Marmara Bölgesi Deprem Riski ve Analizi
Marmara Bölgesi Deprem Riski ve Analizi/ Earthquake Risk in Marmara Region
Referans: https://aliosmanoncel.blogspot.com/2023/07/earthquakestories.html (Güncellenme: 26 Temmuz 2025, 03:26 AM +03)
-
10 Temmuz 1894 tarihinde Marmara Denizi’nde meydana gelen M7.0 büyüklüğündeki deprem, özellikle İstanbul’un tarihi yarımadası ve sahil şeridindeki yapıları ciddi biçimde tahrip etmiştir. Osmanlı arşiv kayıtlarına göre 1.000’den fazla insan yaşamını yitirmiş, çok sayıda taş ve ahşap yapı yıkılmıştır.
Ambraseys (2000), bu depremin İstanbul’un sahil dolgularında ve yumuşak zeminlerinde yerel zemin büyütmeleri ile ağırlaşan etkilerine dikkat çekmiştir. Altınok et al. (2011) ise, bu depremle birlikte oluşan tsunamivari dalgaların bazı sahil köylerinde gözlemlendiğini rapor etmiştir.Şekil 1. 1894 İstanbul Depremi’nin sahil yıkımını gösteren tarihi fotoğraf. Şekil 2. Ambraseys (2000) çalışmasından alınan 1894 depremi şiddet dağılım haritası. Düşünme Zonu Sorusu: 1894 depremi, İstanbul’un sahil bölgelerindeki yapıların ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Bu bölgelerdeki binaların depreme dayanıklılığı nasıl artırılabilir? Modern mühendislik tekniklerinin yanı sıra, zemin koşulları ve bina yaşını dikkate alarak hangi adımlar atılmalı? Düşüncelerinizi paylaşın.
Kaynaklar
- Ambraseys, N. (2000). The seismic activity of the Marmara Sea Region over the last 2000 years. Bulletin of the Seismological Society of America, 90(3), 439–454. https://doi.org/10.1785/0119990020
- Altınok, Y., Alpar, B., Yüce, H., & Gazioğlu, C. (2011). Tsunamis in the Sea of Marmara: Historical documents for the 1894 event. Natural Hazards and Earth System Sciences, 11(4), 933–940. https://doi.org/10.5194/nhess-11-933-2011
-
9 Ağustos 1912 tarihinde Marmara Denizi’nin batısında M7.3 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Trakya’daki yapıların %73.6’sı ve Anadolu’daki yapıların %42.7’si yıkılmıştır. Toplamda 2.836 kişi hayatını kaybetmiş ve 80.000 kişi evsiz kalmıştır.
Yangınlar, depremin ardından geniş alanlara yayılmış ve ikincil afetler nedeniyle hasarın artmasına yol açmıştır. Parsons et al. (2000) çalışmasında bu depremin Kuzey Anadolu Fayı’nın batı segmentinde önemli bir kırılmaya sebep olduğu ve Marmara Denizi altındaki sismik boşlukların bu olaydan etkilendiği vurgulanmıştır. Ambraseys ve Finkel (1995) ise dönemin Osmanlı arşivlerinden elde ettikleri belgelerde, bu depremin sosyal ve ekonomik etkilerini detaylı bir şekilde ortaya koymuştur.Şekil 1. 1912 Mürefte-Şarköy Depremi’nin USGS şiddet haritası. Harita, Trakya ve Anadolu’daki yıkım derecesini ve yangınların yayılımını göstermektedir. Şekil 2. Parsons et al. (2000) çalışmasından uyarlanan Marmara batı segmentindeki kırık hatlarını gösteren şema. Düşünme Zonu Sorusu: 1912 depreminin yüksek yıkım oranı, bölgedeki yapıların dayanıklılık eksikliğini göstermektedir. Bu tür bir deprem tekrar gerçekleşirse, Marmara’nın batısındaki kasaba ve köylerde hangi yapı güçlendirme yöntemleri kullanılmalı? Yangın riski de göz önüne alınarak, yerel yönetimler hangi acil durum planlarını geliştirmeli?
Kaynaklar
- Ambraseys, N. N., & Finkel, C. F. (1995). The seismicity of Turkey and adjacent areas: A historical review, 1500–1800. İstanbul: Eren.
