Friday, May 31, 2024

Farklı Regresyon Modellerinin Karşılaştırılması: Bir Eleştiri

Sakin Kalmak : Hayatın En Önemli Dersi


"Yaşamdan öğreneceğin en önemli konu, en kötü durumunda bile soğukkanlı kalmayı başarmış olmaktır."

Bu söz, basit ama güçlü bir mesaj içeriyor. Hayat her zaman kolay değildir. Zorluklar, engeller ve stresli durumlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır. Önemli olan bu durumlarda nasıl tepki verdiğimizdir.

Soğukkanlı kalmak, stresli bir durumda bile mantıklı ve rasyonel düşünmemizi sağlar. Bu sayede doğru kararlar verebilir ve en iyi çözümleri bulabiliriz.

Peki, nasıl sakin kalabiliriz?

Sakin Kalmak İçin İpuçları:

  • Derin Nefes Alın: Stresli bir durumda ilk yapmanız gereken şey derin nefes almaktır. Bu, beyninize sakinleşme sinyalleri gönderir ve kalp atış hızınızı düşürür.
  • Düşüncelerinizi Kontrol Edin: Olumsuz düşüncelere odaklanmak sizi daha da strese sokacaktır. Bunun yerine, sakinleşmenize yardımcı olacak olumlu düşüncelere odaklanmaya çalışın.
  • Ortamdan Uzaklaşın: Mümkünse, stresli ortamdan bir süre uzaklaşın. Bu, birkaç dakika yürüyüş yapmak veya sakin bir müzik dinlemek kadar basit olabilir.
  • Meditasyon veya Yoga Yapın: Meditasyon ve yoga, stresi azaltmak ve sakin kalmak için etkili yöntemlerdir.
  • Profesyonel Yardım Alın: Kendi başınıza sakin kalmakta zorlanıyorsanız, bir terapist veya psikologdan yardım alabilirsiniz.

Soğukkanlılığın Faydaları:

  • Daha iyi karar verme
  • Daha iyi problem çözme
  • Daha az stres ve kaygı
  • Daha yüksek üretkenlik
  • Daha iyi ilişkiler

Sonuç:

Soğukkanlı kalmak, hayatın her alanında size yardımcı olacak önemli bir beceridir. Bu beceriyi geliştirmek için çaba sarf ederek daha mutlu, daha sağlıklı ve daha başarılı bir yaşam sürebilirsiniz.

Görsel:

Görselde, "Yaşamdan öğreneceğin en önemli konu, en kötü durumunda bile soğukkanlı kalmayı başarmış olmaktır." yazısı yer alıyor. Bu yazı, sakin kalmanın önemini vurgulamaktadır.

Wednesday, May 29, 2024

Fatih Sultan Mehmet Döneminde Yerbilimleri: Keşifler ve Gelişmeler

Fatih Sultan Mehmet, sadece bir savaşçı ve fetihçi olarak değil, aynı zamanda bilime ve bilim insanlarına da büyük önem veren bir hükümdardı. Bu ilgi, yerbilimleri alanında da kendini göstermiş ve Fatih döneminde bu alanda önemli gelişmeler yaşanmıştır.

Keşifler:

Fatih'in himayesinde, birçok önemli coğrafi keşif yapılmıştır. Bu keşifler sayesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları genişlemiş ve dünya hakkındaki bilgilerimiz artmıştır.

  • Güneydoğu Asya: Fatih döneminde, Osmanlı denizcileri Güneydoğu Asya'ya kadar uzanan seferler düzenlemişlerdir. Bu seferler sayesinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun ticaret yolları genişlemiş ve bölgeyle olan ilişkileri güçlenmiştir.

  • Afrika: Fatih döneminde, Osmanlı denizcileri Afrika kıyılarına da seferler düzenlemişlerdir. Bu seferler sayesinde, Afrika coğrafyası hakkında önemli bilgiler edinilmiştir.

  • Karadeniz: Fatih döneminde, Karadeniz'e de seferler düzenlenmiş ve bu bölgedeki Osmanlı hakimiyeti pekiştirilmiştir.

Gelişmeler:

Fatih'in yerbilimlerine verdiği önem, sadece keşiflerle sınırlı kalmamıştır. Bu alanda bilimsel çalışmalar da teşvik edilmiştir.

  • Haritacılık: Fatih döneminde, önemli harita eserleri üretilmiştir. Bu haritalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarını ve coğrafi özelliklerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

  • Coğrafya: Fatih döneminde, coğrafya ile ilgili önemli eserler de yazılmıştır. Bu eserler, o dönemdeki dünya hakkındaki bilgileri yansıtması bakımından önemlidir.

