Wednesday, June 12, 2024

Cahit Çoruh'un Hayatı ve Başarıları

Cahit Çoruh, Türkiye'nin yetiştirdiği önemli değerlerden biridir. 1945 Van depremlerini unutamayan Çoruh, o zamanlar henüz 4 yaşındaydı. İlköğretimini Van'da tamamladıktan sonra, babasının elektrikçi olması nedeniyle Elektrik Mühendisi olmayı hayal etti. Ancak, Van'da bu hayalini gerçekleştirebileceği bir lise bulamayınca, Kabataş Erkek Lisesi'nin sınavlarına girdi ve kazandı. Fakat yatılı öğrenci olarak kabul edilmedi. Bu yüzden, Van Yüksek Öğretim Yurdu'nda kaldı ve her gün uzun mesafeler kat ederek okula gidip geldi.

Zehra Bali'nin Önemli Katkısı: Kabataş Erkek Lisesi'nde Jeoloji dersinden 4.5 not alarak moralini bozan Çoruh, aslında çok yüksek bir başarı göstermişti. Jeoloji dersinin hocası, okulun bahçesinde büstü olan efsane öğretmenlerden Zeria Bali'ydi. Zeria Bali, derste hiç kimsenin bugüne kadar bu kadar yüksek not almadığını belirtti ve herkesin merakla beklediği an geldiğinde, bu öğrencinin Cahit Çoruh olduğunu açıkladı. Zeria Bali, Çoruh'un başarısını fark ederek ona ne olmak istediğini sordu. Çoruh, Elektrik Mühendisi olmak istediğini söyledi ancak Zeria Bali, onun Yerbilimleri ve Jeoloji bilimine yönelmesini arzu etti. Çoruh ise fizik, matematik ve mühendislikle ilgili bir alanda kariyer yapmak istediğini belirtti.

Yatılı Öğrenci Olma Süreci:Zeria Bali, Çoruh'un yatılı öğrenci olmadığını fark edince hemen müdürün odasına gitti ve müdüre, "Tabii ki bir yatak daha ekleyebiliriz," dedirterek Çoruh'un yatılı kalmasını sağladı. Daha sonra, Zehra Bali tahtaya "Jeofizik = Jeoloji + Fizik + Matematik" yazdı ve bu bölümün Çoruh için uygun olduğunu söyledi. Çoruh, "Bana 12 defa hayır diyen müdüre hayır dedirtemeyen bir hocaya ben de hayır diyemedim," diyerek bu teklifi kabul etti. Böylece, Çoruh'un jeofizik macerası başlamış oldu.

Uluslararası Jeofizik Yılı ve Zehra Bali'nin Bilgisi: Yıllar sonra, jeofizik alanında çalışmak üzere Amerika'ya gittiğinde, lise öğretmeni ve Jeoloji hocası Zehra Bali'nin jeofizikten nasıl haberdar olduğunu merak edenler oldu. Çoruh, 1957 yılının Uluslararası Jeofizik Yılı olduğunu ve Zehra Bali'nin bu toplantılara katıldığını düşündü. Bu, bir öğretmenin bilime olan ilgisinin ve öğrencisinin geleceğini şekillendirecek yönlendirmeler yapmasının harika bir örneğiydi.


İstanbul Üniversitesi'nde Eğitim ve Einstein'ın Tavsiyesi: Cahit Çoruh, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü'nden mezun oldu. Aldığı eğitimin kalitesini sıkça vurgulayan Çoruh, üniversitede çalışan Yahudi ve Japon asıllı bilim insanlarının kendisinde derin izler bıraktığını belirtti. Özellikle, fizik derslerinin bugün MIT'de gördüğümüz uygulamalı eğitim tarzında verildiğini söyledi. Eğitiminin yüksek seviyede olmasının arkasında yatan sebeplerden biri olarak, Einstein'ın Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e yazdığı mektubu gösterdi. Einstein, bu mektupta Türkiye'ye 40 bilim insanının ismini tavsiye etmiş ve onların Türkiye'ye gelmesi halinde ülkenin bilimsel olarak büyük ilerlemeler kaydedeceğini belirtmişti. Cahit Çoruh, bu 40 bilim insanından dört tanesinden ders almış.

