Saturday, January 13, 2024

Bağımlı Depremleri İzleme Projesi: Nedir ve Neden Önemlidir?

Depremler, dünyanın her yerinde meydana gelen doğal afetlerdir. Büyük depremler, yıkıcı hasara ve can kaybına neden olabilir. Bağımlı depremler ise, ana depremden sonra meydana gelen ve genellikle daha küçük olan depremlerdir.

Bağımlı depremlerin incelenmesi, depremlerin davranışını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bu, gelecekteki depremleri daha iyi tahmin etmemize ve hazırlık yapmamıza yardımcı olabilir.

Türkiye'de, deprem sonrası acil gözlem araştırmaları (DEPAR) projesi, bağımlı depremleri izlemek için oluşturulmuştur. Bu proje, bir ana depremden sonra dinamik gerilme değişimini izlemek ve bağımlı depremlerin yer ve zamanlarını tahmin etmek için gerekli temel veriyi kayıt altına alır.

DEPAR projesi, 2008 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Kurumu (TÜBİTAK) ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından başlatıldı. Proje, 2011 Van depreminden sonra uygulandı.

Ancak, DEPAR projesinin eksiklikleri de var. Örneğin, projenin verileri, bilim camiasının tamamıyla paylaşılmıyor. Bu, projenin potansiyelini sınırlıyor.

DEPAR projesinin iyileştirilmesi için aşağıdaki öneriler yapılabilir:

  • Projenin verileri, bilim camiasının tamamıyla paylaşılmalıdır. Bu, projenin potansiyelini en üst düzeye çıkaracaktır.
  • Projenin görev tanımları net olarak belirlenmelidir. Bu, projenin daha verimli bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır.
  • Deprem verileri, rant ve çıkar sağlama amacıyla kullanılmamalıdır. Bu, projenin güvenilirliğini artıracaktır.

DEPAR projesi, bağımlı depremleri izlemek için önemli bir araçtır. Projenin iyileştirilmesi, depremlerin davranışını daha iyi anlamamıza ve gelecekteki depremleri daha iyi tahmin etmemize yardımcı olacaktır.

Bağımlı depremler neden önemlidir?

Bağımlı depremler, ana depremden sonra meydana gelen ve genellikle daha küçük olan depremlerdir. Ancak, bağımlı depremler bile yıkıcı hasara ve can kaybına neden olabilir.

Bağımlı depremler, ana depremin neden olduğu stres değişiklikleri nedeniyle meydana gelir. Ana deprem, yerkabuğundaki stresi serbest bırakır. Bu stres değişiklikleri, komşu kırıklarda depremlere neden olabilir.

Bağımlı depremler, ana depremin büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak değişebilir. Büyük ana depremler, daha fazla bağımlı depreme neden olabilir. Ana deprem, fay hattının yakınında meydana gelirse, daha fazla bağımlı deprem meydana gelebilir.

Bağımlı depremleri nasıl önleyebiliriz?

Depremleri tamamen önleyemeyiz. Ancak, bağımlı depremlerin riskini azaltmak için bazı önlemler alabiliriz.

  • Ana depremlerden sonra, bölgedeki stres değişikliklerini izlemek için jeofizik izleme sistemleri kullanabiliriz. Bu sistemler, bağımlı depremlerin meydana gelme olasılığını tahmin etmemize yardımcı olabilir.
  • Bağımlı depremlerin riskinin yüksek olduğu bölgelerde, binaları ve diğer yapıları güçlendirebiliriz. Bu, depremin neden olduğu hasarı azaltmaya yardımcı olacaktır.

Bağımlı depremler, depremlerin davranışını anlamamız için önemli bir faktördür. Bağımlı depremlerin nedenlerini ve riskini daha iyi anlayarak, gelecekteki depremleri daha iyi tahmin edebilir ve hazırlık yapabiliriz.


Referans: Öncel, A.O. 16 Ekim 2012

Baraj Güvenliği ve Yapı İzleme Jeofizik

Barajlar, sulama, enerji üretimi ve taşkın kontrolü gibi birçok amaç için kullanılan önemli yapılardur. Ancak, barajların yapımı ve yönetimi sırasında bazı riskler de vardır. Bu risklerden biri, barajların depremlere neden olabilmesidir.

Barajlar, su basıncı altındadır. Su seviyesinin artması, baraj duvarlarında ve tabanında gerilme artışına neden olur. Bu gerilmeler, tektonik olarak gerilmiş kırık sistemlerini tetikleyerek depremlere neden olabilir.

Baraj Depremleri

Baraj depremleri, tarih boyunca birçok kez meydana gelmiştir. Hindistan'daki Koyna Barajı, İtalya'daki Vajont Barajı ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Oroville Barajı, depremlere neden olan barajlara örnek olarak gösterilebilir.

Bu depremlerde, binlerce kişi ölmüş ve yaralanmıştır. Ayrıca, büyük maddi hasar meydana gelmiştir.

