Thursday, November 7, 2024

Sismoloji: Depremleri Anlama Yolu

Deprem Etkisi ve Önlenmesi: 

Dayanıklılık ve Hazırlık Dersleri

Depremler, can kaybına ve altyapı ile ekonomik zararlara yol açma potansiyeline sahiptir. Bu riskleri azaltmak için etkili önleyici tedbirler ve iyi koordine edilmiş bir müdahale stratejisi gereklidir. Yapısal mühendisler ve proje yöneticileri, depreme dayanıklılığı sağlamak amacıyla binalarda ayrıntılı denetimler yaparak zayıf noktaları tespit etmede kritik rol oynar. Bu proaktif yaklaşım son derece önemlidir; bu olmadan, insanlar artçı sarsıntılar sırasında enkaz altında kalma riskiyle karşı karşıya kalabilir (Gromicko, 2020).

Tarihsel Perspektif ve Hazırlığın Önemi

Büyük depremler sırasında yaşanan can kayıpları, kapsamlı hazırlığın önemini ortaya koymaktadır. 2011 Tōhoku depremi örneğinde olduğu gibi, Japonya’da yaşanan bu olayda yaklaşık 19,000 kişi hayatını kaybetmiş, bu kayıpların çoğu tsunami ve ardından çıkan yangınlardan kaynaklanmıştır. Benzer şekilde, 2004 Hint Okyanusu depremi 14 ülkeyi etkileyerek yaklaşık 230,000 kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu olaylar, erken uyarı sistemlerinin hayat kurtarmada ne kadar kritik olduğunu gözler önüne sermektedir (FEMA, 2020).

Deprem Bilimi: Sismolojinin Hazırlık Sürecindeki Rolü

Depremleri bilimsel olarak inceleyen sismoloji, sismik aktivitelerin anlaşılması ve halk güvenliği önlemlerinin geliştirilmesi açısından merkezi bir rol oynamaktadır. Bu alanda, on yıllar süren deprem verilerinin analizi, sismik risk desenlerini belirlemek ve hazırlık stratejilerini geliştirmek için kritik önem taşır. Yapılan araştırmalar, özellikle Pasifik Ateş Çemberi gibi oldukça aktif bölgelerde sismik desenlerin düzenli olarak analiz edilmesinin, toplulukları yaklaşan riskler konusunda bilgilendirebileceğini göstermektedir. Bu bölge, dünya genelindeki büyük depremlerin yaklaşık %90’ına ev sahipliği yapmakta ve Japonya, Endonezya ve Şili gibi ülkeleri kapsamaktadır (USGS, 2021).

Fay Hatları ve Deprem Oluşumu

Depremler, aktif veya uykuda olan fay hatları boyunca stres biriktiğinde meydana gelir. Yapılan araştırmalar, uzun süre hareketsiz kalan fayların bile yeterli stres birikimi sonucunda önemli depremler üretebileceğini göstermektedir. Örneğin, uzun süre hareketsiz kalan Elbistan fayı, beklenmedik bir şekilde 7.4 büyüklüğünde bir depreme neden olmuş, bu durum gizli stresin nasıl sismik aktiviteye dönüşebileceğini göstermiştir (Kartal & Ergin, 2023). Bu öngörülemezlik, hem aktif hem de uykuda olan fay hatlarının sürekli izlenmesinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır (USGS, 2021).

Deprem Tahmini ve Zorlukları

Sismoloji, deprem desenlerini anlama konusunda önemli gelişmeler kaydetmiş olsa da, sismik olayların tam zamanını ve yerini doğru şekilde tahmin etmek hâlâ zorluklarla doludur. Karakteristik deprem modeli, her bir fayın kendine özgü bir hareket modeli olduğunu öne sürse de, zaman tahminleri hâlâ belirsizdir (USGS, 2021). Örneğin, 2023 Elazığ depremi, bölgede daha büyük depremler olabileceğinin sinyallerini vermiş, ancak bu olayların ne zaman veya nerede meydana geleceğine dair sınırlı bilgi sunmuştur.

Depremin Mekaniği ve Ölçümü

Depremler farklı derinliklerde meydana gelebilir ve bu durum yüzeyde hemen belirtiler göstermeyebilir. Önemli bir şekilde, yüzey kırıkları her zaman bir depremin merkez üssüyle örtüşmeyebilir. Örneğin, 2023 Malatya depremi, 4.2 büyüklüğünde ve yalnızca 5 kilometre gibi sığ bir derinlikte meydana gelmiş olup, yerel jeolojik yapıların sismik aktivitenin nasıl algılandığını etkilediğini göstermektedir (USGS, 2021). Bu farklılıklar, daha doğru ölçüm ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesinde büyük önem taşır.

Eğitim ve Kamu Bilinci: Hazırlıklı Olma Kültürü Oluşturmak

Eğitim, toplumun depreme dayanıklılığını artırmada temel bir unsurdur. İstanbul Teknik Üniversitesi gibi üniversitelerde sunulan ileri düzey sismoloji dersleri, öğrencilere sismik risklerin değerlendirilmesi için hem teorik hem de pratik beceriler kazandırmaktadır (Ergin, 2023). Ayrıca, Sis Monica gibi erişilebilir kaynaklar, deprem güvenliği ve hazırlık hakkında değerli bilgiler sağlayarak, akademik veya bilimsel alan dışındaki kişilerin de riskleri ve gerekli önlemleri anlamasını sağlamaktadır (Ergin, 2023). Kamu bilincinin ve hazırlık düzeyinin artırılması, toplulukların deprem felaketlerinden korunmasında büyük rol oynar.

Sonuç

Depremlere hazırlık, kapsamlı ve işbirlikçi bir yaklaşım gerektirir; bu yaklaşım, bilimsel araştırmaları, halk eğitimi ve politika uygulamalarını birleştirir. Geçmiş olaylardan ders çıkararak, bina yönetmeliklerini iyileştirerek, sismik araştırmaları ilerleterek ve erken uyarı sistemlerini genişleterek can kayıplarını önlemek ve depremlerden kaynaklanan yıkımı en aza indirmek mümkündür.

Kaynaklar

Ters Yüz Eğitim Haftalık Görev: Konu Araştırması ve Sunum Hazırlığı

Ders Öncesi Materyal İncelemesi: YouTube üzerinden sağlanan soru-cevap formatındaki açıklamaları dikkatlice izleyin. Her sorunun cevabını detaylıca inceleyin, anahtar noktaları belirleyin ve notlar alın.

Sunum Hazırlığı: Aşağıdaki örnek sorulardan en az üç tanesini seçin ve her biri için hazırlıklı gelin. Seçtiğiniz sorularla ilgili 2-3 dakikalık kısa sunumlar hazırlayın. Yanıtlarınız, 5 cümle ve en az 50 kelime içerecek şekilde düzenlenmelidir.

Ekstra Araştırma ve Analiz: Seçtiğiniz her soru için verilen cevabı tam olarak anlayarak, konuyla ilgili ek araştırmalar yapın. Bu, sunumunuzu daha zengin ve derinlemesine bir hale getirecek, aynı zamanda konuyu daha iyi kavramanızı sağlayacaktır.

Örnek Sorular (Seçiminizi Yapın):

  • Deprem Sonrası Denetim ve Güvenlik

    1. Binalarda deprem sonrası denetim neden önemlidir?
    2. Yöneticiler, deprem kaynaklı can kayıplarını nasıl önleyebilir?

    Deprem Çalışmaları ve Gelişimi

    1. Deprem çalışmaları hangi temele dayanır?
    2. Deprem gözlemleri Türkiye'de nasıl gelişmiştir?

    Fay Hattı ve Deprem Dinamikleri

    1. Depremler aynı anda birden fazla fay hattında gerçekleşebilir mi?
    2. Rezai Kartal'ın Maraş fayı üzerine çalışması neyi ortaya koymuştur?

Sunum Yapısı:

  1. Giriş: Sorunun ana konusunu tanıtın.
  2. Cevap ve Özet: Verilen cevabı açıklayın ve önemli noktaları vurgulayın.
  3. Kendi Görüşleriniz: Konuyla ilgili kişisel yorumlarınızı ve derinlemesine analizlerinizi ekleyin.

Amaç: Bu hazırlık çalışması, ders sırasında sunum yapabilmeniz için gerekli bilgi birikimini sağlayarak, tartışmalara daha etkin katılım göstermenizi hedeflemektedir.

ÖRNEK SORULAR

Deprem Etkisi ve Önlenmesi
🏢

Soru: Depremlerden sonra bina incelemeleri neden önemlidir?
Depremler sonrası bina incelemeleri, yapısal hasarı değerlendirmek, yıkılan binaların sorumlularını belirlemek ve tehlikeli yapıların boşaltılmasını sağlayarak daha fazla can kaybını önlemek için çok önemlidir.

🚨
Soru: Yöneticiler, depremle ilgili ölümleri nasıl önleyebilir?
Yöneticiler, deprem öncesinde sorumluluklarını yerine getirerek, bina adres bilgilerini kullanarak tehlikeli yapıların boşaltılmasını sağlamalı ve insanların enkaz altında kalmasını engellemelidir.

