The immense loss of life during major earthquakes demonstrates the necessity of comprehensive preparedness. The 2011 Tōhoku earthquake in Japan, which resulted in around 19,000 fatalities, primarily due to tsunamis and subsequent fires, is a stark example. Additionally, the 2004 Indian Ocean earthquake affected 14 countries, leading to approximately 230,000 deaths—highlighting how critical early warning systems are for saving lives by enabling timely evacuations (FEMA, 2020).
Seismology—the scientific study of earthquakes—is central to understanding seismic activity and enhancing public safety measures. This field relies on analyzing decades of earthquake data to identify seismic patterns and improve preparedness strategies. Studies indicate that regular analysis of seismic patterns, especially in highly active regions like the Pacific Ring of Fire, can inform communities of imminent risks. This area accounts for about 90% of the world’s major earthquakes and includes seismically active nations like Japan, Indonesia, and Chile (USGS, 2021).
Earthquakes can originate at various depths, often without immediate surface indicators. Notably, surface fractures may not always align with an earthquake’s epicenter. For example, the 2023 Malatya earthquake, which had a magnitude of 4.2, occurred at a shallow depth of 5 kilometers, showing how localized geological structures affect how we perceive and measure seismic activity (USGS, 2021). These distinctions are essential in developing more accurate measurement and response strategies.
Dersin Başlangıcı ve Deprem Sonrası Durum
Evet, öncelikle bu dönem ilk dersimizi yapıyoruz. Gerçekten bu ders özel ve önemli bir ders çünkü ülkemizde büyük bir deprem meydana geldi. Depremden sonra ilk dersin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili eğitimler veriliyor. Maalesef bu eğitime ben katılmadım. Deprem sonrası ne söylenmesi gerektiğini bilemiyorum ama ülkemizin bir tarafında gerçekten önemli kayıplar ve yıkımlar oldu. Bu nedenle hepimiz üzgünüz. Gerçekten bir parçamız yıkıldı. Acılar çekiyor, o nedenle de zor zamanda yer birimlerinin, yapı birimlerinin ve depreme dayanıklı proje mühendislerinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Sorumluluklar ve Yıkılan Binalar
Tabii ki bu yıkılan binaların yapılmasında mimar, mühendis, yapı derecesi ve bu yapılara izin veren il yöneticileri de sorumlu olabilir. Bununla ilgili araştırmalar yapılıyor, ilgili sorumlular bulunmaya çalışılıyor. Ancak bu sorumluların bulunması ve cezalandırılması, maalesef ölen insanlara geri getiremeyecek. Bu nedenle, aslında bu tür depremler olmadan önce yer ve yapı denetiminin yapılması gerekiyor. Yıkılacak binaların önceden tespiti mümkün. Mesela İstanbul'da 6 ilçede 150.000 bina incelendi. Yıllar önce 40.000 bina yıkılacak diye yöneticilere rapor edildi. Tabii ki yöneticiler elinde bu tür yıkılacak binaların raporu varken, üstüne düşen sorumlulukları yapmazsa ve bu deprem meydana gelirse, sonuçlar ağır oluyor.
Depremin Yayılması ve Yerel Yöneticilerin Sorumluluğu
Bu deprem Maraş'ta başladı, Hatay'da devam etti. Dün Niğde'de, bugün ise Malatya'da etkisini gösterdi. Büyük bir enerji yayılıyor, dünyada etkisini gösteriyor ve ülkemizde de etkilerini gösteriyor. Bu nedenle, gerçek anlamda, deprem sonrası yıkılacak binaların adres bilgilerine sahip yöneticiler, depremden önce sorumluluklarını yerine getirmediğinde, insanların hayatını kaybetmesi kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden, gerçekten bu bilgiye sahip olan tüm yöneticileri, ellerindeki verileri kullanmaya davet ediyoruz. İnsanlarımız binaların altında kaldıktan sonra onları çıkarmak değil, o binalar yıkılmadan önce onları daha güvenli yerlere taşımak çok daha önemli. Önemli olan enkaz altından kurtarmak değil, enkaz altında kalmalarını önlemek.
Hande'nin Görüşleri
Evet, Hande, sen ne diyorsun? Belki depremden sonra ilk derste, seni de görüşlerini almak isterim. Sen de bir harita mühendisisin. Ne düşünüyorsun?
Hande: "Hocam, ben çok üzüldüm. Zaten ilk duyduğumda pek kendime gelemedim. Birkaç gün arkadaşlarıma ulaşmaya çalıştım. Allah'a şükür, ben herkese ulaşabildim. Aksi bir durum olmadı ama sadece şanslı sayıyorum kendimi. Ulaşabildiğim için başka hiçbir şey diyemiyorum. Evet, büyük geçmiş olsun. Gerçekten denilecek söz yok. Önemli olan şu anda sokakta insanlar var, karla, kışla, doğayla ve iklimle mücadele eden sokakta insanların da tabii ki ortam koşullarına karşı devam etmeleri çok önemli. Sorumluluklar yönetenlere ve milletimize düşüyor. Onlar da tez zamanda normale dönerler. Allah ölmüşlerimize rahmet eylesin."
Dersin Temeli: Deprem Bilimi (Sismoloji)
Evet, dersimizin temeli ileri sistemde olacağı aslında sismoloji. Deprem bilimi, çalıştığım ana bilim dalının adı. Bu derste çok fazla ileri gitmemiz durumu olabilir. Öğrencilerin durumu göz önünde bulundurularak dersin ilerleyişi, bazen biraz ileri, bazen geri olabilir. Herkes için uygun bir orta nokta bulacağız.
Sismoloji Dersinin İçeriği ve Eğitimi
Bu ders, sismoloji yani deprem bilimiyle ilgili olarak, fazla detaya girmeden anlaşılır bir şekilde sunulacaktır. Dersin amacı, bölgedeki depremlerden sonra ortaya çıkan yeni bilgiler ışığında, daha önce yapılmış çalışmaların gözden geçirilmesidir. Özellikle bu büyük deprem öncesinde ve sonrasında yapılan sismoloji çalışmalarının nasıl bir etkisi olduğu, ne gibi önlemler alındığına dair değerlendirmeler yapılacaktır.
Dersin Kayıtları ve Amaç
Ders, YouTube kanalıma yüklenecek ve isteyen herkesin faydalanabileceği şekilde yayımlanacaktır. Bu sayede, resmi öğrenci statüsünde olmayan ama bilgiye meraklı kişiler de bu derslerden yararlanabilecektir. Hande ile birlikte dersin içeriğini olabildiğince iyi bir şekilde sunmaya çalışacağız. Çünkü Hande'nin anlaması benim anlatımımın kalitesini belirleyecektir.
