17 Ağustos 1999 İzmit depremi, Türkiye'nin tarihindeki en büyük felaketlerden biri olarak kaydedilmiştir. Bu deprem, yalnızca fiziksel yapıları değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel psikolojiyi de derinden etkilemiştir. 24 yıl sonra, 6 Şubat 2023'te yaşanan depremler, bu travmanın izlerini yeniden gün yüzüne çıkarmıştır. Bu bağlamda, deprem sonrası toplumsal dayanışma, psikolojik destek hizmetleri ve yapı güvenliği konuları oldukça önem kazanmaktadır.
Depremin Psikolojik ve Sosyal Etkileri
İzmit depremi, 17.000 insanın hayatını kaybetmesine neden olmuş ve bu kayıplar, geride kalanlar üzerinde uzun süreli psikolojik etkiler bırakmıştır. Araştırmalar, büyük depremlerin ardından yaşanan travmanın, bireylerin ruh sağlığı üzerinde derin etkiler yarattığını göstermektedir (Brewin, 2014). Özellikle çocuklar, bu tür travmalardan daha fazla etkilenmekte ve uzun vadeli psikolojik sorunlar yaşayabilmektedir.
Deprem sonrası toplumsal dayanışma, insanların birbirine destek olma isteğini artırmış, ancak aynı zamanda kayıpların yasını tutma süreçlerini de zorlaştırmıştır. Toplumun genelinde, deprem korkusu ve endişesi yaygınlaşmış, bu durum bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz etkilemiştir (Norris, Friedman, Watson, & Byrne, 2008).
Yapı Güvenliği ve Teknolojik Önlemler
Depremlerden sonra alınacak önlemler arasında yapı güvenliği büyük bir yer tutmaktadır. Sismik izolatör teknolojisi, binaların deprem sırasında daha az hasar görmesini sağlamakta ve bu sayede insanların psikolojik güvenliğini artırmaktadır. Türkiye'de, sismik izolatörlerin kullanımı zorunlu hale getirilmediği için bu teknoloji yeterince yaygınlaşmamıştır. Ancak, bu tür teknolojilerin kullanılması, deprem sonrası kayıpları azaltma potansiyeline sahiptir (Kramer, 1996).
Sonuç
17 Ağustos depremi, Türkiye'nin deprem gerçeğini ve bu gerçekliğin toplumsal psikoloji üzerindeki etkilerini gözler önüne sermektedir. Hem fiziksel hem de psikolojik açıdan hazırlıklı olmak, gelecekteki depremlerin etkilerini azaltmak için kritik öneme sahiptir. Toplumsal dayanışma ve yapı güvenliği konularında atılacak adımlar, sadece bireylerin değil, toplumun genel sağlığı için de hayati öneme sahiptir.
Referanslar
Brewin, C. R. (2014). The Psychology of Trauma. Cambridge University Press.
Kramer, S. L. (1996). Geotechnical Earthquake Engineering. Prentice Hall.
Norris, F. H., Friedman, M. J., Watson, P. J., & Byrne, C. M. (2008). 60,000 Disaster Victims Speak: Part I. An Overview of the Emerging Science of Disaster Mental Health. Psychological Trauma: Theory, Research, Practice, and Policy, 1(1), 3-24.
TRT RADYO GÜNEBAKAN PROGRAMI
KONUŞMA KAYDI VE ÇÖZÜMÜ
Ülke tarihimizin en karanlık günlerinden biri olan 17 Ağustos'un yıldönümü yaklaşıyor değerli dinleyenler ve devam ediyor programımız. 17 Ağustos 99 sabahı Türkiye'nin kuzeybatısında meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki Gölcük depremi ülkemizin tarihindeki en büyük felaketlerden biri olarak kaydedildi. Bu deprem yalnızca binalar ve yolları değil, aynı zamanda insanların psikolojik ve sosyal yapısını da derinden etkilemişti. Ulusumuz bu felaketten 24 yıl sonra 6 Şubat 2023'te de aynı tecrübeleri yaşamak zorunda kaldı. Şimdi ülkemizin bir gerçeği olan depremi ve toplumsal psikolojimize etkilerini konuşmak üzere telefon hattımızda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Sayın Ali Osman Öncel var değerli hocam.
