Acceleration (Hızlanma) – Zaman içinde yön ve/veya hız değişimi. Örneğin, gaz pedalı itildiğinde araç hızlanır (hızlanma) ve fren pedalına basmak aracı yavaşlatır (yavaşlama). Deprem sırasında zemin hareket ettiğinde hızlanma meydana gelir. En yüksek zemin hızlanması, bir deprem sırasında belirli bir istasyonda kaydedilen en büyük hız artışıdır.
Aftershock (Şok Sonrası ) – Ana şoktan sonra meydana gelen daha küçük depremler. Genellikle ana şoktan 1-2 kırılma uzunluğu mesafede gerçekleşir ve haftalar, aylar veya yıllar boyunca devam edebilir. Genel olarak, ana şok ne kadar büyükse, sonrası şoklar da o kadar büyük ve sayıca fazla olur.
Amplitude (Genlik) – Bir dalganın maksimum bozulması veya bir baz çizgiden uzaklığı. Bir sismogramda yatay zaman çizgisi düz kalır, ta ki bir zemin bozulması meydana gelene kadar. Genlik, bir sismik dalganın yerin yukarı veya aşağı hareket miktarıdır. Bir dalga boyunun tepe ve çukur noktası arasındaki mesafenin yarısıdır.
Anticline (Antiklinal) – Yukarı doğru kıvrılan (konveks) bir katman; erozyona uğradığında merkezi bölüm en eski kaya kesimini içerir.
Aseismic (Sismik Olmayan) – Üzerinde deprem gözlemlenmeyen bir fayı tanımlar.
Asthenosphere (Astenosfer) – Litosferin hemen altında bulunan ve yaklaşık 180 km kalınlığında olan daha akışkan bir yer katmanı.
Elastic Rebound Theory (Elastik Geri Dönüş Teorisi) – Depremleri, stres ve deformasyonun birikimi ve serbest bırakılması sonucu meydana gelen olaylar olarak açıklar.
Body Waves (Cisim Dalgaları) – Dünya'nın iç kısmında veya bir kaya kütlesi içinde hareket eden dalgalardır. P ve S dalgaları cisim dalgalarıdır.
Brittle Deformation (Kırılgan Deformasyon) – Stres altında malzemenin kırılması/bölünmesi ile sonuçlanan geri dönüşümsüz deformasyon türüdür.
Compression (Sıkıştırma) – Bir alana uygulanan stres kuvvetlerinin sonucu olarak hacmin azalması ve potansiyel enerjinin artmasıdır.
Continental Rifting (Kıtasal Yarılma) – Bir kıtanın gerilerek ayrılması süreci; başarılı olursa, bu süreç daha büyük bir kıtayı iki daha küçük kıtaya ayırır.
Convergence (Yakınsama) – Ortak bir noktada birleşme veya katılma durumu; yakınsama sınırlarında tektonik plakalar birbirine doğru hareket eder. Divergence (Ayrılma) – Ortak bir noktadan uzaklaşma durumu; ayrılma sınırlarında plakalar birbirinden uzaklaşır.
Earthquake (Deprem) – Yeryüzeyinin sarsılması veya titremesi; yer altındaki kayaların hareketleriyle ilişkilidir ve genellikle elastik enerjinin aniden serbest bırakılması sonucu oluşur.
Elastic Deformation (Elastik Deformasyon) – Geri dönüşümlü deformasyon; stres kaldırıldığında malzeme orijinal konumuna veya şekline döner.
Epicenter (Dış Merkez) – Depremin odak noktasının (hiposentrin) doğrudan üstündeki yer yüzeyindeki nokta.
Fault Zone (Fay Bölgesi) – Fayların genellikle tek bir temiz kırılmadan oluşmadığı için karmaşık deformasyon bölgesini tanımlar.
Geodesy (Jeodezi) – Dünya'nın boyutunu, şeklini, yönelimini, kütle dağılımını ve bunların zamanla nasıl değiştiğini ölçme bilimi.
