Deprem Riski ve Büyükçekmece Konferansı
Son Güncelleme: 11 Eylül 2025, 16:22 (+03)
1. Referansların Konuşmanın Bilimsel Temelini Güçlendirme Biçimi
Listelenen SCI Q1/Q2 makaleleri, deprem mühendisliği, jeofizik ve doğal afet risk analizi alanlarında yüksek kaliteli, hakem değerlendirmesinden geçmiş çalışmalardır. Bu makaleler, konuşmanın bilimsel temelini şu yollarla güçlendirir:
- Güvenilirlik ve Doğruluk: Q1/Q2 dergilerindeki makaleler, titiz bir hakem değerlendirme sürecinden geçer ve uluslararası standartlara uygun metodolojiler kullanır. Örneğin, Akkar et al. (2018) çalışması, Türkiye’deki sismik tehlike haritalarının evrimini inceleyerek güvenilir veri setleri ve modeller sunar.
- Kapsamlı Veri ve Analiz: Çalışmalar, saha ölçümleri, jeofiziksel yöntemler ve sayısal modelleme gibi ileri teknikler kullanarak derinlemesine analizler içerir. Sesetyan et al. (2018), İstanbul için büyük ölçekli tehlike ve risk haritaları oluştururken bu tür yöntemleri kullanmıştır.
- Yerel ve Küresel Bağlam: Makaleler, yerel koşulları (ör. Türkiye’deki fay hatları) uluslararası bilimsel çerçevelerle birleştirir. Örneğin, Akinci et al. (2018), İtalya’daki sismik tehlike modellemesini ele alsa da, karşılaştırmalı analizlerle Türkiye’deki çalışmalara katkı sağlar.
- Güncellik: 2015-2022 yılları arasında yayınlanan bu makaleler, en son teknolojileri ve verileri yansıtarak güncel bir bilimsel temel sunar. Örneğin, Öztürk ve Çelik (2022), Türkiye’nin yeni deprem tehlike haritasını temel alarak sismik risk değerlendirmesi yapar.
2. Mikro-Bölgeleme ve Rezonansın Ele Alınışı
Mikro-bölgeleme, bir bölgedeki zemin özelliklerinin (sertlik, sıvılaşma potansiyeli, amplifikasyon) yüksek çözünürlüklü haritalarla analiz edilmesi işlemidir. Rezonans ise, zemin veya yapıların belirli frekanstaki sismik dalgalara karşı titreşim tepkisidir ve bu durum, özellikle depremlerde hasar riskini artırabilir. SCI Q1/Q2 makaleleri bu konuları şu şekilde ele alır:
Mikro-Bölgeleme
- Jeofiziksel Teknikler: Makaleler, sismik kırılma, çok kanallı yüzey dalgası analizi (MASW) ve mikrotremor ölçümleri gibi yöntemlerle zemin sınıflandırmasını detaylandırır. Örneğin, Ersoy et al. (2016), Erbaa (Tokat) için sismik mikro-bölgeleme çalışması yaparak Kuzey Anadolu Fay Zonu’ndaki zemin koşullarını analiz etmiştir.
- Yüksek Çözünürlüklü Veri Entegrasyonu: Uydu görüntüleri, LiDAR ve coğrafi bilgi sistemleri (GIS) kullanılarak oluşturulan haritalar, yerel zemin koşullarını hassas bir şekilde modeller. Özmen (2020), İstanbul’un 39 ilçesi için bu tür verilerle risk değerlendirmesi yapmıştır.
Rezonans
- Zemin-Yapı Etkileşimi: Makaleler, zeminlerin baskın frekanslarının yapıların doğal frekanslarıyla çakışması durumunda ortaya çıkan rezonans riskini analiz eder. Örneğin, Borozan et al. (2016), yüksek binalarda doğrusal olmayan sismik talepleri belirlemek için modifiye edilmiş tepki spektrumu analizi sunar.
- HVSR Tekniği: Yatay-dikey spektral oran (HVSR) gibi yöntemler, zemin rezonans frekanslarını belirlemede sıkça kullanılır. Bu teknik, özellikle Sesetyan et al. (2018) gibi çalışmalarda İstanbul’un zemin koşullarını değerlendirmek için uygulanmıştır.
3. Yerel Risk Haritalarının Güncellenmesi
SCI Q1/Q2 makaleleri, yerel risk haritalarını güncellemek için şu katkıları sağlar:
- Veri Zenginleştirme: Mikro-bölgeleme çalışmaları, mevcut haritalara yeni jeofiziksel ve jeoteknik veriler ekler. Örneğin, Özmen (2021), Samsun için işlevsel yetersizlik temelli yeni bir risk senaryosu geliştirerek haritaları güncellemiştir.
- Model Geliştirme: Makaleler, risk haritalarını iyileştirmek için yeni algoritmalar veya modeller önerir. Öztürk ve Çelik (2022), Türkiye’nin yeni deprem tehlike haritasını kullanarak risk bölgelerini yeniden tanımlamıştır.
- Standartlaştırma: Uluslararası standartlara uygun metodolojiler, yerel yönetimlerin risk haritalarını tutarlı bir şekilde güncellemesini sağlar. Akkar et al. (2018), Türkiye’deki sismik tehlike haritalarının standartlaştırılmış bir çerçevede güncellenmesine örnek teşkil eder.
4. Pratik Uygulamalar
Bu makaleler, yerel risk haritalarının pratik uygulamalarda şu şekilde kullanılmasına olanak tanır:
- Kentsel Planlama: Mikro-bölgeleme verileri, yeni binaların yerleşim yerlerinin belirlenmesinde kullanılır. Örneğin, Özmen (2020) çalışması, İstanbul’un ilçelerindeki risk seviyelerine göre yapılaşma önerileri sunar.
- Deprem Risk Azaltımı: Risk haritaları, acil durum planlaması ve altyapı güçlendirme projelerinde rehber olur. Ansal et al. (2015), kentsel alanlar için deprem hasar senaryosu yazılımı geliştirerek bu tür uygulamalara katkı sağlar.
- Sigorta ve Finans: Güncellenmiş risk haritaları, sigorta şirketlerinin primlerini daha doğru hesaplamasına olanak tanır. Örneğin, Sayil (2015), Türkiye’deki sismik tehlike değerlendirmeleriyle bu sürece destek olur.
- Toplum Bilinçlendirme: Yerel yönetimler, bu haritaları kullanarak halkı deprem riskleri konusunda bilgilendirebilir ve tahliye planları oluşturabilir. Özmen (2021), Samsun için bu tür bir bilinçlendirme yaklaşımı sunar.
Sonuç
Belirtilen SCI Q1/Q2 makaleleri, mikro-bölgeleme ve rezonans konularında derinlemesine bilimsel analizler sunarak yerel risk haritalarının doğruluğunu ve güvenilirliğini artırır. Bu çalışmalar, hem teorik hem de pratik düzeyde, kentsel planlamadan deprem riski yönetimine kadar geniş bir yelpazede uygulamalara olanak tanır. Daha spesifik bir bölge veya makale üzerine odaklanmak isterseniz, lütfen detay belirtin; ek bilgi için web veya X platformu aramaları yapabilirim.