Giriş ve İlk Etkiler
Merhaba, merhabalar, merhabalar, teşekkür ederiz davetiniz için. Rica ederiz değerli hocam. Hala, tabii, 6 Şubat depremlerinin hem fizik hem de psikolojik yıkımını aşmış değiliz. Ama ulusumuz için önemli bir başka tarihte, 17 Ağustos yıl dönümüne yaklaşıyoruz. 99 depremi toplumsal yapımızda da onarılması güç hasarlar bırakmıştı.
17 Ağustos Depreminin Kişisel ve Ailevi Etkileri
Jeofizik ve sismoloji alanında çalışmalar yürüten bir bilim insanı olarak, 17 Ağustos'un sizin ve aileniz üzerindeki en büyük etkisi ne oldu? Değerli hocam, bu deneyim hayatınıza nasıl yön verdi?
Evet, 17 Ağustos depremi sabahı Tokyo Havalimanı'ndaydım. İstanbul'a gelmek üzere ailemi aramıştım fakat ulaşamadım. Döndüğümde İstanbul yolcuları, özellikle Türkler ağlıyordu. Deprem Avcılar’da oldu bilgisi geldi. Avcılarda oturan bir insan olarak şunu düşündüm: Demek ki biz bu depreme havalimanında yakalandık; ailemizi de kurtarmaya ya da onların durumlarını öğrenmeye gidiyoruz şeklinde. O nedenle de bu depremin dünyada ilk haber olarak algılanması Avcılar depremiyle neden olan ilçelerin başına Avcılar geliyordu.
Sismoloji ve Medya
Tabii ki, deprem dediğiniz gibi çeşitli kaynaklarda İzmit depremi, Gölcük depremi, Kocaeli depremi şeklinde farklı isimlendirmelerle devam ediyor ama İstanbul açısından baktığımızda İzmit depremine en uzak İstanbul'un en batısında bir ilçe ki ben oradaki İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği'nde çalışıyordum ve binamız, üniversitedeki fakülte binamız da önemli ağır hasar aldı.
Benim oturduğum evin yanındaki ev yıkıldı ve 33 kişi öldü. Gerçekten de bu deprem, nerede olduğunu gösteren anlık olarak bilgi veren sismoloji kayıt istasyonları olmasaydı, tarihe belki de bu deprem kıyameti sura olarak yani bir İstanbul depremi olarak gidecekti. Ama sismoloji bilimi, an ve an, şu anda önümde de deprem kayıtları var; saatlik olarak nerede deprem olduğunu, yer, derinlik ve saat olarak veriyor. Bu teknoloji olmasaydı, belki de depremin yıktığı yer, aslında tarihe depremin olduğu yer olarak geçecekti.
Toplumsal Yapıya Etkiler ve Dayanışma
Peki değerli hocam, şimdi 17 Ağustos depreminin Türkiye'nin toplumsal yapısına olan etkileri de oldukça önemliydi. Toplumun dayanışması ve yardımlaşma ruhu nasıl değişti? Çocuklar üzerindeki uzun vadeli etkileri de var. Psikolojik olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi destek hizmetlerinin önemi öne çıkıyor?
17 Ağustos Depreminin Toplumsal ve Psikolojik Etkileri
Burada tabii ki 17 Ağustos depremi aslında bir milat olarak kayda geçti. 17 Ağustos depremi sonrasında 17.000 vatandaşı kaybettik ve onun yakınları bu olayın etkilerini hala hissediyor. Bu depremden sonra, 6 Şubat 2023 depreminde bu depremi atlatan insanları gözlemlemek bize önemli bir fikir veriyor.
