırıldı.
Gerçekten önemli,
binalarımız sağlam değil. Hele hele evlerimiz sağlam değil. Balıkesir
bilirsiniz, Milli kuvvetler caddemiz, Anafartalar caddemiz, İlk yerleşim yerlerimiz Allah korusun büyük
bir afette ne kurtarma ekiplerinin gidebileceği bir yer kalacak, binaların iç
içe girecek, çok katlı binaların olduğu, karma harçlarla yapıldığı yani
ekonomik ömrünü tamamlamış binalarımız var. Ama yeni yerleşim yerlerine yapılan
binalarımız yeni Kentsel dönüşüm anlamında da Balıkesir yeni binalar yapılıyor.
İnşallah Türkiye'mizde de sağlanır hatta ben diyorum ki buradan Yani Büyükşehir
belediyelerimiz ilçe belediyelerimiz meclis kararları çıkarmalı. Yeni bina
yapacaklara eski binasını yıkıp yeni yapacaklara projesi bedava, yapı
kullanımları bedava, bunları var etmeli diye düşünüyorum. Belki de yanlış
düşünüyorum. Çünkü bu binalar yenilensin yenileri yapılsın. Yani Can kaybımız
olmasın ümidi ediyorum.
Sn Müdürüm gene ilave yapmak istiyorum.
- Japon Yüksek Mimar arkadaşım Yoshinori Moriwaki sorusu, 'binalar sağlam değil de mühendisler sağlam mı, mimarlar salam mı?'
Japonya’da olan deprem bizde olan depremin en az enerji olarak 30 kat daha enerji olarak büyük depremler oluyor. Bu büyük depremler yıkılmıyor, ayakta kalabiliyor ve dünya aleme ispat etmişler Japonya depremde ayakta kalıyor. Yani zaten baş etme kapasitesi dünyada 1. Sırada gelen ülke. Şimdi Türkiye'de Mimarlık fakültesini ya da mühendislik fakültesini bitirenler ben mimarım mühendisim diyor. Ama Japonya’da bitirenler ben mimarım mühendisim diyemiyor. Onların en az 2 sene çalışması gerekiyor. 2 sene çalıştıktan sonra gerçekten profesyonel mimarlık ya da mühendislik sınavına giriyorlar. Bunlardan geçtikten sonra profesyonel mimar ya da mühendis olarak çalışabilme lisanslarını alabiliyorlar. Şimdi hep binaları suç satıyoruz. Binalar sağlam değil.
- Peki ya bunu yapan insanın sağlamlığını niye düşünmüyoruz?
- Bu afetçi bir yaklaşım değil mi? Yeni mezuna sen binayı yapma yetkisi, yer zeminini araştırma yetkisi verirsen yani bunların Sağlamlığını araştırmadan onların yapacağı şeyin sağlam olacağını nasıl beklersiniz? Bu nasıl afet azaltmayı sağlayacak bir yaklaşım olur?
Japonlar gerçekten profesyonel mimarlığa mühendisliğe geçmiş durumda. Sağlam mimar, sağlam mühendis binaları sağlam yapıyor.
- Bilmiyorum siz tabii ki Belediye Başkan Yardımcılığı yapmış bir kişisiniz, Balıkesir'de anlattığınız gerçekten hayranlıkla Balıkesir'de yapılan bu çalışmalarla ilgili ufkumuzu açan bu sunumunuzdan sonra acaba bunlarla ilgili bir çalışma yapma imkânınız var mı?
Bir Japon 30 yıldır söylüyor
bunları. Ben Kanada'da yaşadım. Kanada’da profesyonel mühendis olmak için 5 yıl
çalışmak lazım, Japonya’da 2’ye indirmişler. Sn müdürüm 5 yıl çalışmak yetmiyor
5 yıl çalıştıktan sonra Kanada'da çalıştığınız yerlerden dürüstlük referansı
almanız lazım. Her işin başı dürüstlük. Bu adam gerçekten mühendis olarak
dürüst mü? Mimar olarak dürüst mü? Yani dürüstlük temeli olmayan her meslek ile
ortaya çıkan her yapı ya da her yönetimde tabii ki bu tür sakatlıklar, bu tür
afete sebep olacak sorunlar olacaktır.