- Parsons, T., Toda, S., Stein, R. S., Barka, A. A., & Dieterich, J. H. (2000). Heightened odds of large earthquakes near Istanbul: An interaction-based probability calculation. Science, 288(5466), 661–665. https://doi.org/10.1126/science.288.5466.661
-
4 Ocak 1935 tarihinde Marmara Adaları çevresinde M7.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Gündoğdu ve Çınarlı köyleri tamamen yıkılmış, 5 kişi hayatını kaybetmiş ve 10.048 yapı hasar görmüştür. Artçı sarsıntılar 7 Mart’a kadar devam etmiştir.
Ambraseys (2000), Manyas depreminin özellikle adaların zemin koşullarında belirgin sıvılaşma ve oturma sorunları oluşturduğunu belirtmiştir. Ergintav et al. (2002), bu depremin Marmara Denizi’ndeki fay segmentlerinin davranışına önemli ipuçları sunduğunu ve gelecekteki kırılmaların anlaşılmasında kritik rol oynadığını rapor etmiştir.Şekil 3. 1935 Manyas Depremi’nin Marmara Adaları’ndaki yıkımını belgeleyen bir fotoğraf. Zemin kaymaları ve yapıların çöküşü adaların jeolojik yapısını etkilemiştir. Şekil 4. Ergintav et al. (2002) çalışmasından uyarlanan Marmara batısındaki kırık zonu haritası. Düşünme Zonu Sorusu: 1935 Manyas Depremi, Marmara Adaları’ndaki zemin koşullarının yapı güvenliğini nasıl etkilediğini göstermektedir. Adalarda depreme dayanıklı yeni yapılar tasarlamak için hangi zemin analiz yöntemleri kullanılmalı? Ayrıca, ada halkının deprem farkındalığını artırmak için eğitim programları nasıl düzenlenmeli?
Kaynaklar
- Ambraseys, N. (2000). The seismic activity of the Marmara Sea Region over the last 2000 years. Bulletin of the Seismological Society of America, 90(3), 439–454. https://doi.org/10.1785/0119990020
- Ergintav, S., Reilinger, R. E., Çakmak, R., & Şanlı, I. (2002). Global positioning system constraints on the kinematics of the Marmara Sea region. Journal of Geophysical Research: Solid Earth, 107(B10), ECV 6-1–ECV 6-12. https://doi.org/10.1029/2000JB000102
-
27 Mart 1953 tarihinde M7.2 büyüklüğünde bir deprem, 30.000 km²’lik alanda hasara neden olmuştur. 1.070 kişi hayatını kaybetmiş ve 8.000’den fazla yapı yıkılmıştır. Özellikle Yenice’de 450 evin 420’si ağır hasar görmüştür.
Ambraseys (1988), bu depremin strike-slip (doğrultu atımlı) bir fay üzerinde gerçekleştiğini ve Kuzey Anadolu Fayı’nın batı segmentindeki kırılmaların geniş bir coğrafyaya yayıldığını belirtmiştir. Şaroğlu et al. (1992) çalışması ise, Yenice‑Gönen segmentinin gelecekteki depremler açısından yüksek risk barındırdığını vurgulamaktadır.Şekil 5. 1953 Yenice‑Gönen Depremi’nin geniş hasarını gösteren fotoğraf. 30.000 km²’lik alandaki tahribat ve yerel mimarinin kırılganlığı gözler önüne seriliyor. Şekil 6. Şaroğlu et al. (1992) çalışmasından uyarlanan Yenice‑Gönen segmentinin haritası, kırık hattı boyunca dağılımı göstermektedir. Düşünme Zonu Sorusu: 1953 Yenice‑Gönen Depremi, geniş bir alanda yayılmış hasarlarla bölgesel planlamanın önemini ortaya koymuştur. Bu bölgede deprem riskini azaltmak için hangi altyapı ve arazi kullanım planları geliştirilmeli? Yerel halkın tahliye ve acil durum hazırlıkları için hangi eğitimler gerekli?