İzmit Depremi ve İstanbul Korkusu
İzmit'te meydana gelen 7.4 (Mw) büyüklüğündeki deprem sonrası, meydana gelecek Marmara denizi içinde ki yeni bir depremle İstanbul'da da büyük bir yıkım olacağı haberleri yayıldı. İstanbul Türkiye'nin en nüfus yoğun şehirlerinden biri olduğu için, bu korku ve endişe halk arasında yaygın bir şekilde hissedildi. Kendi ailemde, annem, küçük bir sarsıntı bile olsa İstanbul depremi korkusuyla yıllarca yaşadı.
Deprem Sonrası Psikolojik Etkiler
Deprem psikolojik olarak toplumun yaşamında derin etkiler bıraktı. 6 Şubat depreminde Kahramanmaraş'ta yaşanan yıkımlar, İzmit'teki depremle benzerlik gösterdi. Bu durum, deprem sonrası kurulan çadırlar ve yardımlar, toplumun hala depreme karşı nasıl bir endişe taşıdığını gösterdi.
Tarihsel Depremler ve Önlemler
1939 depremi Türkiye tarihindeki en büyük depremlerden biriydi ve İzmit depremini büyük bir sismik boşluk olarak belirlemişti. Bu boşluk, 1980 öncesi yayınlarda sismik boşluk olarak gösterilmişti ve dolarak deprem meydana geldi. 67'den sonra ve Sapanca depreminden sonra bu depremin olacağı biliniyordu.
Dersler ve İyileştirme Gereksinimi
Bu depremden çıkarılan dersler önemli çalışmalar yapılmasını sağladı. Ancak, bu çalışmaların yeterli olmadığı ve daha fazla psikolojik direnç ve bina güvenliği konularında çalışmalar yapılması gerektiği konusunda bize önemli hatırlatmalarda bulundu.
Şimdi deprem sonrası rehabilitasyon süreci de oldukça önemli. Burada ne gibi zorluklar dikkat çekiyor, hangi eksiklikler veya yanlışlar yapılıyor, hem 17 Ağustos hem de 6 Şubat özelinde yorumlar mısınız?
Tabii, deprem sonrası iletişim önemli bir kavram. Afet haberciliği de önemli bir kavram. Deprem sonrası travma geçiren insanların rehabilite edilmesi gerekiyor. Özellikle afet haberciliği kapsamında psikolog ve psikiyatristlerle biz, 6 Şubat depremi sonrası rehabilite konusunu inceledik. Bu insanlar bir defa tek başına aynı evde kalıyorlar ve muhakkak yanlarında birisi olması gerekiyor. Uyuyamıyorlar ve bu insanların rehabilite edilmesi hem psikiyatrik hem de psikolojik olarak önemli. Bu gerçekten destek gerektiren bir süreç. Bu açıdan psikiyatristler ve psikologlar bu konuda daha da desteklenmeli.
Bu teknoloji yalnızca maliyete %3 bir ilave yapılmasını gerektiriyor. Ancak Türkiye'de sismik izolatör teknolojisini kullanmak konusunda müteahhitler istekli değil.
Bu teknoloji ülkemizde üretiliyor fakat kullanımı zorunlu hale getirmemiz halinde, benzer büyük depremlerde Japonya'daki insanlar gibi bu depremleri az hasarla atlatabiliriz.
Bu konuda blog sayfanızda paylaştığınız bir yazınız ve bir anınız var. Oradan eklemek istediğiniz başka detaylar var mı değerli hocam?
Söylediğiniz doğru. Gerçekten teknolojik altyapıyla insanların psikolojik yapısı arasında bir ilişki var. Bunları paylaşmaya çalışıyorum.