Eğitim Geçmişim ve Ders Deneyimi
Bu derse İstanbul Teknik Üniversitesi'nde başladığım yüksek lisans sırasında katıldım. O zamanlar dersin hocası Kazım Ergin hocamızdı. Kazım Ergin hocamız, Türkiye'deki jeofizik mühendisliğinin kurucularından olup, dersleri İngilizce olarak veriyordu. Bu benim için ilk kez yer bilimleri ile ilgili İngilizce bir ders almak anlamına geliyordu. Bu da oldukça zorlayıcıydı, çünkü teknik İngilizce, genel İngilizceden çok daha farklıdır.
Ödevler ve Eğitim Felsefesi
Kazım Ergin hocamız, öğrencilerine verdiği ödevlerin dönüşümleriyle ilgilenir ve her öğrencinin eksikliklerini gidererek onlara yardımcı olurdu. Bu yaklaşımı, Türkiye'de eğitim vermemde büyük bir etkisi olan bir yöntemdi. Öğrencilere geri dönüş yapmamanın, motivasyonu düşürdüğünü ve öğretim kalitesini olumsuz yönde etkilediğini düşünüyorum.
Akademik Kariyerimdeki Etkisi
Kazım Ergin hocamız, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde matematik üzerine doktora yapmış bir akademisyendi. Onun dersinden geçebilmek, bana bir asistanlık pozisyonu açtı. Bazen zor görünen dersler, insanın önünü açabilecek fırsatlar yaratabilir. Bu da bize, zor yoldan gitmek gerektiği öğüdünü verir.
Sonraki Adımlar ve Teşekkürler
Hande'nin de harita mühendisliği mezunu olup, farklı bir disiplinden bu alana geçmiş olması, onun için önemli bir deneyim olacaktır. Başarılarının, bizim katkılarımızla şekillenmesini dilerim.
Kazım Ergin Hocamızın Mirası
Kazım Ergin hocamızın ders notları şu anda TÜBİTAK'ta yayımlanmıştır. İlgilenenler, bu ders notlarına TÜBİTAK'tan ulaşabilir. Kendisi yıllar önce vefat etti, ancak hizmetleri ve öğretileri hala değerini koruyor.
Sismoloji Kaynakları
Bu derste özellikle yeni başlayanlar için iki önemli Türkçe kaynak önerilmektedir. Bunlardan biri, Amerika’daki pek çok üniversitede okutulan ve özellikle Fatih Üniversitesi'nde referans olarak verdiğim bir kitaptır. Bu kitap “Sismoloji, Giriş, Depremler ve Yerin Yapısı” adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Çevirisini Serkan Öztürk yapmıştır, kendisi Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde çalışmaktadır.
Diğer bir kitap ise Dr. Feyza Hoca tarafından çevrilmiş ve sismoloji üzerine oldukça aktif bir jeofizik mühendisi tarafından yazılmıştır. Bu kitaplar, Türkiye Mimar Mühendislik Odası, Jeofizik Mühendisliği Odası’nda satılmaktadır ve öğrencilere uygun fiyatlarla sunulmaktadır. Bu kitapları alarak, Türkçe kaynaklarla dersten daha verimli bir şekilde faydalanabilirsiniz.
İngilizce Kitaplar ve Erişim İmkanları
Bu kitapların İngilizce versiyonlarına internette erişebilirsiniz. Bazı platformlarda, bu kitapların İngilizce PDF versiyonları indirilebilmektedir. İngilizce okuma bilgisi olmayanlar için ise Türkçe kaynaklar mevcut ve bu kaynaklarla dersten faydalanabilirsiniz.
Kitapların İçeriği ve Öneriler
Kitaplar hakkında hocamızın yorumu şöyle: “Jeofizik, ana dili olan matematikle çok güzel anlatılmaktadır.” Bu kitaplar, özellikle jeofizik mühendisliği öğrencileri için temel bilgiler sunarak çok faydalıdır. Yazar, kitapları özellikle jeofizik mühendisliği öğrencilerinin ve mühendislik bölümünde ders görenlerin okumasını tavsiye etmektedir. Kitaplar olmadan bu derslerden fazla verim almak mümkün değildir. Bu nedenle kitaplı dersler daha etkili bir eğitim sağlar.
Kral Fatih Üniversitesi ve Eğitim Modeli
Özellikle Kral Fatih Üniversitesi’nde derslerin referans kitabı olarak Solid Earth kitabı kullanılmaktadır. Bu kitap, 2004 yılında yayımlandı ve öğrenciler ders öncesi ücretsiz olarak alırlar. Bu modelde, dersler kitapla paralel işlenir ve öğrencilere hangi sayfadan devam edileceği dersin başında belirtilir. Bu eğitim modeli, derslerin kitap eksenli olarak yapılmasını sağlıyor.
Diğer Kitaplar ve Uygulamalar
Bir diğer kaynak, fizik ve jeofizik sözlükleri içeren bir kitap olup, bazı kavramların Türkçesini bulmanıza yardımcı olabilir. Bu sözlükler, bilim insanları tarafından yıllar önce çevrilmiş ve hem Türkçesi hem de İngilizcesi internet üzerinden erişilebilir durumdadır.
Sismoloji Eğitimi ve Eğitim Kanalları
Sismoloji ile ilgili çok sayıda eğitim kanalı bulunmaktadır. Özellikle Hande, harita mühendisliği alanında eğitim verdiği için, sismolojiyle ilgili önemli eğitim içeriklerine sahiptir. Ayrıca, Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışan meslektaşlarımız, jeodezik veriler kullanarak depremlerin oluşum öncesi hareketlerini takip etmektedirler. Bu alandaki araştırmalar oldukça başarılıdır.
Uluslararası Sismoloji Kaynakları
Uluslararası Sismolojik Araştırmalar Merkezi’nin YouTube kanalında çok sayıda sismolojiyle ilgili kısa bilgilendirici video ve konferans yer almaktadır. Ayrıca, Pasifik Kuzeybatı Yer Bilimleri gibi platformlarda yer alan animasyonlar ve görseller de kaynak olarak kullanılabilir. Özellikle Aires üzerinden ulaşılabilen animasyonlar, sismoloji konusundaki bilgilerinizi geliştirebilir.
Kaynaklara Erişim ve Kullanım
İngilizce kaynakları, hızlı bir şekilde anlamanızı zorlaştırıyorsa, hızını yavaşlatma seçeneğiyle ve alt yazılı videolarla dinleyebilirsiniz. Ayrıca, öğrenciler anlamadıkları teknik kelimeleri ders kapsamında sorarak daha iyi kavrayabilirler.
Öğrenci Soruları ve Güncel Sorular
Geçen sene, öğrencilere yönelik olarak 40 tane soru hazırlamıştım. Bu sorular arasında öğrencilerin seçtiği sorular vardı ve bu soruları güncelleyerek bu derse ekledim.
