Monday, April 11, 2022

TIP_Ders_01

 



DEPREM 101 EĞİTİMİ

GİRİŞ

Hoşgeldiniz diyorum. Hastanelerin deprem riskinin azaltılması dersi bu hafta, 'Deprem Haftasına'  denk geldi. Biliyorsunuz ülkemizde 1-7 Mart arası deprem haftası olarak kutlanıyor. Bu arada  sorularınızı WhatsApp'a yazabilirsiniz. Çünkü, görüşme kısmına yazmış olduğunuz soruları  ben bu aşamada okuyamıyorum. Çünkü tam ekran olarak bu dersi yaptığım için sorularınızı  WhatsApp'ta yazarsanız, ben bu sorulara cevap verebilirim. Anlamadığınız kısımlarla ilgili  yazabilirsiniz. İlave soru yazabilirsiniz. O nedenle WhatsApp üzerinden ben sizi takip  edebilirim. Evet tekrar hepinize,' Hoş Geldiniz' diyorum. Bu dersi alan arkadaşlarımızın özellikle  bu derslerden önemli bir şekilde yararlanmasını ve bu dönemin kendileri için önemli kazançlar  sağlayarak bitmesini, dersin başında temenni ediyorum. 1-7 Mart deprem haftası kapsamında  bu dersin başladığı tarihte bu haftaya denk geldi. Tabii ki birdenbire hastanelere girmek  istemedim. O nedenle de bir 'Deprem 101' eğitimi sizlere vermek istedim. Deprem 101 eğitimi,  'Uluslararası Deprem 101 Eğitimi' olarak Amerikan Deprem Servisi (USGS) tarafından hazırlanmış akredite bir  eğitim. Evet bu eğitimi kendim düzenledim. Kendim tabii ki formatıma uyguladım. İlaveler ve üzerinde değişiklikler yaptım. Bu arada sesim kısıldığı sürede, 'Lütfen sesiniz gelmiyor' diyebilirsiniz.  Sesle ilgili tabii ki kaymalar olabilir. Bozulmalar olabilir. Çünkü mikrofon kayıyor  o nedenle de yardımcı olmanızı diliyorum. Evet hastanelerin deprem riskinin azaltılması  önemli bir konu. Çünkü hastaneler gerçekten bir depremden sonra bir afetten sonra ayakta  kalması gereken en önemli olaylar, 'yapılar'. Biliyorsunuz bir afet yaşıyoruz, 'Pandemi Afeti' yaşıyoruz. Ve bu afette  hastaneler bu afetin azaltılması, bu afete bağlı risklerin ortadan kalkması ile ilgili olarak bir  kale görevi görüyor. Tabi içinde çalışan, fedakârca çalışan, canını gerçekten bu riskin  azaltılması noktasında gerçekten sakınmayan, fedakâr tıp camiasını da bu vesileyle bu  dersin başında tebrik ediyorum. Sizleri de gerçekten böyle sonu belirsiz, riskli bir mesleği seçtiğinizden dolayı tebrik ediyorum. Hepinize gerçekten özellikle bu pandemi döneminde,  tıp hocalarımıza, tıp öğrencilerine ve tüm sağlık çalışanlarına göstermiş oldukları tüm özveriden  dolayı teşekkür ediyorum. O nedenle de, 'Hakkınız Ödenmez' arkadaşlar. Hepinizden gerçekten büyük kahramanlarsınız.  Büyük kahraman namzeti insanlarsınız. Evet bu derse başladığımız zaman ne yapmanız lazım?  İşte hastanelerin deprem riskinin azaltılması. Tabii ki deprem gerçeğini anlamamız gerekiyor.  





GLOBAL DEPREMLER



Deprem gerçeğini anlatmam için de benim burada bir işaretçi, 'Pointer' açmam gerekiyor. Hoşgeldiniz diyorum. Hastanelerin deprem riskinin azaltılması dersi bu hafta, 'Deprem Haftasına'  denk geldi. Biliyorsunuz ülkemizde 1-7 Mart arası deprem haftası olarak kutlanıyor. Bu arada  sorularınızı WhatsApp'a yazabilirsiniz. Çünkü, görüşme kısmına yazmış olduğunuz soruları  ben bu aşamada okuyamıyorum. Çünkü tam ekran olarak bu dersi yaptığım için sorularınızı  WhatsApp'ta yazarsanız, ben bu sorulara cevap verebilirim. Anlamadığınız kısımlarla ilgili  yazabilirsiniz. İlave soru yazabilirsiniz. O nedenle WhatsApp üzerinden ben sizi takip  edebilirim. Evet tekrar hepinize,' Hoş Geldiniz' diyorum. Bu dersi alan arkadaşlarımızın özellikle  bu derslerden önemli bir şekilde yararlanmasını ve bu dönemin kendileri için önemli kazançlar  sağlayarak bitmesini, dersin başında temenni ediyorum. 1-7 Mart deprem haftası kapsamında  bu dersin başladığı tarihte bu haftaya denk geldi. Tabii ki birdenbire hastanelere girmek  istemedim. O nedenle de bir 'Deprem 101' eğitimi sizlere vermek istedim. 