17 Ağustos İzmit Depremi ve Marmara Bölgesi Çalışmaları
Özellikle 1999 depreminden önce Marmara Bölgesi'ndeki büyük bir deprem oluşturacak hatları çalışmıştım. Bu hatlardan biri, 17 Ağustos İzmit Depremi'ni meydana getiren dış merkezin olduğu alan üzerindeydi ve bu proje, depremden 6 ay önce bitmişti. Tam bu proje bitiminden sonra Türkiye'ye dönerken, maalesef ben depremi yaşamadım ama ülkemiz, bu hattın açığa çıkardığı büyük İzmit Depremi'ne yakalandı.
Tabii ki diğer deprem üretmeye aday Marmara Denizi içerisindeki alanlar da duruyor. Bu alanlar üzerinde son 24 yıldır çalışmalar yapıldı ve şu anda depremin tehlikesi çok iyi biliniyor. Depremin neden olacağı yıkımlar ve kayıplar da çok iyi hesaplanmış durumda.
Depreme Karşı Alınacak Önlemler ve Teknolojik Uygulamalar
Yapmamız gereken, bu kayıpları azaltacak önlemleri almak. Az önce söylediğim gibi, sismik izolatör teknolojisini kullanmak bu önlemlerden biri. Ancak, bu teknolojinin uygulanabilmesi için parsel bazında dönüşüm yerine, alan bazında dönüşüm yapılması gerekiyor.
Örneğin, kendi mahallemde bir kentsel dönüşüm yeri var. Bahçeli binalar bitişik olduğu için burada sismik izolatör kullanılamaz. Çünkü sismik izolatörlü bir evin bağımsız olması ve bitişik olmaması gerekiyor. Deprem olduğunda, bu evin sallanması gerekiyor ki deprem şiddetini azaltabilsin.
Mahalle Bazında Dönüşümün Önemi
Bu nedenle, dönüşümde mikro dönüşüm değil, mahalle bazında dönüşüm yapılırsa, hem ekonomik olabilir hem de depreme karşı teknolojinin kullanımı mümkün olabilir.
Evet değerli hocam, yavaş yavaş sonlarına doğru geliyoruz. Toplumsal dayanıklılığın artırılması ve deprem bilincinin yükseltilmesi için yapılabilecek çalışmalar hakkında bir öneriniz var mı?
Ülkemize bu teknoloji henüz gelmedi. Ancak Avrupa Deprem Merkezi'nin bir aplikasyonu (EMSC) var. Bu uygulama cep telefonuna indirildiğinde, vatandaşlar her depremi hissettiklerinde rapor verebiliyorlar. Bu raporlar sayesinde, bulundukları bölgelerdeki deprem direnci düşük ya da yüksek evlerin dağılımı çok ucuz maliyetle vatandaş gözleminde alınabiliyor.
Valilikler de bu konuda bilgi vermeli ve bu tür risk eğitimlerini yaygınlaştırmalıdır. Genellikle ülkemizde afet eğitimi veriliyor, fakat burada bahsedilen risk eğitimi daha farklı. Risk eğitimi almış vatandaşlara İngilizce’de "Citizen Seismologist" (Vatandaş Sismolog) deniyor. Maalesef, bu risk eğitimine sahip vatandaşlar hala çok az.
ÖNERİLEN YOUTUBE VİDEOLARI
VE AÇIKLAMALARI
Depremden Sonra:
Psikolojik ve Sosyal Etkilerle
Başa Çıkma Yolları
Kaynaklar
- Acıbadem. (2023). Depremin psikolojik etkileri nelerdir?
- BBC News Türkçe. (2023). Deprem ruh sağlığımızı nasıl etkiliyor?
- DergiPark. (2023). Depreme maruz kalan bireylerin psikolojik etkileri.
- SAMHSA. (2023). Dealing with stress in disasters: Building psychological resilience.
Deprem Sonrası
Psikolojik Etkiler ve Dayanıklılık:
Ne Yapabiliriz?
Toplumda Deprem Algısı
Depremler sonrası genellikle mühendislik boyutları konuşulmakta, ancak insanların psikolojik ve sosyal etkileri yeterince tartışılmamaktadır. Oysaki afetler, toplumun ruh sağlığını derinden etkiler ve bu konuda farkındalık yaratmak önemlidir (Abukhalaf et al., 2023).
