Saturday, February 24, 2024

Çöpler Maden Faciası Sonrası Diri Fay Haritasında Değişiklik Yapıldı mı?

Çöpler Maden Faciası'ndan sonra Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü'nün (MTA) diri fay haritasında değişiklik yaptığına dair haberler çıktı. Bu haberler doğrultusunda, İliç Maden faciası öncesi ve sonrası diri fay haritaları karşılaştırılarak bölgedeki diri fay verilerinde değişiklik olup olmadığı araştırıldı.

Araştırmada:

  • Kırmızı renkle gösterilen kırıklar, İliç Maden faciası öncesi maden sahası çevresindeki kırıkları,
  • Beyaz renkle gösterilen kırıklar ise facia sonrası MTA'nın internet sitesinden indirilen KMZ formatlı verilerdeki kırıkları temsil ediyor.

Sonuçlar:

  • Haritalara işlenen diri faylara bakıldığında, İliç Maden faciasından sonra ilave olarak işaretlenmiş yeni kırıklar olduğu görülüyor.
  • Bu durum, facia sonrası bölgede yapılan güncellemelerle diri fay verilerinin işlendiğini düşündürüyor.

Ancak:

  • Diri fayların güncellenmesinde gecikme olduğu ve bu gecikmenin deprem üretme potansiyeli olan kırıkların önceden gösterilmemesine ve alınacak önlemlerin yetersiz kalmasına neden olabileceği endişesi var.

Görsel:

Gönderilen görsel, İliç Maden faciası öncesi ve sonrası diri fay haritalarının karşılaştırılmasını gösteriyor. Görselde kırmızı ve beyaz renkte gösterilen kırıklar ve ilave olarak işaretlenmiş yeni kırıklar net bir şekilde görülüyor.


Depremde güvende olmak için zeminin sağlamlığını öğrenmek ister misin?

Depremler, özellikle Türkiye gibi aktif fay hatları bulunan bölgelerde büyük bir risk oluşturmaktadır. Yaşadığımız bölgenin zeminin sağlamlığı deprem sırasında binanın nasıl etkileneceğini doğrudan etkilemektedir. Peki, bir vatandaş olarak zeminin sağlamlığını nasıl anlayabiliriz?

1. Yapı Denetim Belgesi:

Eğer binanız 2000 yılından sonra inşa edildiyse, Yapı Denetim Belgesi'ne sahip olması gerekir. Bu belgede Zeminin Durumu bölümü ZA, ZB, ZC, ZD veya ZE olarak belirtilmiştir.

  • ZA ve ZB: Çok iyi jeofizik zemini
  • ZC: Orta jeofizik zemini
  • ZD ve ZE: Çok kötü jeofizik zemini

2. Jeofizik Zemin Projesi:

Eğer binanız 2000 yılından önce inşa edildiyse veya Yapı Denetim Belgesi'ne sahip değilse, en az 5 yıl deneyimli bir jeofizik mühendisi tarafından Jeofizik Zemin Projesi yaptırabilirsiniz. Bu proje ile zeminin sağlamlığı ve bina için uygun temel tipi belirlenebilir.

3. USGS VS30 Mapping:

USGS (Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu) tarafından sunulan VS30 Mapping aracını kullanarak bulunduğunuz bölgenin zeminin sağlamlığı hakkında bilgi edinebilirsiniz. Bu araç, global topografik eğim verilerini kullanarak zeminin sismik kesme dalga hızını (Vs30) tahmin etmektedir.

Vs30 değeri:

  • 360 m/saniyeden yüksek: İyi zemin
  • 180-360 m/saniye: Orta zemin
  • 180 m/saniyeden düşük: Kötü zemin


Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Yukarıdaki yöntemler, zeminin sağlamlığı hakkında genel bir fikir vermektedir. Kesin bilgi için jeofizik etüt yaptırılması gerekmektedir.
  • Deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmiş binalar, zemin sağlamlığı nispeten düşük olsa bile depreme karşı daha dayanıklıdır.
  • Bina yaşı, kullanılan malzemeler, kat sayısı gibi faktörler de deprem dayanıklılığını etkilemektedir.

Unutmayın: Deprem anında panik yapmadan, önceden belirlenmiş tahliye planına göre hareket etmek ve güvenli bir bölgeye sığınmak hayati önem taşımaktadır.

