Saturday, July 22, 2023

Kırık Cam Teorisi nedir?

Genel olarak "Fixing Broken Windows" adlı çalışma, kriminoloji ve suçla mücadele alanında önemli bir teorik makale olarak bilinir. Çalışmanın yazarları George L. Kelling ve Catherine M. Coles, "kırık pencereler teorisi" olarak da bilinen bir kavramı ele almışlardır. Bu teori, suçun ve düzensizliğin yayılmasını önlemek için kentsel alanlarda görsel olarak bakım ve düzenin önemini vurgular. Eğer 6 yaşındaki bir çocuğa bu teoriyi açıklamamız gerekiyorsa, ona basitçe iki farklı örnekle şöyle anlatabiliriz:

Örnek 1: "Bu çalışma, bir evin veya binanın pencerelerinin kırık olduğunu düşünelim. Eğer bu kırık pencereler zamanla onarılmazsa, diğer insanlar da bu eve gelip pencereleri daha fazla kırabilir veya içeri girebilirler, çünkü kimse düzgün bir bakım yapılmadığını düşünür. İşte aynı durum bir mahalle veya şehir için de geçerli olabilir. Eğer bir mahallede düzen ve bakım konusunda dikkatli olmazsak, suçlu insanlar bu mahalleye gelip daha fazla düzensizlik ve suç işleyebilirler. Bu yüzden, mahallelerimizi güvenli tutmak için hepimizin birlikte düzeni ve bakımı koruması önemlidir."

Örnek 2:  "Bak, bu bir deney! Araştırmacılar, insanların nasıl davrandıklarını anlamak için bir oyun oynadılar. Bir odaya gittiler ve her şeyi düzenli ve temiz bıraktılar. Sonra başka bir odaya gittiler ve her şeyi dağınık ve dağınık bıraktılar. Şimdi burası önemli: İlk odada düzen olduğunda, diğer insanlar da düzenli davrandılar ve odada düzeni korudular. Ama ikinci odada dağınıklık olduğunda, diğer insanlar da daha dağınık davrandılar ve odadaki düzensizliği artırdılar. Yani, düzenli bir ortamda insanlar düzenli kalma eğilimindedir, ancak düzensiz bir ortamda insanlar daha düzensiz davranma eğilimindedir. Bu deney, insanların çevrelerine nasıl tepki verdiğini ve düzenin yayılmasının nasıl etkilendiğini anlamaya yardımcı oluyor."

Kırık Camlar Teorisi'nin ilham kaynağı, Amerikalı sosyal psikolog Philip Zimbardo'nun 1969 yılında Stanford Üniversitesi'nde gerçekleştirdiği Stanford hapishane deneyidir. Bu deney, toplumsal davranış ve grup dinamiklerini incelemeyi amaçlayan önemli bir sosyal psikoloji deneyidir.

Stanford hapishane deneyinde, Zimbardo ve ekibi, gönüllü katılımcıları rastgele "mahkumlar" ve "gardiyanlar" olarak iki gruba ayırdı. Bu katılımcılar, bir sahte hapishane ortamında görevlendirildi. Deney, asıl amacı mahkumların ve gardiyanların davranışlarını incelemek olan kısa süreli bir deneydi, ancak beklenmedik ve ciddi sonuçlar üretti.

Deney, gardiyanların zamanla güçlerini kötüye kullanmaları, mahkumların psikolojik stres ve travma yaşamaları ve genel olarak toplumsal normların çiğnenmesi gibi etik olmayan ve istenmeyen davranışları sergiledi. Bu deney, sosyal psikoloji alanında güçlü bir tartışma konusu haline gelmiş ve psikolojideki "situationist" (durumsalcı) bakış açısını pekiştirmiştir. Kırık Camlar Teorisi, Zimbardo'nun bu deneyden ilham alarak geliştirdiği bir teoridir ve toplumda küçük ihlallerin ve düzensizliklerin zamanla daha ciddi suçlara ve sosyal bozulmalara yol açabileceğini öne sürer.


 Kırık Cam teorisiyle ilgili yapılan deneyler nelerdir?

Kırık Camlar Teorisi'nin dayandığı ve desteklendiği çeşitli deneyler ve çalışmalar bulunmaktadır. Bu deneyler, sosyal çevre ve davranışlar arasındaki ilişkiyi anlamak için yapılmıştır. İşte Kırık Camlar Teorisi ile ilgili yapılan bazı deneylerden örnekler:

Zimbardo'nun 1969 Stanford Hapishane Deneyi: Bu deneyde, bir grup gönüllü öğrenciye hapishane ortamını simüle etmek için bir rol dağıtılmış ve kısa sürede gözetim altında tutulmuşlardır. Gözetmenlerin katı kuralları ve zorlayıcı tutumu, öğrencilerin saldırgan davranışlar geliştirmesine ve hapsedilenlerin zihinsel durumunda olumsuz değişikliklere yol açmıştır.  Deneyin 6 yaşında ki bir çocuğun anlayacağı formatta hazırlanmış yalın özeti:
    • Bir grup büyüyüp yetişkin olmuş kişi, bir oyun oynamak için bir yerde toplandı. Bu oyunda bazı kişiler "hapse girenler" olarak seçildi ve bazıları da "koruyucular" olarak seçildi. Hapishaneye benzeyen bir ortam yaratıldı.
    • Ancak, oyunun başından bir süre sonra, "koruyucu" rolünde olan kişiler giderek daha sert ve kötü davranmaya başladılar. "Hapse girenler" ise mutsuz ve üzgündü. Oyun, beklenenden çok daha gerçekçi ve ciddi bir hale geldi.
    • Çocuklar, oyunun içindeki insanların gerçekten hapse girenler ve koruyucular olduğunu düşünebilir. Aslında bu bir deneydi ve birçok insan bu deneyin sonucunda insanların davranışlarının ortamdan nasıl etkilendiğini anlamak için çalıştı.
    • Deney, insanların bazen bulundukları ortama göre farklı davranışlar sergileyebileceğini göstermek için yapılmıştı. Bu da insanların çevrelerinin nasıl etkileyebileceği konusunda bize önemli bir ders verdi. Ancak deney, bazı eleştirilere maruz kaldı ve daha sonra benzer deneyler yapmak etik açıdan uygun bulunmadı.
    • Sonuç olarak, bu deney bize insanların çevresine ve ortama bağlı olarak nasıl farklı davranışlar sergileyebileceği konusunda önemli bir ders verdi. Ancak çocuklar için sadece bir oyun olarak anlatılmalı ve gerçek hayatta insanların böyle deneylere maruz bırakılmaması gerektiği belirtilmelidir.
Kelling ve Coles'in New Jersey ve Newark'ta Deneyi: Kelling ve Coles, Broken Windows makalesinde, küçük suçlara daha hızlı ve etkili bir şekilde yanıt veren polis departmanlarının suç oranlarında düşüşe neden olabileceğini öne sürmüşlerdir. Bu teoriyi test etmek için New Jersey ve Newark şehirlerinde yapılan bir deneyde, düşük seviyeli suçları izleme ve cezalandırmada artan bir yaklaşımın suç oranlarını azalttığı gözlenmiştir.
  • Keizer, Lindenberg ve Steg'in "Disorder Spreading" Deneyi: Bu deneyde, araştırmacılar bir otobüs durağında kırık camlı bir telefon kulübesinin olduğu bir alan oluşturmuşlardır. Bir grup kişi, telefon kulübesindeki kırık camlara müdahale etmeden bırakılırken, diğer grup tamir edilmiş camlı bir telefon kulübesine bırakılmıştır. Sonuçlar, kırık camlı bölgenin diğer alanlara yayılan bir düzensizlik ve vandalizm dalgası başlatmış olduğunu göstermiştir.
  • Branas ve diğerlerinin "Greening Vacant Lots" Deneyi: Bu deneyde, araştırmacılar Philadelphia'daki boş arsalardan bazılarını yeşillendirmiş ve düzenlemişlerdir. Daha sonra, yeşillendirilen bölgelerin çevresindeki suç oranlarını izlemişlerdir. Sonuçlar, yeşillendirilmiş alanların etrafındaki suç oranlarının düştüğünü ve düzenlenmemiş alanlara kıyasla daha güvenli hale geldiğini göstermiştir.

Bu deneyler, Kırık Camlar Teorisi'nin temel prensiplerini desteklemeye yardımcı olmuş ve sosyal çevre ile davranış arasındaki ilişkiyi anlamamızı sağlamıştır. Bu deneyler, çevresel faktörlerin insan davranışlarını nasıl etkileyebileceği konusunda önemli içgörüler sağlar.

Kırık Camlar Teorisi ile ilgili referans bilimsel çalışmalardan bazıları şunlardır:

  • Wilson, J. Q., & Kelling, G. L. (1982). Broken windows: The police and neighborhood safety. Atlantic Monthly, 249(3), 29-38.
  • Kelling, G. L., & Coles, C. M. (1996). Fixing broken windows: Restoring order and reducing crime in our communities. Simon and Schuster.
  • Keizer, K., Lindenberg, S., & Steg, L. (2008). The spreading of disorder. Science, 322(5908), 1681-1685.
  • Harcourt, B. E., & Ludwig, J. (2006). Broken windows: New evidence from New York City and a five-city social experiment. The University of Chicago Law Review, 271-320.
  • Branas, C. C., Cheney, R. A., MacDonald, J. M., Tam, V. W., Jackson, T. D., & Ten Have, T. R. (2011). A difference-in-differences analysis of health, safety, and greening vacant urban space. American Journal of Epidemiology, 174(11), 1296-1306.

Bu referanslar, Kırık Camlar Teorisi'nin temellerini ve etkilerini inceleyen bazı önemli bilimsel çalışmalardan sadece birkaçıdır. Bu çalışmalar, teorinin uygulamaları ve etkileri konusunda derinlemesine bilgi sağlar ve konu hakkında daha fazla anlayış geliştirmenize yardımcı olabilir.

Kaynak: ChatGBT

No comments:

Post a Comment