Einstein'ın Tavsiyesi ve İstanbul Üniversitesi'nin Başarısı: Çoruh, Einstein'ın tavsiyesiyle Türkiye'ye gelen bu yetkin bilim insanlarının, İstanbul Üniversitesi'nin dünya sıralamasında nasıl yükseldiğini açıklamak için şöyle dedi: "1930-1937 yılları arasında üniversitelerin dünya sıralamasına bakın, İstanbul Üniversitesi Oxford Üniversitesi'nden sonra ikinci sırada yer alıyordu." Bu başarı, Türkiye'ye gelen bilim insanlarının yüksek yayın kapasitesine ve üretkenliklerine bağlıydı. Bu dönemde Türkiye'ye gelen beyin göçünün incelenmesinin önemini vurguladı.

Ortak Noktalar ve Efsane Hocalar: Cahit Çoruh'un ilginç bir başka noktası da, 1963 İstanbul Üniversitesi mezunu olması ve 1989 yılında mezun olan benimle arasında 36 yıl olmasına rağmen aynı Genel Jeoloji hocası, Mehmet Akartuna'dan ders almış olmamızdır. Mehmet Akartuna, efsane hocalarımızdan biriydi ve Allah rahmet eylesin, kendisini tanıdığım için çok şanslıyım.

Eğitim Felsefesi ve Öğretim Deneyimleri: Cahit Çoruh'un hayatı, bir film senaryosuna konu olacak kadar ilginç ve zengin. Ancak burada her detayı anlatmam mümkün değil. Eğitim üzerine yaptığı değerlendirmeler gerçekten dikkat çekici. Cahit Çoruh gibi ben de yurtdışında öğretim üyeliği yaptım ve orada geçerli olan genel felsefe "başarısız öğrenci yoktur, başarısız öğretici vardır." Türkiye'de sıkça duyduğumuz "sıfırcı hoca" tipi öğretim üyeleri yurtdışında bulunmaz. Çoruh'un kendi ifadesiyle, öğretim üyeliğinin ilk yıllarında başarı notlarını astığında bir meslektaşı gelip onu uyardı: "Sen ne yaptın böyle, sadece dört kişi mi dersi geçti? Öyleyse bu senin aleyhine çünkü sen öğretememişsin." Bu vurgu önemli çünkü "ne ekersen onu biçersin" sözü gereği, öğretim üyeleri olarak öğrencilerimizin başarısı bizim öğretimdeki performansımızı gösterir.

Cahit Çoruh, yıllar sonra sınıftaki öğrencilerin anlama kapasitelerinin aynı olmadığını fark etti. Ders sırasında tüm öğrencilere aynı şekilde dersi öğretemeyeceğini, çünkü bazı öğrencilerin derste, bazılarının ise ders sonrası birkaç saat çalışarak dersi anlayabileceğini vurguladı. Eğitim deneyimi sonucunda, "derste öğretmeyi değil, nasıl öğreneceklerini öğretmenin daha önemli" olduğunu anladığını belirtti. Bu nedenle, "derste ne anlatırsam bir süre sonra unutulacak, bu yüzden dersin amaçları kapsamında nasıl öğreneceklerini öğretmeliyim" hedefiyle hareket etmeye başladı.

Eğitim uygulaması olarak, ilk derste "ilk vize soruları ve bu sorular için referans kaynak listesi", "final soruları ve final sorularının çözümü için referans kaynak listesi" vererek, ilk dersten son derse kadar "öğrenmeyi öğretmeyi" hedefleyen bir süreç başlattı. Böylece, öğrencilerin nasıl öğrenmeleri gerektiğini öğrenmelerini sağlamaya çalıştı.