Ek Kaynaklar:

  • Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı: https://www.afad.gov.tr/
  • Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği: [geçersiz URL kaldırıldı]

Wednesday, February 21, 2024

1940 Kayseri Develi Depremi: 84 Yıl Sonra Unutulmadı!

21 Şubat 2015'te Develi'de düzenlenen konferansta 1940 yılında yaşanan depremi andık ve depreme karşı nasıl hazır olabileceğimizi konuştuk.

84 yıl sonra 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri hepimize deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Kayseri'nin de afet bölgesi ilan edilmesiyle Develi'de 1940 depreminin anılması daha da önem kazandı.

Evet, deprem çantası hazırlamak, ilk yardım bilgisini öğrenmek ve tahliye planı yapmak hayat kurtarabilir. Fakat asıl önemli olan, depremden önce gerekli önlemleri almak ve şehirlerimizi depreme karşı güvenli hale getirmektir.

Jeofizik Vs30 zemin verisini esas alarak kentin geleceğini güvene almak, dirençli zeminlere kenti taşımak ve dirençsiz zeminlerde yapılmış eski binaları yenilemek veya güvenli hale getirmek can güvenliğimiz için hayati önem taşımaktadır.

Deprem gerçeğini kabullenmek ve bilinçli hareket etmek hayat kurtarır!



20 Şubat 2019 Çanakkale Depremi ve İstanbul ile İlişkisi

EMSC: Vatandaş deprem şiddet verileri.

Soru: 20 Şubat 2019 tarihinde Çanakkale'de meydana gelen deprem hakkında bilgi verebilir misiniz?

Cevap: 20 Şubat 2019 tarihinde Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem 9 km derinlikte gerçekleşti ve 10 saniye sürdü. Depremden dolayı 51 kişi yaralandı ve 200'den fazla bina hasar gördü. 7 bina ise yıkıldı. Deprem İstanbul'da da hissedildi.

Soru: Depremden etkilenen bölgeler nerelerdir?

Cevap: Depremden en çok Ayvacık ilçesi etkilendi. Ezine, Gökçeada ve Bozcaada'da da bazı binalarda hasar meydana geldi.

Soru: Deprem önceden bilinir miydi?

Cevap: Deprem, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bir kolu olan Saros Körfezi Fay Hattı üzerinde gerçekleşti. Bu fay hattı, daha önce de 1912 yılında 7.4 büyüklüğünde bir depreme neden olmuştu. AFAD ve Kandilli Rasathanesi gibi kurumlar bölgedeki deprem aktivitesini sürekli olarak izliyor ve olası depremlere karşı uyarılar yapıyor. 20 Şubat 2019 depremi öncesinde de bu kurumlar tarafından bölgeye yönelik uyarılar yapılmıştı.

AFAD Verileri. Ayvacık depremi var, fakat neden
olan kırık haritaya işlenmemiş.

Soru: 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri ile 20 Şubat 2019 Çanakkale depremi arasında bir bağlantı var mı?

Cevap: Her iki deprem de farklı fay hatları üzerinde gerçekleşti. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde, 20 Şubat 2019 Çanakkale depremi ise Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bir kolu olan Saros Körfezi Fay Hattı üzerinde gerçekleşti.

Soru: Depremden ne gibi dersler çıkarabiliriz?

Cevap: Depremler bize doğal afetlerin ne kadar yıkıcı olabileceğini göstermiştir. Deprem şiddeti, yerin derinliği, fay hattına olan uzaklık ve zemin tipi gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir. Yumuşak zeminlerde ve depreme dayanıklı olmayan yapılarda yaşayan insanlar, depremi daha şiddetli hissetmiştir. Büyük İstanbul Depremi ve diğer olası depremlere karşı gerekli önlemlerin alınması ve depreme karşı hazırlıklı olunması önemlidir.

Tuesday, February 20, 2024

Depremleri Afete Dönüştüren Yapılaşmaya Karşı Jeofizik Mühendisliği!

Depremler, hayatımızın her anında karşımıza çıkabilecek doğal afetlerdir. Peki, depremleri afete dönüştüren şey nedir? Yapılaşma! Evet, yanlış ve depreme dayanıklı olmayan binalar inşa etmek, depremleri daha yıkıcı hale getiriyor.

