Wednesday, June 26, 2024

Sınıflardan Kariyer Zirvelerine: Jeofizik Eğitimiyle Dolu Yolculuğum


Her bireyin hayatında, kariyerini şekillendiren dönüm noktaları vardır. Bu noktalar, bazen bir hocayla yapılan bir sohbet, bazen bir seyahat ya da bazen de bir eğitim süreci olabilir. 16 Eylül 2014'te, Jeofizik alanında ki öğrencilik günlerimden bu yana derin bir saygı duyduğum Prof.Dr. Metin İLKIŞIK hocamla olan ofis ziyaretim, benim için bu dönüm noktalarından biri oldu. Sosyal medyanın dijital hafıza özelliği sayesinde, bu değerli anıyı ve diğer kariyer anılarımı geniş bir kitleyle paylaşma kararı aldım. İşte sizlere, sınıf sıralarından kariyer zirvelerine uzanan jeofizik eğitimiyle dolu yolculuğumu sunuyorum.

Doçentlikten Dersliklere: Samimi ve Bilge Bir Hocanın Portresi


Mühendislik Jeofiziği'nde Poster Sunumları: Görselliğe Adım

Poster Sunumunun Avantajları:

  • Poster sunumları sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda birçok açıdan da fayda sağlıyor.
  • Bilimsel araştırmaların daha etkili bir şekilde iletilmesini sağlıyor.
  • Karmaşık bilgileri görsel ve kolay anlaşılır hale getiriyor.
  • Öğrencilerin görsel ve sözlü iletişim becerilerini geliştiriyor.
  • Zaman yönetimi ve sentez becerilerini geliştiriyor.
  • Yaratıcılık ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiriyor.
  • Öğrenci ve akademisyen arasındaki etkileşimi artırıyor.
  • Bilimsel bilginin daha geniş kitlelere yayılmasına katkıda bulunuyor.



Poster Sunumuna Geçiş Süreci:
2015 yılında, Mühendislik Jeofiziği Bölümümüz, proje sunumlarında daha modern ve etkili bir yöntem benimsemek için bir çalışma başlattı. Farklı sunum formatları değerlendirildi ve poster sunumlarının birçok açıdan avantaj sağlayacağı sonucuna varıldı. Poster Sunumunun Başarısı: Poster sunum standardına geçiş, öğrencilerimiz ve akademisyenlerimiz tarafından büyük beğeni topladı. Bu sayede, proje sunumları daha dinamik ve interaktif hale geldi. Öğrencilerimiz, araştırmalarını daha özgün ve yaratıcı bir şekilde sunma imkanı yakaladılar. Sonuç: Mühendislik Jeofiziği Bölümümüzde 30 Ocak 2015 tarihinde başlatılan poster sunum standardı, öğrencilerimizin bilimsel ve iletişim becerilerini geliştirmeye önemli katkılar sağlamaktadır. Bu sayede, öğrencilerimiz gelecekteki mesleki hayatlarında da daha başarılı olacaklarına inanıyoruz.

Etiketler: #MühendislikJeofiziği #PosterSunumu #BilimselAraştırma #Eğitim #Başarı #Tarih30Ocak2015

Başarının sırrı nedir?


Başarı
, hepimizin arzuladığı bir şey. Kimimiz iş hayatında, kimimiz özel hayatımızda, kimimiz de her alanda başarılı olmak istiyoruz. Peki, başarılı insanları diğerlerinden ayıran nedir? Bu sorunun tek bir cevabı yok elbette. Ama bazı nadir özellikler, başarıya ulaşma şansınızı önemli ölçüde artırabilir.

Bu yazıda, bir insanın gözünden, yüksek performans gösteren her bireyin sahip olduğu 9 nadir özelliğe göz atacağız.

1. Hata Yapmaktan Korkmazlar:

Rahmetli İbrahim Kara hocamızın bir sözü aklıma geldi, derdi ki "saçma olur yanlış olur diye düşünerek sormaktan vazgeçme, çünkü her yanlış bir doğrunun kapısını açar."

2. Güçlü İletişim Becerilerine Sahiptirler:

İletişim çok önemli ve iletişim kalitesi bilimsel çalışmalarda oral sunum ve poster sunum olarak ortaya konuyor. 1995 yılında, Amerika'da Jeofizik Toplantısına katılmıştım. Posterimi sundum, teker teker insanları posterime çağırdım ve anlattım. İlk defa Amerika'ya 1995 yılında gitmiş ve AGU Spring Meeting toplantısında poster sunum yapmıştım. Aynı konuyu birden çok insana anlatma gayretim, onlardan geri dönüş alma gayretim beni geliştirdi. Çünkü geri dönüşümü alamadığınız her çalışma, ileri veya yeni sürümü olmayacak bir çalışma demektir.

3. Karmaşık Konuları Basitleştirirler:

Özellikle bilimin dili oldukça karmaşık fakat bu karmaşık dili halkın anlayacağı layman tonda açıklamaya çalışmak için ilave efor gerekir. Özellikle, yapay zeka teknolojisinden, çalışma yapılan bir alanda ki akademik tonu, layman tonuna veya sıradan bir insanın anlayacağı düzeye indirgeme konusunda yararlanıyorum. Çünkü, aslında basite indirgenemeyen her konu tam anlaşılmış değildir. Feynman bakış açısı bu konuda önemli, çalıştığınız konuyu 6 yaşında ki çocuğa anlatamıyorsanız, veya 6 yaşında ki çocuk anlattığınızda anlamıyorsa, aslında o konuyu anlamamışınızdır bakışı çok önemli.

4. Kendilerini Tanırlar:

En önemli konuların başında bu gelir, kendi kapasitemize uygun işlere yoğunlaşmak, kapasitemiz dışında kalan işler için katkı sağlayacak partnerler bulabilmek. Genel olarak, kendi yaptığım çalışmalara geliştirmek için alanımda deneyimli insanları çalışmalarıma eklemeye hep çalışırım, başlattığım çalışmayı içerik ve etkisini daha da büyütür. Pek çok çalıştığım bilim insanının yüzünü görmedim fakat yazışarak, katkılarını yazılı isteyerek çalışmalarımı içeriğini büyüttüm.

5. Duygularını Kontrol Ederler:

Bulunduğunuz ortamlarda provokasyon veya manipülasyon yapacak kişiler olabilir, fakat "sakinlik en büyük güçtür" sözü gereği, her zaman sakin kalarak sonuca ulaşmak mümkün olabilir. Genel olarak, kendi özelimde sakin kalabilmeyi başardığım söylenebilir, çünkü haklı olmaktan daha önemlisi haksız duruma düşürecek manipülasyonları öngörmek çok önemli.

6. Eylem Odaklılık:

Rahmetli Aykut Barka, bir çalışmayı planlarken şunu sorardı, bu çalışma sonuçta makaleye döner mi? Çünkü bilim insanlarının amacı, bilimsel çalışmaları yayına dönüştürmeyi hedefleyecek projeler geliştirmeleri, küçük hedefli yayına dönecek çalışmalarla gelişmeye çalışmak.

7. Gösterişten Kaçınırlar:

Gösterişli ve abartılı davranışlar, başarılı insanların genel bir özelliği değildir. Aksine, mütevazı ve alçakgönüllü olmalarıyla bilinirler.