Bir öğrencimiz, "Ağırlık sel ve tarihsel depremler önemli mi?" sorusunu seçmiş. Bu soruya ilişkin olarak yerellik, tesis montajı, aletsel ve tarihsel depremler gibi bilgiler verilmektedir. Tabii ki, aletsel ne demek? Aletsel, modern sismolojiyle cihazlarla kayıt edilen sismik dalga verisi anlamına gelir. Tarihsel ise, tarihte kayda geçmiş depremlerle ilgili verilerdir. Örneğin, İstanbul'daki en büyük tarihsel veri kaynağı Ayasofya'dır. Ayasofya, 2.500 yılda meydana gelen büyük depremlere nasıl dayanmış, nasıl yıkılmış, nasıl yeniden yapılmış? Bu bilgiler aslında İstanbul üzerindeki tarihsel veri kaynağı olarak geçiyor.
Dünya Tarihinin En Büyük 10 Depremi
Dünya tarihinin en büyük 10 depremi hakkında konuştuğumda, genellikle son meydana gelen depremlerle ilgili, "bu yılın en büyük depremi" gibi bir açıklama yapıyorum. Ancak bu, bazen yanlış anlaşılabiliyor. İnsanlar "Dünyada daha büyük depremler de var, sen nerede yaşıyorsun?" diyebiliyorlar. Aslında, son 1.000 yılda Anadolu fay hattı üzerinde meydana gelen büyük depremler hakkında konuşuyordum. En büyük deprem, büyüklüğü 7.9 olan bir depremdir.
Deprem Büyüklükleri ve Etkileri
Dünyadaki en büyük 10 depremi incelerken, özellikle ateş çemberi üzerinde ve levha kuşakları üzerinde meydana gelen depremler dikkat çekicidir. Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgelerde ise, yüksek deprem etkinliği olmadığı için, depremlerin büyüklükleri genellikle çok büyük olmamakla birlikte, yıkım da fazla olmuyor.
Endonezya Depremi (2005)
2005 yılında, Endonezya'da 8.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremde 1.400 kişi hayatını kaybetti. Önemli bir nokta, bu depremin karada değil, okyanusta meydana gelmiş olmasıdır. Eğer karada olsaydı, depremin yıkım gücü çok daha fazla olurdu. Depremler çok büyük olsa da, şehir merkezine yakın değillerse, yıkım ve ölü sayısı daha düşük olabiliyor.
2004 Hint Okyanusu Depremi
2004 yılında meydana gelen başka bir büyük depremde, 230.000 kişi hayatını kaybetti. Bu deprem 9.1 büyüklüğündeydi ve levha kuşağı üzerinde meydana gelmişti. Tsunami nedeniyle büyük bir kayıp yaşandı. 2004'te, tsunami uyarısı yapıldı, ancak bu uyarı, büyük kayıpları engellemek için yeterli olmadı. Bu büyük deprem, aynı kuşak üzerinde 34 ay sonra ikinci bir büyük depremle devam etti. Bu ikinci depremde de 230.000 kişi hayatını kaybetmişti. Büyük depremler, büyük can ve mal kaybına yol açabiliyor.
Çin Depremi (2008)
Bir başka büyük deprem ise 2008'de Çin'de meydana geldi. Bu depremde 8.6 büyüklüğünde bir deprem olmuş ve 1.500 kişi hayatını kaybetmişti. Depremin derinliği hakkında kesin bilgi olmasa da, bu büyüklükte bir depremin kayıplarının genellikle çok daha büyük olması beklenirdi. Depremin olduğu bölge, Hindistan'ın Çin'in altına dalan kuşağı üzerinde yer alıyor ve bu da depremin meydana geldiği yerin özelliklerini etkiliyor.
Japonya Depremi (2011)
11 Mart 2011'de meydana gelen Japonya depremi çok büyük bir tsunamiye yol açtı. Tsunami duvarları yetersiz olduğu için, depremin ardından kurtulanlar dalgalarla karşı karşıya kaldılar. Bu felakette Fukuşima Nükleer Santrali büyük bir patlamaya neden oldu ve insanlar, yangınları söndürmek için ölümüne bir mücadele verdiler. Ayrıca, bu süreçte insanlık, harakiri gibi trajik olaylarla karşılaştı.
Depremler ve Can Kaybı
Gerçekten o deprem çok acılı bir deprem, bakın. Bu depremde 19.000 kişi öldüğünü görüyoruz. Yani 19.000 kişi, tabii ki bu depremde ölenlerin çoğu yangından ve depreme bağlı olarak hayatını kaybetti.
Diğer Depremler
Şimdi biraz daha yukarı gittiğimizde, 1952 yılında Rusya'da bir deprem meydana geldiğini görüyoruz. Tabii ki bu depremde can kaybı yaşanmamış. Depremin büyüklüğü önemli bir faktör, ancak yaşam alanlarına yakın olup olmadığı da önemli. Yani depremin büyüklüğü, yaşam alanlarından uzak olduğunda daha az etkili olabilir.
Alaska Depremi
Buraya geldiğimizde, Alaska'da 4 Şubat 1960 tarihinde, 8.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geliyor. Gene bir can kaybı yok. Neden can kaybı yok? Çünkü okyanusun ortasında meydana gelmiş. Demek ki, büyük deprem her zaman can kaybına yol açacak diye bir şey yok. Okyanusun ortasında büyük bir deprem meydana geliyor ve can kaybı olmuyor.
Depremler Okyanuslarda da Meydana Gelebilir
Depremler, sadece insanların yaşadığı yerlerde değil, okyanuslarda da meydana gelebiliyor. Bu, depremin büyüklüğü ile ilişkili değil. Ateş Çemberi bölgesi dediğimiz yer, bu tür büyük depremlerin en fazla meydana geldiği alandır.
1960 Alaska Depremi ve Ekonomik Zarar
Alaska'da 1960 yılında meydana gelen depremde hayatını kaybeden insan sayısı az. Ancak bu deprem, 310 milyon dolarlık bir zarara yol açmış.
Kaliforniya Deprem Kuşağı
Kuzey Amerika, özellikle Kaliforniya, önemli bir deprem kuşağına sahip. Kaliforniya'da, büyük bir deprem bekleniyor. Ancak şu an için büyük bir deprem gözükmüyor.
Latin Amerika ve Şili Depremleri
Latin Amerika'ya doğru indiğimizde, Şili örneği verilebilir. 1906 yılında, 8.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geliyor ve burada 1000 kişi hayatını kaybediyor. Deprem, insanların yaşadığı alanın altında değil, okyanusta meydana geldiği için can kaybı sınırlı kalıyor.
Şili'den Dersler
Şili, büyük depremlerden çok ders aldı. 1960'daki büyük depremde hayatını kaybeden insan sayısı 1.655. Buna rağmen, şehirlere dayanıklı yapılar yaparak kendisini geliştirdi. 2010'daki depremde 500'den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu, Şili'nin depreme karşı daha dayanıklı hale geldiğini gösteriyor.
Sonuç: Büyük Depremlerde Can Kaybı
Dünyanın en büyük depremlerinin meydana geldiği yerlerde, ölüm sayısının Endonezya dışında fazla olmadığı görülüyor. Şili'nin deneyimleri, Türkiye için de ekonomik anlamda çok benzer bir model oluşturuyor. Bu nedenle Şili modeli, son zamanlarda tartışılıyor.