🌊
Soru: 2011 Japonya depreminde en fazla ölüme ne sebep oldu?
2011 Japonya depreminde 19.000 ölümün çoğu, depremin kendisi yerine tsunami dalgaları ve yangınlar nedeniyle olmuştur.


Sismoloji ve Deprem Bilimi

🔬
Soru: Deprem çalışmaları hangi temele dayanır?
Deprem bilimleri, sismolojiye dayanır. Sismoloji, depremleri inceleyen bilim dalıdır ve büyük depremler öncesi ve sonrasında yapılan araştırmalarla anlayış ve hazırlık geliştirilir.

📚
Soru: Sismoloji çalışmaları için hangi kaynaklar değerlidir?
Türkçe kaynaklar arasında Sis Monica, birçok Amerikan üniversitesinde öğretilen bir kaynaktır. Ayrıca, Serkan Öztürk'ün Türkçeye çevirdiği sismoloji kitabı, uygun fiyatlarla erişilebilir bir kaynaktır.

🌎
Soru: En büyük depremler genellikle nerelerde olur?
Pasifik Ateş Çemberi, Japonya, Çin ve Endonezya gibi bölgeleri kapsar ve dünyadaki büyük depremlerin %90'ı burada meydana gelir.


Deprem Tahmini ve Risk Değerlendirmesi

📡
Soru: Türkiye’de deprem izleme nasıl gelişti?
Türkiye, AFAD'ın kurulmasından bu yana deprem istasyonlarını önemli ölçüde artırarak son 20 yılda daha iyi veri toplama ve risk değerlendirme imkanı sağlamıştır.

⚠️
Soru: Uyuyan faylarda deprem meydana gelebilir mi?
Evet, uzun zamandır deprem üretmeyen uyuyan faylarda zamanla biriken stres nedeniyle depremler meydana gelebilir. Elbistan'da yaşanan 7.4 büyüklüğündeki deprem bunun örneğidir.

🔍
Soru: Depremin tam yerini tahmin etmek neden zordur?
Depremin tam yerini tahmin etmek, bazı bölgelerde gözlem eksiklikleri nedeniyle zordur. Malatya'daki 4.2 büyüklüğündeki depremde olduğu gibi, bazı yerlerde etki 8 büyüklüğüne kadar çıkabilir.


Deprem Özellikleri ve Davranışı

🌋
Soru: Episantır  ile hiposantır arasındaki fark nedir?
Epicenter, depremin odak noktasının (hiposantır) yüzeydeki karşılığıdır. Depremler, 10-15 km derinliklerde de olabilir ve yüzeyde gözle görülür bir iz bırakmayabilir.

🔀
Soru: Depremler birden fazla fayda aynı anda meydana gelebilir mi?
Evet, deprem birden fazla fayda aynı anda meydana gelebilir ve bu, beklenenden daha büyük zararlara yol açabilir. Elbistan depremi bunun bir örneğidir.

Soru: Karakteristik deprem modeli, deprem oluşumunu nasıl açıklar?
Karakteristik deprem modeli, her fayın kendi depremini ürettiğini ancak zamanlamanın belirsiz olduğunu söyler, bu da doğru tahmin yapmayı zorlaştırır.


Tarihi Deprem Verisi ve Analizleri

📊
Soru: Uzun vadeli deprem verileri, risk değerlendirmesine nasıl yardımcı olur?
20 yıl boyunca toplanan deprem verileri, hızlı artan deprem riskinin görüldüğü bölgeleri açığa çıkararak daha iyi hazırlık ve önlem alınmasını sağlar.

🕰️
Soru: Rezai Kartal'ın Maraş fayına dair çalışması ne gösterdi?
Rezai Kartal'ın çalışması, Maraş fayının 500 yıl boyunca hareketsiz olduğunu ancak son 200-250 yıl içinde yıkıcı depremler yaşandığını ortaya koymuştur.

🌍
Soru: 2004 Türkiye depremi ne kadar geniş bir etki yarattı?
2004 Türkiye depremi, 14 ülkede 230.000 kişinin ölümüne yol açarak büyük depremlerin ne kadar büyük can kaybına neden olabileceğini gösterdi.


Deprem Erken Uyarı ve Güvenlik Önlemleri

🚨
Soru: Tsunami erken uyarı sistemleri neden önemlidir?
Tsunami erken uyarı sistemleri, deprem bölgelerinde hayat kurtarmak için hayati önem taşır. Bu sistemler, dalgalar arasında evakuasyon için zaman sağlar, özellikle yerleşim yerlerinden uzak bölgelerdeki depremler için çok önemlidir.

🏗️
Soru: Jeofizik, deprem anlayışına nasıl katkı sağlar?
Jeofizik, matematiksel açıklamalarla iyi bir şekilde ifade edilerek, sismoloji ve deprem tahmini üzerinde çalışan bilim insanları için temel bilgiler sağlar.

🔮
Soru: 2023 Elazığ depremi, gelecekteki tahminler için ne kadar önemlidir?
2023 yılında gerçekleşen 6.8 büyüklüğündeki Elazığ depremi, bölgenin aktif hale geldiğini ve daha büyük depremlerin mümkün olduğunu belirten bilim insanları için bir uyarı niteliğindeydi.

Lecture Notes on Seismology and Plate Tectonics




Earthquake Impact and Prevention: Lessons in Resilience and Readiness

Earthquakes have the potential to cause severe damage to life, infrastructure, and the economy. To mitigate these risks, effective preventive measures and a well-coordinated response strategy are crucial. Structural engineers and project managers play a vital role in ensuring buildings can withstand seismic events by conducting detailed inspections to detect vulnerabilities before disasters strike. This proactive approach is critical; without it, occupants may face life-threatening situations, such as being trapped under rubble during aftershocks (Gromicko, 2020).

Historical Perspective and the Importance of Preparedness

The immense loss of life during major earthquakes demonstrates the necessity of comprehensive preparedness. The 2011 Tōhoku earthquake in Japan, which resulted in around 19,000 fatalities, primarily due to tsunamis and subsequent fires, is a stark example. Additionally, the 2004 Indian Ocean earthquake affected 14 countries, leading to approximately 230,000 deaths—highlighting how critical early warning systems are for saving lives by enabling timely evacuations (FEMA, 2020).

The Science of Earthquakes: Seismology’s Role in Preparedness

Seismology—the scientific study of earthquakes—is central to understanding seismic activity and enhancing public safety measures. This field relies on analyzing decades of earthquake data to identify seismic patterns and improve preparedness strategies. Studies indicate that regular analysis of seismic patterns, especially in highly active regions like the Pacific Ring of Fire, can inform communities of imminent risks. This area accounts for about 90% of the world’s major earthquakes and includes seismically active nations like Japan, Indonesia, and Chile (USGS, 2021).

Understanding Fault Lines and Earthquake Occurrence

Earthquakes occur when stress accumulates along geological fault lines, including dormant ones. Research shows that even faults inactive for long periods can generate significant seismic events once enough stress has built up. For instance, the Elbistan fault in Turkey, which had been dormant, unexpectedly produced a magnitude 7.4 earthquake—an example of how latent stress can trigger seismic activity with devastating consequences (Kartal & Ergin, 2023). This unpredictability underlines the importance of continuous monitoring of both active and dormant fault lines to anticipate potential threats (USGS, 2021).

Challenges in Predicting Earthquakes

Although seismology has made strides in understanding earthquake patterns, accurately predicting the timing and precise location of seismic events remains challenging. The characteristic earthquake model proposes that each fault has its unique movement pattern, yet timing predictions are uncertain (USGS, 2021). For instance, the 2023 Elazığ earthquake served as a precursor to potential larger seismic events in the region, indicating a rise in tectonic activity but providing limited detail on when or where future events might occur.

Mechanics and Measurement of Earthquakes

Earthquakes can originate at various depths, often without immediate surface indicators. Notably, surface fractures may not always align with an earthquake’s epicenter. For example, the 2023 Malatya earthquake, which had a magnitude of 4.2, occurred at a shallow depth of 5 kilometers, showing how localized geological structures affect how we perceive and measure seismic activity (USGS, 2021). These distinctions are essential in developing more accurate measurement and response strategies.

Education and Public Awareness: Building a Culture of Preparedness

Education is a fundamental aspect of building community resilience against earthquakes. Universities, such as Istanbul Technical University, offer advanced seismology courses that equip students with both theoretical and practical skills for assessing seismic risks (Ergin, 2023). Additionally, accessible resources like Sis Monica provide vital information on earthquake safety and preparedness, ensuring that people outside academic or scientific fields understand the risks and necessary precautions (Ergin, 2023). By increasing public awareness and preparedness, we can better protect communities from the devastating impacts of earthquakes.

Conclusion

Preparing for earthquakes requires a comprehensive, collaborative approach, combining scientific research, public education, and policy implementation. Learning from past events, improving building codes, advancing seismic research, and expanding early warning systems are essential for safeguarding lives and minimizing the destruction caused by seismic activity.