Jeofizik Mühendisliği tam da bu noktada devreye giriyor. Uluslararası standartlara (EuroCode) uygun şekilde çalışan Jeofizik Mühendisleri, depremin şiddetini büyütecek yapılaşmaya uygun olmayan "afeti tetiklemeye hazır" alanları ve yapıları belirliyor.
Jeofizik Mühendisliği ne yapıyor?
  • Depremi afete dönüştürecek riskli alanları buluyor.
  • Depremden kaynaklı can ve mal kayıplarını azaltıyor.
  • Depremden önce gerekli önlemlerin alınmasını sağlayarak afeti önlüyor.
Jeofizik Mühendisliği olmasaydı:
  • Depremler daha fazla yıkıma neden olurdu.
  • Daha fazla can kaybı ve maddi hasar yaşanırdı.
  • Depremden sonra toparlanmak daha uzun zaman alırdı.
Jeofizik VARSA Afeti Önleyecek ÇÖZÜM Var!
Depremlere karşı daha güvenli bir toplum için Jeofizik Mühendisliği'nin önemini anlamak ve bu alanda daha fazla çalışmaya önem vermek gerekiyor.
Jeofizik Mühendisliği ile:
  • Depremlere karşı daha dayanıklı binalar inşa edebiliriz.
  • Depremden kaynaklı can ve mal kayıplarını en aza indirebiliriz.
  • Daha güvenli ve yaşanabilir bir şehirler kurabiliriz.
Unutmayalım, Jeofizik Mühendisliği ile depremleri afete dönüştürmeden önce önlem alabiliriz!




Depreme Karşı Hazırlıkta VS30 Sismolojinin Önemi!

Depremler, hayatımızı her an tehdit eden doğal afetlerdir. Depremlere karşı hazırlıklı olmak ve olası riskleri en aza indirmek için birçok çalışma yapılıyor. Bu çalışmalardan biri de VS30 sismolojisi kullanarak zemin etütleri yapmak.

VS30 nedir?
VS30, bir bölgenin zemin yapısının 30 metre derinliğe kadar olan kısmının deprem dalgalarını ne kadar hızlı ilettiğini gösteren bir değerdir. Bu değer, zemin türüne ve katmanlarına göre değişir.
VS30 neden önemlidir?
VS30 değeri, bir bölgenin depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu gösterir. VS30 değeri yüksek olan zeminler, deprem dalgalarını daha hızlı iletir ve bu da binalarda daha az hasara neden olabilir. VS30 değeri düşük olan zeminler ise deprem dalgalarını daha yavaş iletir ve bu da binalarda daha fazla hasara neden olur.
Ulusal VS30 Haritalama Projesi
Depreme karşı hazırlık çalışmaları kapsamında Ulusal VS30 Haritalama Projesi'nin başlatılması öneriliyor. Bu proje kapsamında, Türkiye'nin tüm bölgelerinin VS30 değerleri belirlenecek. Bu sayede, her bölgenin depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğu bilinmiş olacak ve buna göre binaların tasarımı ve yapımında gerekli önlemler alınabilecek.
Ulusal VS30 Haritalama Projesi'nin faydaları:
  • Binaların depreme karşı dayanıklılığının artması
  • Depremden kaynaklı can ve mal kayıplarının azalması
  • Kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması
  • Deprem sigortası primlerinin daha adil bir şekilde belirlenmesi
Sonuç olarak, VS30 sismolojisi depreme karşı hazırlık çalışmaları için oldukça önemli bir araçtır. Ulusal VS30 Haritalama Projesi'nin başlatılması, depreme karşı daha güvenli bir toplum oluşturmak için önemli bir adım olacaktır.


Depreme Güvenli Mekanlar için Jeofizik Görüntüleme!

30 metreye kadar toprağın ne kadar sağlam olduğunu nasıl öğrenebiliriz?