  • Jeoloji: Fatih döneminde, jeoloji ile ilgili de bazı çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar, o dönemdeki yerbilimleri bilgimizi geliştirmeye katkıda bulunmuştur.

Fatih'in yerbilimlerine verdiği desteğin sonuçları:

Fatih'in yerbilimlerine verdiği destek, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu sayede, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları genişlemiş, ticaret yolları artmış ve dünya hakkındaki bilgilerimiz gelişmiştir. Fatih'in mirası, günümüzde de geçerliliğini korumakta ve bize bilimin ve eğitimin önemini hatırlatmaktadır.

Fatih'in yerbilimleri alanına katkılarının bazı somut örnekleri:

  • Güneydoğu Asya'ya seferler düzenlenmesi ve bu bölgeyle olan ilişkilerin güçlendirilmesi.
  • Afrika kıyılarına seferler düzenlenmesi ve Afrika coğrafyası hakkında bilgi edinilmesi.
  • Karadeniz'e seferler düzenlenmesi ve bu bölgedeki Osmanlı hakimiyetinin pekiştirilmesi.
  • Önemli harita eserlerinin üretilmesi.
  • Coğrafya ile ilgili önemli eserlerin yazılması.
  • Jeoloji ile ilgili bazı çalışmaların yapılması.

Fatih Sultan Mehmet, sadece bir savaşçı ve fetihçi değil, aynı zamanda bilimin ve aydınlanmanın da bir öncüsüdür. Onun mirası, bize bilimin ve eğitimin önemini hatırlatmakta ve daha aydınlık bir gelecek için ilham vermektedir.








Tuesday, May 28, 2024

Duvarları Yıkıp Eğitimi Yenileme: Columbia Deneyimi!

 


Deprem Odaklı Şehirler ve Eşit Sigorta: Güvende Olmak Hakkımız!

Deprem, doğal afetler arasında en yıkıcı olanlardan biridir. Can kayıplarına ve maddi hasara yol açarak toplumları derinden etkileyebilir. Bu yıkıcı etkiyi en aza indirmek için depreme karşı hazırlıklı olmak ve sağlam binalar inşa etmek hayati önem taşır. Deprem odaklı şehir planlaması ve deprem sigortası da bu hazırlıkların önemli bir parçasını oluşturur.

Deprem Odaklı Şehirlerde Bilinçli Yaşam

Deprem odaklı planlama, bir şehrin depreme dayanıklı bir şekilde inşa edilmesine ve geliştirilmesine odaklanan bir yaklaşımdır. Bu planlamada, zemin etütleri, yapı yönetmelikleri, acil durum planları ve kentsel dönüşüm gibi unsurlar göz önünde bulundurulur. Deprem odaklı şehirlerde yaşayan insanlar, binalarının depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu bilirler ve olası bir depremde ne gibi riskler taşıdıklarının farkındadırlar.

Bu bilinç, deprem sigortası açısından da önemli bir rol oynar. Deprem sigortası yaptırmak, depremde meydana gelebilecek maddi hasarı karşılamak için bir güvencedir. Deprem odaklı şehirlerde, binaların depreme karşı dayanıklılığına göre değişen risk değerlendirmeleri yapılır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, sigorta primleri de değişkenlik gösterir. Depremde yıkılma riski yüksek olan zemin veya binada oturan kişiler, yaşarken daha yüksek sigorta primi öderler.

Plansız Şehirlerde Eşitsizlik ve Belirsizlik

Plansız şehirlerde ise durum tam tersi. Bu şehirlerde binaların depreme karşı dayanıklılıkları genellikle bilinmez. Zemin etütleri yapılmamış, yapı yönetmeliklerine uyulmamış ve kentsel dönüşüm çalışmaları yeterince yaygınlaşmamış olabilir. Bu nedenle, plansız şehirlerde yaşayan insanlar, binalarının depremde ne kadar risk taşıdığının farkında olmayabilirler.

Bu bilinç eksikliği, deprem sigortası yaptırma konusunda da bir engel teşkil eder. Plansız şehirlerde deprem sigortası genellikle sabit bir prim üzerinden hesaplanır. Bu durum, depreme karşı dayanıklı binalarda yaşayan kişiler için haksız bir yük oluştururken, riskli binalarda yaşayan kişilerin sigorta yaptırma teşvikini azaltır.