Geophysicist (Jeofizikçi) – Dünya'nın şekli, yer çekimi ve manyetik alanları, iç yapısı ve bileşimi ile ilgili süreçleri anlamaya çalışan bilim insanı.
Ground Motion (Zemin Hareketi) – Depremler veya patlamalar nedeniyle yer yüzeyinin hareketi; bu hareket, aniden kaymanın olduğu veya patlayıcı kaynağındaki ani basınçla üretilir.
Hanging Wall – Fayın üst kısmı.
Hypocenter (İç Merkez) —Genellikle odak noktası olarak adlandırılır, bu, bir deprem kırılmasının başladığı yerdir. Epicenter'in hemen altındadır ve genellikle 1–50 km derinliktedir, ancak subdüksiyon bölgelerinde 600 km'ye kadar derinleşebilir. Watch Take 2: Epicenter vs. Hypocenter.
InSAR (Interferometrik Sentetik Apertür Radar)—Zemin deformasyonunu ölçmek için ardışık sentetik aperture radar görüntüleri arasındaki faz değişikliklerini kullanan bir tekniktir. Daha fazla bilgi: InSAR (Interferometrik Sentetik Apertür Radar).
Intensity (Sarsıntı Şiddeti)—Şiddet, bir depremin yeryüzündeki etkilerini, insanlar üzerindeki etkilerini ve yapıların üzerindeki etkilerini (yani, deneyimlenen durumu) tanımlayan bir sayıdır (Roma rakamı olarak yazılır). Bkz. Magnitude (Büyüklük). Watch Take 2: Magnitude vs. Intensity.
Interplate (Levha Sınırları) —Dünyanın tektonik (litosferik) plakaları arasındaki süreçlere ait.
Intraplate (Levha İçi) —Bir tektonik plakanın içindeki süreçlere ait.
Isoseismal (Eş Şiddet)—Belirli bir depreme ait eşit şiddetli noktaları sınırlayan bir harita üzerindeki kontur veya çizgi.
Kinetic Energy—Bir nesnenin hareketi nedeniyle sahip olduğu enerji.
Layers of the Earth (Yerküre Katmanları)—Dünya üç ana katmandan oluşur; kabuk, manto ve çekirdek. Kırılgan dış kabuk (kabuk ve üst manto) depremlerden sorumludur. Watch Layers of the Earth.
Lidar (Işık Tespiti ve Menzil Ölçümü)—Mesafeyi ölçmek için lazer darbeleri gönderip yansıma geri dönüş sürelerini hesaplayarak topografya sağlayan bir uzaktan algılama teknolojisidir. Bu, yüksek hassasiyetli topografya elde edebilir ve yüzey özelliklerini bitki örtüsünün altından ortaya çıkarabilir. Lidar, tehlike değerlendirmesi uygulamaları, stratigrafik analizler, jeomorfolojik ve tektonik süreçlerin anlaşılması için kullanılabilir ve bitkili alanlarda kanopi hacmi ve yoğunluğu sağlayabilir. Daha fazla bilgi: Lidar (Işık Tespiti ve Menzil Ölçümü).
Liquefaction (Sıvılaşma) —Su doymuş sedimanların geçici olarak kuvvet kaybedip sıvı gibi davranması süreci. Bu, plajda ıslak kumda parmak uçlarınızı salladığınızda gerçekleşebilir. Bu etki, deprem sarsıntısı ile meydana gelebilir.
Lithosphere (Litosfer) —Dünyanın sert, kaya dış kısmı, yaklaşık 100 km kalınlığında (60 mil), kabuk ve mantonun katı kısmından oluşur. Kalınlık, yaşa bağlıdır; daha eski litosfer, daha genç okyanus litosferinden daha kalındır. Kabuk altındaki litosfer, bazı yerlerde faylanma yoluyla depremler üretebilecek kadar kırılgandır, örneğin bir okyanus levhasının altına daldığı yerlerde. Granitik kayaçlardan oluşan kıtasal litosfer, okyanusal litosferden daha az yoğundur ve yaklaşık 5–10 km kalınlığında olan okyanusal litosfer, yaklaşık 40–280 km kalınlığa sahiptir.
