Umberto Eco'nun Devasa Kütüphanesi ve Kitaplara Bakış Açısı

Umberto Eco, 50.000 kitaptan oluşan devasa kütüphanesiyle bilinen bir yazardı. Peki, bu kadar çok kitapla ne yapıyordu? Bugün, Eco'nun kütüphaneye ve kitaplara bakış açısını layman tonuyla inceleyeceğiz.

Kitapları Tüketmek Değil, Beslemek

Eco'ya göre, satın aldığınız tüm kitapları okumanız gerektiğine inanmak saçmaydı. Tıpkı her kullandığınızda yeni çatal bıçak almamanız gibi, her okuduğunuz kitap bittiğinde yenisini almanız da gerekmiyordu.

Eco, kitapları birer ilaç gibi görüyordu. Kendinizi iyi hissetmek istediğinizde, tıpkı bir ilaç dolabına gidip ihtiyacınız olan ilacı seçmeniz gibi, kütüphanenize gidip o an ihtiyacınız olan kitabı seçebilmeniz önemliydi. Bu nedenle, her zaman neyi besleyeceğinizi seçmeniz gerekiyordu.

Kitaplar Sadece Ürün Değildir

Eco, kitapları sadece tüketilecek ürünler olarak görenlere karşıydı. Ona göre kitaplar, okunup bir kenara atılacak şeyler değildi. Kitap sevenler bilirdi ki kitaplar, maddi bir maldan çok daha fazlasıydı. Kitaplar, bize yeni dünyalar açan, bakış açımızı genişleten ve bilgi hazinemizi zenginleştiren dostlarımızdı.

Eco'dan Alınacak Dersler

Eco'nun kütüphanesi ve kitaplara bakış açısı bize birçok şey öğretiyor:

• Çok sayıda kitap sahibi olmak, hepsini okumak anlamına gelmez. Önemli olan, ihtiyacınız olduğunda size doğru kitabı sunabilecek geniş bir yelpazeye sahip olmaktır.
• Kitaplar, tıpkı ilaçlar gibi, ihtiyacınız olduğunda size iyi hissetmenizi sağlayabilir. Kendinizi bunalmış veya stresli hissediyorsanız, kütüphanenize gidip size ilham verecek veya rahatlatacak bir kitap seçebilirsiniz.
• Kitaplar, sadece tüketilecek ürünler değil, değer verilecek ve beslenecek şeylerdir. Kitaplarınızın tozlanmaması için zaman ayırın, onları düzenli olarak okuyun ve onlarla ilgilenin.

Umberto Eco'nun devasa kütüphanesi ve kitaplara bakış açısı, kitap sevgisini ve okumanın önemini hatırlatıyor. Umarım bu yazı sizi de kitaplara daha fazla değer vermeye ve kütüphanenizi geliştirmeye teşvik etmiştir.