Saturday, May 3, 2025

Batı Türkiye’deki Son Depremler: Ne Anlama Geliyor?

Görüşler ve Sorular | Prof. Dr. Ali Osman Öncel
Doğa ve Deprem Bilimi Topluluğu Kurucusu – Son Güncelleme: 3 Mayıs 2025


Giriş: Yeni Bir Deprem, Eski Kaygılar

3 Mayıs 2025 sabahı saat 11:36’da, Batı Türkiye’de büyüklüğü 3.9 olan bir deprem meydana geldi.
EMSC verilerine göre, deprem Büyükçekmece’nin yaklaşık 40 km güneybatısında ve Silivri’nin 28 km güneyinde, 15 km derinlikte gerçekleşti. Sarsıntı İstanbul’un büyük bir bölümünde hissedildi.

23 Nisan’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki Marmara depreminden sadece birkaç hafta sonra gerçekleşen bu yeni sarsıntı, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Pek çok kişi şu soruyu sormaya başladı:

“Bu deprem, daha büyük bir depremin habercisi olabilir mi?”


3.9 Büyüklüğündeki Deprem Bir Öncü Şok mu?

Öncü şoklar, genellikle daha büyük bir depremin hemen öncesinde meydana gelir. Ancak her küçük deprem bir öncü değildir.

  • 23 Nisan 2025’teki 6.2 büyüklüğündeki depremin öncesinde de 4.0 büyüklüğünde bir sarsıntı yaşanmıştı.

  • 3 Mayıs’taki depremin büyüklüğü (M3.9) ve derinliği (15 km), Marmara Denizi altındaki fay hatlarında biriken gerilimle ilişkili olabilir.

  • Bu depremin öncü olup olmadığını şu an için söylemek mümkün değil. Ancak bölgede süregelen aktivitenin bir parçası olarak değerlendirmek mantıklı.

Bilimsel not:
Coulomb gerilim transferi adı verilen bir mekanizma, küçük depremlerin yakın fay segmentlerinde gerilimi artırarak daha büyük bir depremin riskini yükseltebileceğini göstermektedir.


Bölgede Daha Büyük Bir Deprem Beklenmeli mi?

Marmara Denizi, Kuzey Anadolu Fayı’nın batı ucunda yer alıyor ve büyük deprem riski uzun süredir biliniyor.

  • İstanbul çevresinde M7 ve üzeri bir deprem olasılığı, bilim insanları tarafından yıllardır dile getiriliyor.

  • 3 Mayıs’taki M3.9’luk deprem, bu riski doğrudan artırmasa da, sismik aktivitenin sürdüğünü gösteriyor.

  • EMSC’ye göre, bu büyüklükteki bir depremin ardından büyük bir deprem olasılığı düşük ama sıfır değil.

Halk için öneri:
Bu tür küçük depremleri birer hatırlatma olarak kabul edip, deprem hazırlıklarını güncellemek gerekir:

  • Acil durum çantası hazır bulundurulmalı

  • Bina güvenliği kontrol edilmeli

  • "Çök-Kapan-Tutun" gibi doğru davranışlar öğrenilmeli


Depremin Hissedilme Haritası: EMSC-TÜRK Uygulamasının Önemi

Deprem sonrası EMSC cep uygulamasına yapılan kullanıcı bildirimleri sayesinde, sarsıntının hangi bölgelerde ne yoğunlukta hissedildiği net olarak haritalandı.

  • İstanbul’un Avrupa yakasında, özellikle Büyükçekmece-Küçükçekmece çevresi en yoğun hissedilen alanlar arasında.

  • Asya yakasında ise bildiriler daha dağınık; ancak Kartal gibi yoğun nüfuslu ilçelerde de sarsıntının etkisi gözlendi.

  • Uzaklık-şiddet analizine göre, deprem 100 km’den daha geniş bir alanda hissedildi.

  • Bazı vatandaşlar, VIII şiddetine varan sarsıntılar yaşadıklarını bildirdi. Bu durum, yapı kalitesine ve zemine bağlı olarak şiddetli sarsıntılar yaşanabileceğini gösteriyor.

Uygulama tavsiyesi:
Vatandaşların, EMSC-TÜRK gibi uygulamaları kullanarak hem kendi güvenliğini artırması hem de bilimsel verilere katkı sağlaması büyük önem taşıyor.


Bir Sismolog Gözüyle Kısa Notlar

Deprem anında ben dışarıdaydım, bu nedenle sarsıntıyı hissetmedim. Ancak evde olan kızım beni arayıp kaygıyla “Ne olacak?” diye sordu. Ona şunu söyledim:

“Kimse büyük bir depremin ne zaman olacağını kesin olarak bilemez. Ama her küçük deprem, hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatır.”

Bu basit diyalog, halkın içinde bulunduğu kaygıyı ve belirsizlik duygusunu çok iyi özetliyor.


Sonuç ve Öneriler

  • 3.9 büyüklüğündeki bu son deprem, bağımsız bir sarsıntı olabilir, ancak daha büyük bir depremin tetikleyicisi olma ihtimali de göz ardı edilemez.

  • Türkiye’nin bu tektonik aktif bölgesinde yaşayan herkes için hazırlıklı olmak artık bir zorunluluk.

  • Yetkililerin, bu tür sarsıntıları birer uyarı kabul ederek afet yönetimi planlarını gözden geçirmesi gerekir.


Sizin Katkınız Önemli

Siz de EMSC-TÜRK uygulamasını indirerek yaşadığınız sarsıntı deneyimini paylaşabilirsiniz.
Unutmayın, bu veriler hem bilimsel çalışmalara ışık tutuyor, hem de halkın bilinçlenmesine katkı sağlıyor.


Güncellemeler oldukça bu yazı genişletilecektir. Siz de aşağıya yorum bırakarak veya topluluğumuzla iletişime geçerek görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.




No comments:

Post a Comment