Lithospheric Plate (Litosfer levhası) — Litosfer ve Tektonik levha terimlerine bakınız. Take 2: Levha vs. Kabuk videosunu izleyin.
Locked fault – Kilitlenmiş fay, sürtünme direncinin, fay boyunca uygulanan kesme gerilmesinden daha büyük olduğu için kaymayan bir fayı tanımlar (yani takılı kalmıştır). Bu tür faylar, birikmiş gerilimi uzun süre depolayabilir ve bu gerilim, faydaki sürtünme direncinin aşılmasıyla depremle serbest bırakılır.
Love Waves – Love Dalgaları, Yerin yüzey katmanında hareket eden sismik dalgalardır. Bu tür yüzey dalgalarında, parçacık hareketi yüzeye paralel olup, dalganın yayılma yönüne diktir. Love Wave Motion videosunu izleyin.
Magma – Magma, yerin içinde sıvı veya yumuşak halde bulunan erimiş kaya materyalidir. Erimiş kaya, yer yüzeyinin altındadır. Lav, yer yüzeyinde bulunan erimiş kaya materyalidir.
Magnitude – Büyüklük, bir depremin göreceli büyüklüğünü karakterize eden bir sayıdır. Büyüklük, bir sismograf tarafından kaydedilen maksimum hareketin ölçülmesine dayanır. Birkaç ölçek tanımlanmıştır, ancak en yaygın kullanılanlar şunlardır: (1) yerel büyüklük (ML), halk arasında "Richter büyüklüğü" olarak bilinir, (2) yüzey dalgası büyüklüğü (Ms), (3) cisim dalgası büyüklüğü (Mb) ve (4) moment büyüklüğü (Mw). Ölçekler 1-3, sınırlı bir aralığa ve geçerliliğe sahip olup, en büyük depremlerin büyüklüğünü tatmin edici şekilde ölçemez. Moment büyüklüğü (Mw) ölçeği, sismik moment kavramına dayalı olarak, tüm büyüklükteki depremler için yaygın olarak uygulanabilir, ancak diğer türlere göre hesaplanması daha zordur. Tüm büyüklük ölçeklerinin, herhangi bir deprem için yaklaşık olarak aynı değeri vermesi beklenir. Take2: Büyüklük vs. Şiddet videosunu izleyin.
Mainshock (Ana Şok) – Bir dizi depremdeki en büyük deprem olup, bazen bir veya daha fazla ön şokla önce gerçekleşir ve sıklıkla sonrası şoklarla takip edilir.
Mantle (Manto) – Yerin iç kısmındaki kabuk ile metalik çekirdek arasında yer alan katmandır. En üstteki manto, tektonik levhanın bir parçasıdır.
Material Properties of the Earth – Yerin materyal özellikleri, kayaçların bileşimi, yoğunluğu, elastik modülleri, mineralojisi ve fazları gibi yerin temel karakteristikleridir (örneğin erime varlığı). Elastik dalgalar, yeryüzünde yer materyallerinin özelliklerine bağlı olarak yayılarak yer değiştirir. Materyalin elastikliği, dalganın geri dönüş gücünü sağlar.
Mineral – Mineral, doğal olarak meydana gelen, inorganik, homojen bir katı madde olup, kristal yapıya sahiptir.
Modified Mercalli Intensity Scale – Modifiye Mercalli Şiddet Ölçeği, bir depremin yeryüzü ve insan yapıları üzerindeki etkileri açısından şiddetini tanımlayan bir sayısal ölçek olup, şiddet derecesi atar. Şiddet terimi için bakınız.
Moho – Yerin kabuğu ile mantosu arasındaki sınır. Bu, sismik dalgaların hız değişimi gösterdiği ve kimyasal bileşimde bir değişim olduğu bir derinliktir. Bu sınır, kıtalar altında 25 ile 60 km derinlikte ve okyanus tabanı altında ise 5 ile 8 km derinliktedir. Aynı zamanda, Mohorovicic kesintisi olarak da adlandırılır, çünkü bu sınır, Hırvat seismologu Andrija Mohorovicic (1857-1936) tarafından keşfedilmiştir.