Ben Kanada'da yaşamıştım. Kanada’da
üniversitede çalıştım. Japonya’da çalıştım. Yani afete hazır derken binalar
sağlam değil diyoruz ama bu binaları yapan insanlar sağlam mı hiç onlara
bakmıyoruz.
Ben bu konuda size sorumluluk düştüğüne
inanıyorum çünkü siz Valiye yakınsınız, vali bakana yakın, bakan hükümete
yakın. Biz sesimizi duyuramıyoruz maalesef. Umarım siz duyurursunuz. Teşekkür
ediyorum.
Değerli hocam ben
teşekkür ediyorum. Ben şuna inanıyorum ki yeni Mimar Sinanlar yetişiyor.
Yetişecek inşallah. Yani mühendislerimize de aslında bir şey diyemeyeceğim
onlar da mühendis mimar yetişiyorlar. Ama maalesef günümüzde ekonomik gelişmiş
yok. İşte siyasi kayırmalar, her dönemde olduğu gibi ama ben zannediyorum
2009’dan sonra 199’dan sonra basit binalar yapılmadığını düşünüyorum, sağlam
binalar yapılıyor. Yani önceki yapılan binalarda, ekonomik gücü olan kesimlerde
bu binaları yeniliyor. Tabii önemli olan burada inşaat mühendislerimize,
mimarlarımıza çok büyük yatırım olmalı. Hatta bunlar şunu düşünüyor; değerli
hocam biraz önce demiştiniz, Jeoloji mühendislerimiz talep edilmiyor. Niye iş imkânı
yok? AFAD olarak ben düşünüyorum ki bir inşaat mühendisim var, bir inşaat
tekniklerim var, bir mimarın var, iki jeoloji ve 2 jeofizik mühendisim var. Bu
arkadaşlar da ne zaman alındı 2012 yılında. Yani Jeoloji bölümü okuyacak bir
arkadaşımız, çok değerli öğrencilerimiz, gitmek istemiyor neden çıkınca iş yok.
İnşaat Mühendisliği alanında gerçekten devlet kapılarında iş yok. Mimarlık
anlamında bir tane çıkmış işte bir kurumda ya bir mimar var ya da iki tane
mimar var. Çevre ve Şehircilik
Müdürlüklerimiz öyle. Özellere
yönlendirilip bu arkadaşlarımız gerçekten özellerde yetişmeli. Artık bunlarda,
bilmiyorum artık güç verilmeli. Hem Kanuni güç verilmeli inşaat
mühendislerimize, mimarlarımıza yani sonuçta bir afet olduğu zaman bina sağlam
değilse o mühendis sorgulanmalı ama onlara da kanuni bir güç verilme. Yani
meclisimizden olmadı Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu Mimar ve
Mühendislerimize gerçekten kanun yanında olmalı hata yaptıkları zaman da
affedilmemeli. Yani bir referans bir bina yaparken uygun değilse onu onaylamama.
Yapı kullanma izni belediyelerdeki İnşaat Mühendisleri teknikerler u gibi
dallarda çalışan mühendislerimiz bu yapı kullanma izin belgelerini onaylamalı.
Yani bunun siyaseti olmaz çünkü afetin siyaset yok. Afet ne parti gözetiyor, ne
zengin gözetiyor, ne fakir gözetiyor. Yani çocuk demiyor yaşlı demiyor. Allah
korusun bu afetlerden hepimiz her birimiz gidebiliyor ve gidebilecek. Bu
anlamda biz Türkiye olarak özelde Çanakkale - Balıkesir olarak gerçekten
bunlara vatandaş olarak duyarlı olmalıyız. Böyle yamuk yapılan işler varsa da
ihbarda bulunmalıyız. Öncelikle bireysel olarak bu konularda duyarlı olmalıyız.
Bilinçlenmeliyiz. Tabii ülkenin de ekonomik zenginliği anlamında ekonomi
şartlarına göre binalarda daha yeni ve iyi olacak. Mühendislerimiz de tabii
daha iyi gelişecek diye düşünüyorum.
