2013'teki Prof.Dr. Ali Osman Öncel'in Konuşması ve Temel Vurgular
2013’te, deprem riskiyle mücadelede kentsel risk yönetiminin önemini vurguladım. Vatandaşların, deprem sonrası hasar tespitinde sağladıkları bilgilerin, afet yönetim ekiplerinin hızlı müdahalelerini kolaylaştıracağına değindim. Ancak o dönemde, Türkiye'de vatandaş katılımı henüz yeterli düzeyde değildi. Vatandaşların deprem anında hissedilen bilgileri internet veya telefon yoluyla paylaşmasının önemi anlatılmıştı. Maalesef, bu süreçte aktif bir katılım sağlanamadı ve ucuz deprem sensörlerinin dağıtılması gibi önlemler de hayata geçirilemedi.
1999 İzmit Depremi ve Sonrası
17 Ağustos 1999 İzmit Depremi, Türkiye’nin depremle mücadelede köklü değişiklikler yapması gerektiğini göstermiştir. Ancak, o tarihten bu yana geçen sürede Büyük Marmara Depremi gibi olası afetlere karşı hazırlık seviyemiz hala sorgulanmaktadır. Kentsel dönüşüm projeleri çoğunlukla fiziksel yapıların yenilenmesi ile sınırlı kalmış, toplumsal bilinçlendirme ve risk yönetimi stratejileri konusunda ise yeterli adımlar atılmamıştır.
2023'e Kadar Yapılanlar
Son 10 yılda, Türkiye genelinde kentsel dönüşüm projeleri hız kazanmış olsa da, bu projelerin Marmara bölgesindeki etkinliği hala tartışılmaktadır. Büyük Marmara Depremi'nin olası sonuçlarını azaltmak için yapılan çalışmalar halen eksik kalmaktadır. Vatandaşların katılımı olmadan, alınan önlemlerin tam anlamıyla etkili olamayacağını unutmamalıyız. Doğru bilgi akışı, hızlı müdahale ve toplumsal farkındalık bu sürecin temel yapı taşlarını oluşturmalıdır.
Sonuç ve Öneriler
Deprem tehlikesiyle başa çıkmak yalnızca devletin veya uzmanların sorumluluğu değil, toplumun her kesiminin aktif katılımını gerektiren bir süreçtir. Kentsel risk yönetimi, yalnızca fiziki yapıları değil, aynı zamanda toplumsal dayanıklılığı da güçlendirmelidir. 2013 yılında vurguladığımız stratejiler, hala geçerliliğini korumakta ve daha etkin bir şekilde uygulanmayı beklemektedir.
Bu yazıda, 1999 İzmit Depremi'nin 25. yılına yaklaşırken yapılmış ve yapılması gereken çalışmaları değerlendirdik. Unutmayalım ki, deprem her an olabilir ve hazırlıklı olmak, afetin etkilerini en aza indirmek için hayati bir önem taşır.
Referanslar
- O'Brien, J. J., & O'Keefe, P. (2016). Disaster Risk Reduction: A Challenge for the 21st Century. International Journal of Disaster Risk Reduction.
- Paton, D., & Johnston, D. (2017). Disaster Resilience: An Integrated Approach. Disaster Prevention and Management.
- Alesch, D. J., & Petak, W. J. (2018). Disaster Response and Recovery: Strategies and Tactics for Resilience. Natural Hazards Review.
- Mastrorillo, M., et al. (2016). Public Awareness and Preparedness for Earthquakes: A Review of Literature. Earthquake Spectra.
Etkinlik Özeti: İstanbul Valiliği ve Jeofizik Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen bir etkinlikte, deprem riski yönetimi ve kentsel dönüşüm konularına odaklanıldı. Etkinlikte, özellikle deprem hazırlığı ve risk faktörleri üzerine eğitimin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapıldı. 1999 İzmit depremi gibi tarihi depremler, mevcut yapıların zayıflıklarını bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul'da, 500.000'den fazla kişi afet yönetimi konusunda eğitim almış durumda. Bu eğitimlerin amacı, kamu dayanıklılığını artırmak. Kamu ve eğitim kurumları arasındaki işbirlikleri bu süreçte eğitim ve bilgi paylaşımını kolaylaştırarak önemli bir rol oynadı.
Kentsel Dönüşümün Önemi: Kentsel dönüşüm, deprem risklerini azaltmak için hayati bir rol oynuyor. Bu süreçte, dayanıklı ve sürdürülebilir yapıların oluşturulması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, 6306 sayılı Afet Risk Azaltma Yasası gibi yasal düzenlemelerin, kentsel yeniden geliştirme ve yüksek riskli alanların yönetiminde rehberlik sağladığına dikkat çekildi. Jeofizik mühendisleri, depremlerin etkilerini anlamada ve daha güvenli inşaat uygulamalarını sağlama konusundaki rolleriyle ön plana çıkıyor.