Moment Magnitude – Moment büyüklüğü, deprem büyüklüğünün (magnitude) tercih edilen ölçüsüdür ve kayaların sertliği, kırılma düzlemi üzerindeki ortalama kayma, kırılma düzleminin alanı ve sismograf tarafından kaydedilen maksimum hareket (amplitüd) dikkate alınarak hesaplanır (depremin "momenti"). Büyüklük için bakınız.
Normal Fault – Normal fay, uzama sonucu oluşmuş ve askı duvarının ana hareketinin aşağıya doğru olduğu bir fay türüdür.
Oblique-slip Fault – Oblik kayma fay; kaymanın hem yatay hem de dikey yönlerde olduğu (diyagonal olarak hareket eden) fay türüdür. Hem strike-slip hem de dip-slip bileşenleri vardır.
P Wave – P Dalgası, birincil cisim dalgası olup, sismograflar tarafından tespit edilen ilk sismik dalgadır; hem sıvı hem de katı kayalar içinde hareket edebilir. Ayrıca kompresyonel veya longitudinal dalgalar olarak da bilinir, zemin üzerinde geri ve ileri hareketler (osilasyon) yaparak ilerler, ses dalgaları gibi kaynağından alıcısına doğru hareket eder. P dalgası en hızlı dalgadır.
Peak Acceleration (Maksimum İvme) —bir deprem sırasında belirli bir istasyonda kaydedilen en yüksek hız artışı. (Genellikle PGA olarak adlandırılır, yani zirve zemin ivmesi). İvme ve Spektral İvme için bakınız. Daha fazla bilgi için PGA–Wiki'ye bakınız.
Plastic Deformation (Plastik Deformasyon) —bir nesnenin, kırılmadan önce elastik sınırını aşan ek bir stres miktarı altında şekil değiştirme yeteneği.
Plate (Levha)—Yerin litosferinin, asthenosfer üzerine hareket eden büyük, nispeten rijit bir parçası. Plaka Tektoniği ve Litosferik Plaka için bakınız. Plaka ve Kabuk arasındaki farkları anlatan Myth-conception: Plate vs. Crust videosuna bakınız.
Plate Boundary (Levha Sınırı) —tektonik olarak aktif olan ve plakalar arasındaki sınırda yer alan kontak, birleşen, ayrılan ve dönüşen sınırlar olabilir.
Plate Tectonics (Levha Tektoniği) —Yerin kabuğu ve üst manto'sunun, birbirlerine göre hareket eden birkaç büyük, ince ve nispeten rijit plakadan oluştuğunu savunan teori. Plaka sınırlarında meydana gelen fay kaymaları, genellikle depremlere yol açar. Tektonik Plaka ve Litosferik Plaka için bakınız. (Animasyonları izleyin: Plaka Tektoniği Teorisi'nin Tarihi ve Plaka Tektoniğini Hareket Ettiren Kuvvetler Nelerdir?)
Potential Energy (Potansiyel Enerji) —bir nesnenin pozisyonu veya durumu nedeniyle depolanan enerji.
Primary Wave—P Dalgası için bakınız.
Propagate (Yayılma) —bir dalgayı bir ortamda hareket ettirmek (enerji veya ışık taşıyabilen herhangi bir madde hali).
Rate —zamanla pozisyon veya hızdaki değişimi tanımlayan bir ifade.
Rayleigh Waves (Rayleigh Dalgası) —Yerin yüzey katmanında hareket eden sismik dalgalar. Bu yüzey dalgası türünde, parçacıklar eliptik bir hareketle hareket eder ve dalga yayılım yönünde hem dikey hem de yatay bileşenleri oluşturur. Rayleigh Wave Motion videosunu izleyin.
Recurrence Interval (Tekrarlanma Süresi) —bir sismik bölgede depremler arasındaki ortalama süre.