Özet ve Kapanış
Sonuç olarak, depremler büyük olsa bile, insanların yaşadığı yerlerden uzak olmaları, can kaybını en aza indirmede önemli bir faktör.
Tsunami ve Deprem İlişkisi
Bir soru sorabilir miyim? Şimdi videoda, ekvator bölgesindeki depremlerden bahsettiniz ve örnek olarak Kolombiya'daki depremin, diğer tarafta tsunami etkisi yarattığını söylediniz. Tsunaminin etkili olduğu alan var mı? Yani, tsunami belli bir alana mı etki eder, yoksa belli bir yere kadar etkilemez mi?
Tsunami ve Etki Alanı
Evet, çok doğru bir soru. Tsunamiler genellikle büyük okyanuslarda meydana gelir. Örneğin, dünyanın en büyük okyanusu olan Pasifik Okyanusu'nda gerçekleşen depremler, tsunamiye yol açabiliyor. Japonya'daki bir deprem, Amerika'da tsunamiye neden olabiliyor. Burada, depreme bağlı dalgalar hızlanarak Amerika'ya kadar ulaşabiliyor ve orada da etkilerini görebiliyoruz.
Erken Uyarı Sistemi ve Tsunami
Buna benzer şekilde, Amerika'da büyük bir deprem olduğunda, Japonya'da tsunami alarmı verilmesi gerekmektedir. Bu bölge için erken uyarı sistemi oldukça önemlidir, çünkü depremler genellikle derin okyanuslarda oluyor ve insanların yaşam alanlarından uzak. İlk dalgadan sonra, ikinci dalganın gelmesi için bir süre geçebiliyor. Bu süre, tsunamiye dair erken uyarı sisteminin hayat kurtarıcı olmasını sağlıyor. Örneğin, İzmit depreminde ilk depremden sonra ikinci dalga İstanbul'a 45 saniyede ulaşmıştı. Okyanusta meydana gelen depremler ise daha uzun süreli olabilir, bu da erken uyarı sisteminin önemini artırıyor.
Tsunami Hasarları
Tsunamiye bağlı hasarlar, deprem bölgesinden çok uzak olan yerlerde de görülebiliyor. Depremin olduğu yer ile tsunaminin etkilediği alanlar farklı olabiliyor. Örneğin, 2011 yılındaki Japonya depreminde tsunami duvarları 20 metre yüksekliğinde yapılmıştı, ancak tsunami dalgaları 40 metreye kadar yükseldi, bu da duvarın insanların hayatını korumamasına yol açtı. Bu durumda tsunami dalga boyunun doğru tahmin edilememesi, can kaybına yol açmış olabilir. Eğer duvarın yüksekliği doğru tahmin edilseydi, belki de daha az insan hayatını kaybedecekti.
Tsunami ve Deprem Oranı
Dünyadaki büyük depremlerin %80’i, Pasifik Okyanusu çevresinde meydana geliyor. Buradaki depremler, dünya genelindeki büyük depremlerin büyük bir kısmını oluşturuyor. Türkiye'de ise bu tür büyük depremler daha nadir görülüyor, çünkü burada, okyanuslardan uzak bir coğrafyada yaşıyoruz. Örneğin, Türkiye’deki büyük depremler genellikle 6-7 büyüklüğünde oluyor, ancak Pasifik Okyanusu'nda 8 büyüklüğüne kadar depremler meydana geliyor.
Türkiye'deki Depremler ve Durum
Türkiye'ye geldiğimizde, 122 yıl içinde gerçekleşen büyük depremler özellikle 6 Şubat depreminden önce farklı bir durumu ortaya koyuyordu. Bu noktada, 6 Şubat depreminin ardından Türkiye’deki deprem durumu dikkat çekici bir hal almıştır.
Türkiye’de Deprem Riskleri ve Beklenen Büyük Depremler
Kuzey Anadolu Fayı üzerinde kırılmadık yer kalmamış. Marmara’da bir boşluk var ve burada büyük bir deprem bekleniyor. Bir diğer boşluk ise Erzincan ile Bingöl arasında yer alan 7 su segmenti. Bu bölgedeki depremler, bilim insanları tarafından yıllarca Marmara depremi beklentisiyle analiz edilmiştir. Ancak beklenen depremler Doğu Anadolu Fayı'nda gerçekleşti.
Elazığ Depremi ve Sonraki Beklentiler
2020 yılında Elazığ depremi (6.8 büyüklüğünde) oldu ve bilim insanları bu bölgenin hareketlendiğini belirttiler. Elazığ depreminden sonra bölgenin daha büyük depremlere gebe olabileceği söylendi. Nitekim, bilim insanlarının uyarıları doğru çıktı ve beklenen büyük deprem oldu. Ancak, bu deprem ne kadar büyük olacaktı sorusu hala geçerlidir.
Türkiye'deki Depremler ve Kayıplar
Türkiye, depreme karşı büyük kayıplar veren bir ülke durumunda. Depremle ilgili kayıplar sürekli olarak artıyor. Örneğin, 1999 İzmit depremi sonucu 18.000 kişi hayatını kaybetti. Sonrasındaki depremlerle ilgili kayıplar şöyle sıralanabilir:
- Düzce Depremi: 8.94 kişi
- Çaldıran Depremi: 3.840 kişi
- Kahramanmaraş Depremi: Henüz tam veriler yok, fakat 40.000'den fazla kayıp olduğu tahmin ediliyor.
- Erzincan Depremi (1939): 7.9 büyüklüğünde, 33.000 kişi kayıp.
Elazığ Depremi ve Kayıplar
Erzincan depremi, 1939 yılında 7.7 büyüklüğünde gerçekleşti ve büyük bir kayba yol açtı. 1939 yılında Türkiye'nin nüfusu 16 milyondu, ancak 85 milyon olan bugünkü nüfusa kıyasla kayıplar daha fazla olacaktır. Şu anda, kaybolan insanlar hakkında kesin verilere ulaşılamamıştır. Bu tür büyük depremler, Türkiye’yi ekonomik olarak geriye götürüyor.
Deprem ve Ekonomik Zararlar
6 Şubat 2023 depremi sonrası Türkiye'nin ekonomik kayıplarının en az 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, bu depremde 45.000 kişi kaybolmuş ve kayıtları yapılabilen sayılar bu kadar.
Beklenen Depremler ve Bilimsel Tahminler
Bu büyük depremler bilim insanları tarafından tahmin edilmiştir. Beklenen büyük deprem gerçekten gerçekleşti. Fakat bilim insanları doğru tahminlerde bulunmuşlardır. Bu durum, bize deprem riskinin ne kadar gerçek olduğunu ve hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor.
Deprem Aktivitesi ve Tehlike
2020 yılına kadar Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki depremler oldukça aktiftir. Özellikle Elazığ depreminden sonra, deprem aktivitesi daha da arttı. Bu, büyük bir deprem riski altında olduğumuzu ve bu bölgedeki yüksek deprem aktivitesinin geçici olmayıp sürekli olduğunu gösteriyor. Bir yıllık veri bile büyük bir deprem riskini belgelemektedir.