References


Sismoloji ve Levha Tektoniği 

Ders Videosu Transkripti

Dersin Başlangıcı ve Deprem Sonrası Durum

Evet, öncelikle bu dönem ilk dersimizi yapıyoruz. Gerçekten bu ders özel ve önemli bir ders çünkü ülkemizde büyük bir deprem meydana geldi. Depremden sonra ilk dersin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili eğitimler veriliyor. Maalesef bu eğitime ben katılmadım. Deprem sonrası ne söylenmesi gerektiğini bilemiyorum ama ülkemizin bir tarafında gerçekten önemli kayıplar ve yıkımlar oldu. Bu nedenle hepimiz üzgünüz. Gerçekten bir parçamız yıkıldı. Acılar çekiyor, o nedenle de zor zamanda yer birimlerinin, yapı birimlerinin ve depreme dayanıklı proje mühendislerinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.

Sorumluluklar ve Yıkılan Binalar

Tabii ki bu yıkılan binaların yapılmasında mimar, mühendis, yapı derecesi ve bu yapılara izin veren il yöneticileri de sorumlu olabilir. Bununla ilgili araştırmalar yapılıyor, ilgili sorumlular bulunmaya çalışılıyor. Ancak bu sorumluların bulunması ve cezalandırılması, maalesef ölen insanlara geri getiremeyecek. Bu nedenle, aslında bu tür depremler olmadan önce yer ve yapı denetiminin yapılması gerekiyor. Yıkılacak binaların önceden tespiti mümkün. Mesela İstanbul'da 6 ilçede 150.000 bina incelendi. Yıllar önce 40.000 bina yıkılacak diye yöneticilere rapor edildi. Tabii ki yöneticiler elinde bu tür yıkılacak binaların raporu varken, üstüne düşen sorumlulukları yapmazsa ve bu deprem meydana gelirse, sonuçlar ağır oluyor.

Depremin Yayılması ve Yerel Yöneticilerin Sorumluluğu

Bu deprem Maraş'ta başladı, Hatay'da devam etti. Dün Niğde'de, bugün ise Malatya'da etkisini gösterdi. Büyük bir enerji yayılıyor, dünyada etkisini gösteriyor ve ülkemizde de etkilerini gösteriyor. Bu nedenle, gerçek anlamda, deprem sonrası yıkılacak binaların adres bilgilerine sahip yöneticiler, depremden önce sorumluluklarını yerine getirmediğinde, insanların hayatını kaybetmesi kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden, gerçekten bu bilgiye sahip olan tüm yöneticileri, ellerindeki verileri kullanmaya davet ediyoruz. İnsanlarımız binaların altında kaldıktan sonra onları çıkarmak değil, o binalar yıkılmadan önce onları daha güvenli yerlere taşımak çok daha önemli. Önemli olan enkaz altından kurtarmak değil, enkaz altında kalmalarını önlemek.

Hande'nin Görüşleri

Evet, Hande, sen ne diyorsun? Belki depremden sonra ilk derste, seni de görüşlerini almak isterim. Sen de bir harita mühendisisin. Ne düşünüyorsun?

Hande: "Hocam, ben çok üzüldüm. Zaten ilk duyduğumda pek kendime gelemedim. Birkaç gün arkadaşlarıma ulaşmaya çalıştım. Allah'a şükür, ben herkese ulaşabildim. Aksi bir durum olmadı ama sadece şanslı sayıyorum kendimi. Ulaşabildiğim için başka hiçbir şey diyemiyorum. Evet, büyük geçmiş olsun. Gerçekten denilecek söz yok. Önemli olan şu anda sokakta insanlar var, karla, kışla, doğayla ve iklimle mücadele eden sokakta insanların da tabii ki ortam koşullarına karşı devam etmeleri çok önemli. Sorumluluklar yönetenlere ve milletimize düşüyor. Onlar da tez zamanda normale dönerler. Allah ölmüşlerimize rahmet eylesin."

Dersin Temeli: Deprem Bilimi (Sismoloji)

Evet, dersimizin temeli ileri sistemde olacağı aslında sismoloji. Deprem bilimi, çalıştığım ana bilim dalının adı. Bu derste çok fazla ileri gitmemiz durumu olabilir. Öğrencilerin durumu göz önünde bulundurularak dersin ilerleyişi, bazen biraz ileri, bazen geri olabilir. Herkes için uygun bir orta nokta bulacağız.

Sismoloji Dersinin İçeriği ve Eğitimi

Bu ders, sismoloji yani deprem bilimiyle ilgili olarak, fazla detaya girmeden anlaşılır bir şekilde sunulacaktır. Dersin amacı, bölgedeki depremlerden sonra ortaya çıkan yeni bilgiler ışığında, daha önce yapılmış çalışmaların gözden geçirilmesidir. Özellikle bu büyük deprem öncesinde ve sonrasında yapılan sismoloji çalışmalarının nasıl bir etkisi olduğu, ne gibi önlemler alındığına dair değerlendirmeler yapılacaktır.

Dersin Kayıtları ve Amaç

Ders, YouTube kanalıma yüklenecek ve isteyen herkesin faydalanabileceği şekilde yayımlanacaktır. Bu sayede, resmi öğrenci statüsünde olmayan ama bilgiye meraklı kişiler de bu derslerden yararlanabilecektir. Hande ile birlikte dersin içeriğini olabildiğince iyi bir şekilde sunmaya çalışacağız. Çünkü Hande'nin anlaması benim anlatımımın kalitesini belirleyecektir.

Eğitim Geçmişim ve Ders Deneyimi

Bu derse İstanbul Teknik Üniversitesi'nde başladığım yüksek lisans sırasında katıldım. O zamanlar dersin hocası Kazım Ergin hocamızdı. Kazım Ergin hocamız, Türkiye'deki jeofizik mühendisliğinin kurucularından olup, dersleri İngilizce olarak veriyordu. Bu benim için ilk kez yer bilimleri ile ilgili İngilizce bir ders almak anlamına geliyordu. Bu da oldukça zorlayıcıydı, çünkü teknik İngilizce, genel İngilizceden çok daha farklıdır.

Ödevler ve Eğitim Felsefesi

Kazım Ergin hocamız, öğrencilerine verdiği ödevlerin dönüşümleriyle ilgilenir ve her öğrencinin eksikliklerini gidererek onlara yardımcı olurdu. Bu yaklaşımı, Türkiye'de eğitim vermemde büyük bir etkisi olan bir yöntemdi. Öğrencilere geri dönüş yapmamanın, motivasyonu düşürdüğünü ve öğretim kalitesini olumsuz yönde etkilediğini düşünüyorum.

Akademik Kariyerimdeki Etkisi

Kazım Ergin hocamız, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde matematik üzerine doktora yapmış bir akademisyendi. Onun dersinden geçebilmek, bana bir asistanlık pozisyonu açtı. Bazen zor görünen dersler, insanın önünü açabilecek fırsatlar yaratabilir. Bu da bize, zor yoldan gitmek gerektiği öğüdünü verir.

Sonraki Adımlar ve Teşekkürler

Hande'nin de harita mühendisliği mezunu olup, farklı bir disiplinden bu alana geçmiş olması, onun için önemli bir deneyim olacaktır. Başarılarının, bizim katkılarımızla şekillenmesini dilerim.

Kazım Ergin Hocamızın Mirası

Kazım Ergin hocamızın ders notları şu anda TÜBİTAK'ta yayımlanmıştır. İlgilenenler, bu ders notlarına TÜBİTAK'tan ulaşabilir. Kendisi yıllar önce vefat etti, ancak hizmetleri ve öğretileri hala değerini koruyor.

Sismoloji Kaynakları

Bu derste özellikle yeni başlayanlar için iki önemli Türkçe kaynak önerilmektedir. Bunlardan biri, Amerika’daki pek çok üniversitede okutulan ve özellikle Fatih Üniversitesi'nde referans olarak verdiğim bir kitaptır. Bu kitap “Sismoloji, Giriş, Depremler ve Yerin Yapısı” adıyla Türkçeye çevrilmiştir. Çevirisini Serkan Öztürk yapmıştır, kendisi Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde çalışmaktadır.

Diğer bir kitap ise Dr. Feyza Hoca tarafından çevrilmiş ve sismoloji üzerine oldukça aktif bir jeofizik mühendisi tarafından yazılmıştır. Bu kitaplar, Türkiye Mimar Mühendislik Odası, Jeofizik Mühendisliği Odası’nda satılmaktadır ve öğrencilere uygun fiyatlarla sunulmaktadır. Bu kitapları alarak, Türkçe kaynaklarla dersten daha verimli bir şekilde faydalanabilirsiniz.

İngilizce Kitaplar ve Erişim İmkanları

Bu kitapların İngilizce versiyonlarına internette erişebilirsiniz. Bazı platformlarda, bu kitapların İngilizce PDF versiyonları indirilebilmektedir. İngilizce okuma bilgisi olmayanlar için ise Türkçe kaynaklar mevcut ve bu kaynaklarla dersten faydalanabilirsiniz.

