Depremler, dünya üzerinde yüzyıllar boyunca meydana gelmiş ve gelmeye devam etmekte olan doğa kökenli afetlerdir. Depremlerin temel sebebi, yerin dış çekirdeğinde ki yüksek sıcaklığa bağlı olarak malzemelerin yükselmesi ve yerin astenosfer tabakasında alttan gelen ve yükselen sıcaklığın etkisiyle konveksiyonel hareketler ile malzemelerin yatay ve düşey yönde taşınması sonucu yer kabuğundaki tektonik levhaların birbirine göre yatay ve düşey yönde harekete zorlanırken sürtünmesi ve kaymasıdır. Levhaların hareketleri faylarda enerji birikmesine neden olur. Bu enerji eşik seviyeye ulaştığı veya sismojenik kabukta biriken enerji, kabuk direncini yenecek büyüklüğe ulaştığı zaman aniden serbest kalır ve deprem meydana gelir. Serbest kalan enerji, yer kabuğundan yayılarak yeryüzünün yakın ve uzak olan her bir noktasına sismik dalgaları oluşturarak yayılır ve bu dalgalar mesafeye ve zeminin jeofizik direnç durumuna bağlı olarak maksimum yer ivmesi büyüklüğüne bağlı olarak farklı şiddetlerde sarsıntı olarak hissedilir. Depremlerin büyüklüğü, Richter ölçeği veya Moment Magnitude ölçeği gibi ölçümlerle belirlenir. Büyüklük, deprem sırasında serbest kalan enerji miktarına bağlıdır. Büyük depremler, genellikle daha şiddetli sarsıntılara ve insanların yaşadığı alanlara yakınsa daha büyük hasarlara yol açmaktadır. Depremler, dünyanın her yerinde aynı şiddette meydana gelmez veya yıkıma neden olmaz, bazı bölgeler deprem riskinin daha yüksek olduğu aktif fay hatları üzerinde yer alır. Yine aynı şekilde ülkemiz de bu bölgeler arasında yer almaktadır. Bu nedenle deprem riskinin yüksek olduğu illerimizde depreme karşı kentsel iyileştirme yönetimi ve deprem hazırlığı oldukça önem arz etmektedir. Bu kapsamda yapılabilecek çalışmalar öncelikle binaların depreme hazırlıklı olmasını içerir. Özellikle hastane binalarının depreme dayanıklı olması ve sonrasında hizmete devam edebilmesi hayati önem taşımaktadır. Deprem sonrasında insanların en çok gideceği yerlerden birisi olan hastaneler aynı zamanda depremzede insanlara kalacak yer de olabilmektedir. Bu nedenlerden dolayı hastanelerde deprem riskinin azaltılması çalışmaları hafife alınmamalıdır. Ayrıca deprem konusunda toplumun bilinçlenmesi, depremin tehlikesinin ve sonuçlarının anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle, toplum olarak deprem hazırlığına önem vermeli ve sürekli olarak güncel bilgilere erişerek deprem riskine karşı hazırlıklı olmalıyız.
No comments:
Post a Comment