Her gün evet  baktığımız üzere dünyada depremler meydana geliyor. Ve bu depremlerin meydana geldiği  yerler deprem kuşaklarını gösteriyor. Demek ki bizler depremleri izlemeye, evet başladığımız  işte neredeyse yüz yıl önce, 'Modern Sismoloji' ile bizler dünyada depremleri izlemeye başladık.  Görüldüğü üzere bu depremlerde bir saçılma yok. Gerçekten bunların dağılımları bir 'pattern'  oluşturuyor. Ve bu patternleri 'dağılımları' bizler izleyerek aslında keşif yapabiliyoruz. Neyin  keşfini yapabiliyoruz? İşte  kuşakların, 'earthquake belts' keşfini yapıyoruz. Kırılan kırıkların, enerjinin  açığa çıktığı, içeride biriken enerjinin dışa tekrar atıldığı deprem kuşaklarının, bir bakıma enerji  kuşaklarının yerlerini ne yapabiliyoruz? Görebiliyoruz.  Bakın. Tabii ki modern sismoloji,  '1906 San Francisco Depremi' ile başladı. Onun öncesinde de modern sismometreler yapıldı. Ve  bizler dünyada depremleri kaydetmeye başladık. Dünyada kaydetme sürecinden sonra,  dünyamızın içini daha iyi tanıdık, dünyanın içinde ne var ne yok? Gerçekten deprem enerjisini kullanarak  elde ettik. Bizim için, karanlık olan, bilinmez olan dünyanın içi ile ilgili bilgilere ilave  yeni bilgileri meydana gelen yeni depremlerle daha detaylı öğreniyoruz. Öğrenme ve araştırma yalnız  dünyada devam etmiyor! AY'da da devam ediyor, MARS'da da devam ediyor. Çünkü gezegenlerin  bütün hepsi gerçekten bir huzursuz makine, 'the restless earth' gibi çalışıyor. Enerjik bir yapıları var. Bu enerjilerine bağlı olarak  da kırılmalar meydana geliyor. Ve bu kırılan noktaları da bizler deprem olarak kayıt ediyoruz.  Bakın burası, bu neyi gösteriyor? Bir Okyanus Ortası Açılma 'Mid-Oceanic Trench' kuşağını gösteriyor.  Bu açılmalar ne yapıyor buralarda? Açılıyor. Yani niye açılıyor? Çünkü yer'in merkezinden 'Center of Earth', yerin yüzeyine 'Earth's Surface' sıcak malzeme taşınıyor. Ve bu taşınan malzemeler ve bu sıcaklığa dayanamayan yer kabuğunda 'Earth's Crust' kırılmalar okyanus ortasında, görüldüğü üzere bu sınırlarda meydana geliyor. Ve bunlar birbirine  ters yönde açılarak 'Spreading Apart' devam ediyorlar. Ve bu açılmaya bağlı olarak görüyorsunuz  kıtalar birbirinden 'Continental Drift' uzaklaşıyor. Demek ki açılmanın olduğu yerde bir uzaklaşma da meydana geliyor.  Uzaklaşma meydana geldiği zaman tabii ki bu uzaklaşan levhalar, 'Divergent Boundaries' belli yerlerde çarpışıyorlar ve çarpışma zonları, 'Convergent Boundaries' meydana geliyor. Evet görüldüğü üzere, demek ki açılma kuşakları neden açılıyor?  Çünkü yerin içinde ki sıcak malzeme yukarı doğru taşınıyor 'Rising Magma' ve bu levhalar neden hareket ediyor? Çünkü bu sıcak malzemelerin çıkışı sürekli olduğu için ve bu çıktığı yerlerdeki kırılma,  yarıklar ya da Okyanus Ortası Sırt'larında 'Mid Oceanic Ridges' bu kırılma kuşakları iki tarafa doğru itildiği için,  bu levhalar birbiri üzerine hareket ediyor. Tabii ki yerin içindeki sıcak malzemenin, yer yüzeyine,  yerin üstüne taşınması durursa, tabi ki kırılmalarda 'Plate Tectonics Stop Moving' duracak. Depremlerde duracak. Ama bu tabii  ki mümkün değil. Çünkü yerin kendi dinamiğini, kendi hayatiyetini, kendi yaşamını sürdürebilmesi  için kırılması gerekiyor. Yeni ısınmış sıcak malzemeleri yerin üstüne atması gerekiyor. Yeni ısınmış sıcak malzemeleri yerin üstüne atması gerekiyor.  

LEVHA TEKTONİĞİ



Evet bir sonraki slayta baktığımız zaman, bu slayt bize ne gösteriyor arkadaşlar? Dünya'da  23 tane büyük levha olduğunu gösteriyor. Ve bu levhaların sınırlarında, bizler meydana gelen  depremlerin oluşturmuş olduğu paternlerle, 'patterns' ne yapabiliyoruz? Bizler belirleyebiliyoruz. Tabii  bu haritada bizim nerede olduğumuzu görebiliyor musunuz? Biz neredeyiz? Hangi kuşaklar altında?  Hangi kuşaklar arasında? Ve bizler bulunmuş olduğumuz yerde kalmış durumdayız. Bakalım  bizim olduğumuz yere bakalım. Bizim olduğumuz yer, bakın arkadaşlar burası. Demek ki Türkiye hangi kuşakların  arasında? Hangi levhalar arasında kalmış? Bakın Türkiye'nin kuzeyinde büyük bir Avrasya levhası  var. Türkiye'nin güneyinde Afrika levhası var. Türkiye'nin gene güneyinde Arabistan levhası  var. Ve Afrika levhası ve Arabistan levhası ne yapıyor? Türkiye'ye doğru sürekli hareket halinde.  Avrasya levhasını da bizler sabit kabul edersek, demek ki Türkiye, Afrika ve Arabistan levhasının kuzeye  doğru, düzenli hareket etmesinden dolayı gerçekten bir enerji ile yükleniyor. Bu yüklenme ne yapıyor?  İşte Türkiye'deki yerkabuğunda direnci aşan kısımlarda kırılmalara neden oluyor. Evet daha  sonra bunlara biraz daha detaylı bakacağız. Daha sonra bu konuları biraz daha detaylı incelemiş  olacağız.

60 SANİYELİK DEĞERLENDİRME

  • Evet şimdi bir arkadaşımızın özetlemesi için, bir arkadaşımızı davet etmek istiyorum. Evet Atakan,bu ana kadar anlatılanları '60 saniye' içerisinde özetlemeni senden isteyeceğim. Hazır mısın Atakan? 
  • Evet hazırım hocam.  
  • Evet süren başladı buyur.   
  • Anladığım kadarıyla 23 tane levha var.  Bu 23 Levha'da Türkiye'nin olduğu kısım Avrasya kısmında  ve alt kısmında Afrika ve Arabistan levhaları var.  Ve bu levhalar bize doğru geldiği için, bizim üzerimizde  baskı  yaratıyor. İşte  belirli bir enerji toplanmasına sebep oluyor. Önce ilk slaytda da, denizin altında ki yer  kabuğunda oluşan çatlakların ve bu çatlakların oluşturduğu levha kaymalarını görmüştük, resimde  gözüküyor. Bu kadar hocam anlatabileceklerim. 
  • Evet, evet dediğin doğru. Çünkü şekli geri aldığım zaman süreyide başarmış olduk.

Teşekkür ediyorum. 