Jeofizik Görüntüleme Teknolojisi ile! Bu teknoloji sayesinde 100 metre genişliğinde ve 30 metre derinliğinde toprağın 3 boyutlu görüntüsünü oluşturabiliyoruz. Bu sayede depreme karşı en güvenli yerleri belirleyebiliyoruz.
Neden Jeofizik Görüntüleme Teknolojisi kullanmalıyız?
  • Toprağın gerçek durumunu en hatasız şekilde ortaya çıkarır.
  • Depreme karşı en güvenli yerleri belirlememizi sağlar.
  • Sıfır riskli yer mühendisliği çalışmaları yapmamıza yardımcı olur.
  • Depreme karşı güçlü mekânsal dönüşüm sağlamamızı mümkün kılar.
Maraş depremleri sonrası ne yapmalıyız?
  • Sıfır riskli yer mühendislik çalışmaları standart olmalı.
  • Yetkin mühendislik sınavlarını geçmiş mühendisler ile çalışmalıyız.
  • Yer ve yapı olarak depreme karşı güçlü mekansal dönüşüm sağlamalıyız.
Jeofizik Görüntüleme Teknolojisi ile depreme karşı daha güvenli bir gelecek inşa edebiliriz!

Toplantıda Kendini Tanıtma İpuçları!

Bir toplantıda kendinizi tanıtmanız gerektiğinde şunları yapabilirsiniz:

1. Kendinizi Kısa ve Öz Bir Şekilde Tanıtın:
  • Adınızı, soyadınızı ve mesleğinizi söyleyin.
  • Neden bu toplantıda olduğunuzu ve ne hakkında bilgi vermek istediğinizi açıklayın.
  • Konuşmanıza başlamadan önce kendinize verilen süreyi göz önünde bulundurun ve buna göre planlama yapın.
2. Konuşmanızı İlgi Çekici Hale Getirin:
  • Konuşmanıza ilgi çekici bir hikaye veya anekdot ile başlayabilirsiniz.
  • Görsel materyaller kullanarak sunumunuzu zenginleştirebilirsiniz.
  • Ses tonunuzu ve beden dilinizi etkili bir şekilde kullanın.
3. Hedef Kitlenize Odaklanın:
  • Sunumunuzu toplantıdaki katılımcıların bilgi seviyesine ve ilgi alanlarına göre uyarlayın.
  • Teknik terimler kullanmaktan kaçının veya kullandığınız terimleri açıklayın.
  • Katılımcıların sorularını yanıtlamaya ve onlarla etkileşime girmeye hazır olun.
4. Kendinize Güvenin:
  • Göz teması kurarak ve açık bir sesle konuşarak kendinize güvendiğinizi gösterin.
  • Heyecanlıysanız, derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışın.
  • Hazırlıklı olduğunuzu ve ne hakkında konuştuğunuzu bildiğinizi gösterin.




DEPREM NEDİR VE İŞ İNSANLARI NEDEN DİKKAT ETMELİ?

Depremler, yer kabuğundaki fay hatları kırıldığında ortaya çıkan ve büyük sarsıntılara neden olan doğal afetlerdir. Bu sarsıntılar binalara ve diğer yapılara zarar verebilir, can ve mal kayıplarına yol açabilir.