Kitapların İçeriği ve Öneriler

Kitaplar hakkında hocamızın yorumu şöyle: “Jeofizik, ana dili olan matematikle çok güzel anlatılmaktadır.” Bu kitaplar, özellikle jeofizik mühendisliği öğrencileri için temel bilgiler sunarak çok faydalıdır. Yazar, kitapları özellikle jeofizik mühendisliği öğrencilerinin ve mühendislik bölümünde ders görenlerin okumasını tavsiye etmektedir. Kitaplar olmadan bu derslerden fazla verim almak mümkün değildir. Bu nedenle kitaplı dersler daha etkili bir eğitim sağlar.

Kral Fatih Üniversitesi ve Eğitim Modeli

Özellikle Kral Fatih Üniversitesi’nde derslerin referans kitabı olarak Solid Earth kitabı kullanılmaktadır. Bu kitap, 2004 yılında yayımlandı ve öğrenciler ders öncesi ücretsiz olarak alırlar. Bu modelde, dersler kitapla paralel işlenir ve öğrencilere hangi sayfadan devam edileceği dersin başında belirtilir. Bu eğitim modeli, derslerin kitap eksenli olarak yapılmasını sağlıyor.

Diğer Kitaplar ve Uygulamalar

Bir diğer kaynak, fizik ve jeofizik sözlükleri içeren bir kitap olup, bazı kavramların Türkçesini bulmanıza yardımcı olabilir. Bu sözlükler, bilim insanları tarafından yıllar önce çevrilmiş ve hem Türkçesi hem de İngilizcesi internet üzerinden erişilebilir durumdadır.

Sismoloji Eğitimi ve Eğitim Kanalları

Sismoloji ile ilgili çok sayıda eğitim kanalı bulunmaktadır. Özellikle Hande, harita mühendisliği alanında eğitim verdiği için, sismolojiyle ilgili önemli eğitim içeriklerine sahiptir. Ayrıca, Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışan meslektaşlarımız, jeodezik veriler kullanarak depremlerin oluşum öncesi hareketlerini takip etmektedirler. Bu alandaki araştırmalar oldukça başarılıdır.

Uluslararası Sismoloji Kaynakları

Uluslararası Sismolojik Araştırmalar Merkezi’nin YouTube kanalında çok sayıda sismolojiyle ilgili kısa bilgilendirici video ve konferans yer almaktadır. Ayrıca, Pasifik Kuzeybatı Yer Bilimleri gibi platformlarda yer alan animasyonlar ve görseller de kaynak olarak kullanılabilir. Özellikle Aires üzerinden ulaşılabilen animasyonlar, sismoloji konusundaki bilgilerinizi geliştirebilir.

Kaynaklara Erişim ve Kullanım

İngilizce kaynakları, hızlı bir şekilde anlamanızı zorlaştırıyorsa, hızını yavaşlatma seçeneğiyle ve alt yazılı videolarla dinleyebilirsiniz. Ayrıca, öğrenciler anlamadıkları teknik kelimeleri ders kapsamında sorarak daha iyi kavrayabilirler.

Öğrenci Soruları ve Güncel Sorular

Geçen sene, öğrencilere yönelik olarak 40 tane soru hazırlamıştım. Bu sorular arasında öğrencilerin seçtiği sorular vardı ve bu soruları güncelleyerek bu derse ekledim.

Bir öğrencimiz, "Ağırlık sel ve tarihsel depremler önemli mi?" sorusunu seçmiş. Bu soruya ilişkin olarak yerellik, tesis montajı, aletsel ve tarihsel depremler gibi bilgiler verilmektedir. Tabii ki, aletsel ne demek? Aletsel, modern sismolojiyle cihazlarla kayıt edilen sismik dalga verisi anlamına gelir. Tarihsel ise, tarihte kayda geçmiş depremlerle ilgili verilerdir. Örneğin, İstanbul'daki en büyük tarihsel veri kaynağı Ayasofya'dır. Ayasofya, 2.500 yılda meydana gelen büyük depremlere nasıl dayanmış, nasıl yıkılmış, nasıl yeniden yapılmış? Bu bilgiler aslında İstanbul üzerindeki tarihsel veri kaynağı olarak geçiyor.

Dünya Tarihinin En Büyük 10 Depremi

Dünya tarihinin en büyük 10 depremi hakkında konuştuğumda, genellikle son meydana gelen depremlerle ilgili, "bu yılın en büyük depremi" gibi bir açıklama yapıyorum. Ancak bu, bazen yanlış anlaşılabiliyor. İnsanlar "Dünyada daha büyük depremler de var, sen nerede yaşıyorsun?" diyebiliyorlar. Aslında, son 1.000 yılda Anadolu fay hattı üzerinde meydana gelen büyük depremler hakkında konuşuyordum. En büyük deprem, büyüklüğü 7.9 olan bir depremdir.

Deprem Büyüklükleri ve Etkileri

Dünyadaki en büyük 10 depremi incelerken, özellikle ateş çemberi üzerinde ve levha kuşakları üzerinde meydana gelen depremler dikkat çekicidir. Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgelerde ise, yüksek deprem etkinliği olmadığı için, depremlerin büyüklükleri genellikle çok büyük olmamakla birlikte, yıkım da fazla olmuyor.

Endonezya Depremi (2005)

2005 yılında, Endonezya'da 8.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremde 1.400 kişi hayatını kaybetti. Önemli bir nokta, bu depremin karada değil, okyanusta meydana gelmiş olmasıdır. Eğer karada olsaydı, depremin yıkım gücü çok daha fazla olurdu. Depremler çok büyük olsa da, şehir merkezine yakın değillerse, yıkım ve ölü sayısı daha düşük olabiliyor.

2004 Hint Okyanusu Depremi

2004 yılında meydana gelen başka bir büyük depremde, 230.000 kişi hayatını kaybetti. Bu deprem 9.1 büyüklüğündeydi ve levha kuşağı üzerinde meydana gelmişti. Tsunami nedeniyle büyük bir kayıp yaşandı. 2004'te, tsunami uyarısı yapıldı, ancak bu uyarı, büyük kayıpları engellemek için yeterli olmadı. Bu büyük deprem, aynı kuşak üzerinde 34 ay sonra ikinci bir büyük depremle devam etti. Bu ikinci depremde de 230.000 kişi hayatını kaybetmişti. Büyük depremler, büyük can ve mal kaybına yol açabiliyor.

Çin Depremi (2008)

Bir başka büyük deprem ise 2008'de Çin'de meydana geldi. Bu depremde 8.6 büyüklüğünde bir deprem olmuş ve 1.500 kişi hayatını kaybetmişti. Depremin derinliği hakkında kesin bilgi olmasa da, bu büyüklükte bir depremin kayıplarının genellikle çok daha büyük olması beklenirdi. Depremin olduğu bölge, Hindistan'ın Çin'in altına dalan kuşağı üzerinde yer alıyor ve bu da depremin meydana geldiği yerin özelliklerini etkiliyor.

Japonya Depremi (2011)

11 Mart 2011'de meydana gelen Japonya depremi çok büyük bir tsunamiye yol açtı. Tsunami duvarları yetersiz olduğu için, depremin ardından kurtulanlar dalgalarla karşı karşıya kaldılar. Bu felakette Fukuşima Nükleer Santrali büyük bir patlamaya neden oldu ve insanlar, yangınları söndürmek için ölümüne bir mücadele verdiler. Ayrıca, bu süreçte insanlık, harakiri gibi trajik olaylarla karşılaştı.

Depremler ve Can Kaybı

Gerçekten o deprem çok acılı bir deprem, bakın. Bu depremde 19.000 kişi öldüğünü görüyoruz. Yani 19.000 kişi, tabii ki bu depremde ölenlerin çoğu yangından ve depreme bağlı olarak hayatını kaybetti.

Diğer Depremler

Şimdi biraz daha yukarı gittiğimizde, 1952 yılında Rusya'da bir deprem meydana geldiğini görüyoruz. Tabii ki bu depremde can kaybı yaşanmamış. Depremin büyüklüğü önemli bir faktör, ancak yaşam alanlarına yakın olup olmadığı da önemli. Yani depremin büyüklüğü, yaşam alanlarından uzak olduğunda daha az etkili olabilir.

Alaska Depremi

Buraya geldiğimizde, Alaska'da 4 Şubat 1960 tarihinde, 8.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geliyor. Gene bir can kaybı yok. Neden can kaybı yok? Çünkü okyanusun ortasında meydana gelmiş. Demek ki, büyük deprem her zaman can kaybına yol açacak diye bir şey yok. Okyanusun ortasında büyük bir deprem meydana geliyor ve can kaybı olmuyor.

Depremler Okyanuslarda da Meydana Gelebilir

Depremler, sadece insanların yaşadığı yerlerde değil, okyanuslarda da meydana gelebiliyor. Bu, depremin büyüklüğü ile ilişkili değil. Ateş Çemberi bölgesi dediğimiz yer, bu tür büyük depremlerin en fazla meydana geldiği alandır.

1960 Alaska Depremi ve Ekonomik Zarar

Alaska'da 1960 yılında meydana gelen depremde hayatını kaybeden insan sayısı az. Ancak bu deprem, 310 milyon dolarlık bir zarara yol açmış.

