Saturday, November 4, 2023

Depremlerin Önemi ve Depremlerden Alınan Dersler

Depremler, dünya genelinde yıllık olarak milyonlarca insanı etkileyen doğal afetler arasında yer almaktadır. Bu doğal olaylar, yaşanılan bölgelerde ciddi yıkımlara, can kayıplarına ve ekonomik kayıplara neden olabilirler. Depremler sırasında meydana gelen toprak kaymaları, bina yıkılmaları ve tsunamiler gibi etkiler, insan hayatı üzerinde derin izler bırakabilir.


Bu nedenle, depremler ve afet haberciliği konuları son derece önemlidir. Depremlerin doğası ve etkileri hakkında bilgi sahibi olmak, önleyici önlemler almayı ve afet anında nasıl davranılacağını anlamayı kolaylaştırır. Ayrıca, geçmiş depremlerden alınan dersler, gelecekteki hazırlıklar için büyük bir rol oynamaktadır.

Depremler, insanların dayanışmasını ve yardımlaşmasını da teşvik eder. Deprem sonrası toplumun bir araya gelip yardımlaşması, afetzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılamak ve felaket sonrası iyileşme sürecine destek olmak için kritik bir öneme sahiptir.

Özellikle depremi yaşamış bireyler, bu tür afetlerin ciddiyetini ve hayatlarını nasıl etkileyebileceğini daha iyi anlarlar. Deprem anı ve sonrasını deneyimlemiş olanlar, bu konuda daha fazla farkındalık yaratmak ve bilinçli davranmak için önemli bir rol oynarlar.

Depremler hakkında bilgi sahibi olmak ve afet haberciliği konularına ilgi göstermek, toplumların daha güvenli ve hazırlıklı olmalarına katkı sağlar. Bu nedenle, depremlerin önemi ve depremlerden alınan dersler, herkesin üzerinde düşünmesi gereken konulardır.

Deprem Güvenli Yapılaşma Standartlarının Uluslararası Uyarlaması

Bir Jeofizik profesörü olarak Türkiye'de Saha Sismolojisi dersini ilk açan ve yıllarca Deprem Güvenli Yapılaşma Standartlarını geliştirmek için çalışan bir akademisyenim. TMMOB Jeofizik Mühendisleri 12. Dönem İstanbul Şube Başkanlığı görevimi yürütürken bu konuya önem verdim. Ayrıca Türkiye Standartlar Enstitüsü'nü ziyaret ettim ve bir sivil toplum kuruluşunun dergisinde 'Standartlı Mühendislik' hakkında bir yazı yazdım. Ancak tüm bu çabalarıma rağmen, katkı sağlayıp sağlamadığımı tam olarak bilemiyorum.

Beklenen İstanbul depremi öncesi birçok yeni inşa edilen gayrimenkul projesini ziyaret ettim ve depreme karşı daha güvenli yapılar inşa etmek için Jeofizik Raporları talep ettim. Ancak dünya genelinde kabul edilen mühendislik standartlarına uygun bir rapor bulamadım. Gayrimenkul satış yöneticileri ve müteahhitler, "Belediye onay verdi!" diyerek taleplerimi sıklıkla reddettiler.

Aslında sorun, Jeofizik Mühendisleri ve bu talepleri yerine getirmeye istekli Jeofizik Mühendislerinde değil. Sorun, dünyanın en büyük deprem riski altında olan İstanbul gibi yerel yönetimlerde, uluslararası mühendislik standartlarını talep etmeyen veya bu standartları anlayacak bilgiye sahip olmayan deneyimli Jeofizik Mühendislerini istihdam etmeyen yerel yönetimlerde.

Ne olursa olsun, büyük bir deprem sonrası tüm yıkım ve kayıpların baş sorumlusu yerel yöneticiler olacaktır. Birçok Jeofizik Mühendisliği bölümünün olduğu bir ülkede, uluslararası standartlara uygun Jeofizik Mühendisliği için gereken şartnameleri hazırlamayan bu yönetimler sorumludur.

Katar'da, Amerika'da, Japonya'da ve Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi İnşaat Jeofiziği standartları aynıdır. Bu standartlar şunları gerektirir:

  1. Yetkin Mühendisler: En az 20 yıl saha deneyimine sahip uzman mühendisler.
  2. Yetkin Ekipman: En az 48 kanallı Jeofizik ekipmanı.
  3. Yetkin Kalibrasyon: Tüm sensörlerin güncel kalibrasyon test belgelerini isteme.
  4. Yetkin Yöntemler: Sismik kırılma için uzun 240 metrelik bir profil ve MASW çalışmaları için kısa 120 metrelik bir profil gereksinimi.
  5. Yetkin Enerji: En az 800 Joule enerji üreten bir kaynak kullanımı.
  6. Yetkin Jeofonlar: Sismik kırılma için 8Hz, Sismik MASW için 4.5 Hz jeofon gerekliliği.
  7. Yetkin Çözünürlük: Jeofonlar arası en fazla 5 metre açıklık gerekliliği Sismik kırılma için, Sismik MASW için ise en fazla 2.5 metre açıklık gerekliliği.
  8. Yetkin Vuruş Sayısı: En az 11 vuruş gerekliliği Sismik MASW için.
  9. Kuyu İçi 3 Jeofonlu Sismik: Yüzey sismolojisi ile karşılaştırmalar yapmak ve yüzeyden tahmin edilen sismik hız sapmalarını düzeltmek amacıyla.
  10. Deneme Çalışması: Profil boyunca bir günlük deneme çalışması yapılması ve sonuçların kurum içi mühendis onayından geçtikten sonra "Profil Boyunca Sismoloji" çalışmalarına başlama gerekliliği
NOT: 4 Kasım 2019 tarihli yazı yeniden düzenlendi.