İş insanları için deprem önemli bir konudur çünkü:
1. Can ve Mal Güvenliği: Depremler yıkıcı olabilir ve işyerleri de bu yıkımdan etkilenebilir. İş insanları, depreme karşı hazırlıklı olarak çalışanlarının ve müşterilerinin can ve mal güvenliğini korumak için gerekli önlemleri almalıdır.
2. İş Kesintisi: Depremler işyerlerinde hasara ve maddi kayıplara neden olabilir. Bu da iş akışının kesintiye uğramasına ve işyerinin kapanmasına yol açabilir. Depreme karşı hazırlıklı olmak, iş kesintisi riskini azaltmaya yardımcı olur.
3. Ekonomik Kayıplar: Depremlerden kaynaklanan ekonomik kayıplar oldukça fazladır. İşyerlerinde depreme karşı gerekli önlemler alınmazsa, bu kayıplar daha da artabilir.
4. Sosyal Sorumluluk: İş insanları, çalışanlarının ve toplumun güvenliğini ve refahını korumak için sosyal sorumluluk sahibidir. Depreme karşı hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak bu sorumluluğun bir gereğidir.
5. Çalışan Motivasyonu: Depremden etkilenen çalışanlar travma yaşayabilir ve işlerine konsantre olmakta zorlanabilirler. İş insanları, deprem hakkında bilgi vererek ve çalışanlarına destek olarak motivasyonlarını ve üretkenliklerini artırabilir.
6. Yasal Zorunluluklar: Birçok ülkede işyerlerinin depreme karşı güvenli olması için yasal düzenlemeler mevcuttur. İş insanları bu düzenlemelere uymak zorundadır.
7. Toplumsal Farkındalık: İş insanları, deprem konusunda toplumsal farkındalığı artırmak için önemli bir rol oynayabilir. Çalışanlarına ve çevrelerine deprem hakkında bilgi vererek ve bilinçlendirme çalışmaları yaparak daha güvenli bir toplum inşa edilmesine katkıda bulunabilirler.
Depreme karşı hazırlıklı olmak için:
  • Binaların depreme dayanıklı olduğundan emin olun.
  • Acil durum planı hazırlayın ve çalışanlarınızı bu planla ilgili eğitin.
  • Acil durum malzemeleri ve ekipmanları bulundurun.
  • Deprem anında yapılması gerekenleri öğrenin ve çalışanlarınızı bilinçlendirin.
Deprem, her an ve her yerde olabilecek bir doğal afettir. İş insanları, depreme karşı hazırlıklı olarak can ve mal güvenliğini korumak, iş kesintisi riskini azaltmak, ekonomik kayıpları önlemek ve sosyal sorumluluk gereğini yerine getirmek için gerekli adımları atmalıdır.



Afetin Doğası I Ali Osman ÖNCEL

 



… her nimetin bir külfeti var. Gülü seven dikenine katlanır…

… her nimetin bir külfeti var. Gülü seven dikenine katlanır. Biz bu vatanı seviyoruz, cennet vatan diyoruz. O zaman diken mertebesindeki bu fay üzerinde meydana gelecek depremleri ciddiye almamız gerekir.
 

Mehmet Kaman: Euzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü. Kıymetli izleyenlerimiz, yeni bir Siyer’in Sayfaları’ndan programıyla sizlerle birlikteyiz. Bugün Siyer dergimizin yeni dosya konusu olan doğal afetleri ele alacağız. Konunun uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Öncel beyefendi ile birlikteyiz. Doğal afetlerle ilgili birkaç sorumuzu ileteceğiz hocamıza ve onun da cevaplarını alacağız. Bu vesileyle evvela 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş Pazarcık merkezli meydana gelen 11 ilimizi de etkileyen, binlerce insanımızın canını kaybettiği depremler nedeniyle ölenlerimize rahmet diliyoruz. Kalanlarımıza da yaralı olanlara öncelikle acil şifalar ve sabırlar diliyoruz. Allah bir daha böyle depremler yaşatmasın duasıyla programımıza başlamak istiyorum. Hocam hoşgeldiniz, safalar getirdiniz.

Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Hoşbulduk efendim. Teşekkür ederim gerçekten böyle bir fırsatı verdiğiniz için; çünkü bugüne kadar konuştuğum kitleler arasında ilahiyatçılar yok. İlk defa konuşma fırsatını elde etmiş oldum. Teşekkür ediyorum.

Mehmet Kaman: Eyvallah, biz teşekkür ederiz. Şeref verdiniz. Kısaca sizi tanıyarak programımıza başlamak isteriz hocam.

Prof. Dr. Ali Osman Öncel: 1989: İstanbul Üniversitesi'nden mezun oldum.

1992: Yüksek lisansımı Kuzey Anadolu fay zonu üzerinde tamamladım. 1996: Doktora tezimi Anadolu fay zonları üzerinde çalışarak tamamladım. 2000: Doçent ünvanı aldım.

2000 yılından sonra:

  • Post-doc araştırmacı olarak iki defa Japonya'ya ve bir defa Kanada'ya gittim.
  • Kanada ve Japonya Yer Bilimleri Deprem servislerinde çalıştım.
  • Kral Fahd Üniversitesi ve Kanada'daki Alberta Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptım. 2010: İstanbul Üniversitesi'ne profesör olarak atandım. 2010 yılından bugüne kadar: Türkiye'de çalışmalarımı sürdürmekteyim.
  • 12. dönem İstanbul Jeofizik Odası şube başkanlığı yaptım.
  • 2019 yılına kadar İstanbul Üniversitesi'nde çalıştım. 2019'dan beri: Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Sismoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktayım.