Kaliforniya Deprem Kuşağı

Kuzey Amerika, özellikle Kaliforniya, önemli bir deprem kuşağına sahip. Kaliforniya'da, büyük bir deprem bekleniyor. Ancak şu an için büyük bir deprem gözükmüyor.

Latin Amerika ve Şili Depremleri

Latin Amerika'ya doğru indiğimizde, Şili örneği verilebilir. 1906 yılında, 8.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geliyor ve burada 1000 kişi hayatını kaybediyor. Deprem, insanların yaşadığı alanın altında değil, okyanusta meydana geldiği için can kaybı sınırlı kalıyor.

Şili'den Dersler

Şili, büyük depremlerden çok ders aldı. 1960'daki büyük depremde hayatını kaybeden insan sayısı 1.655. Buna rağmen, şehirlere dayanıklı yapılar yaparak kendisini geliştirdi. 2010'daki depremde 500'den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu, Şili'nin depreme karşı daha dayanıklı hale geldiğini gösteriyor.

Sonuç: Büyük Depremlerde Can Kaybı

Dünyanın en büyük depremlerinin meydana geldiği yerlerde, ölüm sayısının Endonezya dışında fazla olmadığı görülüyor. Şili'nin deneyimleri, Türkiye için de ekonomik anlamda çok benzer bir model oluşturuyor. Bu nedenle Şili modeli, son zamanlarda tartışılıyor.

Özet ve Kapanış

Sonuç olarak, depremler büyük olsa bile, insanların yaşadığı yerlerden uzak olmaları, can kaybını en aza indirmede önemli bir faktör.

Tsunami ve Deprem İlişkisi

Bir soru sorabilir miyim? Şimdi videoda, ekvator bölgesindeki depremlerden bahsettiniz ve örnek olarak Kolombiya'daki depremin, diğer tarafta tsunami etkisi yarattığını söylediniz. Tsunaminin etkili olduğu alan var mı? Yani, tsunami belli bir alana mı etki eder, yoksa belli bir yere kadar etkilemez mi?

Tsunami ve Etki Alanı

Evet, çok doğru bir soru. Tsunamiler genellikle büyük okyanuslarda meydana gelir. Örneğin, dünyanın en büyük okyanusu olan Pasifik Okyanusu'nda gerçekleşen depremler, tsunamiye yol açabiliyor. Japonya'daki bir deprem, Amerika'da tsunamiye neden olabiliyor. Burada, depreme bağlı dalgalar hızlanarak Amerika'ya kadar ulaşabiliyor ve orada da etkilerini görebiliyoruz.

Erken Uyarı Sistemi ve Tsunami

Buna benzer şekilde, Amerika'da büyük bir deprem olduğunda, Japonya'da tsunami alarmı verilmesi gerekmektedir. Bu bölge için erken uyarı sistemi oldukça önemlidir, çünkü depremler genellikle derin okyanuslarda oluyor ve insanların yaşam alanlarından uzak. İlk dalgadan sonra, ikinci dalganın gelmesi için bir süre geçebiliyor. Bu süre, tsunamiye dair erken uyarı sisteminin hayat kurtarıcı olmasını sağlıyor. Örneğin, İzmit depreminde ilk depremden sonra ikinci dalga İstanbul'a 45 saniyede ulaşmıştı. Okyanusta meydana gelen depremler ise daha uzun süreli olabilir, bu da erken uyarı sisteminin önemini artırıyor.

Tsunami Hasarları

Tsunamiye bağlı hasarlar, deprem bölgesinden çok uzak olan yerlerde de görülebiliyor. Depremin olduğu yer ile tsunaminin etkilediği alanlar farklı olabiliyor. Örneğin, 2011 yılındaki Japonya depreminde tsunami duvarları 20 metre yüksekliğinde yapılmıştı, ancak tsunami dalgaları 40 metreye kadar yükseldi, bu da duvarın insanların hayatını korumamasına yol açtı. Bu durumda tsunami dalga boyunun doğru tahmin edilememesi, can kaybına yol açmış olabilir. Eğer duvarın yüksekliği doğru tahmin edilseydi, belki de daha az insan hayatını kaybedecekti.

Tsunami ve Deprem Oranı

Dünyadaki büyük depremlerin %80’i, Pasifik Okyanusu çevresinde meydana geliyor. Buradaki depremler, dünya genelindeki büyük depremlerin büyük bir kısmını oluşturuyor. Türkiye'de ise bu tür büyük depremler daha nadir görülüyor, çünkü burada, okyanuslardan uzak bir coğrafyada yaşıyoruz. Örneğin, Türkiye’deki büyük depremler genellikle 6-7 büyüklüğünde oluyor, ancak Pasifik Okyanusu'nda 8 büyüklüğüne kadar depremler meydana geliyor.

Türkiye'deki Depremler ve Durum

Türkiye'ye geldiğimizde, 122 yıl içinde gerçekleşen büyük depremler özellikle 6 Şubat depreminden önce farklı bir durumu ortaya koyuyordu. Bu noktada, 6 Şubat depreminin ardından Türkiye’deki deprem durumu dikkat çekici bir hal almıştır.

 Türkiye’de Deprem Riskleri ve Beklenen Büyük Depremler

Kuzey Anadolu Fayı üzerinde kırılmadık yer kalmamış. Marmara’da bir boşluk var ve burada büyük bir deprem bekleniyor. Bir diğer boşluk ise Erzincan ile Bingöl arasında yer alan 7 su segmenti. Bu bölgedeki depremler, bilim insanları tarafından yıllarca Marmara depremi beklentisiyle analiz edilmiştir. Ancak beklenen depremler Doğu Anadolu Fayı'nda gerçekleşti.

Elazığ Depremi ve Sonraki Beklentiler

2020 yılında Elazığ depremi (6.8 büyüklüğünde) oldu ve bilim insanları bu bölgenin hareketlendiğini belirttiler. Elazığ depreminden sonra bölgenin daha büyük depremlere gebe olabileceği söylendi. Nitekim, bilim insanlarının uyarıları doğru çıktı ve beklenen büyük deprem oldu. Ancak, bu deprem ne kadar büyük olacaktı sorusu hala geçerlidir.

Türkiye'deki Depremler ve Kayıplar

Türkiye, depreme karşı büyük kayıplar veren bir ülke durumunda. Depremle ilgili kayıplar sürekli olarak artıyor. Örneğin, 1999 İzmit depremi sonucu 18.000 kişi hayatını kaybetti. Sonrasındaki depremlerle ilgili kayıplar şöyle sıralanabilir:

  • Düzce Depremi: 8.94 kişi
  • Çaldıran Depremi: 3.840 kişi
  • Kahramanmaraş Depremi: Henüz tam veriler yok, fakat 40.000'den fazla kayıp olduğu tahmin ediliyor.
  • Erzincan Depremi (1939): 7.9 büyüklüğünde, 33.000 kişi kayıp.

Elazığ Depremi ve Kayıplar

Erzincan depremi, 1939 yılında 7.7 büyüklüğünde gerçekleşti ve büyük bir kayba yol açtı. 1939 yılında Türkiye'nin nüfusu 16 milyondu, ancak 85 milyon olan bugünkü nüfusa kıyasla kayıplar daha fazla olacaktır. Şu anda, kaybolan insanlar hakkında kesin verilere ulaşılamamıştır. Bu tür büyük depremler, Türkiye’yi ekonomik olarak geriye götürüyor.

Deprem ve Ekonomik Zararlar

6 Şubat 2023 depremi sonrası Türkiye'nin ekonomik kayıplarının en az 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, bu depremde 45.000 kişi kaybolmuş ve kayıtları yapılabilen sayılar bu kadar.

Beklenen Depremler ve Bilimsel Tahminler

Bu büyük depremler bilim insanları tarafından tahmin edilmiştir. Beklenen büyük deprem gerçekten gerçekleşti. Fakat bilim insanları doğru tahminlerde bulunmuşlardır. Bu durum, bize deprem riskinin ne kadar gerçek olduğunu ve hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor.

Deprem Aktivitesi ve Tehlike

2020 yılına kadar Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki depremler oldukça aktiftir. Özellikle Elazığ depreminden sonra, deprem aktivitesi daha da arttı. Bu, büyük bir deprem riski altında olduğumuzu ve bu bölgedeki yüksek deprem aktivitesinin geçici olmayıp sürekli olduğunu gösteriyor. Bir yıllık veri bile büyük bir deprem riskini belgelemektedir.

Sonuç: Elazığ Depreminin Uyarısı

Elazığ depremi, bu bölgedeki Doğu Anadolu Fayı'nın harekete geçtiği ve büyük bir deprem riski olduğuna dair uyarı mesajı verdi. Ancak, bölgedeki çalışmaların ne kadar hızlı yapıldığı ve bu bölgeye ne kadar odaklanıldığı hala tartışılan bir konu.