LEVHA SINIRLARI


Evet levha sınırları nedir? Ona bakalım arkadaşlar. Levha sınırları nedir? Bakın levha  sınırları görüldüğü üzere Okyanus ortasında malzemeler nasıl çıkıyor? Sıcak malzemenin çıktığı yerlere  bizler ne diyoruz?  'Hot Spot' diyoruz. Yani sıcak malzemenin yukarıya doğru çıktığı yerler. Tabii ki sıcaklık  ne yapabilir? Her türlü malzemenin üstünde bir kırılma meydana getirir. Bir açılma meydana  getirir. Yüksek sıcaklığa maruz kalan Litosfer ve Astenosfer içindeki kanallar boyunca,  kanallar doğrultusunda ne yapıyor? Sıcak malzemenin çıktığı yerlere bizler ne diyoruz, 'Hot  Spot' diyoruz.  Ve buralar da, Okyanus ortalarında görüyorsunuz,  'Volkanlar' meydana geliyor. Demek ki, Okyanus  ortasında ki volkanların meydana gelmesinin temel nedeni,  sıcak malzemenin  görüldüğü üzere bir kanal üzerinden yukarıya taşınması olayı olarak görülüyor. Evet diğer  olaylara baktığımız zaman, genelde bu şekli özetlemeye çalıştığımız zaman, üç  tür levha olduğunu görüyoruz. Bunlar tabii ki diğer levha türü de, 'Açılma' türü levhalar.  Açılma türü levhalar görüldüğü üzere bir sırt meydana getiriyor. Burada ki malzemenin yukarıya  doğru çıkış geometrisi görüldüğü üzere, genişten daralarak bir üçgen geometrisi meydana getirerek,  malzeme ne yapıyor? Yukarı doğru çıkıyor.  Ve yukarı doğru çıktıkça sıcak malzeme ne  yapıyor? Soğuyor. İki tarafa doğru bu çıkış noktasında, bu çıkış zonu'nda iki tarafa doğru hareket meydana  geliyor. İki tarafa doğru levhalar ne yapıyor? İlerliyor. İlerleme meydana geliyor. Tabi bu  ilerleme sonucunda, ilerleyen levha ne yapıyor? Bakınız, burada ki başka bir levhaya doğru çarpıyor.  Burada da bir çarpışma zonu meydana geliyor. Ve bu çarpışma zonu'nun olduğu yerde. Genellikle 'accretion in trenches' dediğimiz malzemelerin biriktiği yerler oluşuyor. Ve bu levha, tabi ki bu levha yoğunluğu  farklı olduğu için bu levhadan ne yapıyor? Altına doğru dalıyor. Yoğunluğu daha farklı olduğu için.  Yoğunlukları aynı olsa, zaten bir dalma olmayacak. Bir çarpışma, bir yükselme meydana gelecek. Ve görüldüğü üzere yoğunluğu  daha büyük olan aşağı doğru ne yapıyor? Donuyor. Görüldüğü üzere  burada iki levhanın birleşmiş olduğu yerde levha sınırları meydana geliyor. En tehlikeli ve büyük  depremlerde, bu levha sınırlarında meydana geliyor. Burada ki meydana gelen depremler hem büyüklük  olarak daha büyük hem de tekrarlanma süreleri daha küçük. Tabi diğer depremler bu levhaların  içinde meydana gelen bağımsız depremlerde olabiliyor. Fakat bu bağımsız depremlerin, oluşma süresi,  tekrar meydana gelme süresi biraz daha uzun  olduğu gözleniyor. Demek ki burası, levha sınırı. En büyük  depremler bu levha sınırında meydana geliyor. Evet, biraz daha ilerlediğimiz zaman görüldüğü üzere,  benzer açılmalar burada da meydana geliyor. Ve özellikle bu dalma, ve dalan bir levha var,  batan bir levha var. Onun için bu zona dalma-batma, 'Subduction Zone' zonu deniyor. Demek ki bir levhanın dalıp battığı,  diğer levhaya göre, diğer levhanın  altına girerek dalıp battığı zonlara, kuşaklara  'Dalma Batma Kuşakları' diyoruz. Ve bu  kuşaklarda, görüldüğü üzere arkadaşlar, zincirleme Volkan Zincirleri, 'Volcanic Chain' meydana geliyor ve burada ki  volkanik dağlar,  birbiri ardına dizilerek, volkanik dağ zincirini oluşturuyor. Evet bu  tarafa doğru baktığınız zaman, gene bu tarafa doğru da benzer bir aşağı doğru dalma var. Yoğunlukları  farklı olduğu için.  Tabii ki dalmanın olduğu yerde, tekrar etmemiz gerekirse burada ne var? Bir levha  kuşağı var. Levha kuşağı ne yapıyor? İki levhanın birbirine, aslında birbirine doğru en yakın olduğu,  birbirine doğru girişiminin ve hareketinin, ya da gerilme birikimlerinin en yüksek olduğu bu yerleri burada da ne yapıyoruz, görebiliyoruz. Nerede batma varsa, tam da o batmanın üstünde yada batmanın  yukarı doğru izdüşümünde, volkanik dağlar olduğunu ne yapabiliyoruz? Görebiliyoruz.  Genelde,  demek ki levha sınırları açılma şeklinde meydana geliyor. Açılma şeklinde meydana geliyor ve nasıl  meydana geldiğini bu örnekte anlatmıştık. Ve de  görüyorsunuz bir levha diğer levhanın altına  doğru dalabiliyor. Nasıl daldığını burada tartışmıştık. 

Ve diğer 'üstte' görselde görüyorsunuz.  Birbirine paralel iki levha var. Bu iki levha görüyorsunuz,  birbirine doğru yatay olarak  kayabiliyor. Yanal bir hareketle kayabiliyor. Ve bu tür levha hareketlerini de yanal atımlı transform levha hareketleri olarak isimlendiriyoruz. Evet genel olarak demek ki levha sınırları üç kategoride ne  yapılıyor? Toplanıyor. Açılma, dalma- batma ve yanal olarak transform fay kuşağının oluşması şeklinde  üç farklı şekilde, levha sınırları gelişebiliyor, oluşabiliyor. Tabi biraz daha yakından baktığımız  zaman, bu levha sınırlarına, burada küçük küçük hareketlerin, kırılmaların ya da bağımsız depremlerin  nasıl geliştiği ile ilgili bilgileri vereceğiz.