Kapanış ve Sağlık Dilekleri: Cahit Çoruh'un seminerinden bazı noktaları vurgulamaya çalıştım. Anlattığı her kelime ve yaşam deneyimi çok önemliydi. Umarım kendi romanını yazar çünkü dinlerken içim kıpır kıpır oldu; sürekli arayış, ilerleme ve değişim peşinde koşan bir bilim insanının serüveniydi. Seminer sonrası, 20 yıl önce satın aldığım kitabını kendisine imzalattım. Bu kitap, yanımda üç kıta dolaştı ve başucu eserim oldu. Cahit Çoruh'a her soru sorduğumda, akademik kariyerimin başında hep yanıt aldım. Onu yıllardır uzaktan takip ettim ve örnek aldım. Kendisine sağlık diliyorum.

Cahit Çoruh'un Başlıca Yayınları

  1. Çoruh, C., & Aydin, A. (1983). Reflection seismic stratigraphy and depositional history of Mesozoic and Cenozoic sediments in the Blake Plateau Basin. Geological Society of America Bulletin, 94(5), 640-654.

  2. Çoruh, C., & Costain, J. K. (1983). Geophysical well-log analyses and seismic modeling of lower Paleozoic rocks in the Valley and Ridge province, Virginia and West Virginia, USA. Geophysics, 48(9), 1283-1295.

  3. Çoruh, C., Costain, J. K., & Denning, P. D. (1984). Deep crustal structure and seismic stratigraphy of the Appalachian Plateau and Valley and Ridge provinces from COCORP profiles in Pennsylvania, West Virginia, and Ohio. Geological Society of America Bulletin, 95(6), 738-754

Zeria Bali: Kabataş Lisesi’nin İlham Veren Jeoloji Öğretmeni

Zeria Bali, İstanbul'da doğmuş ve büyümüş, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde jeoloji eğitimi almış bir öğretmendir. Eğitim hayatını tamamladıktan sonra, Kabataş Erkek Lisesi’nde jeoloji öğretmeni olarak uzun yıllar görev yapmıştır.

Öğrencileri arasında sevilen ve saygı duyulan Bali, disiplinli, dürüst ve yardımsever kişiliğiyle tanınırdı. En büyük başarılarından biri, dünya çapında ünlü jeofizikçi Prof. Dr. Cahit Çoruh’u keşfetmesi ve onu jeofizik alanına yönlendirmesidir.

Zeria Bali, hayatının 33 yılını öğrencilerine adamış, eğitim vakfına bağışladığı evinde kiracı olarak yaşamış ve her ay kirasını ödemiştir. Bu özverili tutumu, onun öğretmenlik mesleğine olan bağlılığını ve yardımseverliğini göstermektedir.

Caddebostan’daki evinde uykusunda yaşamını yitiren Bali, Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Beylerbeyi Küplüce Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Öğrencileri, onu hatırladıkları güzel anılarla uğurlamıştır.

Kabataş Lisesi bahçesine 2001 yılında yapılan büstü, Zeria Bali’nin anısını yaşatmakta ve onun eğitim dünyasına yaptığı katkıları onurlandırmaktadır.

Kabataş Erkek Liseliler Derneği Yönetim Kurulu, Zeria Bali'yi aramızdan ayrılışının 11. yılında minnet, saygı ve rahmetle anarak, "UNUTMUYORUZ" diyerek şu sözleri paylaşmıştır:

O bir öğretmendi. Ömrünün 33 yılını öğrencilerine bağışladı. Yetmedi! Evini 22 yıl öğretmenlik yaptığı Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı’na bağışladı. Yetmedi! Vakfa bağışladığı evinde kiracı olarak oturdu, Her ay kirasını ödedi. O bir öğretmendi!

Saygılarımızla, Kabataş Erkek Liseliler Derneği Yönetim Kurulu  Kaynak: Hürriyet


No comments:

Post a Comment