Araştırma Yöntemleri
Araştırmada nitel yöntemler (katılımcı gözlem, derinlemesine görüşme) kullanılarak depremzedelerin yaşadığı duygular ve deneyimler incelenmiştir. Bu yaklaşım, afetlerin insan üzerindeki etkilerini daha iyi anlamayı sağlar (DergiPark, 2021).
Deprem Anı
Deprem anında insanlar büyük bir panik, korku ve çaresizlik yaşamış, gözyaşları içinde deneyimlerini paylaşmışlardır. Bu duygular, afetlerin anında yarattığı psikolojik travmayı gösterir (Medical Xpress, 2024).
Hasar ve Kayıplar
Depremin yarattığı maddi ve manevi kayıplar büyük; 50 binin üzerinde can kaybı yaşanmıştır ve birçok insan sevdiklerini kaybetmiştir. Bu kayıplar, bireylerin yas sürecini zorlaştırır ve ruh sağlığını etkiler (SAMHSA, 2023).
Sosyokültürel Tepkiler
Deprem sonrası bireyler kendi hatalarını ve sorumluluklarını sorgulamış ya da bu durumu dini bir imtihan olarak değerlendirmiştir. Afetler, toplumun değer yargılarını ve inançlarını da sorgulatan olaylardır (American Psychological Association, 2023).
Göç ve Eğitim
Deprem sonrası göçler, çocukların eğitimini olumsuz etkilemiş; eğitim durumu ve öğrenme süreçlerinde zorluklar yaşanmaktadır. Eğitimin kesintiye uğraması, çocukların gelişimini olumsuz yönde etkiler (Medical Xpress, 2024).
Afet Yönetimindeki Sorunlar
Afet sonrası yaraların sarılması için gerekli bir koordinasyon eksikliği olduğu; kurumlar arası iletişim ve destek yetersiz kalmıştır. Etkili afet yönetimi için kurumların işbirliği ve koordinasyonu kritiktir (Abukhalaf et al., 2023).
Psikolojik Destek İhtiyacı
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylere psikolojik ve manevi destek hizmetlerinin gerekliliği vurgulanmıştır. Afet sonrası ruh sağlığı desteği, iyileşme sürecini hızlandırır (SAMHSA, 2023).
Afet Kültürü Gelişimi
Afet kültürü oluşturulması gerektiği; halkın afet öncesinde, anında ve sonrasında nasıl davranması gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Toplumun afetlere hazırlıklı olması, zararları azaltır (American Psychological Association, 2023).
Toplumsal Dayanışma ve Güçlenme
Deprem sonrası komşuluk ve toplumsal dayanışmanın güçlendiği, ancak profesyonel yardıma da ihtiyaç duyulduğu dile getirilmiştir. Toplumsal destek, bireylerin iyileşme sürecinde önemli rol oynar (DergiPark, 2021).
Kaynaklar
Abukhalaf, A. H. I., et al. (2023). COVID-19 outbreak impact on the wellbeing of migrants in U.S. college towns: The case of Gainesville, Florida. International Journal of Disaster Risk Reduction. DOI: 10.1016/j.ijdrr.2023.103973
American Psychological Association. (2023). Recovering emotionally from disaster.
DergiPark. (2021). Afet dayanıklılığı üzerine bir inceleme.
Medical Xpress. (2024). Resilience and recovery: Navigating mental health challenges in disaster response.
SAMHSA. (2023). Dealing With Stress in Disasters: Building Psychological Resilience.
Afetler ve Psikolojik Tepkiler:
Nasıl Daha Dayanıklı Olabiliriz?
Doğal afetler sırasında insanlar, donma, kaçma veya pencereden atlama gibi riskli davranışlar sergileyebilir. Bu tepkiler, bireylerin stresle başa çıkma şekillerini yansıtır (American Psychological Association, 2023).