Deprem Verilerinin Toplanması ve Gelişimi

Bir deprem verileri nasıl toplanır? Deprem tamburları, depremler meydana geldiğinde devreye girer ve veriler kayda alınır. Eskiden bu veriler analog sistemlerle kaydediliyordu, ve depremin büyüklükleri bu analog veriler üzerinden tahmin edilirdi. Yüksek lisansa başladığımda, Kandilli'ye gittiğimizde bu analog kayıtları gösterirlerdi. Depremler başladığında tamburlar çalışır ve kayıt yaparlardı. Ancak günümüzde depremler dijital ortamda kaydedilmektedir.

Dijital Değişim ve Artan Deprem İstasyonları

Şu anda çok daha fazla deprem kaydedilmektedir. Doktora çalışmalarım sırasında Türkiye'de 100 deprem istasyonu vardı, şu anda ise 1.000 deprem istasyonu bulunmaktadır. Bu artış, verilerin hızlı bir şekilde toplanmasını ve daha fazla verinin elde edilmesini sağlamaktadır. Deprem sayısı artmadı, ancak istasyon sayısının artması ile daha fazla veri elde edebiliyoruz.

Deprem Kayıtları ve AFAD'ın Rolü

AFAD'ın kurulmasından sonra deprem istasyonları sayısı hızla artmıştır. Depremlerle ilgili veriler daha hızlı toplanabiliyor ve tehlike altındaki bölgeler daha kolay belirlenebiliyor. Bu verilerin toplanmasında eski bir Çin deprem izleme istasyonu örneği de bulunuyor. Deprem sırasında, sallantı meydana geldiğinde, su damlası şeklinde bir iz bırakarak deprem etkisi gösteriyor.

Türkiye'deki İlk Deprem Haritası ve Deprem Yönetmeliği

Türkiye'deki ilk deprem haritası 1.945 yılında yapılmıştır. Aynı dönemde, İtalya'daki deprem yönetmeliği ülkemize çevrilerek kazandırılmıştır. 1.945 yılındaki haritada, son depremlerin meydana geldiği yerlerde hiçbir beklenti yoktu. Bunun sebebi, istasyon eksikliği idi. Depremleri izlemek için bir istasyon kapasitesi olmadığı için, bu bölgelerde deprem tehlikesi görülmemişti.

Kuzey Anadolu Fay Zonu ve İhsan Ketin

Kuzey Anadolu Fay Zonu, 1.939 Erzincan depremi ile fark edilmiştir. İhsan Ketin, bu fayla ilgili açıklamalar yaparken, fayın keşfinin depremler sayesinde fark edildiğini belirtmiştir. Kuzey Anadolu Fayı, yaklaşık 3 milyon yıldır deprem üretmektedir, ancak biz bunu 1.939 depreminden sonra fark ettik.

Deprem Tehlikesi ve Haritalar

Türkiye’deki deprem tehlikesi kaynakları arasında Kuzey Anadolu Fay Zonu ve Doğu Anadolu Fay Zonu bulunuyor. 1.945 yılında yapılan ilk haritada, Doğu Anadolu Fayı haritada yer almamaktadır, yani bu bölgede bir deprem beklentisi yoktu. Ancak zamanla, deprem verileri ve haritalar, deprem tehlikesi olan yerleri daha net bir şekilde göstermeye başlamıştır.

 Depremin Yüzeydeki İzleri ve Derinlikteki Meydan Gelmesi

Depremler yüzeyde izler bırakır; bu izler, deprem sonrası toplanan verilerle belirlenir. Ancak, depremler sadece yüzeyde meydana gelmez. Yüzeyde kırıklar tespit edilse de, depremler genellikle 10-15 km derinlikte meydana gelir. Yüzeyde görülen kırıklar, depremin derin merkezine yakın yerlerde oluşur, fakat bu kırıklar ve depremin merkezi arasında her zaman örtüşme olmayabilir.

Kırıklar ve Deprem Merkezinin Farklı Noktalarda Olması

Depremler yüzeydeki kırıklarla doğrudan örtüşmeyebilir. Örneğin, depremin dış merkezi ve yüzeydeki kırıklar bazen farklı noktalarda olabilir. Bu, depremlerle ilgili verilerin çok önemli olduğunu gösterir. Yüzeydeki kırıklarla merkezdeki noktalar aynı doğrultuda olsa da, bu her zaman böyle olmayabilir.

6 Şubat 2023 Depreminin Öncesi ve Deprem Beklentisi

6 Şubat 2023 öncesinde, depremlerin nerelerde olacağı konusunda genellikle bir ezber vardı. Geçmişte meydana gelen depremlere bakılarak, gelecekteki depremler bu bölgelerde bekleniyordu. Örneğin, tarihsel verilere bakıldığında, 2 Mart 1893'te bir deprem olmuş ve bu deprem, bir kırıkla ilişkilendirilmişti. Diğer örneklerde de, geçmişteki büyük depremler ve bu depremlerle ilişkilendirilen kırıklar tartışılmıştır.

Karakteristik Deprem Modeli

Deprem biliminde karakteristik deprem modeli vardır. Bu model, her kırığın kendi depremini ürettiğini söyler. Bu nedenle, bir kırık üzerinde yapılan kazılarla, bu kırıkta ne zaman deprem meydana geleceği hakkında tahminler yapılabilir. Bu fay kazıları, deprem öncesi kayıtlara sahip olmayan olayların tahmin edilmesine yardımcı olur. Ayrıca, istatiksel olarak bir deprem büyüklüğünün kaç yılda bir meydana geleceği tahmin edilebilir.

Son Deprem: Üç Kırığın Aynı Anda Kırılması

Ancak, son deprem, üç farklı kırığın aynı anda kırılması sonucu oluştu. Bu, beklenenin dışında bir durumdu çünkü her kırığın bağımsız olarak kendi karakteristik depremine sahip olması gerekiyordu. Tarihte, her kırık bağımsız olarak kendi depremini üretmişti, ancak bu sefer üç kırık aynı anda kırıldı. Bu, karakteristik deprem modelinin öngördüğü şekilde bir durum değildi.

Öngörülemezlik ve Sonuçlar

Bu deprem, önceden öngörülemeyen bir durumdu. Çünkü geçmişteki depremlerle bağımsız olarak kırılmış olan kırıkların, üçünün aynı anda kırılacağı bilgisi bulunmuyordu. Ancak bu deprem, böyle bir olayın mümkün olabileceğini gösterdi.

Depremin Aynı Anda Kırılması ve Beklenmeyen Sonuçları

Evet, deprem hakkında önemli bir soru vardı: "Deprem aynı anda mı kırıldı, yoksa gerinme transferiyle mi?" Bu depremde tüm kırıklar aynı anda meydana geldi. Gerinme transferinden bahsetmiyoruz, çünkü bu depremde kırılma aynı anda gerçekleşti.

Bir makaleden aldığım çalışmayı buraya referans olarak ekledim. Referans vermek çok önemli; bu çalışma, meslektaşımız Rezai Kartal tarafından yapılmış. Bu çalışmada, son 500 yılda aktif olan faylar ve bunların nasıl deprem ürettiği anlatılıyor. Mavi renk ile işaretlenen faylar, son 500 yılda deprem üretmeyen fayları gösteriyor. Bunlar, deprem üretmeyen faylar olarak kabul ediliyor, yani enerjilerini boşaltmamışlar. Ancak, yeşil ve mavi renklerdeki faylar son 200 yılda yıkıcı depremler yaratmış ve bu faylar enerjilerini boşaltmışlar. Öyleyse, deprem burada olacak.

Gelişmiş Faylar ve Deprem Beklentisi

Burada önemli bir noktaya değinmek gerekirse, 500 yılda enerji birikmiş bir fay üzerinde deprem bekleniyor. Depremler birikmiş enerjiyle meydana gelir. Ama şaşırtıcı olan şey, üç farklı fay aynı anda harekete geçti. Bu, daha önce bağımsız olarak kırılacak olan fayların birleşip tek bir büyük deprem oluşturması anlamına geliyor. Bu tür bir deprem, karakteristik deprem modeline aykırıdır, çünkü bu modelde her kırık kendi depremini üretir. Ancak, bu sefer üç fay aynı anda kırıldı.

Büyüklük ve Beklenmeyen Faylar

Sonra, depremin büyüklüğüne odaklanalım. Depremin büyüklüğü 7.4’tü ve bunun, beklenen büyüklükten çok daha büyük bir deprem olduğunu söyleyebiliriz. Beklenen bir tek deprem vardı, fakat bunun yerine daha geniş bir alanda daha büyük bir deprem gerçekleşti. Bu beklenmeyen bir durumdu.

Özellikle duble duble (tekrarlı) deprem özelliği de bu depremde görüldü, ancak bu özellik çok sık kullanılmaz ve önceden öngörülemeyen bir durumdur. Bu, 9 saat sonra harekete geçen bir fayın etkisiyle daha da büyük bir depreme yol açtı.

Beklenmeyen Fayların Hareketi ve Depremin Yayılma Alanı

Sonuç olarak, deprem beklenen faylar dışında başka fayları da etkiledi. Elbistan fayında beklenen bir deprem vardı, ancak deprem, daha önce hiç gözlemlenmeyen ve tarihi verisi olmayan bir fayda da meydana geldi. Bu fay hareketi depremin daha geniş bir alanda etkili olmasına yol açtı.