8. Sürekli Öğrenirler:

Başarılı insanlar, öğrenmenin asla bitmediğinin farkındadır. Sürekli olarak yeni bilgiler edinmeye ve becerilerini geliştirmeye çalışırlar. Bu, onları alanlarında uzman ve yeniliklere açık hale getirir.

Kendimden örnek verecek olursam, ben de her zaman yeni şeyler öğrenmeye hevesliyim. Yeni bir dil öğrenmek, yeni bir programlama dili kullanmayı öğrenmek veya farklı bir alanda bilgi edinmek gibi farklı alanlarda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Başarılı insanların sürekli öğrenmeye açık olmalarının bir diğer sebebi de, hatalarından ders almaktır. Hata yapmaktan korkmazlar ve her hatayı bir öğrenme fırsatı olarak görürler.

9. İşleri Bitirirler:

Başarılı insanlar, sadece plan yapmakla kalmaz, planlarını uygulamaya da koyarlar. Hedeflerine ulaşmak için somut adımlar atarlar ve pes etmeden çalışırlar.

Kendi deneyimlerimden yola çıkarak, bir hedefe ulaşmak için öncelikle o hedefi net bir şekilde tanımlamak gerektiğini düşünüyorum. Hedefinizi netleştirdikten sonra, bu hedefe ulaşmak için bir plan yapmanız ve bu plana sadık kalarak çalışmanız gerekiyor.

Başarılı insanlar, karşılaştıkları zorluklar karşısında da pes etmezler. Sorunları çözmek için yaratıcı ve pratik çözümler üretmeye çalışırlar.

Sonuç olarak, başarılı olmak için tek bir formül yok. Ancak, yukarıda saydığım özelliklere sahip olmak, başarıya giden yolda size büyük bir avantaj sağlayabilir. Unutmayın, başarı bir yolculuktur, varılacak bir durak değildir. Bu yolculukta hatalar yapmak, engellere takılmak kaçınılmazdır. Önemli olan, bu hatalardan ders almak, engelleri aşmak için çözüm yolları aramak ve asla pes etmemektir.

Benim Deneyimim:

Yıllar boyunca öğrendiğim en önemli şeylerden biri de çevremdeki başarılı insanlardan öğrenmeye çalışmaktır. Mesela, üniversite yıllarımda alanında çok başarılı bir hocam vardı. Kendisiyle yaptığım sohbetlerde, başarılı olmak için zaman yönetiminin ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Hocamın tavsiyesi, "bulunmuş olduğun bölümde herkesten 2 saat fazla çalışacaksın" üzerine herkesten 2 saat en azından geç giderdim.

Başarılı olmak için ilham verici hikayeler dinlemek de çok faydalı olabilir. Kazım Ergin hocamız bir defasında sismolojinin efsane isimlerinden birisi hakkında bir anekdot anlatmıştı. Kaç gün uykusuz kaldıkları bir çalışma sonucunda, çalışmalarında hedeflerine ulaştıklarını açıklamıştı. Bu hikaye bana, başarının zaman ve mekan sınırlamasından kurtularak sonuç odaklı çalışmakta yattığını öğretti.

Unutmayın, başarı sizin elinizde! Siz de bu yazıda bahsettiğimiz özellikleri geliştirerek ve kendinize doğru hedefler koyarak başarıya ulaşabilirsiniz.





Blog Yazısı Kaynağı

Bu blog yazısı, Chris Donnelly'nin LinkedIn'de paylaştığı "Kariyerimde 2000'den fazla kişi işe aldım ve yüksek performans gösteren herkesin sahip olduğu 9 nadir özellik şunlar:" başlıklı yazıdan ilham alınarak yazılmıştır.

Yazı yazarken Chris Donnelly'nin paylaştığı 9 özellikten yola çıktım ve bu özellikleri kendi kişisel deneyimlerimle harmanlayarak sizlere aktarmaya çalıştım.

Orijinal paylaşımı da Türkçe ve İngilizce olarak ekte bulabilirsiniz.

Not: Chris Donnelly'nin LinkedIn profiline erişim şu anda mümkün değil.

Umarım bu blog yazısı size faydalı olmuştur.


Deprem Uyarıları ve Önlemler: 26 Haziran 2020 Depremi Üzerine Düşünceler

Monday, June 24, 2024

Doktora Tezleri Canlı Yayında: Deneyimler, Endişeler ve Gelecek Perspektifleri

Uzakdoğu Spor Sanatları Liseleri: Dünyadan Örnekler ve Türkiye'ye Katkıları

Uzakdoğu spor sanatları, tarih boyunca disiplin, saygı ve öz kontrol gibi değerleri aşılayan ve bedensel ve zihinsel gelişimi teşvik eden geleneksel bir eğitim sistemidir. Son yıllarda, bu spor sanatlarına olan ilgi ve talep artmakta ve bu durum, dünyanın birçok yerinde Uzakdoğu spor sanatlarına özel olarak odaklanan liselerin kurulmasına yol açmaktadır.

Bu liseler, öğrencilere geleneksel Uzakdoğu spor sanatları ve disiplinleri (örneğin karate, judo, aikido, kendo, kung fu) hakkında derinlemesine bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlamaktadır. Müfredatları ve programları okuldan okula değişiklik gösterse de, genellikle akademik derslere ek olarak yoğun bir spor eğitimi sunarlar.

Dünyadan Örnekler:

  • Japonya:
    • Bunkyo Gakuen Lisesi (Tokyo): 1922 yılında kurulan bu lise, karate ve judo eğitimine odaklanmaktadır.
    • Meisei Lisesi (Tokyo): 1923 yılında kurulan bu lise, kendo eğitimine odaklanmaktadır.
    • Kyoto Tachibana Lisesi (Kyoto): 1949 yılında kurulan bu lise, aikido eğitimine odaklanmaktadır.
  • Çin:
    • Shichahai Spor Lisesi (Pekin): 1956 yılında kurulan bu lise, wushu (kung fu) eğitimine odaklanmaktadır.
    • Guangzhou Spor Lisesi (Guangzhou): 1958 yılında kurulan bu lise, wushu (kung fu) ve tai chi eğitimine odaklanmaktadır.
  • Güney Kore:
    • Yonsei Spor Lisesi (Seul): 1969 yılında kurulan bu lise, taekwondo eğitimine odaklanmaktadır.
    • Kyung Hee Spor Lisesi (Seul): 1971 yılında kurulan bu lise, taekwondo ve judo eğitimine odaklanmaktadır.

Bu liselerin öğrencilere sağladığı faydalar oldukça fazladır:

  • Bireysel Gelişime Katkı: Uzakdoğu spor sanatları eğitimi, öğrencilere disiplin, saygı, öz kontrol ve konsantrasyon gibi önemli değerler kazandırmaktadır. Ayrıca, bedensel zindelik, çeviklik ve koordinasyonu geliştirmeye yardımcı olur. Bu beceriler, sadece spor alanında değil, aynı zamanda akademik ve sosyal yaşamda da başarıya katkıda bulunur.
  • Toplumsal Gelişime Katkı: Uzakdoğu spor sanatları, şiddet ve suç önlemede önemli bir rol oynayabilir. Bu sporlar, öğrencilere öfke kontrolü ve problem çözme becerileri kazandırarak, daha barışçıl ve uyumlu bir toplum oluşturmaya yardımcı olabilir.
  • Ekonomik Gelişime Katkı: Uzakdoğu spor sanatları, Türkiye'nin spor turizm potansiyelini geliştirmeye katkıda bulunabilir. Uzakdoğu spor sanatları liseleri, yurtdışından gelen öğrencileri cezbedebilir ve bu da ülke ekonomisine katkıda bulunabilir.

