Friday, May 31, 2024

Farklı Regresyon Modellerinin Karşılaştırılması: Bir Eleştiri

Sakin Kalmak : Hayatın En Önemli Dersi


"Yaşamdan öğreneceğin en önemli konu, en kötü durumunda bile soğukkanlı kalmayı başarmış olmaktır."

Bu söz, basit ama güçlü bir mesaj içeriyor. Hayat her zaman kolay değildir. Zorluklar, engeller ve stresli durumlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır. Önemli olan bu durumlarda nasıl tepki verdiğimizdir.

Soğukkanlı kalmak, stresli bir durumda bile mantıklı ve rasyonel düşünmemizi sağlar. Bu sayede doğru kararlar verebilir ve en iyi çözümleri bulabiliriz.

Peki, nasıl sakin kalabiliriz?

Sakin Kalmak İçin İpuçları:

  • Derin Nefes Alın: Stresli bir durumda ilk yapmanız gereken şey derin nefes almaktır. Bu, beyninize sakinleşme sinyalleri gönderir ve kalp atış hızınızı düşürür.
  • Düşüncelerinizi Kontrol Edin: Olumsuz düşüncelere odaklanmak sizi daha da strese sokacaktır. Bunun yerine, sakinleşmenize yardımcı olacak olumlu düşüncelere odaklanmaya çalışın.
  • Ortamdan Uzaklaşın: Mümkünse, stresli ortamdan bir süre uzaklaşın. Bu, birkaç dakika yürüyüş yapmak veya sakin bir müzik dinlemek kadar basit olabilir.
  • Meditasyon veya Yoga Yapın: Meditasyon ve yoga, stresi azaltmak ve sakin kalmak için etkili yöntemlerdir.
  • Profesyonel Yardım Alın: Kendi başınıza sakin kalmakta zorlanıyorsanız, bir terapist veya psikologdan yardım alabilirsiniz.

Soğukkanlılığın Faydaları:

  • Daha iyi karar verme
  • Daha iyi problem çözme
  • Daha az stres ve kaygı
  • Daha yüksek üretkenlik
  • Daha iyi ilişkiler

Sonuç:

Soğukkanlı kalmak, hayatın her alanında size yardımcı olacak önemli bir beceridir. Bu beceriyi geliştirmek için çaba sarf ederek daha mutlu, daha sağlıklı ve daha başarılı bir yaşam sürebilirsiniz.

Görsel:

Görselde, "Yaşamdan öğreneceğin en önemli konu, en kötü durumunda bile soğukkanlı kalmayı başarmış olmaktır." yazısı yer alıyor. Bu yazı, sakin kalmanın önemini vurgulamaktadır.

Wednesday, May 29, 2024

Fatih Sultan Mehmet Döneminde Yerbilimleri: Keşifler ve Gelişmeler

Fatih Sultan Mehmet, sadece bir savaşçı ve fetihçi olarak değil, aynı zamanda bilime ve bilim insanlarına da büyük önem veren bir hükümdardı. Bu ilgi, yerbilimleri alanında da kendini göstermiş ve Fatih döneminde bu alanda önemli gelişmeler yaşanmıştır.

Keşifler:

Fatih'in himayesinde, birçok önemli coğrafi keşif yapılmıştır. Bu keşifler sayesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları genişlemiş ve dünya hakkındaki bilgilerimiz artmıştır.

  • Güneydoğu Asya: Fatih döneminde, Osmanlı denizcileri Güneydoğu Asya'ya kadar uzanan seferler düzenlemişlerdir. Bu seferler sayesinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun ticaret yolları genişlemiş ve bölgeyle olan ilişkileri güçlenmiştir.

  • Afrika: Fatih döneminde, Osmanlı denizcileri Afrika kıyılarına da seferler düzenlemişlerdir. Bu seferler sayesinde, Afrika coğrafyası hakkında önemli bilgiler edinilmiştir.

  • Karadeniz: Fatih döneminde, Karadeniz'e de seferler düzenlenmiş ve bu bölgedeki Osmanlı hakimiyeti pekiştirilmiştir.

Gelişmeler:

Fatih'in yerbilimlerine verdiği önem, sadece keşiflerle sınırlı kalmamıştır. Bu alanda bilimsel çalışmalar da teşvik edilmiştir.