KIRILMA MEKANİĞİ


Bakın ters atımlı dediğimiz bir kırılma var. Tabi  kırılma da üçe ayrılıyor. Birincisine ters atımlı diyoruz. Niye ters atımlı? Görüyorsunuz buradaki blok yukarı doğru  hareket ediyor. Yani ters bir hareket.  Yukarı doğru ne yapıyor? Burasına biz eğim düzlemi diyoruz.  Bu eğim düzlemi 'Dip-Slip Plane' boyunca bu blok yukarı doğru hareket ediyor. Yani biz buna taban bloku 'Foot Wall' dersek,  burası taban kabul edersek. Burasına da tavan dersek, tavan bloku 'Hanging Wall' yukarı doğru hareket ediyorsa  ve bu şekilde meydana gelen bir kırılmaya bağlı depremler meydana geliyorsa, bu kırılma biçimine  ters atımlı depremler, 'Reverse/Thrust Faulting Seismicity' diyoruz. Genellikle ters atımlı depremler, dalma-batma kuşaklarında meydana geliyor. Yanal atımlı depremler de görüyorsunuz bir eğim yok. Tamamen yanal  iki blok birbirine göre ne yapmış? Yer değiştirmiş. Mesela siz burada iseniz ve bu blok size göre ya  ne tarafa doğru yer değiştirmiş  gözüküyor, burada iseniz? Sol tarafa doğru yer değiştirmiş gözüküyor. Demek  ki bu yanal atımlı ama nasıl yanal atımlı?  Sola doğru kendini atan bir kırılma şeklinde  ortaya çıkıyor. Özellikle Türkiye'deki Kuzey Anadolu Fay zonu, Amerika'daki San  Andreas fay zonu bu tür fay sistemlerine örnek verilebiliyor. Görüyorsunuz düşey bir hareket yok yanal atımlıda. Düşey bir hareket olmadığı için buna biz yanal atımlı kırılma diyoruz. Kırılma, deprem ama nasıl deprem? Yanal atımlı bir deprem mi? Ters atımlı bir deprem mi? Bunlar ne yapıyor  aslında? Riski, tehlikeyi büyüten faktörler olarak ortaya çıkıyor. Evet üçüncü şekile baktığınız  zaman. Üçüncü şekilde de bakın şurası  taban bloku. Bu tavan bulunduğu taban blokuna göre,  burası sabit, aşağı doğru bir kayma var. Burasına biz eğim doğrultusu diyoruz. Doğrusu burasını bir şeyin doğru tutuyoruz,  eğim doğrultusu boyunca, bu blok, yani genelde jeolojide taban bloku denen bu blok aşağı doğru kaymış.  Aşağı doğru kayması durumunda bu tür faylanmaya, normal atımlı faylanma 'Normal Faulting' diyoruz. Genellikle Batı  Anadolu'da, Türkiye'nin batısında, Batı Anadolu'daki depremler normal atımlı meydana geliyor. Ve  bu nedenle de, bu tür depremlerin meydana gelmesi ile işte, göller ve vadiler oluşuyor. Ters atımlı, yani yukarı doğru blokunun,  tavan blokunun yukarı doğru hareket etmesiyle, buralarda görüyorsunuz bir sıkışma meydana geliyor.  Bu tür kırılmanın ya da gerilmenin ya da yeniden şekillenme olduğu yerlerde ise dağlar  meydana geliyor.  Ülkemizin doğusunda ki dağların oluşmasının bir nedeni, orada ki  kırılma sisteminin, gerilme sisteminin ters atımlı faylarla ilişkili olması, ülkemizdeki göllerin,  ovaların, Batı Anadolu'da oluşmasının bir nedeni de, Batı Anadolu'daki depremlerin normal atımlı bir  sistem olması. Tabi Anadolu levhasının kuzeyinde ki Kuzey Anadolu Fay zonu boyunca yanal atımlı bir  kırılma ile Anadolu, tabii ki bir  hareket halinde ne yapıyor? Gelişiyor ve büyüyor.

60 SANİYELİK DEĞERLENDİRME

  • Evet bir  sonraki değerlendirme için diğer arkadaşımızı davet edeceğim. Evet Ayşenur hazır mısın? Evet Ayşenur'un sesi geliyor mu? Ayşenur ses alabilecek miyiz senden? Evet  alamıyoruz. Batuhan, Batuhan, evet Batuhan. Evet Sefa diyelim. 
  • Merhaba hocam. Kim ses verdi? 
  • Sefa ben hocam. Merhaba ben Sefa dersen daha iyi olur. Evet Sefa buraya kadar anlatılanları sen bir özetle  bakalım. 
  • Hocam, kırılmalardan bahsettik. Üç tür kırılma var dedik. Ters atımlı kırılmadan bahsettik. Yukarı doğru hareket vardı. Tavan bloğu, yukarı doğru hareket ediyordu, bu şekilde.  Dağlar oluşuyordu. Ülkemizin Doğu bölgesinde oluşan dağların bu şekilde oluştuğundan bahsettiniz. Yanal  atımlı kırılmalarda vardı. Orada da iki blok yanal olarak yer değiştiriyordu. Düşey bir hareket  yoktu, bu tür kırılmalarda. Ona da, Türkiye'nin kuzey bölgesinde daha çok rastladığımızdan bahsettiniz. Normal  atımlı kırılmalar dedik, dediniz yani. Burada da eğim doğrultusunda, bloklar yer değiştiriyordu, aşağı doğru  yani. Batı Anadolu da daha çok görüldüğünden bahsettiniz. Göl ve vadi oluşturduğundan  bahsettiniz bunların. Levha türlerinden bahsettik. Bunları tam hatırlayamıyorum şu an.  Levha sınırından bahsettik, en tehlikeli depremlerin levha sınırlarında oluştuğundan bahsettik.  
  • Süren bitti. Yani benim bahsettikleri mi de anlatabilirsiniz.  Bir de anlayamadığınız kısımları  sorabilirsiniz.  Ya da size motivasyon ve ilham veren, ya işte bu  anlatılanlardan ben işte ne bileyim heyecanlandım diyebilirsiniz. beni düşündürttü. Acaba şu olabilir mi diye? O konulardan bahsedebilirsiniz.