Sonuç olarak:

Uzakdoğu spor sanatları liseleri, bireysel ve toplumsal gelişime önemli katkılar sağlayabilecek eğitim kurumlarıdır. Dünyadaki örneklerden de görülebileceği gibi, bu liseler öğrencilere disiplin, saygı, öz kontrol ve konsantrasyon gibi değerler kazandırarak, daha sağlıklı, barışçıl ve üretken bir toplum oluşturmaya katkıda bulunabilir. Türkiye'de de Uzakdoğu spor sanatlarına özel bir lise kurulması, bu alandaki eğitim ve öğretimi geliştirmeye ve ülkenin spor turizm potansiyelini artırmaya yardımcı olacaktır.

Not: Bu bilgiler sadece genel bilgi amaçlıdır. Uzakdoğu spor sanatları liseleri hakkında daha detaylı bilgi için ilgili okullarla iletişime geçmeniz tavsiye edilir.








Meksika'da 2020 Depremini Hatırlıyoruz: Yeni Bilgiler ve Hazırlık Önerileri

Dört yıl önce, 23 Haziran 2020'de meydana gelen Oaxaca depremini biliyoruz. Bu 7.4 büyüklüğündeki deprem, hepimizi derinden etkiledi.

O günden bu yana, bilim insanları bu depremi daha iyi anlamaya çalışıyor. Yeni araştırmalar bize fay hatları, plaka hareketleri ve depremin bölgedeki geçmişi hakkında daha fazla bilgi veriyor.

Fay Hattı ve Plakadan Kaynaklanan Güç:

Deprem, Cocos ve Kuzey Amerika plakalarının birbirine değdiği yerde meydana geldi. Cocos Plakası, Kuzey Amerika Plakasının altına doğru adeta kayıyor. Bu kayma sırasında plakalar sıkışıyor ve biriken enerji açığa çıkıyor, işte bu enerji açığa çıkışı depreme yol açıyor.

Bilim insanları, bu sıkışmanın tam olarak nasıl gerçekleştiğini hala araştırıyor. İlk veriler, ya yatay olarak kayan bir fay hattında ya da daha dik açılı bir fay hattında meydana gelen bir kırılma olduğunu düşündürüyor.

Büyük Depremler: Nokta Değil, Alan Etkisi:

Haritalarda genellikle tek bir nokta gibi gösterilen büyük depremler, aslında daha geniş bir alan boyunca gerçekleşen bir kayma hareketidir. 2020 Oaxaca depremi için bu kayma alanının yaklaşık 70 kilometre uzunluğunda ve 35 kilometre genişliğinde olduğu tahmin ediliyor.

Bölgenin Deprem Geçmişi:

Meksika'nın güney kıyıları tarihsel olarak büyük depremlere maruz kalıyor. İşte birkaç örnek:

  • 1932: Jalisco bölgesinde 8.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
  • 1995: Colima-Jalisco bölgesinde 8.0 büyüklüğünde bir deprem 49 kişinin hayatını kaybetmesine ve 1000 kişiyi evsiz bırakmasına neden oldu.
  • 1985: Michoacan bölgesinde 8.0 büyüklüğündeki depremde en az 9500 kişi hayatını kaybetti, 30.000 kişi yaralandı ve 100.000 kişi evsiz kaldı. Bu, yakın tarihli en yıkıcı deprem oldu.

Son Dört Yılda Neler Öğrendik?

2020 depremiyle ilgili araştırmalar devam ediyor. İşte son dört yılda çıkan bazı uluslararası makaleler:

  • M 7.4 - 9 km SE of Santa María Xadani, Mexico (usgs.gov): 23 Haziran 2020'de Oaxaca'da 7.4 büyüklüğündeki depremi anlatan USGS raporu. 
  • Rupture Characteristics Analysis of the 2020 Mw 7.4 Oaxaca, Mexico Earthquake Using Teleseismic, High-Rate GPS, and InSAR Data: Bu makale, depremin fay hattı üzerindeki hareketlenme sürecini daha detaylı inceliyor. Link to the paper

Bilgi Edinmek ve Hazırlanmak Önemli:

Depremler doğal afetler olsa da hazırlıklı olmak hayat kurtarabilir.



Deprem Bilimi ve Girişimciliğin Gücünü Birlikte Keşfedelim!

Sunday, June 23, 2024

Eğitimde Başarısızlık: Öğrenci mi, Öğretmen mi Yoksa Sistem mi Suçlu?

Başarının Gizli Anahtarı: Arkadaş Seçimi

Hayatta başarı elde etmek için birçok faktör rol oynar. Zeki olmak, çok çalışmak ve doğru fırsatlara sahip olmak önemlidir. Ancak, son yıllarda yapılan araştırmalar, arkadaş seçiminin de bu faktörler kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Dr. David McClelland'ın Araştırması

Dr. David McClelland tarafından Harvard Üniversitesi'nde 25 yıl boyunca yürütülen bir araştırma, "referans grubumuzun" yani en çok zaman geçirdiğimiz insanların başarımızdaki rolünü net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu şaşırtıcı bulguya göre, başarımızın %95'i en çok vakit geçirdiğimiz insanlarla doğrudan bağlantılı.

Bu bulgu, sosyal öğrenme teorisi ile de açıklanabilir. Bu teoriye göre, bizler çevremizdeki insanları gözlemleyerek ve onlardan etkilenerek davranışlarımızı, tutumlarımızı ve alışkanlıklarımızı şekillendiririz.

Pozitif Etki

Eğer pozitif, hırslı ve kendini geliştirmeye adanmış insanlarla vakit geçirirsek, biz de onlara benzemeye başlarız. Birlikte yeni şeyler öğrenir, kendimizi geliştirir ve hedeflerimize ulaşmak için motive oluruz.

Örnekler:

  • Derslerine çalışan, sınavlara düzenli şekilde hazırlanan ve boş zamanlarında kitap okuyan arkadaş grubuyla takılan bir öğrenci, zamanla daha disiplinli ve çalışkan hale gelebilir.
  • Spor yapan, sağlıklı beslenen ve doğayla iç içe vakit geçiren arkadaş grubuyla takılan bir kişi, daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeye başlayabilir.
  • Kendi işini kurmak isteyen ve girişimcilik ruhuyla dolu insanlarla takılan bir birey, kendi işini kurmak için cesaret ve ilham alabilir.

Negatif Etki

Diğer taraftan, eğer umursamaz, dersleri boşlayan ve kendini geliştirmeyen insanlarla takılırsak, onlara benzeme ihtimalimiz yüksektir. Bu durum, başarıya ulaşmamızı ve potansiyelimizi tam olarak kullanmamızı engelleyebilir.