Sonuç: Elazığ Depreminin Uyarısı
Elazığ depremi, bu bölgedeki Doğu Anadolu Fayı'nın harekete geçtiği ve büyük bir deprem riski olduğuna dair uyarı mesajı verdi. Ancak, bölgedeki çalışmaların ne kadar hızlı yapıldığı ve bu bölgeye ne kadar odaklanıldığı hala tartışılan bir konu.
Deprem Verilerinin Toplanması ve Gelişimi
Bir deprem verileri nasıl toplanır? Deprem tamburları, depremler meydana geldiğinde devreye girer ve veriler kayda alınır. Eskiden bu veriler analog sistemlerle kaydediliyordu, ve depremin büyüklükleri bu analog veriler üzerinden tahmin edilirdi. Yüksek lisansa başladığımda, Kandilli'ye gittiğimizde bu analog kayıtları gösterirlerdi. Depremler başladığında tamburlar çalışır ve kayıt yaparlardı. Ancak günümüzde depremler dijital ortamda kaydedilmektedir.
Dijital Değişim ve Artan Deprem İstasyonları
Şu anda çok daha fazla deprem kaydedilmektedir. Doktora çalışmalarım sırasında Türkiye'de 100 deprem istasyonu vardı, şu anda ise 1.000 deprem istasyonu bulunmaktadır. Bu artış, verilerin hızlı bir şekilde toplanmasını ve daha fazla verinin elde edilmesini sağlamaktadır. Deprem sayısı artmadı, ancak istasyon sayısının artması ile daha fazla veri elde edebiliyoruz.
Deprem Kayıtları ve AFAD'ın Rolü
AFAD'ın kurulmasından sonra deprem istasyonları sayısı hızla artmıştır. Depremlerle ilgili veriler daha hızlı toplanabiliyor ve tehlike altındaki bölgeler daha kolay belirlenebiliyor. Bu verilerin toplanmasında eski bir Çin deprem izleme istasyonu örneği de bulunuyor. Deprem sırasında, sallantı meydana geldiğinde, su damlası şeklinde bir iz bırakarak deprem etkisi gösteriyor.
Türkiye'deki İlk Deprem Haritası ve Deprem Yönetmeliği
Türkiye'deki ilk deprem haritası 1.945 yılında yapılmıştır. Aynı dönemde, İtalya'daki deprem yönetmeliği ülkemize çevrilerek kazandırılmıştır. 1.945 yılındaki haritada, son depremlerin meydana geldiği yerlerde hiçbir beklenti yoktu. Bunun sebebi, istasyon eksikliği idi. Depremleri izlemek için bir istasyon kapasitesi olmadığı için, bu bölgelerde deprem tehlikesi görülmemişti.
Kuzey Anadolu Fay Zonu ve İhsan Ketin
Kuzey Anadolu Fay Zonu, 1.939 Erzincan depremi ile fark edilmiştir. İhsan Ketin, bu fayla ilgili açıklamalar yaparken, fayın keşfinin depremler sayesinde fark edildiğini belirtmiştir. Kuzey Anadolu Fayı, yaklaşık 3 milyon yıldır deprem üretmektedir, ancak biz bunu 1.939 depreminden sonra fark ettik.
Deprem Tehlikesi ve Haritalar
Türkiye’deki deprem tehlikesi kaynakları arasında Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu bulunuyor. 1.945 yılında yapılan ilk haritada, Doğu Anadolu Fayı haritada yer almamaktadır, yani bu bölgede bir deprem beklentisi yoktu. Ancak zamanla, deprem verileri ve haritalar, deprem tehlikesi olan yerleri daha net bir şekilde göstermeye başlamıştır.
Depremin Yüzeydeki İzleri ve Derinlikteki Meydan Gelmesi
Depremler yüzeyde izler bırakır; bu izler, deprem sonrası toplanan verilerle belirlenir. Ancak, depremler sadece yüzeyde meydana gelmez. Yüzeyde kırıklar tespit edilse de, depremler genellikle 10-15 km derinlikte meydana gelir. Yüzeyde görülen kırıklar, depremin derin merkezine yakın yerlerde oluşur, fakat bu kırıklar ve depremin merkezi arasında her zaman örtüşme olmayabilir.
Kırıklar ve Deprem Merkezinin Farklı Noktalarda Olması
Depremler yüzeydeki kırıklarla doğrudan örtüşmeyebilir. Örneğin, depremin dış merkezi ve yüzeydeki kırıklar bazen farklı noktalarda olabilir. Bu, depremlerle ilgili verilerin çok önemli olduğunu gösterir. Yüzeydeki kırıklarla merkezdeki noktalar aynı doğrultuda olsa da, bu her zaman böyle olmayabilir.
6 Şubat 2023 Depreminin Öncesi ve Deprem Beklentisi
6 Şubat 2023 öncesinde, depremlerin nerelerde olacağı konusunda genellikle bir ezber vardı. Geçmişte meydana gelen depremlere bakılarak, gelecekteki depremler bu bölgelerde bekleniyordu. Örneğin, tarihsel verilere bakıldığında, 2 Mart 1893'te bir deprem olmuş ve bu deprem, bir kırıkla ilişkilendirilmişti. Diğer örneklerde de, geçmişteki büyük depremler ve bu depremlerle ilişkilendirilen kırıklar tartışılmıştır.
Karakteristik Deprem Modeli
Deprem biliminde karakteristik deprem modeli vardır. Bu model, her kırığın kendi depremini ürettiğini söyler. Bu nedenle, bir kırık üzerinde yapılan kazılarla, bu kırıkta ne zaman deprem meydana geleceği hakkında tahminler yapılabilir. Bu fay kazıları, deprem öncesi kayıtlara sahip olmayan olayların tahmin edilmesine yardımcı olur. Ayrıca, istatiksel olarak bir deprem büyüklüğünün kaç yılda bir meydana geleceği tahmin edilebilir.
Son Deprem: Üç Kırığın Aynı Anda Kırılması
Ancak, son deprem, üç farklı kırığın aynı anda kırılması sonucu oluştu. Bu, beklenenin dışında bir durumdu çünkü her kırığın bağımsız olarak kendi karakteristik depremine sahip olması gerekiyordu. Tarihte, her kırık bağımsız olarak kendi depremini üretmişti, ancak bu sefer üç kırık aynı anda kırıldı. Bu, karakteristik deprem modelinin öngördüğü şekilde bir durum değildi.
Öngörülemezlik ve Sonuçlar
Bu deprem, önceden öngörülemeyen bir durumdu. Çünkü geçmişteki depremlerle bağımsız olarak kırılmış olan kırıkların, üçünün aynı anda kırılacağı bilgisi bulunmuyordu. Ancak bu deprem, böyle bir olayın mümkün olabileceğini gösterdi.