Kaynaklar
- Ambraseys, N. N. (1988). Engineering seismology. Earthquake Engineering & Structural Dynamics, 17(1), 1–50. https://doi.org/10.1002/eqe.4290170101
- Şaroğlu, F., Emre, Ö., & Kuşçu, İ. (1992). Active fault map of Turkey. General Directorate of Mineral Research and Exploration (MTA), Ankara.
-
28 Mart 1970 tarihinde M7.2 büyüklüğünde bir deprem, yaklaşık 40 km uzunluğunda yüzey faylanmasına yol açmıştır. 12.000’den fazla ev yıkılmış, 1.086 kişi hayatını kaybetmiştir. Depremin etkileri Marmara bölgesine kadar hissedilmiştir.
Ambraseys (1970), Gediz fayının kuzeybatı–güneydoğu doğrultulu normal faylanma karakteri gösterdiğini rapor etmiştir. Altunel & Barka (1998), depremin yüzey kırığı üzerinde ayrıntılı saha çalışmaları yapmış, fay hatlarının yeniden etkinleşmesi ve buna bağlı yerel zemin büyütmeleri üzerine kapsamlı analizler yayımlamıştır.Şekil 7. 1970 Gediz Depremi’nin USGS haritası. 40 km’lik fay hattının Marmara’ya yakın bölgelerde hissedilen sismik etkileri ve geniş kapsamlı yıkımı gözler önüne seriyor. Şekil 8. Altunel & Barka (1998) çalışmasından uyarlanan Gediz yüzey kırığı haritası ve ölçülen atımlar. Düşünme Zonu Sorusu: 1970 Gediz Depremi, Marmara’ya yakın bölgelerde hissedilen etkileriyle dikkat çekmiştir. Bu tür depremlerin Marmara üzerindeki dolaylı etkilerini azaltmak için hangi erken uyarı sistemleri kurulmalı? Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yapılaşmayı kontrol altına almak için hangi politikalar geliştirilmeli?
Kaynaklar
- Ambraseys, N. N. (1970). Some characteristic features of the Gediz (Turkey) earthquake of March 1970. Nature, 228(5271), 1124–1126. https://doi.org/10.1038/2281124a0
- Altunel, E., & Barka, A. (1998). Recent ruptures along the Gediz fault and their implications. Geodinamica Acta, 11(1), 45–55. https://doi.org/10.1080/09853111.1998.11105308
-
27 Mart 1975 tarihinde M6.5 büyüklüğünde bir deprem, Şarköy, Gelibolu ve çevresinde hasara yol açmıştır. Can kaybı sınırlı olmasına rağmen, taş ve tuğla yapılar ciddi zarar görmüştür.
Ambraseys & Jackson (1998), bu depremin Kuzey Anadolu Fayı’nın batı uzantısında yer aldığını ve orojenik gerilmelerin etkili olduğunu rapor etmiştir. İmren et al. (2001), Saros Körfezi çevresinde yapılan sismotektonik çalışmaların fay geometrisinin gelecekteki sismisite üzerinde belirleyici olduğunu vurgulamıştır.Şekil 9. 1975 Gelibolu–Saroz Depremi’nin haritası. Orta şiddetteki depremin yerel hasarları ve taş–tuğla yapıların kırılganlığı gösterilmektedir. Şekil 10. İmren et al. (2001) çalışmasından uyarlanan Saros Körfezi çevresindeki aktif fayların şematik gösterimi. Düşünme Zonu Sorusu: 1975 Gelibolu–Saroz Depremi, orta şiddette olmasına rağmen yerel hasarlara yol açmıştır. Bu tür depremlerde hasarı en aza indirmek için Gelibolu ve çevresindeki köylerde hangi yapı güçlendirme teknikleri uygulanmalı? Ayrıca, acil durum farkındalığını artırmak için yerel halka yönelik hangi eğitim programları tasarlanabilir?
Kaynaklar
- Ambraseys, N. N., & Jackson, J. A. (1998). Faulting associated with historical and recent earthquakes in the Eastern Mediterranean region. Geophysical Journal International, 133(2), 390–406. https://doi.org/10.1046/j.1365-246X.1998.00508.x
- İmren, C., Taymaz, T., & Yolsal, S. (2001). Seismotectonic setting of the Saros Gulf and surrounding regions. Marine Geology, 175(1-4), 331–350. https://doi.org/10.1016/S0025-3227(01)00121-4
-
5 Temmuz 1983 tarihinde M6.1 büyüklüğünde bir deprem, Biga ve çevresinde etkili olmuştur. 5 kişi hayatını kaybetmiş, 25 kişi yaralanmıştır. Çoğunlukla baca düşmeleri ve hafif yapısal çatlaklar rapor edilmiştir.