  • Haritacılık: Fatih döneminde, önemli harita eserleri üretilmiştir. Bu haritalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarını ve coğrafi özelliklerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

  • Coğrafya: Fatih döneminde, coğrafya ile ilgili önemli eserler de yazılmıştır. Bu eserler, o dönemdeki dünya hakkındaki bilgileri yansıtması bakımından önemlidir.

  • Jeoloji: Fatih döneminde, jeoloji ile ilgili de bazı çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar, o dönemdeki yerbilimleri bilgimizi geliştirmeye katkıda bulunmuştur.

Fatih'in yerbilimlerine verdiği desteğin sonuçları:

Fatih'in yerbilimlerine verdiği destek, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu sayede, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları genişlemiş, ticaret yolları artmış ve dünya hakkındaki bilgilerimiz gelişmiştir. Fatih'in mirası, günümüzde de geçerliliğini korumakta ve bize bilimin ve eğitimin önemini hatırlatmaktadır.

Fatih'in yerbilimleri alanına katkılarının bazı somut örnekleri:

  • Güneydoğu Asya'ya seferler düzenlenmesi ve bu bölgeyle olan ilişkilerin güçlendirilmesi.
  • Afrika kıyılarına seferler düzenlenmesi ve Afrika coğrafyası hakkında bilgi edinilmesi.
  • Karadeniz'e seferler düzenlenmesi ve bu bölgedeki Osmanlı hakimiyetinin pekiştirilmesi.
  • Önemli harita eserlerinin üretilmesi.
  • Coğrafya ile ilgili önemli eserlerin yazılması.
  • Jeoloji ile ilgili bazı çalışmaların yapılması.

Fatih Sultan Mehmet, sadece bir savaşçı ve fetihçi değil, aynı zamanda bilimin ve aydınlanmanın da bir öncüsüdür. Onun mirası, bize bilimin ve eğitimin önemini hatırlatmakta ve daha aydınlık bir gelecek için ilham vermektedir.








Tuesday, May 28, 2024

Duvarları Yıkıp Eğitimi Yenileme: Columbia Deneyimi!

 


Deprem Odaklı Şehirler ve Eşit Sigorta: Güvende Olmak Hakkımız!

Deprem, doğal afetler arasında en yıkıcı olanlardan biridir. Can kayıplarına ve maddi hasara yol açarak toplumları derinden etkileyebilir. Bu yıkıcı etkiyi en aza indirmek için depreme karşı hazırlıklı olmak ve sağlam binalar inşa etmek hayati önem taşır. Deprem odaklı şehir planlaması ve deprem sigortası da bu hazırlıkların önemli bir parçasını oluşturur.

Deprem Odaklı Şehirlerde Bilinçli Yaşam

Deprem odaklı planlama, bir şehrin depreme dayanıklı bir şekilde inşa edilmesine ve geliştirilmesine odaklanan bir yaklaşımdır. Bu planlamada, zemin etütleri, yapı yönetmelikleri, acil durum planları ve kentsel dönüşüm gibi unsurlar göz önünde bulundurulur. Deprem odaklı şehirlerde yaşayan insanlar, binalarının depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu bilirler ve olası bir depremde ne gibi riskler taşıdıklarının farkındadırlar.

Bu bilinç, deprem sigortası açısından da önemli bir rol oynar. Deprem sigortası yaptırmak, depremde meydana gelebilecek maddi hasarı karşılamak için bir güvencedir. Deprem odaklı şehirlerde, binaların depreme karşı dayanıklılığına göre değişen risk değerlendirmeleri yapılır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, sigorta primleri de değişkenlik gösterir. Depremde yıkılma riski yüksek olan zemin veya binada oturan kişiler, yaşarken daha yüksek sigorta primi öderler.

Plansız Şehirlerde Eşitsizlik ve Belirsizlik

Plansız şehirlerde ise durum tam tersi. Bu şehirlerde binaların depreme karşı dayanıklılıkları genellikle bilinmez. Zemin etütleri yapılmamış, yapı yönetmeliklerine uyulmamış ve kentsel dönüşüm çalışmaları yeterince yaygınlaşmamış olabilir. Bu nedenle, plansız şehirlerde yaşayan insanlar, binalarının depremde ne kadar risk taşıdığının farkında olmayabilirler.