Depremin Aynı Anda Kırılması ve Beklenmeyen Sonuçları
Evet, deprem hakkında önemli bir soru vardı: "Deprem aynı anda mı kırıldı, yoksa gerinme transferiyle mi?" Bu depremde tüm kırıklar aynı anda meydana geldi. Gerinme transferinden bahsetmiyoruz, çünkü bu depremde kırılma aynı anda gerçekleşti.
Bir makaleden aldığım çalışmayı buraya referans olarak ekledim. Referans vermek çok önemli; bu çalışma, meslektaşımız Rezai Kartal tarafından yapılmış. Bu çalışmada, son 500 yılda aktif olan faylar ve bunların nasıl deprem ürettiği anlatılıyor. Mavi renk ile işaretlenen faylar, son 500 yılda deprem üretmeyen fayları gösteriyor. Bunlar, deprem üretmeyen faylar olarak kabul ediliyor, yani enerjilerini boşaltmamışlar. Ancak, yeşil ve mavi renklerdeki faylar son 200 yılda yıkıcı depremler yaratmış ve bu faylar enerjilerini boşaltmışlar. Öyleyse, deprem burada olacak.
Gelişmiş Faylar ve Deprem Beklentisi
Burada önemli bir noktaya değinmek gerekirse, 500 yılda enerji birikmiş bir fay üzerinde deprem bekleniyor. Depremler birikmiş enerjiyle meydana gelir. Ama şaşırtıcı olan şey, üç farklı fay aynı anda harekete geçti. Bu, daha önce bağımsız olarak kırılacak olan fayların birleşip tek bir büyük deprem oluşturması anlamına geliyor. Bu tür bir deprem, karakteristik deprem modeline aykırıdır, çünkü bu modelde her kırık kendi depremini üretir. Ancak, bu sefer üç fay aynı anda kırıldı.
Büyüklük ve Beklenmeyen Faylar
Sonra, depremin büyüklüğüne odaklanalım. Depremin büyüklüğü 7.4’tü ve bunun, beklenen büyüklükten çok daha büyük bir deprem olduğunu söyleyebiliriz. Beklenen bir tek deprem vardı, fakat bunun yerine daha geniş bir alanda daha büyük bir deprem gerçekleşti. Bu beklenmeyen bir durumdu.
Özellikle duble duble (tekrarlı) deprem özelliği de bu depremde görüldü, ancak bu özellik çok sık kullanılmaz ve önceden öngörülemeyen bir durumdur. Bu, 9 saat sonra harekete geçen bir fayın etkisiyle daha da büyük bir depreme yol açtı.
Beklenmeyen Fayların Hareketi ve Depremin Yayılma Alanı
Sonuç olarak, deprem beklenen faylar dışında başka fayları da etkiledi. Elbistan fayında beklenen bir deprem vardı, ancak deprem, daha önce hiç gözlemlenmeyen ve tarihi verisi olmayan bir fayda da meydana geldi. Bu fay hareketi depremin daha geniş bir alanda etkili olmasına yol açtı.
Sonuç: Deprem Öncesi Verilerimizin Yetersizliği
Bu durum bize deprem öncesi bilgilerimizin yetersiz olduğunu gösteriyor. Bazen depremler, birbirlerinden bağımsız değil, aksine birbirleriyle bağlantılı bir şekilde meydana gelebilir. Bu da, bağımsız bir deprem beklentisinin ne kadar yanıltıcı olabileceğini gösteriyor. Tarihi kayıtlarda eksiklikler ve sismolojik verilerin olmaması, bu tür büyük hatalara yol açabiliyor.
Sonuç olarak, bu deprem, beklenen bir olayın çok ötesine geçerek büyük bir yıkıma yol açtı ve bu, tüm sismolojik çalışmaların ve beklentilerin yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Öngörülemeyen faylar ve beklenmeyen hareketler, bu tür büyük felaketleri daha da karmaşık hale getiriyor.
Deprem Analizine Genel Bakış
Bu depremle ilgili yapılan analizler, önemli veriler sunuyor. AFAD'a çalışan bir meslektaşımız tarafından yapılan çalışmada, büyük depremlerin olacağı yerler mavi renk ile gösterilirken, küçük depremlerin olacağı yerler sarı ile işaretleniyor. Bu harita, deprem bölgelerini doğru bir şekilde yansıtmaya çalışıyor.
Deprem Büyüklüğü ve Beklentiler
Haritaya baktığınızda, özellikle Elbistan Fayı ve Arabistan Fayı gibi bölgelerde büyük depremler bekleniyor. Bu harita, deprem büyüklüğünün beklenen seviyesini gösteriyor. Mavi renkteki alanlar, büyük depremlerin olacağı yerleri işaret ederken, kırmızı yerler küçük depremlerin olacağı bölgeleri gösteriyor. Bu harita, meydana gelen depremlerin alanlarını kısmen doğru bir şekilde yansıtıyor.
Analiz Yöntemi ve Sınırlamalar
Bu verilerin analiz edilerek tektonik gelişim haritası oluşturulmuş ve bu harita ile depremler karşılaştırılmış. Ancak, bu verileri yorumlamak kolay değil. Bu nedenle yapılan analizlerin eksiklikleri de ortaya çıkabiliyor.
Eksiklikler ve Yanılgılar
Bir diğer önemli noktada ise Elbistan Fayı'nın hiç beklenmemesi konusu. Bu konuda yapılan yanlışlıklar tartışılıyor. Pasif ve aktif faylar arasındaki farkın doğru bir şekilde anlaşılmaması, bu hatalı öngörülerin temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Bu sorular, deprem öncesindeki tahminlerde eksik bilgilere yol açtığı ve bazı beklenmeyen fayların hareket geçmesine neden olduğu ifade ediliyor.
Deprem Verileri Takibi ve Yeni Gelişmeler
Şimdi depremlerle ilgili olarak verilerin nasıl takip edildiğine bakalım. Doğu Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) üzerinden bu veriler izlenebiliyor. Örneğin, Malatya'da yeni bir deprem meydana geldiğinde, bu uygulama sayesinde deprem şiddeti ve etkileri takip edilebiliyor. Cep uygulamaları kullanarak, bu verileri telefonlarımıza indirebilir ve deprem verileri hakkında detaylı bilgi alabiliriz.
Depremin Derinliği ve Etkileri
Şimdi bu deprem oldukça sığ bir deprem. Derinliği sadece 5 km. Depremin büyüklüğü ise 5.2. Yani deprem küçük, ancak sığ olduğu için etkisi farklı olabilir. Genelde depremlerin derinliği 50 km civarlarında olur ve büyüklüğü 6.2 gibi değerlerde olursa, benzer etkiyi verebilir. Depremin etkileme gücü, derinliğine bağlı olarak değişir.