Baraj Depremlerini Önlemek İçin Yapı İzleme Jeofizik

Baraj depremlerini önlemek için yapı izleme jeofizik yöntemlerinden yararlanılabilir. Bu yöntemler, barajların ve çevresinin sürekli izlenmesini sağlar.

Yapı izleme jeofizik, aşağıdakileri ölçerek baraj güvenliğini değerlendirir:

  • Baraj ayaklarında ve tabanında meydana gelen gerilmeler
  • Baraj duvarlarında ve tabanında meydana gelen depremler
  • Su seviyesindeki değişiklikler

Bu ölçümler, barajların depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu belirlemek için kullanılır. Ayrıca, barajların depreme karşı güvenliğini artırmak için gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olur.

Yapı İzleme Jeofizik Yöntemleri

Yapı izleme jeofizik yöntemlerinden bazıları şunlardır:

  • Elektromanyetik yöntemler: Bu yöntemler, barajlardaki gerilmeleri ölçmek için elektrik ve manyetik alanlardan yararlanır.
  • Ses dalgaları yöntemi: Bu yöntem, barajlardaki gerilmeleri ölçmek için ses dalgalarından yararlanır.
  • Jeoradar yöntemi: Bu yöntem, barajlardaki gerilmeleri ölçmek için radar dalgalarından yararlanır.

Laymen Tonuyla Yeniden Yazılmış Metin

Barajlar, sulama, enerji üretimi ve taşkın kontrolü gibi birçok amaç için kullanılan önemli yapılardur. Ancak, barajların yapımı ve yönetimi sırasında bazı riskler de vardır. Bu risklerden biri, barajların depremlere neden olabilmesidir.

Barajlar, su basıncı altındadır. Su seviyesinin artması, baraj duvarlarında ve tabanında gerilme artışına neden olur. Bu gerilmeler, tektonik olarak gerilmiş kırık sistemlerini tetikleyerek depremlere neden olabilir.

Baraj depremleri, tarih boyunca birçok kez meydana gelmiştir. Hindistan'daki Koyna Barajı'nda meydana gelen depremde 200 kişi ölmüştür. İtalya'daki Vajont Barajı'nda meydana gelen depremde ise 2.000 kişi ölmüştür.

Baraj depremlerini önlemek için yapı izleme jeofizik yöntemlerinden yararlanılabilir. Bu yöntemler, barajların ve çevresinin sürekli izlenmesini sağlar.

Yapı izleme jeofizik, aşağıdakileri ölçerek baraj güvenliğini değerlendirir:

  • Baraj ayaklarında ve tabanında meydana gelen gerilmeler: Bu gerilmeler, barajların depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu belirlemek için kullanılır.
  • Baraj duvarlarında ve tabanında meydana gelen depremler: Bu depremler, barajların depreme karşı güvenliğini artırmak için gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olur.
  • Su seviyesindeki değişiklikler: Su seviyesindeki değişiklikler, barajlarda stres artışına neden olabilir. Bu durum da deprem riskini artırabilir.

Yapı izleme jeofizik yöntemlerinden yararlanarak, barajların depreme karşı güvenliğini artırabiliriz. Bu sayede, barajların neden olduğu depremlerin riskini azaltabiliriz.


Referans: Öncel, A.O. , 12 Haziran 2012

Friday, January 12, 2024

Marmara Bölgesi'nde Deprem Riskini Azaltmak İçin Deprem Asperiteleri Nasıl İzlenir?

Marmara Bölgesi'nde büyük depremler sıklıkla olur. Bu depremlerin önceden tahmin edilmesi zor olsa da, riski azaltmak için önlemler almak mümkündür.

Bunlardan biri, deprem asperiteleri olarak adlandırılan, büyük depremlerin oluşma ihtimali yüksek olan alanların izlenmesidir. Bu alanlar, bilim insanları tarafından belirlenmiştir.
Deprem asperitelerinin izlenmesi için, her bir alanda üzerinde izleme yapacak uzmanlardan oluşan gruplar oluşturulmalıdır. Bu gruplar, bölgedeki deprem etkinliğini yakından takip ederek, büyük bir deprem öncesinde anormal bir durum olup olmadığını belirlemeye çalışmalıdır.
Bu tür anormal durumlar, örneğin bölgedeki depremlerin artması, toprak kaymaları veya yeraltı su seviyesinde değişiklikler olabilir.
Deprem asperitelerinin izlenmesi, büyük bir depremin kesin olarak tahmin edilmesini sağlamaz. Ancak, böyle bir depremin yaklaşmakta olduğunun erkenden belirlenmesine yardımcı olarak, hazırlıklılığımızı artırabilir ve can ve mal kaybını azaltabilir.