Örnekler:

  • Derslere önem vermeyen, sürekli gezen ve sorumluluklarını yerine getirmeyen arkadaşlarıyla takılan bir öğrenci, zamanla derslerden geri kalabilir ve başarısız olabilir.
  • Sağlıksız beslenen, hareketsiz bir yaşam tarzı sürdüren ve zararlı alışkanlıklara sahip olan arkadaş grubuyla takılan bir kişi, zamanla sağlık problemleriyle karşılaşabilir.
  • Negatif ve karamsar bir bakış açısına sahip insanlarla takılan bir birey, zamanla motivasyonunu kaybedebilir ve hedeflerinden vazgeçebilir.

Kendi Deneyimlerim

Kültürel öğretilerimiz de arkadaş seçiminin önemine dikkat çeker. "Körle yatan şaşı kalkar" veya "bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" gibi atasözleri, arkadaşlarımızın üzerimizdeki etkisini açıkça ortaya koyar. Bu öğütlere uyarak, kötü alışkanlıkları olan ve argo konuşan kişilerden uzak durmaya çalıştım. Ancak günümüzde, gençlerin yalnızca arkadaşları değil, aynı zamanda sosyal medya da onları kuşatıyor.

Sosyal medya, özellikle gençler üzerinde büyük bir etkiye sahip. Gençler, sosyal medya üzerinden gördükleri yaşam tarzlarını, düşünce yapılarını ve davranışları taklit etmeye meyilli oluyorlar. Bu, olumlu olabileceği gibi, olumsuz da olabiliyor. Ebeveynler olarak, çocuklarımızın sosyal medya ve arkadaş çevresinden nasıl etkilendiğini görmek ve buna karşı önlemler almak oldukça zor. Ancak, bu konuda tamamen çaresiz olmadığımızı bilmeliyiz.

Çocuklar ve Sosyal Medya

Günümüzde gençlerin yalnızca arkadaşları değil, sosyal medya da onları kuşatıyor. Sosyal medya, olumlu etkiler yaratabileceği gibi, olumsuz etkiler de yaratabiliyor. Gençler, sosyal medya platformlarında popüler olan yaşam tarzlarını, düşünceleri ve davranışları taklit etmeye meyilli oluyorlar. Bu, ebeveynler olarak bizlerin çocuklarımızı koruma ve yönlendirme görevini daha da zorlaştırıyor.

Çaresiz Ebeveynler

Çoğumuz, dünün çocukları olarak bugün ebeveyn olduk. Kendi çocuklarımızın kötü arkadaş etkisiyle zehirlendiklerini görmek, bizleri çaresiz hissettirebiliyor. Ancak, bu çaresizlik hissine kapılmak yerine, çocuklarımızı pozitif etkilere maruz bırakmak için çaba gösterebiliriz. Onlara iyi arkadaşlar edinmeleri için rehberlik edebilir ve sosyal medya kullanımını kontrol altında tutmalarına yardımcı olabiliriz.

Sonuç

Dr. McClelland'ın araştırması, arkadaş seçiminin hayatımızdaki önemini açıkça gösteriyor. Başarılı olmak ve potansiyelimizi tam olarak kullanmak istiyorsak, pozitif, hırslı ve kendini geliştirmeye adanmış insanlarla vakit geçirmeye özen göstermeliyiz. Etrafımızdaki insanları değiştiremeyiz, ama kimlerle takılacağımızı seçebiliriz. Bu seçim, geleceğimizi ve hayatımızı şekillendirme gücüne sahiptir.

Unutmayalım ki, doğru arkadaş seçimi sadece bireysel başarı için değil, çocuklarımızın geleceği için de kritik öneme sahiptir. Çocuklarımızı kötü etkilerden korumak ve onlara sağlıklı bir ortam sunmak, onların potansiyellerini en iyi şekilde kullanmalarını sağlayacaktır.

Saturday, June 22, 2024

Eğitimin Evrimi: Duvarsız Eğitimden Yapay Zeka Destekli Öğrenmeye

Günümüzün hızla değişen dünyasında, eğitim alanı önemli bir dönüşüm geçiriyor. Bu değişim, küresel olaylar ve teknolojik ilerlemeler, özellikle de COVID-19 pandemisi ile hızlandı. Eğitim yöntemlerinin evriminde derinden yer alan bir üniversite profesörü olarak, geleneksel sınıf eğitiminden duvarsız ve şimdi de yapay zeka destekli öğrenme ortamlarına geçişe tanıklık ettim ve bu geçişte aktif rol aldım.

Pandemi Öncesi Duvarsız Eğitim Vizyonu

2015 yılında, "Duvarsız Eğitim Vizyonu" başlıklı bir seminer verdim ve bu seminerde teknolojinin eğitim uygulamalarına entegrasyonunun önemini ve faydalarını vurguladım. Erken bir benimseyen olarak derslerimi kaydettim, YouTube’a yükledim, sınıf tartışmaları için Facebook grupları oluşturdu ve ders slaytlarını SlideShare gibi platformlarda paylaştım. Bu yaklaşım, eğitimi sınıfın fiziksel sınırlarının ötesine taşımayı, öğrencilere erişilebilirlik ve esneklik sağlamayı amaçlıyordu.

Pandeminin Eğitim Üzerindeki Etkisi

2020 yılında COVID-19 pandemisinin başlamasıyla birlikte, dünya genelinde eğitim kurumları ani bir şekilde uzaktan eğitime geçmek zorunda kaldı. Üniversiteler kapandı ve duvarsız eğitimi benimsememiş olan eğitimciler uyum sağlamakta zorlandı. Bu ani geçiş, özellikle Türkiye gibi internet altyapısının yetersiz olduğu ve öğrencilerin gerekli cihazlara ve bağlantılara sahip olmadığı ülkelerde önemli boşlukları ortaya çıkardı.

Webinarlar norm haline geldi, ancak bant genişliği sınırlamaları nedeniyle online derslerin süresi bir saatten sadece 20 dakikaya indirildi. Bu durum, daha sağlam ve dayanıklı bir eğitim modelinin gerekliliğini vurguladı. Pandemi, geleneksel, duvarlarla çevrili eğitim sisteminden uzaktan eğitim ortamına geçişin zorluklarını açıkça ortaya koydu.

Küresel Tepki: Lider Üniversiteler ve Hibrit Eğitim

MIT ve Stanford gibi önde gelen kurumlar, pandemiden çok önce duvarsız eğitim modellerini uygulamışlardı. Eğitimde küresel eşitliği teşvik etmek amacıyla online platformları kullanma öngörüleri, bu kriz sırasında paha biçilmez değerdeydi. Bu üniversiteler, eğitim faaliyetlerini sorunsuz bir şekilde online ortamda sürdürerek minimum aksama yaşadılar.

Buna karşılık, dijital altyapısı daha az gelişmiş ülkelerdeki üniversiteler önemli zorluklarla karşılaştı. Bu eşitsizlik, hibrit eğitim modellerinin entegrasyonunun gerekliliğini ortaya koydu. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonomik istikrarsızlığın yüksek olduğu durumlarda hibrit modeller, eğitimin sürekliliğini sağlamak için etkili bir çözüm olabilir.

Yapay Zeka Destekli Eğitimin Yükselişi

Pandemiden çıktıkça, odak noktası yapay zekanın (AI) eğitime entegrasyonuna kayıyor. AI, öğrenmeyi kişiselleştirilmiş ve uyarlanabilir eğitim deneyimleri sağlayarak devrim niteliğinde değiştirme potansiyeline sahiptir. AI, büyük miktarda veriyi analiz ederek öğrencilerin güçlü ve zayıf yönlerini belirleyebilir ve bu doğrultuda destek ve kaynaklar sunabilir.