Bu bilinç eksikliği, deprem sigortası yaptırma konusunda da bir engel teşkil eder. Plansız şehirlerde deprem sigortası genellikle sabit bir prim üzerinden hesaplanır. Bu durum, depreme karşı dayanıklı binalarda yaşayan kişiler için haksız bir yük oluştururken, riskli binalarda yaşayan kişilerin sigorta yaptırma teşvikini azaltır.

Eşitliğe Doğru Bir Adım: Dinamik Risk Değerlendirmesi

Deprem sigortası sisteminin plansız şehirlerde yaşayan insanlar için de adil ve eşitlikçi bir şekilde işlemesi için, dinamik risk değerlendirme sisteminin yaygınlaştırılması önemlidir. Bu sistemde, binaların depreme karşı dayanıklılığı, zemin etütleri ve diğer risk faktörleri göz önünde bulundurularak sigorta primleri belirlenir. Bu sayede, depreme karşı dayanıklı binalarda yaşayan kişiler daha düşük, riskli binalarda yaşayan kişiler ise daha yüksek sigorta primi öderler.

Deprem odaklı şehir planlaması ve dinamik risk değerlendirme sisteminin birlikte uygulanmasıyla, deprem sigortası plansız şehirlerde yaşayan insanlar için de bir güvence aracı haline gelebilir. Bu sayede, depreme karşı bilinç ve farkındalık artabilir, riskler azaltılabilir ve daha güvenli bir toplum inşa edilebilir.

Sonuç

Deprem, her zaman bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkacaktır. Önemli olan bu tehdide karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almaktır. Deprem odaklı şehir planlaması ve dinamik risk değerlendirme sistemi gibi araçlar, deprem sigortasını daha adil ve eşitlikçi bir hale getirerek bu hazırlık sürecine katkıda bulunabilir.





EK

Bazı Ülkelerde Uygulanan Deprem Sigortası Modelleri:

  • Türkiye (DASK): Zorunlu bir devlet sigortası sistemidir. Konut binalarını ve ticari binaları kapsar. Temel bir teminat sunar ve isteğe bağlı olarak ek teminatlar yaptırılabilir.
  • Japonya (JEI): Zorunlu bir devlet sigortası sistemidir. Konut binalarını ve ticari binaları kapsar. Temel bir teminat sunar ve isteğe bağlı olarak ek teminatlar yaptırılabilir.
  • Amerika Birleşik Devletleri: Özel sigorta şirketleri tarafından sunulan bir sigorta türüdür. Konut binalarını, ticari binaları ve altyapı tesislerini kapsayabilir. Sigortanın kapsamı ve primleri sigorta şirketine göre değişiklik gösterir.
  • Yeni Zelanda: Özel sigorta şirketleri tarafından sunulan bir sigorta türüdür. Konut binalarını, ticari binaları ve tarımsal ürünleri kapsayabilir. Zorunlu sigorta seçeneği de mevcuttur.
  • Kaliforniya (CEA): Kaliforniya eyaletinde özel sigorta şirketleri ve kamu iş birliğiyle sunulan bir sigorta türüdür. Konut binalarını kapsar. Temel bir teminat sunar ve isteğe bağlı olarak ek teminatlar yaptırılabilir.

Monday, May 27, 2024

Marmara'da Yaşanan Depremin Ardındaki Gerçekler

Bugün sizlere son depremler ve deprem gerçeği üzerine değerli bir söyleşi sunuyorum. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa'da öğretim üyesi olarak görev yapan Profesör Doktor Ali Osman Öncel'in katılımıyla gerçekleşen bu röportaj, depremlerin sadece tesadüf olmadığını, coğrafyamızın tektonik gerilme sisteminin aktif durumunu ve deprem riskini detaylı bir şekilde ele alıyor. Dün akşam Marmara'da meydana gelen ve İstanbul'da da hissedilen 3.8 büyüklüğündeki depremin ardından bu konunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Giriş: Bu önemli söyleşi, izleyicilere son depremlerin anlamını anlamak için bir fırsat sunuyor. Depremlerin sadece küçük olmadığı, orta büyüklükteki depremlerin bile yoğun nüfuslu bölgelerde ciddi endişe yarattığını öğreniyoruz.

Depremler ve Uyarı Sinyalleri: İstanbul ve Marmara çevresindeki korkunun, büyük depremler öncesi bir uyarı anlamına geldiğini keşfedin. Avrupa Deprem Ajansı'nın uyarıcı bir aplikasyonu üzerinden vatandaşların depremleri hissetmesi ve rapor etmesi, önemli bir ihbar ve duyum kaynağı haline geliyor.