Wednesday, January 10, 2024

Ev Alırken ve Yaşarken Deprem Riskini Azaltmanın Pratik Yolları ve Kentsel Dönüşüm Stratejileri

Merhaba sevgili okuyucular! Bugün sizlere 9 Ocak 2024 tarihinde TRT Radyo Haber Güne Bakış programında gerçekleşen özel bir anı paylaşmak istiyorum. Programın konuğu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Ali Osman Öncel, uzmanlığıyla deprem riski ve kentsel dönüşüm üzerine önemli bilgileri dinleyicilerle paylaştı. Program boyunca, Prof.Dr. Ali Osman Öncel'in anlatımıyla deprem riskini azaltma stratejilerinden, kentsel dönüşüm sürecine, sismik izolatör teknolojilerinden ev alırken dikkat edilmesi gerekenlere kadar pek çok konu ele alındı. Özellikle sismik izolatör teknolojisinin deprem riskini önemli ölçüde azaltabileceği vurgulanarak, dinamik bir sohbet gerçekleşti. Deprem gerçeğiyle yüzleşmek ve kentsel dönüşüme katkı sağlamak adına bu özel programı kaçırmamanızı öneririm. Prof.Dr. Ali Osman Öncel'in deneyim dolu anları ve değerli bilgileriyle dolu bu sohbeti sizlere aktarmaktan mutluluk duyuyorum. Daha fazlası için sayfamızı takip edin, sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz!

Sunday, January 7, 2024

Gerçekliğin Erozyonu: Post-Truth

Post-truth, gerçekliğin önemini yitirdiğini savunan bir kavramdır. Bu kavrama göre, gerçeklik, insanların duygularına, inançlarına ve önyargılarına göre değişebilir.


Post-truth'un temel özellikleri şunlardır:

  • Duyguların ve inançların öne çıkması: İnsanlar, duygularına ve inançlarına uygun olan bilgilere daha fazla ilgi duyar ve bu bilgilere daha fazla güvenir. Örneğin, bir kişi iklim değişikliğine inanmıyorsa, bu inancını destekleyen bilgilere daha fazla ilgi duyacaktır.
  • Alternatif gerçekliklerin ortaya çıkması: Farklı gruplar, kendi inançlarına ve önyargılarına dayalı olarak kendilerine özgü gerçeklikler yaratabilir. Örneğin, bir siyasi parti, kendi politikalarını desteklemek için yalan haberler veya dezenformasyon yayabilir.
  • Çeşitli bilgi kaynaklarına erişin ve bunları karşılaştırın.
  • Yalnızca tanıdığınız ve güvendiğiniz kaynaklardan bilgi alın.
  • Bilgileri eleştirel bir şekilde değerlendirin ve olası önyargılara dikkat edin.
  • Olaylara farklı bakış açılarından bakın

Post-truth, günümüz dünyasında oldukça önemli bir sorundur. Bu sorun, siyaset, ekonomik sistemler ve sosyal ilişkiler dahil pek çok alanda etkilerini göstermektedir. Post-truth ile başa çıkmak için, insanların gerçekliği sorgulama ve doğru bilgi kaynaklarına ulaşma becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir.

İşte post-truth ile başa çıkmak için bazı öneriler:

Post-truth, günümüz dünyasının önemli bir sorunudur. Bu sorunun farkında olmak ve onunla başa çıkmak için çabalamak önemlidir.

Layman tonuyla açıklama:

Daha önce, gerçeklik herkes için aynıydı. Gerçekler, kanıtlara ve mantığa dayanıyordu. Ancak günümüzde, gerçekliğin önemi azalmaya başladı. İnsanlar, duygularına, inançlarına ve önyargılarına göre gerçeği yorumlayabiliyorlar.

Bu duruma post-truth deniyor. Post-truth'un temel özelliği, gerçekliğin herkes için aynı olmadığıdır. Farklı insanlar, aynı olaya farklı gerçeklikler atfedebilirler.

Post-truth, günümüz dünyasında oldukça önemli bir sorundur. Bu sorun, siyaset, ekonomik sistemler ve sosyal ilişkiler dahil pek çok alanda etkilerini göstermektedir. Örneğin, bir siyasi parti, kendi politikalarını desteklemek için yalan haberler veya dezenformasyon yayabilir. Bu durum, insanların doğru kararlar almasını zorlaştırabilir.

Post-truth ile başa çıkmak için, insanların gerçekliği sorgulama ve doğru bilgi kaynaklarına ulaşma becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Bu becerileri geliştirmek için, çeşitli bilgi kaynaklarına erişmek, bilgileri eleştirel bir şekilde değerlendirmek ve olası önyargılara dikkat etmek önemlidir.

Referanslar:

  • McIntyre, L. (2018). Post-truth: How lies win elections and weaken democracies. London: Bloomsbury.
  • Keyes, R. (2017). The post-truth era: Politics in a world where anything goes. New York: St. Martin's Press.
  • Pomerantsev, P. (2014). Truth or dare: The rise of the post-truth era. New York: PublicAffairs.


The Cost of Staying True: The Struggle Between Humanity and Conscience 🌿

"It doesn't matter how good a person you are; you will be seen as the worst person the moment you make your first mistake." 📜...