Eşitliğe Doğru Bir Adım: Dinamik Risk Değerlendirmesi

Deprem sigortası sisteminin plansız şehirlerde yaşayan insanlar için de adil ve eşitlikçi bir şekilde işlemesi için, dinamik risk değerlendirme sisteminin yaygınlaştırılması önemlidir. Bu sistemde, binaların depreme karşı dayanıklılığı, zemin etütleri ve diğer risk faktörleri göz önünde bulundurularak sigorta primleri belirlenir. Bu sayede, depreme karşı dayanıklı binalarda yaşayan kişiler daha düşük, riskli binalarda yaşayan kişiler ise daha yüksek sigorta primi öderler.

Deprem odaklı şehir planlaması ve dinamik risk değerlendirme sisteminin birlikte uygulanmasıyla, deprem sigortası plansız şehirlerde yaşayan insanlar için de bir güvence aracı haline gelebilir. Bu sayede, depreme karşı bilinç ve farkındalık artabilir, riskler azaltılabilir ve daha güvenli bir toplum inşa edilebilir.

Sonuç

Deprem, her zaman bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkacaktır. Önemli olan bu tehdide karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almaktır. Deprem odaklı şehir planlaması ve dinamik risk değerlendirme sistemi gibi araçlar, deprem sigortasını daha adil ve eşitlikçi bir hale getirerek bu hazırlık sürecine katkıda bulunabilir.





EK

Bazı Ülkelerde Uygulanan Deprem Sigortası Modelleri:

  • Türkiye (DASK): Zorunlu bir devlet sigortası sistemidir. Konut binalarını ve ticari binaları kapsar. Temel bir teminat sunar ve isteğe bağlı olarak ek teminatlar yaptırılabilir.
  • Japonya (JEI): Zorunlu bir devlet sigortası sistemidir. Konut binalarını ve ticari binaları kapsar. Temel bir teminat sunar ve isteğe bağlı olarak ek teminatlar yaptırılabilir.
  • Amerika Birleşik Devletleri: Özel sigorta şirketleri tarafından sunulan bir sigorta türüdür. Konut binalarını, ticari binaları ve altyapı tesislerini kapsayabilir. Sigortanın kapsamı ve primleri sigorta şirketine göre değişiklik gösterir.
  • Yeni Zelanda: Özel sigorta şirketleri tarafından sunulan bir sigorta türüdür. Konut binalarını, ticari binaları ve tarımsal ürünleri kapsayabilir. Zorunlu sigorta seçeneği de mevcuttur.
  • Kaliforniya (CEA): Kaliforniya eyaletinde özel sigorta şirketleri ve kamu iş birliğiyle sunulan bir sigorta türüdür. Konut binalarını kapsar. Temel bir teminat sunar ve isteğe bağlı olarak ek teminatlar yaptırılabilir.

Monday, May 27, 2024

Marmara'da Yaşanan Depremin Ardındaki Gerçekler

Bugün sizlere son depremler ve deprem gerçeği üzerine değerli bir söyleşi sunuyorum. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa'da öğretim üyesi olarak görev yapan Profesör Doktor Ali Osman Öncel'in katılımıyla gerçekleşen bu röportaj, depremlerin sadece tesadüf olmadığını, coğrafyamızın tektonik gerilme sisteminin aktif durumunu ve deprem riskini detaylı bir şekilde ele alıyor. Dün akşam Marmara'da meydana gelen ve İstanbul'da da hissedilen 3.8 büyüklüğündeki depremin ardından bu konunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Giriş: Bu önemli söyleşi, izleyicilere son depremlerin anlamını anlamak için bir fırsat sunuyor. Depremlerin sadece küçük olmadığı, orta büyüklükteki depremlerin bile yoğun nüfuslu bölgelerde ciddi endişe yarattığını öğreniyoruz.

Depremler ve Uyarı Sinyalleri: İstanbul ve Marmara çevresindeki korkunun, büyük depremler öncesi bir uyarı anlamına geldiğini keşfedin. Avrupa Deprem Ajansı'nın uyarıcı bir aplikasyonu üzerinden vatandaşların depremleri hissetmesi ve rapor etmesi, önemli bir ihbar ve duyum kaynağı haline geliyor.

Öncü Depremler ve Anormal Davranışlar: Prof. Dr. Ali Osman Öncel, öncü deprem kavramını açıklıyor ve Türkiye'deki geçmişteki öncü depremlere dair bilgileri paylaşıyor. Özellikle 1995 Dinar depremi öncesinde yaşananlar, deprem öncesi uyarı sinyalleri konusunda bilgilendirici olabilir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Riskli Alanlar: Marmara bölgesini 20 farklı parçaya ayırarak inceleyen Prof. Dr. Ali Osman Öncel, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın öncesi ve sonrasındaki anomali olayları üzerinde duruyor. Bu, bölgenin karmaşıklığını ve riskli alanları belirleme sürecini anlamamıza yardımcı oluyor.