Depremin Yeri ve Çeşitli Veriler
Bu deprem ile ilgili olarak farklı servisler tarafından farklı derinlikler ve büyüklükler verilmiş. Örneğin, Kandilli bu depremin derinliğini 16 km olarak vermiş, Alman Deprem Servisi ise 17 km demiş. Başka bir kaynak ise 15 km derinlik vermiş. Fakat başlangıçta 5 km olarak belirlenen derinlik, sonradan 15-17 km arasında düzeltilmiş.
Depremin Etki Alanı ve İnsan Katılımı
Depremin etki sınırları da belirli. İnsanlar cep telefonları üzerinden depremi hissedip, bu bilgileri EMSC uygulamasına gönderebiliyor. Bu, depremin etkilerini takip etmek için oldukça kullanışlı bir yöntem. EMSC, Doğu Akdeniz Sismoloji Merkezi tarafından sağlanan bir platform. Örneğin, Karadeniz ve Kıbrıs gibi yerlerden de depremi hisseden kişiler olduğu bildirildi.
Depremin Etkisi ve Nüfus Dağılımı
Depremin etkilediği yerler genellikle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgeler oluyor. Malatya gibi büyük şehirlerde, deprem daha fazla hissedilmişken, yerleşim olmayan bölgelerde ise etkisi az olmuş. Nüfus bilgisi, depremin hangi alanlarda daha fazla etki gösterdiğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Depremin Etkileri ve Geniş Alanlarda Hissedilmesi
Depremin merkezinden 500 km uzaklıkta bile hissedildiği gözlemlenmiş. Belli mesafelerde depremin şiddeti farklılık gösterebiliyor. Örneğin, aynı mesafede farklı yapılar, depremi farklı şiddetlerde hissedebiliyor.
Verilerin Toplanması ve Takibi
Bu tür veriler, EMSC gibi platformlar üzerinden telefona indirilen aplikasyonlar aracılığıyla izlenebilir. Bu, insanların depremle ilgili hissettikleri etkileri raporlamalarına olanak tanır. Bu veriler kaydedilir ve yöneticilerin önlem alması için kullanılır.
Deprem Sonrası Önlem ve İletişim
Deprem sonrası alınacak önlemler ve sağlanacak iletişim çok önemlidir. Vatandaşlar, depremden sonra hissettikleri etkileri bildirerek, daha doğru verilerin oluşmasına yardımcı olurlar. Eğer bu bilgiler kaydedilmezse, olası felaketlerin önüne geçmek çok zorlaşır.
Esnek Ders Uygulaması ve Duyuru
Bugün dersi tamamladık ve bir sonraki derste esnek ders uygulaması kapsamında saat değişiklikleri yapılabilir. Eğer ders saati çakışması olursa, öğrenciler bana bildirerek farklı saatlerde de ders alabilirler.
Seismology and Plate Tectonics
Lecture Video Transcript
Welcome to our first class of this term. This is a special and important lesson because a significant earthquake has occurred in our country. There are training sessions on how to conduct the first class after an earthquake. Unfortunately, I did not attend this training. I am unsure what should be said after the earthquake, but there have been significant losses and destructions in one part of our country. Therefore, we are all saddened. A part of us has truly been destroyed. We are suffering, and this highlights how crucial the roles of land units, structural units, and earthquake-resistant project engineers are during difficult times.
Responsibilities and Collapsed Buildings
Of course, architects, engineers, building inspectors, and local administrators who permitted these collapsed buildings can also be held responsible. Research is being conducted to identify those responsible. However, finding and punishing these individuals cannot bring back the deceased. Therefore, it is essential to conduct land and building inspections before such earthquakes occur. It is possible to identify buildings that will collapse in advance. For example, 150,000 buildings were inspected in six districts of Istanbul years ago. A report was made to the administrators that 40,000 buildings would collapse. If administrators neglect their responsibilities while having such reports about buildings that are likely to collapse, the consequences can be severe when an earthquake occurs.
The Spread of the Earthquake and Local Administrators' Responsibilities
This earthquake began in Maraş and continued in Hatay. Yesterday it affected Niğde, and today it is showing its impact in Malatya. A great energy is being released; it shows its effects worldwide and also in our country. Therefore, when local administrators who have information about buildings that will collapse after an earthquake fail to fulfill their responsibilities before the quake, loss of life becomes inevitable. For this reason, we invite all administrators who possess this information to utilize the data at their disposal. It is much more important to relocate people to safer places before these buildings collapse than to rescue them from under the rubble afterward.
Hande's Views
Yes, Hande, what do you think? Perhaps after the earthquake during our first lesson, I would like to hear your thoughts as well since you are a mapping engineer. What do you think?
Hande: "I was very upset when I first heard about it. I couldn't really gather myself at that moment. For a few days, I tried to reach out to my friends. Thank God I was able to contact everyone. I consider myself lucky; I can't say anything else because I could reach them."
Yes, we wish everyone a speedy recovery. There really are no words to describe it. The important thing is that there are people on the streets right now fighting against snow, winter, nature, and climate conditions; it's crucial for them to continue despite the environmental challenges they face. The responsibilities lie with those in charge and our nation as well. They will return to normal soon enough. May God have mercy on our deceased.
Foundation of the Course: Earthquake Science (Seismology)
Yes, the foundation of our course will actually be seismology—earthquake science is the name of my primary field of study. We might delve deeply into this subject during the course. Considering students' situations, we may sometimes advance quickly or slow down; we will find a suitable middle ground for everyone.
Course Content and Education
This course will present information related to seismology—earthquake science—in an understandable way without going into excessive detail. The aim is to review previous studies in light of new information arising from earthquakes in the region. Particularly how seismological studies conducted before and after this major earthquake have had an impact and what measures were taken will be evaluated.
Course Recordings and Purpose
The course will be uploaded to my YouTube channel so that anyone interested can benefit from it. This way, those who are not officially students but curious about knowledge can also take advantage of these lessons. Together with Hande, we will strive to present the content of the course as effectively as possible because Hande's understanding will determine the quality of my explanation.
My Educational Background and Teaching Experience
I attended this course during my master's studies at Istanbul Technical University where Kazım Ergin was my instructor at that time. Kazım Ergin was one of the founders of geophysical engineering in Turkey and taught his classes in English. This meant that it was my first experience taking a geology-related course in English, which was quite challenging because technical English differs significantly from general English.
Assignments and Educational Philosophy
Kazım Ergin was concerned with the transformations of assignments given to students and helped each student address their weaknesses. This approach greatly influenced my teaching methodology in Turkey. I believe that failing to provide feedback to students decreases motivation and negatively impacts teaching quality.
Impact on My Academic Career
Kazım Ergin had completed his Ph.D. in mathematics at Caltech (California Institute of Technology). Passing his course opened up an assistantship position for me; sometimes courses that seem difficult can create opportunities for advancement.
Next Steps and Thanks
Hande's background as a mapping engineer transitioning into this field will be an important experience for her as well. I hope her successes shape up with our contributions.
Kazım Ergin's Legacy
Kazım Ergin's lecture notes are currently published by TÜBİTAK (The Scientific and Technological Research Council of Turkey). Those interested can access these notes from TÜBİTAK's resources. He passed away many years ago; however, his services and teachings still hold value.