Reference Frames (Referans Levha) —diğer plaka hareketlerinin buna göre ölçülebilmesi için sabit bir nokta olarak belirlenen alan.
Reflection (Yansıma) —bir dalganın, ışığın bir ayna üzerine yansıması gibi, bir sınırdan geri yansıması; sismik dalgaların, yerin içindeki iki farklı materyalin sınırında yansıması.
Refraction (Kırılma) —(1) deprem ve (2) tsunami ile ilgili olarak:
(1) Bir sismik dalganın, bir malzemeden başka bir malzemeye geçerken yolunun defleksiyonu veya bükülmesi.
(2) Bir tsunami dalgasının, kıyı boyunca su derinliğindeki değişikliklere bağlı olarak ön yüzünün bükülmesi.
Resonance (Rezonans) —tüm maddeler, moleküler yapısına bağlı olarak belirli bir doğal frekansta titreşir; buna doğal frekans veya rezonans frekansı denir. Yapı, bu frekansta stabil kalır. Rezonans, dış bir kuvvetin, nesneye karşı titreşim frekansına uygun bir frekansta çarptığında meydana gelir (örneğin, bir sismik dalganın bir binaya çarpması). Bu, titreşime eklenen bir titreşim oluşturur ve doğal frekans titreşim dalgalarının genliğini o kadar artırır ki yapı kararsız hale gelir ve parçalanabilir. Örnek: Birinin şarkı söylemesi ve bir camı kırması. Building Resonance videosuna bakınız.
Reverse Fault (Ters Fay) —sıkışma sonucu oluşan fay, burada asma duvardaki ana hareket yukarı doğrudur.
Richter Scale (Richter Ölçeği) —deprem büyüklüklerini karşılaştırmak için matematiksel bir araç olup, büyüklük 7'den küçük yerel depremler için uygundur. (Daha büyük depremler için Moment Magnitude'a bakınız.) Bir depremin büyüklüğü, sismograflarda kaydedilen dalga genliğinin logaritması ile belirlenir. Sismografların epicenter ile olan mesafelerindeki varyasyonlar göz önüne alınarak ayarlamalar yapılır. Richter Ölçeğinde, büyüklük tam sayılar ve ondalıklı kesirlerle ifade edilir. Örneğin, orta büyüklükte bir deprem için büyüklük 5.3, güçlü bir deprem için 6.3 hesaplanabilir. Ölçeğin logaritmik temeli nedeniyle, büyüklükteki her bir tam sayı artışı, ölçülen genlikte on kat artışa karşılık gelir; enerji tahmini olarak, büyüklük ölçeğindeki her bir tam sayı artışı, önceki tam sayı değerine kıyasla yaklaşık 31 kat daha fazla enerji salınımına karşılık gelir. Richter Ölçeği, 1935'te Charles F. Richter tarafından California Institute of Technology'de geliştirilmiştir. Büyüklük için bakınız.
Rock (Kaya) —Bir veya daha fazla mineralden oluşan doğal bir madde. Tehlike vs. Risk konusunu izleyin.
Segmentation (Segmentasyon) —Bir fayın uzunluğu boyunca daha küçük parçalara ayrılması. Bu durum, diğer fayların kesişmesi, topoğrafik değişiklikler veya fayların yönündeki değişikliklerden kaynaklanabilir. Segmentasyon, bir depremde fayın hareket edeceği alanı sınırlayarak depremin büyüklüğünü de sınırlandırabilir.
Seismic Hazard (Sismik Tehlike) —İnsanlar üzerinde zarara yol açma potansiyeline sahip, yer yüzü faylanması, yer sarsılması, toprak kaymaları, sıvılaşma, tektonik deformasyon, tsunamiler ve seysmik risk gibi doğal tehlikeleri içerir. Seismic Risk ile ilgili bakınız.
Seismic Moment (Sismik Moment) —Fayda kayma üreten kuvvetlerin açısal kaldırma kuvveti ile ilişkili bir parametredir; fay alanını tanımlayan sismik dalgalar ve saha ölçümlerinden belirlenir. Moment Magnitude için bakınız.
