Wednesday, August 14, 2024

Deprem Risk Yönetimi: 2024'te Neler Değişmeli?

2015 yılında kaleme aldığım bir yazıda, yerel yönetimlerin deprem risk yönetimi konusundaki eksikliklerine değinmiştim. 9 yıl sonra, bu konuyu güncelleyerek ve uluslararası kaynaklardan yararlanarak, önerilen stratejileri daha da geliştirmek istiyorum. 14 Ağustos 2015 tarihli bu yazı, bugünkü düşüncelerimin temelini oluşturuyor. Bu süreçte, bilimsel verilerle desteklenen ve uluslararası deneyimlerden yararlanan önerilerimizi sunuyoruz.

Bilim Temelli Yaklaşımın Güçlendirilmesi

Yerel yönetimlerin, deprem risk yönetiminde bilim temelli bir yaklaşımı benimsemesi büyük önem taşıyor. Bu, afet yönetiminde kritik bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), afet yönetiminde bilimsel verilere dayalı kararların alınmasının önemini sıkça vurguluyor (UNDP, 2023). Yerel yönetimlerin, yerbilimleri uzmanlarıyla iş birliği yaparak daha etkili stratejiler geliştirmesi bu nedenle çok önemli.

Yerbilimleri Mezunlarının Daha Etkin İstihdamı

Yerbilimleri mezunlarının yerel yönetimlerde daha etkin bir şekilde istihdam edilmesi, deprem risk yönetiminde önemli bir adım olacaktır. Bu mezunlar, afet yönetiminde kritik roller üstlenebilir ve yerel yönetimlerin stratejilerini güçlendirebilirler. Araştırmalar, bu uzmanların etkin kullanılmasının, afet risklerinin azaltılmasında ciddi bir fayda sağlayacağını gösteriyor (Asd Global, n.d.).

Afet Risk Yönetimi Eğitiminin Yaygınlaştırılması

Toplumun deprem riskleri hakkında bilinçlendirilmesi, afet yönetiminde başarı için esastır. Halkın afet sonrası müdahale süreçlerindeki rolü, eğitimin yaygınlaştırılmasıyla artırılabilir. UNDP raporlarına göre, afet yönetiminde halkın bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi, bu süreçlerin etkinliğini artırıyor (UNDP, 2023). Eğitim programlarının, okullarda ve topluluk merkezlerinde zorunlu hale getirilmesi bu açıdan önemlidir.

Teknolojinin Daha Etkin Kullanımı

Teknolojinin deprem risk yönetimindeki rolü giderek artmaktadır. Coğrafi bilgi sistemleri ve büyük veri analizi gibi teknolojilerin kullanımı, afet yönetiminde hızlı ve etkili kararlar alınmasına yardımcı olabilir. Bu teknolojilerin entegrasyonu, risk haritalarının oluşturulması ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi açısından da büyük önem taşır (DergiPark, n.d.).

Psikososyal Destek Sistemlerinin Geliştirilmesi

Afet sonrası psikososyal destek, bireylerin iyileşme süreçlerinde kritik bir rol oynar. Uzun vadeli psikososyal destek programları, afetlerden etkilenen bireylerin topluma yeniden entegrasyonunu kolaylaştırır. Bu konuda sivil toplum kuruluşları ile ulusal hükümetler arasında güçlü bir iş birliği sağlanmalıdır (Afet ve Risk Dergisi, n.d.).

Halkın Karar Alma Süreçlerine Katılımı

Halkın afet risk yönetimi süreçlerine katılımı, daha etkili ve katılımcı bir yönetim anlayışı ortaya koymaktadır. Yerel yönetimlerin, mahalle bazında risk analizleri yaparak halkın görüşlerini alması, alınacak önlemlerin toplumun ihtiyaçlarına daha uygun hale gelmesini sağlar. Bu tür katılımcı yaklaşımlar, afet yönetiminde daha sürdürülebilir çözümler üretir (DergiPark, n.d.).

İklim Değişikliği ve Afet Risk Yönetimi

İklim değişikliğinin afet risklerini artırdığı gerçeği, deprem risk yönetimi politikalarının geliştirilmesinde dikkate alınmalıdır. İklim değişikliği etkilerini göz önünde bulundurmak, daha sürdürülebilir ve etkili bir afet yönetimi stratejisi oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. Bu alanda yapılan araştırmalar, iklim değişikliği ile afet yönetimi arasındaki ilişkinin dikkate alınması gerektiğini ortaya koymaktadır (UNDP, 2023).

Sonuç

Bugün, deprem risk yönetiminde proaktif bir yaklaşımı benimsemek, ülkemiz için bir zorunluluk haline gelmiştir. Bilimsel veriler ve uluslararası deneyimlerin ışığında, önerilen değişikliklerin hayata geçirilmesi, gelecekte yaşanabilecek afetlerin etkilerini en aza indirecek ve toplumu daha dirençli hale getirecektir. 14 Ağustos 2015 tarihli yazıdan aldığım ilhamla, bu önerilerin güncellenmiş halini sunmaktan memnuniyet duyuyorum.