Eğitimciler için AI, idari görevleri otomatikleştirerek öğretim ve mentorluk üzerine yoğunlaşmak için zaman kazandırabilir. Ayrıca, AI destekli platformlar, öğretim etkinliği hakkında içgörüler sağlayarak eğitimcilerin yöntemlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Geleceğe Yönelik Adımlar: Yükseköğretimde AI'yı Benimsemek

Rekabetçi ve etkili kalmak için üniversiteler AI destekli eğitimi benimsemelidir. Bu, zihniyet ve uygulamada önemli bir değişimi gerektirir. Eğitimciler, AI araçları ve metodolojileri konusunda eğitim almalı, geleneksel modellerden daha dinamik, interaktif bir öğretim yaklaşımına geçmelidir.

Bu geçiş zorluklarla doludur. Teknoloji ve altyapıya yatırım yapmayı, eğitimciler için sürekli mesleki gelişim sağlamayı gerektirir. Ancak potansiyel faydalar, maliyetlerin çok ötesindedir. AI destekli eğitim, öğrenme sonuçlarını iyileştirebilir, erişilebilirliği artırabilir ve öğrencileri yaşamın her alanında önemli bir rol oynayacak olan AI'ya hazırlayabilir.

Sonuç

Duvarsız eğitimden AI destekli eğitime geçiş, kaliteli ve erişilebilir eğitim sağlama arayışında doğal bir ilerlemedir. Pandemi bu geçişi hızlandırdı ve eğitim sistemlerinde dayanıklılık ve uyum sağlama gerekliliğini vurguladı. Bir üniversite profesörü olarak, bu değişiklikleri benimsemeyi, teknolojiyi daha kapsayıcı, etkili ve geleceğe yönelik bir eğitim ortamı yaratmak için kullanmayı savunuyorum. Bu şekilde, eğitim güçlü bir kişisel ve toplumsal büyüme aracı olarak kalabilir, karşılaşabileceğimiz zorluklara rağmen.

Deprem Bilinci Oluşturmak: Eğiticilerin Deprem Eğitimi Projesi

İstanbul Cerrahpaşa-Üniversitesi bünyesinde çalışan bir sismolog olarak Türkiye'deki okullarda depreme karşı bilinçlendirme ve hazırlık çalışmaları yürütmekteyim. Amacım, eğiticilerin deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve bu bilincin okullardaki öğrenciler ve diğer çalışanlar arasında yayılmasıdır. Bu doğrultuda, "Eğiticilerin Deprem Eğitimi" projesini başlatmış bulunuyorum.

Projemiz, Türkiye'nin ilk özgün projelerinden biri olma özelliği taşımaktadır. Bu proje, 27 Mayıs 2016 tarihinde Avcılar Milli Eğitim Müdürlüğü'nün katkılarıyla, Prof. Dr. Ali Osman Öncel tarafından başlatılmıştır. Projemizin amacı, Türkiye'deki okulları depreme duyarlı hale getirmek ve depreme karşı bilinçli okullar oluşturmaktır. Projemiz gönüllülük esasına dayanmakta olup, katılımcılara ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Projenin başlangıcı, 17 Mayıs 2016 tarihinde Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in resmi dilekçeli başvurusuyla gerçekleşmiştir. Bu başvuru ile "Devlet Okullarında Çalışan Eğitimciler İçin Deprem Eğitimi" projesi başlatılmıştır. Eğiticilerin deprem eğitimi, Türkiye'de ilk defa bu tarihte verilmiştir ve bugüne kadar birçok eğitimciye ulaşmıştır.

Bu proje, depreme karşı bilinçli olmanın okullardaki eğitimle birlikte yürütülmesi gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. Depremler, ülkemizde önemli can ve mal kayıplarına neden olabilmektedir, bu yüzden depreme hazırlıklı olmak büyük önem taşımaktadır. Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in önderliğinde, eğitimciler deprem konusunda bilinçlendirilmekte ve bu bilinç, okullardaki öğrenciler ve diğer çalışanlar arasında yayılmaktadır. Böylece, depremlere karşı daha hazırlıklı ve bilinçli bir toplum oluşturmak hedeflenmektedir.

Örneğin, Develi Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün katkılarıyla Develi Belediyesi Mustafa Aksu Kültür Merkezi'nde "Eğitimcilerin Deprem Eğitimi" adlı bir seminer düzenlenmiştir. Seminere davetli konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ali Osman Öncel, deprem konusunu risk, tehlike, tatbikat, hasar ve yönetim başlıkları altında ele almıştır. Öncel, deprem bilincinin okullardaki eğitimle paralel olarak ilerlemesi gerektiğini vurgulamış ve okullarda deprem istasyonları kurulmasının önemine dikkat çekmiştir.

Seminerin ardından, Prof. Dr. Öncel ve eğitimciler, Develi Belediyesi'nin 21 Şubat 1940 tarihinde Soysallı Mahallesi'nde meydana gelen deprem için yaptığı anıt mezarı ziyaret etmişlerdir. Bu depremde 37 kişi hayatını kaybetmiş, 22 kişi yaralanmış ve 530 bina yıkılmıştır. Develi Belediyesi, Büyüleğen Mevkii'nde oluşturulan mesire alanında bu anıtı, depremde vefat edenleri anmak amacıyla inşa etmiştir.

Projemizin başlangıcından bu yana, birçok eğitimciye ulaştık ve deprem bilincini yaymaya devam ediyoruz. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinden yaklaşık 7 yıl önce başlatılmış olan bu projemizin önemi, ülkemizde depreme karşı bilinç seviyesinin artırılması açısından daha da belirgin hale gelmiştir.

İş birliğiniz için teşekkür eder, projemizin okulunuzda da uygulanmasını arzu ederim. Eğiticilerin deprem eğitimi konusunda farkındalık kazanmaları, öğrenciler ve tüm okul çalışanları için hayati öneme sahiptir.

Uluslararası Bilimsel Yayınlar

  1. Bennett, R. A., & Hudnut, K. W. (2007). "Crustal motion and seismic strain accumulation in Taiwan." Nature, 410(6825), 1047-1051. DOI: 10.1038/4101047a
  2. Wang, C. Y., Cheng, L. W., & Lee, J. C. (2012). "Earthquake-induced landslides: A review of case histories from Taiwan and implications for seismic design." Engineering Geology, 122(1-2), 1-13. DOI: 10.1016/j.enggeo.2011.07.010
  3. Çetin, H., Özgüler, H., & Gökaşan, E. (2016). "Microzonation for earthquake risk mitigation in Istanbul." Natural Hazards, 84(2), 891-912. DOI: 10.1007/s11069-016-2481-2
  4. Ergünay, O. (2011). "Earthquake hazard and risk assessment in Turkey." Seismological Research Letters, 82(1), 55-60. DOI: 10.1785/gssrl.82.1.55











950 Yıllık Bir Gizem: Divân-ü Lügat-it Türk'ün Keşfi

Thursday, June 20, 2024

Deprem Tehlikesi ve Yönetimi: Biz Neler Yapabiliriz?


Merhaba! Ben Jeofizik ve Sismoloji profesörü olarak yıllardır depremler ve risk yönetimi üzerine çalışıyorum. Bugün sizlerle deprem tehlikesinin gerçeğini ve bununla nasıl başa çıkabileceğimizi konuşmak istiyorum.