Sonuç: Deprem Öncesi Verilerimizin Yetersizliği

Bu durum bize deprem öncesi bilgilerimizin yetersiz olduğunu gösteriyor. Bazen depremler, birbirlerinden bağımsız değil, aksine birbirleriyle bağlantılı bir şekilde meydana gelebilir. Bu da, bağımsız bir deprem beklentisinin ne kadar yanıltıcı olabileceğini gösteriyor. Tarihi kayıtlarda eksiklikler ve sismolojik verilerin olmaması, bu tür büyük hatalara yol açabiliyor.

Sonuç olarak, bu deprem, beklenen bir olayın çok ötesine geçerek büyük bir yıkıma yol açtı ve bu, tüm sismolojik çalışmaların ve beklentilerin yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Öngörülemeyen faylar ve beklenmeyen hareketler, bu tür büyük felaketleri daha da karmaşık hale getiriyor.

Deprem Analizine Genel Bakış

Bu depremle ilgili yapılan analizler, önemli veriler sunuyor. AFAD'a çalışan bir meslektaşımız tarafından yapılan çalışmada, büyük depremlerin olacağı yerler mavi renk ile gösterilirken, küçük depremlerin olacağı yerler sarı ile işaretleniyor. Bu harita, deprem bölgelerini doğru bir şekilde yansıtmaya çalışıyor.

Deprem Büyüklüğü ve Beklentiler

Haritaya baktığınızda, özellikle Elbistan Fayı ve Arabistan Fayı gibi bölgelerde büyük depremler bekleniyor. Bu harita, deprem büyüklüğünün beklenen seviyesini gösteriyor. Mavi renkteki alanlar, büyük depremlerin olacağı yerleri işaret ederken, kırmızı yerler küçük depremlerin olacağı bölgeleri gösteriyor. Bu harita, meydana gelen depremlerin alanlarını kısmen doğru bir şekilde yansıtıyor.

Analiz Yöntemi ve Sınırlamalar

Bu verilerin analiz edilerek tektonik gelişim haritası oluşturulmuş ve bu harita ile depremler karşılaştırılmış. Ancak, bu verileri yorumlamak kolay değil. Bu nedenle yapılan analizlerin eksiklikleri de ortaya çıkabiliyor.

Eksiklikler ve Yanılgılar

Bir diğer önemli noktada ise Elbistan Fayı'nın hiç beklenmemesi konusu. Bu konuda yapılan yanlışlıklar tartışılıyor. Pasif ve aktif faylar arasındaki farkın doğru bir şekilde anlaşılmaması, bu hatalı öngörülerin temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Bu sorular, deprem öncesindeki tahminlerde eksik bilgilere yol açtığı ve bazı beklenmeyen fayların hareket geçmesine neden olduğu ifade ediliyor.

Deprem Verileri Takibi ve Yeni Gelişmeler

Şimdi depremlerle ilgili olarak verilerin nasıl takip edildiğine bakalım. Doğu Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC) üzerinden bu veriler izlenebiliyor. Örneğin, Malatya'da yeni bir deprem meydana geldiğinde, bu uygulama sayesinde deprem şiddeti ve etkileri takip edilebiliyor. Cep uygulamaları kullanarak, bu verileri telefonlarımıza indirebilir ve deprem verileri hakkında detaylı bilgi alabiliriz.

Depremin Derinliği ve Etkileri

Şimdi bu deprem oldukça sığ bir deprem. Derinliği sadece 5 km. Depremin büyüklüğü ise 5.2. Yani deprem küçük, ancak sığ olduğu için etkisi farklı olabilir. Genelde depremlerin derinliği 50 km civarlarında olur ve büyüklüğü 6.2 gibi değerlerde olursa, benzer etkiyi verebilir. Depremin etkileme gücü, derinliğine bağlı olarak değişir.

Depremin Yeri ve Çeşitli Veriler

Bu deprem ile ilgili olarak farklı servisler tarafından farklı derinlikler ve büyüklükler verilmiş. Örneğin, Kandilli bu depremin derinliğini 16 km olarak vermiş, Alman Deprem Servisi ise 17 km demiş. Başka bir kaynak ise 15 km derinlik vermiş. Fakat başlangıçta 5 km olarak belirlenen derinlik, sonradan 15-17 km arasında düzeltilmiş.

Depremin Etki Alanı ve İnsan Katılımı

Depremin etki sınırları da belirli. İnsanlar cep telefonları üzerinden depremi hissedip, bu bilgileri EMSC uygulamasına gönderebiliyor. Bu, depremin etkilerini takip etmek için oldukça kullanışlı bir yöntem. EMSC, Doğu Akdeniz Sismoloji Merkezi tarafından sağlanan bir platform. Örneğin, Karadeniz ve Kıbrıs gibi yerlerden de depremi hisseden kişiler olduğu bildirildi.

Depremin Etkisi ve Nüfus Dağılımı

Depremin etkilediği yerler genellikle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgeler oluyor. Malatya gibi büyük şehirlerde, deprem daha fazla hissedilmişken, yerleşim olmayan bölgelerde ise etkisi az olmuş. Nüfus bilgisi, depremin hangi alanlarda daha fazla etki gösterdiğini anlamamıza yardımcı oluyor.

Depremin Etkileri ve Geniş Alanlarda Hissedilmesi

Depremin merkezinden 500 km uzaklıkta bile hissedildiği gözlemlenmiş. Belli mesafelerde depremin şiddeti farklılık gösterebiliyor. Örneğin, aynı mesafede farklı yapılar, depremi farklı şiddetlerde hissedebiliyor.

Verilerin Toplanması ve Takibi

Bu tür veriler, EMSC gibi platformlar üzerinden telefona indirilen aplikasyonlar aracılığıyla izlenebilir. Bu, insanların depremle ilgili hissettikleri etkileri raporlamalarına olanak tanır. Bu veriler kaydedilir ve yöneticilerin önlem alması için kullanılır.

Deprem Sonrası Önlem ve İletişim

Deprem sonrası alınacak önlemler ve sağlanacak iletişim çok önemlidir. Vatandaşlar, depremden sonra hissettikleri etkileri bildirerek, daha doğru verilerin oluşmasına yardımcı olurlar. Eğer bu bilgiler kaydedilmezse, olası felaketlerin önüne geçmek çok zorlaşır.

Esnek Ders Uygulaması ve Duyuru

Bugün dersi tamamladık ve bir sonraki derste esnek ders uygulaması kapsamında saat değişiklikleri yapılabilir. Eğer ders saati çakışması olursa, öğrenciler bana bildirerek farklı saatlerde de ders alabilirler.

Seismology and Plate Tectonics
Lecture Video Transcript

Welcome to our first class of this term. This is a special and important lesson because a significant earthquake has occurred in our country. There are training sessions on how to conduct the first class after an earthquake. Unfortunately, I did not attend this training. I am unsure what should be said after the earthquake, but there have been significant losses and destructions in one part of our country. Therefore, we are all saddened. A part of us has truly been destroyed. We are suffering, and this highlights how crucial the roles of land units, structural units, and earthquake-resistant project engineers are during difficult times.

Responsibilities and Collapsed Buildings

Of course, architects, engineers, building inspectors, and local administrators who permitted these collapsed buildings can also be held responsible. Research is being conducted to identify those responsible. However, finding and punishing these individuals cannot bring back the deceased. Therefore, it is essential to conduct land and building inspections before such earthquakes occur. It is possible to identify buildings that will collapse in advance. For example, 150,000 buildings were inspected in six districts of Istanbul years ago. A report was made to the administrators that 40,000 buildings would collapse. If administrators neglect their responsibilities while having such reports about buildings that are likely to collapse, the consequences can be severe when an earthquake occurs.

The Spread of the Earthquake and Local Administrators' Responsibilities

This earthquake began in Maraş and continued in Hatay. Yesterday it affected Niğde, and today it is showing its impact in Malatya. A great energy is being released; it shows its effects worldwide and also in our country. Therefore, when local administrators who have information about buildings that will collapse after an earthquake fail to fulfill their responsibilities before the quake, loss of life becomes inevitable. For this reason, we invite all administrators who possess this information to utilize the data at their disposal. It is much more important to relocate people to safer places before these buildings collapse than to rescue them from under the rubble afterward.

Hande's Views

Yes, Hande, what do you think? Perhaps after the earthquake during our first lesson, I would like to hear your thoughts as well since you are a mapping engineer. What do you think?

Hande: "I was very upset when I first heard about it. I couldn't really gather myself at that moment. For a few days, I tried to reach out to my friends. Thank God I was able to contact everyone. I consider myself lucky; I can't say anything else because I could reach them."

Yes, we wish everyone a speedy recovery. There really are no words to describe it. The important thing is that there are people on the streets right now fighting against snow, winter, nature, and climate conditions; it's crucial for them to continue despite the environmental challenges they face. The responsibilities lie with those in charge and our nation as well. They will return to normal soon enough. May God have mercy on our deceased.

