Monday, May 12, 2025

Anneler Günü Hatırası: Bolluca’dan Kalbe Düşen İzler

 





Dün Anneler Günü’ydü. Güne evde, eşim ve kızımla başladık; minik bir kutlama yaptık. Her ne kadar “Her gün annelerimizin günü olmalı” desek de, bu özel günün bahanesiyle anneme gitmeye karar verdim.

Annem Başakşehir’de oturuyor. Kardeşim de sağ olsun, o da geldi. Annemin çiçeklere olan sevgisi dillere destandır. Evi adeta bir seraya dönüşmüş durumda; çiçekler onun dostu, onun terapi alanı. Yıllardır ilgilenir; her biriyle konuşur, özenle bakar. Ben de elimde koleksiyonunda olmayan iki yeni çiçekle gittim. Gözlerinin içi parladı. Bir çocuğa oyuncak alınca nasıl mutlu olursa, annem de öyle mutlu oldu.

“Çiçeğin gönlündeki sır, kokusundadır; annenin kalbindeki sır, duasındadır.”
Mukaddime'den esinle

Babam da gelmişti. Elinde kendi elleriyle yaptığı kara lahana çorbası ve yanında ekmeğiyle. Açık söyleyeyim, bugüne kadar içtiğim en lezzetli sebze çorbasıydı. Babam mutfağa her zaman meraklıdır; dışarıda yemeyi pek sevmez. Ancak özel bir çorba bulursa, örneğin paça çorbası, işte o zaman istisna yapar. Çocukluğumuzda Kayseri’de pek bilinmezdi bu çorba. Ama babam her gidişinde tanıtmaya çalışır, farkındalık yaratırdı. Annemse böyle kokulu yemeklere mesafeli, çünkü evi sarınca kokular, kıyamet kopardı biz çocukken.

Sohbet derinleşirken laf, Bolluca’da yaşayan akrabalarımıza geldi. Kardeşim, “Bu kadar konuştuk, hadi gidelim,” deyince, “Bu saatten sonra geç olur,” dedim. Ama ısrar etti: “Yeni yollar var, 15 dakikada gideriz.” Bir an düşündüm. Eskiden saatler süren yolun 15 dakikaya indiğine inanmak zor geldi. Ama saat tuttum; evet, tam 15 dakikada Bolluca’daydık!

“Yol uzunsa sabır gerek, kısa ise kıymet… Her iki durumda da gönül gerek.”
Mesnevi'den esinle

Bizi 95 yaşındaki Ahmet Amca karşıladı. Ailenin en yaşlısı. Sağlığı iyiydi çok şükür. Onu görünce çocukluğum canlandı. Eskiden babam malzeme listesiyle beni ona gönderirdi. Bolluca o zamanlar bambaşka bir yerdi. Bugünse o eski bahçeler, evler hâlâ hafızamda canlı.

Akrabaların çoğu oradaydı. Çocuklar büyümüş, evlenmiş, hatta torun sahibi olmuşlardı. Bir ara Şamil Abi gülerek yaklaştı: “Seni halıya sarmıştım küçükken, hiç ses etmemiştin!” dedi. “Niye sarmıştın ki?” diye sordum. “Kaybolmuştun, ceza olsun diye,” dedi, kahkahalarla güldük.

Orada, Bolluca’da tam 20 yıl belediye başkanlığı yapan Bajri Abi de vardı. Sohbet arasında Afrika’daki küçük ülkelere yaptığı gezileri anlattı. Duydukça hayran oldum. “Not tutsaydın, günümüzün Evliya Çelebisi olurdun,” dedim. Kendime de dönüp hatırladım: Ürdün turumda notlar almış, blogumda paylaşmıştım. Belki bir gün onun izinden ben de devam ederim.

O an, ailemin bir arada, sağlıklı ve mutlu olduğunu görmek, beni derinden duygulandırdı. Bu Anneler Günü sadece annemle değil, bütün akrabalarla geçen bir “Akrabalar Günü”ne dönüştü.

“Aile, insanın içini ısıtan ilk yuvadır. Bu dünya fânidir; kalıcı olan güzel izlerdir.”
Mukaddime'den ilhamla

Tüm annelerin Anneler Günü’nü içtenlikle kutluyorum. Allah hiçbirimizin eksikliğini göstermesin. Vefat eden annelerimize rahmet, yaşayanlara sağlık, huzur ve hayırlı evlatlar nasip etsin.

Bu dünyadan gelip geçiyoruz… Geride bırakacağımız en kıymetli şey, güzel hatıralar ve kalplerde bıraktığımız izlerdir.

No comments:

Post a Comment