Ambraseys & Jackson (1998), bu depremin relatif düşük enerjili olmasına rağmen yerel zemin koşullarının küçük hasarları artırabileceğini belirtmiştir. Papazachos & Kiratzi (1996), bölgedeki küçük ve orta büyüklükteki depremlerin kümülatif riskin belirlenmesinde önemli olduğunu vurgulamıştır.Şekil 11. 1983 Biga Depremi’nin haritası. Baca düşmeleri ve hafif yapısal hasarlar belgelenmiştir. Şekil 12. Papazachos & Kiratzi (1996) çalışmasından uyarlanan Batı Anadolu’daki aktif fayların şematik gösterimi. Düşünme Zonu Sorusu: 1983 Biga Depremi, sınırlı hasara rağmen yapıların hassasiyetini göstermiştir. Biga ve çevresinde depreme dayanıklı yeni binalar inşa etmek için hangi malzeme ve tasarım standartları benimsenmeli? Küçük ölçekli depremlerde bile halkın güvenliğini sağlamak için yerel yönetimler hangi önlemleri almalı?
Kaynaklar
- Ambraseys, N. N., & Jackson, J. A. (1998). Faulting associated with historical and recent earthquakes in the Eastern Mediterranean region. Geophysical Journal International, 133(2), 390–406. https://doi.org/10.1046/j.1365-246X.1998.00508.x
- Papazachos, B. C., & Kiratzi, A. A. (1996). A detailed study of the active crustal deformation in the Aegean and surrounding area. Tectonophysics, 253(1–2), 129–153. https://doi.org/10.1016/0040-1951(95)00091-7
-
23 Nisan 2025 tarihinde Marmara Denizi’nde M6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. 20 km uzunluğunda bir fay kırığı oluşmuş ve 200’den fazla artçı sarsıntı kaydedilmiştir. İstanbul’da hafif yapısal hasarlar rapor edilmiştir.
Kandilli Rasathanesi (2025) verilerine göre, kırılma Marmara’nın orta segmentinde gerçekleşmiş, sığ odaklı bir depremdir. USGS Geospatial Reports (2025), bu depremin şehir içi mikrozonlama çalışmalarının önemini bir kez daha vurguladığını belirtmiştir.Şekil 13. 2025 Marmara Depremi’nin haritası. 20 km’lik fay kırığı ve artçı sarsıntıların dağılımı gösterilmektedir. Şekil 14. Kandilli (2025) erken raporlarından uyarlanan Marmara Orta Segmenti kırık şeması. Düşünme Zonu Sorusu: 2025 Marmara Depremi, İstanbul’a yakın riskleri yeniden gündeme getirmiştir. Bu depremin artçı sarsıntılarının yaratabileceği etkileri azaltmak için hangi acil durum altyapıları kurulmalı? İstanbul’un yoğun nüfusu ve eski binaları dikkate alınarak, hangi uzun vadeli deprem hazırlık planları geliştirilmeli?
Kaynaklar
- Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü. (2025). 23 Nisan 2025 Marmara Denizi depremi ön raporu. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları.