Referanslar


Kuzeydoğu Asya Deprem Risk Yönetimi Özeti


Etkinlik Konteksti CJK Eğitim ve Eğitim Enstitüleri Çalıştayı, TCS ve UNDRR tarafından düzenlendi. Çalıştay, Kuzeydoğu Asya'daki deprem risk yönetimi için araçlar ve teknolojiler üzerine odaklandı.

Katılım ve Yapı Açılış Konuşmaları: Çin, Japonya, Kore'den yetkililer ve TCS ile UNDRR temsilcileri, afet yönetiminde iş birliğinin önemini vurguladılar.

Kontekstüel Zorluklar Afet İstatistikleri: Kuzeydoğu Asya, doğal afetler açısından yüksek risk taşıyor ve son yıllarda afetlerin karmaşıklığı arttı. Bu, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesini gerektiriyor.

Teknolojik Gelişmeler Teknoloji Paylaşımı: Çalıştay, deprem risk yönetimi teknolojileri üzerine deneyimlerin ve etkili uygulamaların paylaşılması için bir platform sundu.

Kapasite Geliştirme Üzerine Odaklanma Kapasite Artırma: Yerel kapasitelerin güçlendirilmesine yönelik stratejilerin geliştirilmesi, bilgi paylaşımı ve eğitim yoluyla teşvik edildi.

Vaka Çalışmaları Bölgesel En İyi Uygulamalar: Japonya, Çin ve Kore'den vaka çalışmaları sunuldu. Bu çalışmalar, başarılı deprem dayanıklılık stratejilerini ve risk yönetiminde kullanılan özel araçları öne çıkardı.

Yenilikler ve Araçlar Erken Uyarı Sistemleri: Erken uyarı sistemlerinde ve risk değerlendirme yöntemlerinde yapılan gelişmeler tartışıldı.

Topluluk Katılımı Topluluk Katılımı: Afet risk azaltma ve hazırlık faaliyetlerinde toplulukların katılımının önemi, çeşitli yerel girişimlerle gösterildi.

Video Dokümantasyon Kayıtlar ve Kaynaklar: Etkinlik kaydedildi ve materyallerin çevrimiçi erişime sunulması planlanıyor.

Gelecek Yönelimleri İş Birliği Olanakları: Katılımcılar, Kuzeydoğu Asya'da deprem dayanıklılığını artırmak için sürekli iş birliği yapma taahhüdünde bulundular.

Video linki: YouTube - Çalıştay Özeti

Tasmanya Deprem Riskleri Çalıştayı Özeti

1. Çalıştay Tanıtımı Carl Graham, Acil Durum Yönetimi Direktörü tarafından yönetildi. Çalıştay, Tasmanya'daki deprem riskleri ve bu risklere karşı stratejiler üzerine odaklandı.

2. Geleneksel Sahiplerin Tanınması Toprağın geleneksel sahipleri olan Palawa halkına saygı gösterildi.

3. Proje Genel Bakış Bu proje, Geoscience Australia ve Tasmanya Eyalet Büyüme Departmanı arasında iş birliğiyle gerçekleştirildi. Yerel deprem tehlikeleri ve risklerini anlamayı geliştirmeyi amaçlıyor.

4. Deprem Riskleri Değerlendirmesi Tüm Tasmanya toplulukları üzerinde deprem risklerinin değerlendirilmesi yapıldı. Farklı bina türlerine (konut, ticari vb.) yönelik riskler göz önünde bulunduruldu.

5. Veri Toplama ve Modelleme Tasmanya'nın büyük toplulukları için riskleri görselleştiren haritalama ürünleri geliştirildi. Jeolojik bilgiler kullanılarak olası deprem senaryoları modelledi.

6. Sismik İzleme Zorlukları Tasmanya'da sınırlı sayıda sismik izleme istasyonu bulunuyor, bu da depremlerin yerini belirlemekte belirsizlik yaratıyor.

7. Toplulukların Hassasiyeti Hassas topluluk yapılarını belirleyip depremlerin potansiyel etkilerini değerlendirdi. Toplulukların dirençlilikleri değerlendirildi.

8. Bina Tasarımı ve Önleme Yüksek riskli binaların renove edilmesine ve tarihi yapıların hassasiyetinin değerlendirilmesine odaklanıldı. Desteksiz tuğla binaların risklerini azaltmanın önemi vurgulandı.

9. Senaryo Seçimi Topluluklara yönelik olası deprem senaryoları geliştirildi. Belirlenen risklere dayalı olarak acil durum planlamasının gerekliliği üzerinde duruldu.

10. Gelecek Adımlar ve Kaynaklar Yerel yönetimlerin toplum dayanıklılığını artırmaya yönelik çalışmalar yapmaları teşvik ediliyor. Bina yenileme ve acil durum yanıt planlaması için kaynaklar ve yönergeler sağlanacak.

Video linki: YouTube - Çalıştay Özeti



No comments:

Post a Comment

Malatya İli'nde 18 Eylül 2024 Depremi: Sismik Etkiler ve Toplumsal Sorumluluk

18 Eylül 2024 sabahı, saat 03:22'de , Türkiye'nin doğusunda bir kez daha sarsıldı. Malatya'nın 31 km güneydoğusunda , Çelikhan&...