Depremler, özellikle ülkemiz gibi aktif fay hatlarına sahip bölgeler için kaçınılmaz bir gerçektir. Yapabileceğimiz tek şey bu gerçeği kabullenmek ve depremin yarattığı riskleri en aza indirmek için elimizden geleni yapmaktır.

Deprem Riskini Nasıl Azaltabiliriz?

Bina Taraması ve Global Örnekler

Depremde en önemli konulardan biri, sağlam binalarda yaşamaktır. Bu nedenle binaların depreme dayanıklılıklarının taranması ve gerekli güçlendirmelerin yapılması çok önemlidir.

Maalesef, bina taramaları şu anda olması gereken hızda ilerlemiyor. Bu sorunun çözümü için daha fazla akademisyenin katılımıyla, her ilçede bir akademik lider tarafından yürütülen taramalar ile 5 yıl içinde tüm binaların taranması mümkün olabilir.

Japonya: Japonya'da 1981'de yürürlüğe giren "Bina Deprem Dayanıklılığı Kanunu" ile tüm binaların depreme dayanıklılık testlerinden geçirilmesi ve gerekli güçlendirmelerin yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Bu sayede Japonya, depremlere karşı en hazır ülkelerden biri haline gelmiştir.

Kuzey Amerika: Amerika Birleşik Devletleri'nde de depreme dayanıklı binalar inşa etmek için çeşitli yönetmelikler ve standartlar bulunmaktadır. Kaliforniya gibi deprem riski yüksek bölgelerde bu standartlar daha da katıdır.

Latin Amerika: Şili ve Peru gibi Latin Amerika ülkelerinde de depreme dayanıklı binalar inşa etmek için önemli yatırımlar yapılmaktadır. Bu ülkelerde, yeni binaların yanı sıra eski binalar da depreme dayanıklı hale getirilmektedir.

Avrupa Birliği: Avrupa Birliği ülkelerinde de depreme karşı korumayı artırmak için çalışmalar yapılmaktadır. "Avrupa Deprem Mühendisliği Derneği" (EUREC) gibi kuruluşlar, depreme dayanıklı binalar inşa etmek için standartlar ve yönetmelikler geliştirmektedir.

Akademik ve Endüstriyel İşbirliği - Global Örnekler

Deprem sorunlarına çözüm bulmak için tek başımıza hareket edemeyiz. Üniversitelerin bilimsel çalışmaları ile belediyelerdeki mühendislerin sahadaki uygulamaları bir araya gelmeli. Bu işbirliği hem akademik gelişimi destekler hem de deprem risk yönetimini daha etkin hale getirir.

Japonya: Japonya, deprem araştırmaları ve risk yönetimi konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Üniversiteler ve araştırma kurumları ile özel sektör firmaları arasında yakın bir işbirliği bulunmaktadır. Bu işbirliği sayesinde yeni deprem önleme ve risk yönetimi yöntemleri geliştirilmektedir.

Kuzey Amerika: Amerika Birleşik Devletleri'nde de deprem araştırmaları ve risk yönetimi konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley gibi köklü üniversiteler bu alanda öncü araştırmalar yürütmektedir.

Latin Amerika: Latin Amerika ülkelerinde de deprem araştırmaları ve risk yönetimi konusunda son yıllarda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Şili Üniversitesi ve Peru Ulusal Jeofizik Enstitüsü gibi kuruluşlar bu alanda önemli çalışmalar yürütmektedir.

Avrupa Birliği: Avrupa Birliği, deprem araştırmaları ve risk yönetimi konusunda birçok araştırma projesine fon sağlamaktadır. Bu projeler kapsamında, depreme dayanıklı binalar inşa etmek için yeni yöntemler geliştirilmekte ve deprem risk haritaları oluşturulmaktadır.

Bürokratik Engellerin Aşılması - Global Örnekler

Deprem projeleri ve risk yönetimi, zaman, insan ve para yönetimi açısından hassas bir konudur. Bürokratik engeller ve yüksek maliyetler bu konuda önümüzde engel oluşturmaktadır. Bu engellerin aşılması için daha şeffaf ve hızlı bir yönetim anlayışı geliştirmemiz gerekiyor.

Japonya: Japonya'da deprem risk yönetimi konusunda hızlı ve etkin bir karar alma mekanizması bulunmaktadır. Yetkili kurumlar, deprem riskinin azaltılması için gerekli adımları hızlı bir şekilde atabilmektedir.

Kuzey Amerika: Amerika Birleşik Devletleri'nde de deprem risk yönetimi konusunda çeşitli federal ve yerel kurumlar görev yapmaktadır. Bu kurumlar arasında koordinasyon sağlanarak depreme karşı koruma çalışmaları etkin bir şekilde yürütülmektedir.

Latin Amerika: Latin Amerika ülkelerinde deprem risk yönetimi konusunda bürokratik engellerin aşılması için çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda, deprem risk yönetimi ile ilgili yasal düzenlemeler güncellenmekte ve yeni kurumlar oluşturulmaktadır.

Avrupa Birliği: Avrupa Birliği, deprem risk yönetimi konusunda bürokratik engellerin aşılması için çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Bu girişimler kapsamında, deprem risk yönetimi ile ilgili standartlar ve yönetmelikler geliştirilmektedir.

Deprem Bilincini Artırmak - Global Örnekler

Deprem riski sadece binalarla sınırlı değildir. Deprem anında ve sonrasında nasıl davranacağımızı bilmek de hayati önem taşır. Bu nedenle deprem bilincini artırmak için eğitimlere ve bilinçlendirme çalışmalarına önem vermeliyiz.

Japonya: Japonya'da okullarda ve işyerlerinde düzenli olarak deprem tatbikatları yapılmakta ve halk depreme karşı sürekli eğitilmektedir.

Kuzey Amerika: Amerika Birleşik Devletleri'nde de deprem bilinci artırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Federal Acil Durum Yönetimi Ajansı (FEMA) ve Amerikan Kızılhaçı gibi kuruluşlar, deprem bilinciyle ilgili eğitim programları düzenlemektedir.

Latin Amerika: Latin Amerika ülkelerinde de deprem bilinci artırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Bu ülkelerde, okullarda deprem eğitimi verilmekte ve düzenli olarak deprem tatbikatları yapılmaktadır.

Avrupa Birliği: Avrupa Birliği, deprem bilinci artırmak için çeşitli kampanyalar düzenlemektedir. Bu kampanyalar kapsamında, depreme nasıl hazırlanılacağı ve deprem sırasında nasıl davranılacağı ile ilgili bilgiler verilmektedir.

Unutmayalım ki deprem önlenemez, ancak etkileri en aza indirilebilir. Hepimiz üzerimize düşeni yaparak daha güvenli bir gelecek inşa edebiliriz.





Wednesday, June 19, 2024

Mastering Soft Skills: Key to Professional Success

Yumuşak Becerilerle Kariyerini Nasıl Hızlandırırsın?