Seismicity (Depremsellik) —Depremlerin coğrafi ve tarihsel dağılımı ("nerede?" ve "ne sıklıkta?").
Seismic Risk (Sismik Risk)—Bir sismik tehlikeye maruz kalan bir insan veya nesnenin kayıp veya zarar görme olasılığı (şansı). Seismic Hazard ile ilgili bakınız.
Seismic Tomography (Sismik Görüntüleme) —Depremler ve patlamalar gibi sismik dalgalar kullanılarak Dünya'nın iç yapısını üç boyutlu olarak gösteren bilgisayar destekli görüntüleme tekniği.
Seismic Wave (Sismik Daşga) —Bir deprem veya patlama gibi bir dürtü tarafından üretilen elastik dalga. Sismik dalgalar, yerin içinden (P ve S dalgaları; en hızlı dalgalar) veya yer yüzeyine yakın (Rayleigh ve Love dalgaları) hareket edebilir. Sismik dalgalar saniyede birkaç kilometre hızla hareket eder.
Seismogenic (Kırılgan)—Deprem oluşturma kapasitesine sahip. Seismojenik (kırılgan) bölgenin tabanı, duktile asthenosferin üst kısmıdır.
Seismogram (Sismogram)—Bir sismografın yer hareketini kaydeden gerçek zamanlı kaydı. Seismogramlar, depremin yerini ve büyüklüğünü hesaplamak için kullanılır.
Seismograph (Sismograf) —Dünya'nın titreşimlerini, özellikle depremleri kaydeden bir cihaz. Sismograf, genellikle bir sismometre ve bir kayıt cihazının bir arada olduğu bir birim olarak tanımlanır.
Seismology (Sismoloji) —Depremler ve buna bağlı fenomenleri inceleyen bilim dalı, yer materyallerinde yapay olarak üretilen elastik dalgaların çalışmasını içerir.
Seismologist (Sismolog) —Depremleri, sismik dalgaları ve çevresel etkilerini inceleyen bilim insanı. Sismograf ve diğer cihazlardan elde edilen verilerle depremlerin nedenlerini anlar, gelecekteki sismik aktiviteleri tahmin eder ve çeşitli bölgelerdeki potansiyel tehlikeleri değerlendirir. Depremler ve sismik dalgaların incelenmesi, levha tektoniği ve Dünya'nın iç yapısı hakkında kanıtlar sağlamıştır.
Seismometer (Sismometre)—En küçük depremleri dahi tespit edebilen hassas bir cihaz. Seismograph için bakınız.
ShakeAlert Early Warning System—ABD Jeolojik Araştırma Kurumu tarafından yönetilen ShakeAlert® Deprem Erken Uyarı Sistemi, önemli depremleri hızlı bir şekilde tespit eder, böylece güçlü sarsıntılar başlamadan saniyeler önce insanlara ve otomatik sistemlere uyarılar gönderilebilir. ShakeAlert, deprem tahmini değildir, aksine bir ShakeAlert Mesajı, bir depremin başladığını ve sarsıntının yakın olduğunu belirtir. ShakeAlert Web Sitesi (Daha fazla bilgi: ShakeAlert Deprem Erken Uyarı Sistemi, EarthScope).
Shear—Bir malzemenin şeklinin yanlara doğru kayması, hacminde bir değişiklik olmadan meydana gelen gerilme türüdür.
Shear Wave—S dalgası olarak bilinir.
Slip—Bir fay düzleminin iki tarafı arasındaki relatif hareket, sürtünme kuvvetlerinin aşıldığı zaman meydana gelir. Bu hareket, bir deprem olarak hissedilir. Kaymanın yüzey alanı, depremin büyüklüğü ile doğru orantılıdır.
Solid—Şekli ve hacmi sabit kalan her şey.
