Slip (kayma) depremler ve creep (sünme) alanları nedir?
Slip depremler, fay hatları boyunca ani bir hareketle gerçekleşen ve sismik dalgalar üreten depremlerdir. Bu depremler, fay hattı üzerinde biriken gerilimin ani bir şekilde serbest kalması sonucu oluşur ve genellikle büyük ve yıkıcı olabilirler.
Creep alanları ise fay hatları boyunca yavaş ve sürekli bir hareketin meydana geldiği bölgelerdir. Bu alanlarda, fay boyunca kayma yavaş ve istikrarlıdır, bu nedenle genellikle sismik dalgalar üretmezler veya çok küçük sismik aktiviteye neden olurlar.
Creep alanları büyük depremlere neden olabilir mi?
Creep alanları normalde büyük depremlere neden olmaz, çünkü hareketleri yavaştır ve sürekli olarak enerjiyi serbest bırakırlar. Ancak bazı durumlarda, creep alanları üzerinde yeterli stres birikmesi veya diğer jeofizik koşullar altında bu alanlar kırılgan hale gelebilir ve büyük bir depreme yol açabilirler. Özellikle creep alanlarının çevresindeki bölgelerde gerilimin birikmesi, büyük depremler için potansiyel bir risk oluşturabilir.
Bunu biraz daha açabilir misiniz?
Creep alanlarında sıvı birikmesi veya fay hattının belirli bölgelerinde gerilimin artması gibi durumlar, fay hattı üzerindeki stresi artırabilir. Bu stres artışı, creep hareketini durdurabilir ve fay hattının belirli bir noktada ani bir kırılmaya yol açmasına neden olabilir. Bu durumda büyük bir deprem meydana gelebilir. Dolayısıyla, creep alanlarını tamamen güvenli veya büyük deprem riski taşımayan bölgeler olarak değerlendirmek doğru değildir. Örneğin, creep alanları boyunca meydana gelen küçük kaymalar, çevresel gerilimi başka yerlere aktarabilir ve bu da büyük depremleri tetikleyebilir.
Peki bu bilgiler ışığında, büyük depremleri daha iyi tahmin etmek için ne yapabiliriz?
Bilimsel çalışmalar, creep alanlarının davranışlarını ve kırılganlık özelliklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu çalışmalar, creep ile ani kırılmalar arasındaki ilişkiyi anlamaya yönelik araştırmalar içerir. Gelecekteki büyük depremleri daha iyi tahmin edebilmek için, fay hatları boyunca yer hareketlerinin sürekli olarak izlenmesi ve bu hareketlerin modellerle analiz edilmesi gereklidir. Ayrıca, jeofiziksel ve jeokimyasal verilerin toplanması ve analiz edilmesi, fay hatlarının davranışlarını anlamada önemli bir rol oynar. Bu tür bilgiler, risk altındaki bölgelerde erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesine ve önlemlerin alınmasına yardımcı olabilir.
Güney Peru-Kuzey Şili Subduksiyon Bölgesinde Yavaş Kayma Olaylarına Dair Kanıtlar Var mı?
Evet, (@cokejaragomez)Jara ve diğerlerinin yaptığı araştırmada, jeodetik gürültüde gizlenmiş küçük olaylar keşfedildi. Bu olayların nasıl tespit edildiği ve karakterize edildiği hakkında daha fazla bilgi edinmek için şu makaleyi inceleyebilirsiniz:
https://seismica.library.mcgill.ca/article/view/980
Araştırmacılar, Güney Peru-Kuzey Şili subduksiyon bölgesinde jeodetik gürültüde gizlenmiş küçük olaylar buldular. Bu olaylar, "Yavaş Kayma Olayları" (SSE) olarak adlandırılmaktadır. Araştırma, SSE'lerin küme halinde meydana geldiğini ve bazen depremler tarafından takip edildiğini gösteriyor.
SSE'ler, tektonik plakalar birbirinin altına gömülürken kademeli olarak kayma hareketiyle gerçekleşen jeolojik olaylardır. Bu olaylar, genellikle geleneksel sismograflar tarafından tespit edilemeyecek kadar küçük ve sarsıntısızdır. Jara ve diğerlerinin yaptığı araştırma, SSE'leri tespit etmek için yeni bir yöntem kullanıyor ve bu sayede bu olaylar hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlıyor.
SSE'lerin depremlerle ilişkisi olup olmadığı hala tam olarak anlaşılmış değil. Bazı araştırmacılar, SSE'lerin stresi biriktirerek depremlere yol açabileceğine inanırken, diğerleri SSE'lerin depremleri önleyebileceğine inanıyor. Bu konudaki araştırmalar devam etmektedir.
Bu konuyla ilgili laymanlar için faydalı olabilecek bazı kaynaklar önerebilir misiniz?
Tabii ki. Aşağıda, bu konuyla ilgili layman tonlu bazı YouTube videoları ve bilimsel makaleler bulabilirsiniz:
YouTube Videoları:
Bilimsel Makaleler:
- Bürgmann, R., & Segall, P. (2000). The physical basis of rate-dependent friction. Reviews of Geophysics, 38(3), 359-383.
- Rutter, E. H., & Dieterich, J. H. (1989). The role of fault roughness in slip instability. Geophysical Research Letters, 16(11), 1221-1224.
- Scholz, C. H. (1998). Earthquakes and friction laws. Nature, 391(6662), 37-42.
- Jara, J., Jolivet, R., Socquet, A., et al. (2023). Detection of slow slip events along the southern Peru-northern Chile subduction zone. ESS Open Archive. https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/feart.2021.788054.
No comments:
Post a Comment