Sayın müdürüm Tabii binalarda daha iyi
olacak ama temellerinde iyi olması lazım.
Mimar Sinan’dan örnek verdiniz. Selimiye Camii yıkılmıyor. İstanbul'daki
Şehzadebaşı’nda yaptığı cami yıkılmıyor. Çünkü izolatör sistemi kullanmış.
Sultanahmet’teki dikili taş yıkılmıyor. İstanbul
depremlerinde ayakta kalmış. Çünkü izolatör sistemi kullanmış. Bugün Tabii ki
geçen benim konuğumdu İstanbul İl Risk Azaltma direktörü Gökhan Ergin bey Şehir
hastanelerindeki sismik izolatör sistemini anlattı. Dedim ki bunun maliyeti
nedir? Yani binaya getirdi maliyeti nedir? Dedi ki binaya maliyet %10
getiriyor. 100 liraya alacaksam izolatörlü sistemi 110 lira olacak. Bu çok bir
şey değil çünkü bu 9 şiddetindeki depremin bu şiddetini alçağa çekiyor. Binalar
yıkılmıyor bugün zaten depreme karşı depremin gücünü, kuvvetini frenleyen
söndüren itfaiye gibi bu izolatör sistemleri var. Ben vali olsam tamamen bundan
sonra yapılacaktır tüm yapı sistemleri izolatörlü olacak diye karar çıkartırım.
Yetkim olsa. Yani bunun için biz niye uğraşıyoruz böyle bir sistem varken.
Ankara'da bunun fabrikası kurulmuş. Ankara Kazan'da kurulmuş yerli ve milli
yapılıyor. Olay yalnız binada değil bunu temel sistemi, jeofizik sistemi var.
Olay Tabii ki bina öldürüyora geliyor. Binayı yalnız yapıdan ibaret sayarsan
zeminini hesaba katmazsan, izolatör sistemini koymazsan olay binaya kalıyor.
İzolatör sistemi bebeklerin nasıl beşiklerinde sallıyorsa, Japonya'da yaşadığım
deprem oldu insanlar sallanır ve gülerler.
Deprem olayı artık bizi rahatlatan güldüren bir olaya dönmeli. Ağlatan
ve korkutan bu deprem fobisinden kurtulmamız gerekiyor. Japonya'da bunun yolu var. İzolatör sistemi
Türkiye’de uygulanıyor. Dünyada en kapsamlı olarak şehir hastanelerinde
uygulanıyor. Bunları okullarda yapalım, kamu binalarını yapalım. Hiç olmazsa
devlet ayakta kalsın. Çünkü yardım edecek fırsatı olabilsin. Teşekkür ediyorum
gerçekten ilham veren bir konuşma yaptınız. Bunları hiç bir toplantı sonunda
gerçekten açıklama ihtiyacı duymadım. Çok teşekkür ediyorum sağ olun.
Gerçekten çok güzel
konulara değildiniz. Bina yapmak maliyet gerektiren %10 maliyet gerçekten
maliyet değil. Müteahhitlerimiz diyelim artık gerçekten onlar %100 kazanması ya
da %250 kazanmasa insanlarımız kazansa bunlar dediğiniz gerçekten zemin
etütlerine işte kullanılan malzemelerin dayanıklı olmasına harcanabilir.
Japonya gibi düşünülebilir, hiç de zor değil. Gerçekten bu düşüncenize çok
güzel katılıyorum. %100 katılıyorum. Ülkemizde sağlam bina olmayacak hiçbir şey
yok. Çünkü deprem yeryüzünü rahatlatıyor yıkmıyor aslında. İnsanı düşünelim ya
insan rahatlaması için nefes alması lazım, güzel ortamlara gitmesi lazım.
Yeryüzünü de sallanır gibi sallandığı zaman. Benim hiç aklımdan gitmez hocam.
