Friday, November 29, 2024

Kanuni and Yahya Efendi: Reflections on Justice and Governance

During the reign of Suleiman the Magnificent, one of the most glorious periods of the Ottoman Empire, the Sultan was known to ponder deeply about the future of the state. His concerns about the potential decline of the Ottoman dynasty led him to seek wisdom from his milk brother and renowned scholar, Yahya Efendi. Suleiman penned a letter with pressing questions: “What causes the downfall of a state? Could the Ottomans ever face ruin? What would lead to such a fate?”

Yahya Efendi’s response was brief but thought-provoking: “Neme lazım be Sultanım!” (roughly translating to “What does it matter to me, my Sultan?”). Surprised by the seemingly dismissive tone, Sultan Suleiman personally visited Yahya Efendi’s lodge in Beşiktaş to understand the deeper meaning behind these words.

The Wisdom Behind “Neme lazım”

Yahya Efendi explained:

“A state collapses when oppression prevails, injustice becomes widespread, and people turn a blind eye, saying ‘What does it matter to me?’ When shepherds, not wolves, begin to exploit the flock; when the knowledgeable choose silence instead of speaking out; when the cries of the poor and oppressed rise to the heavens but are heard only by stones—this is when a state’s end draws near.”

This profound message emphasized the dangers of apathy, injustice, and the neglect of the people's grievances. Yahya Efendi's words resonated deeply with Sultan Suleiman, bringing him to tears. Acknowledging the wisdom in the scholar’s warning, the Sultan expressed gratitude for having someone to keep him grounded and urged Yahya Efendi to continue offering such critical insights.

Reflections on Leadership and Responsibility

The exchange between Sultan Suleiman and Yahya Efendi underscores the importance of justice, accountability, and the role of leadership in safeguarding the welfare of the people. It serves as a timeless reminder that the strength of a state lies not only in its laws but in the moral compass of its leaders and the active engagement of its citizens.

Conclusion

This story of Sultan Suleiman and Yahya Efendi holds valuable lessons for modern governance. The decline of any system begins with indifference to injustice. Leaders and citizens alike must remain vigilant, fostering a culture of fairness and compassion. As Sultan Suleiman realized, the key to a lasting legacy is to listen, learn, and act with integrity.

References

  • Atayurt Gazetesi. (n.d.). Kanuni'ye yazılmış bir mektup.
  • Yeni Şafak. (n.d.). Cihan padişahını titreten mektup.
  • İslam ve İhsan. (n.d.). Yahya Efendi'den Kanuni'ye cevap.

 

Adaletin Çöküşüne Giden Yol: Kanuni Sultan Süleyman ve Yahya Efendi'nin İbretlik Diyaloğu


Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı dönemlerinden biri olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde, sadece fetihlerle değil, aynı zamanda devletin geleceği üzerine yapılan derin düşüncelerle de dikkat çekilmiştir. Kanuni, Osmanoğulları'nın akıbeti hakkında endişelenir ve bu konuda süt kardeşi, aynı zamanda devrin büyük alimlerinden olan Yahya Efendi’ye danışma ihtiyacı hisseder.

Bir mektup kaleme alarak şu soruları sorar:


"Bir devlet nasıl çöker? Osmanlı’nın sonu gelir mi? İzmirale uğraması mümkün müdür?"

Yahya Efendi’den gelen cevap ise oldukça kısa ve düşündürücüdür:


“Neme lazım be Sultanım!”

Bu sözlerin derin bir anlam taşıdığını sezen Kanuni, Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergahına gitmeye karar verir. Orada aldığı açıklama, hem Sultan’ı hem de Osmanlı tarihini etkileyecek niteliktedir.

Yahya Efendi şu sözlerle cevabını açar:


"Bir devlette adalet yerini zulme bırakırsa, insanlar gördükleri haksızlıklara ‘neme lazım’ diyerek sessiz kalırsa, koyunları kurtlar değil çobanlar yerse ve alimler susarsa, işte o zaman devletin çöküşü başlar. Halkın feryadı göklere yükselir ama kimse bu çığlıkları duymazsa, o devletin sonu gelir."

Bu açıklama Sultan Süleyman’ı derinden etkiler. Gözyaşlarına hakim olamaz ve Allah’a, böyle bir alimle çevrelendiği için şükreder. Yahya Efendi’ye dönerek, kendisini her zaman uyarmasını tembih eder ve oradan ayrılır.

Bu hikaye, yalnızca Osmanlı tarihi için değil, tüm devletler ve toplumlar için evrensel bir ders taşır: Adaletin zayıfladığı, haksızlıkların görmezden gelindiği bir düzende, çöküş kaçınılmazdır.


Timeless Lessons from Kanuni Sultan Süleyman and Yahya Efendi: Governance, Justice, and Moral Responsibility


No comments:

Post a Comment