- United States Geological Survey (USGS). (2025). Preliminary shake map and aftershock distribution for the April 23, 2025 Marmara Sea Earthquake. Retrieved from https://earthquake.usgs.gov
-
Giriş (Introduction): Marmara Bölgesi, hem tarihsel hem de modern sismolojik araştırmalar açısından dünyanın en iyi belgelenmiş deprem bölgelerinden biridir. Bölgeden geçen Kuzey Anadolu Fayı (KAF), doğudan batıya göç eden kırılmalar dizisiyle 20. yüzyıl boyunca Türkiye’nin büyük bir bölümünü etkilemiştir (Ambraseys & Jackson, 1998). 1912 Mürefte–Şarköy, 1935 Manyas, 1953 Yenice–Gönen, 1970 Gediz, 1975 Gelibolu–Saroz ve 1983 Biga depremleri Marmara çevresindeki stres transferlerini anlamak açısından kritik veriler sunmuştur. 1999 İzmit ve Düzce depremleriyle Marmara’nın doğu segmenti kırılmış, batı segmenti ise halen sismik boşluk olarak kalmıştır. 21. yüzyılda 23 Nisan 2025 Marmara Depremi’nin (M6.2) ardından, Marmara’daki riskler ve gelecekteki kırılma senaryoları yeniden gündeme gelmiştir. Bu makale, Marmara Bölgesi’nde yapılmış sismoloji temelli çalışmaların kapsamlı bir derlemesini sunar; özellikle Öncel ve çalışma arkadaşlarının Marmara segmentine yönelik bilimsel katkılarını değerlendirir.
Yöntem (Methods): Bu çalışma, Marmara Bölgesi’ne ilişkin literatürün sistematik taranmasına dayanmaktadır. Web of Science ve Scopus veri tabanlarından yapılan aramalarda “Marmara”, “North Anatolian Fault”, “earthquake hazard”, “time-dependent seismicity” gibi anahtar kelimeler kullanılmıştır. Öncelikle Ambraseys & Jackson (1998)’ın tarihsel deprem katalogları, ardından Öncel & Alptekin (1999)’un fraktal analizleri, Öncel et al. (1996)’nın sismisite dağılım çalışmaları incelenmiştir. Bu derlemeye, Marmara’daki tehlike analizleri ve zamana bağlı olasılık modelleri üzerine Öncel & Wyss (2000)’nin çalışmalarından ve Öncel & Wilson (2002)’nin bölgesel tehlike modellemelerinden elde edilen bulgular da dahil edilmiştir. Ayrıca, deniz tabanı jeolojisini konu alan Armijo et al. (2005) gibi makaleler ve GPS gözlemleri (Reilinger et al., 2000) değerlendirilmiştir.
Bulgular (Results): Literatür, Marmara’da biriken sismik enerjinin ciddi ölçüde yüksek olduğunu göstermektedir. Öncel et al. (1996), KAF boyunca sismisite özelliklerinin fraktal dağılımını inceleyerek Marmara segmentinin farklı bölgelerinde farklı kritik davranışlar sergilediğini bulmuştur. Öncel & Alptekin (1999), Türkiye genelindeki sismisitenin fraktal özelliklerini kullanarak Marmara’daki tehlike düzeyinin zamana bağlı değişimini hesaplamıştır. Öncel & Wyss (2000), Journal of Geophysical Research’te yayımlanan çalışmalarında, Marmara’daki mikrodeprem dizilerinin öncü davranışlar gösterdiğini ve bu bölgelerde artan stres birikimini işaret ettiğini göstermiştir. Öncel & Wilson (2002), Physics of the Earth and Planetary Interiors’da yayımlanan çalışmalarında, Marmara’daki sismik boşlukların zaman-bağımlı olasılık modellemesiyle yeniden hesaplandığında, 30 yıl içinde büyük bir kırılma olasılığının %60’ın üzerinde olduğunu ortaya koymuştur.
Marmara’daki mikrozonlama çalışmaları (Ergintav et al., 2011) ve deniz tabanı jeolojisine dair gözlemler (Armijo et al., 2005) ise, özellikle Avcılar, Zeytinburnu ve Kartal gibi gevşek zeminli bölgelerde zemin büyütme etkilerinin yüksek olduğunu göstermiştir. 2025 Marmara Depremi’nde İstanbul’da görülen hafif hasarlar, bu bulguları doğrular niteliktedir.Tartışma (Discussion): Marmara Bölgesi’ndeki sismoloji tabanlı çalışmaların genel değerlendirmesi, risk azaltımına yönelik stratejilerin çok katmanlı olması gerektiğini ortaya koymaktadır.
- Kentsel dönüşüm: Öncelikli olarak yüksek zemin büyütmesi gösteren ilçelerde yapılmalıdır.
- Mikrozonlama: Öncel & Wyss (2000) ve Öncel & Wilson (2002) gibi çalışmalar, küçük ölçekli sismik anomalilerin izlenmesinin önemine işaret eder.