Büyük Depremleri Engelleyen Dirençli Yapılar: İzmit depreminin ardından oluşan Çınarcık Çukurluğu örneği üzerinden, büyük depremleri durduran dirençli yapıların rolünü öğreniyoruz. Ancak, bu dirençli yapıların da bir sona ereceğini ve kırılma noktalarının olabileceğini unutmamak önemlidir.

Güncel Deprem Risk Haritası ve Önemli Bilgiler: Söyleşinin devamında, güncel deprem risk haritasının önemi vurgulanıyor. Prof. Dr. Ali Osman Öncel, 6/2 Maraş depremi sonrasında elde edilen verilerle 11 ildeki duyarlı yerleri belirlemenin ve bu noktalara müdahalelerin ne kadar kritik olduğunu paylaşıyor.

Risk Yönetimi ve Önlemler: Depremlerin etkilerini minimize etmek adına yapılması gerekenler konuşuluyor. Riskli alanlardaki yapıların güçlendirilmesi, vatandaşların güvenli bölgelere taşınması ve önceden alınacak önlemlerin ekonomik ve insanî olarak büyük bir fayda sağlayabileceği vurgulanıyor.

Sonuç: Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in değerli katkılarıyla gerçekleşen bu söyleşi, depremlerle ilgili bilgi sahibi olmak ve önlem almak adına önemli bir kaynak niteliğindedir. Sizleri bu önemli söyleşiye davet ediyor, depremlerle ilgili farkındalığınızı artırmaya çağırıyorum.

Unutmayın, bilgi paylaştıkça çoğalır.

Sağlıklı günler dilerim.

Jeofizik Mühendisliği: Yeraltının Gizemlerini Çözen Genç Maceracılar!

Üniversite - Sektör İş Birliği: 10 Yıl Sonra Etkisini Tartışıyoruz!

Afet ve Çevre: Kirlenmenin Boyutları


5 Haziran Dünya Çevre Günü Yaklaşıyor! Kirlenmenin Boyutlarını Keşfedelim!
5 Haziran Dünya Çevre Günü yaklaşıyor ve bu özel günde, Nazif Gürdoğan hocamızla birlikte geçmiş yıllarda yaptığımız "Afet ve Çevre" başlıklı webinardan "Kirlenmenin Boyutları" konusunu tekrar gündeme getirmek istiyoruz.
Dünyamız, insan faaliyetleri sonucu büyük bir kirlilik tehdidi altında. Beşeri ve doğa kökenli afetler, bu tehdidin en somut sonuçları arasında yer alıyor. Bu webinarda, Nazif Gürdoğan hocamızla birlikte kirliliğin farklı boyutlarını inceledik ve afetlerin önlenmesi için neler yapılabileceğini konuştuk.
Webinar'da ele aldığımız bazı konular:
- Hava, su ve toprak kirliliğinin nedenleri ve etkileri
- Plastik kirliliğinin artan tehlikesi
- İklim değişikliği ve afetler arasındaki bağlantı
- Sürdürülebilirlik için neler yapabiliriz?
5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde siz de bu webinara katılarak kirliliğin boyutlarını keşfedebilir ve afetlerden korunmak için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Webinar'ı izlemek için: https://youtu.be/ExbnOhPn_QU
Birlikte daha temiz bir dünya için çalışalım!

Saturday, May 25, 2024

Bilim Felsefesinde Metafiziğin Rolü: Seyyid Hüseyin Nasr

S.H. Nasr'ın Türkiye'deki tanınmasına MAVERA Dergisi'nin ve kurucularında Prof.Dr. Nazif Gürdoğan'ın önemli bir katkısı olmuştur. Dergi, Nasr'ın eserlerini Türkçeye çevirerek ve onun fikirlerini tanıtarak, geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamıştır.

Nasr'ın Türkçe'ye çevrilen ilk kitabı "İnsan ve Tabiat"'tır. Bu kitap, Nasr'ın geleneksel İslam düşüncesindeki insan ve doğa arasındaki ilişkiye dair bakış açısını sunmaktadır. Kitap, Türk okurları arasında büyük ilgi görmüş ve Nasr'ın fikirlerine olan ilgiyi artırmıştır.