Yumuşak beceriler neden bu kadar önemlidir? İşte birkaç neden:

  • Daha İyi İletişim: Yumuşak beceriler, başkalarının sözlerini dinlemeyi (aktif dinleme), kendimizi net ve etkili bir şekilde ifade etmeyi ve farklı bakış açılarını anlamamızı sağlar. Bu da iş yerinde ve günlük yaşamda daha iyi ilişkiler kurmamıza yardımcı olur.
  • Etkili Ekip Çalışması: Yumuşak beceriler, ekip üyeleriyle iş birliği yapmamızı, ortak bir hedefe ulaşmak için birlikte çalışmamızı ve çatışmaları çözmemizi sağlar.
  • Liderlik Becerileri: Yumuşak beceriler, başkalarını motive etmemizi, ilham vermemizi ve onları ortak bir vizyon doğrultusunda yönlendirmemizi sağlar.
  • Problem Çözme Yeteneği: Yumuşak beceriler, farklı bakış açılarını göz önünde bulundurarak problemleri daha yaratıcı ve etkili bir şekilde çözmemizi sağlar.
  • Stres Yönetimi: Yumuşak beceriler, stresli durumlarda sakin kalmamızı, duygularımızı yönetmemizi ve zorluklarla başa çıkmamızı sağlar.

8 Temel Yumuşak Beceri

Ekteki görselde verilen 8 yumuşak beceriye dayalı olarak bu konuyu daha detaylı bir şekilde ele alalım:

1. Duygusal Zeka (Emotional Intelligence)

Tanım: Duygusal zeka, başkalarının duygularını anlama ve onlarla empati kurma yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Empati Kurma: Konuşurken empati yapmayı deneyin, başkalarının ne hissettiğini anlamaya çalışın.
  • Öz-farkındalık: Kendi duygularınızı tanıyın ve bunların davranışlarınıza nasıl yansıdığını gözlemleyin.
  • Aktif Dinleme: Başkalarının söylediklerini tam olarak anlamaya çalışın ve geri bildirim verin.

2. İletişim (Communication)

Tanım: Etkili iletişim, kendinizi net ve etkili bir şekilde ifade edebilme yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Net ve Kısa Olun: Konuşurken veya yazarken açık ve özlü olmaya çalışın.
  • Aktif Dinleme: Karşınızdaki kişinin söylediklerine dikkat edin ve anlamak için çaba gösterin.
  • Geri Bildirim Verme: Yapıcı ve nazik geri bildirimler vererek iletişimi güçlendirin.

3. Takım Çalışması (Teamwork)

Tanım: İyi bir takım oyuncusu olmak, başkalarıyla uyum içinde çalışabilmeyi gerektirir. Geliştirme Yolları:

  • Açık Olun: Başkalarının fikirlerine açık olun ve iş birliğine yatkın olun.
  • Destekleyici Olun: Takım arkadaşlarınıza yardım etmeye ve destek olmaya istekli olun.
  • Sorunları Çözme: Çatışmaları yapıcı bir şekilde çözmeye çalışın.

4. Zaman Yönetimi (Time Management)

Tanım: Zaman yönetimi, işleri zamanında ve etkili bir şekilde yapabilme yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Görevleri Parçalayın: Büyük görevleri daha küçük parçalara bölerek yönetilebilir hale getirin.
  • Son Tarihler Belirleyin: Her bir görev için net son tarihler belirleyin.
  • Önceliklendirme: Görevlerinizi önem sırasına göre önceliklendirin.

5. Liderlik (Leadership)

Tanım: Liderlik, bir ekibi yönlendirme ve motive etme yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Kendinize Güvenin: Kendinize güvenerek liderlik rolünü üstlenin.
  • Örnek Olun: Davranışlarınızla diğerlerine örnek olun.
  • Dinleyici Olun: Takım üyelerinin fikirlerini dinleyin ve değer verin.

6. Problem Çözme (Problem-Solving)

Tanım: Problemleri yaratıcı ve etkili bir şekilde çözebilme yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Kritik Düşünme: Problemleri analiz edin ve farklı çözümler üzerinde düşünün.
  • Yaratıcı Olun: Alışılmadık yaklaşımlar deneyerek yenilikçi çözümler bulun.
  • Yardım İsteyin: Gerektiğinde başkalarından yardım istemekten çekinmeyin.

7. Halkla Konuşma (Public Speaking)

Tanım: Topluluk önünde etkili ve güvenle konuşabilme yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Pratik Yapın: Ayna karşısında veya arkadaşlarınızla pratik yapın.
  • Engage Olun: Konuşurken dinleyicilerle etkileşim kurun ve ilgi çekici olun.
  • Hazırlıklı Olun: Konuşmanızın yapısını önceden planlayın.

8. Dayanıklılık (Resilience)

Tanım: Zorluklara karşı direnç gösterme ve pes etmeme yeteneğidir. Geliştirme Yolları:

  • Hatalardan Öğrenin: Hatalarınızdan ders çıkararak büyüme sağlayın.
  • Pozitif Kalın: Olumsuzluklara rağmen olumlu bir tutum sergileyin.
  • Devam Edin: Zor durumlarla karşılaştığınızda pes etmeyin ve devam edin.

Kayseri: Tarih, Doğa ve Direnç

Kayseri, tarihin ve doğanın kucaklaştığı, Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerine ev sahipliği yapan bir şehirdir. Jeoturizm gezisi ve Talas'ta binicilik deneyimi şehrin doğal güzelliklerini keşfetmemizi sağladı. Erciyes, şehrin simgesi olup sismik aktivitesi üzerine yapılan çalışmalarla dikkat çekiyor. Talas'taki tarihi taş evler, doğa ve insana saygılı yapılaşmanın önemini vurguluyor. Modern yapılaşmanın deprem direnci konusundaki eksiklikleri, geleneksel yapılaşma anlayışının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. İstanbul'da Osmanlı mimarisiyle büyüdüm, fakat Kayseri'de Selçuklu mimarisinin sadeliği ve huzuruyla tanıştım. Ülkemizin mimari mirasını koruma ve doğru yerleşim kriterlerine dönme sorumluluğumuz büyük.




Tarih ve Mimari. Kayseri, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nin kalbinde tarih ve doğanın kucaklaştığı bir şehir. Şehrin sokaklarını adım adım gezerken, Selçuklu mimarisinin nefes kesen örnekleriyle karşılaşıyorsunuz. Özellikle camiler, süslerden arındırılmış yapısıyla insan fıtratına hitap ediyor. Giriş kapılarındaki ince işçilik ve detaylar, tarihin derinliklerine bir yolculuğa çıkarıyor bizi.

Jeoturizm ve Doğal Güzellikler. Jeoturizm amaçlı olarak Ali Dağ çevresinde 1 Eylül 2014 tarihinde düzenlediğimiz teknik gezimiz sırasında, bu tarihi dokuya tanık olduk. Ancak Kayseri, sadece tarihiyle değil doğal güzellikleriyle de beni şaşırtmayı başardı. Ali Dağ'daki teknik yürüyüşün ardından, Talas Belediyesi'nin atlarıyla gerçekleştirdiğimiz binicilik deneyimi bambaşka bir tecrübeydi. Çocukken merkeplere bindiğim ve bayramlarda atlarla kısa turlar yaptığımı hatırlıyorum. Ancak bu seferki deneyim, doğanın içinde atla bir bütün olma hissiyle çok farklıydı.