Zilzal suresi, Kur'an-ı Kerim bilmezseniz ben imam hatipli olduğum için
biliyorum ve çok duygulanıyorum. Yeryüzü sallanır gibi sallandığı zaman, ve
yeryüzündeki bütün ağırlıklarını çıkarırken, yukarıya kusarken gel İza
zülziletil ardu yeryüzü sallanır gibi sallandığı zaman Yani Bir de o Yerin altındaki
gücünü çıkardığı zaman Zelzele Zilzal suresi olduğu zaman ondan sonra insan ne
diyor Megane insanın hele Allah Allah Ne oluyor Deprem mi oluyor. Panik heyecan yaşanıyor. Yani Japonya'da bu
panik heyecan yok. Niye; bizim binalarımızda güvenimiz yok. Bizim yapılarımıza
güvenimiz yok. Mimar Sinanlar sağlam bina yapmış o dönemlerde bizim
merkezimizde bulunan Osmanlı yapıları hala ayakta. Bizim 80'lerde yapılmış
binalarımızı kimse almak istemiyor. Yani 30-40 yıllık binalarımızı kimse almak
istemiyor, ayakta kalacak halim yok. Mühendis mi sağlam yok elbette vardır ama
gerçekten bir şeyler kayırılmış ya da işte görmezlikten gelinmiş. Biz artık bu
görmezlikten gelenleri ya da inşaat sağlam yaparken müteahhitlerin iyi
denetlenmesi, mühendislerin iyi denetlenmesi gerçekten çok önemli. Biz bunları hak etmiyoruz değerli hocam
sağlam binalar hak ediyoruz. Çanakkale’sinde de Balıkesir'in de de Bursa’sında
da İstanbul'umuz yani koskoca bir dünya ülkesi kadar, Yani dünyadaki ülkelerin
çoğundan büyük. Yani bir Yunanistan'dan büyük. Deprem olacak diye her şeyimiz
karışıyor. Ne yapacağız panik içindeyiz. Bina sağlam değil olsa endişeye gerek
var mı hatta güleceğiz belki kahve içeceğiz. Dediğiniz gibi hocam; bu fırsatı
verdiniz. Başta Simge Gümüş sizlere yüksek lisans programında başarılar
diliyorum. Değerli akademisyen hocam Profesör Hocam Ali Osman Hocam sizlere de
gerçekten bizleri davet ettiniz. Afet ve risk yönetimi programa davet ettiniz.
Ben Zaman geç de olsa her zaman sizlerle beraber olmak isterim. Balıkesir'e yolunuz
düşerse mutlaka burada bir kardeşiniz var. Makam mevki hiç önemli değil,
çayımız çorbamız insani bireysel olarak her şeyimiz var. Yani gerçek sizleri
kucaklayacak kalbimiz var. Sevgimiz var. Yolunuz geçerse mutlaka beklerim. Çok
sağ olun Çok teşekkür ediyorum.
Yani sizler yer
bilimciler olarak daha çok bunları gündeme getirirseniz Hocam bizler de
harekete geçeriz. Bizim üstlerimiz de harekete geçer. İnşallah böyle
akademisyen hocalarımız, Mühendislik,
Mimarlık, Yer bilimcilerimiz vb. Hocalarımız da zaten hep birlikte
çalışıyorlar. Biz de burada Balıkesir Üniversitemizde hep beraber birlikte
çalışıyoruz. Yani bireysel olarak ne katabiliriz, kurumsal olarak ne
katabiliriz, ülkemize. Bu dünyadan göçüp gideceğiz, Bir gün Bayram Şahin yok.
Bu makamlar geçici, bulunduğumuz zamanda ne katabiliriz en önemlisi o. Şiarıyla
yola çıktım Emin ol. Artık kuruma girdiğim zaman çocuğumun, ailemin,
akrabalarımın telefonlarını bile cevap veremiyorum. Nerede bir şey var, onlarla
uğraşmak da istiyorum. Evimiz de önemli ama işimiz çok önemli. Çok kritik bir
görevdeyiz. Her an her zaman nefes aldığımız gibi, Yeryüzü bir nefes almaya
kalkar. Alıyor zaten. Ama büyük bir nefes alırsa büyük bir hareketlilik
yaparsa, acaba ne yapabiliriz derdindeyiz.
Sizler de öylesiniz. Hocam sizlere, gerçekten hayatta sağlık başarı
diliyorum. Simge Hanım sizlere de aynı, ben çok teşekkür ediyorum bizleri
misafir ettiğiniz için.
No comments:
Post a Comment