Otonom Sinir Sistemi
Otonom sinir sistemi, sempatik ve parasempatik sistemler olmak üzere iki ana bileşenden oluşur ve stres ve tehditlere karşı tepkilerimizi yönlendirir. Bu sistemin işleyişi, afet anındaki tepkilerimizi etkiler (SAMHSA, 2023).
Savaş ya da Kaç Tepkisi
Sempatik sinir sistemi, 'savaş ya da kaç' tepkilerini aktive eder ve bu durum, algılanan tehlikelere karşı içgüdüsel tepkilerin ortaya çıkmasına neden olur (Medical Xpress, 2024).
Afetlerin Psikolojik Etkisi
Büyük afetler, özellikle depremler, önemli psikolojik sıkıntılara yol açabilir ve bireylerde çaresizlik hissi yaratabilir. Bu durum, afet sonrası ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir (American Psychological Association, 2023).
Anlık Psikolojik Tepkiler
Afet sonrası yaygın anlık tepkiler arasında inkar, korku, agresyon ve dissosiyasyon yer alır. Bu tepkiler, bireylerin alışılmadık davranışlar sergilemesine yol açabilir (Medical Xpress, 2024).
Uzun Vadeli Psikolojik Etkiler
Afet sonrası tepkiler, PTSD, depresyon veya karmaşık yas gibi uzun vadeli sorunlara dönüşebilir, özellikle kayıplar yaşayan bireyler için bu risk daha yüksektir (SAMHSA, 2023).
Psikolojik İlk Yardım
Acil psikolojik ilk yardım, etkilenen bireylere güven, sakinlik, bağlantı sağlama ve öz yeterlilik duygusu kazandırmayı hedefler. Bu destek, bireylerin iyileşme süreçlerini hızlandırabilir (American Psychological Association, 2023).
Hassas Gruplar için Özel Dikkat
Engelli bireyler, çocuklar ve yaşlılar, afet sonrası özellikle savunmasızdır ve bu grupların ihtiyaçlarına uygun psikolojik destek sağlanması önemlidir (Medical Xpress, 2024).
Hazırlığın Önemi
Afetlere hazırlık, eğitim ve afet yanıtı anlayışıyla toplumsal dayanıklılığı ve bireysel güvenliği artırabilir. Bu, toplumların gelecekteki afetlere karşı daha hazırlıklı olmasını sağlar (SAMHSA, 2023).
Medyanın Rolü
Medya, afet hazırlığında doğru bilgi yayma konusunda kritik bir rol oynar; ancak, kamu kaygısını artırabilecek sansasyonel içeriklerden kaçınması gerekir (Medical Xpress, 2024).
Kaynaklar
American Psychological Association. (2023). Recovering emotionally from disaster.
Medical Xpress. (2024). Resilience and recovery: Navigating mental health challenges in disaster response.
SAMHSA. (2023). Dealing With Stress in Disasters: Building Psychological Resilience.
Depremlerin Psikolojimiz
Üzerindeki Gücü
ve Nasıl Başa Çıkabiliriz?
Prof. Dr. Demet Güleç Öyekçin, psikolojik dayanıklılık ve afet yanıtı üzerine kapsamlı araştırmalara sahiptir. Bu çalışmalar, afetlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için önemlidir (Abukhalaf et al., 2023).
American Psychological Association. (2023). Recovering emotionally from disaster. Retrieved from https://www.apa.org/topics/disasters-help/recover
DergiPark. (2021). Afet dayanıklılığı üzerine bir inceleme. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijhssi/issue/59722/763403
SAMHSA. (2023). Dealing With Stress in Disasters: Building Psychological Resilience. Retrieved from https://www.samhsa.gov/find-help/disaster-distress-helpline/disaster-recovery
Depremler ve Ruh Sağlığı:
Psikolojik Etkiler ve Toplumsal Dayanıklılık
Depremler, insanların ruh sağlığı üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakabilen doğal afetlerdir. Türkiye'de yaşanan önemli depremler, özellikle Erzincan (1939), İzmit (1999) ve 2023 depremleri, ruh sağlığına yönelik çeşitli psikolojik etkiler yaratmıştır. Bu metin, depremlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini, psikolojik belirtileri ve toplumsal etkileri uluslararası bilimsel referanslarla destekleyerek ele alacaktır.
