Global Seismology: Unlocking Earth's Secrets Through Waves

Küresel Sismoloji Dersi – Tam ve Çalışan

Küresel Sismoloji Dersi
Timestamp ile Bölüm Bölüm Anlatım

Kapak

Dersimiz tamamen kayıtlı olarak gerçekleştiriliyor ve ders sonunda YouTube kanalımızda yayınlanacak. Meraklı öğrenciler tekrar izleyebilecek. Ses ve görüntü kalitesi yüksek tutuluyor, herkesin mikrofonu kapalı. Sismoloji yani deprem bilimi, fizik mühendisliği çatısı altında çok disiplinli bir alandır. Fizik, matematik, jeoloji, hatta kimya mezunları da bu alanda yüksek lisans ve doktora yapabilmektedir. Özellikle Amerika’da sismoloji doktora programları çok yüksek burs imkanları sunuyor ve öğrenci azlığı nedeniyle kontenjanlar genellikle boştur. Bu durum Türk öğrenciler için çok büyük bir fırsattır.

Düşünce Atölyesi: Dersler kayıtlı olunca öğrenciler daha dikkatli mi izliyor, yoksa “sonra bakarım” diyerek dersi tamamen mi kaçırıyor? Kayıtlı eğitim öğrenmeyi artırıyor mu?

Amerika’da sismoloji doktoralarının büyük çoğunluğu fizik veya matematik mezunudur. Türkiye’de jeofizik mühendisliği doktora programlarına herhangi bir bölümden mezun olanlar başvurabilir, ön koşul yoktur. Öğrenci azlığı nedeniyle kontenjanlar genellikle dolmaz. Doktora yapmak ciddi zaman, laboratuvar ve finansal destek gerektirir. Amerika’da sismoloji projelerine çok büyük bütçeler ayrıldığı için burslar oldukça yüksektir ve Türk öğrenciler de bu fırsatlardan yararlanabilir. Bu durum gelecekteki deprem araştırmalarımız için çok değerli bir kaynaktır.

Düşünce Atölyesi: Türkiye’de jeofizik doktora kontenjanı 10 katına çıksa ve burslar ABD seviyesine gelse, 15 yıl içinde Japonya gibi olabilir miyiz?

Aynı büyüklükteki depremde Japonya’da ölüm sayısı çoğu zaman sıfır ya da tek hanelerde kalırken Türkiye’de on binleri bulabiliyor. Bunun tek nedeni var: Japonya 100 yıldır her depremden sonra bina yönetmeliğini güncelliyor, sismik izolasyon ve erken uyarı sistemlerini zorunlu kılıyor, toplumun her ferdini eğitiyor. Bu emek-yoğun süreçle deprem riskini neredeyse sıfırlamış durumdalar. Türkiye ise aynı faylar üzerinde olmasına rağmen hazırlık konusunda çok geride.

Düşünce Atölyesi: Japonya her felaketi “ders”e çevirip yönetmeliği güncelliyor. Biz 1999’dan beri aynı hataları neden tekrarlıyoruz? Bu bir tercih midir?

IRIS Seismic Monitor üzerinden saatlik, günlük ve haftalık depremler canlı olarak gösterildi. Aktif fay hatlarının sürekli çalıştığı, enerji birikiminin hiç durmadığı vurgulandı. Denizdeki depremler bile net bir şekilde izlenebiliyor. Bu harita, dünyadaki tüm fay sistemlerinin 7/24 aktif olduğunu ve deprem riskinin her an var olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Düşünce Atölyesi: Faylar her saniye enerji biriktiriyorsa, “uzun zamandır deprem olmadı, rahatladık” demek ne kadar büyük bir yanılsamadır?

21 Kasım 2020’de Latin Amerika’da 6.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi, derinlik 19 km. 2018’de aynı bölgede 6.8 olmuştu. Yeni deprem bağımsız mı, yoksa büyük depremi tetiklemiş olabilir mi tartışması yapıldı. Büyük depremlerin birbirini tetikleyebildiği bilimsel olarak kabul ediliyor. Bu durum faylar arası etkileşimin önemini gösteriyor.

Düşünce Atölyesi: Büyük depremler birbirini tetikleyebiliyorsa, Marmara’da son dönemde artan küçük depremler aslında büyük depremin habercisi olabilir mi?

Türkiye’nin neredeyse tamamı “en yüksek risk” yani kırmızı bölgede yer alıyor. 8-12 şiddet skalasında 2+ zaten binaları tamamen yok ediyor. Harita çok net bir uyarı veriyor. Bu harita, ülkemizin deprem riskinin ne kadar yüksek olduğunu ve acil önlem alınması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.

Düşünce Atölyesi: Harita tamamen kırmızıysa ve biz hâlâ eski binalarda yaşıyorsak, suçlu deprem mi, yoksa bizler miyiz?

1 tane 8.8 deprem yaklaşık 1.000+ tane 6.1 deprem enerjisine eşit. Büyüklük her 1 artarken enerji 31,6 kat artıyor. Öğrenci yorumu: “Deprem zamanı tahmin edilebilir.” Bu enerji farkı çok büyük bir fark yaratıyor ve küçük depremlerin “rahatlatma” etkisinin olmadığını gösteriyor.