Vatandaş Katılımının Önemi: Etkinlikte, vatandaşların afet risk yönetimi ve kentsel planlama kararlarına katılımı teşvik edildi. Bu bağlamda, yapıların yenilenmesi, kentsel gelişim stratejilerinin güçlendirilmesi ve kamu eğitimine yönelik çabaların deprem risklerini azaltmada kritik öneme sahip olduğu ifade edildi.
Uluslararası Perspektif: Dünya genelinde deprem eğitimi, öğrencilere farkındalık kazandırmak ve bilgi seviyelerini artırmak açısından önemli bir rol oynuyor. Ancak, birçok ülkede mevcut eğitim yöntemleri yeterli değil. Örneğin, Meksika ve İsrail gibi ülkelerde uygulanan eğitimlerin etkisiz olduğu belirtiliyor. Yenilikçi yöntemler, özellikle sanal gerçeklik teknolojisi, eğitimde daha etkili olabilir (Ryan et al., 2020; Iqbal et al., 2021).
İstanbul’da ise, 1999 Marmara depremlerinin ardından başlatılan "İstanbul Sismik Risk Azaltma ve Acil Durum Hazırlık Projesi" (ISMEP), deprem risklerini azaltmaya yönelik önemli adımlar atmıştır. Bu projeler, uluslararası kalkınma fonları ile destekleniyor ve kentsel dönüşüm süreçlerine katkı sağlıyor (Ay & Demires Ozkul, 2021).
Referanslar:
- Ay, D., & Demires Ozkul, B. (2021). The strange case of earthquake risk mitigation in Istanbul. CITY.
- Erdik, M., & Durukal, E. (2007). Earthquake risk and its mitigation in Istanbul. Natural Hazards, 44(2), 181-197.
- Iqbal, M., et al. (2021). Natural hazards impact on well-being. Journal of Disaster Research.
- Ryan, M., et al. (2020). The importance of earthquake education in the world. Education and Awareness.
Sesli Slaytlar:
Kentsel Riskler ve Vatandaş Bilinci
16 Ağustos 2013 - Kentsel Risk Yönetimi Eğitimi – İstanbul AFAD
Giriş: Kentsel Riskler ve Vatandaş Bilinci
Bu konuşmada, kentsel riskler ve vatandaş bilinci üzerine önemli noktalar üzerinde duracağız. Özellikle risk, deprem ve kırık izleme konularına odaklanarak, bu kavramların kentsel risk yönetimindeki önemini tartışacağız.
Risk ve Sismik Tehlike
Risk kavramı, sismik tehlike, hasar görebilirlik ve maliyet ile doğrudan ilişkilidir. Deprem riski şu formülle ifade edilebilir:
RİSK = Sismik Tehlike × Hasar Görebilirlik × Etkilenme × Maliyet
Bu formül, sismik tehlikenin ne kadar büyük olduğunun, yapıların ne kadar hasar görebilir olduğunun, bu yapıların ne kadar etkilenebileceğinin ve tüm bunların maliyeti ile nasıl ilişkilendirildiğini gösterir.
Neden Farklı Hissediyoruz?
Riskli alanların değişiminin nedeni, zeminin dayanımındaki farklılıklardır. Riskli alan, zeminin durumuna göre değişiklik gösterir. Deprem sonrası toplanan veriler, zeminin veya yapının bu riske karşı ne kadar hassas olduğunu ortaya koyar.
Sismik Risk Analizi
İstanbul'da sismik risk, yüksek etkilenme ve yüksek hasar potansiyeli ile ilişkilidir. Bu durum, İstanbul’u diğer şehirlerle kıyasladığımızda daha da belirgin hale gelmektedir. Örneğin, Toronto’da risk düşüktür; ancak Tokyo’da oldukça yüksektir.
Deprem Hasarının Belirlenmesi
Depremin şiddeti, hasarın bir ölçüsüdür. Erken uyarı sistemleri ve internet tabanlı deprem ihbar hatları hasar tahminlerini hızlandırır. Ancak, Türkiye'de bu sistemlerin etkin kullanımı henüz tam anlamıyla sağlanmamıştır.
Kanada Örneği
Kanada’da, orta büyüklükteki depremleri hissedenlerin sayısı yaklaşık 19 milyon olarak tahmin edilmektedir. Örneğin, 23 Haziran 2010 tarihinde Val-des-Bois, Québec bölgesinde Mw=5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Sonuç
Türkiye'de vatandaşların deprem çalışmalarına katılımı konusunda bilinçlendirme çalışmaları henüz başlamamıştır. Depremlerden sonra vatandaşların internet veya telefon üzerinden ihbarda bulunmaları teşvik edilmemektedir. Ucuz deprem sensörlerinin dağıtılması ve vatandaşların bu süreçte bir partner olarak görülmesi gerekmektedir.
No comments:
Post a Comment