Foundation of the Course: Earthquake Science (Seismology)

Yes, the foundation of our course will actually be seismology—earthquake science is the name of my primary field of study. We might delve deeply into this subject during the course. Considering students' situations, we may sometimes advance quickly or slow down; we will find a suitable middle ground for everyone.

Course Content and Education

This course will present information related to seismology—earthquake science—in an understandable way without going into excessive detail. The aim is to review previous studies in light of new information arising from earthquakes in the region. Particularly how seismological studies conducted before and after this major earthquake have had an impact and what measures were taken will be evaluated.

Course Recordings and Purpose

The course will be uploaded to my YouTube channel so that anyone interested can benefit from it. This way, those who are not officially students but curious about knowledge can also take advantage of these lessons. Together with Hande, we will strive to present the content of the course as effectively as possible because Hande's understanding will determine the quality of my explanation.

My Educational Background and Teaching Experience

I attended this course during my master's studies at Istanbul Technical University where Kazım Ergin was my instructor at that time. Kazım Ergin was one of the founders of geophysical engineering in Turkey and taught his classes in English. This meant that it was my first experience taking a geology-related course in English, which was quite challenging because technical English differs significantly from general English.

Assignments and Educational Philosophy

Kazım Ergin was concerned with the transformations of assignments given to students and helped each student address their weaknesses. This approach greatly influenced my teaching methodology in Turkey. I believe that failing to provide feedback to students decreases motivation and negatively impacts teaching quality.

Impact on My Academic Career

Kazım Ergin had completed his Ph.D. in mathematics at Caltech (California Institute of Technology). Passing his course opened up an assistantship position for me; sometimes courses that seem difficult can create opportunities for advancement.

Next Steps and Thanks

Hande's background as a mapping engineer transitioning into this field will be an important experience for her as well. I hope her successes shape up with our contributions.

Kazım Ergin's Legacy

Kazım Ergin's lecture notes are currently published by TÜBİTAK (The Scientific and Technological Research Council of Turkey). Those interested can access these notes from TÜBİTAK's resources. He passed away many years ago; however, his services and teachings still hold value.

Seismology Resources

In this course, especially for beginners, two significant Turkish resources are recommended: one is a book titled “Seismology: Introduction, Earthquakes, and Earth's Structure,” which is used at many universities in America, including Fatih University where I referenced it. The translation was done by Serkan Öztürk who works at Karadeniz Technical University. The other book has been translated by Dr. Feyza Hoca and written by an active geophysicist focused on seismology.

These books are available for sale at reasonable prices through the Turkish Chamber of Architects and Engineers as well as the Chamber of Geophysical Engineering; acquiring these books can enhance your learning experience with Turkish resources.

Accessing English Books

You can find English versions of these books online; some platforms offer downloadable PDF versions for free. For those without English reading skills, Turkish resources are available which can also help you benefit from this course.

Content of Books and Recommendations

Regarding these books, our professor commented: "Geophysics is beautifully explained using its native language—mathematics." These books provide fundamental knowledge particularly useful for students studying geophysical engineering or taking engineering courses.

Without these books, it's challenging to gain much from these courses; therefore, book-based lessons provide more effective education.

King Fahd and Petroleum University and Educational Model

At King Fahd and Petroleum University  was published in 2004; students receive it free before classes begin. In this model, lessons are conducted parallelly with the book, where students are informed at the start which page they should continue from.

This educational model ensures that lessons are conducted based on textbooks.

Other Books and Applications

Another resource includes a book containing physics and geophysics dictionaries, which may help you find some terms in Turkish; these dictionaries have been translated by scientists years ago and are available online both in Turkish and English.

Seismology Education Channels

There are numerous educational channels related to seismology available online; especially Hande has significant educational content related to seismology due to her background in mapping engineering.

Additionally, our colleagues working at Boğaziçi University track pre-earthquake movements using geodetic data; their research has been quite successful.

International Seismology Resources

The International Seismological Research Center's YouTube channel features many short informative videos and lectures related to seismology; animations and visuals available on platforms like Pacific Northwest Earth Sciences can also serve as valuable resources for enhancing your knowledge about seismology.

If accessing English resources proves difficult or slows your understanding down too much, you can choose options like slowing down playback speed or watching subtitled videos instead.

Moreover, students can ask about any technical terms they do not understand during class sessions for better comprehension.

Student Questions and Current Topics

Last year, I prepared 40 questions aimed at students, which included questions selected by them; I updated these questions for this course as well. One student selected the question, "Are weight floods and historical earthquakes significant?" Information regarding locality, facility installation, instrumental data, and historical earthquakes will be provided regarding this question.

Of course—what does instrumental mean?
Instrumental refers to seismic wave data recorded using devices associated with modern seismology, while historical pertains to records of earthquakes documented throughout history.

For instance—the largest historical data source regarding earthquakes in Istanbul is Hagia Sophia, which has endured major earthquakes over 2,500 years. How it has survived destruction or been rebuilt provides valuable historical data regarding Istanbul.

The World's Largest 10 Earthquakes

When discussing the ten largest earthquakes in world history, typically I refer to recent occurrences stating "the largest earthquake this year," but sometimes this may lead to misunderstandings where people might respond, "There have been larger earthquakes—where do you live?"

Actually—I was referring specifically to major earthquakes occurring along the Anatolian fault line over the last 1,000 years—the largest earthquake recorded had a magnitude of 7.9.

Magnitudes of Earthquakes and Their Effects

While examining the ten largest earthquakes worldwide, those occurring along what we call "the Ring of Fire" or plate boundaries stand out prominently. Although regions, including Turkey, show lower seismic activity, generally resulting in lesser magnitudes, thus less destruction occurs comparatively.

Indonesia Earthquake (2005)

In 2005, a magnitude 8.6 earthquake struck Indonesia, resulting in 1,400 fatalities—an important point being that this quake occurred underwater rather than on land; had it occurred inland, the destruction would have been far greater since proximity matters significantly regarding damage caused by earthquakes.

2004 Indian Ocean Earthquake

Another major quake occurred in 2004, where 230,000 lives were lost due largely to its magnitude of 9.1 occurring along a plate boundary, resulting in catastrophic tsunami waves despite warnings issued, failing to sufficiently prevent such losses. Occurring just 34 months later, another major quake struck, killing another 230k individuals—major quakes often lead directly towards massive loss, both humanly and economically alike!

China Earthquake (2008)

A further significant quake happened back in China during 2008, registering magnitude 8.6, leading to approximately 1,500 deaths. Although the exact depth is unknown, typically such large quakes yield higher casualty rates, yet here, surprisingly, fewer deaths were observed due to the geological characteristics involved.

Japan Earthquake (2011)

On March 11th, 2011, Japan experienced a devastating tsunami aftermath due to insufficient wall barriers. Survivors faced waves leading to the Fukushima nuclear plant explosion, resulting in fires and immense struggles. Tragically, nearly around 19,000 lives were claimed, mainly due to fires ensuing from the quake itself.

Other Earthquakes

Moving further back, we see Russia suffered no casualties from its quake recorded back during 1952! Though magnitude plays a role, proximity impacts too!

Alaska Earthquake

On February 4th, 1960, Alaska witnessed an impressive quake measuring magnitude 8.7, yet again no fatalities were reported! Why? Because it was located mid-ocean, away from populated areas!

Earthquakes Can Occur in Oceans Too!
Quakes happen not just where humans reside, but in oceans too! This isn’t solely linked with size either! Regions known as the Ring of Fire experience the highest frequency occurrences!

1960 Alaska Quake Economic Damage

Despite the low fatality count, Alaska’s quake resulted in $310 million worth of damages incurred!

California Quake Zone

North America, particularly California, remains a significant seismic zone expecting large quakes, though currently, none are visible!

Latin America & Chile Quakes

Heading towards Latin America, we note Chile’s example where an earthquake struck back in 2006, measuring around 8.8, leading to roughly 1,000 deaths! Notably, it occurred offshore, hence limited casualties were recorded.

Chile’s Lessons Learned

Chile learned greatly through past experiences, especially after the 1960 quake, which claimed around 1,600 lives. They managed to build resilient structures, improving post-2010 events, resulting in 500 fatalities, indicating progress made toward resilience against future threats!

Conclusion: Casualties in Major Earthquakes

Overall, it appears death tolls remain relatively low outside Indonesia, despite occurring among the world’s largest seismic zones! Chilean experiences provide economically similar models applicable within Turkey, thus discussions surrounding the Chile model are ongoing presently!

Tsunami & Earthquake Relationship

May I ask a question? In the video, you mentioned quakes in the equatorial region impacting Colombia, causing tsunami effects—is there an area tsunamis affect, or do they only reach certain distances?

Tsunami Impact Area

Yes—a very valid inquiry! Tsunamis generally arise within vast oceans—for instance, the Pacific Ocean hosts the largest global body of water, witnessing such events!


Sismoloji ve Levha Tektoniği: 

Temel Kavramlar ve Uygulamalar 

(Video Serisi)




No comments:

Post a Comment