Seismology Resources
In this course, especially for beginners, two significant Turkish resources are recommended: one is a book titled “Seismology: Introduction, Earthquakes, and Earth's Structure,” which is used at many universities in America, including Fatih University where I referenced it. The translation was done by Serkan Öztürk who works at Karadeniz Technical University. The other book has been translated by Dr. Feyza Hoca and written by an active geophysicist focused on seismology.
These books are available for sale at reasonable prices through the Turkish Chamber of Architects and Engineers as well as the Chamber of Geophysical Engineering; acquiring these books can enhance your learning experience with Turkish resources.
Accessing English Books
You can find English versions of these books online; some platforms offer downloadable PDF versions for free. For those without English reading skills, Turkish resources are available which can also help you benefit from this course.
Content of Books and Recommendations
Regarding these books, our professor commented: "Geophysics is beautifully explained using its native language—mathematics." These books provide fundamental knowledge particularly useful for students studying geophysical engineering or taking engineering courses.
Without these books, it's challenging to gain much from these courses; therefore, book-based lessons provide more effective education.
King Fahd and Petroleum University and Educational Model
At King Fahd and Petroleum University was published in 2004; students receive it free before classes begin. In this model, lessons are conducted parallelly with the book, where students are informed at the start which page they should continue from.
This educational model ensures that lessons are conducted based on textbooks.
Other Books and Applications
Another resource includes a book containing physics and geophysics dictionaries, which may help you find some terms in Turkish; these dictionaries have been translated by scientists years ago and are available online both in Turkish and English.
Seismology Education Channels
There are numerous educational channels related to seismology available online; especially Hande has significant educational content related to seismology due to her background in mapping engineering.
Additionally, our colleagues working at Boğaziçi University track pre-earthquake movements using geodetic data; their research has been quite successful.
International Seismology Resources
The International Seismological Research Center's YouTube channel features many short informative videos and lectures related to seismology; animations and visuals available on platforms like Pacific Northwest Earth Sciences can also serve as valuable resources for enhancing your knowledge about seismology.
If accessing English resources proves difficult or slows your understanding down too much, you can choose options like slowing down playback speed or watching subtitled videos instead.
Moreover, students can ask about any technical terms they do not understand during class sessions for better comprehension.
Student Questions and Current Topics
Last year, I prepared 40 questions aimed at students, which included questions selected by them; I updated these questions for this course as well. One student selected the question, "Are weight floods and historical earthquakes significant?" Information regarding locality, facility installation, instrumental data, and historical earthquakes will be provided regarding this question.
Of course—what does instrumental mean?
Instrumental refers to seismic wave data recorded using devices associated with modern seismology, while historical pertains to records of earthquakes documented throughout history.
For instance—the largest historical data source regarding earthquakes in Istanbul is Hagia Sophia, which has endured major earthquakes over 2,500 years. How it has survived destruction or been rebuilt provides valuable historical data regarding Istanbul.
The World's Largest 10 Earthquakes
When discussing the ten largest earthquakes in world history, typically I refer to recent occurrences stating "the largest earthquake this year," but sometimes this may lead to misunderstandings where people might respond, "There have been larger earthquakes—where do you live?"
Actually—I was referring specifically to major earthquakes occurring along the Anatolian fault line over the last 1,000 years—the largest earthquake recorded had a magnitude of 7.9.
Magnitudes of Earthquakes and Their Effects
While examining the ten largest earthquakes worldwide, those occurring along what we call "the Ring of Fire" or plate boundaries stand out prominently. Although regions, including Turkey, show lower seismic activity, generally resulting in lesser magnitudes, thus less destruction occurs comparatively.
Indonesia Earthquake (2005)
In 2005, a magnitude 8.6 earthquake struck Indonesia, resulting in 1,400 fatalities—an important point being that this quake occurred underwater rather than on land; had it occurred inland, the destruction would have been far greater since proximity matters significantly regarding damage caused by earthquakes.
2004 Indian Ocean Earthquake
Another major quake occurred in 2004, where 230,000 lives were lost due largely to its magnitude of 9.1 occurring along a plate boundary, resulting in catastrophic tsunami waves despite warnings issued, failing to sufficiently prevent such losses. Occurring just 34 months later, another major quake struck, killing another 230k individuals—major quakes often lead directly towards massive loss, both humanly and economically alike!
China Earthquake (2008)
A further significant quake happened back in China during 2008, registering magnitude 8.6, leading to approximately 1,500 deaths. Although the exact depth is unknown, typically such large quakes yield higher casualty rates, yet here, surprisingly, fewer deaths were observed due to the geological characteristics involved.
Japan Earthquake (2011)
On March 11th, 2011, Japan experienced a devastating tsunami aftermath due to insufficient wall barriers. Survivors faced waves leading to the Fukushima nuclear plant explosion, resulting in fires and immense struggles. Tragically, nearly around 19,000 lives were claimed, mainly due to fires ensuing from the quake itself.
Other Earthquakes
Moving further back, we see Russia suffered no casualties from its quake recorded back during 1952! Though magnitude plays a role, proximity impacts too!
Alaska Earthquake
On February 4th, 1960, Alaska witnessed an impressive quake measuring magnitude 8.7, yet again no fatalities were reported! Why? Because it was located mid-ocean, away from populated areas!
Earthquakes Can Occur in Oceans Too!
Quakes happen not just where humans reside, but in oceans too! This isn’t solely linked with size either! Regions known as the Ring of Fire experience the highest frequency occurrences!
1960 Alaska Quake Economic Damage
Despite the low fatality count, Alaska’s quake resulted in $310 million worth of damages incurred!
California Quake Zone
North America, particularly California, remains a significant seismic zone expecting large quakes, though currently, none are visible!
Latin America & Chile Quakes
Heading towards Latin America, we note Chile’s example where an earthquake struck back in 2006, measuring around 8.8, leading to roughly 1,000 deaths! Notably, it occurred offshore, hence limited casualties were recorded.
Chile’s Lessons Learned
Chile learned greatly through past experiences, especially after the 1960 quake, which claimed around 1,600 lives. They managed to build resilient structures, improving post-2010 events, resulting in 500 fatalities, indicating progress made toward resilience against future threats!
Conclusion: Casualties in Major Earthquakes
Overall, it appears death tolls remain relatively low outside Indonesia, despite occurring among the world’s largest seismic zones! Chilean experiences provide economically similar models applicable within Turkey, thus discussions surrounding the Chile model are ongoing presently!
Tsunami & Earthquake Relationship
May I ask a question? In the video, you mentioned quakes in the equatorial region impacting Colombia, causing tsunami effects—is there an area tsunamis affect, or do they only reach certain distances?
Tsunami Impact Area
Yes—a very valid inquiry! Tsunamis generally arise within vast oceans—for instance, the Pacific Ocean hosts the largest global body of water, witnessing such events!
No comments:
Post a Comment