Öncü Depremler ve Anormal Davranışlar: Prof. Dr. Ali Osman Öncel, öncü deprem kavramını açıklıyor ve Türkiye'deki geçmişteki öncü depremlere dair bilgileri paylaşıyor. Özellikle 1995 Dinar depremi öncesinde yaşananlar, deprem öncesi uyarı sinyalleri konusunda bilgilendirici olabilir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Riskli Alanlar: Marmara bölgesini 20 farklı parçaya ayırarak inceleyen Prof. Dr. Ali Osman Öncel, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın öncesi ve sonrasındaki anomali olayları üzerinde duruyor. Bu, bölgenin karmaşıklığını ve riskli alanları belirleme sürecini anlamamıza yardımcı oluyor.

Büyük Depremleri Engelleyen Dirençli Yapılar: İzmit depreminin ardından oluşan Çınarcık Çukurluğu örneği üzerinden, büyük depremleri durduran dirençli yapıların rolünü öğreniyoruz. Ancak, bu dirençli yapıların da bir sona ereceğini ve kırılma noktalarının olabileceğini unutmamak önemlidir.

Güncel Deprem Risk Haritası ve Önemli Bilgiler: Söyleşinin devamında, güncel deprem risk haritasının önemi vurgulanıyor. Prof. Dr. Ali Osman Öncel, 6/2 Maraş depremi sonrasında elde edilen verilerle 11 ildeki duyarlı yerleri belirlemenin ve bu noktalara müdahalelerin ne kadar kritik olduğunu paylaşıyor.

Risk Yönetimi ve Önlemler: Depremlerin etkilerini minimize etmek adına yapılması gerekenler konuşuluyor. Riskli alanlardaki yapıların güçlendirilmesi, vatandaşların güvenli bölgelere taşınması ve önceden alınacak önlemlerin ekonomik ve insanî olarak büyük bir fayda sağlayabileceği vurgulanıyor.

Sonuç: Prof. Dr. Ali Osman Öncel'in değerli katkılarıyla gerçekleşen bu söyleşi, depremlerle ilgili bilgi sahibi olmak ve önlem almak adına önemli bir kaynak niteliğindedir. Sizleri bu önemli söyleşiye davet ediyor, depremlerle ilgili farkındalığınızı artırmaya çağırıyorum.

Unutmayın, bilgi paylaştıkça çoğalır.

Sağlıklı günler dilerim.

Jeofizik Mühendisliği: Yeraltının Gizemlerini Çözen Genç Maceracılar!

Üniversite - Sektör İş Birliği: 10 Yıl Sonra Etkisini Tartışıyoruz!

Afet ve Çevre: Kirlenmenin Boyutları


5 Haziran Dünya Çevre Günü Yaklaşıyor! Kirlenmenin Boyutlarını Keşfedelim!
5 Haziran Dünya Çevre Günü yaklaşıyor ve bu özel günde, Nazif Gürdoğan hocamızla birlikte geçmiş yıllarda yaptığımız "Afet ve Çevre" başlıklı webinardan "Kirlenmenin Boyutları" konusunu tekrar gündeme getirmek istiyoruz.
Dünyamız, insan faaliyetleri sonucu büyük bir kirlilik tehdidi altında. Beşeri ve doğa kökenli afetler, bu tehdidin en somut sonuçları arasında yer alıyor. Bu webinarda, Nazif Gürdoğan hocamızla birlikte kirliliğin farklı boyutlarını inceledik ve afetlerin önlenmesi için neler yapılabileceğini konuştuk.
Webinar'da ele aldığımız bazı konular:
- Hava, su ve toprak kirliliğinin nedenleri ve etkileri
- Plastik kirliliğinin artan tehlikesi
- İklim değişikliği ve afetler arasındaki bağlantı
- Sürdürülebilirlik için neler yapabiliriz?
5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde siz de bu webinara katılarak kirliliğin boyutlarını keşfedebilir ve afetlerden korunmak için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Webinar'ı izlemek için: https://youtu.be/ExbnOhPn_QU
Birlikte daha temiz bir dünya için çalışalım!

The Cost of Staying True: The Struggle Between Humanity and Conscience 🌿

"It doesn't matter how good a person you are; you will be seen as the worst person the moment you make your first mistake." 📜...