Nasr'ın eserlerinin diğer önemli çevirileri arasında "İslam'ın Kalbi", "Modern Dünyada Geleneksel İslam" ve "Kutsal Bilim İhtiyacı" yer almaktadır. Bu eserler, İslam felsefesi, tasavvuf ve İslam medeniyetinin diğer yönleri hakkında derinlemesine bilgiler sunmaktadır.

Nasr'ın eserleri, Türk düşünce dünyasında önemli bir etki yaratmıştır. Onun fikirleri, İslam'a ve geleneksel değerlere olan ilgiyi artırmıştır. Nasr, günümüzde de Türkiye'de okunan ve saygı duyulan önemli bir İslam alimi olarak kabul edilmektedir.

Nabi Avcı'nın Nasr'ın eserlerini Türkçeye kazandırması da bu bağlamda önemli bir rol oynamıştır. Avcı'nın çevirileri, Nasr'ın fikirlerini Türk okurları için daha erişilebilir hale getirmiştir.

Sonuç olarak, S.H. Nasr'ın Türkiye'deki tanınmasında MAVERA Dergisi ve Nabi Avcı'nın önemli bir katkısı olmuştur. Nasr'ın eserleri, Türk düşünce dünyasında önemli bir etki yaratmış ve İslam'a ve geleneksel değerlere olan ilgiyi artırmıştır.


Seyyid Hüseyin Nasr, günümüzün önde gelen düşünürlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kendisiyle tanışmadan önce pek fazla bilgim yoktu, ancak Türk düşünür Nazif Gürdoğan hocamızın kanalı sayesinde onu daha yakından tanıma fırsatım oldu. Özellikle YouTube'da izlediğim videoları ve verdiği röportajlar beni derinden etkiledi. Nasr'ın MIT jeofizik biliminde lisans ve doktora uzmanlığı, İslam'ı anlatma biçimi ve konuşma tonlaması beni büyüledi.

Ne yazık ki bugün İstanbul'da AKM'de yapılacak olan konferansına katılamadım, ancak internet üzerinden izleme şansım oldu. Çok eski yıllarda yapılmış bir konuşmasının metnini Türkçeye çevirdim ve bu çeviriyle gençlere Nasr'ı tanıtmaya katkı sağlamayı umuyorum. Kendisinin İslam'ı anlatma tarzı, duruşu ve vücut dili gerçekten dikkat çekiciydi. Ayrıca, İslam hakkında merak ve endişesi olanlara verdiği cevaplarla da rahatlık ve konuşma yumuşaklığıyla da beni etkiledi.

Röportajı dinlerken, Nasr'ın sözleriyle kalpten kalbe bir iletişim kurduğumu hissettim. İslam'ı merak edenlere nasıl anlatılması gerektiği konusunda onun akıcı İngilizcesinden ve verdiği cevaplardan öğrenecek çok şeyimiz var. Özellikle, Kuran'da geçen "yumuşak konuş, belki kalbi yumuşar" ayetini hatırlatması da benim için önemliydi.

Seyyid Hüseyin Nasr'ın daha fazla insan tarafından tanınmasını, okunmasını ve dinlenmesini diliyorum. İhtiyacımız olan şey, Asr-ı idrakine uygun bir şekilde İslam'ı anlatmak ve anlaşılmasına katkı sağlamaktır. Nasr'ın bu konudaki ustalığı bize ilham ve rehberlik sunuyor.

Nasr'ın Konuşmasından Öğrendiğimiz Dersler:

  • İslam'ı anlatırken yumuşak ve saygılı bir dil kullanmak önemlidir.
  • İslam'ın evrensel mesajını, farklı inançlara sahip insanlara da hitap edecek şekilde aktarmak gerekir.
  • Kuran ve hadislerin ışığında, İslam'a dair güncel ve doğru bilgiler sunmak önemlidir.
  • İslam'ın sadece bir din değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunu vurgulamak gerekir.

Seyyid Hüseyin Nasr, İslam'ı anlamak ve yaşamak isteyenler için değerli bir rehberdir. Onun eserlerini okumanızı ve konuşmalarını dinlemenizi tavsiye ederim.

Yusuf'un 10 Yıllık Yolculuğu: Küçük Bir Çocuktan Başarılı Bir Gençliğe! ‍

Tuesday, May 21, 2024

Üniversite-Okul İşbirliği: Geleceğe Yönelik Yenilikçi Stratejiler

Yapay Zeka Devriminde Eğitimin Yeni Paradigması: Bilgiden Beceriye

Arsa Payı: Gayrimenkul Yatırımında Gücün Anahtarı

Tutku ve Sıkı Çalışma ile Zirveye Yüksel: "O Kadar Harika Ol ki Dünya Sana Seyirci Kalmaktan Başka Çaresi Kalmasın

Jeofizikçiler için Yeni Bir Araç: DEEPSOIL


Geçen gün Jeofizik Mühendisliği'nde çalışan bir meslektaşımla sohbet ederken heyecan verici bir keşif yaptı: DEEPSOIL adında bir yazılım! Bu program, yeraltının gizemlerini çözmek için jeofizikçilere inanılmaz bir araç sunuyor.