Monday, February 19, 2024

Yenilgi her zaman yüzleşmeyle ilgili değildir!

"Fevkalade zaferler her zaman olmasa da, içinden sağ çıkmayı başardığım yenilgilerimle sizi şaşırtabilirim." Bu söz, yenilgilerin de birer öğrenme fırsatı olduğunu hatırlatıyor. Fakat ya engellenmemiz, karalanmamız ve haksızlığa uğramamız? Görünmez düşmanlarla savaşmak zordur, adalet duygusunu zedeler ve yenilgiyi daha da acı hale getirir.

Peki ne yapmalıyız?

Sunday, February 18, 2024

Deprem Gerçek ve Tedbirli Olmak Zorundayız!

Deprem, ülkemizin kaçınılmaz bir gerçeği. Bizler önlemimizi alacağız, gerisini Allah'a bırakacağız. Peki, en önemli önlem nedir? Kentsel Dönüşüm!

Depremden korunmak için binalarımızın sağlam olması şart. Yüksek katlı binalar için Zorunlu Yapı Sağlığı Sistemi şart. Bu sistem sayesinde binaların depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğu sürekli takip edilecek.

Yapı Denetimi Şirketleri gibi Yer Denetimi Şirketleri de kurulmalı. Bu şirketler, zeminin sağlamlığını ve depreme karşı dayanıklılığını kontrol edecek.

Kentsel Yer Sağlığı İzleme Teknolojisi ile zeminin durumu sürekli izlenmeli. Bu sayede olası riskler önceden belirlenebilecek.

Çocuklarımızın depreme karşı bilinçli olması çok önemli. Deprem Okul Projesi ile çocuklara temel deprem bilgisi verilmeli.

Kentsel Sismik Güvenlik Uyarı Sistemleri ile depremler önceden tahmin edilebilir ve insanlar uyarılabilir.

Şehirlerin güvenliği için gizli deprem fayları da tespit edilmeli. Ulusal Kaydırmalı Sismik Sistem kurularak bu faylar belirlenebilir.

Jeofizik Yer İnceleme Projelerinde ulusal standartlar yerine küresel standartlar kullanılmalı. Bu sayede daha güvenli şehirler inşa edilebilir.

Deprem Güvenli Şehirleşme için profesyonel mühendislik sistemi şart. Mühendislik uygulamaları standartlara uygun şekilde yapılmalı.

18 Şubat 2017 tarihinde, Kahramanmaraş depremlerinden 6 yıl önce, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bu konuda bir tweet zinciri göndermiştim. Deprem gerçeği unutulmamalı ve gerekli önlemler acil olarak alınmalıdır!

Kafanı Dik Tut, Güçlü Ol, Aldırma, Devam Et!

Bu sözler, zor zamanlardan geçerken kendimize hatırlatmamız gereken önemli bir mesajdır. Hayat her zaman kolay olmayacak, engeller ve zorluklarla karşılaşacağız. Bu anlarda pes etmek yerine, güçlü durmak ve mücadeleye devam etmek önemlidir.

Kafanı Dik Tut: Moralin bozulmasına ve umutsuzluğa kapılmasına izin verme. Her zaman daha iyi bir gelecek ümidi vardır.

Güçlü Ol: Zorluklar karşısında yılmadan, dimdik ayakta dur. Kendine ve yapabileceklerine inan.

Aldırma: Seni üzen veya demoralize eden sözlere ve düşüncelere aldırma. Kendi inandığın yolda ilerlemeye devam et.

Devam Et: Pes etme. Zorluklar geçicidir, sonunda üstesinden geleceksin.

Bu sözleri bir mantra gibi tekrarlayarak, zor zamanlardan daha güçlü bir şekilde çıkabilirsin. Unutma, sen her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlüsün!

Bu mesajın sana ilham vermesini ve zorlukları aşmana yardımcı olmasını dilerim.

Birkaç ek ipucu:

  • Zor zamanlarda sevdiklerinden destek almaktan çekinme.
  • Kendine zaman ayır, dinlen ve rahatla.
  • Sevdiğin ve seni mutlu eden şeylerle uğraş.
  • Kendine inan ve asla pes etme!