Spectral Acceleration—PGA (zirve ivme) yer yüzeyindeki bir parçacığın deneyimlediği ivmeyi ifade ederken, spectral acceleration (SA), bir yapının deneyimlediği ivmeyi yaklaşık olarak belirtir. Bu, yapının doğal titreşim periyoduna sahip, kütlesiz dikey bir çubuk üzerindeki parçacıkla modellenir.
Speed—Belirli bir zamanda kat edilen mesafe.
Strain (Deformasyon)—Bir malzemenin şekli veya hacminde meydana gelen değişiklik, genellikle üç boyutlu olarak kaydedilir. Gerilme, bir nesnenin orijinal boyut ve şekliyle karşılaştırıldığında ne kadar deformasyona uğradığını tanımlar. Örneğin, bir kenarı 10 cm olan bir blok, 9 cm uzunluğuna deformasyona uğrarsa, gerilme (10-9)/10 veya 0.1 (bazen yüzde olarak ifade edilir, bu durumda %10).
Stress (Gerilme) —Bir cisim üzerindeki kuvvetlerin ölçüsüdür. Gerilme, birim alan başına kuvvet olarak tanımlanır. Aynı birimleri taşıyan basınçla aynı kavramdır, ancak gerilme, basınçtan çok daha karmaşık bir niceliktir çünkü hem yön hem de uygulandığı yüzeyle değişir. Levha sınırlarına nasıl bağlı olduğuna bakın.
Strike-slip Fault (Yanal Atımlı Kırılma) —Fay boyunca ana kayma yönü yataydır. Fay sağ yanal (fayın karşı tarafındaki yer, diğer bloğa göre sağa hareket eder) veya sol yanal (karşıdaki yer sola hareket eder) olabilir.
Strong Motion (Kuvvetli Hareket) —Yeterli genlik ve süresi olan zemin hareketi, bir bina veya başka bir yapıyı potansiyel olarak zarar verebilir.
Subduction (Dalma-Batma) —Bir tektonik plakanın diğerinin altına doğru sıkışma ve inme süreci. Bir okyanus plağı, başka bir okyanus plağının altına subdüksiyon yapabilir, örneğin Pasifik Plakası'nın Alaska yakınlarında Kuzey Amerika Plakası'nın altına subdüksiyon yapması gibi. Bir okyanus plağı, bir kara plakasının altına da subdüksiyon yapabilir; örneğin, Juan de Fuca Plakası, Kuzey Amerika Plakası'nın altına subdüksiyon yapmaktadır. Convergent Boundary'ye bakınız.
Subduction Zone (Dalma-Batma Zonu) —Bir litosferik plakanın diğerinin altına inme sürecinde bir yaklaşan levha sınırı. Bu etkileşimler, deprem, tsunami, volkanizma ve toprak kaymaları gibi doğal tehlikeler oluşturabilir. Convergent Boundary'ye bakınız. Pacific NW – Cascadia Subduction Zone izleyin.
Surface Wave (Yüzey Dalgası) —Yerin derin içinden, daha hızlı hareket eden P veya S dalgaları gibi değil, yer yüzeyine yakın ya da yüzeyde hareket eden dalgalardır. Bir deprem sırasında üretilen iki ana yüzey dalgası türü, Love dalgaları ve Rayleigh dalgalarıdır. Rayleigh dalgaları, hem dikey hem de yatay zemin hareketine neden olurken, Love dalgaları yalnızca yatay hareket oluşturur. Her ikisi de yer yüzeyinde zemin sallanmasına neden olur ancak Dünya'nın derinliklerinde çok az hareket yapar. Yüzey dalgalarının genliği, P ve S dalgalarına göre mesafe arttıkça daha yavaş azaldığı için, yüzey dalgaları, deprem kaynağından uzakta zemin sarsılmasının en önemli bileşeni olabilir.
Tectonics (Tektonik) —Dünyanın dış kısmındaki büyük ölçekli deformasyon, Dünya içindeki kuvvetler nedeniyle meydana gelir. Plate Tectonics'e bakınız.