16 ARALIK 1954 NEVADA DEPREMİ: NORMAL KIRILMA


Evet bir sonraki slayta geçelim. Evet arkadaşlar, bu tabii ki Ortadoğu ve çevresinin  sismotektoniği ile ilgili bir sunum diyeceğim ama, onunla ilgili bir sunum değil.  Bu tamamen 1954 yılında  16 Aralıkta meydana gelen Nevada depreminde gözlenen arazide ki kırığın izlerini burada  görüyoruz. Bakın normal kırılma nasıl olmuş? Az önce şekilde gösterdim. Bakın bu blok sabit,  diğer blok bu bloga göre ne olmuş? Aşağı doğru 60cm hareket etmiş. Yani bir çökme, bir çökme  meydana gelmiş. Bu deprem sonucunda.  Demek ki, bu doğrultu neyi gösteriyor bize? Bu kırığın doğrultusunu  gösteriyor, ana doğrultu. Bu doğrultu neyi gösteriyor? Eğimi gösteriyor. Bunun bir eğimi var. Tabi bu doğrusu  neyi gösteriyor. Bu doğrultu, bu blok da aşağı doğru hareket eden,  az önce dediğim gibi tavan blokunun  aşağı doğru hareket eden kısmını gösteriyor.  Demek ki,  bir depremde  görüyorsunuz,  normal bir faylanma varsa,  fay doğrultusu boyunca, bir hareket yok. Çünkü hareket aşağı doğru eğim boyunca olduğu için.  Görüyorsunuz diğer blok,  aşağı doğru kayıyor. Ve burada bir çöküntü meydana geliyor. Evet buradan baktığımız  zaman. Demek ki fayın doğrultusu neresi? Fayın ana doğrultusu burası. Fayın eğimi burası. Bu  eğim boyunca, aşağı doğru kayan blokta burası. Görüldüğü üzere. Demek ki normal faylanmalı  bir depremde ne oluyor? Bir eğim doğrultusu boyunca, kırılma aşağı doğru hareket ediyor. Yani kırılma  meydana geliyor.  Ve bu kırılmanın atımı aşağı doğru ne yapıyor? Hareket ediyor. Bu aradaki  mesafeyi ölçtüğümüz zaman, biz buna ne diyoruz? Evet normal bir faylanmaya bağlı depremde meydana  gelen maksimum atım diyoruz. Nasıl bir atım? Tabii ki düşey atımı, ne yapabiliyoruz? Buradan  ölçebiliyoruz. Evet bu demek ki normal kırılmalı depreme ilişkin, bence önemli ve heyecan verici bir  örnek. Buna benzer örneği ben 1995, 1 Ekim Dinar depremi için araziye çıkmıştım, benzer yapıları  Dinar depremi arazisinde de görmüştüm. 

TERS KIRILMA SAHA ÖRNEKLERİ



Evet bu şekil, gerçekten öğretici bir şekil. Bakalım.   Bu da gene bir normal atımlı faylanmadan sonra ne olduğunu gösteriyor? Görüldüğü üzere  bu nedir? Bu blok demek ki sabit kalmış. Bu blokta ne olmuş? Aşağı doğru kaymış. Demek ki normal atımlı bir  aylanma, az önce bahsettik.  Ama, görüldüğü üzere burada bir yükselme var arkadaşlar. Yükselme var.  Yani bu blok, sabit kalmış ve bu blok ne yapmış? Bu bloğa doğru yaklaşırken, yukarı doğru hareket  etmiş. Ne kadar hareket etmiş? Bakın, hareketin toplam hareketin miktarını, ne yapabilirsiniz? Buradan  ölçebilirsiniz.  Yani, işte ayağından beline kadar bir mesafe, yükselme meydana gelmiş.  Demek ki, normal atımda, bir çökme, ters atımda ise bir yükselme meydana geliyor. Normal Atım da bir  açılma, ters atım da ise bir sıkışma ve daralma meydana geliyor. Bu iki örnekte gerçekten bu düşey  gerilimli faylanma türüne ilişkin önemli, iki güzel örnek olarak önümüze çıkıyor.

60 SANİYELİK DEĞERLENDİRME

Evet bir sonraki  konuşma için arkadaşlarımızdan, evet Ayşenur senden alabilecek miyiz bir katkı? Başka katılan  arkadaşlarımız var mı? Ben göremiyorum. Evet, altmış saniyelik konuşmasını yapmayan  başka  arkadaşlarımız var mı? 

Ben yapmadım hocam, Batuhan. Evet buyur Batuhan.  Hocam sesim geliyor mu?  

Çok iyi geliyor, buyur.

Evet hocam, ters kılmaya örnekler verdiniz, uygulamalı örnek gösterdiğiniz tarzda kırılma  üç tane oluyordu. Normal kırılmada da alçalma oluyordu. Ters kırılmada sıkışma oluyordu.  Yükselme  ile beraber sıkışma oluyordu. Normal kırılmada da alçalma ile beraber bir genişleme oluyordu. Bunları hatırlıyorum hocam, slaytla ilgili. 

Evet yani birinde yükseliyor birinde alçalıyor,  biri sıkışıyor biri de genişliyor. Çok güzel özetledin. Bir de genişleme var ve genişlemeye  bağlı çökme. Birin de daralma vardı, daralmaya bağlı yükselme. Evet bu şekilde doğru bir şekilde  özetledin. 



Evet bir sonraki slayta geçelim. Evet hocam. Bakın arkadaşlar ters kırılma ile ilgili  olarak bir örnekte, bu şekilde veriliyor. Tabii ki burada neyi görüyoruz? Bakın burada, bu doğrultu bize  bir eğim atımlı fayın doğrultusunu gösteriyor. Yani,  hareketin, deformasyonun meydana gelmiş olduğu eğimi gösteriyor. Demek ki bu doğrultu boyunca, ne yapıyor? Bir hareket oluyor. Bakın bu blok  buradayken, yukarı doğru hareket etmiş. Yukarı doğru bir hareket.  Ne kadar hareket etmiş? Bakın  burada iken buraya kadar hareket etmiş.  Ne yapabiliriz? Demek ki toplam hareket  miktarını ki buna, 'slip' deniyor. Kayma deniyor. Displacement deniyor. Hepsi eş anlamlı kelimeler. Yukarı doğru hareket  ediyor.  Ve görüldüğü üzere, sıkışma olduğu için iki blok birbirine yaklaştığı için. Görüldüğü  üzere burada bir bükülme, meydana geliyor, bir kırılma meydana geliyor. Demek ki ters kırılmaya  bağlı depremlerde, gözlenen yüzey örneklerinde bizler ne görebiliyoruz? Bu tür burkulma,  burulma olayını rahat görebiliriz. Özellikle Şarköy 1912 deprem kırığını  bizler ziyaret  ettiğimiz zaman. 2 dönem ziyaret  düzenlemiştim. Gerçekten bu şekilleri birebir görebiliyorsunuz, elinizle, elinizle dokunabiliyorsunuz. 