1940 Kayseri Develi Depremi ve Büyük Depremlere Hazırlık

6 Şubat Depremleri ve Medya Deneyimi: Bir Akademisyenin Anlatımı

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri Türkiye'yi derinden sarstı. Bu zor zamanlarda, bir akademisyen olarak üzerime düşeni yapmak ve bilgi birikimimi paylaşmak için bir medya kanalında konuk olma fırsatı buldum.

3 gün boyunca, akşam 9'dan sabah 2'ye kadar süren canlı yayınlarda depremin farklı yönlerini ele aldık. Depremle ilgili son haberleri aktardık, uzmanlarla depremin nedenlerini ve sonuçlarını tartıştık ve izleyicilerden gelen soruları yanıtladık.

Bu deneyim benim için oldukça önemliydi. Hem deprem bilimi ve afet haberciliği alanındaki bilgimi paylaşma hem de farklı bakış açılarını dinleme imkanı buldum. Aynı zamanda, Japonya'dan bir uzmanla birlikte Türkiye'de depreme karşı alınması gereken önlemler hakkında da fikir alışverişinde bulunduk.

Bu yazıda, 3 günlük yayın süresince yaşadıklarımı ve edindiğim deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Depremle ilgili farkındalığı artırmak ve gelecekteki depremlere karşı daha hazırlıklı olmamıza katkıda bulunmak umuduyla...

1659 Marmara Depremi'ni biliyor muydunuz?

17 Şubat 1659'da, Marmara Denizi'nin kuzeyinde 7.1 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. Bu deprem, İstanbul ve Tekirdağ'da büyük bir yıkıma yol açtı. Tarihe "1659 Marmara Depremi" olarak geçen bu olay, 40.000 ila 400.000 arasında insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.

Deprem, sabahın erken saatlerinde meydana geldi. İstanbul'da birçok cami, minare, medrese ve ev yıkıldı. Ayasofya'nın kubbesi de depremden zarar gördü. Tekirdağ'da da birçok bina yıkıldı ve can kayıpları yaşandı.

Depremden sonra İstanbul'da büyük bir panik yaşandı. İnsanlar şehirden kaçmaya başladı. Yangınlar çıktı ve yağma olayları gerçekleşti.

Deprem, Osmanlı İmparatorluğu'nun en yıkıcı depremlerinden biri olarak kabul edilir. Depremden sonra şehirler yeniden inşa edildi ve depreme dayanıklı binalar yapılmaya başlandı.

Peki, bugün aynı deprem tekrar olsa ne olur?

Nüfus artışı ve yapılaşmadaki değişimler, depremin etkisini de değiştirecektir. Günümüzde İstanbul'da 16 milyondan fazla insan yaşıyor ve binaların büyük çoğunluğu betonarme. Bu da depreme karşı daha dirençli bir şehir anlamına geliyor.

Ancak İstanbul'un birçok bölgesi alüvyal zemin üzerine kurulu. Alüvyal zeminler, deprem dalgalarını büyütme ve yıkıcı hale getirme özelliğine sahip. Bu da binalar için risk oluşturuyor.

Çanakkale'de durum ne?

1659 depremi, Çanakkale'ye de İstanbul'a yakın bir mesafedeydi. Ancak Çanakkale'nin zemini İstanbul'dan daha sağlamdır. Bu da depreme karşı daha dirençli bir şehir anlamına gelir.

Sonuç olarak:

1659 Marmara Depremi, İstanbul ve Çanakkale için önemli bir tarihsel olaydır. Depremden dersler çıkararak, binalarımızı depreme dayanıklı hale getirmeli ve bilinçli bir şekilde yaşamayı öğrenmeliyiz.

17 Şubat 1659 tarihinde, Marmara Denizi'nin kuzey kıyılarında 7.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Tarihe "1659 Marmara Depremi" olarak geçen bu olay, Tekirdağ ve İstanbul'da büyük hasara yol açtı. Depremin etkisi İzmir ve Yunanistan'ın Selanik kıyılarında bile hissedildi.

The Cost of Staying True: The Struggle Between Humanity and Conscience 🌿

"It doesn't matter how good a person you are; you will be seen as the worst person the moment you make your first mistake." 📜...