- Erken uyarı sistemleri: Marmara’nın yoğun nüfusu göz önüne alınarak, yeni nesil ivmeölçer ağları yaygınlaştırılmalıdır.
- Politika ve planlama: Parsons et al. (2000) ve Reilinger et al. (2000) gibi çalışmalar, Marmara’daki kırılma olasılıklarının politika yapıcılar için açık bir uyarı olduğunu vurgular.
Sonuç (Conclusion): Marmara’daki sismoloji tabanlı çalışmalar, tarihsel verilerle modern gözlemleri birleştiren, disiplinlerarası bir perspektif sunmaktadır. Özellikle Öncel ve çalışma arkadaşlarının (Öncel et al., 1996; Öncel & Alptekin, 1999; Öncel & Wyss, 2000; Öncel & Wilson, 2002) ortaya koyduğu modeller, bölgenin zamana bağlı tehlike analizlerinde temel referans kabul edilmektedir. Bu kapsamlı literatür taraması, Marmara’nın gelecekteki deprem risklerini azaltmak için mikrozonlama haritalarının güncellenmesi, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması, erken uyarı sistemlerinin yaygınlaştırılması ve toplumun afet kültürünün güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. 2025 Marmara Depremi, büyük bir kırılmanın habercisi olmayabilir ancak bölgedeki enerji birikiminin sürdüğünün açık bir göstergesidir.
Kaynaklar
- Ambraseys, N. N., & Jackson, J. A. (1998). Faulting associated with historical and recent earthquakes in the Eastern Mediterranean region. Geophysical Journal International, 133(2), 390–406. https://doi.org/10.1046/j.1365-246X.1998.00508.x
- Armijo, R., Pondard, N., Meyer, B., Ucarkus, G., et al. (2005). Submarine fault scarps in the Sea of Marmara pull-apart basin. Science, 318(5853), 129–132. https://doi.org/10.1126/science.1141644
- Ergintav, S., Reilinger, R., et al. (2011). Istanbul’s earthquake hot spots: Geodetic constraints on strain accumulation along faults. Journal of Geophysical Research: Solid Earth, 116(B8). https://doi.org/10.1029/2010JB008165
- Öncel, A. O., Main, I. G., Alptekin, Ö., & Cowie, P. A. (1996). Spatial variations of the fractal properties of seismicity in the North Anatolian Fault Zone, Turkey. Geophysical Journal International, 127(3), 693–706. https://doi.org/10.1111/j.1365-246X.1996.tb04051.x
- Öncel, A. O., & Alptekin, Ö. (1999). Effect of fractal properties of seismicity on earthquake hazard assessment in Turkey. Natural Hazards, 19(1), 1–16. https://doi.org/10.1023/A:1008054507559
- Öncel, A. O., & Wyss, M. (2000). The spatial distribution of b-values in the North Anatolian Fault Zone, Turkey: Evidence for the state of stress east of the Marmara Sea. Journal of Geophysical Research: Solid Earth, 105(B2), 2533–2548. https://doi.org/10.1029/1999JB900409
- Öncel, A. O., & Wilson, T. H. (2002). Time-dependent seismic hazard near the Marmara Sea, Turkey. Physics of the Earth and Planetary Interiors, 131(3–4), 171–191. https://doi.org/10.1016/S0031-9201(02)00033-4
- Parsons, T., Toda, S., Stein, R. S., Barka, A., & Dieterich, J. H. (2000). Heightened odds of large earthquakes near Istanbul: An interaction-based probability calculation. Science, 288(5466), 661–665. https://doi.org/10.1126/science.288.5466.661
- Reilinger, R., McClusky, S., Vernant, P., et al. (2000). GPS constraints on continental deformation in the Africa-Arabia-Eurasia continental collision zone. Journal of Geophysical Research: Solid Earth, 111(B5). https://doi.org/10.1029/2005JB004051
- Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute. (2025). Preliminary report on the April 23, 2025 Marmara Sea earthquake. Boğaziçi University Publications.
- United States Geological Survey (USGS). (2025). Preliminary shake map and aftershock distribution for the April 23, 2025 Marmara Sea Earthquake. https://doi.org/10.3133/ofr20251023
Comments
Post a Comment