YANAL KIRILMA ÖRNEK


Evet bir  sonraki şekil neyi gösteriyor bize? Bu da yanal kırılmayla alakalı, bir örneği gösteriyor. Bakın bu  doğrultu,  fayın ana doğrultusunu gösteriyor. Ama ana doğrultudan bakın sapmalar var. Görüyorsunuz, sapmaları bakın. Doğrultu burada, burada bir sapma var. Sonra bu şekilde gidiyor. Sonra bu şekilde  gidiyor. Aslında ana doğrultu şurada bu şekilde gidiyor. Belki burada bu şekilde gidiyor ve ana doğrultudan sapmalar meydana gelebiliyor. Demek ki yanal atımlı bir faylanma da görüldüğü üzere, aşağı  doğru çöken ya da yukarı doğru giden bir hareket yok. Yanal harekete bağlı olarak yüzeyde gözlenen bu tip deformasyonlar gözlenebiliyor. Evet ilginç. Demek ki yanal atımlı fay biliyorsunuz,  ülkemizde en son 1999 İzmit depreminde meydana gelmişti. Buna bağlı çok örnekler,  buna ilişkin çok  şekiller medyada paylaşılmıştı. Bakın, doğrultu böyle devam ediyor. Burada bir sapma  var. Sonra bu şekilde gidiyor, tekrar gidiyor. Yani fay doğrusu içerisinde farklı doğruları  ne yapabiliyoruz? Görebiliyoruz. Tabi ki fay doğrusunun birbirinden farklı doğrultularda  olması da, bu depremin nasıl kompleks olduğunu gösteriyor.

1906 SAN FRANSISCO DEPREMİ



Bir sonraki slayta geçelim. Evet bu slaytta gene  yanal atımla ilgili önemli bir slayt. 1906 San Francisco depreminde meydana gelmiş. Bakın bu tabii ki bir çiftlik evi ve buda görüyorsunuz evin çiti. Bunlar yan yana iken, bakın bunlar yan yana iken, burda bir yanal  atım meydana gelmiş. Yani siz burada iseniz. Size doğru karşı taraftaki, çit ne tarafa doğru gitmiş?  Sağ tarafa, ya da siz burada iseniz karşı taraftaki çift ne tarafa gitmiş? Sağ tarafa. Demek ki  hareketin türünü biz buradan ne yapabiliyoruz? Demek ki sağ yönlü bir yanal deprem meydana geldiğini  burada görebiliyoruz. Bu depremde meydana gelen maximum yer değiştirmeyi ne yapabiliyoruz? Bu iki  çit arasında, iki çit arasındaki mesafeyi ölçerek ne yapabiliyoruz? Maksimum  yer değiştirmeyi  de ölçebiliyoruz. Demek ki arazideki gözlenen depremle ilgili gözlenen  bilgiler bize,  yatay ya da yanal kırılmanın hangi yönde bir hareketle meydana geldiğini, sağ mı ? Sol mu ? Ya da bu hareketle meydana gelen maksimum yer değiştirmenin ne olabildiği ile ilgili önemli  bilgiler verebiliyor. Evet bununla ilgili daha ilave bilgiler var mı? İşte maksimum bu depremde  gözlenen hareketin 10 fit olduğu söyleniyor. Araştırmalar genellikle bu bir çiftlik evi  ve çiftlik evi içinde de görüldüğü üzere 'ban' zaten bu yapılara 'ban' deniyor, biz genelde çit diyoruz. Bunların birbirine göre de yer değiştirmesi ve aradaki mesafenin toplam ölçülmüş  değerinin, 10 fit olduğu söyleniyor. 



Evet bir sonraki şekle baktığımız zaman. Bu şekil bize ne bilgisi  veriyor? Bakın bu şekilde de bir depremden sonrada, bu şekilde de meydana gelen deformasyonu  görebiliyoruz. Tabi nasıl bir deformasyon meydana gelmiş? Nasıl bir yer değiştirme  meydana gelmiş? Evet baktığımız zaman ilk bakışta pek fazla bir şey görebilmek şansımız olmayabilir.  Ama gördüğümüz, bu ahşap binanın önemli ölçüde, hasar aldığı ve özellikle belki de fayın bu  hasarlı alan, ciddi hasar alan fayın, belki de bu binanın altından geçtiği şeklinde olabilir. Onun dışında fazla bir  bu bilgi yada yorum yapmak için ilave söyleyeceğim bir bilgi yok.

60 SANİYELİK DEĞERLENDİRME

Evet bir sonraki arkadaşımıza,  tekrar sizleri hem tanımak hem de şey yapmak için, evet Atakan konuştu. Ayşenur burda mı? Sesi  verebiliyor mu? Üçe kadar bekleyin. Evet Batuhan tekrar sana dönelim. Evet buyur Batuhan. Sefa diyelim o zaman, buyur Sefa. 

Merhaba hocam, ben Sefa. 

Evet buyur.  

Hocam, ilk resmimizde 1906 San Fransisco depreminden  bir resim vardı.  Orada bir çiftlik evinde. Orada bir yanal atımlı kırılma örneği görmüştük. Çitler  sağa doğru  hareket etmişti. Çitlerin arasında mesafe olmuş, oluşmuştu yanal yönde.  Çitlerin arasındaki mesafeyi ölçerek, 'Maximum Yer  Değiştirmeyi' ölçebileceğimizden bahsetmiştiniz. İkinci resimle ilgili zaten deforme olmuş bir ev vardı,  ahşap. Çok fazla yorum yapamayacağımızı söylediniz. 

Evet derse katılan yeni arkadaşlar var mı arkadaşlar? Derse sonradan katılan? Yok galiba. Yok mu diğer arkadaşlar.  Yok diyorsunuz evet. Demek ki üç aktif arkadaş var  bugün derste. Atakan, Batuhan ve Sefa. Diğer arkadaşımız konuşamıyor. 