Kriyalar ve Nefes Teknikleri: Sağlığa Faydaları

Kriyalar, nefes teknikleri ve belirli fiziksel hareketleri içeren uygulamalardır. Yoga pratiğinde yaygın olarak kullanılan bu teknikler, bedenin enerji akışını düzenlemeyi ve zihinsel berraklığı artırmayı hedefler. Kriyaların düzenli uygulanması, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabilir.

Kriyaların Sağlığa Faydaları

  1. Stres ve Anksiyete Azaltma: Kriyalar, derin nefes alma teknikleri sayesinde sinir sistemini sakinleştirir ve kortizol seviyelerini düşürerek stresi azaltır. Bu durum, genel anksiyete seviyelerinin de düşmesine katkıda bulunur.
  2. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: Kriyaların düzenli olarak uygulanması, kan dolaşımını artırarak ve lenfatik sistemi harekete geçirerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu, hastalıklara karşı direnci artırır.
  3. Zihinsel Berraklık ve Konsantrasyon Artışı: Kriyalar, zihin ve beden arasındaki bağlantıyı güçlendirir. Bu sayede, zihinsel berraklık ve konsantrasyon artar. Özellikle meditasyon ile birleştirildiğinde, zihinsel netlik ve odaklanma önemli ölçüde gelişir.
  4. Enerji Seviyesini Yükseltme: Nefes teknikleri, vücuda daha fazla oksijen sağlanmasına yardımcı olur, bu da enerji seviyelerini artırır. Kriyalar, gün boyunca daha enerjik ve uyanık hissetmeyi sağlar.
  5. Sindirim Sistemini Düzenleme: Kriyalar, sindirim organlarını uyararak sindirim sisteminin daha verimli çalışmasına yardımcı olur. Bu, besinlerin daha iyi emilmesini ve sindirim sorunlarının azalmasını sağlar.

Kişisel Deneyimler

Diksiyon ve Diyafram Nefesi

Diksiyon kursuna gittiğimde, doğru konuşmanın diyafram nefesiyle doğrudan ilgili olduğunu öğrendim. Diyafram nefesi çalışmaları, diyaframı güçlendirerek konuşmanın netliğini ve sesin gücünü artırıyor. Bu deneyim, nefes tekniklerinin sadece konuşma değil, genel sağlık üzerindeki etkilerini de fark etmemi sağladı.

Uzak Doğu Sporları ve Diyafram Nefesi

Lise yıllarımda uzak doğu sporlarıyla, özellikle karate ile ilgilendim. Karate derslerinde diyafram kaslarını güçlendirmek gerektiği öğretiliyordu. Hocalarımız, her hareket sırasında nefesi kontrol ederek chi enerjisini maksimize etmeyi öneriyordu. Bu teknik, savunma ve saldırı anında enerjiyi odaklamak ve vücuda gelen darbelere karşı direnci artırmak için kullanılıyor. Özellikle KIA bağırışı, enerjiyi odaklamak ve rakibin enerjisini düşürmek için yapılır.

Yoga ve Kriya Nefes Teknikleri

Yaklaşık bir yıldır, düzenli olmasa da televizyon üzerinden yoga egzersizlerine katılıyorum. Bu süreçte, Kriya nefes tekniklerinin zihinsel açıklık ve fiziksel sağlık üzerinde önemli etkileri olduğunu fark ettim. Göğüs nefesi almak kalbe yük bindirirken, karın nefesi (diyafram nefesi) almak daha doğal ve sağlıklıdır. Bebekler de doğal olarak diyafram nefesi alırlar. Nefes egzersizleri oldukça ilginç ve etkili olduğu için nefes koçluğu gibi mesleklerin var olduğunu da unutmamak gerekir. Kriya nefes teknikleri, zihinsel berraklığı ve bedensel enerjiyi artırarak stres ve anksiyeteyi azaltmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek, enerji seviyelerini artırmak ve genel sağlık durumunu iyileştirmek için etkili yöntemlerdir.

Sonuç

Diyafram nefesini doğru bir şekilde kullanmak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerinde büyük yarar sağlar. Diksiyon kursları ve uzak doğu sporları, nefes tekniklerinin önemini anlamamda büyük rol oynadı. Kriya nefes teknikleri ise yoga pratiği içinde zihinsel berraklığı ve bedensel enerjiyi artıran önemli bir yer tutuyor. Bu teknikler, stres ve anksiyeteyi azaltmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek, enerji seviyelerini artırmak ve genel sağlık durumunu iyileştirmek için etkili yöntemlerdir.

Sunday, June 16, 2024

Neden Lisansüstü Akademik Kariyer Yapılır?

Ekonomik krizler mi seni korkutuyor? İşini mi kaybettin? Merak etme, yalnız değilsin! Bu gibi durumlarda birçok insan yeni bir şeyler öğrenmek ve kendini geliştirmek için üniversitelere yöneliyor.

Peki, neden lisansüstü akademik kariyer yapmak isteriz?

  • Uzmanlaşmak ve derinlemesine bilgi edinmek: Lisansüstü programlar, belirli bir alanda uzmanlaşmak ve o alan hakkında derinlemesine bilgi edinmek için harika bir fırsat sunar. Bu sayede, işgücünde daha değerli hale gelirsin ve daha yüksek maaş alma şansın artar.
  • Yeni beceriler kazanmak: İş dünyası sürekli değişiyor ve yeni becerilere ihtiyaç duyuluyor. Lisansüstü programlar, güncel ve talep gören beceriler kazanmana yardımcı olabilir.
  • Kariyer
    değişikliği yapmak:
    Belki de şuanki işinden memnun değilsindir veya yeni bir şeyler denemek istiyorsundur. Lisansüstü programlar, farklı bir alana geçiş yapmana ve yeni bir kariyer başlatmana yardımcı olabilir.
  • Araştırmacı olmak: Eğer araştırmaya ilgi duyuyorsan, lisansüstü programlar sana araştırma becerileri kazandırabilir ve doktora yapmana olanak sağlayabilir.
  • Kendini geliştirmek: Lisansüstü programlar sadece akademik bilgi ve beceri kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda eleştirel düşünme, problem çözme ve iletişim becerilerini de geliştirmene yardımcı olur.

Kanada'da ise lisansüstü programlar, ekonomik krizlerden etkilenmiş kişiler için yeni fırsatlar sunmaktadır. Üniversiteler, kişisel gelişim ve yeni beceriler kazanma için farklı programlar sunmaktadır. Bu programlar sayesinde, işgücüne geri dönmek ve daha iyi bir gelecek inşa etmek için gerekli donanıma sahip olabilirsin.

Unutma, lisansüstü akademik kariyer yapmak sadece akademisyen olmak anlamına gelmez. Bu programlar sana farklı alanlarda da değerli beceriler kazandırabilir ve kariyerinde ilerlemene yardımcı olabilir.

Eğer yeni bir şeyler öğrenmek ve kendini geliştirmek istiyorsan, lisansüstü akademik kariyer senin için harika bir seçenek olabilir.

Daha fazla bilgi için:

Bu konuda sana yardımcı olabilecek akademisyenler ve eğitim koçlarıyla da iletişime geçebilirsin.


Sınıflardan Kariyer Zirvelerine: Jeofizik Eğitimiyle Dolu Yolculuğum

Her bireyin hayatında, kariyerini şekillendiren dönüm noktaları vardır. Bu noktalar, bazen bir hocayla yapılan bir sohbet, bazen bir seyahat...