Tıpkı bir röntgen cihazı gibi DEEPSOIL de yeraltındaki kayaların ve toprağın katmanlarını görmemizi sağlıyor. Sismik dalgaları kullanarak bu katmanların özelliklerini belirliyor ve bize deprem riski, zemin sıvılaşması ve yeraltı suları gibi konularda kritik bilgiler sunuyor.

Meslektaşım, DEEPSOIL'in Jeofizik Mühendisliği lisans programına dahil edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu sayede öğrencilerimiz bu güçlü araçla tanışıp jeofizik problemlerini çözmede kullanmayı öğrenebilecekler.

DEEPSOIL'i denemek için sabırsızlanıyorum! Yazılımın üç tane de uygulamalı eğitimi var. Bu eğitimleri tamamlayan ve DEEPSOIL ile çalışan jeofizikçilerimizden webinarlar düzenlemelerini rica ediyorum. Bu sayede deneyimlerini ve bilgilerini diğer jeofizikçilerle paylaşabilirler.

DEEPSOIL, jeofizik araştırmalarında çığır açma potansiyeline sahip. Bu yazılımı keşfetmek ve jeofizik biliminin ufuklarını genişletmek için sabırsızlanıyorum!

Bir jeofizik mühendisi veya yerbilimci olarak, yeraltının gizemlerini çözmek için her türlü araca ihtiyacım var. Bu araçlardan biri de DEEPSOIL adlı bir yazılımdır. DEEPSOIL, tıpkı bir röntgen cihazı gibi, yeraltındaki kayaların ve toprağın katmanlarını görmemizi sağlayan güçlü bir araçtır.

DEEPSOIL nasıl çalışır? Bu yazılım, sismik dalgaları kullanarak yeraltındaki katmanların özelliklerini belirler. Sismik dalgalar, yeraltındaki kayalardan ve topraktan geçerken hız ve şekilleri değişir. DEEPSOIL, bu değişimleri analiz ederek yeraltındaki katmanların sertliğini, yoğunluğunu ve diğer özelliklerini belirler.

DEEPSOIL'in birçok faydası vardır. Bu yazılımı kullanarak şunları yapabiliriz:

  • Deprem riskini değerlendirmek: DEEPSOIL, yeraltındaki zeminlerin sismik dalgalara nasıl tepki verdiğini simüle ederek deprem sırasında binaların ve diğer altyapıların ne kadar sarsılacağını tahmin edebiliriz.
  • Zemin sıvılaşma potansiyelini belirlemek: Bazı zemin türleri, deprem sırasında sıvılaşabilir ve binaların çökmesine neden olabilir. DEEPSOIL, hangi zeminlerin sıvılaşma riski altında olduğunu belirlememize yardımcı olabilir.
  • Yeraltı sularını korumak: DEEPSOIL, yeraltı sularının akışını ve kontaminasyon riskini modellemek için kullanılabilir. Bu da yeraltı sularını korumak için daha iyi stratejiler geliştirmemize yardımcı olur.

DEEPSOIL, jeofizikçiler, jeoteknik mühendisler ve sismik risk değerlendiricileri tarafından yaygın olarak kullanılan bir yazılımdır. Bu yazılım, birçok bilimsel çalışmada da kullanılmıştır (Örnek: [1], [2]).

DEEPSOIL hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, lütfen bana sormaktan çekinmeyin. Bu yazılımı nasıl kullanabileceğinizi ve jeofizik araştırmalarınızda nasıl faydalanabileceğinizi size gösterebilirim.