1992 LANDERS DEPREMİ



Evet bir sonraki slayta  artık geçelim. Evet arkadaşlar bu da 1992 yılında meydana gelen Landers depremi. Bakın bu  bir karayolu.  Ne olmuş karayolu'nda? Bakın, bu karayolunun şeriti ne olmuş? Birbirine göre hareket etmiş,  yer değiştirmiş. Siz bu şeritin bu kısmında ayakta durduğunuz zaman, karşı şerit ne tarafa doğru hareket etmiş oluyor?  Bakın.  Sağ tarafa doğru hareket etmiş oluyor. Burada durursanız. Karşılıklı şerit ne tarafa hareket etmiş oluyor?  Sağ tarafa doğru hareket etmiş oluyor. Demek ki bu fotoğrafa bakarak. Size bir soru sorulsa,  'bu deprem hangi yanal atımlı bir depremdir?'. Yanal atımlı bir deprem olduğu kesin. Sağ yönlü  yanal atımlı bir deprem. Yani Kuzey Anadolu Fay zorunda ki depremlere benzeyen. Atım yönü sağ tarafından  bakıp ne tarafa doğru atılıyor? Buna göre, sağ tarafa doğru atılan bir fay sistemi,  kırılma sistemi ile meydana gelen bir deprem olduğunu ne yapabiliyoruz? Buradan rahatlıkta görebiliyoruz. Evet  Landers 1992, Kaliforniya'da meydana gelen bir deprem. Tabii ki Kaliforniya'daki depremler ile  Kuzey Anadolu fayı oradaki depremler birbirine benziyor. Çünkü San Andreas fayı ile Kuzey Anadolu  fay zonu birbirine ikiz yapıda bir geometriye sahip. Deprem oluşumuna sahip . O nedenle de bu iki fay zonunu  anlamak önem arz ediyor.

LEVHA HIZLARI VE DEPREMLER



Evet baktığımız zaman buradaki soru, 'Haiti Nerede?'.  Haiti depremi olmuştu, Büyük Haiti depremi. Nerede deprem olmuştu?  Altta ki açıklamalar farklı bilgileri gösteriyor. İşte Continental kıta ve  okyanusun birbirine yaklaştığı yerler. Demek ki kıta ile okyanus ne yapıyor? Birbirine yaklaştığı  yerler. Bakın, burası  nedir arkadaşlar? Bir Okyanus. Demek ki Coccos Fayı ne yapıyor? Buraya doğru  hareket ediyor. Demek ki hareketin yönü ne yapabiliyoruz bizler? Ölçebiliyoruz. Bu üçgen yapılarda  neyi gösteriyor? Aslında bu hareketin bir ters fay olduğunu gösteriyor. Demek ki üçgen işaretinin anlamına bakın. Burada girişte, Subduction Zone Yani bir dalma var.  Demek ki Coccos levhası  ne yapıyor? Kuzey Andes'in altına doğru dalıyor. Tabii ki bu dalmanın hızı,  ülkelerden ülkelere,  levhalardan levhalara göre değişiyor. Dünya'da en hızlı dalan levhalardan biri Coccos Levhası,  67 mm/yıl hızla dalıyor. Tabi Türkiye'nin batısında Afrika levhası 15 mm/yıl hızla  daldığını düşünürseniz, nereden baksanız Afrika levhası Batı Anadolu'da Anadolu'nun altına 15  milimetre hızla dalarken, onun 5 katı hızla ne yapıyor burada? Bir dalma  meydana geliyor,  hızı beş kat daha fazla. Demek ki levhaların hızı arttığı zaman, burada ki meydana gelen depremlerin  de oluşum hızı artıyor. Oluşum hızı artması demek, daha sık meydana deprem geliyor. Demek  ki Türkiye'deki levhalar her ne kadar benzer bir yapıya sahip olsa da, bu levhaların birbirlerine  göre hareket hızı aynı olmadığı için bu levhalarda gözlenen depremlerin oluşum hızı ya da tekrarlanma  süresi aynı olmayabiliyor. Demek ki sistemsel bir benzerlik olmasına rağmen ve oradaki meydana  gelen deprem sayılarının birbirine benzememesi nedeni nedir? Demek ki levhaların hızlarında ki  farklılık olduğunu ne yapmamız lazım? Bilmemiz gerekir. Evet görüldüğü üzere bu levhaların hızı  değişiyor. Mesela burada 40 mm/yıl hızla geliyor. Mesela buradaki hız 95 mm/yıl hızla devam  ediyor. Mesela burada Caribbian depremleri meydana gelmiş, Caribbian depremleri. Bakın şimdi hareket  hızı daha düşük ama levha sınırlarında, çarpışma sınırlarında hareket hızları daha büyük olarak  ortaya çıkıyor. Evet başka bu şekil ile ilgili ne diyebiliriz? Ne diyebiliriz Arkadaşlar?  Bakın demek ki birim neymiş? Bu hareket hızının birimi mm/yıl yani yılda hareket hızı. Yani bir  yıl içerisinde 67 milimetre bu yöne doğru hareket ediyor. Tabi bu harekete bağlı olarak özellikle  karşı levha ki,  bu dalan levha, 'Subduction' yani dalan levha. Oda bu levhanın üzerine, 'Overriding' üstüne binen levhanın hızlarını görüyorsunuz. Değişik  şekilde gözleniyor.  Mesela bunun, bu levha  bunun altına giderken bu levhanın da bu üstüne doğru  gitme hızı 25 milimetre yıl olduğu buradan gözüküyor. Bakalım buradaki levhaya bakalım.  Burada ki levhada, bir dalma batma zonu. Bir Subduction Zone olarak gösterilmiş. Bakın burada ki işaret bir Subduction Zonu. Subduction Zonu neydi? İki levhadan biri diğer levhanın altına giriyor.  Altına dalıyor demektir. Bir dalma olayı var.  Bakın burada ki dalma hızı 27 milimetre/yıl. Yani  yılda 27 milimetre. Ama burada ki neydi? 67 milimetre. Görüldüğü üzere dünyadaki levhalar tabii ki  hareket halinde ama bunların hareket hızları ve hareket yönleri aynı değil. Bu oklar hareket yönünü gösteriyor.  Aynı zamanda bu okların büyüklükleri de hareket hızlarında ki büyüklükle orantılı bir şekilde  artıyor. Evet baktığımız zaman bu kırmızı yerler neyi gösteriyor? Continental rift boundary, Oceanic Spreading yani okyanustaki açılma  kuşakları ne yapıyor? Gösteriyor bunlar. Demek ki burada açılmalar meydana geliyor. Yani  yeni sıcak malzemeler ne yapıyor? Burada açığa çıkıyor ve açığa çıkmaya bağlı olarak da  levhalar bu tarafa doğru itildiği için, bu açığa çıkan malzemelerin etkisiyle levhalar ne yapıyor?  Belirli hızlarla hareket ediyor ve hareket ederken ne yapıyor? Sabit olan bir levhaya çarpıyor,  çarpmaya bağlı olarak ta bu ortamlarda dalma meydana geliyor. 