Tectonic Earthquake (Tektonik Deprem) —Tektonik plakaların hareketi nedeniyle meydana gelen deprem. Tektonik depremler, yeterli depolanmış elastik gerilme enerjisi bulunan herhangi bir yerde, bir fay düzlemi boyunca çatlak yayılmasını tetikleyerek meydana gelir. Diğer depremler patlamalar veya volkanik aktivitelerle tetiklenebilir.
Tectonic Plates (Tektonik Levhalar) —Dünyanın dış yüzeyinde birbirlerine göre hareket eden büyük, ince, nispeten sert levhalardır. Dünya'nın kabuğunun ve en dıştaki manto bölümünden oluşur ve derin mantonun üzerinde hareket ederler. Lithospheric Plate olarak da bilinirler.
Teleseismic (Telesismik) —Ölçüm noktasından 1.000 km'den daha uzak mesafelerdeki depremler.
Tension, Tensional Force (Tansiyon, Tansiyon Kuvveti) —Bir malzemeyi karşıt yönlere çeken kuvvetler, malzemenin gerilmesi veya uzaması sonucu gerilme oluşturur. Jeobilimlerde, kayaçlar yatay yönde daha uzun ve dikey yönde daha ince hale gelir. Gerilme nedeniyle kayaçlarda önemli bir sonuç yarılma (aşırı gerilme nedeniyle çatlamalar) olabilir.
Tiltmeter (Tiltmetre) —Yataydan yapılan değişikliği ölçen çok hassas bir eğilim ölçer. Tiltmeter'ler, faylar, volkanlar, barajlar, potansiyel toprak kaymaları ve hidrolik çatlamaları izlemek için kullanılır.
Vector (Vektör) —Büyüklüğü ve yönü olan bir fiziksel nicelik, genellikle tek bir sayıyla ifade edilemeyen bir nesne için kullanılır (skaler). Hız, kuvvet ve ivme vektörlerin örnekleridir, oysa hız bir skalerdir (yalnızca büyüklük vardır). Earth Observatory Vektör Tanımı, NASA Vektör Aktivitesi, NASA Vektörler.
Velocity (Hız) —Hareketin hızı ve yönü. Örneğin, bir sismik dalganın ne kadar hızlı ve hangi yönde hareket ettiği.
Velocity Structure (Hız Yapısı) —Farklı varsayılan sismik hızlara sahip katmanlar kullanarak, Dünya'nın kabuğunun yapısını temsil eden genelleştirilmiş bölgesel bir model.
Velocity Vector (Hız Vektörü) —Hareketin hızını görsel olarak temsil eder, vektörün uzunluğu hızın büyüklüğünü, yönü ise hareketin kuzeyden yönünü belirtir.
Volcanologist (Volkanolojist) —Volkanları inceleyen bilim insanı: nasıl ve neden patladıkları, davranışları ve bunlarla ilgili tüm oluşumlar ve süreçler.
Wave (Dalga) —Bir ortamda (enerji veya ışık taşıyan herhangi bir madde hali) hareket eden bir bozulma. Seismic Wave'e bakınız.
Wave Height (Dalga Yüksekliği) —Bir dalganın zirvesinden çukuruna kadar olan dikey mesafe. Bu ölçüm, aynı dalga için ölçülen genliğin iki katı olacaktır. Amplitude'ye bakınız.
Wave Crest (Dalga Piki) —Bir dalganın ulaştığı en yüksek nokta. En düşük nokta trough (çukur) olarak adlandırılır. Amplitude'ye bakınız.
Wave Path (Dalga Yolu) —Jeoloji açısından, bir dalga Dünya'dan geçerken, hangi tür dalga olduğu, hızı ve geçtiği materyale bağlı olarak aldığı yol değişir. Body waves ve surface waves farklı yollar izler.
Wave Trough (Dalga Dip Noktası) —Bir dalganın ulaştığı en düşük nokta. Amplitude'ye bakınız.
Wavelength (Dalga Uzunluğu) —İki ardışık zirve arasındaki yatay mesafe, genellikle metre cinsinden ölçülür.
No comments:
Post a Comment