Düşünce Atölyesi: Enerji farkı bu kadar büyükken, “küçük depremler enerjiyi alır, rahatlatır” inancı neden hâlâ bu kadar yaygın?

1960’ta 9.3 depremle büyük kayıp yaşadıktan sonra Şili, jeofizik mühendisliğini maksimum kullandı. Bugün dünyanın en hazırlıklı ülkelerinden biri oldu. Bina kodları, erken uyarı, toplumsal eğitim hepsi mükemmel seviyede.

Düşünce Atölyesi: Şili 60 yılda başardıysa, Türkiye neden 2035’e kadar aynı seviyeye gelemiyor? Gerekli irade ve bütçe var mı?

Sismoloji deprem dalgalarının analiziyle uğraşır. IRIS, ISC, GFZ ücretsiz veri sunuyor. Obspy, SeismoSoft gibi yazılımlar herkesin erişimine açık. Veri merkezlerine üye olup ücretsiz indirilebiliyor. Bu verilerle kendi araştırmanızı yapabilirsiniz.

Düşünce Atölyesi: Tüm veri ücretsiz ve açıkken, Türkiye neden hâlâ kendi erken uyarı sistemini kuramadı? Eksik olan sadece irade mi?

Japonya’da 4.000+ istasyon var. P-dalgası gelir gelmez 5–40 saniye öncesinden uyarı gidiyor: tren duruyor, ameliyat kesiliyor, gaz vanası kapanıyor. Bu sistem 2011 Tōhoku’da binlerce hayat kurtardı.

Düşünce Atölyesi: Erken uyarı sistemi olsaydı 2023 depremlerinde 20 saniye önce kaç bin hayat kurtulurdu? Bu 20 saniye altın değerinde değil midir?

Jeotermal, petrol/doğalgaz çıkarma-depolama, atık su enjeksiyonu, madencilik patlatmaları, CO₂ depolama gibi işlemler fayları tetikleyebiliyor. Artık sadece tektonik depremler değil, insan kaynaklı depremler de ciddi tehdit.

Düşünce Atölyesi: Temiz enerji için yer altına yüksek basınçlı sıvı basıyoruz. Bu fayları “uyandırıyorsa” temizlik kavramı değişir mi?

Por basıncı artışı normal gerilmeyi azaltır, kayma gerilmesi artar, fay kayar. Şematik çizimlerle detaylı anlatıldı. İnsan faaliyetleri bu dengeyi bozabiliyor.

Düşünce Atölyesi: İnsan por basıncını artırarak fay kilidini açabiliyorsa, doğanın dengesini bozma hakkını kendinde görebilir mi?

2008 Çin 7.9 (baraj), 2011 Oklahoma 5.8 (atık su), Groningen 3.6 (gaz çıkarma), İspanya 4.2 (gaz depolama), Avustralya 5.6 (madencilik). İnsan kaynaklı depremler 7.9’a kadar çıkabiliyor.

Düşünce Atölyesi: İnsan 7.9 büyüklüğünde deprem üretebiliyorsa, doğaya karşı ne kadar güçlüyüz? Bu güç kimin elinde olmalı?

İspanya’da gaz depolama durdurulunca depremler aniden kesildi. Oklahoma’da şeyl gazı patlamasıyla deprem sayısı 900+/yıl’a çıktı. Depolama durdurulduğunda deprem riski azalıyor.

Düşünce Atölyesi: Gaz depolama durunca deprem bitiyorsa, Marmara’daki projeleri durdurulabilir miyiz? Enerji mi, can mı öncelikli?

Marmara’da doğalgaz depolama miktarıyla deprem sayısı arasında pozitif korelasyon iddia ediliyor. Diyarbakır petrol sahasında su enjeksiyonu sonrası deprem artışı gözlendi. Türkiye’de de insan kaynaklı risk artıyor.

Düşünce Atölyesi: Türkiye’de gaz-petrol sahaları çoğalırken jeofizik güvenlik izleme sistemi kurmazsak, kendi elimizle deprem mi tetikliyoruz?

Afrika plakası yılda 2.15 cm kuzeydoğu, Orta Amerika plakası 4 cm doğu-kuzeydoğu hareket ediyor. Haftalık deprem istatistikleri verildi. Plakalar sürekli hareket halinde.

Düşünce Atölyesi: Plakalar her yıl santimetrelerle hareket ediyorsa, Marmara’da beklenen büyük deprem için kalan süre gerçekten 10-15 yıl mı?

Science dergisinde yayınlanan insan kaynaklı depremlerle ilgili makale 5N1K yöntemiyle 400 kelime özetlenecek. Sınav sonrası teslim edilecek. Makale linki ders sonunda paylaşılacak.

Düşünce Atölyesi: Bilimsel makaleleri 5N1K ile özetlemek, en karmaşık konuları bile 5 dakikada anlatılabilir hale getirir mi? Günlük hayatta da işe yarar mı?

Comments