Friday, November 3, 2023

Depremler ve Okullar: Eğitim Kurumlarının Dayanıklılığı

Merhaba değerli öğrencilerim, bugün afet haberciliği dersinde özellikle depremler ve binaların bu depremlere karşı dayanıklılığını ele alacağız. Gelin ilk olarak 6 Şubat 2023 tarihli büyük depremler sonrasında hastanelerin durumunu inceleyelim. Amerika'dan gelen bilim insanları, dünyada ilk defa bu büyüklükteki depremlere karşı şehir hastanelerinin ayakta kalabilmesi üzerine incelemelerde bulunmuşlardır. Bu incelemeler sonucunda, Türkiye'nin şehir hastaneleri tam not almıştır. Peki, bu başarının arkasında ne yatıyor?

Sağlık Bakanlığımız, 2012 yılında bir kararla, 100 yatak kapasitesinden fazla olan tüm hastanelerde sismik izolatör kullanımını zorunlu hale getirdi. Sismik izolatör, depremin kuvvetini zeminden binalara geçişi sırasında büyük oranda filtreleyerek yapıların deprem etkilerini daha az hissetmesini sağlar. Özellikle şehir hastanelerimiz bu sistemi kullanarak, deprem sırasında operasyonlarını bile kesmeden çalışmalarını sürdürebilmiştir. Ancak, ne yazık ki bazı eski hastanelerimizde hasarlar gözlemlendi.

Bir diğer önemli konu ise okullar. Deprem yönetmeliklerimize göre hastane ve okul gibi kamu binalarının, normal konutlara göre %50 daha güçlü yapılmak zorunda olduğunu belirtmeliyim. Ancak ne yazık ki bu yönetmeliklere rağmen bazı okullarımızda eksiklikler veya uyumsuzluklar gözlemlendi. Örnek vermek gerekirse, son deprem sonrasında İstanbul'da 73 okul, riskli olduğu gerekçesiyle boşaltıldı. Bu durum, deprem yönetmeliklerimizin ne kadar mükemmel olursa olsun, denetimin ve uygulamanın da bir o kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak, depremler karşısında binalarımızın dayanıklılığı, sadece yönetmeliklerle değil, bu yönetmeliklerin doğru uygulanmasıyla mümkündür. Yapı mühendislerimiz, yönetmeliklere uygun projeler geliştirirken, denetim mekanizmalarımızın da bu projelerin doğru bir şekilde hayata geçirilmesini sağlaması gerekiyor. Depremler ve binaların dayanıklılığı konusu sadece inşaat sektörünü değil, toplumun genel güvenliğini de ilgilendiren bir konu olup, bu dersimizde bu kritik meseleyi daha yakından inceleyeceğiz.





Çanakkale AFAD İl Müdürüyle Afet Yönetimine Dair Özel Röportaj

Afetlerin doğal döngülerde kaçınılmaz bir parça olmasına rağmen, onlara nasıl yanıt verdiğimiz ve toplumlarımızı nasıl daha dirençli hale getirdiğimiz konusunda büyük bir fark yaratabiliriz. Bu çerçevede, afet yönetimi üzerine olan bilgimizi ve deneyimlerimizi paylaşmak amacıyla Çanakkale AFAD İl Müdürü ile derinlemesine bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajın odağında, afet yönetiminin dinamiklerine, kurumsal yapı değişikliklerine, hazırlık süreçlerine ve Çanakkale gibi özel coğrafi konumda olan bir ilin afet yönetimindeki özgün deneyimlerine dikkat çekiyoruz.

Günümüzde, özellikle depremler gibi doğal afetlerin sıkça gündeme gelmesiyle birlikte, bu tür felaketlere karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuz ve toplum olarak nasıl bir bilinç seviyesine sahip olduğumuz soruları daha fazla önem kazanmıştır. Çanakkale, hem tarihsel deprem faaliyetleriyle hem de coğrafi konumuyla afet yönetiminin öne çıktığı bölgelerden biridir. Bu nedenle, Çanakkale AFAD İl Müdürü'nün perspektifi, bu alandaki bilgi birikimimizi ve pratiğimizi geliştirmek için benzersiz bir fırsat sunmaktadır.

Bu özel röportajda, afet yönetiminin kapsamından deprem sonrası koordinasyona, arama-kurtarma eğitimlerinden afete dirençli kent planlamasına kadar birçok konuda derinlemesine bilgiler edinme fırsatı bulacaksınız. Ayrıca, gönüllülük ve eğitim programlarından uluslararası işbirliğine kadar olan süreçlerde Çanakkale'nin özgün deneyimlerini de öğrenme fırsatınız olacak.

Özetle, afet yönetimi alanında uzun yıllardır deneyim kazanmış olan Çanakkale AFAD İl Müdürü'nün vizyonu ve deneyimleri, bu röportaj aracılığıyla sizlerle buluşuyor. Afetlere karşı daha bilinçli ve hazırlıklı bir toplum yaratma amacıyla paylaşılan bu bilgilerin, hem bireyler için hem de toplum için kritik öneme sahip olduğuna inanıyoruz.



The Cost of Staying True: The Struggle Between Humanity and Conscience 🌿

"It doesn't matter how good a person you are; you will be seen as the worst person the moment you make your first mistake." 📜...