Deprem ve Ruh Sağlığı
Depremler, insanların psikolojik durumunu etkileyen karmaşık olaylardır. Türkiye Psikiyatri Derneği (2023), depremlerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyerek, bireylerin yaşadığı stres ve kaygı düzeylerini anlamaya çalışmaktadır. Deprem sonrası bireyler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlarla karşılaşma riski taşımaktadır. Özellikle, sürekli travmatik deneyimler yaşayan bireylerde bu risk daha yüksektir (Türkiye Psikiyatri Derneği, 2023).
Psikolojik Belirtiler
Deprem sonrası bireylerde gözlemlenen psikolojik belirtiler, genellikle üç ana kategoride toplanabilir:
- Duygusal Belirtiler: Öfke, suçluluk ve derin üzüntü gibi duygular sıklıkla yaşanır.
- Fiziksel Belirtiler: Ağrı, sindirim sorunları ve uyku bozuklukları gibi fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
- Bilişsel ve Davranışsal Değişiklikler: Hafıza kaybı, kaçınma davranışları ve sosyal ilişkilerde sorunlar yaşanabilir (Acıbadem Sağlık Grubu, 2023).
Bu belirtiler, bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir ve profesyonel destek alınmadığı takdirde uzun vadeli ruhsal sorunlara yol açabilir.
Toplumsal Etkiler
Depremler, toplum genelinde "kahramanlık" ve "balayı" dönemleri gibi geçici duygusal durumlar yaratabilir. Ancak zamanla bu dönemler, gerçeklerle yüzleşme ve uyum sağlama süreçlerine dönüşür. Türkiye'de yaşanan son depremler, yaklaşık 13,5 milyon kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak etkilemiştir. Bu durum, toplumsal dayanışma ve destek mekanizmalarının önemini artırmaktadır (BBC News Türkçe, 2023).
Uyum ve Dayanıklılık
Bireylerin ruhsal dayanıklılıklarını artırmak için sosyal destek ve sağlıklı ilişkiler geliştirmeleri önemlidir. Stresin normal bir tepki olduğunu kabul etmek ve bu süreçte duygularını anlamaya çalışmak, bireylerin ruhsal iyilik halleri için kritik bir adımdır (Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023).
Profesyonel Destek ve Afet Öncesi Hazırlık
Deprem sonrası ruh sağlığı sorunlarıyla başa çıkmak için profesyonel destek almak gereklidir. Ayrıca, bireylerin afetlere karşı zihinsel ve sosyal hazırlık yapmaları, psikolojik dayanıklılıklarını artırabilir. Sağlıklı ilişkiler ve günlük rutinler geliştirmek, bu hazırlık sürecine katkı sağlar (Acıbadem Sağlık Grubu, 2023).
Sonuç ve Öneriler
Depremlerin ruh sağlığı üzerindeki etkileri konusunda farkındalık yaratmak, etkili destek sistemleri oluşturmak ve toplumsal iyilik halini korumak için kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, Türkiye Psikiyatri Derneği gibi kuruluşların, ruh sağlığı strateji planları oluşturması ve toplumun bu konuda bilgilendirilmesi gerekmektedir (Türkiye Psikiyatri Derneği, 2023).
Kaynaklar
- Acıbadem Sağlık Grubu. (2023). Depremin Psikolojik Etkileri.
- BBC News Türkçe. (2023). Deprem ruh sağlığımızı nasıl etkiliyor?
- Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. (2023). Depreme maruz kalan bireylerin psikolojik etkileri.
- Türkiye Psikiyatri Derneği. (2023). Deprem ve Ruh Sağlığı
No comments:
Post a Comment