Temel Referanslar:

  1. Shainline, C. G., & Rix, G. J. (2005). DEEPSOIL: A computer program for seismic analysis of deep soil deposits and embankments. Geotechnical Special Publication, 142, 61-82.**
  2. Olson, R. E., & Stafford, P. D. (2009). DEEPSOIL for Windows: User manual. Urbana, IL: Board of Trustees of the University of Illinois.Related Publications
Uygulama Çalışmaları:
  1. Musgrove, M., Harmon, J., Hashash, Y. M. A., Rathje, E. M. (2017). "Evaluation of the DEEPSOIL Software on the DesignSafe Cyberinfrastructure". Journal of Geotechnical and Geoenvironmental Engineering, Vol. 143, Issue 9.
  2. Groholski, D., Hashash, Y., Kim, B., Musgrove, M., Harmon, J., and Stewart, J. (2016). "Simplified Model for Small-Strain Nonlinearity and Strength in 1D Seismic Site Response Analysis". J. Geotech. Geoenviron. Eng., 10.1061/(ASCE)GT.1943-5606.0001496, 04016042.
  3. Hashash, Y.M.A., Phillips, C. and Groholski, D. (2010). "Recent advances in non-linear site response analysis", Fifth International Conference on Recent Advances in Geotechnical Earthquake Engineering and Soil Dynamics, Paper no. OSP 4.
  4. Phillips, C. and Hashash, Y.M.A. (2009). "Damping formulation for nonlinear 1D site response analyses". Soil Dynamics and Earthquake Engineering, v. 29 (2009) 1143–1158.
  5. Park, D. and Hashash, Y.M.A. (2004). "Soil damping formulation in nonlinear time domain site response analysis". Journal of Earthquake Engineering", v. 8, (2), 249-274.
  6. Hashash, Y.M.A. and Park D. (2002). "Viscous damping formulation and high-frequency components in deep deposits". Soil Dynamics and Earthquake Engineering", v. 22 (7), 611-624.
  7. Hashash, Y.M.A. and Park D. (2001). "Non-linear one-dimensional wave propagation in the Mississippi Embayment". Engineering Geology, v. 62 (1-3), 185-206.


Depremle Yaşamak: Liseliler İçin Temel Sismoloji Eğitimi


2016 yılında lise öğrencilerine "Temel Sismoloji Eğitimi" vermişsiniz ve "Stand Up Talking Show Tekniği" kullanarak öğrencileri diri tutmaya çalışmışsınız. Bu, oldukça yaratıcı ve etkili bir yöntem! Mobil konuşma denemesi ile her öğrenciyle göz teması kurmak ve hareketli bir şekilde sunum yapmak da ilgiyi canlı tutmak için harika fikirler.

Peki, 2016'dan 2024'e geldiğimizde Türkiye'de deprem bilinci ne durumda? Maalesef, 2016 yılından bu yana ülkemizde birçok yıkıcı deprem meydana geldi. Bu depremler, can kayıplarına ve maddi hasara yol açarak deprem bilincine olan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne serdi.

Deprem Eğitimi Neden Önemli?

Deprem eğitimi, deprem sırasında ve sonrasında ne yapmamız gerektiğini bilmemizi sağlayarak hayati önem taşır. Doğru bilgi ve bilinç, depremden kaynaklı riskleri azaltmada ve can kayıplarını önlemede kilit rol oynar.

Liselerde Deprem Eğitimi Neden Önemli?

Liseler, gençlerin deprem bilincini geliştirmek için en ideal ortamlardan biridir. Bu dönemdeki öğrenciler, bilgiyi daha kolay kavrayabilir ve bilinçli davranışlar geliştirmeye daha açık hale gelirler.

2016 Yılından Bugüne Değişen Bir Şey Var mı?

Evet, 2016 yılından bu yana deprem eğitimi konusunda bazı gelişmeler kaydedildi. AFAD ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çeşitli eğitim programları ve farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Fakat hala yapılması gereken çok şey var.

Sonuç Olarak:

Deprem eğitimi, her yaştan insan için önemlidir. Özellikle de lise öğrencilerine yönelik deprem eğitimi, gelecek nesillerin depreme karşı daha hazırlıklı olmalarını sağlayacaktır. 2016 yılından bu yana deprem bilincine dair bazı gelişmeler kaydedilse de, hala yapılması gereken çok şey var. Deprem eğitimine gereken önemi vererek, can kayıplarını ve maddi hasarı en aza indirmek hepimizin sorumluluğudur.






















Herkes İçin Deprem Eğitimi: Hayalden Gerçeğe!

Dünyanın birçok yerinde depremler, büyük yıkımlara ve can kayıplarına yol açabilen korkutucu bir doğal afet. Depremle mücadelede en önemli silahımız ise bilgi ve eğitim.

Düşünsenize, her öğrenci depremi yakından tanıyıp kendini nasıl koruyacağını öğreniyor, deprem bilincini anlatan filmler ve makaleler hazırlayarak farkındalık yaratıyor. Deprem anıtları geçmişteki afetleri hatırlatarak geleceğe daha güvenli bir şekilde ilerlememizi sağlıyor.