60 SANİYELİK DEĞERLENDİRME

  • Evet bir arkadaşımızdan gene söz  alalım. Kimdi en son alan, almayan? Evet Atakan senden almadık herhalde, buyur. 
  • Merhaba hocam,  Atakan ben.
  • Evet buyur Atakan.  
  • İlk fotoğrafta, ilk slaytta bir karayolu depremi görmüştük. Buradaki şeritler birbirine göre kayıyordu ve kaymasına her iki tarafından baktığımız zaman da sağ yönü olduğu için sağ yönü yanal atımlı deprem  olduğunu anlıyorduk. Bir de kuzey Anadolu fayı ile San Andreas fayının birbirine benzerliği olduğunu  söylemiştiniz. İkinci slaytta da levhaların kayma hızlarını görmüştük. Kayma hızlarına  bağlı olarak birbirlerinin altına girebilir veya üstüne çıkabiliyordu levhalar birbirlerinin. Coccos  levhasının başka bir levhanın altına dalma hızının çok hızlı olduğundan bahsetmiştiniz. Afrika'nın Anadolu'ya Haiti levhasının altına dalma hızının çok hızlı olduğundan bahsetmişsiniz. Afrika'nın  Anadolu'ya olan dalma hızından 5 kat daha hızlı olduğunu söylemiştiniz. Ama bu hızın fazla olmasının,  depremlerin sıklığını arttırdığından bahsetmiştiniz yanlış hatırlamıyorsam. Hatırladığım bu kadar, hocam. Teşekkür ederim. 
 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Sunumumuzu ne yapıyoruz, bitiriyoruz. Dersimizi kapıyoruz. Ve kaparken de bir kısa değerlendirme yapıyoruz. Ekranda ben görünüyor muyum arkadaşlar. Şimdi. 

Evet hocam görünüyorsunuz. 

Tamam tamam. Evet evet dersimizi özetlersek,  bugün hastanelerin deprem riskinin azaltılması dersini arkadaşlarımıza yaptık. Bu derse katılan  arkadaşlarımız, özellikle önemli katkılar sağladı. Bu dersin içinde oldular. Bu dersin gelişmesine,  bu dersin gerçekten sağlıklı işlemesine katkı verdiler. Tabii bu derste Deprem- 101 eğitimini verdik.  Bununla ilgili olarak eğitime gelecek haftada devam edeceğiz. Bu hafta deprem haftası ve deprem  haftasında bizler, 'Deprem 101' eğitimini özellikle arkadaşlarımızla birlikte yaptık. Derslerimiz  devam edecek. Umarım diğer arkadaşlar da katılır, altmış saniyelik konuşmaları arkadaşlarımız  gerçekten 60 saniyeden, daha fazla olarak yaptılar, birkaç 60 saniye yaptılar. Çünkü derse katılan,  aktif olarak katılan arkadaş sayımız üçtü. Normalde 10 kişi katılsaydı, bu arkadaşlarımız iki  defa 60 saniye konuşabilecekti. Ama arkadaşlarımız katıldığı için daha çok söz alma imkanı, toplum  önünde canlı yayında konuşma fırsatı buldular. Bu yayın tabii ki YouTube kanalımıza yüklenecek,  üniversitemizin kanalında bu yayın yüklenecek. Evet hastanelerin deprem riskinin azaltılması  ile ilgili ilk hafta dersimizi yaptık ve deprem 101 eğitimine  devam edeceğiz ve daha sonra da  hastanelerdeki deprem riskinin azaltılması ile ilgili durumu, tekrar FEMA kriterlerine uygun  olarak tartışacağız. Genellikle hastanelerde deprem riskinin azaltılması ile ilgili dersimiz  FEMA dersine dayanıyor, FEMA eğitimine dayanıyor. Bu nedenle de FEMA'nın eğitim içeriğini esas alıyoruz.  Tabi ki o içeriğin üstüne de içerik katarak, Sismoloji biliminin ve özellikle bu dersi veren  bir Sismoloji öğretim üyesinin birikimlerini katarak ne yapıyoruz? Tabii ki Türkiye'de bu  dersi alan arkadaşlarımıza en güçlü şekilde bu dersi veriyoruz. Evet tüm katılanlara iyi günler diliyorum. Ve dersimizin kaydını burada durduruyoruz. Haftaya buluşmak dileğiyle.

ÇALIŞMA SORULARI

UNESCO’nun ‘Risk = Tehlike x hasar görebilirlik x etkilenme x maliyet’ olarak verilen formüle göre,
    • Riski azaltmak sadece tehlikeyi tanımakla mı mümkündür?
    • Risk formülünde en önemli madde sadece tehlikeyi tespit midir?
    • Tehlike dışında kalan diğer parametreler ne kadar etkilidir?
Tam yanal atımlı fayların ‘Pure Strike-Slip Fault’ kırılma sürecinde dikey bir hareket oluşmaz. Birbirine paralel hatlar birbirine göre yatay olarak hareket eder ve yer değiştirir. Dolayısıyla da bu yatay yönlü hareketlerin diğer kırılma çeşitlerine daha geniş uzanımla alana yayılmalarından kaynaklı olarak risk ve tehlikelerinin daha yüksek olduğu gözlenir. 
    • Bu çıkarımın gerekçeleri neler olabilir? 
Ters kırılmada ‘Reverse Faulting’ eğim atımlı bir fay bloğunun yukarı doğru hareketinde,
    • Toplam hareket veya yer değiştirme (kayma) büyüklüğünü bulabilir miyiz?
    • Oluşan kıvrılmanın (burulmanın) ne kadar olduğunu nasıl tespit ederiz?
Dünya’da depremlerin kaydedilmesiyle birlikte yerkürenin içini daha iyi tanındı.  Dünyanın içi hakkında yeni bilgiler meydana gelen her yeni depremlerle araştırılmaktadır.

    • Yapılan araştırmaların bilimsel açıdan ne kadar gerçek olduğunu ve dünyamızda gerçekten görülen şeylerin var olduğunu nasıl tespit edebiliriz?
Deprem tehlikesine karşı yapısal veya yapısal olmayan hasar görme potansiyeli ile ilgili olarak insanların ölmesi veya yaralanması riski vardır.
    • Depreme karşı etkilenme oranını en aza indirecek tedbirler neler olabilir?
    • Bu tedbirleri ve standartlarını, evrensel olarak belirleyen kurumun adı nedir?

 

No comments:

Post a Comment

Yaşam Bilimi ve İlimlerin Önemi: Geçmişten Günümüze

ARZIN YARATILIŞ SÜRESİ