Türkiye ile deprem tehlikesi benzeşen ülkelerin deprem bilimi konusunda yetişmiş olan "Sismolog yada Deprem Bilimci" yada "Deprem İzleme Merkezlerinin" sayısını karşılaştırmak gerekir. Ülkemizde, yetişmiş yeterli sayıda deprem bilimci yoktur ve olması içinde bir teşvik yada yeniden yapılanma politikası güdülmemektedir.
Deprem biliminin saygınlığının arttırılması için, uluslararası deprem bilimi çalışmaları yapmış, yazmış ve sunmuş insanların görüşlerine itibar edilmelidir. Hiç olmazsa Dünya’da yapmış olduğu çalışmalarla en fazla isim yapmış "TOP20" kişileri tanımakla ve ülkemiz deprem sorununa katkılarını sağlamakla bu konuda bir başlangıç yapılabilir. Bu kişilerin yanında çalışmak ve ülkemiz deprem sorunu üzerine çalışma yapmak koşulu ile deprem bilimine sponsor olacak firmalar olması teşvik edilebilir. Ülkemizin Özel Sektörü, yatırım yapmış oldukları bölgelerin deprem riskini ve güvenliğini artırmak için, TOP20 bilim adamlarının yanında yüksek lisans ve doktora çalışmaları için öğrenci gönderilebilir. Yatırım yapmış oldukları alanlarda, deprem güvenliğinin arttırılması için katkı sağlaması teşvik edilmelidir.
Bununla birlikte, Kent Ölçeğinde işletilen deprem istasyonlarında ülkemizde mevcut değildir. Halbuki, USA’de kentsel alanda işletilen deprem merkezleri vardır. Ülkemizde, Kandilli tarafından işletilen bir Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDIM) vardır fakat bu istasyonların özelleşmesi ve ülkemizin her yerinde "Kentsel Deprem İzleme Merkezlerinin (KEDIM)" kurulması gerekir. Her kent özelinde ki deprem istasyonlarına bağlı olarak, her kentin jeolojik ve jeofizik yapısı konusunda çalışan insanların istihdamı gerekir. Kent güvenliğinin arttırılması için, ülkemizin kent bazında kurulmuş istasyon ve merkezleri arasında bir rekabet ortamı sağlanmalı, tek merkezli deprem izleme politikası terk edilerek, çok merkezli ve yerinde deprem izleme merkezleri kurulmalıdır. Her yılın sonunda, "Türkiye’nin Kentsel Deprem Güvenliği Çalışmaları" bir toplantıda paylaşılmalıdır.
KEDIM projesine ilave olarak, "Her Okula Deprem İstasyonu (HODI)" projeleri geliştirilmelidir. Her okul, bulunduğu alanın deprem istasyon verilerini online olarak büyük bir ekranda göstermeli, okulun kafeteryası ve görünür başka uygun yerlere koyarak, deprem bilincini üniversite öncesi eğitimde vermeye çalışmalıdır.
Bu tür çalışmalar Amerika'da yapılmaktadır ve buna örnek olarak USA ODIM projesine bakılabilir. Böylece ülkemizde, deprem istasyon ağı ve deprem duyarlılığı artırılabilir. Toplanan deprem verileri, depremi anlamaya çalışan öğrencilerle, ve neticede deprem tehlikesinden sakınmaya çalışan bir topluma kendini bırakır. Okullara Deprem İstasyonu Projesi, yalnızca IRIS tarafından USA’ de uygulanan projenin bir Türkiye versiyonu olacaktır. Bu konuda çok geç kalınmıştır.
Türkiye Üniversiteleri ülkemizin deprem sorununa katkı sağlamalı ve ülkemizde üniversite sayısınca, "Üniversite Deprem İzleme İstasyonlarının" kurulması için yerel ve özel teşvikler verilmelidir. Ancak, deprem istasyon sayısını artmasına bağlı olarak deprem verisinin kalitesi artırılabilir ve istihdam edilen deprem bilimci sismologların çoğalması sağlanabilir. Maalesef, Deprem İzleme Merkezleri bazı üniversite merkezlerinde kurulmakta, bu merkezler bazı kişilerin Müdür olmasına ve ikamet edeceği özel bir binaya sahip olmasından başka bir ise yaramamaktadır. Deprem Merkezleri ve Çalışmaları bahane edilerek, ayrılan yada alınan ödeneklerin yemekhanelerin restorasyonu gibi, ülkemizin deprem riski çalışmaları dışında bir çok amaçla kullanıldığı duyumları alınmaktadır.
Ülkemizde deprem politikası oluşturmak en önemli konudur. Çünkü deprem politikaları ülkemiz için bir yol haritasıdır, ve bununla sağlıklı ve projeli çalışmalar yapılabilir. Bu politikaların oluşturulmasında, Türkiye Üniversiteleri ile sınırlı kalınmamalı, Dünya’nın bütün üniversitelerinde Türkiye’nin Deprem Sorunu üzerine çalışmış kişilerden yararlanmaya çalışılmalıdır. Türkiye’nin deprem sorunu ya da Japonya’nın deprem sorunu diye bir sorun ayrılması olmamalıdır. Çünkü deprem bir dünya ve uygarlık sorunudur. Deprem politikaları konusunda altyapı oluşturacak düşüncelerden bazıları yukarda sıralanmıştır. Daha eklenecek olan maddelerde olabilir. Deprem politikalarının amacı, iyi yetişmiş Deprem Bilimcilerin sayısını arttırmak, Yüksek Kaliteli Deprem verilerini yerel ölçekte izlenebilir ve ulaşılabilir hale getirmek, ve ülkemizde deprem konusunda kent bazında konuşacak kentli deprem bilimcileri çoğaltmak olmalıdır.
No comments:
Post a Comment