Bu hayalin gerçeğe dönüşmesi için hepimize görev düşüyor. Deprem eğitiminin önemini sevdiklerimizle paylaşarak, bu konuda farkındalık yaratabilir ve destekleyici yorumlar yaparak değişime katkıda bulunabiliriz.

Unutmayalım, depreme hazır olmak hepimizin görevi!

Sosyal medyanın gücünü kullanarak milyonlara ulaşabilir, deprem bilincini yaygınlaştırabilir ve daha güvenli bir dünya inşa edebiliriz.

Haydi, hep birlikte bu hayali gerçeğe dönüştürelim!


Deprem Farkındalık Eğitimi Projesi: 

Üniversite ve Liseler Bir Arada Depreme Hazır!



Merhaba! Ben bir üniversite öğretim üyesi olarak, depremin ülkemizin en önemli doğal afetlerinden biri olduğunun bilincindeyim. Bu nedenle, 2016 yılında üniversitemizde sismoloji dersi alan öğrencilerimle birlikte "Deprem Farkındalık Eğitimi Projesi"ni geliştirdik.

Neden Öğrencilerle Birlikte Çalıştık?

Zayıf bağlar teorisine inanıyorum. Bu teoriye göre, aramızdaki bağlantıların güçlü olmadığı kişilerle olan ilişkilerimiz, yeni fikirler ve fırsatlar bulmamıza yardımcı olabilir. Bu nedenle, projemde sismoloji dersi alan öğrencilerimin, mezun oldukları liseler ile bağlantı kurarak bu liseleri projemize dahil etmelerini teşvik ettim.

Projede Neler Yapıldı?

Projemiz kapsamında, farklı liselerde depreme karşı bilinçlendirme çalışmaları yürüttük ve öğrencilere deprem anında yapılması gerekenleri uygulamalı olarak öğrettik. Eğitimler sunumlar eşliğinde gerçekleştirildi ve öğrencilerimiz de bu sunumları resim ve videolar ile belgediler.

Öğrenciler Neler Kazandı?

Projenin en önemli faydalarından biri, öğrencilerimin sorumluluk alma ve deneyim kazanmaları oldu. Projede "moderatör" rolü üstlenen öğrencilerimiz, sunumları yönetme, soruları yanıtlama ve diğer öğrencilerle iletişim kurma gibi becerilerini geliştirdiler.

Ayrıca, öğrencilerim kamu kurumları ile işbirliği yapma ve evrak takibi konusunda deneyim kazandılar. Projemiz kapsamında, eğitim verdiğimiz liselerin müdürlüklerine dilekçeler gönderilerek, projenin kamu kurumları tarafından da desteklenmesi sağlandı.

Projenin Sonuçları Neler Oldu?

Deprem Farkındalık Eğitimi Projesi oldukça başarılı oldu. Proje kapsamında:

  • Farklı liselerde depreme karşı bilinçlendirme çalışmaları yürütülmüş ve öğrencilere deprem anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak öğretilmiştir.
  • Öğrencilere sorumluluk alma ve deneyim kazandırılmıştır.
  • Kamu kurumları ile işbirliği kültürünün geliştirilmesi sağlanmıştır.

Projenin Geleceği Nedir?

Deprem Farkındalık Eğitimi Projesi'ni daha fazla liseye ulaştırmayı ve online eğitim platformları da geliştirerek bu bilincin daha da yayılmasını sağlamayı planlıyoruz.

Sonuç Olarak:

Deprem Farkındalık Eğitimi Projesi, üniversite ve liselerin iş birliğiyle geliştirilen, öğrenci odaklı bir proje olması ve Weak Ties Theory ve Win-Win Strategy gibi yenilikçi prensiplerin kullanılması bakımından örnek teşkil eden bir projedir. Proje, liselerde depreme karşı bilinçlendirme çalışmaları yürütülmesi ve öğrencilere deprem anında yapılması gerekenleri öğretilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.

Bu projede yer alan tüm öğrencilerime ve emeği geçen herkese teşekkür etmek isterim.

Siz de depreme karşı bilinçlenmek ve sevdiklerinizi korumak için neler yapıyorsunuz? Yorumlarda paylaşmayı unutmayın!

Ve unutmayın:

Siz de mezun olduğunuz lisede birlikte deprem farkındalık etkinliği yaparak bu bilincin yayılmasına katkıda bulunabilirsiniz!

Hadi birlikte depreme hazır olalım!

Not: Bu blog yazısı, 2016 yılında üniversite ve liselerin iş birliğiyle geliştirilen ve uygulanan Deprem Farkındalık Eğitimi Projesi'ni layman tonla anlatmaktadır.